Eskiden şimdiki tiktok uygulamasına benzer bir site olan Hi5 sitesinden tanıştığım kız ile ilgili olan bir öyküdür.
Yıl 2007-2008 civarı. Daha facebook bile öyle çok gündemde değil. O zamanlar msn, icq gibi odalardan kız kovalardır. Ayça 22 oturum açtı muhabbeti olduğu zamanlar.
Bir odaya girer, online kişilere ezbere mesaj atardınız. Kız isimli nick almış olanlarda tabii ciddi bir yoğunluk da binerdi. Derken o sıralar Hi5 diye bir site çıkageldi. Bu icq'nun resimlisi gibi. insanlar resimlerini atıyorlar, profil oluşturuyorlar, ordan beğendiğine yazıyorsun. Cevap gelirse konuşmaya devam...
...

Msn de onu gördükten sonra içim kıpır kıpır oldu. Hele ki müge vakasından sonra bana çok içten ve sevecen gelmişti.
Ama bir saniye...
Bu kızın Hi5 deki fotoğrafları?
Bunun normal bir kız olmasının imkanı yok. Hangi aile kızı böyle fotoğraflar koyar lan internet alemine? Bu bildiğin kaşar abicim. Amacından sapmaya gerek yok. Çak-geç, taktik maktik yok bambambam.
Acımak yok dedim kendi kendime. Üzülen ben oluyorum her seferinde. Bu sefer üzülmek yok dedim, üzen var. Enayilik de bir yere kadar.
Gel zaman git zaman buluşmak için kandırdım bunu. Bir nazlı ki sorma, usandırıyor adamı. Topu topu bi kere de bana vereceksin amk sanki ilk yaptığın iş diyorum içimden ama ona tabii ki çok kibarım.

Okuyan var mı? Yoksa başka zaman yazayım.

Buluştuk, bayaa bayaa aile kızı gibi giyinmiş gelmiş. Ben bekliyorum az meme felan görür, iki elleriz sonra eve atarım felan, nerdeee..
Alakası yok. Utanmasa başörtüsü de takacak. Dedim herhalde bu kaşar kendini bana yamayacak. Yer mi lan anadolu çocuğu.
Neyse, elini felan tutayım dedim çekiyor, elimi omzuna koycan kaş çatıyor lan dedim bir bana mı?
içimde şarkı söylüyorum, grup vitaminden geliyor;
ellere var da bize yoh mi?
Eski sevgililerden konu açtık. Oldu bikaç tane dedi. Bikaç taneyse iyi diye azğımdan kaçırdım. Efendim? dedi, bikaç taneyse iyi yani, ben ne insanlar gördüm don değiştirir gibi sevgili değiştiriyorlar, valla zaman kötü deyip çevirdim. O kadar da değil dedi azarlar gibi yüzüme bakıp.
Önemli not: O zamanlar sizin şu anki flört dediklerinizi bile sevgiliden sayardık biz. Görüştüğüm var derdik. Bu da sevgili demekle aynı şeydi. illa elini tutmak, sarılmak gerekmezdi. Şimdi yatağa girip flörttük diyorlar. Halen alışamadım ben bu duruma, alışmak da istemiyorum açıkcası

Ben bunu ilk buluşmada eve atma planları yaparken elini bile tutamıyordum. iyice sinirimi bozdu bu hatun. Ne lan bu kadar naz dedim? Bu sefer ben naza çekmeye başladım.
Arıyor açmıyorum duymadım diyorum, mesaj atıyor geç cevap veriyorum, msn de online oluyorum cevap yazmıyorum gibisinden taktikler yapıyorum. Bu şekilde vereceği yok, bari bunu uygulayayım verirse verir vermezse gider napiim dedim.
Sonra bayaa sitemler bişiler, hiç beklemediğim duygusal bir saplantı sezdim kızda bana karşı. Ben ne kadar reddedersem o kadar bana doğru geliyordu.
Vaaayyy dedim, seven gibilir, giben sevilir dedikleri buymuş lan demek...

E insan bir yerden sonra kendini tecavüzcü gibi hissediyor. Bir anda kalktım ayağa yeter ama sanki sana tecavüz etmeye çalışıyormuşum gibi hissettiriyorsun dedim sinirli bir şekilde. istemiyorsan durmasını da bilirim! Bir daha da dokunmam sana! dedim aynı sinirle ama bu sefer bağırarak.
O anki alttan o kuzu gibi bakışlarını unutamıyorum. Tamam, engellemicem, gel... diye fısıldar gibi cümle kurdu.
O an o bakışlarını görünce tereddüt ettim, üzüldüm sanki ama neydi kuralımız? BAM BAM BAM
Acımak yok artık.
Ayrıca zütünü başını kamuya açan kıza mı acıyacam?
Pehhh!
Kimi yiyorsun lan sen?...

Bu bayaa bayaa yalanlar felan konuşmaya başladı geçmişi hakkında. Yalan konuşması öpüşmesinden beter. Sürekli açık veriyor. Ayrıca yalan konuşurken kaşları titriyordu ilginç bir şekilde, komik bir hale bürünüyordu. O kadar tedirgin oluyordu ki bir anda konuşması hızlanıyor, nefes alış verisi değişiyor, bakışları sönükleşiyordu.
Elif ben mit ajanı değilim, korkma, seni daha yakından tanımak istediğim için soruyorum dedi.
Beni daha iyi tanımak için beni senden sonra bilmen yeter diye cevap verdi.
Obaaa, beni aldı bir şüphe. O ne demek lan? Benden önce paralı huur felan mıydı dicem öpüşmesini bile bilmeyen, memesine dokununca titreyen huur mu olur dedim.
Yoksa geçmişinde başka birşey mi vardı?
Direk soramasam da bunları öğrenmeyi çok istiyordum.

Biz msnden görüşüyoruz ama elif sürekli çok özledim, sadece parkta felan otursak diyor olmaz diyorum kışın ortasında bilmem ne bahane üretiyorum sürekli. Birkaç gün geçti sadece evin nerde? diye sordu. Hah dedim tamam, geliyor oltaya process devam ediyor.
Evin adresini söylüyorum tarif ediyorum gelecek misin çok heyecanlandım hangi kahveden istersin felan diyorum yok gelmicem merak ettim diyerek çevirmeye çalışıyor ama yok, aldım ordan deşeliyorum sürekli.
Bir süre de böyle geçti. 2-3 gün sonra ikna ettim eve gelmesi için.

Ama içimde bir yüksekten düşme hissiyatı gibi bir his oluştu. Bilirsiniz bu hissi. Reddedilme, umutsuzluğa kapılma, ani üzüntü hissi işte...
Aradan birkaç gün daha geçti, hatta 1 hafta bile geçmiş olabilir.
Ben engeli kaldırdım, bir baktım ki elifte engel yok zaten.
Mesaj attım, merhaba diye, anında karşılık geldi;nerdesin sen gerizekalı! diye. Ne oldu dedim, engellemiştik en son birbirimizi, ben öylesine bir merak ettim kaldırdım dedim. Meğersem elif beni engelledikten 10 dk sonra engeli kaldırmış benim gelmemi bekliyormuş, görünce sinirlenmesi onaymış.
Evet geldim şimdi ne yapacaz dedim, msn adresini yolladı msn e gel yazdı, tamam dedim...

Eve geldi sonunda, konuşuyoruz, hakkaten kahve yaptım buna. Muhabbet ediyoruz derken ben yavaştan yanaştım buna. Girdim yanına. Sesini çıkarmadı hiç. Ellerini tuttum, gözüne baktım, yanağından öptüm.
Dudağını öpmeye hamle yaptım çekti, bozuntuya vermeden devam ettim, boynunu felan öpeyim derken çevirdim dudağını öpmeye başladım.
Başladım da bu ne lan?
Bildiğin tavukgöğsü emcüklüyorum gibi. Hatun öpüşemiyor bildiğin.
Haydeee bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.
Neyse biraz daha ilerledik kanepeye yatırdım bunu, yanına uzandım. Ellemeye çalışıyorum ama izin vermiyor, her seferinde ellerimi çekiyor son güç.
Sanki sevişmiyor da savaşıyoruz amk

Ya gerçekte iyi bir kaşardı ve çok iyi bir oyuncuydu ya da hakkaten değişik birşey vardı geçmişinde.
Benim bunu bir şekilde sakladığı hayatına sızarak öğrenmem gerekliydi.
XP yi çoğunuz görmemiştir, güvenlik açıkları gırla. O sıra ben ruslarla hackercılık oynuyorum. Onların ekibindeyim. Msn den buna mp3 programı bu kursana diye bir yazılım yolladım. Ona yolladığım tabii ki mp3 programı değil bir trojandı. Uzaktan bağlantı programı gibi görev gören bir yazılımdı. Kurduğunda e bu çalışmadı dedi, dedim aaa o değildi ya şuydu yanlış program atmışım, o windows düzenleme programıydı, neyse önemli birşey değil gerçeği bu diyerek gerçek mp3 progrdıbını attım.
Kurduğunda da birkaç şarkı attım bunları dinlemen için kurmanı istedim diyerek.
Hatırlıyorum.
ilk şarkı;
Kıraç - Çeşminaz
Çok tatlı, romantik bir şarkıdır. Dinlemek isteyenler için şuraya bırakayım; https://youtu.be/UrgwSvU0g_w
Sonradan bu şarkı zaten bizim şarkımız oldu...

Ben avantajı elime aldım ya, artık eve nasıl atsam taktikleri yapıyorum. Parasızlık numarası çekeyim dedim.
Elif, bak bunu demek istemiyordum ama ben memur çocuğuyum, cafelerde oturmaya felan param kalmadı, ben ısmarlarım diye atladı hemen, olmaz öyle şey dedim.
Ne yapacaz nasıl görüşecez dedi, dedim gel bize ya otururuz rahat rahat koltukta, içeriz sınırsız nescafe gold, mis gibi, zütüm acıdı plastik sandelyelere oturmaktan.
Olmaz felan dedi, bayaa üsteledim, yok fayda etmedi. Neyse dedim o zaman buluşmayalım. Msn den görüşelim bir süre, param yok biliyorsun dedim. Tamam dedi...

Elif diye bir kız gördüm orda. Kıvırcık saçlı tatlı bir hatun. Profil resimleri hep böyle mini etekli, göğüs dekolteli felan. Dedim ben buna bir yazayım. Yazdım cevap gelmedi, bir daha yazdım gene gelmedi. Dedim salla başka kızlara geçeyim. Ona buna olta atarken bir baktım gecenin bir vakti mesaj gelmiş eliften. Tek kelime merhaba yazıyor. Nasılsın diye hemen yetiştirdim, iyiyim sen nasılsın dedi, ben de iyiyim dedim. Git ileri gel beri biz bayaa bayaa konuşmaya başladık. Bunun fake olmadığına emin olamıyordum bir türlü. Webcamler modaydı o sıralar. Ütü misali görüntü kalitesi olan A4tech kapaklı webcamlar. Herkesin evinde evladiyelik olurdu bunlardan. Bilgisayar olup olmaması da önemli değil ama her evde illaki bir webcam olurdu...

Msn e ekledim, geldiği gibi webcam zili ötmeye başladı. Ben hazırlıksızdım, bir dk ver tuvalete gidip gelicem dedim o anki heyecanla. Tamam dedi.
Hemen üstümü başımı değiştirdim, webcamden görülen arka plana kırmızı washburn (tenekeden bozma sesi vardı ama görüntüsü güzeldi) elektro gitarımı koydum tamam hazırım dedik ve webcam i açtık.
Karşımda gördüğüm kız fotoğraflarından bile daha güzeldi. Çok tatlı birşeydi. Gamzeli gamzeli gülümsüyordu.
Şok oldum, hiç beklemiyordum bu kadar tatlı olacağını. Fakat o sıra (bkz: ulan müge) bu illet karıdan daha yeni ayrıldığım için bu bakışlar yemezdi bana. Yememeliydi yani...

Webcam aç diye tutturuyordum ara ara, hayır deyip öteliyordu. E tabii o kadar muhabbet ettiğin kişinin endüstri meslekten bir velet olmasını da istemiyor insan. Velhasılkelam ben bayaa bir direttim bir gün, ciddi ciddi tartıştık. Elif benden bir daha webcam istersem benimle konuşmayacağını söyledi, ben de bu kadar inat ediyorsan zaten birşey vardır altında, konuşmayalım gerek yok dedim. Böylece ikimizde birbirimizi engelledik...

Birkaç saat kendime gelemedim. Elif mesajlar attı önce cevap yazmadım sonra hayatım çok uykum var, uyuyakalmışım, devam edecem izninle dedim, iyi uykular tatlım deyip öpücük yolladı.
Sonra aklıma takıldı, acaba safiye, elifle beraber beni yiyor olmasın? internetten haberleri araştırdım, eski gazete arşivlerine girdim, hakkaten eski bir gazete arşivinde haberleri buldum. Olay doğruydu. Elifin gözlerine incecik siyah bir çizgi çekip abisiyle beraber siyah beyaz bir fotoğrafını yayınlamışlar.
Olay gerçekti.
Peki ya ben?
Ben aşık mıydım?
Ben bunları düşünen biri olarak hakediyor muyum?

Kendimi toparladım. Ben ona layık birisi değildim hiçbir zaman da olmayacaktım. Ben ona ilaç değil zehir olurdum. Bundan ötürü gene eve çağırdım. Heyecanla geldi. Kapıdan girer girmez dudaklarıma yapıştı. Öptü biraz, ben isteksiz durunca ne oldu diye sordu.
Herşeyi tek tek nasılsa anlattım. Ağladı, yüzünü yerden kaldırmadı hiç ben anlatırken. Yüzünü defalarca kaldırdım ama gene de her seferinde yere büktü. Burda yüzü yere düşecek biri varsa o da benim, kaldır şu kafanı! diye bağırdım, kıpkırmızı gözleriyle kaldırdı kafasını.
Sımsıkı sarıldım, ama sımsıkı. Resmen kendimle birleştirecek kadar sarıldım.
Ayrılmamız lazım dedim kollarım ona sarılıyken, onun da elleri boynumda haklısın dedi, bana bu acınası gözlerle bakan biriyle yapamam dedi, ben ise sana değil, kendime acıyorum ben dedim ama 1-2 dakika ikimiz de birbirimizi bırakmadı, bırakamadı.
Vedalaştık, o gitti ben oturdum sandalyeme bir sigara daha yaktım gidişinin arkasına...
Sonradan da takip ettim elifi. Sanki bilerek bana açık bıraktı herşeyi takip edeyim diye. Mail şifresini bile değiştirmedi. Ta ki evlenene dek. Evet benden birkaç ay sonra kapandı, 2016 yılında da benden sonra 2012'de tanıştığı 1 kişiyi sevdi ve bir öğretmen olarak onunla evlendi, şu an bir oğlu var ve çok mutlu. Fotoğraflarında gözlerinden okunuyor...
Şimdi görsem?
Gene sarılırım ama aşk ile şevk ile değil, sevgi ile, o benden istemediği ve benim içimden atamadığım acıma duygusu ile...

SON

Bundan öncem (bkz: ulan müge)
Bundan sonram (bkz: size nasıl evlendiğimi anlatıyorum)

Bu niye trendde amk

Önceleri pek farkettirmese de sonlara doğru iyice kıskançlığı ortaya çıktı. Yemin ediyorum erkek olsa beni eve zincirler, yemeğimi suyumu verir besler, gün ışığı bile göstermezdi.
Birkaç hafta sonra durumumuz şu; benim kafamdaki manyakça sorular, elifde areo takıntısı aldı başını gidiyor.
Bu arada birkaç kez daha geldi eve. En sonuncusunda tamamen soyundu. içine girmeme izin vermedi.
Çırılçıplak yanımda yatarken öpüşmenin ortasında ağzıma gelen tuzlu su ile gözlerimi açtım. Bakakaldım.
Elifin gözleri açık ağlıyordu...

Ayrıldığım zamanların intikdıbını almak istercesine bir hırs birikti içimde. Heyecandan sürekli kekeleyerek konuşuyordum. Çok görmeyin, o zamanlar internetten kız düşürmek, hele ki webcam açtırmak bile mucizeydi. internet kafeler ya cs oynayanlarla ya da msn takılanlarla doluydu. Başka uğraş yoktu. Güç bela hal hatır sorabildikten sonra ben bir an duraksadım. Boş boş düşünmeye başladım. Aklımdan olası senaryoları geçiriyordum. Allahtan elif konuşkan bir kızdı. Böyle bir dakika beni boş boş izlerken hınzırca bir gülüş attı. Ne düşünüyorsun bakalım dedi. Boş ver diyince üsteledi. Dudağının kenarını ısırarak konuşması da bana iyice cesaret veriyordu. istersen sesli düşün, ben duymamış gibi yaparım diyince bana da bu mantıklı geldi. Hiç o orada yokmuş gibi davranıp kendimle konuştum: şu kahyanın garısı çok güzel hoşuma gidiyor, şu kahyanın karısını gibsem ben yav. Nasıl etsem bu işi. Bizim goca avrad, avradını gibiyim evden gitmiyo ku. Gebermedi dıbına gömdüğüm avradı geberse de kurtulsam şunun elinden. Bir plan yapmam lazım şu kahyanın karıyı nasıl giberim ben...
Birden görüntü kapandı, engellemiş beni. Bu da böyle saçma ve yarım bir mazi olarak kaldı