+53
-17
Uzun zamandır ilk kez bu gün dışarı çıktım. Yolda yürürken evimi ailemi ne kadar özlediğimi, ne kadar göresim geldiğini fark ettim. Hüzünlendim işte ne yaparsın.
Zihnim bu düşüncelerle meşgulken tek katlı bir evin penceresinin yanında olduğumu, hatta farkında olmadan dumanı şiirlere karışan bir sigara yaktığımı çok sonradan fark ettim. içeriye baktığımda elimi uzatsam tutacağım bir adam camın hemen ardındaki koltuğa oturmuştu. içeri dikkatlice bakınca benim yaşlarda iki oğlan, bir küçük bir kız ve galiba anne olan bir bayan vardı. Sobanın üstünden çayı alıyordu anne. içerisinin hem sevgiden hemde sobadan kaynaklanan sıcağı ev ahalisinin halinden belliydi. Baba ara sıra mendilini çıkarıp terini bile siliyordu. Belki de Abidinin mutluluğun resmi diye çizdiği aile karşımdaydı.
ikinci sigaramı yakıp bir yandan bu güzel aileyi izlemeye bir yandan da içimi kemiren kıskançlık duygusunu düşünmeye başladım. içimden keşke bir gök taşı düşse ev tarumar olsa diyordum.
Ben kendi imgelemimde uçarak oradan uzaklaşırken camın açıldığını duyup geri döndüm. Demek ki içerisi çok sıcaktı.Bu kez geldiğimde artık sevgi dolu sözlerini bile duyuyordum. içimdeki kıskançlık gitgide büyüyordu.
Sinirden titreyen ellerim benden bağımsız olarak bir anda kalktı. içeride koltukta oturan evin beyinin kel kafasına elimde olmadan parmaklığın arasından bir şamar indirdim. Herifin çayı döküldü o an tüm aile bana döndü. Dahada sinirlendim bu kez iki kolumla o dağ gibi adamın kafasını dışarıdan yakaladığım gibi kelle koltuk yaptım aradaki demirlere aldırmadan. Neden mi sadece kıskançlıktan.
Bir andan ortalık savaş alanına döndü. Büyük çocuklar bırak lan babamı diye feryat ederken, küçük çocuk ve anne birbirlerine sarılıp ağlamaya başladılar bu beklenmedik süpriz karşısında. Sonra içeriden saldırılar başladı. Kafama sıcak çay döküp beni bırakmaya zorluyorlardı. Kendimi kapağı tutarken elleri yanan cüneyt arkın gibi hissediyordum.Bu arada herifte cana gelmiş kurtuldu kurtulacaktı. Sonra çocuklardan birinin ortalıkta olmadığını fark ettim. Sonra kafama sert bir cismin çarptığını hatırlıyorum.
Uyandığımda bir çöp tenekesinin içindeydim. Anladığım kadarıyla içeriden bir anda kaybolan bin dışarı çıkıp kafama odunla vurmuş sonra beni çöpe atmıştı. Belki hepsi kaldırıp beni çöpe atmıştı. Orayı hatırlamıyorum.Ama diğer sefere halatla boğazlamazsam binin çocuğunu. Onlar görürler.