Zaman geçtikçe ben başladım Naime ablaya havadan sudan sorular sormaya , havadan sudan dediysek de çok hava sudan değil aslında ... Abla Sevgilin varmı, hiç oldumu filana getirdim aq. Sanki yoksa ben olacakmışım gibi . Kıskanıyodum açıkçası güzel kızdı. Sorarken ederken bu yanımda bi anda daldı . Ben de o anda bişeyler anlatıyorum. Bi baktım uyuyo...
"Naime ablaa ? Naimee ablaa ? ? " soruyom soruyom cevap yok. Biraz dürtekledim filan meğer bunun uykusu ağır oluyomuş ben ne bileyim aq. 2 dakikada bir "Naime ablaa ?" diyom ses yok. Omzumdan kulağıma doğru sıcak bi ses geldi ... " Ahanda benimki, adamım , şeytanım." Gözleri direk dudaklarına diktim. Tam zamanıydı. Resmen kurumuşlardı. Ama zütümü toparlamam lazımdı , çünkü uyanırsa bunun bi açıklaması olamazdı.
Bende kendimi toparladım. Hırsız edasıyla yavaşça üstüne eğilerek yanaştım ve çok ufak belirli belirsiz üst dudağından bi öpücük kopardım. Almadım bildiğiniz dudağı hüplettim. Ve uyanmadı ! Aynı şekilde uyumaya devam ediyodu. Bana bi güven geldi. Öpüşmeyi de bilmediğimden aklımca dudakta yapışık kalınca uzun uzun öpüşülmüş oluyodu benim için . 2. bi hamleyle bu kez 2 dudağını birden öptüm yaklaşık 3 sn cik kadar. Benim için haftalar aylar gibi bi deneyimdi. Şeytan dürtmeye devam ediyodu. Acaba memişlerine dokunsam farkedermi diye düşündüm .Zaten südyen boldu. Aradan elimi soksam bişey hissetmez dedim kendi kendime. Yukarda kalan omzundan tişörtünün önce askısını aşağı doğru yavaş yavaş kaydırdım. Ardından aynı yolu südyeninin ipleri takip etti. Südyenin gerilen askısı omzundan kurtulunca yukarda kalan omzunun tarafındaki memişi boşa çıktı. Elimi usulca boşluktan soktum ve memişini yavaşça kavradım. Ucunu azıcık parmaklarımla oynadım. Merak manyak bişeydi. Herşeyi yapmak istiyodum . Uçlarını yalamak , öpmek ,dudaklarına yapışıp doya doya öpmek ama tam ben memişinin ucuyla oynarken bi anda yattığı yerde bana zütünü döndü. Şuanki aklım olsa direk arkadan yapışır sürtünür ,dayar sonra da çaktırmadan çıkarır yapıştırır geçerdim. Ama çocuk aklıyla işte korkudan direk elimi çektim ve yorganın altına zıbandım 1-2 saat kadar hayal kurup uyuyakalmışım .
Sabah kalktığımda hala yanımda uyuyodu zütü başı dağılmıştı. Memişleri ortadaydı yine öylee uyanana kadar baktım onlara . iç çektim. Etraf aydınlıktı , o yüzden dokunmak yemiyodu. Sadece izliyebiliyodum. C.tesi akşdıbını da nerdeyse aynı şekilde geçirdim. O uyuyunca bana yarım saatlik bayram oluyodu. Uyutucam diye yemediğim halt lok kalmıyodu. Pazar günü akşamı içimde bi hüzünle eve döndüm. Bidaha sınav haftası , Naime ablayı nerde böyle yakalıcamm ! imkansız !! Hee olmadı mı .?
Tabikide oldu . Bidaha benzeri şeyler oldu ama Naime abla hep içimde bi uhte olarak , yara olarak bende kaldı. Şu an ise evlendi ve 1 çocuğu oldu. Kocası nerdeyse her gece yılmadan yapıştırıyo . içten içe şanslı pekekent diye kendimi az yemedim. Ama kaçan balık büyük olurmuş. Elbet bigün ona da yapıştırmaya doyamayanlar olucaktı. Ve oldu da , ama Naime ablayla yaşadığım bu ufak çaptaki maceram en azından bende cinsel olarak kadınları daha erken yaşta tanımama yaradı .
2 gün boyunca bu şekilde Naime ablanın belki bilerek bilinçli bir şekilde benim tepkimi ölçmek için belki de beni kardeşi gibi gördüğü için yanımda ufaklık diye düşündüğünden rahatça davranmasından kaynaklı 12 yaşında yaşıyabileceğim rüya gibi 2 özel gün geçirmiştim. ilk defa kuku nedir , memiş nedir onda bu kadar yakın bi şekilde gördüm. iyi böyle bir olay yaşamışım dediğim bazen çok oluyor. Hem sizin gibi incici arkadaşlarıma belki hayalinizde canlandırabiliceğiniz basit ama eğlenceli hemde beni hayata 1-0 önde başlatan bi deneyimdi.
Dinlediğiniz için teşekkür ederim beyler . Herkese iyi günler dilerim.

Bir ara memişine fazla dalmışım bakarken farketti ve direk saniyelik göz göze geldik. Yakalandım ve yakalandığımı farkedince öyle bi kızardım ki anlatamam . Sanki adam öldürdüm ve elim kanlı basılmış gibi kafamı direk yere çevirdim . O ise tekrar gülümsedi ve istifini bozmadan askısını düzelltti. Sonra hiç bozuntuya vermeden "çay koymaya gidiyorum istermisin?" diye sordu. Kekelemeye başladım " o o oolur ablacım " diye . Kendi kendime kızıyom tabi "nasıl bi hayvansın sen , al memişten de oldun , ne olurdu gözünü bakıp hemen çekseydin , koh mu varda uzun uzun bakıyon aq " diye içten içe yanıyorum.
Tekrar yanıma geldi oturdu. Yanlış hatırlamıyosam Beyaz Show vardı televizyonda da. Beni tabi baydı . Direk kalktım oda da dolanmaya başladım salak salak filan çantamı kurcalıyom sobayla oynuyom derken şeytan yine dürttü bunun valizinin bulunduğu karşı odaya nasıl becerdiysem bidaha girdim . Kapıyı da hafif kapatırcasına kıyıkladım. O kadar meraklıyım ki özellikle de südyen ve donlara ... Çünkü Naime abla gibi renkli karakterli bi kızın neler giyeceğini tahmin bile etmek farklı geliyodu bana özellikle de o siyah uçları dantelli tanga dondan sonra ...
Başladım sessizce valizini karıştırmaya. Bi taraftan da üçbuçuk atıyorum yakalanırsam ne dicem diye. Ama şeytan daha ağır basıyo işte o anda ... Valizden ince tişörtler kotlar vb. birsürü şey çıktı derken elimi bi attım ve fermuarlı cep şeklinde bi göze ulaştım. ilk elime gelen şey çok ince bi kilotlu çorap oldu. Bayılırım. Hemen daha çok kurcalamaya başladım renk renk kilotlu çoraplar çıktı ve derken cırtlak yeşil , pembe dantelli hatta ip bile denilebilecek kadar ince ince garip garip tangalar gördüm içinde valizin. Hayaller kuruyom hepsini kokluyom ama dediğim gibi neden kokluyom sorsalar bilmiyom tek yaptığım içgüdüsel sapıklık o anda . Çekmeyi bilsem zaten ilk amacım gibmek olurdu kızı ...

Bir ara kapıdan yavaşça içeri doğru baktım Naime abla da televizyona kendini o kadar çok kaptırmış ki kendi kendine gülüp eğleniyo o arada. Bide bunun sürekli oturduğu bi yer minderi vardı. Bilirsiniz çoğu insanın yer sofrasında bi oturma şekli vardır. Naime abla da bi dizi yukarıda bi dizi yere doğru olucak şekilde oturmayı çok severdi yerde. Minderin üstüne totosu denk gelicek şekilde ayaklarını da anlattığım gibi bağdaş kurarak oturmuş.