nam ı kemal fıkralarını

Nam ı kemal köyden kasabaya alışveriş yapmak için gider
yol bayağı uzun olunca nam ı kemal de kasabada yemek yeyip
köyüne öyle dönmek ister bi lokantaya girer garsondan
bir çorba ister ve masasına bırakıldıktan sonra afiyetle
yemeye başlar bu arada alaycı garsonda nam ı kemali görünce
bununla bi dalga geçeyim de ömrü boyunca anlayamasın der.
nam ı kemal çorbasını bitirince garson hemen yanında biter ;
-ehemm efendim arkadan ne alırdınız?
nam ı kemal birden kızarır ama altada kalmaz hemen cevabı yapıştırır!
-sen önümdekini kaldır sonra döner verirsin

Uluslararasi yalan atma yarismasinda üc ülke finale kalir,

Almanya, Fransa ve Türkiye...

Türkiye´yi temsilen de Namık Kemal oradadir.

Juri yarisma konusunu artaya atar. "Batan bir gemidekileri nasil kurtarirsiniz?"

Once Alman Palavraci dizer yalanlari;

-"Ben cok iyi bir yüzücüyümdür. Gemideki bütün insanlari yarim saat gibi kisa bir sürede gide-gele, gide-gele karaya tasirim!

-"ohaaa" der Fransiz ve bu sefer o baslar;

-" Ben de sicarak büyük bir ada olustururum ve insanlari o adaya cikartarak kurtaririm!

Sira Namık Kemal dedir oda okkali bir yalan söyler;

-" Bende de öyle bir yannan varki onu söyle gemiden karaya dogru bir uzattimmi köprü yapar ve bu insanlari kurtaririm"

-"Çüş amk" der Fransiz " Hiç o kadar büyük yannan olur mu?

Bizimki ayarı verir.

-" Öyle züte böyle yannan!"

almanya da bir futbol sahasında "en büyük yannan kimde yarışması" yapılmaktadır
fransız çıkarır 25 cm
alman çıkarır 30 cm
gözler davet edilen yarışmacılar arasında namık kemali arar.
fransızla alman gülmeye ve daşak geçmeye başlar, korktu da gelemedi herhalde diye.
o sırada gökten bir yannan uzanır ucunda da bir not
"istanbuldan almanyaya gelen uçağı kaçırdım, kazandıysam ödülü ucuna asın"

hatırlayan var mı lan ?

Adamın biri Nam-i Kemal'ın garsonluk yaptığı lokantaya gider. Nam-ı Kemal adama ne istersiniz diye sorar Adam bizim Nam-ı Kemal'e şaka yapmak için derki; Bana cacık macık daracık amcık getirir misiniz. Nam-ı Kemal'de verir ayarı Adama ; Bugün ki menümüzde dalak malak kol gibi yannan var der.

aklınıza gelenleri yazın binler copy paste yapmayın

namık kemalin büyülü bi yannanı vardır. Tarama diyince uzat tirimi deyince kısalır.Ve bi yarışma kazanır.Ödül olarak kralın kızıyla evlenicektir. Kral ve ailesiyle birlikte yemeğe geçerler. Namık çok fena gibi kaldırmıştır. Ne yapsam derken başlar "tarama tarama tarama tarama tarama" Krala denk gelir kral öksürür. Namık "tirimi tirimi tirimi " bi kaç dakka sonra tekrar tarama taraama kraliçeye denk gelir kraliçe inler tirimi tirimi tirimi çeker ve sonra yine başlar tarama tarama tarama by sefer kralın kızına denk getirir ve tarama tirimi tarama tirimi ...

kemalin katıldığı karı gibme yarışmasında

alman:5 karı
fransız:10 karı
ingiliz:20 karı giber. sıra kemale geldiğinde ise erkek spikerin sözleri dehşet vericidir:

kemal! kemal 30 karıyı gibti ama hala duramadı! kemal izleyicilere doğru ilerliyor! kemal herkesi sıradan geçiriyor sayın seyirciler. kemal! kemal hızla ilerliyor! seyirciler de bitmek üzere! kemal! kemal yapma! kemaaaaaaaaallll!! ama kemal yapma bebişim

bitti

not:ben namık kemal fıkraları diye biliyodum lan bunları

en fazla attırma yarışması
alman attırıyor 1 bidon
ingiliz attırıyor 2 bidon
fransız attırıyor 3 bidon
sıra namık kemale geliyor ve uzatılan mikrofona şunu söylüyor
"yüzme bilmeyen dışarı çıksın"

bir ülkede kralın atı hep üzgünmüş. kralda bu duruma kafası bozulduğu için yarışma düzenlemiş. işte atımı güldürene ödül bilmemne vs..
herkes denemiş ama atta en ufak bi gülümseme yok.en son namı kemal gelip atın kulağına birşeyler söylemiş.at başlamış kahkahalarla gülmeye. neyse namı kemal almış ödülü gitmiş. gunler haftalar geçmiş at hala gülüyo. kral rahatsız olmuş ve namı kemal durumu anlatmış.nam ı kemal atın yanına gidip gelmiş. kral bir bakmış at hüngür hüngür ağlıyo.
ne yaptın sen nasıl önce kahkalarla güldürüp sonra aynı şiddette ağlattın diye sormuş.
namı kemal benim yannan seninkinden büyük dedim işte o an başladı gülmeye demiş.
ee demiş kral, ağlatmayı nasıl başardın? namı kemal cevap vermiş:
açıp gösterdim

Padişahın birgün canı sıkılır vezirine küfretmek istediğini söyler.
Vezirde Nam-ı Kemal adında birini tanıdığını ve çok küfürbaz olduğunu anlatır. Padişah Nam-ı Kemal'i çok merak etmişti.
Vezirine emir vererek Nam-ı Kemal'i çağırır.

Nam-ı Kemal geldikten sonra Padişah :
- Çıkma yemiş ağacına koparma dalını malını
Nam-ı Kemal hemen :
- Düşersen aşağı görürsün ananın dıbını.

Padişah bu küfür karşısında çok sinirlenir ve Nam-ı Kemal'i zindana atar. Aradan bir süre geçtikten sonra Padişahın canı tekrar sıkılır.

Vezirine kasabayı toplamasını ve Nam-ı Kemal'i çağırmasını söyler nasıl olsa kasabayı topladıktan sonra Nam-ı Kemal'in küfür edemeyeceğini de belirtir.
Köy halkı toplanır ve beklenen an gelir

Padişah :
- Gittim Karadeniz'e tuttum bir alabalık.
Namı-ı Kemal:
- giberdim ananı ama etraf kalabalık.

Ülkenin birinde Kraliçe evlenmek için bir yarisma düzenlemeye karar verir.
Yarışma günü teker teker yarışmacılar elenip veda ederler yarışmaya.
En son sıra nam-ı kemal vardır o da girer Kraliçenin yanina.
Kraliçe der ki sana üç soru soracagim bilirsen evlenecegiz.
Kraliçe üzerindekini çıkarır ve göğüslerini işaret ederek sorar "bunlar nedir"...
Bizimki pişkin pişkin cevap verir,"meme"...
Hayır der Kraliçe malesef bilemedin bunlar Everest tepeleri..
Ve göbegini isaret edip sorar bu nedir???..Bizimki yine gevşer soru basittir ve düşünmeden Göbek der.
Maalesef bilemedin "Kudüs'ün merkezi" der.
Ve klotunu çıkarıp amcığını işaret ederek sorar bu nedir diye.
Kemal verir ayarı hemen am diye.
Kraliçe de "Maalesef bilemedin "Nil nehri"sende elendin" der.
Bizimki bozuk bir halde odadan cikmak üzereyken zaten sinir olmuştur bi döniyim de veriyim ayarı der dönüp Kraliçeye söyle der.
"Kraliçem ben bir sey sorabilirmiyim"
"tabi" der kraliçe.
Bizimki tüm ihtişamıyla çıkarır yannanını ve sorar "bu ne"
Kraliçeden cevap gelir hemen gib diye.
Nam-ı Kemal "Maalesef der bilemediniz"
Kraliçe sorar nedir peki..Ve bizimki verir ayarı "isanın asa'sı" der ve ayara şöyle devam eder.
Alsam isa'nin asasini elime,
salsam nil nehrinin en derin yerine,
çalarken çanlar Kudüs'ün merkezinde,
uzansam Everst tepelerine..

bir gün nam ı kemal bir yarışmaya katılır. yarışmanın kuralı: yarışmacı önce 50 tane bira içecek ardından bir mağaraya girip oradaki vahşi ayının kafasından kıl koparacak.en sonunda da dışarda bekleyen karıyı o yorgunlukla 5 posta gibmesi gerekecek
ve yarışma başlar. kimi yarışmacılar biradan sarhoş olup düşerler. kimisi o ayıya yem olur. kimse daha parkuru tamamlayamamıştır. sıra nam ı kemale gelir. biraları içip dalar ayının inine. herkeste meraklı bir bekleyiş. dakikalar geçer kemal hala çıkmaz. artık bekleyenler emindir ayı içerde kemali parçalıyo diye düşünürler.tam içeri bakmaya girerlerken kemal dışarı çıkar ve bağırır:
başından kıl koparılacak kadın nerde?

namık kemal üniversitesi var lan amk

NAM-I KEMAL BiR GÜN AVCILAR LOKALiNE GiDER ABARTILMIŞ AV MACERALARI SALLAMAKTAN BIKAN AVCILAR MEVZUYU AM GÖT MEME EKSENiNE KAYDIRMIŞ BEL ALTI PERDESiNDEN SALLAMAKTADIRLAR AVCINI BiRi

GEÇEN YAZ AKDENiZDE BALIK AVINDAYIM BiR BALiNANIN PEŞiNE TAKILDIM GiT GiT iŞ iNADA BiNDi CEBEL-i TARIK'I GEÇMiŞ OKYANUSA ÇIKMIŞ ALTIMA 2 METRE KAYIK 2 DE KÜREK HAVADA BiR PATLADI SORMA DALGALAR 25 METRE NE YAPACAĞIMI ŞAŞIRDIM

HEMEN SIYIRDIM DONU ORACIĞA SIÇMAYA BAŞLADIM SIÇ BABAM SIÇ SIÇ BABAM SIÇ KÜÇÜK BiR ADACIK OLUŞTU OKYANUSUN ORTASINDA BEN DE O ADACIĞA SIĞINIP FIRTINANIN DiNMESiNi BEKLEDiM DER...

BiR ANDA ORDA OTURAN AVCILAR NAM-I KEMALi FARK EDERLER BU iLK DEFA GÖRDÜKLERi YABANCI KiMDiR DiYE

NAMI-I KEMAL HiÇ BEKLEMEKSiZiN SÖZE BAŞLAR

BENDE BiR ALET VAR SORMAYIN GiTSiN iSTANBULDA OTURDUĞUM YERDEN PARiSTEKi SEVGiLiMi gibEBiLiYORUM DER

BÜTÜN AVCILAR HAS gibTiR ORDAN SALLAMA LA LA LA LO LO LO YAPINCA NAMI-I KEMAL CEVABI YAPIŞTIRIR

BE huur ÇOCUKLARI SIÇA SIÇA OKYANUSTA ADA YAPAN muallakNiN GÖTÜNE BU yannan BiLE AZ DER.

en fazla attırma yarışmasında türkleri namık kemal temsil eder ve yarışma başlar. ingiliz başlar yarım bidon attırır. fransız inleye inleye 1 bidon attırır. namık kemal asılmaya başlar asılır asılır sonra durur fakat önündek bidon bomboştur. der ki olm önüme bakmayın karşıya bakın. karşı dağda kocaman harflerle bir yazı:

"Ne mutlu Türküm diyene"

lan başka yok mu?

lan başka yok mu?

upladım bu başlığı

upluyorum bu başlığı.

rezerved

nam-ı kemal bir gün italyaya gitmiş.
cebinde beş parası kalmadığı ve çok aç olduğu bir gün bir restoranın önünde yemek yiyenleri seyrederken birden gözüne bir şey çarpmış. yemek yiyen sakallı insanlar iyice karınlarını doyurduktan sonra kasiyer bayana giderek sakallarını okşuyorlarmış ve hiç para vermeden çıkıp gidiyorlarmış. durumu merak eden nam-ı kemal konuşmaları dinlemek için kapıya doğru yaklaşmış. sakallı adamlar yemek yiyip karınlarını doyurduktan sonra kasiyere gidip sakallarını okşayarak "ben ajanım" diyerek hiç para vermeden çıkıp gidiyorlarmış.
birkaç adamı seyrettikten sonra nam-ı kemal de içeriye girmeye karar vermiş.
bir güzel karnını doyurduktan sonra sıra hesap ödemeye geldiğinde, kasiyer bayana giderek sakallarını okşamış ve "ben ajanım" demiş.
kasiyer bayan "ama beyefendi sizin sakallarınız yok" deyince, nam-ı kemal pantolonunu aşağıya indirmiş ve yarak kıllarını göstererek kasiyere "ben gizli ajanım" demiş