-
1001.
+1gibtir git.." diye fısıldadı.. çok nadir küfrederdi, "tamam işte, artık ondan hoşlanıyormuşsun..git..git
ona?!..nasıl hoşlantıysa..ne verdi de hoşlandın o kadar? ne yaptı? ha? gibiştiniz mi?gibtin mi? ne
verdi sana beni veremediğim..git.."
tehditkar fısıltıları beni şoke etmişti, "ben, hoşlandığımı söylemedim"
"söyleyecektin" diye bağırdı.."gerizekalı mıyım ben? ama doğru...
gerizekalıyım.. gerizekalıyım..daha geçen sene anlamıştım ne mal olduğunu ama.. kaçamadım
işte..sen de kaçama.. benden beter ol..gerçi, kimseyi de sevemezsin ki sen? gene birilerinin
ağzına sıçar durursun işte.. yalnız ölürsün sen.."
peşinden yürümeyi bıraktım,
gider ayak kallavisinden bir beddua da okumuştu, hadi hayırlısı..
sarsak adımlarla köşeyi dönüp gözden kaybolurken, çok değil 10 dakika önce benim kadınım
olan, şimdiyse yağmalanmış bir şehri andıran kıza baktım.. bunu hak etmemişti.. kesinlikle..bunun
on da birini bile hak etmemişti.. saçının teline bile kıyılmaması gereken bir kızı kurban etmiştim
göz göre göre.. kendimi ateşim çıkmış, hastalanmışım gibi hissediyordum.. bitkinlik hakimde
üzerimde.. duyduklarım, gerçekler, acı gelmişti, ağır gelmişti..
daha önce, kendi kendime bile zorlukla itiraf edebildiğim şeyler, bir başkası yüzüme boca
edivermişti..
düşünceler havuzunda yüzer şekilde arkamı döndüm, ebrunun tam aksi istikamette yürümeye
başlamadan önce, bana bakan bazı gözlerin üzerimden kaçtığını fark ettim.. birileri rezilliğimize
şahit olmuştu anlaşılan..
ne kadar rezil olduğum umrumda bile değildi,
telefonumu çıkarıp ceydaya mesaj attım, -
1002.
+2"ebruyla ayrıldık..turuncu kantinde buluşalım."
http://fizy.com/#s/1ajf69
az önce ruhumda açılan yaraları, ceydanın tatlı sözleri ve öpücükleri tedavi etmeye çalışıyordu.
"doğru olanı yaptın" dedi,
"bir yalana ne kadar daha inanabilirdiniz ki? bir ömür mü?..zararın neresinden dönersen kardır
derler..bence erken bile ayrıldınız, sana teşekkür etmesi lazım"
ceydaya boş boş baktım,
"önce aldatıp sonra da terketmek zorunda bıraktığım için mi teşekkür edecek?"
"hayır, ona daha da fazla umut vermediğin ve ilişkiyi, daha ileriye zütürüp telafisi zor bazı sınırları
aşmadığın için..ne sanıyorsun ki? bunu yapan adamlar yok mu? hani, şey yapıp bırakan
cinsten..sen o formatta birine göre çok vicdanlısın * "
hıh..bu bir iltifat mıydı, yoksa kötüleme miydi anlayamadım..
ama şunu anlamıştım ki, bir daha asla bu tarz kızlarla (ebru-mine), bu tarz ilişkiler (ciddi)
yaşamayacaktım..iyi kızlar bana göre değildi, ev kızları, cici kızlar..eğer illa birilerini kurban etmek
istiyorsam, zaten bunun için doğmuş olan bilimum peynir isimleri ile nitelendirdiğimiz kızları
hedefe seçebilirdim..ama öbür türlüsü mü? yo..bir daha asla..olacaksan bitch hunter
olacaksın..öbür türlüsü pekekentlilten başka bir şey değil..bir daha kimseyi böyle üzmeye
dayanamam..çekirge 3. ye sıçramaz, yıktığım kişiyle beraber, ben de yıkılır kalıveririm..
http://fizy.com/#s/1agwms
ceydaya bir kaç günlüğüne memlekete gitmek istediğimi söyledim..biraz kafamın dağılmasına
ihtiyacım vardı,
annemler finaller öncesi gel biraz görelim demişlerdi zaten..
uzaklaşmam gerekiyordu buralardan..kafa izni yapmam... en azından bu hafta artık okula
gitmemem iyi olurdu.
dönüşte ertesi gün için bilet aldım, akşamdan valizlerimi hazırladım, -
1003.
+2ve nihayet, kamil koç un sıcak koltuğuna kıvrılmış, evime doğru yol alırken, yeniden o, artık
sadece ailemin yanındayken olabildiğim, saf ve bozulmamış tsigalko olabilirdim.. onların
karşılıksız sevgi ve anlayışları beni kucaklar, bilmedikleri yaralarımı, farkında olmadan
iyileştirmelerini sağlardı..
garajdan beni almaya gelen babamla sarıldık,
"ne var ne yok oğlum?" dedi gülerek.
"iyidir baba, uğraşıyoruz" dedim.
"ne ile uğraşıyon sıpa, ye iç gez, toz işte, sanki taş ocağına yolluyoruz * " deyip günün ilk taşağını
geçti, omzuna bastırıp zıplayarak karşılık verdim, valizleri arabaya attık, evimize doğru yol aldık.
"gelmen iyi oldu" dedi, "sürpriz durumlar var eve gidince konuşuruz"
ne sürprizi la..
"ne sürprizi ya?" dedim,
"eve gidince konuşuruz bakalım, dur şurdan tatlı alalım"
allah allah..ne sürprizi olabilirdi ki şimdi durup dururken.. acaba 3. bir kardeş filan mı gelicek diye
düşündüm, sonra düşündüğüme gülüp aklımdan uzaklaştırdım... kendime bir hediye
beklemeyecek kadar büyümüştüm.. yani kişisel bir hediye değildir muhtemelen, ailenin tamdıbını
ilgilendiren bir olaya benim de eşlik etmem istenecekti,
son bir kaç senedir genelde sürprizler bu şekilde olmaya başlamıştı, yani öyle noel paketleri
beklediğim yok.
eve gittik neyse, anneannem döktürmüş gene, masa şahane, yemekler yendi, hasret giderildi, gır
gır şamata filan derken, nihayet peder bey konuya girdi, -
1004.
+1"yaa işte, tsigalko..iyi bak bu eve, salona, mahalleye" deyip göz kırptı,
"niye be?" dedim, ne alakaydı lan?
"burada geçirdiğimiz son kış olabilir çünkü * "
ana.. niye lan.. yoksa?
"taşınıyor muyuz?" dedim.
"evveet, bak hanım zeki oğlun leb demenden leblebiyi anladı he he"
"oha, baba harbi taşınıyoruz ha? da, ne alaka şimdi?"
"e oğlum artık kardeşin de büyüdü bak, kendi odası olsun ister, sonra sen büyüyorsun, ilerde
evlilik durumların olacak, birikimimiz varken, artık daha geniş bir tanesine geçmek lazım, hem
gayrimenkul hiç bir zaman ölmez biliyorsun, bankada duracağına bir işe yarasın para.."
http://fizy.com/#s/1aj5pq (ebrudan bana)
vay amk..
vay ki ne vay..lan?..çocukluğumun geçtiği, çakıllarının açtığı yara izleri hala dizimde duran, ilk
tasomu köktüğüm, ilk kız öptüğüm, boncuklu tabancala savaşlarında direklerinin arkasına
saklandığım, ilk arkadaşlarımı, ilk maceralarımı (birini anlatmıştım başka bir hikayede) ilk
icraatlarımı yaptığım, efsane mahallemden taşınıyoruz ha?
ercanlar,
buraklar,
cevat bini
sümüklü fatih
kız kurusu didem filan,
hepsi yalan mı olacak şimdi?
o değilde, daha geçene yaz potalarını dövdüğüm basket sahasından, eski dostlarla buluşup
biraları devirdiğimiz sarı-park dan,balkondan keline tükürdüğüm için kendimi hala suçlu
hissettiğim, ama beni pek seven bakkal nuri den filan da ayrılıcam he?
vay amk..
sonra bu ev..
odam..
şu üniversiteyi kazanacağım derken zütümde basur çıkarmasına ramak kalışına şahit olan,
kardeşimle kick taks maçları yaptığımız salon, çocukluğumda oyunca arabalarımı gezdirdiğim
uzun ince hol..annemin zıplarsak toz kalkar diye içinde bir türlü rahat hareket ettirmediği salon
(anneler işte.. * )... anneannemin hünerini konuşturduğu, içinden her daim mis kokular yayılan,
avizesi diğer odalardan farklı, balkonlu mutfak... -
1005.
+1hepsinden, bunların da hepsinden ayrılacağım ha?..
daldığım düşüncelerden sıyrılıp babama sordum,
"ee..peki nereye taşınacağız?"
"daha kesin değil ama büyük ihtimalle x de bizim ortaklarımızdan birinin yaptığı siteye, tsigalko,
bir görsen böyle evi var ya, manzara filan, deniz, şehir ayağının altında, çok şahane..tam bir
kesinleşsin, seni de zütürürüm bakmaya"
beyler bu arada bu "x" i söylersem çok fena alan daraltmış olurum, çok spesifik bir yer çünkü
bursalı panpalar affetmez, o yüzden o "x" bende kalsın *
"iyi ya" dedim, dalgın dalgın.. sevince ortak olmuş görünmeye çalıştım, ama bana masumiyetimi
hatırlatan çocukluğumdan, büyükçe bir parçayı daha kaybedecek olmam canımı sıkmıştı..
geçmişle köprüleri bir bir atıyordum artık.. kimi isteyerek, kimi istemeden..
"ne zaman taşınıcaz peki?" dedim.
"bakalım, kısmetse yaza doğru, sen ikinci dönem baharda bir daha gelirsin, böyle yine
finallerinden önce, o ara taşırız"
eh..en azından hala geçirilecek bir sömestrim daha vardı bu mahallede, bu evde..ve bu hafta
tabi..
kıymetini bilsem iyi ederdim..
bildim de, o 1 hafta gözüm, ardımda bırakıp geldiklerime dair hiç bir şeyi görmedi, sadece ve
sadece şu an da sahip olduklarımla ilgilendim.. evim gibi, ailem gibi.. çocukluğum gibi...
el classico dan sonra devam ederiz panpalar, bunları önceden yazmıştım ;)
tekrar iyi geceler, 10 dakika sonra başlayıp 3-5 part daha atacağım panpalar
..dedim ya, başka hiç bir şeyle ilgilenmedim, hiç bir şeyi aramadım diye, aynen öyle. ceydanın
mesajlarını bile kısa kestim, sonra nilay mesaj atmış, "ne yapıyon?" gibisinden. konuşmak istiyor
dönünce..bir ton laf yiyeceğiz gene anlaşıldı.. -
1006.
+1ulan sevgilim oluyor, ayrılıyorum, onlardan zaten azarı yiyorum, yetmiyor, bir de ortak arkadaşlar
basıyor kalayı..amk size ne? siz işinize baksanıza.. sanki dünyada ayrılan ilk insan benim..
ama hayat işte.. onların yerinde ben olsam, ben de bana aynı şeyi yapardım.. verirdim kalayı,
verirdim azarı aq..
güzel geçen ve kendimi sanki "şehir hayatından kaçıp, dağ evinde doğal hayat kaçamağı yapan
iş adamları" gibi hissettiren bir haftanın ardından üniversiteme geri döndüm..
kaçıp gittiğim her şeyle yeniden yüzleşme vaktiydi..ama aynı zamanda özlediklerimle de hasret
giderme vakti..
dönüşte şehre gece düştüğüm için ilk gün hasret giderebildiğim tek kişi tolga oldu, gene ışıkları
söndürdük, yataklarımızda tavana bakarak * geç saatlere kadar muhabbet ettik, yaşadıklarımızı
paylaştık.. nilayla ilişkileri dolu dizgin.. maşallah diyelim, eh, normal insanlar mutlu olabiliyormuş
demek ki..anormallik bendeymiş..
ertesi gün ise başında beri kaçtığım pek çok yüzleşmeyle başa çıkmam gerekiyordu,
nilay konuşmak ve muhtemelen ağzıma sıçmak istiyordu,
ebruyu o günden sonra ilk kez görecektim
ve tabi sınıf.. acaba gene beni dışlarlar mıydı öyle? cezalandırmaya çalışırlar mıydı? ama sonra
geçen seferkinin ötekileştirilme sebebimin mine ile olan ayrılığımdan ziyade, serhat ın işgüzarlığı
olduğunu hatırlayıp biraz rahatladım.. -
1007.
+2yine de , benim gibi, ortamlarda rahat olmayı seven bir adam için, sınıftaki "konuşulmayan kişi
sayısı" arttıkça sıkıntı başlıyor demekti..
amk, ozanla-ayşenle zaten konuşmuyorsun, onların nispeten yakın arkadaşlarıyla
konuşmuyorsun,
serhat ve tayfasıyla konuşmuyorsun,
nilay ın tayfasına da , gelip barışan nilay haricinde kırgınsın seni sattıkları için, anca selam alıp
veriyorsun..
şimdi ebru ve yakınları ile de konuşmayacaksın belli,
pokemonları dışladığın için konuşmuyorsun,
çirkin kızlarla (ki sayıları epeyce) kalitemi düşürür diye konuşmuyorsun..
amın evladı tsigalko, sen kiminle konuşucan yarağım? bu nasıl sosyal çevre anlayışı?
.
.
doğal davranmaya çalışarak sınıfa girdim,
tek istediğim kendimi duvar kenarına bir yere atmak ve sonra çaktırmadan sınıfı gözleyip durum
raporu çıkarmaktı..
ön sıralardan boş bir tanesine kendimi attım, eşyalarımı yerleştirdikten sonra yan dönüp sırtımı
duvara verdim, yarı yarıya dolu sınıfa şöyle bir göz attım,
olağan dışı bir durum yok gibi görünüyordu, kimse beni parmağıyla işaret edip fısıldaşmaya
başlamadığına göre ( oluyor böyle şeyler gülmeyin) ortam stabil sayılırdı..
sonra ebrunun sınıfa girdiğini gördüm..o güzelim kız, şimdi çatılmış kaşları ve robotik
hareketleriyle etrafındakileri kendinden uzak tutmaya çalışan fettan bir tipe dönüşmüştü.. ifadesiz
deyip durduğum yüzüne, sonunda kalıcı bir ünlem yüklemeyi başarmıştım.. keşke o ünlemin adı
"sevinç", "coşku" filan olsaydı, "karamsarlık" değil.. -
1008.
+1gidip cam kenarından en arkaya bir yere kendini attı, etrafına bakmaksızın önce eşyalarını
yerleştirdi, sonra yanında getirdiği kitabı çıkarıp okumaya başlamıştı..ne okuyordu acaba?..bir de,
sanırım şu kitap okuma sendromu, büyük bir travma geçiren insanların ortak özelliği filandı, kendi
yalnız ve mutsuz zamanlarımı hatırladım, ne romanlar devirmiştim..
sapık gibi, kendi isteğimle ayrıldığım eski sevgilimi izlediğimi fark edince, silkinip kendime geldim,
fazla bakmamak gerekti..
bir süre sonra nilay da girdi sınıfa, eşyalarını sıranın birine fırlatıp yanıma sokuldu, beni çok
şaşırtan anlayışlı bir gülümsemeyle,
"nabersin?" dedi,
"iyi diyelim iyi olsun.. senden naber?"
"bildiğin gibi işte * ..yoktun, geçen hafta?"
"hea.. öyle biraz bizimkileri göreyim istedim.."
"hımm.. konuşalım mı bir ara?"
"olur..ne zaman istersen.."
"tamam öğlen beraber yeriz madem" deyip omzumu sıvazladıktan sonra sırasına geri gitti..
bu şekilde yaklaşması beni şaşırtmıştı, dediğim gibi, ben azar yerim, yine gözleri fal taşı gibi
açılır, burnundan soluyarak bana "görüşelim!" gibisinden hareket yapar sanmıştım..eh, her halde
o yolun söz konusu ben olunca pek de işe yaramadığını anlamıştı.
neco gelip yanıma oturdu, selamlaştık, sarıldık. -
1009.
+2sonra da hoca girdi zaten..
başımdan geçen trajedinin ardından ilk günüm, beklediğimden güzel ve kolay başlamıştı, umarım
öyle devam eder...
öğle arası nilayla muhasebemiz vardı,
yiyeceklerimizi alıp masanın birine oturduk, önce her zamanki gibi genel mevzular konuşuldu,
yaklaşan finaller konusunda kaygılar dile getirildi, muhabbetin altı dolduruldu.. nihayet artık
yeterince geyik yaptığımızı düşünmüş olmalı ki nilay konuya girdi,
"tsigalkocum.. nasıl oldu böyle bir şey?" dedi..
ne dediğini anlamamazlıktan gelecek halim yoktu.. böyle çocuk oyunları için fazla büyüktüm
artık.. cesurca devam ettim açtığı yoldan,
"açıklaması zor be nilay.. galiba ben de bir rahatsızlık var, en yakın cevap bu olsa gerek.."
"yok canım, ne münasebet.. olur böyle şeyler..ama, ne bileyim, yani siz..siz.. çok güzel bir çift
olarak görünüyordunuz dışardan bakınca.. hani, arkadaşımsınız diye demiyorum, hakikaten
öyleydi.. mutlu ve uyumluydunuz.. değil miydiniz?"
iç çektim..
"öyleydik.. belki..ama.. öyle olsaydık, bunlar yaşanır mıydı dersin? demek ki olmaya da bilirmişiz..
kendimi, onu ve etrafımı kandırmış olabilirim.."
"bence gayet gerçektiniz..ve hatta bence, sen şimdi kendini kandırıyorsun.. neden bilmiyorum
ama, sanki hep böyle güzel giden ilişkilerini bozarak kendine acı çektirmeye çalışır gibi bir halin
var..ya da birilerinden intikam almaya çalışır gibi.. bazı şeyleri artık geride bırakmışsındır diye
düşünüyordum ben... bırakamadın mı?"
"yok.. bıraktım.. onunla ilgili değil, hatta o bile benim bahanemmiş diyebilirim.." -
1010.
+1"nasıl yani bahanenmiş?"
"ya, işte ben zaten böyle pislik bir adam olabilmek için fırsat kolluyormuşum.. ayşen meselesi de
bahanem olmuş.."
"saçmalamaaa.. pislik filan değilsin sen.. zorla olmaya çalıştığın şey bu mu yoksa? ne kadar çok
insan üzersem o kadar kötüleşebilirim diye mi düşünüyorsun.. inanamıyorum sana tsigalko..
biliyorum seni de zamanında üzdüler, evet, ama sen onlar gibi olamazsın ki? sen farklısın, iyi
birisin.. yüzünden belli.. kaçırıp durduğun gözlerinden bile belli..bak bakayım bana?"
gülümsüyordu, abla muamelesi mi yapmaya başlamıştı şimdi de, çenemi tutup kafamı göz
hizasına kaldırdı, sonra o çeneden hafifçe sarsalayıp makas alarak,
"hanimiş kötü adamım benim" deyip gülmeye başladı..
kızmam gerekirdi belki, ama kızamadım..ben de güldüm..
"pff.. nilay.. böyle işte.. karışık işler..ben de bitmesin isterdim ama.. olmadı işte.."
"ee..ne yapalım tsigalko efendi..sen zorla kendini yalnızlaştırmaya çalışıyorsun ama, elbet bir gün
kaçamayacağın, üzemeyeceğin birileri bulur senide..o güne kadar bir yere mi bağlasak seni ne
yapsak da insanlara kötülük yapmasan :p"
"yalnız olduğumu da nerden çıkardın?" dedim,
"hımm doğru ben varım ;) tolga var, ama benim bahsettiğim yalnızlık farklı, kapiş?"
gülümsedim..
"şey..ben öyle de yalnız sayılmam aslında.."
"nasılll?" dedi, şaşırmış gibi,
anlaşılan nilayın henüz her şeyden haberi yoktu..ona tolga mı, yoksa ebru mu anlatmıştı
ayrıldığımı bilemiyorum ama beni nilayın gazabından korumak için bazı gerçekleri gizlemişti belli
ki..acaba ben de bozuntuya vermese miydim?
"nasıl yani tsigalko?" diye üsteledi ciddileşerek, -
1011.
+1"şey.. benim.. kız arkadaşım var şu anda.."
"ne..na... ne ara.. nasıl ya?!"
"ebruyla ayrılma sebebim de bu zaten.." dedim büsbütün tırsmış ve tükenmiş halde..
eveett.. nihayet günün başından beri beklediğim pörtlek gözler ve sesli soluma sonunda
karşımdaydı..
"şaka yapıyorsun.." dedi fısıltıyla.."aldattın mı kızı?"..
"tam olarak aldattım denemez.. aldatmamak için ayrılmak zorunda kaldım.."
nilay sağa sola ve tavana bakınarak ya sabır çeker misali hareketlere başlamıştı..
"ee" dedi, "şimdi, peki bu kızla ne olacak? bu sefer ciddisin demek ki, ebruyu bile gözden
çıkardığına göre?!"
biraz sesi yükselmişti ama iyi yerden yakaladığımı hissettim,
"evet, belki de senin bahsettiğin şu "üzemeyeceğim ve kaçamayacağım kişi o dur"..
sözlerim gerekli etkiyi gösterdi.. nilay sakinleşti.. yumuşadı.. sonra,
"aşık mı oldun yani şimdi sen.." deyip acıma, şaşırma ve hayret arası bir yüz ifadesiyle
gülümsedi.."harbi harbi aşıksın bu sefer öyle mi?"
"sanırım.."
"inanıyim mi?"
"sen bilirsin.. * "
derin bir şekilde iç çekti..
"o kızla tanıştıracaksın beni.. kimmiş neymiş bakalım..bu kadar infial yarattığına göre.."
"peki anne"
"tsigalkoo!"
"tamam ya tanıştırırız.. allah allah..ama baştan söyleyeyim, tolga pek hazzetmiyor kendisinden -
1012.
+1"tolga mı? ne alaka ki tolga ve o?"
"şey.. kız alt sınıflardan, tolga tanıyor, bir kaç kere aynı mekanda bulunmuşluğumuz var topluca"
"benim niye bundan haberim yok?" dedi yeniden gözlerini yuvalarından fırlatarak..
hasgibtir..pot kırmıştım.. tolgayı niye karıştırdım ki amk muhabbetine..hey allahım ya..şimdi ya
benim yüzümden kavga filan ederlerse.. kıvırmam lazımdı..
"ya biz tolgayla takılıyorduk, alt sınıftan da bir arkadaşım var, alper diye, onunla beraber geldi
kızlar yani, tolga ikimiziz diye sana haber vermemiştir çıkarken.."
"haa..iyi bakalım öyle olsun..ama tolga kızı sevmediyse..ben de sevmem muhtemelen... o zaman
sen nasıl sevebiliyorsun peki?"
"e diyorum ya, anormallik bende * "
"sus, sus, aptal saptal konuşma.. anormal görmemişsin sen.. kartondan prens seni.."
vay.. güzel tanımlama.. kartondan prens.. yamulan, kırılan, eğilen, bükülen.. kolayca yanabilen..
ıslanınca yumuşayan, eriyen..
kartondan prens..
prens bile değil.. bildiğin karton koli aq... çiçek yağı kolisi.. böyle alt kısımları yağ izli..
"önce bir tanışın bakalım da.." dedim..
bir tanışın.. hayatımı değiştiren kadını, sadece onun izin verdiği kadarıyla tanıyın.. benim onu
tanığımın yüzde 1 i kadar filan mesela..ya da en fazla yüzde 5 i...
http://fizy.com/#s/1ago1f
nilayı epey şaşırttığım ve benim açımdan iyi geçtiğine inandığım bu konuşmanın ardından,tüm
nihayet korktuklarımla yüzleşmiş ve üzerimde ki sorumluluğu atmayı başarmıştım..
şimdi sırada iple çektiğim muhteşem bir gece vardı,
ceyda ile..felekten bir gece..
buluşma yerine gittiğimde beni de epey şaşırtacak, hoş bir sürpriz bekliyordu,
şimdi beyler, ayıptır söylemesi, bizler genelde lisenin ve içindekikerin kıymetini, mezun olduktan
sonra anlarız, lise eteği de bunlardan biridir malum..
o yüzdendir ki koca koca adamlar bile bugün liseli fantezisi kurar, giblerini kırana kadar
"shcoolgirl" "college girl" "skirt" gibi kategorilerde otzbir rekorları denerler -
1013.
+1artık liseyi geride bırakalı yılı aşkın süre olmuş biri için, ben de bu gruba kendimi dahil edebilirim
sanırım.. yanı kısacası size burada bir paragraftır "lise eteği-liseli fantezim var" demeye
çalışıyorum da, bakmayın işte "amk abazası" demeyin diye edebiyat kastım..
evet hayvan gibi liseli fantezim var,
karşımdaysa kırmızılı, siyahlı, pileli bir lise eteği, onun altına kahverengi caterpillar botlar,
üzerinde ise siyahlı-alacalı renkli, kürk boyunlu ve kapşonlu bir montla ceyda dikilmekte..*
kızıl-kırmızı saçları, boynu kürklü montun alacası ve eteğinin kırmızısıyla ölümcül bir uyum
içinde.. beyaz tenine kontrast olmaya yetecek koyuluktaki kırmızı rujunu saymıyorum bile..
karşımda siyah-beyaz ve kırmızının eşsiz uyumuyla oluşturulmuş şahane bir biblo, bir sanat eseri
duruyor sanki.. şimdi böyle deyince hepinizin aklına gaziantepspor forması geldi biliyorum * ama o
an benim aklıma gelen tek şey, karşımdaki tanrıçanın hislerim ve düşlerimle olan uyumuydu..
nefesimi tutmuş bir şekilde yanına yaklaştım.."bebeğim.. harika görünüyorsun.."
gülümseyince beyaz dişleri ortaya çıktı "teşekkür ettim bitanem.. özledim seni"
dudaklarımız buluştu, rujun bulaşıp bulaşmayacağına aldırmadan tutkuyla sömürdüm biçimli
kıvrımlarını..
birbirimizden ayrıldıktan sonra yüzüme bakıp güldü,
"boyadım seni * -
1014.
+1eliyle dudaklarımı, yüzümü sildi, çok fena gıdıklandım, dudak en çok gıdık alan yerlerden biridir..
gülüştük..
sonra sordum, "ama aşkım sen üşümez misin böyle, etekle filan?" hani soruyorum ama, sormak
olsun diye soruyorum yani, yoksa uçmuşum ben ulan..
elimi yakaladı, eteğinin altına, kalçalarına doğru zütürdü, o ara benim ufaklık boxere kafa attı
resmen, böyle bir atıldı yani ileri doğru afedersin..
"bak, çorabım kalın gayet, üşümem" deyip gülümsedi..
oha oha.. üşümeyeceğini böyle mi kontrol ettiriyordu.. donun ne marka desem onu nasıl kontrol
ettirirdi acaba..
bu düşünce aklıma gelince güldüm.. güldüğümü görünce o da güldü,
"hoşuna mı gitti, vahşi şey * "
bir şey diyemedim.. ceydaya rahatlığı ve dobralığı konusunda minnettarım nasıl bu kadar edepsiz
olabiliyor ve beni edepsizleştirebiliyor.. bazen beni bile aşıyor bu konuda, eyvallah..
"amaan sanki görmediğin şey..;)" deyip dil çıkardı..
"seninkiler bir başka" dedim gülerek, muhabbet iyice adult stand up lara dünmüştü..
"hımm, bunu bildiğim iyi oldu ;)"
az önce yakalayıp kalçalarında gezdirdiği elimi bırakmaksızın, el ele yürümeye başladık, daha
önce grupça gidip beğendiğimiz barların birine gidecektik, şansımız varsa bu gece canlı müzik de
olurdu..
anlayacağınız, kafelerde içilen çaylar, neskafeler, kah karşı sandalyede, kah dizimin dibinde
çekimser halde oturan utangaç sevgililer,
geride kalmıştı..
bambaşka geceler, bambaşka bir sevgili, bambaşka bir gelecek beni bekliyordu artık, ne istediğini
ve ne istediğimi bilen, hem dost, hem arkadaş, hem sevgili hem de ortağım, sırdaşımdı ceyda
benim..
ben ve sırdaşım, gecenin kalbine doğru adımlarımızı el ele attık..
bu gecelik bu kadar yetsin panpalar, -
1015.
+1kısmetse yarın gece görüşmek üzere, yorumlarınızı esirgemeyin *
iyi geceler panpalar,
bu arada @3380 erken boşalmışsın panpam, sadece bunu söyleyebilirim, genelde buradan
yazılan ağır eleştirileri samimi bulmadığım için yanıtlamıyorum ama zahmet edip uzun yazdığın
için ben de fikir belirtmek istedim, özelden konuştuğum ve konular üzerinde fikir alışverişi
yaptığım panpalar var onlarla dobra dobra konuşuyoruz. sen ise bana şovmen demek istemişsin
sanırım ama buradan bu şekilde yazarak asıl şovu sen yapmışsın gibi görünüyor.
neyse..
3-5 part atabileceğim, yarın yoğun olacak zinde kalsam iyi olur *
..başlangıcına paralel, güzel bir biçimde devam etti gece, hayatımda ilk defa outdoor olarak
donuma boşaldım* *, barın karanlığı, alkolün beyinde yarattığı rahatlama, sesler, insanlar, eller
kollar vücutlar derken, neredeyse tüm geceyi ayakta sevişerek geçirmiş, canlı müziğe * bağıra
çağıra eşlik ettik, biralar kesmedi, tekilaları da devirdik..
ben bir yandan ruhen ve bedenen aldığım keyfin tadını çıkarıyor, hem de artık klasiğim olmuş
gözlemlerime devam ediyordum..
kalabalık dikkatimi çekmişti mesela..ne çok insan var.. gecenin bir vakti, şehrin bu yerinde,
onlarca insan (hatta belki yüzlerce, abartmak istemem) deliler gibi içiyor, tepine tepine dans
ediyor, sevişiyor, gülüşüyor, çeşitli boyutlardaki ilişkilerine başlangıçlar yapıyor ya da hali
hazırdaki ilişkilerini geliştiriyorlar.. -
1016.
+2pek çok insan, daha önceki gecelerde benim de yaptığım gibi kafelerde son içeceklerini
yudumlamış ya da çoktan kalkıp evlerine-yurtlarına doğru yola çıkmış, hatta belki de evden hiç
çıkmamışken,
buradaki, bir parçası olduğum tuhaf kalabalık, belki de gözle görülemeyen ancak hissedilebilen
bir sınırı temsil ediyordu..
genelde, eğlence anlayışından bir insanın yetişme tarzını ve karakterini anlayabilirsiniz, ama
sanırım bunu benim için söylemek zor, nereden nereye geldim, ben bile şaşırıyorum, evinin 50
metre ilerisindeki parka gitmek için zorla izin koparan bir çocukken hem de..
biz ceyda ile erken koptuğumuz için, haliyle biraz erken yorulduk ve milletin gaza gelip
masalardan fırladığı, eğlencenin sonlarına doğru, geçip masanın birine çöktük, kız kendi başına
dik duramıyordu artık, bana yaslandı,
"ohhh amma koptuk ha..bunu yapalım sık sık * "
hafifken şaftı kaymış yüzüne baktım, göz göze gelince ne düşündüğümü anladı yine, diyorum ya,
bu kız benim beynimi okuyor resmen,
"yok sarhoş değilim... yani sarhoşum tabi dee bilincim yerinde yani ;) azcık yoruldum sadece..
biraz dinleneyim.."
"hıı, e sarhoş olsan ne olacak ki sanki, seni kaçırırım diye mi korktun * "
"beni kaçıracaksan hemen sarhoş olabilirim ;)"
eğilip öptüm, "nerde kalıcaksın sen bu gece sahi?"
"arkadaşıma gidicem ya..sen de gel istersen?"
"başka zaman..ben de yoruldum, yurda gideyim.." -
1017.
+1Uzun bir aradan sonra okumaya devam
-
1018.
+1REZZZZZZZZZZZ
-
1019.
+1Ne uzun aq
-
1020.
-1ya huur çocugu güzelim hikayeyi bin ettin amk
-
-
1.
+1 -1ne var amk aticam hastaydim 2 gundur gibtir git sen okuma dıbına kodumun anancisi
-
2.
0ulan gibik öbür entry den neden buna geçtin. Hadi buna geçtin neden oraya kadar olanını atmadın. Hadi atamadın neden devam etmiyon amk
-
3.
0ulan dıbına kodumun gibigi bak bakalim ayni kisimiyiz kodumun spastigi gibtir git girme benim basligima
diğerleri 1 -
1.
-
acayip ve joseph çükünü komple kestirip kadın ol
-
mentalcelin gittiği escorta talibim
-
kız kankam kendine erkek arkadaş bulmuş
-
david laneye ip ban istiyoruz
-
sanıyorlar diz çöker ask önümüze
-
mulk allahindir yazisi asanlar
-
beyler david laneye mekap ayakkabi aliyoruz
-
cevremdeki gurbetcilere bakiyorum
-
zalinazurt bora abiniz ikindi yemegi yiyor
-
azeri karılar kokuyor diyorlar aga
-
yalan söylüyor amk bir kumarbaz
-
mentalcel escortla öpüştün mü
-
inci taneleri serkanin yolu
-
sonunda bitti çaylağım
-
aha vikings geldi gene
-
tam aklıma kaliteli espriler geliyor
-
gizli akpli gazeteci ugur dundar
-
gormedigim seylere inanmiyorum
-
sözlüğün en iyi modu online olmuş
-
filtresiz wanda nara aynı izzet altınmeşe
-
türkiyede paralı jigololuk yapan var mı la
-
evimin kadını yapıp çocuklarımı doğursun isderdim
-
40 yaş üstü kadınlara hizmet veren
-
nasip olsun en güzel aşktan bize
-
bi arkadasimin annesinin fahiselikleri
-
panpalar gelin hadise ifşa
-
namık denen it nerde
-
gibismen
-
560 bin lirası olan adama saygı duyuyorum
-
bugun tam 21 kere hapsirdim
- / 2