/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 301.
    0
    23 rezerved
    ···
  2. 302.
    0
    4 saat oldu hadi amk seri part getir
    ···
  3. 303.
    0
    Ağaç olduk Hadi 5 saat olmuş
    ···
  4. 304.
    0
    Rezerve
    ···
  5. 305.
    +9
    Yurt ortamında bir kaç günü daha arkamızda bırakıp arkadaşlığımızı ilerletirken odama interneti bağlatmıştım. internetinde bağlanmasıyla LoL’e kaldığım yerden devam ederken Furkan’ı da bu illete bulaştırmıştım. Sakarya’ya alışma süreci Zorlu geçeceğinden kafasını dağıtacak şeylere ihtiyacı varmış. Hem hazırlıkta çok ağır derste işlenmediğinden kendini bağlayacak bi oyun istedi. Ben de “masamı paylaştığım kişisin olm, gel seni LoL’e sokalım bana adc oyna” dedim. Öyle başladık.

    Okulumuz son hız devam etmekte, keyiflide geçiyo. Her iki sınıfa da alışıyorum gibi. Birinci sınıflar yeni kaynaşırken onlara katılmam güzel bi başlangıç oldu. Ama ikinci sınıfta durumlar malum, arkadaşlıklar kuruldu zaten. Selamlaştığım bi kaç tip var sadece. Fakat cuma günü geldi çattı ve ilk normal dışı yakınlaşmam başladı. Hemen konuya geçeyim;

    Daha önceden de bahsettiğim gibi sakarya’da tüm işlemleri öğrenci kartınızla halledebilirsiniz. Ulaşım, giriş, yemekhane vb. Fakat kartı son durağın olduğu gişede aktif hale getirmeni gerekli. Aktivasyon işlemi zorlasan 1 dk sürer, ama öncesinde tüm okulun sırada olduğunu düşünürseniz bu süre 1.5 - 2 saate çıkabilir. Öyle de oldu. Hafta başında herkes halletmiştir diye cumaya bırakan tek akıllı (!) benim zannediyodum. Ama sırayı görmemle şu zeki halime sövmeye başlamam bir oldu

    “hay kafamı gibeyim”

    Ama gibe gibe bekleyecektik. Sıraya girdim. Çoğunluğu 1. Sınıf olan bu kuyrukta 2 haftayı atlatıp yeni yeni tanışmış olan arkadaş adayları birlikte gelmişlerdi. “Yaa ankarada hiç böyle değiil, eskişehirde nasıl ulaşım ?” , “biz 3 kardeşiz, hani geçen bahsettiğim ablam var ya heh işte o” falan gibi muhabbetler dönüyo sırada hep. Kulaklığım takılı beklesemde kulak misafiri oluyorum bazılarına. ilk 1 saat geçti, sıranın yarısına gelinmişken arkamda bi hareketlenme olduğunu farkettim. Bana bakarak fısır fısır konuşan iki kız vardı. Yok lan, neden bana bakarak konuşsunlar ki ? Başka birine bakıyolardır. Bekledim, dikkat ettim. Ulan harbiden bana bakıyolar. Üstüme başıma baktım, gömleğim mi yamuk fermuarım mı açık ne var diye. Beyler, beni özgüvensiz ya da niteliksiz birisi olarak görmeyin. izmirde bu gibi durumların kat kat fazlasını yaşadım ve yaşattım ben. Ama burası izmir değil, sakaryadayız. Kızlar bi süre sonra benimde onlara dönüp baktığımı farkettikten sonra;
    “Selaam, sen de mi 1. Sınıfsın?” Diye sordular. Bunu soran bir adım önde duran çakma turuncu saçlı, yeşil gözlü, ince ve benden kısa olan hoş denebilecek olan kızdı. Şaşırdım, ama belli etmedim.
    “Evet, geçişle geldim. 1. Sınıf sayılırım”
    Bahsettiğim kız devam etti;
    “Yaa bu sıra hep böyle midir ya, kaç saat oldu bekliyoruz hala bitmedi”
    “Anlaşılan siz de birinci sınıfsınız. Bekliyoruz ya bitmek üzere, bakalım”
    “Evet bu hafta geldik bizde. Alman dili ve edebiyatı okuyoruz. Bu arada Gamze ben”

    Hasgibtir, basit bi sıradan güzel bi tanışma oldu lan bu. Diğeri zaten kara kaşlı kara gözlü bişeydi, inanın adını dahi hatırlamıyorum. Kendinden bahsetti bana Gamze. Ankara’dan geliyomuş, ama ondan bi süre önce de Eskişehir’de bulunmuş. Her iki şehirde boğuyomuş artık onu, kaçacak yer arayıp buraya düşmüş. Tanıdık geldi mi ? Bi kaçak daha var hikayemizde. Ailesi razı olmasa da bölümü istediği için gelmiş buraya. Uzatmadan çabucak bitirip dönmesi lazımmış. Diğer kızda geveledi bişeyler, çok dinlemedim.
    Tümünü Göster
    ···
  6. 306.
    +10
    Yoklukta değildim, aciz bi durumda hiç değildim. Sadece kırık ve yaralı bi şekilde gelmiştim sakarya’ya. Bu da yaramı sarmaya başlayacağım ilk bandajım, ilk yara bandım olabilirdi. Biz konuştukça, işi tanışmaya ve güldürmek için fazlasıyla geyiğe vurdukça zamanın nasıl geçtiğini anlamamış sırayı çoktan bitirmiştik bile. Sıra bize gelirken Gamze atılıp “Ya telefonunu versene kaydedeyim numaramı” dedi. Normalde tanımadığım bi kıza telefonumu vermek mi ? Hayatta yapmayacağım bişey. Ama o an boşluğuma mı denk geldi artık n’olduysa verdim lan direk telefonu. Burada durum “kız telefonu alıp kaçacak amk” tarzı bişey değil elbette. Ama o esnada elindeyken görmemesi gereken bi mesaj gelebilir, galeri açık kalabilir (ki galerim her zaman boştur ama olsun). Ama verdim bu sefer telefonu.
    Peki neden doğrudan telefonumu istemişti ? Heralde o kadar kalabalıkta sesli bi şekilde söyleyip etrafa duyurmak istememişti. Haklı bi sebep. Kaydetti kendisini, baktım
    “Gamze 0:)” şu kafasında hare olan emoji var ya o işte .D

    Kart işlerini hallettikten sonra yurtlara dağıldık. Ama keyfim yerindeydi. Yolda düşündüğüm tek şey mesaj atsam çok mu aceleci davranırım düşüncesiydi. Ama tanımayı istiyodum beyler. Yurt buddy’lerim haricinde konuştuğum hem de karşı cins olan bi birey olacaktı.

    Üniversitede galiba harbiden kızlar teklif ediyordu binler
    ···
  7. 307.
    0
    Devam et
    ···
  8. 308.
    +7
    Yurda ayaklarım yere değmeden gittim. Tam odadan içeri adımımı atarken telefonumun titrediğini farkettim. Mesaj Gamze’dendi;
    “Heeey”

    Sempatik girişti. Üstelik beni “Ulan ne yazsam, ne zaman yazsam” derdinden de kurtarmıştı. Odaya girince çocuklarla aramdaki samimiyete güvenerek duyuru yapar gibi konuştum;

    “selam beyler, artık bi yenge adayınız var haberiniz olsun”

    Furkan bilgisayar başında LoL’ü oynamaya çalışırken “ooo hayırlısı olsun, bu ne hız” diyerek katıldı. Kadir’se “gibtir len daha dün bir bugün iki” diye gülerek bi çıkışta bulundu. “Al olm, mesaj attı şimdi inanmıyosan bak” diye gösterdim. Ağzı açık “vay züt” diyip yerine oturdu. Furkan nasıl olduğunu sorarken olanı biteni anlattım. Öte yandan da Gamze’ye cevap verdim. O gün öyle geçti. Araya haftasonu girdi, buluşmaya karar verdik. Bu sefer yancısı olmadan, ikimiz.

    Güzelde geçti buluşma. Birbirimizi daha iyi tanıma fırsatımız oldu. O bana kendini açtı ben ona. Ama açılan yarama değinmeden tabii ki, orası hala hassas. Samimiydik, iyiydik yani. Kampüs tarafında bi yurtta kalıyomuş, mavi durak’a pek sık gelmezmiş yani. Cumartesi günümüz öyle geçtikten sonra onu otobüsüne bindirip yurda döndüm. Dönen geyikler yine aynıydı, güldük eğlendik. Biz üçümüz iyi anlaşırken Berkay hep arka plandaydı. Ara ara lafa katılır geri kalan zamanlarda laptop’ından Lig TV’yi açar maçları ya da özetlerini izleyerek okul harici günlerini geçirirdi. Bu arada odada olan 4 kişide bağlattığım internete ortak oldu. Faturayı bölüşüyoruz. Kadir yalnızca telefondan bağlanıyo, laptop kullanma gibi bi durumu yok. Furkan’la ben yan yanyanayız zaten, izlediğimiz dizilerde oyunlarda bir. Ortak kullanıyoruz gibi. Berkay’da sürekli canlı yayın seyrediyodu. O kastırıyodu interneti biz oyundayken, ama bi kaç kez uyarmayla çözdük, yani çözdüğümüzü sandık
    ···
  9. 309.
    +6
    Önümüzdeki 2 hafta su gibi geçip gitti. Furkan spora başlamaya karar vermiş benide yanına çekmeye çalışırken ben inatla reddetmekteydim ? Fazla bi kilom yoktu aslında, ama zayıf biriside sayılmazdım. Ama canım istemiyodu spora gitmeyi falan. Zaten dersler ve Gamze’yle fazlasıyla meşguldüm. Mutluydumda. Her ders aralarında, okul giriş-çıkışlarında görüşür olmuştuk. Fakat son 2 gündür aramızda anlam veremediğim bi esinti vardı. Yürürken el ele, otururken omuz omuza, hatta bazen dudak dudağa geldiğimiz oluyodu. Çok hızlı gelişmişti aslında her şey ? Korkulacak bişey miydi bu ? Aslında hayır. Çünkü kazanmak, elde etmek için uğraş göstermediğim, kendiliğinden olan ve hızlıca gelişmiş bi ilişkinin bitmeside girişi kadar hızlı olurdu benim için. Zorlanmazdım yani. Bi kaç gün sonra dökülüverdi hanımefendi;

    “Ben seni stalklamak istedim biraz. Google’a senin adını soyadını yazdım. Çıkanlar bi miktar üzdü beni. Eski sevgilinle ilgili olan yazıların, paylaşımların falan. Unutamamışsın belli ki, hala aklında bi yerlerde o var”

    Hassas noktama gelmişti bu sefer. Her konuda şaf cambazlığı yapabilecek olan ben bu sefer lafı dolandırmaya mecalim yok gibi hissetmiştim bi anda. Dolandırmadım da. Direk “Evet, önceden paylaşmıştım öyle şeyler. Sonradan da kaldırmak falan istemedim, duruyolar hala öyle” diye devam ederken “Bi aptallık yapıp kaybetmiş senin gibi birisini, neden hala üzülüyosun ki onun için” yanıtı geldi. Aptallık ? Eski sevgilime ? En hassas noktama ? Bu söylenecek şey değildi, sen değil kralı gelse söyletmezdim.

    “Sen ne dediğinin farkında mısın Gamze ? Konuşmalarına dikkat et kalbini kırmak istemiyorum. Kimse böyle konuşamaz”

    “Hala korur gibisin ? Bana hak vereceğine hala yasını tutuyosun ? Hem de benimle birlikteyken, sana inanamıyorum (izmirli) gerçekten inanamıyorum”

    “Madem öyle bitsin Gamze, ben yasımı tutmaya devam ederim. Ama sen bu konu hakkında en ufak bir yorum bile yapamazsın bunu kafana sok”

    Sert bi sondu, sert bi final. Ama olması gerekende buydu. Ben kimsenin geçmişini sorgulayıp dil uzatmıyorsam kimse de bana aynısını yapamazdı. Hele bu konuda hiç kimse söz hakkına sahip değildi. Yaramı satacağını düşündüğüm bandajım çok erkenden kopuvermişti altındaki kanamaya dayanamadan. Damlayan kan sargıyı yıpratmıştı yavaş yavaş. Ki fazla da dayanamadan kopup gitti.
    Tümünü Göster
    ···
  10. 310.
    0
    Seriiiiiiiii
    ···
  11. 311.
    0
    Belki okurum
    ···
  12. 312.
    +9
    Çok üzgün ya da karalar bağlamış durumda değildim. Ama içimde bi kırgınlık vardı, yalan değil. Bi kaç haftam güzel geçmişti sayesinde. Keyfim yerindeydi, okulu ya da dersleri zorlanırcasına kafama takmıyodum, hatta canla başla yapıyodum bile verilen ödevleri falan. Bundan sonra kendimi salıp okula küsecek değilim elbette. Ama bu duruma alışmam kısa da sürse bi zaman alacak gibi.

    Yurda döndüğümde odada kimse yoktu. Kadir yemekte olmalıydı, Berkay zaten ikinci öğretim, okuldadır. Furkan’da spordan dönmemiş hala. Ben kendimi yatağa bırakıp odanın karanlığında gözlerimi kapatırken bi yandan da kafamdaki düşünceleri sorguluyordum

    “Ben nerede hata yapıyorum ?”

    Sahi, neydi benim hatam ? Ben mi fazla iyimserdim ? Ya da yaşadıklarımdan sonra yanaşmaya korkar mı olmuştum böyle durumlara ? Hayır, korkak değildim ki ben. Gayette yaklaşıyodum kafamı dağıtıp yeni şeylere başlarmışcasına. Ama yok, geçmişim karşıma çıkıp çıkıp duruyordu; ya doğrudan ya da dolaylı bi yolla.

    Bi kaç saat geçmiş olmalıydı ki kendime gelmeye başladığımda Kadir yine yatağının başında telefonla meşgul, Furkan ingilizce ödevleriyle boğuşmakta Berkay’sa yeni gelmiş üzerini değiştirmekteydi. Uyandığımı farkedince “hayırdır olm, manitacılık falan yapıyosun diye fazla mı yormaya başladın kendini” diye takılmaya başladı.
    “Yok be kanka, kavga ettik bitti. Ayrıldık galiba, yani öyle gözüküyo”
    “Noldu anlat bakalım, neye kavga ettiniz durup dururken ?”
    Olanı biteni anlattıp üstünkörü bi şekilde. Kadir ve Furkan pür dikkat dinlerlerken Berkay yine Lig TV’yi açmış laptop’ıyla ilgileniyodu. “gibtiret kanka, çok erken olmuştu zaten boşver. Ben sevmemiştimde zaten Gamze’yi” diye tesselivari söylemlerde bulunan Furkan “Yemeğide kaçırdın zaten. Bizde iyi yedik, menü çok güzeldi. Sen de yarramı ye” diye devam etti. binti lan bu, sinir etmesinide biliyodu beni. Ama iyice samimi olmuştuk. Seviyodum yani. “Çıkıp yürüyelim ya biraz, açılırız hem” diye katıldı konuşmaya Kadir. Olurdu lan, süper fikir. Çıkalım dıbına koyim. Hayret, Berkay Bey Hazretleride katılmak istedi bu sefer bize. Başımıza taş yağacak taş...
    ···
  13. 313.
    +9
    Yıllarca süregelecek, bir gelenek olarak varsayacağımız o akşam yürüyüşlerinin ilki böyle başlamıştı işte. Dört kişi mavi durağın etrafında sohbet-dedikodu yaparak dolanıp en sonunda yurda girecektik. Plan buydu.

    O gecenin konusu benim konumu konuşup kafamı dağıtmaktı. Ama ben bu ekiple konuşmaya başladıkça zaten dağılacak bi kafam kalmamıştı ki, rahattım. Sadece Berkay yeni yeni konuşmaya başlamıştı.

    Bu arada azeriler ortalarda yok, nerde diye soracak olursanız puştların ilk tömer sınavları kötü geçmiş. Eee yumurta da züte dayanınca canla başla dil çalışmaya başladılar. Aksi takdirde azerbaycana geri gönderilecekler. Hem benimle araları fazlasıyla iyiydi, ama oda kalabalıklaşınca birazcık çekinir gibi oldular. Furkan’dan mı diğerlerinden mi bilemiyorum. Ama zaten fazlasıyla yırtık tipler, aşarlar bunuda. Gelirler yanımıza sohbetimiz daha da büyür. Ama önce bi türkçeyi öğrenmeleri lazım. Azeri balaları sizi
    ···
  14. 314.
    +8
    Bu gecelik final olsun beyler, fazlasıyla yoruldum bugün. Yarın daha uzun partlarla daha çok ilerleriz. Takip edenlere iyi geceler olsun, sizleri seviyorum
    ···
    1. 1.
      0
      beklemedeyim
      ···
  15. 315.
    0
    Rezerved
    ···
  16. 316.
    0
    2. Rez güzel hikaye liseli gibikler yüzünden trend de değil ne anlarlar amk
    ···
  17. 317.
    0
    27 rezerved
    ···
  18. 318.
    0
    Rez dostum devam
    ···
  19. 319.
    0
    30 rezerved
    ···
  20. 320.
    +7
    herkese iyi akşamlar beyler. umarım keyifler yerindedir.

    eve ancak gelebildim. gelir gelmezde giriş yapıp haberdar etmek istedim. birazcık dinleneyim, bir kaç saat içersinde gelip yazmaya başlicam.

    şimdiden hepinize iyi eğlenceler...
    ···
    1. 1.
      0
      beklemedeyim kumki
      ···