/i/Sözlük İçi

sözlük içi.
  1. 376.
    +2
    takip eden panpalar,iyi geceler , bu gece programım var o yüzden ancak sabaha karşı 3-4 civarı
    bir kaç part atabilirim eğer çok yorgun olmazsam.
    görüşmek üzere *
    selamlar panpalar..
    eve yeni geldim, ulan yazan benim, ben de bağımlı olmuşum işe bak *
    15 dakikaya başlıyorum..bir kaç part atarız
    tekrar iyi geceler arkadaşlar
    http://fizy.com/tr#s/16pyq4
    yazdığınız yorumları okudum, korktuğum başıma gelmeye başladı desem yeridir..ama dediğim
    gibi, ben daha bu hikayenin başlığında söylemem gerekeni söylemiştim,
    bu bir peri masalı değil,
    bir sevda masalı da değil..
    bir aşk hikayesi hiç değil..
    ha, hepsinden var mı? var..zaten sorun da o..hiç bir şeyin tam olmayışı..ve bunun ruh sağlımın
    üzerinde bıraktığı ağır etkiler, yarattığı değişimler. duygusal olmak zor iş vesselam..dünyanın en
    bin, en gaddar, en şerefsiz, en adi adamı olabilirsiniz..bunun için o şekilde doğmanız da
    gerekmez.
    bitiş noktasına vardığınızda, mutlak kötülüğe ulaştığınızda,sizi, o şekilde doğanlardan ayıran tek
    özellik, tek farkınız,
    duygularınız olacaktır…
    gün içinde her haltı yiyen, bin bir türlü bedduayı duyan ama umursamayan o demirden
    adam..gece olup yatağında kendisiyle baş başa kalınca, nasıl da eğilip büküldüğünü, kor gibi
    yandığını sadece kendisi bilecek, kendine ve kaderine lanet edecek, ama ne olursa olsun, yeni
    güne yeni hinliklerin peşinde, yeni hainliklerin izinde başlayacaktır.
    ···
  2. 377.
    +3
    o sebepten ki kendini affedemediği gibi, karşısındaki zaten hiç affetmez…
    bir zaman olur ki, kendinizi silahsız sivilleri kurşuna dizen, mahkumlara tazyikli su sıkan, elektrik
    veren, üzerlerinde deney yapan
    savaş suçluları gibi hissedersiniz..
    aşk suçluları da böyledir..
    gönül suçluları da..
    tek farkları ise, onlar bedene değil, ruha işkence ederler..
    çok işkence gördüm beyler…
    çok işkence ettim…
    ve biz henüz,
    daha eline neşterini dahi almamış aşk suçlularını izliyoruz bu hikayede..daha kan akacak..çok
    ama çok kan akacak..
    http://fizy.com/tr#s/1d69k6
    mine,
    tribünde yok demiştim..orada biraz karanlık noktalar kalmış, aydınlatayım..hem ilişkimizin o
    dönemleri hakkında da biraz baştan savma
    yazmışım, kanımdaki alkolün etkisiyle, sadece güzel şeyleri düşünmeye odaklanmış olmalıyım..
    mine evet..benim güneşim..hayatım kararmak üzereyken onu aydınlatan güneş..ipten çoktan
    düşmüşken, beni yere çakılmaktan koruyan bir ağ…kendi rızam dışında atıldığım bir uçaktan
    şans eseri çaldığım bir paraşüt..
    peki neden böyle oldu?
    mine tribünde değildi beyler..zira artık bunlara önem vermediğimi biliyordu içten içe..duygusal
    dakikalar, cicişlikler, ince düşünceler..tsigalko bunları takmıyordu…tsigalko, sıkılmaya
    başlamıştı..tsigalkoyu elinden kaçırmamalıydı..
    ···
  3. 378.
    +2
    ve o cici kız, muhtemelen hayatının aşkı olarak gördüğü adam için, bildiği bütün doğruları
    unutmaya çalışmış, bütün yasaklarını çiğnemiş, bütün duvarlarını yıkmıştı..
    ne için? neden?... benim yüzümden..
    sanmıştı ki, “eğer ben dişiliğimi konuşturursam, bir şekilde bu adamı eskisi gibi kendime
    bağlarım…hoşuna gidecektir yaptıklarım”
    oysa benim için pek az şey eskisi gibi olabilirdi artık..kağıt kesiğini bilir misiniz beyler? kağıt
    kesiği..
    önce fark etmezsiniz bile..kağıt bu yahu? ama bir anca, sanki jilet yemiş gibi derinden, yoğun bir
    sızlama eşliğinde duyulur acısı..o parmağınızı artık kullanamaz hale gelirsiniz bir
    süreliğine..dersiniz ki, “bıçak yarası olsa bu kadar acıtmaz be..ne kağıtmış..”
    ve işte benim de kağıt kegibleriyle dolu kalbim, artık kullanılamaz halde, kan kusuyordu
    etrafına…yara bantları işe yaramadı..dikişler tutmadı..ne yaptıysam olmadı..
    peki tüm bunları yapan kişiye, o lanetli kadına karşı içimde bir sevgi kaldı mı?
    kalmadı..
    ama o gün bile..hatta..abartmak istemiyorum beyler ama şimdi bile, ayşen..”dön”
    dese…”tsigalko..yalnız seni istiyorum ben artık “ dese…
    kolayca reddedebilir miyim?
    bilmiyorum..
    reddedebilir miyim?
    bilmiyorum..
    ya mine? o ince, kültürlü, cici kız mine..o düşünceli kız mine? o sevgi dolu, aşktan gözünü
    karartmış, kendi olmaktan çıkmış mine?... ona ne olacaktı beyler?bütün bunları haketmeyen, o
    masum papatyaya ne olacaktı? ne çıkacaktı çiçek falı?
    http://fizy.com/tr#s/20js24
    ···
  4. 379.
    +3
    ağır bir vicdan azabı içten içe beni kemirip duruyordu.. dışardan kıpkırmızı, gayet leziz görünen bir
    elmaydım ben..ama eminim ki biraz midesi olan biri, daha aldığı ilk ısırıkta kusar
    kalırdı…kurtlanmış çekirdeğime kimse dayanamazdı...
    minenin, bunca sevgisi üzerine, bir de sırf benim için, beni yeniden kazanabilmek için yaptığı o
    fedakarlıklar, kendini aşan, ona ters davranışlar, umduğu gibi beni çekmek şöyle dursun, daha da
    itmişti.. çünkü farkındaydım…biraz daha böyle gidersek, birimizden biri diğerini bir şekilde yatağa
    atacak ve o andan itibaren de artık tarifi mümkün olmayan, tamamen ağırlaştırılmış hasarlar
    meydana gelecekti ikimizdede..
    ha, ciks ayıp mı? değil aslında aq…tamamen doğal bir olgu aslında…ama, o öyle bir kız
    değil..ben öyle bir adam değilim…
    ciks yapan kız kötü kızdır demiyorum.. yanlış olmasın..ama biz öyle insanlar değiliz be
    beyler.. öyle yetişmemişiz…benim anneannem beni 15 yaşına kadar kuş gibi ağzıma besleyerek
    büyütmüş.. anam babam ipekten iplik dokur gibi örmüş, dokumuş…onu da öyle şüphesiz…biz
    öyle insanlar değiliz..
    belki de yanlış olan biziz..
    ama ne olursa olsun, bu karanlık duygularında tesiriyle, olmadığımız birilerine dönüşmek
    üzereyiz…hele ben…
    mine tribünde değil beyler..
    mine tribünde değil..
    çünkü artık o da biliyor böyle mutluluk oyunlarını tsigalkonun zerre gibinde ol(a)madığını..
    aslında olsun ister tsigalko.. neden olmasın ki..orada otursa.. beni izlese.. yanıma koşa koşa,
    tanımadığım iki kevaşe değil de o gelse…
    ···
  5. 380.
    +2
    çok karmaşık işler be aq..çok ağır hisler..duygularım bulamaç gibi..şimdi, nispeten sağlıklı kafayla
    düşünüyorum da, ulan harbiden ağır ruh hastasıymışım ben..vallahi bak..öyle böyle değil, bildiğin
    tımarhanelik..ve siz de yaklaşık 1400 sayfadır aslında kafayı yemiş bir adamın (ya da yavaş
    yavaş yemeye başlamış bir adamın diyelim) anılarını okuyorsunuz..
    kurtulmamız lazım..ayağımıza bağlı tüm prangalardan..sırtımızdaki tüm
    ağırlıklardan..kurtulmamız lazım beyler..zinciri ellerimizle
    koparmamız lazım..
    koparır mıyız dersiniz?
    http://fizy.com/tr#s/1ua9yw
    …aynı lanetli isim…yine mi ulan…sayarak mı verdiler sizi bana? şaka mı bu? kameralar nerede
    ulan? bana fark ettirmeden gibilmişliğime kıs kıs gülenler nerde??
    yorgunluk, aşırı duygular ve az önce yaşadığım şok üst üste gelince, düşecek gibi
    oldum..harbiden de salon ayaklarımın altında dönüyor resmen..körüklü otobüsün ortasındaki
    yuvarlağın üzerinde dengede durmaya çalışan yolcular gibiyim..
    kız, eli havada bir şekilde bekliyor..bir kaç saniye ben öyle sipastik gibi kalınca, kaşlarını kaldırıp
    tedirgin bir havayla sordu,
    “bir sorun mu var?”
    evet var..tanışmak üzere olduğun adam, tanışmayı istediğin adam pek normal biri
    sayılmaz..sorun bu..
    “yo..yok..” dedim..”ayşen…benim çok sevdiğim ve yakın zamanda kaybettiğim bir arkadaşımın
    adı..onu hatırladım..kusura bakma..”
    az önce gerilen yüzü aniden yumuşadı tanrıçanın..mahzun bir ifadeyle gülümsemeye çalıştı..
    “yaa..başın sağolsun..üzüldüm, şanssız bir tesadüf oldu desene..”
    “sorun değil” dedim cool konuşmaya çalışarak..elimi ben uzattım bu sefer..”tsigalko”
    yeniden ışıl ışıl gülümsemesini takınıp sıktı elimi..büyük elleri var..
    ···
  6. 381.
    +2
    o ara yanındaki kız, biraz da ortamı yumuşatmak istedi herhalde, bilerek patavatsızlık yaptı, hani
    sanki “hoop ben de varım burada yani” dercesine;
    “ben de merve bu aradaaa” diye lafa daldı sırıtarak.. ortam yeniden biraz kendini toparladı..o ara
    tuna yanımdan geçerken hafifçe omzuma vurup “kankaa hasta olucan bak ;)” diye ima yaptı, hani
    şu erkeklerin, kızla konuşan arkadaşlarına her zaman yaptığı türden ima-binlik *
    gülerek önüme döndüm, kızlar da gülüyorlar tip tip yine.. ortam iyice ısınmış..ben o ara 3-5 cümle
    daha ettik ama hatırlamıyorum.. konuşma bir noktaya geldi, e artık benim de bir hamle yapmam
    gerekiyor,
    şöyle ki, normal bir erkeğin, orada bütün salonun önünde ayağına kadar gelmiş hatunları artık bir
    şekilde davet mavet etmesi gerekiyor..
    ama ben sevgilisi olan bir erkeğim?
    ama erkeğim demi sonuçta? yani, çüküm var, genelde onun tarafından yönetiliyorum.. ılık zütlere
    karşı sempatim yok.. evet..sanırım ben bir erkeğim.. sevgilimin olması ise,
    o kadar da önemli değil sanırım…..
    ne diyordum..hah.. konuşma tıkandı, kızlar, özellikle tanrıça, artık benden bir şeyler duymak ister
    gibi gözlerini kocaman açmış, yüzlerinde gülen bir ifade ile bekliyorlar..
    “ee..çıkışta, işiniz yoksa bir şeyler içelim mi?” dedim utangaç-sıkkın bir hava katmaya çalışarak
    tavırlarıma,
    dünden razılar,
    “oluuuur” dediler yine kıkırdayarak..
    olur..
    soyunma odasına girdim.. bizimkilerden bazıları tip tip bakıyorlar, olcay,
    “dostum.. iyisin?” dedi gülerek..
    “iyiyiz ya” dedim anlamamazlıktan gelerek..”hepimiz harikaydık”
    başka bir şey konuşulmadı, odadan erken ayrılanlarla selamlaştık…
    sonra ben de çıktım, bir tek serhat yavşağıyla selamlaşmadım.. tamam az önce kucak kucağa
    olabilirdik ama o atmosfer ayrı.. yoksa sivilde, benden özür dilemeden hayatta yüzüne bile
    bakmam.. amın oğlu..sen benim kız arkadaşım hakkında nasıl öyle konuşursun laga lugalı..
    ···
  7. 382.
    +1
    yine sinirlenmiştim içten içte..ama hoşuma da gitti..mineyi savunuyor, düşünüyor olmak, ona
    değer verdiğimi gösterirdi..
    beyler..ahh beyler…nasıl bir mücadeledeyim kendimle bilemezsiniz aq…insan ne yalanlar
    söylüyor…ne dolapları döndürüyor..ama bir kendini kandıramıyor işte…olmuyor…kendi kendini
    uyutamıyor…
    nasıl bir mücadeledeyim…
    bilemezsiniz…
    odadan çıktım..beni bekleyen fıstıkların yanına gittim..oturup bir şeyler içicez işte..bunun nesi
    yanlış ki?..
    http://fizy.com/tr#s/20rov6
    bunların oradaki bir kantine (kafemsi) gidiyoruz..yolda iyice tanıştık..bir anda samimi olduk ben,
    eller kollar durmuyor, paso omuzlarına, kollarına filan dokuyorum…ben dokunarak iletişim
    kurmayı zaten seven bir insanım beyler..ama yeni tanıştığım insanlara karşı o derece samimi
    olmam genelde..
    yine de artık nasıl bir piskolojideysem o ara, dedim herhalde “olm ayağına geldiler lan, gibersin
    bile bunları oyyhşşş” gibi şeyler düşünüyor bile olabilirim….rüyaallarr..rüyaalarrr işte..
    ayşen, besyo 3. sınıf öğrencisi..izmirli..tek çocuk…basketbolu çok seviyor, lisede oynamış
    hatta..boyunu da ona borçlu bile olabilirmiş..maddi durumunun iyi olduğunu düşünüyorum..öyle
    bir görüntüsü var.. merveyle beraber merkeze 20-25, okula 40 dakika kadar uzaktaki bir ilçede
    evde kalıyorlar..
    merve, bu klagib tiki..kesinlikle zengin çünkü sağolsun babasının teknesinden filan bahsetti(yat
    demedim bilerek, fakir binlerin kalbine inmesin), ayşenle orada tatil filan yapmışlar geçen
    yaz…baya iyi araları yani..çift yumurta ikizi varmış, erkek..öbür hatunun yanında, pek bir ekstrası
    olduğunu söyleyemem, zaten ben de pek ilgilenmedim onunla..
    ···
  8. 383.
    +2
    neyse biz böyle konuşa konuşa geldik kantine..ama bir yandan da mine aklımda..suçluluk
    var…vicdan azabı var…korku var…heyecan da var…var oğlu var..daha kızlarla yolda yürürken
    bile gibim kalkmış, eşofmanı zorluyor..hey allahım..
    oturduk, kola aldık içiyoruz, bu ayşen kolunu masaya dayadı, öyle beni izliyor, ben devamlı
    konuşuyorum aq..ne geveze adamım..sonra bu konuştu..öbür kız arada konuları filan
    dallandırıyor sadece..tam yancı…yarım saat filan oldu..kolayı da içince, benim iyice çişim geldi,
    gib de kalkık..dedim “kızlar ben bi lavobo (kibar) yapayım”
    gittim, işedim, bir an asılmayı düşündüm ama böyle umumi yerlerde asılırken şanssız tesadüflerle
    yakalanan insanlara dair şehir
    efsaneleri aklıma gelince vazgeçtim…gerek yok fazla maceraya…
    masaya döndüm, bir baktım merve (yancı) gitmiş..
    “ne oldu?”
    “ya bir arkadaşıyla buluşucaktı o, söz vermiş, biz öyle takılınca unuttu” deyip güldü, ben de,yarı
    şaka
    “ee adamın aklını başından alırım ben” deyip sırıttım..bu da devamlı gülüyor zaten,
    “dıbına koyayım” desem gene güler..
    velhasıl kelam..biz yeni ayşen le (ayşen two) masada baş başa kalmıştık beyler…
    son partımız olsun
    http://fizy.com/tr#s/1d7av2
    bir saat daha oturduk sanırım..kızla baya baya konuşuyoruz yani..benim de kendime güvenim
    gelmiş, bir de aldatma pgibolojisi var, iyiden iyiye zıvanadan çıkmışım..yani kendimi tanımasam
    “kim lan bu amk artizi” diyecem..
    ama o an içimden tek dediğim şey “ne diyorum lan ben salak salak” dan ibaret..
    bir de kız harbiden çok güzelmiş be beyler..yolda yürürken, bir ara resmen kendimi ezik hissettim
    lan..hayır zaten eziğim de..bir farklı ezik hissettim…bir an kendimi “kıza bak, yanındaki hıyar bak”
    cümlesine konu olan o hıyarlar gibi hissettim..
    hıyar olduğum doğruydu evet ama..farklı cins…
    ···
  9. 384.
    +2
    çıkışta birbirimizin telefon numaralarını aldık, birbirimizin kollarını tutarak arkadaş öpüşmesi
    yaptık..
    kızı da bilmem ne binasının önüne kadar zütürdüm bıraktım.. neydi şimdi yalan söylemiyim..
    nihayet yine kendi kendime kalabilmiştim…öteki ben, bu duruma çok sevindi, zira ağzıma sıçmak
    için hazır bekliyordu..
    umursamamaya çalıştım..ama tanrıça yanımdan ayrılıp ben de gerçek dünyaya döndüğümde,
    artık düşünmem gereken bazı şeylerin olduğu apaçıktı..
    kafamda filler gibişe dursun..ben bir minibüs yolculuğunun ardından yurduma varmıştım…
    .
    .
    maçtan 2-3 gün sonra mineyle buluştuk.. yurdun önünden almana gerek yok, çarşıda buluşalım
    demişti..
    başka bir kafeye gittik o akşam..o zütürdü bu sefer,
    oturduk, karşılıklı? (tuhaf..)
    önce normal konuşurken birden abuk subuk konulara gelmeye başladık.. bunun gözleri farklı
    bakıyor.. beyler..sanırım yolun sonuna geldim..
    bu akşam.. başından beri yaptığı farklı davranışlarının sebebi bu olsa gerek…ağzında bir bakla
    var…oldukça büyük bir bakla…bana kendimi berbat hissettiren bir bakla…
    oysa ki, ayrılacak biri varsa, bu ben olurum diye düşüyordum…hah.. züte bak.. havanı gibsinler…e
    tabi, ilişkinin kontrolü bizde ya güya.. artisiz bide…havamız yerinde..al sana aq..züt gibi bıraksın
    seni de gör…
    bu türlüsünü hiç düşünmemiştim beyler.. doğruya doğru…”eğer ilk kurşun ondan gelirse ne tak
    yerim lan” diye hiç kendime sormamıştım..
    sorsam bile bir cevabı olmazdı muhtemelen…
    bir an sonra muhabbet iyice içinden çıkılmaz bir hal alınca ben patladım,
    “mine, hayırdır ya, ne yapmaya çalışıyorsun? bir acayiplik var sende bu akşam ama hayrolsun!”
    deyip gibilme öncesi son tribi atmış oldum..bu, ilişkimizin son tribi olabilirdi..
    biraz yüzüme baktı…sustu…suskun kadın; zor kadın, tehlikeli kadındı..
    ···
  10. 385.
    +3
    sonra beni çok şaşırtan, yine kafamdan aşağı kaynar sular boşaltan ve “yağmurdan kaçarken
    doluya tutulmak” deyimini adeta yaşatan bir şekilde,acıdan daha öte bir duyguyu yüzünde
    resmederek, dudaklarından şu kelimeleri döküverdi..
    “ne zamandır birliktesiniz siz?”…
    takip eden panpalarıma iyi geceler,
    iyi geceler arkadaşlar, gecemiz başlasın *
    http://fizy.com/tr#s/13s7g6
    gayet netti söyledikleri..ama ben,
    "ne??" diye bir şaşkınlık ünlemi koymaktan kendimi alamadım..
    ama yalan yok şaşırmıştım... tamam bir takluk vardı evet ama, bu soruyu beklemiyordum, hatta
    en başta ne demek istediğini anlayamadım desem yeridir.."ne zamandır birliktesiniz?" ne lan?
    gülüyordu..o sinirli, daha önce masayı başıma geçirmeden attığı gülüşlere benzer bir gülüş..ama
    bu akşam epey sakindi, eminim ki bu sahneyi zaten defalarca oynamış, söyleyeceklerini
    ezberlemişti..o açından, önemli olan, ezberini bozacak olan, benim söyleyeceklerimdi.
    tekrarladı..
    "ne zamandır birliktesiniz?"
    ben şaşkın şaşkın bakınmaya devam ediyorum..hani demiştim ya, benim yüzüm içimdeki ayna
    gibi yansıtır diye..o an harbiden şaşkın olduğum için, yüzümde de sadece o ifade var..ne suçluluk
    ne de kaygı hissetmiyorum
    ···
  11. 386.
    +3
    mine, ne demek istedeğini valla anlayamadım.. nasıl..kimle ne zamandır birlikteyim ben ya?"
    biraz sinirlenir gibi oldu, pişkinlik yapıyorum sanmıştı.. oysa ki o benden kızarıp bozarmamı,
    başımı önüme eğmemi bekliyordu..ve zaten eğer onun düşündüğü şey, başta benim de aklıma
    gelseydi kesinlikle öyle olurdu. çünkü içeriğini anlamış olacağım o ani soruya verecek bir cevabım
    olmayacaktı.. şimdiyse..jetonum henüz paraşütüyle süzülmekteyken.. tamamen şans eseri bir
    şekilde salağa yatabiliyordum..
    eğer beni bir şey kurtaracaktıysa, bu kurtaracaktı beyler..
    kendini topladı..bu kez küçük bir çocuğa, yanan sobaya yaklaşmamasını tembihlermiş gibi, tane
    tane konuştu,
    "şu sporcu, deve endamlı, güzel yüzlü kızdan bahsediyorum tsigalkocum..(katil gülümsemesine
    devam)..ayşen miymiş onun da adı? hı?"
    o ilk anki lag dan sonra, artık kafama kaynar sular boşalması için tam zamanıydı aq..
    ama öyle olmadı, beyler.. inanılmaz bir şekilde, kendimi suçlu hissetmiyordum..ben, kötü bir şey
    yapmamıştım ki? ve beni bir kez daha öyle masaya gömüp gitmesine de izin
    veremezdim.. hayır..içten içe kendime iki tokat patlattım.. kendimle münakaşa halinde geçen
    sessiz saniyeleri avantaja çevirmiş, beni söyleyecek yalan arıyor zannetmiş (ki evet nispeten
    öyleydi) ve bir kez daha saldırmıştı mine,
    "ne zamandır.. tsigalko.."
    gözlerimi yüzüne diktim.. meydan okurcasına..ve evet aslında pişkince..
    ···
  12. 387.
    +5

    daha 180 sayfa atmışım kaldı geriye 1600 sayfa

    ···
  13. 388.
    +1
    Brezzers da bune amk ne kadar yazmisin
    ···
    1. 1.
      0
      pampa sozlugun efsanelerinden bu tamamlicam bunu
      ···
  14. 389.
    +1
    reserved
    ···
  15. 390.
    +3
    "benim hayatımda bir tane güzel ve endamlı kız var.." dedim, "sporculuğunu bilemem de..adının
    mine olduğundan da eminim.."
    aniden ağzını açtı..sonra bir şey demeden kapadı..bence orada sessiz bir "hasgibtir lan amcık
    ağızlı" yedim ben..kesin yani.
    yüzü ekşimeye başlamıştı..yine kontrolünü kaybedecekti..müdahele etmem lazımdı..kasılmaya
    başlayan ellerinden birini yakaladım,
    "mine..bak, tamam..neden bahsettiğini daha anca anlıyorum ben..eğer geçen sefer ki gibi beni
    yıkıp geçeceksen, hiç ağzımı bile açmayayım..git..bir daha da asla göremeyelim birbirimizi..ama
    eğer dinleyeceksen..söylediklerimi duyabileceksen, emin ol ki mantıklı bir cevabım var.."
    yavaş yavaş soğudu az önce hararetlenen vücudu..kelimeler ile bir şey demedi..yüzüme bakmayı
    sürdürdü..gözleriyle konuşuyor, "eh hadi o zaman kıvır bakalım" diyordu..
    kıvıracaktım... gibe gibe hemde..kendime ihanet ettiğimi bile bile kıvıracaktım...
    http://fizy.com/tr#s/2b7lea
    elim hala elinin üzerinde, gözlerimi gözlerine dikmiş bir şekilde konuşmaya başladım..bir an bile
    kaçırmayacaktım gözlerimi..bir an bile tereddüt etmeyecektim..daha önce üzerinde 1 salise bile
    düşünmediğim, tamamen doğaçlama olan oyunumu oynarken, bir an bile..duraksamayacaktım..
    "maçı kazandık biliyorsun... sıradan bir zafer değildi sevgilim..orada olup görmeni isterdim..(karşı
    atak başlangıcı)..soyunma odalarına doğru giderken, tanımadığım iki kızın bana işaret ettiğini
    gördüm, yanlarına gittim..tanıştık.."
    gerçekçiliğim onu hem sevindirmiş, hem de rahatsız etmişti..huzursuzca kıpırdandı..evet, "ne
    kızı? hangi kız? kim söyledi?" filan dememiştim..ama ya bu anlattıklarımın da sonunda hayırlı
    olmayan bir şeyler vardıysa?
    "... çıkışta uygun olup olmadığımı sordular, neden dedim..kızların ikisinin de erkek arkadaşı var
    bu arada, onu da söyleyeyim.."
    ···
  16. 391.
    +2
    1 yalan..
    "..neyse, bunlar beni çocuklarla tanıştırmak istediklerini söylediler, hayırolsun? diye sordum
    tekrar..ne alakaydı yani.."
    2 yalan..
    "bu ikisinin erkek arkadaşları, biliyorsun hepsi sporcu çocuklar zaten.. sokak basketbolu turnuvası
    için bir kişiye daha ihtiyaçları olduğunu söylediler... bende o maç resmen coşup maçın adamı
    moduna girdiğim için, gözlerine kestirmişler işte..bir konuşayım istediler.."
    3 yalan..
    sözümü kesti.."onca basketçi, sporcu adam var o bölümde.. sana mı kalmışlar?" deyip inanmaz
    bir şekilde gözlerini kırpıştırdı..
    bu lafının üzerine ben iyice yüzümü asıp,
    "o salondakilerin en iyisi bendim (gibtir lan) bir tanem.." dedim.. "e tabi sen olmadığın için
    göremedin, böyle demen normal".. aynı yerden 2. saldırı.. duvarlarında gediği açtığımı hissettim,
    zira normalde benim yüzümde olması gereken, rahatsızlık ve suçluluk duygusunu, şimdi onun
    yüzüne yapışmıştı.. ağır şerefsizim değil mi?..çok ağır şerefsiz...
    devam ettim,
    "bunların kantinine gittik.. çocuklara da haber verdiler o ara, 5-10 dakikaya onlar da geldi.. oturduk,
    konuştuk..ama anlaşamadık.. çünkü takımda biz dışında 2 kişi daha var ve maçlar 3 e 3
    oynanıyormuş.. arada yedek kalabilirsin dediler..bir de onların idman temposuna uymamı
    istediler.. nefret ederim biliyorsun.. biliyor musun? (bir ima daha..)..bu mesele de bu şekilde
    kapandı.. kızın adına gelince, adı ayşen evet.. artık pek de umrumda olmayan, beni etkilemeyen bir
    tesadüf..ama sen bu olaydan, buralara nasıl geldin onu da sana sormak lazım..ne birliktesi
    mine?? ben sana bunu yapar mıyım? (!)"
    soluk bile almadan, saniyeler içinde yazdığım senaryoyu oynamış, üzerimden ağır bir yükü
    atmıştım.. itiraf etmek gerekiyordu ki, daha önce farkında olmadığım şekilde, profesyonel bir
    yalancıydım..ben??... ben yalancı ha?... azıcık zütten element uydururken bile yüzü kızaran,
    yalanın y sinden bile nefret eden ben??... vay be..
    ···
  17. 392.
    +4
    istediğimi aldım sayılırdım... elini daha da sıktım... o ise son bir koz daha oynamaya karar vermiş
    gibiydi..
    "iyi tamam ama..(bocalamıştı..çünkü bu geceyi böyle hayal etmemişti..kendini alacaklı sanarken,
    borçlu çıkmıştı..ben ise, adeta şeytana pabucunu ters giydirmiştim, kendimi de şaşırtan bir
    rahatlıkla hemde)..ama yine de bu o kızla kol kola olmanı açıklar mı?"
    oha..oha be..bu kadar ayrıntıyı nerden biliyordu bu kız aq..iyi bari ne konuştuğumuzu
    duymamış..oha..
    "ya mine..bak bana bir soru sordun..ben de sana bir cevap verdim..tamam mı? inanmak zorunda
    değilsin..ama inanırsan bizim için hayırlısını edersin..ben bir kez daha senin gidişini izlemek
    zorunda kalmak istemiyorum..anladın mı? el ele, kol kola filan..geç bunları..ben sana
    anlatacağımı anlattım mı? anlattım..beni bunun üzerinden değerlendir..ya da değerlendirme
    bile..ama yazık etme bize... duyuyor musun bebeğim?..mine??"
    ağlamaya başlamıştı..aniden bastıran sağanak bir yağış gibi bastıran hıçkırıklarıyla sarsılırken,
    ben yanına geçip başını göğsüme aldım..
    o, haksızca yaptığını düşündüğü suçlamalarının altında ezilir, sevdiği adamı neredeyse aptalca
    bir hata yüzünden kaybetmeye ne kadar yaklaşmış olduğunun farkındalığıyla kendini
    mahvederken,
    ben, tamamen haksız olduğum bu yarı-aldatma meselesinden böyle kolayca yırttığım için
    seviniyor, bir yandan da içten içe yaptıklarım için kendimi çarmığa germek istiyordum... gerçek
    anlamda bölünmüş bir kişiliğin sahibi, iki raket arasında savrulan pin pot topu minvalinde bir insan
    müsvettesine dönüşmüş olmamdan iliklerime kadar utanıyordum beyler...
    http://fizy.com/tr#s/1a4tnh
    nasıl başlayan, nasıl bitecek diye düşündüğüm gece, sarmaş dolaş ve onun gözyaşlarıyla
    ıslanmış şekilde sona eriyordu..
    gece boyu, bu kez güzel şeylerden konuştu burnunu çeke çeke..ilk defa geleceğimizden filan
    bahsetti..iki dakikada hayaller kurdu kendi kendine..içine beni koydu..biz olduk.
    ···
  18. 393.
    +2
    artık tamamdı.. güveniyordu bana.. bunu da böyle atlatmıştım ya..gözünde bir gömlek daha
    yükselmiştim..
    gece boyunca, kendi pişmanlığımın da verdiği huzursuzlukla, tıpkı katillerin olay yerine dönmesi
    gibi, ben de arada bir o konuya döndüm.. çaktırmadan..hafif darbelerle, ördüğüm ve minenin
    gözüne sağlam ama benim gözüme hala yetersiz görünen duvara çimento vurmaya, tuğla
    koymaya devam ettim.. attığım her mala darbesi, aslında kendime vurduğum bir bıçak darbesiydi
    de, bakmayın.. umursamıyormuş gibi davranıyordum..
    yurduna zütürdüm.. gene güzel ayrıldık.. uzun süre sonra sevgiyle öpüşmüştük... ilk zamanki
    ekseninden kayıp bambaşka yörüngelere giren aşkımız, bu duygusal harple yeniden eski
    gediğine oturmuş gibiydi. sevgi, tekrar ve tekrar mutlak kazanan olmuş, menfaatleri, cinsel
    gereksinimleri, duygusuz davranışları yine ve yeniden mağlup etmişti.
    biz kazanmıştık beyler.. benim onca yan çizmelerime, kaytarmalarına rağmen..biz kazanmıştık
    işte.. aşk kazanmıştı, aşkımız kazanmıştı..
    yurda gittim..
    gene yorgunluk var..ama bu defa sadece beyinsel.. pgibolojik bir harpten az önce çıkmışım ve
    kendime karşı olan cephelerimi daha kapatmamışım..
    kalk tsigalko.. sana uyumak yok... bu gece gene baş başayız.. birileri yine hesap verecek... bir
    diğeri yine bağıra çağıra suçlayacak öbürünü... sıkıştıracak.. üzerine gidecek..
    ···
  19. 394.
    +4
    bu gece sana uyku yok..
    mineyle ne yapmış olursan ol,
    senin asıl savaşın kendinle... kalk ve kendile yüzleş..ya tamamen ayrıl! ya da bütünleş!
    tolgayla konuştuk biraz,
    ufak ufak bahsettim bazı durumlardan ve içimde yaşadığım buhrandan..tabi çocuğa %20 sini bile
    anlatmıyorum, yoksa "deli lan bu alın bunu" deyip kaçar benden..bir daha da konuşmaz *
    kendince tavsiyeler verdi... felsefik laflar etti..ama onun söylediklerini ben unutmuştum be beyler
    zaten... kar fırtınasının ortasında, tamamen buz tutmuş kalbime, bir kibrit çakmaktan fazlası
    değildi onun yaptığı... bir okan değildi yani...
    zaten kimse bir okan değildi..
    ben ne kadar kendimi telkin edersem edeyim, adam gittiğinde beri bildiğin ekgib dolanıyordum..
    hani böyle bir şey içiyorsunuzdur... bardağınız ağzına kadar doludur... içersiniz..içersiniz... gün
    boyu... gece boyu... o kadar dalar ve alışkanlık haline getirirsiniz ki yudumları, bir an gelip de
    biteceğini hiç düşünmezsiniz..
    ve siz tam kurumuş bir boğazla, bir kez daha bardağınıza uzandığınızda, onu kafanıza dikmenize
    rağmen bir damla dahi gelmez ağzınıza..
    o an bir sersemlersiniz..bir züt olursunuz hani... "anaa ne ara bitti lan buuu?" dersiniz..kös kös
    geri koyarsınız masaya..
    işte benim mutluluklarım da,
    dostluklarım da,
    hep bu tam alışmışken züt olup kalma halinde bitmişti...
    tam ayşene alışmışken..
    tam okana alışmışken...
    tam mineye alışmışken...
    mine...
    senin bardağının sonsuz ve sınırsız olmasını umuyorum sevgilim..inan bana, bütün bu deforme
    benliğime rağmen, yalnız seni, ve seninle mutlu olabilmeyi istiyorum..
    lütfen..sadece bu seferlik...
    http://fizy.com/tr#s/1aj64o
    ertesi gün okula gittim,
    dün gece önce mine, sonra kendimle savaşmaktan yorulmuş beynim çakırkeyif alkolikler gibi,
    rahaaat..cool ve umursamaz takılıyordu...
    "mutluyum ben yeaaa... "
    "şu an öyleyim yani.."
    "sokmuşum ötesine... şu an mutlu muyum? mutluyum dıbına koyim... ee..o zaman?..allahtan
    belamı mı arıyorum?"
    ···
  20. 395.
    +4
    nilayla her zaman oturduğumuz sıra boştu.. geçtim oraya oturdum bu sefer.. çok geçmedi, bu
    geldi.
    hiç selam sabah vermeksizin oturdu yanıma.. baktım tipe, surat mahkeme duvarı gibi aq..hah..bir
    de senle uraşalım bakalım hadi..
    "..sana da günaydın.."
    başını çevirdi, tip tip bakmaya devam etti.. atarlı..
    "..tersten kalktın heral?" deyip tacizi sürdürdüm..
    "konuşmuyorum ben senle.."(sinirli)
    "git o zaman yanımdan?" (taşağa alıyor)
    "giderim!" (köpürmüş)
    "giiit" (daha da ağır taşağa alıyor)
    kalkar gibi yaptı, hemen yapıştım koluna gülerek, geri oturttum.. kafamı omzuna gömdüm..
    "bırak bırak.." dedi..ama gitmeye niyeti yok beyler.. kendi kendine "tutmayın lan beni" diyen
    adamlar gibi..
    kafamı omzundan kaldırıp hala gülerek, sarhoş gibi, melül melül baktım yüzüne,
    "nilay ne oluyor şekerim ya?" hala dalga modundayım..ama sorum cevabını istiyor tabi...
    "bilmem.. sana sormak lazım.. uzak denizlere açılmışsın gidiyorsun diyorlar??
    bir an için o hesap soran ifadesi, aklıma arkamdan yaptıklarını getirdi..ve mineye ispiyonu
    yapanın da o olabileceği ihtimali kafamın içinde bir ampül gibi yandı..bir anda
    ciddileşmiştim.. ellerim hala üzerinde bir vaziyette sordum,
    "mineye sen mi söyledin?"..
    o hala şaka modundayım sanıyor olmalıydı ki savsakladı,
    "sana ne be?"
    sinir katsayım duoble yaparak,
    "nilay! adam gibi konuş benimle, ya da defol nereye gitmek istiyorsan kaybol git.."
    ···