-
1.
+3bu çocuk agnostik olur 1,5
ateistlik yakın 2,5
dine döner 10 orandan açıldı -
2.
+2panpa dini çok düşünürsen ya delirirsin ya da ateist olursun eğer inanmak istiyorum diyorsan -ki inanmayınca ilk zamanlar insan bi boşluğa düşüyor- bunları hiç düşünme ama inanmak istemiyorum diyorsan da zaten konu kapanmıştır
-
3.
+1uyanın allah aşkına uyanın eğer bi yaratıcıya ınanıyor veya su evrende yaşayan herhangı bıseye saygınız varsa azıcık sorgulyın . ve yeryuzunde hukkum surmüş ve suren yüzbinlerce dinin olmasının sebeblerini araştırın veya bır kere kutsal kabul ettiğiniz metninizin tercume ve tefsırını okuyun
-
4.
+2 -1ya vicdanını gibtiğimin müslümanları su anasını sıktıgımın kainatının yüzmilyarda 0.00000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000001 lik bir kısmı be kainatın yaratılışını anlatan 40 000 kuraldan sadece bırıne sahıpsınız ve bu çarkın sizin kabul ettiği önermelerle mi çalıştığını idaa ediyosunuz
-
5.
+1bir yaratıcı veya bir telkin ortada mevcut. sistematik bir çalışmanın ürünü olsakta maddenin temel kaynağı atom, kendi başına oluşmadı sonuçta. tüm evren bir atomun bölünmesiyle oluşmuştur. big bang olayı gibi değil. madde oyun hamuru gibi istediğin şekli alabildiği için dünya, insanlar ve sonu olmayan bir evren mevcut.
din ise bunları sadece kabul edip kendince bu yaratıcı veya telkinin ağzından konuşmaya çalışan bir nevi sekreterdir. hiçbir şekilde mantıklı açıklaması yoktur. insan çamurdan falan yaratılmamıştır. tamamen evrimleşmenin bir ürünüdür. maymundan falan geldiğimiz yok. ortama ayak uydurma sonucu "over-mutation" veya türkçe deyişle aşırı mutasyon sonucu beyin hücrelerimiz normalinden çok daha fazla sayıda çoğalmaya ve sistematik bir yapıya kavuştu. alet edevat kullanımı, ateş, yerleşik hayat, kültür ve dil insanların gelişmesinde büyük pay sahibi oldu.
ayrıca insan sonu gelmeyen ve daimi olan mutasyona sahiptir. seneler geçtikçe dna profillerimiz sürekli olarak güncelleniyor ve geçen her nesilde sürekli olarak yineleniyor.
kısaca din sadece insanları kullanmaya ve yönetmeye yarayan bir araçtır. gerçek bir yaradanın varlığını bilmek ve ona inanmak çok daha doğru ve mantıklı bir seçimdir.
lan konuyu daha çok açardım ama kimse anlamayacağı için gibtir edin. -
6.
+1din konusunda her türlü tartışmaya açığım beyler. isteyen özel mesaj atabilir. islamiyetteki neredeyse bütün konuları inceledim. islamiyetin uydurma bir din olduğuna %100 eminim.
-
7.
+1panpalar benim anlamadıgım tanrı her seyi biliyor ise neden yasıyoz amk direk topluca cennete yada cehenneme gidelim bu dert tasa ne amk neyin cabası millet ac amk
-
8.
+1@38 panpa saçma falan demede diğer panpalar alınabilir ^^ peki bilimdeki şu sav-teoori-cart curt hakkında ne düşünüyorsun bir gücü kontrol etmek için ondan daha güçlü bir güç olması lazım yoksa kaos gerçekleşir eğer hala yaşıyorsak kaos gerçekleşmemiş varsayabiliriz gerçi bazen bu dünya belki başka bir gezegenin cehennemidir diye düşündüğüm oluyor ama ^^
-
9.
+1@45 senin dassagina gurban bea ahah harbi haklısın bak ben zeusa inanıyorum ne müslümanlığı hepsi şans eseri amk
life of the pi detected -
10.
+1UP UP UP kimse yok mu amk
-
11.
0müslümansı ateistim lezbiyenim
-
12.
0@49 kuranda başınızı örtün diyen tek bir ayet gösteremezsin
-
13.
0Dr. Puin'in el-Ekva'ya yazdığı mektup
Sayın Kadı ismail el-Ekva hazretleri,
Zât-ı âlinize en muhlisâne hürmet ve selâmlarımı sunarım.
Yemenli dostlarımdan bana ulaşan haberlere göre, Alman araştırmacıların Yemen'deki eski eserler arasında bir elyazması Kur'an nüshası bulduklarından ve bu elyazması nüshayla müslümanların bugün ellerinde bulunan Kur'an nüshaları arasında ciddi farklılıklar tesbit ettiklerinden söz eden ['The Atlantic Monthly' adlı] Amerikan dergisinin yaptığı neşriyât, Yemen Eski Eserler Müdürlüğü'nde görev yapan yetkililere karşı halkın büyük bir tepki göstermesine sebebiyet vermiş... 312 sayılı el-Belağ dergisinin iddia ettiği üzere, güyâ Yemen'li yetkililer islâm dünyasında büyük bir fitnenin ortaya çıkmasını önlemek amacıyla uzun bir süredir bu gerçeği (!) saklamaya çalışıyorlarmış...
Sizi temin ederim ki el-Belâğ'ın hem Amerikan dergisinin neşriyâtından, hem Yemen yazmalarına dâir söylenenlerden hareketle yaptığı suçlama ve karalamalar tamamen asılsızdır ve hiçbir esasa dayanmamaktadır; benim ve meslektaşım Dr. Graf von Bothmer'in Saarbrücken Üniversitesinde sürdürdüğümüz Kur'an araştırmalarına ilişkin mâhud iddialar da aynı şekilde hilaf-ı hakikattir.
Yemen ile Almanya'nın bilimsel işbirliği çabalarını baltalamayı hedef alan bu müessif saldırılardan dolayı fevkâlede üzgün olduğumu belirtmeliyim. Bu saldırıyı tertib eden odakların hedeflerine ulaşmak için zamanlama itibariyle Almanya Dışişleri Bakanı'nın Yemen'i ziyaret ettiği haftayı seçmeleri size de ilginç gelmiyor mu? (... ) -
14.
0Radikal gazetesinin yazdığı gibi, "islâm dünyasını çileden çıkarmak" ise bütün amaçları, bu amaçlarına ulaşmak için her yolu denediklerini ve hiçbir sınır tanımadıklarını söyleyebilirim... Yemen için yapılan hesaplarla Türkiye için yapılan hesapların hangi noktalarda kesiştiğini, hangi noktalarda ayrıştığını zaman gösterecek... Toby Lester'in Amerika'da söylediklerini belki çok geç farkediyoruz, fakat Amerika'da yaşayan ilhan Arsel'in Türkiye'de yayımladığı hezeyannâmeleri görmezlikten gelemiyoruz... Kur'an Eleştirisi adında kitap yayımlıyor ve nedense hiçbir resmî makam dinimizi açıkça tahkir ve tezyif eden bu kitabın neşri karşısında birşey yap(a)mıyor.
Radikal gazetesi, yine ucu Amerikalara kadar giden Kur'an ve islâm düşmanlığı tezgâhına aracılık ediyor ve fakat kimse ağzını açıp tek kelime bile etmiyor. (Görebildiğim tek makale, Hayrettin Karaman Hocamızın 27 Ağustos Pazar günü Yeni Şafak'ta yayımlanan köşeyazısından ibarettir.)
Diyanet işleri Başkanlığı, bu tür açık saldırılar karşısında susmamalı, hiç değilse Mukaddes Kitabımıza yönelik böylesine ağır hakaretleri cevapsız bırakmamalıdır!
"Eğer susulursa, korkarım daha ileri giderler" diyemiyorum; çünkü inanın bundan daha ne kadar ileri gidilebileceğini bilemiyorum!
Son söz olarak, Radikal gazetesinin sorumlularını, bu ülkenin insanlarından özür dilemeye davet ediyor; VE Kur'an'ı ucuz manipülasyonların aracısı kılmaktan vazgeçip; "Sizin yaptığınızı gavur bile yapmaz" sözünün hakikate dönüşmesine izin vermeyeceklerine inanmak istiyorum. -
15.
0"Elbette Lester'lardan, Puin'lerden ve Bothmer'lerden işittiklerimiz, ne bugün, ne de yarın bu konuda işiteceklerimizin sonuncusudur! Üstelik bu iddialar kendi türünün ilk örneği de değildir!"Tümünü Göster
Nihayet hikâyenin sonuna gelmiş bulunuyoruz.
Lester'in yazısından 1,5 yıl sonra, bu ayın ilk haftasında, yani 8 Ağustos 2000 tarihli The Guardian'da Ebu'l-Tahir adlı birinin Querying the Koran (Kur'an Sorgulanıyor) başlıklı bir yazısı yayımlanır... iddialar yine aynıdır ve yazının Lester'in makalesinden hareketle hazırlandığında kuşku yoktur. Ebu'l-Tahir (!) Lester'in yazdıklarını özetlemiş ve daha kışkırtıcı hale getirerek bunlara bazı küçük ayrıntılar eklemiş... Meselâ Selman Rüşdi ve Nasr Hamid Ebu Zeyd'in trajik durumları öne çıkarılmış, ölüm fetvalarından, suikastlardan, radikallerin bilimadamlarını tehdid ettiklerinden bahisle müslümanların Dr. Puin hakkında da bir ölüm fetvası verebileceklerinden, vs. söz edilmiş...
Makalenin yazarına göre, yaptığı incelemelerden sonra Kur'an'ın tahrif edildiği sonucuna ulaştığını söyleyen (!), Kur'an'ın tercüme edilmesine karşı çıkıp tercümelerin anlaşılamayacağı görüşündeki gelenekçilerin haklı olduğunu, zira Kur'an'ın kendisinin bile doğru dürüst anlaşılamadığını iddia eden Dr. Puin ne ilginçtir ki "kendisinin aynı tepkileri alacağına inanmıyormuş", çünkü "Rüşdi ve Zeyd gibi bir müslüman ismi taşımıyormuş... "
Dr. Puin'in ve bir-iki araştırmacının (!) ağzından aktarılma, kaynağı meşkuk sözlerin ve Mukaddes Kitabımıza hakaretler içeren iddiaların yer aldığı işbu makale, tam bir hafta sonra 16 Ağustos 2000 tarihli Radikal gazetesinde, kasıtlı eklemeler ve çıkarmalar yapılmak, hatta yalan-yanlış tercüme edilmek sûretiyle yayımlanan o mâhud Türkçe metne ilham kaynağı olmuştur!
Perviz Manzur'a göre, Kur'an'ı epistemolojik savaş alanına çevirmeyi hedefleyen bu çabalar, onun ifadesiyle "psychopathic vandalism"in tezahürleridir. Nitekim siyasî kışkırtıcılığın islâm dünyasının hassas değerleriyle oynamak konusunda ne denli ileri noktalara varabileceği bu hikâyeden de anlaşılmaktadır. Amerika'da kimsenin tanımadığı sıradan bir gazeteci çıkıyor, müslümanların mukaddes bildiği ne kadar değer varsa hepsine hakaretler yağdırıyor ve hiç çekinmeden, XIX. yüzyıl oryantalistlerinden William Muir'in ağzından, "Bugün dünyada uygarlık, özgürlük ve doğruluk adına bilinen ne varsa, Kur'an bunların en inatçı ve amansız düşmanlarından biridir" diye yazabiliyor... -
16.
0Toby Lester'in sadece iddialarını değil, bu iddiaların arkaplanını da ele alan bir başka makale ise Prof. muhafazid Mustafa el-A'zâmî'ye ait... Impact dergisinin bu yılki Mart sayısında (vol. 3, no. 3, March 2000, London) yayımlanan "Hoping to reform, revise Islam: Oriantalists and The Qur'an" (islâm'da Yenilik ve Reform Umutları: Oryantalistler ve Kur'an) başlıklı değerli yazısında A'zâmî, Lester'in Puin'den aktardığı görüşleri özetlemekte ve ardından Dr. Puin'le Dr. Von Bothmer'in Kadı ismail el-Akva'ya yazdıkları mektupların içeriğine dayanarak birtakım çelişkilere işaret etmektedir. (Bu mektubun metnini, hem -dergide yayımlandığı kadarıyla- Arapça orijinalinden, hem de metin içerisinde geçen ingilizce alıntılardan hareketle Türkçe'ye çevirip okurların istifadesine sunmuş bulunuyoruz.)
A'zâmî'nin makalesinin en önemli taraflarından biri de kendisinin gerek Puin'in, gerekse Von Bothmer'in ikircikli tutumuna dikkat çekip bu kişilerin Kadı el-Ekvâ'ya yazdıkları mektuplar dışında, kendilerine isnad edilen iddiaları yalanlamak için ciddi bir adım atmadıklarını (sözgelimi bir makale yazıp kendilerini temize çıkarmaya çalışmadıklarını) belirtip şöyle demesidir:
- "Peki o halde gerçeği (!) dile getirmeyen kim? Toby Lester mi? Joseph Puin mi? Von Bothmer mi? Galiba bunların hepsinin de asıl gerçekle ilgisi çok az!"
Kur'an tarihine dâir gayet faydalı bilgiler veren ve Kur'an hakkında söz söyleyecek kimselerde bulunması gereken özellikleri sıralayan yazarın şu tesbiti fazla söze hacet bırakmıyor gibidir: -
17.
0"Yemen ile Almanya'nın bilimsel işbirliği çabalarını baltalamayı hedef alan bu müessif saldırılardan dolayı fevkâlede üzgün olduğumu belirtmeliyim. Bu saldırıyı tertib eden odakların hedeflerine ulaşmak için zamanlama itibariyle Almanya Dışişleri Bakanı'nın Yemen'i ziyaret ettiği haftayı seçmeleri size de ilginç gelmiyor mu?" (14 Şubat 1999)
Dünya bu vâveyla ile çalkalanırken, olup bitenleri Türkiye'de kimsenin ruhu bile duymuyor; sadece bir kişi hariç: Taha Kıvanç...
Yeni Şafak'taki "28 Haziran 1999" tarihli 'Kulis' köşesinde Taha Kıvanç, "Nafile Çaba" başlıklı bir yazı kaleme alıp Toby Lester'in The Atlantic Monthly'deki makalesine dikkat çekiyor; hatta bununla da yetinmeyip bu tezgâhın Türkiye'yi de içine alabileceği konusunda fevkalâde önemli uyarılar yapıyor.
- "Ocak 1999 tarihli dergideki o yazıyı okuduğumda bir süreden beri bir yerlerde pişirildiğini düşündüğüm islâm karşıtı taâmın yakında bizim sofralarımıza da sunulacağını düşünmeden edemedim. Çünkü, Atlantic'teki yazıda, 1980 ve 1990'ların başında ingiltere, ABD, israil ve Hollanda gibi ülkelerde islâm üzerine yapılan çalışmalar aktarılıyor, bu arada islâm Dünyası'ndan bazı isimlerin de bu çalışmalardan etkilendiğinin örneklerine yer veriliyordu."
Aynı konulardaki bir-iki yayından daha söz ettikten sonra Kıvanç, yazısını şu sözlerle bitiriyor:
- "Konuya bu kadar eğilmemin sebebi, son zamanlarda "MGK raporu" diye medyaya yansıyan islâm'ı tezyif eden çalışmaların nerelerde hazırlandığına ışık tuttuğunu düşünmem... Yurdumuzdan çok uzaklarda, bambaşka düşüncelere sahip kişilerin yaptığı çalışmalar, sanki bizde yapılmış özel araştırmalarmış gibi 'rapor' haline getiriliveriyor... Birkaç yıl öncesine kadar, yazarlık iddiasında bulunanın din adamı kökeni yüzünden inanılan sözde özgün çalışmalar, o kişinin ölümü üzerine, akamete uğramıştı. Şimdi, bir başkasını bulamadıkları için, özel adla değil 'rapor' kimliği ardına sığınarak aynı sonucu almaya çalışıyorlar... Genelkurmay bu defa suçüstü yaptı, ama göreceksiniz, denemekten vazgeçmeyecekler... " -
18.
0@53 neyse panpa geç şimdi konuşturma beni, son bi şey söyliyim kızlık zarı ne alaka düşündün mü hiç
edit: kızlık zarının vücuda hiç bir faydası yoktur, görünürde tabi. -
19.
0Hikâye'nin başı, Toby Lester adlı vasıfsız (!) bir gazeteci tarafından geçen yılın başında The Atlantic Monthly'de (vol. 283, no. 1, sh. 43-56, Ocak 1999, USA) yayımlanan "What is the Koran?" (Kur'an Nedir?) başlıklı geniş bir makaleye dayanıyor... Lester, Yemen'de bulunan elyazması nüshalar üzerinde araştırma yapan Dr. Gerd R Joseph Puin ve mesai arkadaşı Hans-Caspar Graf von Bothmer'le yaptığı telefon görüşmelerinden hareketle Kur'an'ın muharref olduğunu öne süren zehir-zemberek bir yazı kaleme alıyor; yazısını William Muir, John Wansbrough, Andrew Rippin, Ann K.S. Lambton, S.P. Tolstov, N.A. Morozov, R. Stephen Humphreys, Günter Lüling, Yehuda D. Nevo, Patricia Crone, Michael Cook, James Bellamy, Jane McAuliffe gibi tanınmış-tanınmamış birçok oryantalistten yaptığı hakaret dolu alıntılarla dolduruyor ve bu arada muhafazid Abduh, Taha Hüseyin, Ali Deşti, muhafazid Arkoun, Nasr Hamid Ebu Zeyd, Fazlurrahman gibi islâm dünyasının çeşitli bölgelerinden seçtiği bazı ilginç (!) isimlerle iddialarını süslemeyi de ihmal etmiyor... ("Selman Rüşdi" simgesinin bu kışkırtıcı yazıda konu mankeni olarak kullanıldığını belirtmeme bile gerek yok sanırım!)
Lester'in iftiraları, Yemen'de yayımlanan el-Belağ dergisinde ele alınınca -tam da tahmin edildiği gibi- ortalık karışıyor, Yemen'deki araştırmaları sırasında Puin'e ve meslektaşı Von Bothmer'e çok büyük yardımları dokunan Yemen Eski Eserler Müdürlüğü'nün Reisi Kadı ismail el-Ekva ile diğer kurum görevlileri halk tarafından büyük tepki görüyorlar... Bunun üzerine her iki Alman bilimadamı da el-Ekva'ya 14 ve 15 Şubat 1999 tarihli birer mektup göndererek gelişmelerden ötürü duydukları üzüntüyü dile getirip özür diliyorlar; ortada siyasî bir komplo olduğunu, kendilerinin bu tür sözler söylemediklerini; aksine, yaptıkları incelemelerden sonra Yemen nüshalarıyla müslümanların bugün ellerinde bulunan standart Kur'an nüshaları arasında ciddi hiçbir farklılığın bulunmadığı sonucuna vardıklarını ve Leiden'de düzenlenen bilimsel bir konferansta da bu sonuçları ilim dünyasına açıkladıklarını belirtiyorlar.
Puin'in, bu Amerika kaynaklı "siyasî" komployla ilgili açıklaması oldukça mânidardır: -
20.
0Radikal gazetesi bununla da yetinmiyor ve kışkırtıcılığının arkasındaki niyeti de şu şekilde açığa vuruyor:
- "Bu, Allah Kelâmı'nın 14 yüzyıldır değişmediğini ve bu özelliğiyle diğer iki semavî dinden daha üstün olduğunu savunan islâm dünyasını çileden çıkaracak bir tez."
Hangi beceriksizin elinden çıktığı belli olmayan bu telif-tercüme karışımı yazıda yer alan şu ifadelerden bile bu milletin dinine, imanına zerre kadar saygı duymayan bir zihniyetin kışkırtıcılığıyla karşı karşıya olduğumuz açıkça anlaşılmıyor mu?... Daha Türkçe'ye çevirtip yayımladıkları metni bile anlamaktan aciz olan bu gazetenin sorumluları, "Kur'an'ın Hz. muhafazid daha ortaya çıkmadan yazılmaya başlandığı" (!) şeklinde akıl almaz uydurmalarla milleti tahrik etmekten çekinmedikleri gibi, Amerika'da tezgâhlanan uluslararası bir tertibe aracılık yapmaktan da kaçınmıyorlar...
The Guardian'dan hareketle yayımlanan çirkin bir yazıyı eleştireceğim diye abartıya kaçıp "uluslararası bir tertib" ifadesini kullandığımı düşünmeyiniz; zira birtakım siyasî maksatlara binaen ve islâm dünyasını karıştırmak amacıyla tezgâhlanan bu tertibin safhalarına şöyle bir göz atmak bile Radikal gazetesinin aracılık yaptığı oyunun "uluslararası" niteliğini gözler önüne serecektir.
-
bekle geliyorum gran torino
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 21 01 2025
-
mikropcan vs guneslenengolge
-
uncivilizedmuslim türk milletinden özür dile
-
squirt game yasaklanan bölüm
-
burasi okadar sahipsizli ilegal bisey
-
6 ay askeriyede ne yabicam
-
beyler devlet hastanesine göz randevusu aldım
-
yiğitler içeriye
-
evrim ağacı değil mi bu
-
escnin mamcınigini viskiyle
-
eksi sozlukte uyelik bekliyen kardeslerim
-
buraya gelip bisey yazasim gelmiyorsa
-
daha önümde 8 bin küsür kişi var amg
-
namus gidince vatan millet de kalmıyor
-
yine secim donemi dongusuu
-
tyler dursun bu tip ne la
-
kendinizi övmeyin
-
plakayı ruhsata işletmemişim
-
mentalcel pipini boş yere kesmişler
-
özgür özelin gümbür gümbür gelmesi
-
akpli turbanli tabani yuksek araba kullanan
-
6 ay askerde ne yapacam
-
gsi sektir git yat la
-
wow girl olarak göbek deligi kirim ssli
-
intihar öyle kolay mı abi
-
3 yilik seçim doneminde inciyede girilmez
-
siz dişilerle konuşmak için kahve teklif edersiniz
-
elon musk nazi selamı
-
zam yapacak yok yok annem hasta
- / 2