/i/Sözlük İçi

sözlük içi.
  1. 451.
    +1
    Rezerved
    ···
  2. 452.
    +1
    Kardeş pdf yi atabilirmisin
    ···
  3. 453.
    +1
    Ayraaaç 176
    ···
  4. 454.
    +1
    Okuyan var bak sana ciddi söylüyorum günde 1 saat bunu okuyorum 2 haftadır gördüğüm en iyi hikaye küfürsüz halini kitap yapsan tutar aq yaz devam
    ···
  5. 455.
    +1
    At lan at çıldıracamm
    ···
  6. 456.
    +2
    zaten doğru düzgün muhabbetimin olduğu bir tek nilay vardı aslında..ama o da pek çok konudan
    konuşulabilecek bir kız olduğundan olayı 5-6 tanıdık gücündeydi denebilir, onu kaybedince
    kendimi adeta bir gruptan dışlanmış gibi hissettim..
    grup demişken, serhat kendine yeni kankalar yaptı, sanırım hep beraberce önce sınıfı, ardında
    okulu ve nihayetinde de tüm dünyayı ele geçirmeyi filan planlıyorlar. zira hep böyle bir aktivist
    çabalar içindeler, yok işte "arkadaşlar piknik yapıyoruz" , "arkadaşlar bir duyurumuz var"
    "arkadaşlar şöyle geziye gidelim diyoruz" bilmem ne şeklinde duyurular, bir takım
    organizasyonlar, bir kaynaşma ve kaynaştırma çabaları filan.. kendi çaplarında atraksiyonlar..hey
    allahım ya..ulan adamlar üniversiteye gelmiş, hala daha ilkokullular gibi duyurular bilmem neler..
    necatiyle biraz muhabbetimiz var, ama o da işte o grubun arasında kaynıyor, benim de onunla
    görüşmek için özel bir çabam olmayınca, bu çocukla da "naber aga?" dan öteye gidemiyoruz..
    hafta sonu geldi, elif mesaj attı tekrar "unutmadın demi?" gibisinden.. unutmadık aq..tamam.
    neyse,
    buluştuk bununla, barın birine gittik.. bakın bar diyorum.. nasıl da belli oluyor değil mi kızdan kıza
    farklar..ahh ah..mineyle bir kere bile bara gitmedik, öyle naif bir kızdı..
    epey konuştuk.. başta tahmin ettiğim gibi klagib zevzeklikler etti, işte "ya siz iyiydiniz", "bence
    yanlış yaptın" ,"pişman olmayasın" vb. vb...
    ···
  7. 457.
    +2
    sonra biraz kafaları da bulunca o muhabbetlerden çıkıp birbirimiz hakkında konuşmaya başladık,
    evet, elif, minenin arkadaşı, 2-3 kere aynı masada bulunmuşuz felan ama, kızı pek tanımıyorum
    doğrusu..
    bu konuştu da konuştu.. anlattı..e bana da kafa dağıtacak muhabbet olsun.. dinledim..aklıma
    malum hatıralar gelmesindi de ne konuşursak konuşalımdı..
    o konuştu..ben konuştum..o içti..ben içtim... bir ara epey sardı muhabbet.. yanımda tolga, okan var
    gibi hissettim resmen.. kızın ağzı iyi laf yapıyor..en dinlerken de harika dinliyor işte
    biliyorsunuz.. hoşuma gitti konuşmak... ben bir-iki saate sallarım gider diye düşünürken, gecenin
    bilmem kaçına kadar saatlerce muhabbet etmiştik hatunla...
    nihayetinde çıktık bardan, hesabı ısrarla o ödedi..ben çağırdım bilmem ne dedi..iyi aq..
    neyse, ben vedalaşalım gibisinden bir hareket yaptım, dönüp gidicem, (öküzlüğe bak öküzlüğe)
    kız şaşırdı,
    "a a, beni bırakmıcak mısın?"
    sonradan aydım işe..lan saat gecenin 3 küsürü e hatun da yarım kafa... mallığa bak aq,
    utanmasam tek yollayacağım.
    "kusura bakma ya..ben.. biliyorsun işte.."
    "tamam tamam.." dedi güldü..
    "şurda duraktan bindireyim seni taksiye" dedim, sahil tarafını işaret ederek.. oralar dolu durak,
    taksi zaten..bu,
    "gerek yok ya taksiye filan, burdan en fazla 15 dakika benim ev, yürürüz.."
    "ya ben kafan güzel diye bindireyim dedim?"
    "ne güzeli bee (yüksek sesle gülerek.. güzel işte amk kimi kandırıyon)..bir o kadar daha içsem bir
    şey olmaz bana.. yürürüz, demi?"
    "e iyi tamam madem.."
    yürümeye başladık, centilmen erkek olarak, gece boyu bana derdimi unutturan kızı evine
    bırakmam gerekiyor. bu paytak paytak biraz gittikten sonra koluma girdi, hatta bildiğin koluma
    yapıştı da diyebiliriz, ağırlığının %90 ı üzerimde,
    ···
  8. 458.
    +1
    "ee ehehe.. evet biraz güzelleşmişim galibaa" deyip gene kahkahayı koyverdi.
    lan ben de gülüyorum bir yandan, bir yandan da hafif tırsmaya başladım, aq saat gecenin körü, o
    da ben de tam değiliz, 10 yaşında tinerci bebe bile gelse ikimizi de gibertir orda.. allahtan semtler
    temiz yerler de..nispeten o içimi rahatlatıyor..ama bir yandan da içimden dua ediyorum "allahım
    lütfen ya" diye.. gülmeyin pekekentler..
    nihayet bunun dairesinin olduğu apartmana geldik.. yeni bina..
    ben gene vedalaşmaya yeltendim, bu zar zor kendini giriş kapısının merdivenlerine attı.. oturdu,
    duvara yaslandı..
    "öf.. çıkamıyacam galiba.."
    "iyi burda yat madem, hem sabaha zinde uyanırsın, açık hava."
    güldü gene.."çıkarsana beni be? hadi valla.."
    merdivenlere yığılmış, az önce atıp tutan bu tehlikeli güzelliği tepeden tırnağa süzdüm.. elif, ciddi
    anlamda hoş kız.. vahşi bir çekiciliği var.. ulaşılması zor görünen hatunlara özgü o aurası, alkolün
    etkisiyle biraz kaybolmuş ama hala yeterince ciksi.. ayşen kombinasyonuna sahip olması da
    cabası..tek farkı yeşilimsi yerine kahverengi gözler..
    yolda görsem "off" çekeceğim kız, merdivende, ayaklarımın dibine yatmış, "agaa beni evime
    çıkarr" diye güle güle bağırıyor..tam deli..
    ···
  9. 459.
    -2
    Ben ölmedigım sürece bin olamazsın
    ···
    1. 1.
      0
      komikmiş
      ···
    2. 2.
      0
      Bunları sen mi yazıyon yada nereden kopyalıyon son olarak gerçekmi bunlar
      ···
  10. 460.
    +2
    "şşiişt tamam kızım ya..bütün mahalleyi topladın.. tamam çıkarıcam ama ağzını kapalı tut okey?"
    "tamam agacım.." ağzına fermuar çekme işareti yaptı.. sonra gene içten içe sarsıla sarsıla
    gülmeye başladı, zorla tuttu kendini..
    kolunu omzuna attım, çantasından anahtarı bulmamız 2-3 dakikamızı aldı.. giriş kapısını açıp içeri
    girdik, iyice yüklendim bunu, iç kısımdaki merdivenleri de çıkardım.. asansöre yükledim, 3. kata
    bastı.
    "katını, kapını filan doğru hatırlıyorsun demi? bak iyice rezil etme bizi.."
    "ya saçmalama beea, kafam yerinde beniimmm... dengemi bulamadım sadece o kadar * "
    çıktık katının önüne, kapının önüne artık resmen attım bunu üzerimden *
    "iyi aga" dedim, "hadi sana iyi geceler"..
    kapının deliğine anahtarı sokmaya uğraşıyor.. bana döndü ," tamam tamam iyi geceler de..şunu bi
    sokurversene ya alışkınsındır sen.." dedi, ben imasını anlayıp "bana bak seeen" dercesine
    gözlerimi irileştirip kötü kötü gülümsedim..
    bu da utanmış gibi yapıp elini ağzına zütürdü, gözlerini patlattı kıkır kıkır gülerek anahtarı elime
    verdi,
    kapıyı açtım,
    bana döndü tekrar,
    "sağol agacım..e bi kahveyi hak ettin artık.. demi?" dedi, güldü..
    yo..ben içeceğimi içmiştim..
    "sağol elifcim.. gideyim ben.."
    yüzüme ıslak köpekler gibi bakarak,
    "ya gel işte be oğlum..bu saatte bilmem kaç dakka yürüyüp yurda mı gidicen? gel, yarın da tatil
    nasılsa uyanınca gidersin.."
    ben kuşkulu kuşkulu bakmaya devam ettim, tam yine reddedecektim ki,
    "öff.. korkma yemem seni..bak insan gibi bir iyilik yapalım diyoruz işte, teşekkür maksadında
    yaaani, geç hadi.."
    ···
  11. 461.
    +1
    bir kaç saniye düşünme hakkı tanıdım kendime..
    ne olabilirdi ki yani? içeri geçer, muhtemelen söylediği kahveyi bile içemeden ikimiz de sızar
    kalırdık işte..ve sonra sabah uyanınca teşekkür eder, yurduma geri, dönerdim..
    "iyi hadi geçelim.." dedim..
    karalık hole doğru adımlarımızı attık...
    takip eden arkadaşlara iyi geceler
    görüşmek üzere *
    iyi geceler arkadaşlar, 10 dakikaya başlıyorum
    http://fizy.com/tr#s/1ah03s
    ..içeri geçtik.
    bu ışıkları yaktı, beni salona davet etti, ev biraz soğuk, ne de olsa hala baharın başında
    sayılırız..üşümüş gibi efekt yaptım,
    "elektrik sobalarını yakayım dur hemen" dedi, iki tane elektrik sobası var salonunda,
    "iki kişi mi kalıyorsunuz?" diye sordum laf olsun diye,
    "yok ben tek kalıyorum" dedi,
    bir örnek sobaları gösterip, "ee bunlar niye iki tane?" dedim.
    "e salon filan büyük gördüğün gibi" deyip güldü,
    ortamdaki abidik atmosferi uzaklaştırmak adına,
    "vaay zenginizz?" diye gır gır yaptım..
    "öylee * birini odama taşıyorum yatarken, diğer zamanlarda çift motor çalışıyorlar" dedi.
    epey ağır görünen sobalara bakıp, "sen bunları taşıyabiliyon mu kız?" diye yine espirik
    yaptım..yani tekerlekleri var elbette aq..
    "ne sandın oluumm" deyip pazu gösterdi, kıkırdayarak iç tarafa doğru ilerlerken "şekerli mi
    içiyordun sen?" diye sordu..
    "evet evet... aferin unutmamaşsın * ..becerebilcen mi sahi sen bu kahve işini? düşüp kalma
    oralarda? * "
    "su ısıtıp içine kahve tozu dökebilecek kadar ayığımdır diye düşünüyorum" deyip gene kahkahayı
    bastı..
    salonda yalnız kalmıştım, biraz inceledim o ara..sade döşeli bir ev..aslında bir öğrenci evinden
    fazlası var gibi geldi bana (zira cerenlerin evi de görmüştüm) ama bir aile evi gibi de değil tabi..
    büyük ekran bir tv, 2 tane tekli, bir tane üçlü koltuk..üçlü tam tv nin karşısında, diğer iki iki yan da
    karşılıklı..ortada büyükçe bir dokuma kilim, halı boyutunda neredeyse..sehpa takımları, bir tane
    dolap, başka bazı teferruatlar.
    ···
  12. 462.
    +1
    salonun çıkış kapısına yakın bir yerindeki çivi ye asılı çerçeve setini gördüm.. böyle 4-5 bölmeli,
    duvar saati gibi, hoş bir şey..
    dikkatimi çekmiş, incelemeye gidiyordum ki içeri seslenip bizimkini bir daha kontrol ettim,
    "kendini öldürmüyorsun inşallah oralarda? * "
    "ölürsem haber veririm merak etmeee * "
    kendi kendime hala gülerekten duvara yaklaştım.. çerçevelerin içindeki resimleri incelemeye
    başladım,
    kumral küçük bir kız çocuğu, kafasında şapkası, altında şortuyla yeşilliklerin arasında poz
    vermiş..
    hemen altında bıyıklı genç bir adam, aynı ufaklık olduğunu tahmin ettiğim, bu kez bigiblet
    tepesinde bir çocukla beraber, düşmesin diye direksiyonunu kavramış, gülümseyerek poz
    vermekteler..
    bir başka resimde, ebeveynler olduğunu tahmin ettiğim minik bir grubun ortasında küçük kızın
    biraz daha büyümüş büyümüş bir hali, bir doğum günü pastasına üflüyor, yanakları balon gibi
    şişmiş..
    fotoğraflar, 90 lı yıllara özgü o hafif mat, silik tonla çekilmişler.. günümüzün dijital sanat
    eserlerinden çok daha sıcak görünüyorlar.. benim de içimi ısıtmıştı bu fotoğraflar... resimdekiler
    elif olmalıydı, nedensiz bir sempati duydum birden.. öğrenci evinde, anne babasıyla küçüklük
    fotoğraflarını duvara asan kaç kişi olabilirdi ki?
    ···
  13. 463.
    0
    ben resimlere baka durayım, arkamda bir hareketlilik hissettim, hafifçe kafamı çevirdim, elif arka
    çaprazıma güya çaktırmadan yanaşmış, elinde bardakların olduğu tepsi, yüzünde muzur bir
    gülümsemeyle duruyor,
    "nasıl küçüklüğüm * " deyip neşeyle gözlerini kırpıştırdı,
    "hımm..eh epey çirkin sayılır * ..da buradaki kız kumral?"
    "e ben de kumralım zaten? ha tabi saçlarım biraz koyuldu evet..biraz da ben koyulttum, yapay
    yöntemlerle, bilirsin ;)"
    heaa..o simsiyah saçlar biraz da boya eseriymiş demek ki..
    çerçevelerin başından ayrıldım, kahvelerle beraber üçlü koltuğa geçtik..
    http://fizy.com/tr#s/1d74wc
    ... bir yandan sıcak kahvelerimizi yudumluyor, bir yandan da laflamaya devam ediyoruz..
    "ya aga, benim uykum kaçtı be? ne yapsak, muhabbete devam?"
    "bana uyar, sohbetine doyum olmuyor" deyip güldüm.
    gene konuşmaya başladık, mevzu biraz döndükten sonra bunun aşk hayatına geldi tekrar..barda
    epey konuşmuştuk gerçi..duymayı tahmin etmediğim şeyler anlatmıştı... ne yalan söyleyeyim,
    benim gerek ilk izlenimim, gerekse sonradan oluşturduğum yargılar, kızın bariz kaşar, yollu ve
    ortamcı olduğu şeklindeydi..ama yerine göre harbi bile sayılabilirdi bizim kız..
    aldatılmıştı..aldatmıştı da evet... terkedildiği de olmuştu, terkettiği de.. "bir ara haftada bir sevgili
    değiştiriyordum desem yeridir..ama inan tsigalko, sırf ona inat, kendimce intikam almak için
    yaptığım aptalca hareketlerden başka bir şey değildi emin ol..arada bazı iyi adamları da harcadım
    sanırım..hoş değil ya..ne biliyim, böyle dışardan bakınca, havalı kızlar, havalı çocuklar, renkli
    ···
  14. 464.
    +1
    Rez al gibişecekler
    ···
    1. 1.
      0
      pampa tsigalko okoronkwo ydu sanırım 3 4 yıl önce üni zamanında yaşadıklarıklarını anlatıyor bunu sözlükten silmişler ben de atıyorum
      ···
    2. 2.
      0
      Çok fazla adam toplamış kaldırmışlar kitle yapmış duyduğuma göre tammı bu peki
      ···
    3. 3.
      0
      tam pampa toplam 2000 sayfaya yakın
      ···
    4. 4.
      0
      gibtir hayatım bitti desene Ben bunu bırakamam
      ···
    5. diğerleri 2
  15. 465.
    +2
    hayatlar falan filan ama.. geceleri bütün o ışıklar sönüp sen gene yastığınla baş başa kalıyorsun
    ya..hah.. işte o zaman kaçış yok be agacım..o zaman kaçış yok.."
    bir an bana laf mı sokuyor diye düşünmeden de edemedim, çünkü onun yaptıklarıyla, benim
    yaptıklarım hemen hemen paraleldi..
    gurur kırıcı bir şekilde reddedilişim, küçük düşürülüşüm...
    tek gecelik kaçamağım..
    mine ile denemeye çalıştığım ve sonunda onu tüketmemle sonuçlanan bir çeşit ilişki..
    kendimle olan gece hesaplaşmalarım..
    vay be..demek ki yalnız değildim beyler.. dünyanın başka yerlerinde, başka insanlar, benim gibi
    duyguları yaşamışlardı, yaşıyorlardı ve yaşayacaklardı...
    bir ben sevdim sanmıştım ben..bir en acı çekiyorum sanmıştım... eliften bile geçmişe dair o acı
    itirafları duymak, biraz olsun kendime getirmişti beni.. yalnız değildim.. değildik..
    belki şu an aranızda bile vardır benimle aynı şeyleri yaşayan, yaşamakta olan.. yaşayacak olan
    illa ki..
    muhabbet devam ederken, bu kalkıp salonun ışıklarını kapadı.. elektrik sobalarının loş
    aydınlatması kalmıştı bir tek şimdi.. geldi tekrar üçlüye, yanıma büzüldü.. ayaklarını altına topladı,
    iyice yanaştı..biz tabi konuşmaya devam ediyoruz, o da ben de görünürde farklı bir şey
    düşünmüyoruz, gayet arkadaşça ama özel konuların menzilinde gezinen derin bir sohbet.. tabi
    benim metabolizma o şekilde değerlendirmiyor durumu malum.. bazı hareketlenmeler oldu ister
    istemez *
    ···
  16. 466.
    +2
    epey konuştuk öyle..saat artık sabaha yaklaşıyor..1 saate hava aydınlanır..oda da hamam gibi
    olmuş biz konuşurken dalınca..sobaları kapattık, oda neredeyse tamamen karalık hale geldi ama
    biz birbirimizi seçebiliyoruz az çok..geldi gene dibime oturdu..
    tekrar muhabbete devam ediyorduk ki artık ben yavaş yavaş kaymaya başladım, uyku, en
    amansız saatlerde bastırmayı severdi,
    kafamı koltuğun arkalığına attım, öyle kaykılmış bir halde bunu dinliyorum..hala bir şeyler
    anlatıyor..bir yerden sonra söyledikleri ninni gibi gelmeye başladı... ben "hııaa..hııuu..hıhııı" gibi
    tepkiler veriyorum anlattıklarına artık, esneye esneye..
    sonra bununda sesi azaldı..daha sonrasında da dalıp gitmişim koltukta..
    .
    .
    .
    gözlerimi açtığımda gün elbette çoktan ışımıştı..gözlerimi kırpıştırken, sahnenin, gece
    bıraktığımdan biraz farklı olduğunu anlamam 1-2 saniyemi aldı...
    http://fizy.com/tr#s/1bkdka
    uyandığımda, ellerim yatağa bağlanmıştı..karşımda doğrulmaya çalıştım ama başaramadım,
    sonra bir de baktım ki, mine, elif ve zerzevat fatih karşımda, ellerinde joplarla duruyorlar..bir de
    artık nerden buldularsa, yanlarında da 3 tane zen...
    neyse * ayılalım biraz,
    ne diyorduk,
    ···
  17. 467.
    +2
    evet, uyandığımda kendimi biraz tuhaf hissetim zira ben üçlüye uzanmış duruma gelmişim,
    üzerimde bir ağırlık var gibiydi sanki, algılarım henüz %10 açık, sabah salaklığı var, kafamı aşağı
    çevirmek bir iki saniye sonra aklıma geldi aq,
    bir baktım ki elif de yüzü koyun yatar pozisyonda, başı göğsümde, elleri vücuduma kenetli,
    neredeyse tamamen üzerimde..
    "noluyo la?" gibisinde öyle bir kaç saniye şapşal şapşal bakındım.. çok acayip bir pozisyondayız
    yalnız..ben kafamı koltuğun kenarına yastık niyetine yaslamış, üçlüye boylu boyunca
    uzanmışım..tek ayağım yerdeki kilimle topuktan temas halinde.. elif de beni aralanan bacaklarımın
    arasına girmiş komple, yuva gibi, başı tam boynumun hizasında, göğsümün üst tarafında.. hatta
    öyle ki saçı başı biraz ağzıma girmiş neredeyse..o da boylu boyunca uzanmış yatıyor..
    hay aq..ne lan bu sahne böyle şimdi? biraz kendime gelince serbest elimle biraz donu yoklamaya
    çalıştım.. ulaşamıyorum ki aq tamamen enkaz altında kalmış..ama bir sıkıntı yok gibi görünüyor
    öyle yanardağ püskürmesi, kamyon devrilmesi, cik cik ötmesi olmamış anlaşılan..e bu iyi bir şey
    tabi..
    ama ben bunları düşününce böyle tabi, benim metabolizma yeniden hareketlenip füze sistemini
    harekete geçirmeye başladım... lan lan lan lan!! kazık gibi olacak şimdi kızı uyandırır
    yeminlen..tam göbeğine mi ne denk geliyor zaten..hay sokucam ya..
    ben bir yandan gibimi kontrol altına almaya çalışıyorum..bir yandan "ya bu şekilde uyanırsa"
    korkusundan kalbim gümbürdemeye başlamış, onun dizginlemeye çalışıyorum..
    ···
  18. 468.
    +2
    aq böyle kendimi sakinleştirme çabasıyla bir 10-15 dakika cebelleştim herhalde.. elif o ara bi
    kıpırdandı.. eliyle, aslında orada olmayan bir yorganı üzerine alıyormuş gibi bir hareket yaptı.. tabi
    ben o ara tırsaklıktan altıma sıçtım desem yeridir..
    nihayetinde çılgın duyularımı kontrol altına almayı başarmıştı... bu ne aq lan böyle sapık gibi...
    hayret bir şey ya, hani hiç de bir şey görmemiş olsak * tamam diyecem, abazalığıma
    veriyorum..ama nispeten bir şeyler de yaşamışız..e bu azgınlık, bu hoyratlık niye ey little tsigalko?
    sorarım sana?
    kendimle olan mücadelem bitince, bu sefer de başka bir sorun ortaya çıktı..
    ne yapıcaktım bu şekilde?
    kızı uyandırsam? nasıl uyandırıcam? sonrasında ne diyeecem..
    hadi kendi uyansın desem..o kendiliğinden kalkınca ne düşünür..
    öfffss..en az bir 10 dakika filan da bunun üzerinde kafa yordum.. elif maşallah kuş tüyünde yatar
    gibi aq, tık yok, dokunmasak akşamı eder üzerimde..
    neyse sonunda uyandırmaya karar verdim... uyandırırdım.. sonra da bir şekilde geçiştirirdik o abuk
    sahneyi, ve ben de gibtir olur giderdim kaçarcasına..
    hafifçe sırtına dokundum, fısıldayarak,
    "elifff.. elif..uyan.. elif.."
    önce mayışık bir hareket yaptı.. sonra aniden kafasını kaldırdı, gözler kısık, surat mahmur halde
    yüzüme baktı.. sonra dirsekleri üzerinde iyice doğrulup, an önce benim yaptığım "noluyo la?" tarzı
    hareketi o yaptı..
    ···
  19. 469.
    +2
    "günaydın?" dedim temkinli bir şekilde..
    "günaydın?" dedi..üzerimden tamamen çekildi..
    http://fizy.com/tr#s/15202k
    odanın içinde dikildi, salak salak gerinir gibi filan yaptı böyle bi, eli ayağı karışmıştı onunda..ben,
    niyeyse suçlu hissederekten, sanki özür diler gibi,
    "sızıp kalmışız ya * " dedim, sıkkın bir gülümsemeyle..
    bu pek gülümseme gereği duymadan,
    "aynen" deyip esnedi..sonra hızla odadan dışarı çıktı..ben de iyice şaşırmış bir halde koltukta
    doğruldum, dirseklerim dizlerimin üzerinde, ellerim boynumda öyle dengemi bulmaya çalıştım,
    neyse bu kısa süre sonra döndü,
    "kahvaltı yapalım?" dedi, az önce ki durumu tamamen atlamıştı kendi kafasında..eh o atladıysa
    ben de atladım..tecavüz etmedik ya aq..
    valla ne yalan söyliyim, midem filan tak gibi..o kadar alkol, üzerine kahveler bilmemneler..bir
    şeyler atsam ağzıma hiç fena olmazdı, yine de kibarca,
    "uraşma ya?" dedim,
    "yok yok hemen ayarlarım" deyip bir kez daha gözden kayboldu.
    ben e o ara banyoyu bulup bir işedim (ufaklığı azarladım o ara * ), elimi yüzümü yıkadım..tam
    çıktım bu da koridorda, beni çağırmaya geliyormuş,
    "tamam, çay da koydum hadi gel."
    geliyorum gibisinden gözümü kırpıştırdım..odaya gidip gece sıcak olunca çıkardığım montumu da
    sırtıma alarak mutfağa geçtim..
    masa iyi sayılır, hatta bariz iyi..ev işte aq ne güzel hayat..kurabiye gibi bir şey var, peynir var,
    reçel gibi şeyler var..bardaklarda sallama çaylar..
    bir yandan da ocağın başında uraşıyor,
    "tost da yapıyorum hemen iki dakkada" deyip o sabah ilk kez hafifçe gülümsedi,
    "yo vollo gorok yok" dedim ağzımda kurabiye olduğu halde,
    "canım istedi ya, kendime yapmışken sana da yapıyorum işte * " dedi, tekrar gülümsedi, ama
    bariz canı sıkkın..
    neyse, kaşarlı tostlar da geldi, masaya oturdu nihayet..
    ···
  20. 470.
    +3
    bir süre konuşmadan yedik.. arada göz göze geliyoruz.. sıkıntılı... e ben de sıkıntılıyım aq..sanki
    ben çok mu havamdayım..
    belli ki, az önce geçiştirdiği konu hakkında yorum getirmek istiyor, konuşacak ama, nereden
    gireceğini bilemiyor gibi.. erkek olarak, yardımcı olmam gerekiyor gibi hissettim
    "sızmışız ya " dedim tekrar salak salak gülümseyerek... ne yapayım aq, o şartlarda elimden
    gelenin en iyisi..
    sıkkın bir şekilde gülümsedi o da yine, "evet.." dedi..
    ben ortamın içine girdiği gibindirik havayı kurtarmak adına son bir hamle daha yapıp, espirik bir
    şekilde,
    "sahi sen dün akşamı hatırlıyor musun ya?" deyip muzur muzur güldüm,
    "sen hatırlamıyor musun yoksaa??" deyip yarı şaşırmış, yarı güler halde yüzüme baktı.. evet o
    sıkıntılı hava biraz dağılmıştı.
    ···