1. 5876.
    +8
    Ama kız yine benden erken davrandı ve,

    “olm bu kızı yerim ben ya (: cidden bunu kaçırma artık, adam gibi bir ilişkin olsun bir kereliğine.. sahi sen ne saçmaladın öyle mesajla bakiym?”

    Cümlesinin ikinci kısmını duymazdan gelip,

    “testinden geçti yani?” deyip ters ters gülümsedim,

    “geçti geçti de, sen soruma cevap ver”

    “ya sen o sorudan önce şunu bir söyle bana, ne yapmaya çalıştın bu gece masada Allah aşkına? Bütün gece saçmalayıp durdun, kızı da utandırdın, beni de kötü duruma düşürdün, sanki bilerek bu ortamı ayarlamış gibi?!”

    Gözlerini iri iri açıp yüzüme baktı,

    “gerizekalı, sana yardım etmeye çalışıyordum ben, gayet de güzel geceydi bence, elini tuttu demin, görmedim sanma, olucak işte işiniz, bir baş başa kalmanıza bakar.. insan bir teşekkür eder..”

    “iyi de nilay, ben senden böyle bir şey istemedim ki?”

    “tamam istemediysen bile ben yaptım işte, aranızı yapan ben oldum..”

    Başım dönmeye başlamıştı.. yine mi aynı meseleye dönmüştük,

    “haa.. anladım..yani kızı tuğçeler değil, sen ayarlamış olmak istedin bana yani.. okey..anlıyorum.. anlıyorum da..ya sen benim bu kızı istediğimi nerden çıkardın söylesene!!!”

    son kelimelerim sokağı inletti.. uzun zamandır birine böyle bağırmamıştım herhalde..bu kişininse nilay olması elbette talihsizlik ve haksızlıktı..o kadar hak eden varken.. başta kendime bağırmalıydım zaten..
    nilay yürümeyi bıraktı.. öylece sabit durdu kaldırımın ortasında..ben de bir iki adım geriye atıp yeniden yanına geldim, koluna asıldım yürümesi için..ama yüzünün halini görünce duraksadım…gene ağlamak üzere..aq iyice sulu göz oldun ha..

    “kimi istiyorsun o zaman?” dedi miyavlar gibi..”belanı mı arıyorsun?”..
    ···
  2. 5877.
    +13 -2
    Birkaç saniye kalakaldık öyle.. insanlar uzağımızdan akıyordu ama, zaman durmuştu..
    “kimseyi.. kalıcı birini istemiyorum..”
    Derin bir nefes çekti..az önceki ağlamaklı halini toparlamaya uğraştı,
    “sakın ağlayayım deme” dedim soğuk bir şekilde, “iyice sulu göz e bağladın, nerde o eski güçlü nilay?..kendine gel..”
    Ben böyle deyince ters etki yaptı gene aq..yeniden yüzü buruşmaya başladı, ama öfkelenmişti de, inadına tuttu göz yaşlarını,
    “bana bağırma bir daha” dedi, tehdit ya da imadan uzak bir sesle.. rica eder gibiydi..o böyle ılımlı davranınca ben de öküzlüğe gerek yok diye düşünüp,

    “peki, pardon..ama insanların benim yerime karar vermesini sevmiyorum..o yüzden kızdım sadece..”

    “olm sen kendini bitireceksin bak.. nilay demişti dersin..ne alıp veremediğin var şu kızlarla, aşk meşk meseleleriyle anlamadım.. kızla o kadar yakınlaşmışsın, şimdi de kalmış istemiyorum bilmem ne..gösterip de vermeme derler buna..”

    Gerçekler yüzüme çarpılınca biraz utandım,

    “hadi yürümeye devam edelim.. yurduna geç kalma..”

    “hep ayşen yüzünden mi bunlar?”

    Bu kez duraksayan ben oldum.. sonra derin bir nefes çekip yeniden yürümeye devam ettim, gene bam telime basmıştı, gene bağırtacaktı beni ama tuttum kendimi..

    “git yüzleş o zaman abicim kızla? Git konuş..de, böyle böyle..”

    “nilay…benim özel hayatımdan konuşmayalım artık olur mu?..tolgayla aranız düzeldi mi sizin? Ne yaptınız bugün ben gidince?”

    “ama yok ya, bence senin bahanen o kız…sende doğuştan var bir pgibopatlık..”

    “herhalde barıştınız değil mi? Zaten neşeli gördüm bu akşam seni, tolga öyledir ama, pek dargın, kırgın kalamaz..”

    “insanlara acı çektirmeyi seviyorsun..ruh hastasısın farkındasın değil mi? Hepsinin bahanesi de ayşen..ne kızmış bee.. gören de dünya güzeli sanır... ”

    Dişlerim titreyerek,

    “ailenle görüştün mü bugün? Nasıl, olumlu bir görüşme var mı?”

    “bırak ya..biz boşa konuşuyoruz.. adam bütün dünyadan intikam almaya yemin etmiş, şansın var, bir şekilde tavlıyorsun, kurban buluyorsun kendine, ama merak ediyorum acaba tipsizin teki olsan ne yapacaktın? Büzülüp ağlardın her halde bir köşeye..”

    Bardak taşmıştı..

    “nilay!!” diye bağırıp çenesine yapıştım..”kes sesini artık çakıcam ağzına”..tuttuğum elimle ittirdim, bu kadar hoyrat olmak istememiştim ama bedenimin kontrolü sanki bende değil gibiydi..bir anda, sanki durumu dışarıdan izleyen üçüncü bir kişi gibi hissettim kendimi.. neyse ki kız epey sendelese de düşmedi..

    Toparlandığında yüzünde gördüğüm duygular karmaşasının içinde, öfke, nefret, hayal kırıklığı bolca vardı.. olumlu bir şey bulamadım..

    üzerime yürüdü, yumruk yaptığı elleriyle omuzlarımdan ittirdim beni, “ağzına sıçayım senin, ne halin varsa gör..” diye bağırıp hıçkıra hıçkıra , hızlı adımlarla biraz ötedeki yurduna doğru ilerlemeye başladı..

    Peşinden gitmeyi düşündüm bir an..o bana lanet edip ağlayarak yanımdan uzaklaşan, benim en yakın arkadaşlarımdan biriydi lan? Gidip durdurmam gerekirdi onu, af dilemem, affetmem gerekirdi..

    Ama gitmedim.. olduğum yere çivilenmiş gibi, sadece baktım arkasından.. biraz sonra o döndü arkasını, son sözlerini söylemek için herhalde, içinde bir şey kalsın istemiyordu,

    “beter ol..mutlu olamazsın sen..”

    Yine aynı sözler.. kimseyi sevemeyeceğime, mutlu olamayacağıma dair..bu duyduğum kaçıncı haykırış.. sanki kendim bilmiyormuş gibi.. yüzüme yüzüme vuruyorlar..
    Tümünü Göster
    ···
  3. 5878.
    +8
    Yurda ulaşana kadar izlemedim.. arkamı döndüm.. ellerim ceplerimde, omuzlarım düşmüş, aklım tamamen bomboş bir vaziyette ilerlemeye başladım kendi yurduma doğru.. biraz sonra da bir ıslık tutturdum.. usulca, iç çeke çeke yürüdüm tanıdık yolda..

    Az önce bir arkadaşımı mı kaybetmiştim ne yine?..

    Yok canım.. sadece tartışmıştık.. tıpkı tolgayla tartıştığı gibi, benle de tartışmıştı işte..

    “hayır tsigalko..sen ona neredeyse vuruyordun?”

    içimden gelen o sesi gibeyim..

    O sahneyi hatırlayınca sıcak bastı, ensemin, yüzümün yandığını hissettim..lan.. kıza resmen şiddet uygulamıştım..ya ittirdiğimde yere düşseydi? Ya bir tarafını kırsaydı, başını vursaydı?..arkadaşımdı lan o benim..bu gece, kendi onca derdine rağmen, yine de safça da olsa benim iyiliğim için bir şeyler yapmaya çalışan, benim mutluluğumu isteyen.. kankamdı lan?..nilaydı oğlum bu..herhangi bir kız değildi…ebru, mine bile değildi.. nilaydı bu nilay?!

    Az önceki rahat ve atarlı tavırlarım bir kenarda kalmış, artık tam tersi, oldukça kötü bir ruh haliyle ilerlemeye başlamıştım…yok be abi.. doğrulmazdı benim belim.. asla düzelmezdi hayatım, halim..

    Hep bir pgibolojik harp, hep kendimle ve etrafımdakilerle bir savaş..bir türlü yoluna koyamıyorum.. düşünceler, duygular beynimin içini oyuyor, amacıma odaklanamıyorum..

    Düşünceler.. duygular..

    Evet.. gerçek bir canavara dönüşmeme engel olan yegane şey bunlar…yani amacıma ulaşmamda, önümdeki barikatlar..

    O zaman düşünme tsigalko?

    O zaman hissetme?

    Mümkün mü ki bu?

    “mümkün..ben seninleyken hepsi mümkün.. daha önce neler yaptığımıza bir bak? Harika bir ikiliydik seninle”

    Bu tanıdık, kötücül sesi uzun süre sonra yeniden duymak tüylerimi ürpertmişti.. sanırım onu siz de en az benim kadar iyi tanıyorsunuz..
    ···
  4. 5879.
    +11
    “ne zaman işi duygulara bağladın, olacakları düşünmeye, hesaplamaya başladın, o zaman hayatın çıkmaza girdi yine.. bunlar seni bitirir tsigalko.. başkaları için olumlu bir özellik olabilir, ama senin tabiatına ters.. başından beri, olmadığın bir şeye dönüşmeye çalıştığını sanıyorsun.. halbuki tek yaptığın, zaten olduğun şeyi inkar etmek?! “

    Soğuk terler sırtımı ıslatmış, alnımda birikmişti.. elimin tersiyle sildim alnımı..bir kaç adım daha atıp bir sokak lambasına yaslandım…derin bir nefes daha çektim şehrin lezzetli havasından..

    şimdi..tam da şu anda bir karar vermem gerekiyordu.. yine..ve yeniden…ama bu sefer pek kolay dönebileceğim bir seçim olmayacak bu..kan ile imzalanan bir yemin gibi..bir seçeceğim, pir seçeceğim hayatımın yol haritasını..

    “ben de hatalar yaptım” diye konuştu iç ses..”seni olmayacak insanlara yönlendirdim.. içindeki son vicdan kırıntılarının harekete geçmesine neden oldum..ama bu sefer tamamen amacımıza yönelik çalışacağız.. skor yapacağız tsigalko…bol bol..ta ki gerekli barajı aşana kadar.. senin düşünmene gerek kalmayacak artık.. hepsini ben halledeceğim..sen.. sadece bana bırak kendini.. uçurumdan bırakır gibi değil.. senin iyiliğini isteyen bir dostun kucağına bırakır gibi.. senin tarafında olduğumu anla artık..”

    Açık gökyüzüne, yıldızlara baktım.. dizlerimde derman kalmamış gibiydi.. neredeyse direğin dibine çökecektim.. kaçamazdım artık.. toparladım demiştim, iyileştim demiştim ama.. belli ki teşhisi baştan yanlış koymuşum, tedaviyi yanlış yerlerde aramış, kaybolmuşum…

    Telefonumu çıkarıp saate baktım..00.03..bir de mesajım var..

    çiğdem, gece için teşekkür ediyor..

    Gözelerim, meteorologlar gibi yine yıldızlarda dolaştı…eh, tavan olmayınca, gök yüzüne bakıyoruz malum..bu sefer hesaplaşma için yurdu ve yatağı bekleyemedim.. olağan üstü genel kurul aq..

    Her zaman ki gibi göz alıcı parlaklıkta olan, arada titreşen ışığıyla sanki bana göz kırpan, diğerlerinden çok daha ayrı.. çok daha benzersiz.. çok daha yalnız.. istikrarlı ve sabit olan kutup yıldızına takıldı gözüm..nam-ı diğer demir kazık..

    O an kararımı verdim, bileğimi kestim, damlayan kanlara bandım kuş tüyünden kalemimi, yeminimi imzaladım.. mührü bastım.. ucunu yaktım..ve karanlık ortağımın avuçlarına bıraktım..

    Sonra, çiğdemin mesajına baktım.. eski varlığımın yarım bıraktığı, bitirilmesi gereken bir iş.. dolaylı olarak beni tuğçe ve sedadan da uzaklaştıracaktı.. nilayla zaten ipler kopmuştu..

    Ve bunca, bilinçli yalnızlaşmanın arasında, benim gidip tutunacağım ve tıpkı eski günlerdeki gibi ortamların tozunu atacağımız bir adam vardı…zaman, hovardalık zamanıydı..
    Tümünü Göster
    ···
  5. 5880.
    0
    ilk rezerve benim olmalı
    ···
  6. 5881.
    +10 -2
    Nisanın sonuna doğru yaklaşırken, basketbol takımımızın da programı yoğunlaşmaya başlamıştı..ilk hazırlık maçımızda özel bir üniversiteyi 70-42 gibi farklı bir şekilde mağlup etmeyi başarmış, bir sonrakinde de şehrimizden bir başkasını 74-30 ile ezerek yolumuza devam etmiştik.. komşu şehrin lisevari üniversitesini de, gibko salonlarında 60-24 ile parkeye gömdükten sonra, ege bölgesinin iddialı takımlarından biri olduğumuzu, en azından kendimize kanıtlamıştık..

    önümüzdeki yıl resmi turnuvalarda Türkiye şampiyonluğu bile hedefleyebilirdik.. gerçi Marmara ve iç anadoludan oldukça kuvvetli rakipler bizleri bekliyor olsa da, kendimize güvenimiz tamdı..

    ilk beş çıkamıyor olmak ve sadece şutör görev adamı olmak başta biraz koydu yalan söylemeyeceğim, ama görevinizi iyi yaptığınız takdirde , hele bir de takım olarak iyiyseniz, her türlü keyif alabiliyorsunuz, bütün maçlarda çift hanelere çıkmayı başardım, sayıların tamamıysa 3 lük ve faul atışlarından geldi,” bir tane turnike, penetre yapmaz mı bir adam” demeyin, herkesin yeteneği farklı, bizden bu kadar (:

    Takımımızın çok iyi olduğunu söylemiştim demin.. hakikaten de öyle.. zaten kısır geçmesi muhtemel olan maçlarda, pek de profesyonel diyemeyeceğimiz rakiplerimize yaptığımız ölümcül savunma sayesinde, onları bazı periyotlarda tek hanelerde tuttuğumuz oluyor, çoğu zaman maçın ortasından sonra disiplinden koparıp, alanın atmasına (ve dolayısıyla kaçırmasına) neden oluyorduk. Hatta komşuya periyodun birinde sadece 4 sayı attırmıştık..ben rakip koç olsam oturur ağlardım aq (:

    Fark ettiğiniz üzere, spor, karanlık ve zorlu zamanlarımın ardından yeniden güneş gibi doğmuştu hayatıma..tek farkı ise, bu kez bir kaçış yolu olarak değil, amacıma ulaşmakta bir araç olarak kullanıyor olmamdı onu..

    Sosyal aktiviteler, pek çok insanla tanışmanıza, kaynaşmanıza yol açar,

    Basketbol maçları, onların getirisi olan şehirler arası seyahatler, sosyal sorumluluk projemiz ve etrafımda olan doğru adamlar ile, doğru yerlerde olmam sayesinde, 2-3 hafta içinde, okulun başından bu yana tanıdığım kadar daha insan tanıdım, bir o kadar ortam gördüm..

    Birkaç gün sonra eve gidecektim, taşınıyoruz beyler.. çocukluğumun geçtiği mahalleden, odamdan, evimden, anılarımdan ayrılıyorum.. doğrusu, bu yeni hayatıma geçişte, beni geçmişe bağlayan son köprülerinde yakılması, son kalelerin de düşmesi, tuhaf bir rastlantı, kaderin her zamanki ironik hallerinden bir başkası..

    Ama ondan önce, az önce hızlandırılmışını okuduğunuz 2-3 haftalık zaman diliminin öğrenmenizi istediğim önemli olaylarından bahsedeceğim.. yeniden günlüğün sayfalarına, anılara dalma zamanı (: ..
    Tümünü Göster
    ···
  7. 5882.
    +5 -2
    bu akşamlık bu kadar panpalar,
    gitmem lazım,
    yarın gene geleceğim, atamadığım bir kaç partı ve yenilerini de yükleyeceğim inş.

    görüşmek üzere (:
    ···
  8. 5883.
    0
    yat, uykunu iyi al *
    ···
  9. 5884.
    0
    kıza resmen şiddet uygulamıştım..ya ittirdiğimde yere düşseydi? ya bir tarafını kırsaydı, başını vursaydı?..kusura bakma tizi'de ben bu sahnede güldüm lan asasdagdsag:}
    ···
  10. 5885.
    0
    iyi geceler panpa
    ···
  11. 5886.
    0
    reserved
    ···
  12. 5887.
    0
    gelicem dedim dedim inanmadınız bak şimdi ne oldu?
    ···
  13. 5888.
    0
    vay amk
    ···
  14. 5889.
    0
    maçtan sonra bekliyorum
    ···
  15. 5890.
    +2
    aha şu gibtimin yazısından sonra "Hep bir pgibolojik harp, hep kendimle ve etrafımdakilerle bir savaş..bir türlü yoluna koyamıyorum.. düşünceler, duygular beynimin içini oyuyor, amacıma odaklanamıyorum.."
    kesin delisin sen amk bizde şakirt şakirt seni dinliyoz burda asdasdsaads :D
    ···
  16. 5891.
    0
    reserved
    ···
  17. 5892.
    0
    bekliyoruz maçtan sonra. reserved
    ···
  18. 5893.
    +2
    fener yenemedi yaa gelmez bin
    gelse de geç gelir

    bu arada yeni bir hikaye panpalarım
    okumanızı tavsiye ederim "herkes anlatıyo bi de ben anlatayım amk"
    ···
  19. 5894.
    +3 -1
    selamlar panpalar,
    söz verdiğim üzere buradayım (:

    özel mesajları cevapladım önce o yüzden 10 dk rötar oldu,
    bir kaç dk içinde başlıyoruz, yerlerimizi alalım ;)
    ···
  20. 5895.
    +10 -1
    Morfinin ne olduğunu hepiniz az çok biliyorsunuzdur, cerrahi operasyonlar öncesinde hastaya enjekte edilerek dozuna göre lokal bir hissizlik ya da bilinçsizlik durumu oluşturan kuvvetli bir yatıştırıcı. Uygun dozda kullanılan morfin, sizi ameliyatın tarifsiz acılarından koruyacağı gibi, doz aşımı halinde bir daha uyanamayacağınız bir uykuya da dalabilirsiniz..

    çiğdemle aramızdaki ilişki, aramızda kesip atılması zor bir bağ oluşturmuştu.. adeta göbek kordonu gibi, öylece sökmek ya da koparmak, acısız mümkün değildi..ben de bu bağı, biraz morfinin de işin içine gireceği, profesyonel bir müdahale ile devre dışı bırakmaya karar verdim.

    Kadın-erkek ilişkilerinin morfini de ilgisizliktir.

    Varlığını sona erdirmek istediğiniz ilişkilerde, karşı taraf ve sizin için acıyı önleyici olurken, bazen de devdıbını istediğiniz ilişkilerde yanlış kullanımlarla, sevginin ölümüne sebep olabilir.

    çiğdeme ilgisiz kalmak, mesajlarına geç cevap atmak, davetlerine iştirak etmemek, her hangi bir davette bulunmamak, o mesaj atmadıkça atmamak, aramadıkça aramamak, msn de engellemek gibi birçok parçadan oluşan, belki hemen değil ama orta vadede aradaki elektriği söndürecek bir stratejiydi.

    işe yaradı da..şimdi dönüp eski mesajlaşmalarımıza baktığımda kendimi Tibet öküzü gibi hissediyorum gerçi aq ama o zaman bunu yapmam gerekiyordu, yaptım.. şimdiki aklım olsa çok daha farklı olabilirdi, yine de hayatımın şu son birkaç ayına baktığımda, verdiğim hiçbir karardan pişman olmamam gerektiğini ve yaptığım onca hataya rağmen, Allahın sevgili kulu olmamdan mıdır nedir, her seferinde dört ayak üzerine düştüğümü görmek beni sevindiriyor.. böylesi kararsızlık ve yanlışlarla dolu bir geçmiş, pek az kişiye nasip olur.. çünkü pek az insan bu derece dengesiz ve aptaldır..o azınlık grubun içinde bulunmaktan ötürü gurur duymuyorum..

    öğle aralarının tadı kaçtı bu aralar biraz, önceden bir toplanırdık, bizim beşli ve nilay.. gır gır şamataya doyum olmazdı..

    şimdi karşımda sadece neco var, oturmuş sodalarımızın eskortluğunda tavuk sotelerimizi bitirmeye çalışıyoruz..

    Az sonra Alper, nuriş ve alperin yeni kız arkadaşı hilal (şu daha önce bahsettiğim sessiz kız) gelip masamıza katılıyorlar..

    Gözlerim tolgayı ve nilayı da arıyor ama yoklar.. yanlış anlaşılma olmasın, tolganın nilayla aramızda olanlardan haberi yok, zira hala normal davranıyor bana.. zaten nilay bunu ona anlatmayacak kadar onurlu bir kızdır..ama sanırım ikisi barıştıktan sonra, tolga, kız arkadaşına geçirdiği zorlu dönemi atlatması adına daha fazla destek olmaya çalışıyor, onu baş başa kaldıkları köşelerde teselli ediyor, yanında olduğunu göstermeye çalışıyor.

    Alperin naif kız arkadaşı hepimize kibarca iyi dileklerini sunup masadan ayrıldı, derse gitti, Alper eşlik etmek istedi ama kız masadan ayrılmasına gerek olmadığını söyleyerek, bir anlamda bu tayfanın arkadaşlığına da saygı duyduğunu ve bozma-yıpratma amacında olmadığını göstermiş oldu..iyi kız valla.. aferin..
    Tümünü Göster
    ···