/i/Sözlük İçi

sözlük içi.
  1. 701.
    +2
    "lan salaklaşma, ne var, sanki ilk defa buluşcanız..bak sizi buluşturucam ben bir şekilde ama
    sakın sana söylediklerimi belli etme, yani ayıp olur biliyorsun"
    "heralde lan öküz müyüm ben.."
    "tamam kanka, o zaman hazır ol, her an kavuşabilirsiniz * bari birimizin adam gibi bir ilişkisi olsun,
    belki öbürüne örnek olur * "
    "vay aq..heyecanlandım lan..olm bak ya artık istemiyorsa?"
    "ister ister.. konuşturucam ben sizi * "
    ve benim halimin ne olacağı sorusuyla başlayan bu gece, umulmadık bir şekilde iki insanın
    birleştirilmesi adına verilen bir tahattütle bitmişti..
    bunu da neden yaptım bilmiyorum, nilayla zaten aramız iyi değil, ama ne bileyim.. sanırım ilk defa
    bir şekilde birilerini gerçekten mutlu etmek ve onların mutluluğuyla mutlu olmak istemiştim.. dolaylı
    da olsa, gerçek bir mutluluk.. yapay, zorlama ya da rol icabı değil..
    umarım diğer cephede de olaylar istediğim gibi gelişecek ve bir zamanlar en iyi kız arkadaşım
    olan nilayla, kankam tolga bir şekilde bir araya gelecekti,
    hem belki böylece nilayın benimle ve ebruyla da arası düzelirdi, ebrunun ondan hoşlanmamasının
    sebebi onu bile tehdit olarak görmesinden kaynaklanıyor olabilirdi ve bu ilişki, onu muhtemel
    ayartıcılar listesinden çıkarmaya yeterdi..
    öff..
    durumlar çok karıştı..
    bana asıldığını düşündüğüm ceyda bir tarafta,
    inadına asıldığım ayşegül diğer tarafta,
    ebru, her tarafta..
    nilay-tolga olur mu? olmaz mı..
    ···
  2. 702.
    +2
    alperin sayesinde devamlı yeni insanlarla tanışıyorum.. sanırım çocuğun benden herhangi bir
    ortam beklentisi yok zira kendininkini yaratmakta oldukça usta, işin tuhafı beni de hep yanında
    istemesi ve benimleyken kontrolün büyük kısmını bana vermesi.. artık büyüğe hürmetten midir,
    anlamadım ama ama resmen armudu pişirip pişirip ağzıma yediriyor.. belki de sandığım kadar
    beklentisiz değildir, en başlıca menfaati sadece onunla takılıyor olmam bile olabilir..iyi de ben ne
    zaman o kadar vazgeçilmez ve üstün derecede bir adam oldum?
    gece sonunda kafalarımız epey rahatlamış, ben içimi boşaltmış ve epey azar yemiş, tolga umut
    kazanmış ve kankalık görevini de yapmış bir şekilde omuz omuza, yalpalayarak ve arada saçma
    sapan şeylere abartılı kahkahalar ata ata yurda döndük,
    kafamı daha yastığa koyar koymaz uykuya daldım, rüyamda ebruyla sarmaş dolaştım..
    @2579 eyvallah tobias, demek ki o zaman ki duygularımı gerçekçi bir şekilde aktarabiliyorum
    size. zira burada yazılanlar benim bugünkü düşüncelerim değil, o zaman aklımdan geçenler ve
    evet haklısın, bir zamanlar şimdiki gibi mütevazi bir insan değildim.
    takip eden panpalara iyi geceler, görüşmek üzere *
    iyi geceler panpalar, 15-20 dakikaya başlıyorum *
    bu da preview şarkısı olsun
    ···
  3. 703.
    +2
    http://fizy.com/#s/2b7o7b
    takip eden panpalara iyi geceler, kaldığımız yerden devam
    ayılmakta zorluk çektiğim bir pazartesi sabahı daha..
    ama bugün okula gitmek zorundayım zira hayatımda işlediğim ender hayırlardan birini işlemek
    üzereyim, sevenler sayemde kavuşabilir..
    sınıfa nispeten erken vardım, kapıdan girdiğim sırada bana pis bir bakış atan nilay a gülümsedim,
    defter kitabımı klagib sıramın üzerine attıktan sonra nilayın sırasına yaklaşıp, " az gelsene dışarı
    bir şey konuşmam lazım senle * " dedim. evet, bir şey konuşmamız gerektiğinin farkında, ama
    benim böyle gülümsüyor olmama bir anlam veremiyor çünkü ona göre aramızda konuşulması
    gereken mesele benim serhatı dövmüş olmam..ama işin aslı benim için öyle değil tabi..
    artistik hareketlerle sırasından kalktı, somurtarak peşime takıldı, koluna girdim, irkildi, ters ters
    baktı ama tepki göstermedi..
    koridora çıkıp pencerelerden birinin önüne geçtik, ben daha ağzımı açmamıştım ki makineli tüfek
    gibi saydırmaya başladı:
    "ya sen nasıl düşüncesiz bir adamsın, sana güvendim de anlattım, hani bana ne söz vermiştin,
    resmen hayvanlık ettin bilmem farkında mısın? , kendi başına açabileceğin şeyleri düşünmedin
    mi?, benim başıma açabileceklerini düşünmedin mi? ne biçim ins..
    ···
  4. 704.
    +2
    "nilay, bir saniye, bir saniye.. tamam, sen haklısın o konuda zaten ben de pişman oldum
    sonradan ama konumuz bu değil * " deyip tehlikeli bir gülümseme takındım, onu pencerenin
    önüne yaslayıp tam karşısına geçtim, ne tak yemeye çalıştığımın farkında olmadığı için
    garipsemiş şekilde bakınıyor yüzüme,
    "başka bir şeyden konuşucaz" dedim tekrar,
    "ne..neymiş o?" dedi tereddütle.
    "bak şimdi sana bir şey soracağım ama bana doğruyu söyleyeceksin tamam mı? * " hala o
    etkileyici (olduğuna inandığım) gülümseme yüzümde, ellerimi omuzlarına doğru köprü gibi attım,
    tamamen etkim altına almaya çalışıyorum onu, direkt gözlerinin içine bakarak sorumu yineledim ,
    "tamam mı? değil mi?"
    "tamam!!!" dedi şaşkın ve biraz heyecanlanmış görünerek..
    "ee..sen, bir zamanlar tolgadan hoşlanıyordun değil mi? bana öyle söyledin diye hatırlıyorum?"
    gözlerimi kısmış, yüzümü elimden geldiğince ciddileştirerek kaçamak bir cevabı asla kabul
    etmeyecekmiş gibi görünen sıfırcı hoca moduna geçmiştim..
    yutkundu, burun delikleri daralıp genişledi (utanan insan refleksidir, aklınızda bulunsun)..
    "şimdi, ne alaka ki o?" dedi..
    suskun kaldım, ve cevabımı isteyen gözlerle onu izlemeye devam ettim, ellerimin omuzları
    üzerindeki baskısını arttırdım..
    tekrar konuştu,
    "tamam, o zamanlar olmuş olabilir evet..ne oldu ki?"
    "sadece o zamanlar mı?"
    ···
  5. 705.
    +2
    "tsigalko, nereye varmaya çalışıyorsun anlamıyorum?"
    "nilaycım, yani demek istediğim hala ona karşı bir şeyler hissediyor musun? hissetmiyor musun?
    iyi düşün cevabını * "
    gözlerini sağa sola kaçırdı, beyninin son hızla tüm ihtimalleri düşündüğünü hissedebiliyorum, hadi
    evet de de yapayım şu işi, evet de...
    @2614 biraz erken konuşuyorsun gibime geldim panpam ama neyse hadi ;) 2. yılın ilk ayı
    içindeyiz henüz *
    "ya..hoş çocuk evet ama.."
    "hala hoşlanıyor musun hoşlanmıyor musun nilay, oyun oynamayalım lütfen * "
    "ya tamam da, şimdi sen böyle damdan düşer gibi sorunca ne diyebilirim ki ben üzerime
    gelme..hem zaten kaç zamandır mesajlaşmadık.."
    "eminim ki son mesajı o atmıştır.."
    "bilmiyorum.. olabilir.."
    "iyi, o zaman şimdi sıra sende.."
    "neden ya, bir şey mi söyledi o sana yoksa?"
    "nilay, sen ona bu akşam bir mesaj at tamam mı, bir konuşun bakalım"
    "ya tsigalko bir mi söyledi, benden hoşlanıyor muymuş yoksa??" gözleri parlamıştı, neredeyse
    oley çekecek..ah ah bu kızlar yok mu..
    size aşık olurlar, ama yine de hem onları farketmenizi hem de ilk adımı sizden beklerler..
    lan bir olay geldi aklıma anlatayım hemen,
    ikinci yılın 2. yarısında bizim alperin tayfadaki kızlardan biri, tolganın sınıfından bir elemana abayı
    yakıyor, ama öyle tanışma filan yok, uzaktan uzağa,
    neyse, bu ve bir arkadaşı önce bana geliyorlar, böyle böyle, sen çocuğu tanıyor musun
    gibisinden, bana geliyorlar çünkü bana güveniyorlar, aramız iyi. ben de, "çocukla muhabbetin var
    mı?" diyorum,
    yok diyor ama biraz araştırttım, sevgilisi yokmuş filan diyor,
    e peki benden ne yapmamı istersin diyorum,
    zira çocuğun kızın ondan hoşlandığından haberi bile yok, işte bu "tolganın sınıfındaymış, onu pek
    tanımadığımız için sana söyledik, hani sen de ona, oradan da çocuğa bir şekilde..
    ohoooo bahçıvan uşağa, uşak aşçıya, aşçı şöföre aq..
    sonra da diyor ki "onun beni farketmesini sağlayamaz mıyız?"
    dedim sen bir şey yapıyor musun seni farketmesi için?
    "bakıyorum işte uzaktan.. gördükçe..
    ···
  6. 706.
    +4
    lan gerizekalı, hoşlanan sensin zaten, elemanın haberi bile yok, buna rağmen onun gelmesini
    bekliyorsun, araya bir sürü köprüler filan koyuyorsun.. afedersin ama mantığını gibeyim,
    özgüvensiz kişiliğine sıçayım..
    sonuç olarak iş olmadı beyler,
    kız da fena değildi, bence o çocuğa fazlaydı bile * * eğer bir şekilde tanışsaydılar ya da kızın
    ondan hoşlandığından haberi olsaydı, kesinlikle o da evet derdi diye düşünüyorum.
    ama ruhu bile duymadan gayet güzel bir kızdan ve güzel bir ilişkiden mahrum kaldı.. farkında bile
    olmadı..
    ama siz farkında olun, ayık olun arkadaşlar.. çevrenize düzenli aralıklarla rutin taramalar
    yapmaktan kaçınmayın..kim bilir, belki bir yerlerde bir çift göz farklı amaçlarla sizi izliyor olabilir..
    nilayın heyecanlı halleri karşısında ben de sevindirik oldum..ne de olsa iki arkadaşımın arasını
    yapmaya çalışıyorum,
    tekrar sordu neredeyse haykırarak, "ya nolur söyle bak bir şey mi dedi benim hakkımdaa * "
    "bilmem, belki de demiştir * ..benim sana diyeceğim ise, eğer içinde bir şeyler varsa işin peşini
    bırakmaman.. gurur yapma kızım, insan şu hayatta kaç kere seviyor?"
    "üff.. çok kafamı karıştırdın ya sen şimdi * " bir yandan gülüyor, bir yandan yalvaran bakışlarla,
    daha fazlasını söylememi istiyor, zira daha fazlasını bildiğimi anlamış durumda..
    ···
  7. 707.
    +2
    bu da kollarını benim kollarımın üzerine atıp beni sarsalayarak " sen daha fazlasını biliyorsun ya
    neden söylemiyorsun, ben öyle mi yaptım sana mineyle tanıştırırken?" bunu söyledikten sonra bir
    anlığına ikimizin de yüzleri asıldı.. evet pek hoş bir örnek olmamıştı..ama konuyla alakası var
    mıydı, vardı.
    ben tekrar soğukkanlılıkla gülümseyerek, "nilaycım.. bence sizin iş olacak..hem de çok güzel
    olacak yeter ki sen biraz çaba göster.. ;)"
    heyecandan gebermek üzere olduğunu hissedebiliyorum.. midesinde kelebekler uçuşuyor olmalı..
    elleri üşürken, yüzüne boynuna ise ateş basmıştır şimdi..
    kendim hissedemediğim ve bana oldukça uzak gelen duyguları, başkasının hissetmesini izleyerek
    tatmin olabiliyorum artık..ne acı..
    biz böyle lego gibi birbirimize geçmiş bir vaziyetteyken ebrunun karşıdan geldiğini gördüm, nilay
    da görünce o hemen kollarını çekti üzerimden, ama ben çekmedim, beklenmedik bir durum değil,
    basıldığımı düşünmüyorum.. kızarsa mantıklı açıklamamı yaparım..
    soğuk bir yüz ifadesiyle sınıfa geçti.
    "off bu bizi böyle gördü trip yapmasın şimdi?"
    ""bu" dediğin benim kız arkadaşım oluyor yalnız hatırlatırım" dedim gülerek
    "aman tamam her neyse" deyip ukala bir surat ifadesi takındı..
    bu iki kızdan hangisinin yanında olsam bana karşı diğerini kötülüyorlar ve benden de destek
    vermemi bekliyorlar.. manyak mısınız kuzum siz? *
    "bu arada geçen gün yaptığını da unutmadım ""kız arkadaşının!"" " deyip ters ters gülümsedi..
    ···
  8. 708.
    +8

    OKUYANLAR REZ FALAN ALSIN Bi BELLi ETSiN KENDiLERiNi

    ···
  9. 709.
    +1
    Hadi bakalım
    ···
  10. 710.
    +1
    pampa at bi 10 tane daha gece yatmadan okuyayım şimdi değil :D
    ···
  11. 711.
    +1
    513 entry lik hikaye mi olur amk kim okucak bunu
    ···
    1. 1.
      0
      tahminimce 4100 entry surcek tamamı
      ···
    2. 2.
      0
      Vay amk
      ···
  12. 712.
    +1
    Rezerve
    ···
  13. 713.
    +1
    Rezervatif
    ···
  14. 714.
    +2
    "kötü gününe denk gelmişsindir, olabilir, ben sahibi olan bir erkeğim sonuçta, bir dahakine ondan
    izin alırsın benle görüşmeden önce ahahaha"
    "pislik * "
    "bak, sen benim dediğimi unutma tamam mı? bu akşam mesaj atıyorsun tolgaya, konuşuyorsun
    biraz, yani tabi, bir şeyler hissediyorsan. yoksa zorla değil" diye feykimi de attım.
    utana sıkıla, "iyi tamam.." deyip yüzüne yayılmak için dudaklarını zorlayan gülümsemeyle
    mücadele etti..
    sınıfa geçtik, görevin ilk aşaması tamamdı, şimdi bu ikisi biraz arayı sıcaklaştırdıktan sonra, eğer
    kendileri akıl etmezlerse, bir şekilde bir araya getirmek, buluşturmak lazımdı, onu da hallederim
    ben sorun değil.
    sınıfa geçip ebrunun yanına oturunca kendimi biraz sonra gelmesi muhtemel triplere karşı
    hazırladım, dediğim gibi,ona karşı her zaman mantıklı bir cevabım ve tüm tartışmaları lehime
    çevirmek için yeterli cephanem vardır..
    onun laf atmasını beklemeden ben girdim mevzuya, böylece onu daha az üzmüş olurdum,
    "nilaya bomba bir haber verdim * " dedim neşeyle,
    "hıı belli, ne güzel sevişiyordunuz öyle" dedi yarı alay yarı kızgınlıkla..
    "valla nilay uzun vadede biriyle sevişecekse bile o ben değilim canım * " dedim,
    yüzüme tip tip bakıp, "bir tak anlamadım tsigalko kusura bakma" dedi ve ukala bir gülüş
    koyuverdi.. ebru, bu hallerin beni o kadar tahrik ediyor ki bilemezsin.. böyle trip atmaya çalışıp da
    beceremediğin, kızgın görünmeye çalışırken bile muzurluğundan vazgeçemeyişin..o yanaklarını
    ısırmak, mıncıklamak istiyorum.. sevimli şey.
    "nilayla tolganın arasını yapıyorum" deyip göz kırptım yine neşemden bir şey eksiltmeden.. zaten
    ebru da tripkar başlamasına rağmen bugün pek tartışacak modda değil gibiydi, ben öyle deyince
    gözleri şaşkınla büyüdü, şaşkın şekilde gülümseyerek,
    ···
  15. 715.
    +1
    "ciddi misin?"
    "evvvet, hayrına sevenleri kavuşturuyorum, bizim ilişkimizin de nazarlığı olur hem :p"
    "vay be..iyimiş * tolga-nilay ha..fena çift olmazlar.. becerebilecek misin?"
    "beceririm beceririm.. ikisi de hoşlanıyor birbirinden de, işte, malum sizin cinsin klagib gururlu
    halleri, oğlan tarafının çekingenlikleri filan.." böyle diyerek dalga geçmeye çalışmıştım ama daha
    laflar ağzımdan çıkarken yanlış ata oynadığımı farkettim, ebrunun ceza üçlüğü gecikmedi,
    "doğru tabi, ben de epey gurur yaptım ya sana karşı haklısın" dedi imalı bir şekilde gülümseyerek,
    utanır gibi yapıp başımı öne eğdim, bu kaşları havada gülümseyerek beni süzdü, ben
    gülümsedim, tüm bu jest ve mimiklerin finalini bir kaç saniyeliğine de olsa birbirini bulan
    dudaklarımız yaptı..
    sınıf içinde pek coşmuyoruz, en azından böyle kalabalıkken..
    ayşen ve ozan ın ilk zamanlarını düşünüyorum da..amk görmemişleri...
    iyi, ebru durumu olumlu karşılamıştı, hatta en az benim kadar sevindi bile denebilir, keza bu
    durum nilaydan dolaylı olarak kurtulmasına yarayacaktı,
    tuhaf ama nilayı dahi söz konusu ben olduğumda kendine tehdit olarak görüyordu, bunu ilerleyen
    zamanlarda bana kendisi de itiraf etti..
    ebrunun sevgisi aşktan ziyade saplantıya daha yakın bir yerlerdeydi ve ben olmaz ama, olur ya
    bir gün bir şekilde aramızdaki şeyler son bulacak gibi olursa, neler olabileceğini düşünemiyorum
    bile (çok fazla "olmak" fiili kullandım farkındayım)..
    o gün, hem bir gönül işini bağlama açısından faydalı bir davranışta bulunduğum için, hem de
    ebru havasında olduğu için çok güzel vakit geçirdim, bu kızla gerçekten çok mutluydu..ya da ona
    benzer bir şey..
    ···
  16. 716.
    +1
    peki ya diğerleriyle ne işim vardı o zaman?
    ceydanın neden o kadar yaklaşmasına izin vermiştim?
    ayşegül e niye yaklaşmaya çalışıyordum?
    pff..
    dengesiz herifin tekiyim..
    umarım gene bir şeyleri devirmem.
    bu tarz akıl karışıklıkları yaşadığım dönemlerde, bir numaralı kaçış noktan olan spor, yine
    imdadıma yetişiyordu.. elim iyileştikten sonra kick taks antrenmanlarıma başlamıştım,
    elimde bandajlar, kum torbasına tekme tokat girişirken, havayı ve partnerimin elindeki
    korumalıkları yumruklarken kendimden geçiyor, hem stres atıyor hem de vücudumun dinamikliğini
    koruyordum..
    basketbolu taparcasına severim, ama bu da en az onun kadar keyifli bir uğraş.. hiyaaaa çattt çuttt

    alper ve tayfasından kaçış yoktu.. gerçi ben de pek kaçmak istediğimi söyleyemem ya, çocuk
    ekmeğin üzerine yayılan küf popülasyonu gibi, her geçen gün daha fazla yayılıyordu etrafa, ve
    her yayılışıyla beraber, beni de daha çok istiyordu yanında.. artık haftanın 2-3 akşamı gerek
    ikimiz gerekse her seferinde yeni insan kalabalıklarıyla, farklı farklı mekanlarda eğlenmeye gider
    olmuştuk, bu eğlencelerin bir kısmında tolga da bana iştirak ediyor ve ebru, bu yan dal misali
    gelişen sosyal ağım hakkında hala tam olarak bir şeyler bilmiyordu..
    ceyda ile samimiyetimiz, son gittiğimiz barda 10-15 dakika kadar dizlerime oturmasına kadar
    varmış, sanki tamamen benzine bulanmış bir ortamda, sadece çakmağın yakılması kalmıştı,
    o çakmağı ise benim yakmam gerekiyordu, gürültülü müziğe rağmen bana sesini duyurmaya
    çalışırken, dudaklarına kulağım yerine kazayla (!) dudaklarımı zütürmem, hoplaya zıplaya dans
    ederken omzuna değil de beline, kalçasına sarılıvermem ya da onun sürekli kovaladığı, göz göze
    gelme anlarımızı bir kaç saniyeliğine daha uzatmam, bu çakmağı yakmanın pek çok yolundan
    sadece bir kaçıydı..
    önceleri haytalık ettiğimi düşünüp, biraz da ego tatmini meselesiyle bu yakınlaşmadan keyif
    almıyor değildim, ama iş gittikçe ciddileşmeye ve kontrolümden çıkmaya başlamıştı,
    ···
  17. 717.
    +1
    şunu net olarak söyleyeyim, ebruya karşı olan ve benim hala şüpheli kategorisine sokabildiğim
    hislerimin, 100 de 1 ini bile beslemiyordum ceydaya karşı.. öyleyse bu samimiyet niye?
    geçen yılın sonlarına doğru, tuğçe ve seda adlı iki kızla tanıştığımdan bahsetmiştim,
    hatırlıyorsanız. bizim sınıfın iyi kızlarından, muhabbeti kasmayan, bildiğiniz normal insan evlatları
    işte..
    bir gün ebruyla beraber amfi de bunların arkasına oturduk, güzel muhabbet oldu, sohbet iyi
    olunca ebru bunlara çıkışta bir yerlere gitmeyi teklif etti, hayret, biz yalnız takılacaktık aslında, o
    söylemese, ben sonradan bana surat yapabileceğini hesaplayacağımdan dolayı asla böyle bir
    şey teklif etmezdim yani,
    kızlar da arkadaş canlısı tipler zaten, bizim ki gelin ya, oturur ederiz deyince kabul ettiler.
    ebrunun bildiği mekanlardan birine gittik, sıradan bir kafe, içkisiz, tuğçe zaten öyle bar-pub vb.
    mekanlarda takılmaz muhtemelen, başına açık mavi-kahverengi desenli tiki türbanını takmış,
    kafası alien ler gibi arkaya doğru uzamış bir şekilde yanımızdaydı. inanın o kadar hoş sohbet ve
    iyi bir kız olmasa asla aynı masaya oturmayacağım bir insan..
    insaları dış görünüşle ve bu tarz şeylerle yargılamayı pek sevmediğimi söylemiştim, zira benim
    anneannem de köylü kadındır, namazında orucunda, başörtülü, klagib ninelerdendir. ama
    açıkçası bu diğer mesele bana pek samimi gelmiyor..sen bir ton makyaj yapacaksın, sevgilin filan
    bile olacak..ee? onu takmakla bütün mesele çözülüyor mu yani?
    neyse.. dine vb. pek girmek istemiyorum, uçarız muçarız, gerek yok..ama dediğim gibi, ben
    samimi bulmuyorum bu tarz hareketleri.. namaz yok, niyaz yok, sevgili var, makyaj var..ee ama
    baktın mı, kapalı, haa o zaman cennetlik aq tamam
    ···
  18. 718.
    +1
    biz böyle 4 kişi güle konuşa oturuyoruz, gayet kozmopolit bir masa, dışardan bakan bir göz asla
    orada bir çiftin olduğunu farketmez çünkü diğer kızların yanında ebruyla insan gibi davranıyoruz
    ayıp olmasın diye (yalnızken insanlıktan çıktığımız oluyor evet * )
    biz sanki böyle 4 arkadaş gibi otururken, benim az önceki düşüncelerime paralel, bir çift göz,
    masada çift olmadığını süzmüş olmalı ki, adımı söyleyen tanıdık bir sesle irkiliverdim,
    "aa tsigalko? naber * ?"
    kafamı çevirdiğimde, yanındaki bir kızla daha, mekana henüz gelmiş olan,ve muhtemelen masa
    arayışı sırasında da beni fark eden ayşegülle göz göze geldim..
    arkadaşlar bu gecelik bu son partımız olsun, ben farkında olmadan saat 2 küsür olmuş bile, yarın
    iş var malum,
    yarın gece görüşmek üzere, artık böyle kısa partlar şeklinde atıcam, daha güzel oluyor sanırım *
    iyi geceler
    :) bölümümü bir kaç kişi biliyor ancak okul konusunda net bir şey söylemek istemiyorum, nasıl
    hayal ediyorsanız öyle olsun,
    tekrar iyi geceler, ilginize teşekkürler. yarın da mutlaka yazmaya çalışacağım *
    iyi geceler panpalar, 10 dakikaya başlarız *
    güzel düşünceleriniz için de ayrıca teşekkürler
    ..kafamı çevirip ayşegülü tepemde bana gülümserken görünce küçük çaplı bir şok geçirdim,
    dünya küçük.. şehir daha da küçük..
    "aa naber ya?" dedim bende gülümsemeye çalışarak,
    kız öpmek için bana doğru hamle yapınca ben de hafifçe doğrulup karşılık vermek zorunda
    kaldım.
    ···
  19. 719.
    +1
    sonra bu kızlara dönerek onlara da selam verdi gülümseyerek, bizim kızlar da karşılık verdiler
    filan..
    "ee, takılıyorsun?" dedim yine gülümsemeye çalışarak ama zütüm üç buçuk atıyor, aslında öyle
    olması için bir sebep yok ama, işte suçluluk duygusu..
    "aynen ya, arkadaşımla geldik * "
    yanındaki kıza da selam verdim filan.. şimdi benim normalde bizim kızlarla onu tanıştırmam filan
    gerekir, ama ben "ebru, kız arkadaşım" şeklinde tanıttığım an ortalık karışır biliyorum, fiziksel
    olarak olmasa bile duygusal olarak.. ayşegül aşırı bozulur bir kere onu biliyorum..
    öküzlük etmeyi seçerek, zaten ayak üstü olan muhabbeti kısa kestim,
    "tamam, görüşürüz gene * " deyip "hadi artık git sen masa bul" demeye getirdim..o da pek
    üstelemedi, masaya genel bir selam daha verip gitti.
    püfff.. ulan teğet geçtim resmen..
    daha onlar gider gitmez, tuğçe bilmiş bilmiş laf attı "e be şekerim insan tanıştırır yani
    arkadaşlarını şöyle * " deyip yarı şaka yarı ciddi kıkırdadı,
    ebru, "onun arada öyle baltalığı tutar ablası (tuğçe bizden yaşça büyük, 84 lüydü sanırım) * ben
    alıştım artık :p" deyip gırgıra vurdu işi, oradan seda lafa karışıp, "yok yok utandı bu utandı öyle
    yanında kızlar varken başka kızlara yakalanınca :p" dedi..
    ···
  20. 720.
    +1
    iyi iyi, işi gırgıra vurdular.. güzel..ben de saf saf sırıtıp utanmış taklidi yapmakla yetindim..
    ayşegül cephesindeyse durumun "arkadaşlarıylayken beni görünce heyecanlandı galiba" şeklinde
    yorumlandığını düşünüyorum çünkü gece boyunca oturduğu masadan bir kaç kez göz göze gelip
    gülümsedik birbirimize, en son kalkışta da hepimize tekrardan genel bir selam verdi
    gülümseyerek..
    yani iki taraf için de bir sorun yok, biri heyecanıma, öbürü baltalığıma, gırgıra vurdu işi.. olabilecek
    en iyi senaryo..
    gerçi ebru "nereden tanışıyorsunuz" filan gibisinden 2-3 soru sordu ama, onları cevaplamak
    kolaydı, sıkıntı olmadı..
    gece noktalanıp yurda döndüğümde, sakin kafayla düşünüp, ne kadar gereksiz bir şekilde, ne
    biçim tehlikeli sularda yüzdüğümü düşündüm..
    resmen rahat batıyordu zütüme..
    gece ayşegülden mesaj aldım,
    "güzel tesadüftü * "
    ya, sorma aq..
    "aynen, şey ben sizi tanıştırmadım galiba, kusura bakma ya bazen odunluğum tutuyor böyle * "
    "ne olcak canım ya * sınıf arkadaşlarındır diye tahmin ettim zaten"
    "aynen * "
    "bu cuma gelecek misin gene derse?"
    "tabi, gelmeyi düşünüyorum, bu sefer işi baştan sıkı tutucam valla, aynı riski tekrar alamam * "
    ":) öyle yapmak lazım evet, ben de elimden geldiğince günü gününe takip etmeye çalışıyorum
    dersleri, ama ne olur bilmem artık vizelerde"
    "yaparız ya bir şekilde, önünde ben varım bak ibretlik olarak * "
    ":) ah keşke ben de öyle olsam, bi tanecik dersin kalmış ne güzel"
    "senin o da kalmaz umarım ;)"
    "inş. yaa, cuma gelince görüşürüz?"
    "görüşürüz tabi, iyi geceler * "
    "tatlı rüyalar sana da * "
    rüya görenin kendisi olduğundan henüz haberi yok, hem de gözleri açık şekilde..
    ···
    1. 1.
      0
      Rezerved
      ···