-
76.
0"Yemen ile Almanya'nın bilimsel işbirliği çabalarını baltalamayı hedef alan bu müessif saldırılardan dolayı fevkâlede üzgün olduğumu belirtmeliyim. Bu saldırıyı tertib eden odakların hedeflerine ulaşmak için zamanlama itibariyle Almanya Dışişleri Bakanı'nın Yemen'i ziyaret ettiği haftayı seçmeleri size de ilginç gelmiyor mu?" (14 Şubat 1999)
Dünya bu vâveyla ile çalkalanırken, olup bitenleri Türkiye'de kimsenin ruhu bile duymuyor; sadece bir kişi hariç: Taha Kıvanç...
Yeni Şafak'taki "28 Haziran 1999" tarihli 'Kulis' köşesinde Taha Kıvanç, "Nafile Çaba" başlıklı bir yazı kaleme alıp Toby Lester'in The Atlantic Monthly'deki makalesine dikkat çekiyor; hatta bununla da yetinmeyip bu tezgâhın Türkiye'yi de içine alabileceği konusunda fevkalâde önemli uyarılar yapıyor.
- "Ocak 1999 tarihli dergideki o yazıyı okuduğumda bir süreden beri bir yerlerde pişirildiğini düşündüğüm islâm karşıtı taâmın yakında bizim sofralarımıza da sunulacağını düşünmeden edemedim. Çünkü, Atlantic'teki yazıda, 1980 ve 1990'ların başında ingiltere, ABD, israil ve Hollanda gibi ülkelerde islâm üzerine yapılan çalışmalar aktarılıyor, bu arada islâm Dünyası'ndan bazı isimlerin de bu çalışmalardan etkilendiğinin örneklerine yer veriliyordu."
Aynı konulardaki bir-iki yayından daha söz ettikten sonra Kıvanç, yazısını şu sözlerle bitiriyor:
- "Konuya bu kadar eğilmemin sebebi, son zamanlarda "MGK raporu" diye medyaya yansıyan islâm'ı tezyif eden çalışmaların nerelerde hazırlandığına ışık tuttuğunu düşünmem... Yurdumuzdan çok uzaklarda, bambaşka düşüncelere sahip kişilerin yaptığı çalışmalar, sanki bizde yapılmış özel araştırmalarmış gibi 'rapor' haline getiriliveriyor... Birkaç yıl öncesine kadar, yazarlık iddiasında bulunanın din adamı kökeni yüzünden inanılan sözde özgün çalışmalar, o kişinin ölümü üzerine, akamete uğramıştı. Şimdi, bir başkasını bulamadıkları için, özel adla değil 'rapor' kimliği ardına sığınarak aynı sonucu almaya çalışıyorlar... Genelkurmay bu defa suçüstü yaptı, ama göreceksiniz, denemekten vazgeçmeyecekler... " -
77.
0Toby Lester'in sadece iddialarını değil, bu iddiaların arkaplanını da ele alan bir başka makale ise Prof. muhafazid Mustafa el-A'zâmî'ye ait... Impact dergisinin bu yılki Mart sayısında (vol. 3, no. 3, March 2000, London) yayımlanan "Hoping to reform, revise Islam: Oriantalists and The Qur'an" (islâm'da Yenilik ve Reform Umutları: Oryantalistler ve Kur'an) başlıklı değerli yazısında A'zâmî, Lester'in Puin'den aktardığı görüşleri özetlemekte ve ardından Dr. Puin'le Dr. Von Bothmer'in Kadı ismail el-Akva'ya yazdıkları mektupların içeriğine dayanarak birtakım çelişkilere işaret etmektedir. (Bu mektubun metnini, hem -dergide yayımlandığı kadarıyla- Arapça orijinalinden, hem de metin içerisinde geçen ingilizce alıntılardan hareketle Türkçe'ye çevirip okurların istifadesine sunmuş bulunuyoruz.)
A'zâmî'nin makalesinin en önemli taraflarından biri de kendisinin gerek Puin'in, gerekse Von Bothmer'in ikircikli tutumuna dikkat çekip bu kişilerin Kadı el-Ekvâ'ya yazdıkları mektuplar dışında, kendilerine isnad edilen iddiaları yalanlamak için ciddi bir adım atmadıklarını (sözgelimi bir makale yazıp kendilerini temize çıkarmaya çalışmadıklarını) belirtip şöyle demesidir:
- "Peki o halde gerçeği (!) dile getirmeyen kim? Toby Lester mi? Joseph Puin mi? Von Bothmer mi? Galiba bunların hepsinin de asıl gerçekle ilgisi çok az!"
Kur'an tarihine dâir gayet faydalı bilgiler veren ve Kur'an hakkında söz söyleyecek kimselerde bulunması gereken özellikleri sıralayan yazarın şu tesbiti fazla söze hacet bırakmıyor gibidir: -
78.
0"Elbette Lester'lardan, Puin'lerden ve Bothmer'lerden işittiklerimiz, ne bugün, ne de yarın bu konuda işiteceklerimizin sonuncusudur! Üstelik bu iddialar kendi türünün ilk örneği de değildir!"Tümünü Göster
Nihayet hikâyenin sonuna gelmiş bulunuyoruz.
Lester'in yazısından 1,5 yıl sonra, bu ayın ilk haftasında, yani 8 Ağustos 2000 tarihli The Guardian'da Ebu'l-Tahir adlı birinin Querying the Koran (Kur'an Sorgulanıyor) başlıklı bir yazısı yayımlanır... iddialar yine aynıdır ve yazının Lester'in makalesinden hareketle hazırlandığında kuşku yoktur. Ebu'l-Tahir (!) Lester'in yazdıklarını özetlemiş ve daha kışkırtıcı hale getirerek bunlara bazı küçük ayrıntılar eklemiş... Meselâ Selman Rüşdi ve Nasr Hamid Ebu Zeyd'in trajik durumları öne çıkarılmış, ölüm fetvalarından, suikastlardan, radikallerin bilimadamlarını tehdid ettiklerinden bahisle müslümanların Dr. Puin hakkında da bir ölüm fetvası verebileceklerinden, vs. söz edilmiş...
Makalenin yazarına göre, yaptığı incelemelerden sonra Kur'an'ın tahrif edildiği sonucuna ulaştığını söyleyen (!), Kur'an'ın tercüme edilmesine karşı çıkıp tercümelerin anlaşılamayacağı görüşündeki gelenekçilerin haklı olduğunu, zira Kur'an'ın kendisinin bile doğru dürüst anlaşılamadığını iddia eden Dr. Puin ne ilginçtir ki "kendisinin aynı tepkileri alacağına inanmıyormuş", çünkü "Rüşdi ve Zeyd gibi bir müslüman ismi taşımıyormuş... "
Dr. Puin'in ve bir-iki araştırmacının (!) ağzından aktarılma, kaynağı meşkuk sözlerin ve Mukaddes Kitabımıza hakaretler içeren iddiaların yer aldığı işbu makale, tam bir hafta sonra 16 Ağustos 2000 tarihli Radikal gazetesinde, kasıtlı eklemeler ve çıkarmalar yapılmak, hatta yalan-yanlış tercüme edilmek sûretiyle yayımlanan o mâhud Türkçe metne ilham kaynağı olmuştur!
Perviz Manzur'a göre, Kur'an'ı epistemolojik savaş alanına çevirmeyi hedefleyen bu çabalar, onun ifadesiyle "psychopathic vandalism"in tezahürleridir. Nitekim siyasî kışkırtıcılığın islâm dünyasının hassas değerleriyle oynamak konusunda ne denli ileri noktalara varabileceği bu hikâyeden de anlaşılmaktadır. Amerika'da kimsenin tanımadığı sıradan bir gazeteci çıkıyor, müslümanların mukaddes bildiği ne kadar değer varsa hepsine hakaretler yağdırıyor ve hiç çekinmeden, XIX. yüzyıl oryantalistlerinden William Muir'in ağzından, "Bugün dünyada uygarlık, özgürlük ve doğruluk adına bilinen ne varsa, Kur'an bunların en inatçı ve amansız düşmanlarından biridir" diye yazabiliyor... -
79.
0Radikal gazetesinin yazdığı gibi, "islâm dünyasını çileden çıkarmak" ise bütün amaçları, bu amaçlarına ulaşmak için her yolu denediklerini ve hiçbir sınır tanımadıklarını söyleyebilirim... Yemen için yapılan hesaplarla Türkiye için yapılan hesapların hangi noktalarda kesiştiğini, hangi noktalarda ayrıştığını zaman gösterecek... Toby Lester'in Amerika'da söylediklerini belki çok geç farkediyoruz, fakat Amerika'da yaşayan ilhan Arsel'in Türkiye'de yayımladığı hezeyannâmeleri görmezlikten gelemiyoruz... Kur'an Eleştirisi adında kitap yayımlıyor ve nedense hiçbir resmî makam dinimizi açıkça tahkir ve tezyif eden bu kitabın neşri karşısında birşey yap(a)mıyor.
Radikal gazetesi, yine ucu Amerikalara kadar giden Kur'an ve islâm düşmanlığı tezgâhına aracılık ediyor ve fakat kimse ağzını açıp tek kelime bile etmiyor. (Görebildiğim tek makale, Hayrettin Karaman Hocamızın 27 Ağustos Pazar günü Yeni Şafak'ta yayımlanan köşeyazısından ibarettir.)
Diyanet işleri Başkanlığı, bu tür açık saldırılar karşısında susmamalı, hiç değilse Mukaddes Kitabımıza yönelik böylesine ağır hakaretleri cevapsız bırakmamalıdır!
"Eğer susulursa, korkarım daha ileri giderler" diyemiyorum; çünkü inanın bundan daha ne kadar ileri gidilebileceğini bilemiyorum!
Son söz olarak, Radikal gazetesinin sorumlularını, bu ülkenin insanlarından özür dilemeye davet ediyor; VE Kur'an'ı ucuz manipülasyonların aracısı kılmaktan vazgeçip; "Sizin yaptığınızı gavur bile yapmaz" sözünün hakikate dönüşmesine izin vermeyeceklerine inanmak istiyorum. -
80.
0Dr. Puin'in el-Ekva'ya yazdığı mektup
Sayın Kadı ismail el-Ekva hazretleri,
Zât-ı âlinize en muhlisâne hürmet ve selâmlarımı sunarım.
Yemenli dostlarımdan bana ulaşan haberlere göre, Alman araştırmacıların Yemen'deki eski eserler arasında bir elyazması Kur'an nüshası bulduklarından ve bu elyazması nüshayla müslümanların bugün ellerinde bulunan Kur'an nüshaları arasında ciddi farklılıklar tesbit ettiklerinden söz eden ['The Atlantic Monthly' adlı] Amerikan dergisinin yaptığı neşriyât, Yemen Eski Eserler Müdürlüğü'nde görev yapan yetkililere karşı halkın büyük bir tepki göstermesine sebebiyet vermiş... 312 sayılı el-Belağ dergisinin iddia ettiği üzere, güyâ Yemen'li yetkililer islâm dünyasında büyük bir fitnenin ortaya çıkmasını önlemek amacıyla uzun bir süredir bu gerçeği (!) saklamaya çalışıyorlarmış...
Sizi temin ederim ki el-Belâğ'ın hem Amerikan dergisinin neşriyâtından, hem Yemen yazmalarına dâir söylenenlerden hareketle yaptığı suçlama ve karalamalar tamamen asılsızdır ve hiçbir esasa dayanmamaktadır; benim ve meslektaşım Dr. Graf von Bothmer'in Saarbrücken Üniversitesinde sürdürdüğümüz Kur'an araştırmalarına ilişkin mâhud iddialar da aynı şekilde hilaf-ı hakikattir.
Yemen ile Almanya'nın bilimsel işbirliği çabalarını baltalamayı hedef alan bu müessif saldırılardan dolayı fevkâlede üzgün olduğumu belirtmeliyim. Bu saldırıyı tertib eden odakların hedeflerine ulaşmak için zamanlama itibariyle Almanya Dışişleri Bakanı'nın Yemen'i ziyaret ettiği haftayı seçmeleri size de ilginç gelmiyor mu? (... ) -
81.
0müslümansı ateistim lezbiyenim
-
82.
0evrime zaten inanmana gerek yok. evrim bilimsel olarak varlığı kesinleşmiş bir olaydır.
ben müslümanlığın evrimle çelişmediğini düşünmüyorum. adem ve havva hikayesini dikkatlice okursan bariz insan görünümünde olduklarını anlarsın. -
83.
0Amerikalı yazarı [Toby Lester] şahsen tanımam, kendisiyle sadece birkaç kez telefonla görüştüm, o kadar... Benim samimi kanaatime göre, sözkonusu Yemen nüshalarıyla eldeki Kur'an nüshaları arasında ciddiye alınabilecek hiçbir farklılık mevcut değildir; bu yeni nüshalarda tesadüf edilen yegâne ihtilaf, -Allah'a şükür- sadece sözcüklerin imlâsıyla ilgili Kur'an'ın kendisine aslâ zarar vermeyecek olan küçük birtakım yazım farklılıklarından ibarettir. Zaten "ibrahîm-ibrahim"; "Kur'ân-Kur'an"; "simâhum-simahum", vb. farklılıklara da Kahire'de basılan mushaflarda işaret edildiği herkesçe bilinmektedir.
(... ) Geçen senenin Ekim ayında ben ve meslektaşım Dr. Von Bothmer, Hollanda'nın Leiden şehrinde yapılan, Kur'an araştırmalarıyla ilgili bir konferansa davet edilmiş ve orada Yemen mushaflarından alınan mikrofilm örneklerine istinaden iki tebliğ sunmuştuk. Her iki tebliğ de -tahmin olunacağı üzere- hem Batılı akademisyenler, hem de müslüman ilim adamları nezdinde çok büyük bir rağbet ve iltifata mazhar oldu. Maamafih bu tedkikler henüz neşredilmiş değildir.
Bu vesileyle belirtmek isterim ki araştırmalarımla ilgili herhangibir husûsu bilimadamlarının nazarlarından gizlemem için hiçbir neden bulunmamaktadır. Gözlerini kin bürümüş birtakım cahillere gelince, onları ciddiye almayıp kendi hallerine bırakmak en doğrusu olacaktır; tâ ki ülkesinin tarihi üzerine titreyen, dinî mirasından güç alan, bu mirasın korunmasında ve bugünlere ulaşmasında hizmeti geçen öncülerini şükran hisleriyle yâdeden, -Çin'de bile olsa- onların tecrübelerinden ve yardımlarından yararlanan ilim ve kültür sahibi yeni nesiller gelinceye kadar... -
84.
0Son olarak, hem sizin adınıza, hem kendi adıma, Yemen yazmaları etrafında kabaran bu kin ve nefret dalgalarının dinmesini temenni ediyorum. Vesselâm!
Not: Arapça ifadelerimin bozukluğundan dolayı özür dilerim.
Dostunuz
Dr. Gerd R. Joseph Puin
Saarbrücken, 14/2/1999 -
85.
0@valve yazıyı kopyalamadan önce bi okusaydın keşke.
"puin, kur'an'ın hz. muhafazid daha ortaya çıkmadan yazılmaya başlandığı ve zaman içinde yenilendiği tezini ortaya koyuyor."
yazıda tamamen saçmalamış. bir kere adamın öyle bir tezi yok.
adam sadece bulduğu kuran yazıtlarını paylaşmış. yazıtlar şu un bulunan en eski kuran yazıtları ve günümüz kuranıyla uyuşmuyor. -
86.
0@57 gelişimi o yönde olabilir buna bir şey diyemem bir bilgim yok ama şu hep kriterimdir benim. bi örnekle açıklayayım mesela ay yarıldı deniyor ya orada dahi kendiliğinden ay yarılmamıştır belki bi steroid geçmiştir bi yarısı birden kararmıştır anlatabildim mi olaylar hep iki tarafa da çekilebilir halde meydana gelir dünyada böylece inanma ve inanmama işi yüzde 50 dir sana kalmıştır. bu nasipten başka bir şey değil aslında.
@valve o belgeseli ben izledim tamamen tıraş -
87.
0@67 senin 10 olmana 9 var bilader hadi eyvallah sana kolay gelsin
-
88.
0@71 iyide o zaman kuranın anlaşılabilirliği nerede kalıyor?
dinlerin kitaplarını okuduğun zaman, insana en garip geleni hinduizm. adamlar yıllar önce inanılmaz bilgiler vermişler. araştırmanızı tavsiye ederim.
belgeselin neresi tıraş anlamıyorum açıkçası. ortada bundan daha eski bir kuran yazıtı var mı? -
89.
0@70 ya insan cidden inanmak istediğine inanıyor bu senin içinde öyle benim içinde öyle herkes için öyle, neyse uzatmayacağım senin ki sana benim ki bana diyip keseyim.
@71 10 dk da anlaşılıyor zaten ne olduğuda izleyeceğim yinede tamdıbını. aynı şekilde bende evrime inanın biriyim. ama bu darvin evrimine değil iyi geceler hacı -
90.
+1bir yaratıcı veya bir telkin ortada mevcut. sistematik bir çalışmanın ürünü olsakta maddenin temel kaynağı atom, kendi başına oluşmadı sonuçta. tüm evren bir atomun bölünmesiyle oluşmuştur. big bang olayı gibi değil. madde oyun hamuru gibi istediğin şekli alabildiği için dünya, insanlar ve sonu olmayan bir evren mevcut.
din ise bunları sadece kabul edip kendince bu yaratıcı veya telkinin ağzından konuşmaya çalışan bir nevi sekreterdir. hiçbir şekilde mantıklı açıklaması yoktur. insan çamurdan falan yaratılmamıştır. tamamen evrimleşmenin bir ürünüdür. maymundan falan geldiğimiz yok. ortama ayak uydurma sonucu "over-mutation" veya türkçe deyişle aşırı mutasyon sonucu beyin hücrelerimiz normalinden çok daha fazla sayıda çoğalmaya ve sistematik bir yapıya kavuştu. alet edevat kullanımı, ateş, yerleşik hayat, kültür ve dil insanların gelişmesinde büyük pay sahibi oldu.
ayrıca insan sonu gelmeyen ve daimi olan mutasyona sahiptir. seneler geçtikçe dna profillerimiz sürekli olarak güncelleniyor ve geçen her nesilde sürekli olarak yineleniyor.
kısaca din sadece insanları kullanmaya ve yönetmeye yarayan bir araçtır. gerçek bir yaradanın varlığını bilmek ve ona inanmak çok daha doğru ve mantıklı bir seçimdir.
lan konuyu daha çok açardım ama kimse anlamayacağı için gibtir edin. -
91.
0panpalar net koptu kusura bakmayın ^^ @71 belgesele neden tıraş deyip kesip attın panpa?
-
92.
0@72 istediğine inan arkadaşım beni ilgilendirmez ama kurandaki çelişkiler bir değil iki değil. islamiyette bir sürü tartışılacak konu var;
1- miras hukukunda matematik hatası
2- kölelik
3- cariyelik
4- kureyza katliamı
5- muhafazidin 9 yaşında kızla ilişkiye girmesi
6- kuranda muhafazidin cinsel hayatından bahsedilmesi
7- muhafazidin saymakla bitmeyen karıları
8- türklerin müslüman oluşu
9- evrensel ve kolay anlaşılabilir olduğunu iddaa eden kurana inananların hepsinin ayrı kafada olması
daha bunlar gibi bir sürü konu var. -
93.
0@75 aç panpa aç eğer istiyorsan ^^
-
94.
0arada neden bilimle uğraşan insanların neredeyse tamdıbının ateist olduğunu da bir düşünmenizi tavsiye ederim.
-
95.
0beyler allah var.. buhari ve st paul huur çocuğudur..
-
cok konusma wow girlcik
-
hakikimall vardi aga be
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 26 11 2024
-
ramstein nobete misin
-
google yazinca cikmiyan sozlluk
-
kan bagisi yapmam aga
-
ulan birfoto atsan nolur
-
bu sözlüğe nolmus yav offf
-
pümberte abim
-
29 11 2024 cumaya gelmiyenlerr
-
izmirde hala sobayla ısınanlar var
-
wow girl nude bir fotonu pm kutuma
-
abe ya abe yapay zekala iş yapacaz abey
-
erdoğan türk tarihinin en iyi lideridir
-
kadinlar niye içine alıyor
-
ekşi sözlük ele geçirilmiş lann
-
havalar sogudu iyice
-
topal odlek ordek gezmeye gidiyor 26 11 2024
-
pehh yine akşamı ettik pehh 26 11 2024 22 26
-
26 kasım 2024
-
casino royale synopsis
-
cüneyt arkın reenkarnasyonla yeniden
-
adamın biri doktora gitmiş doktor köye palyaço
-
nasıl senin fotonu elindne aldık ama
-
philosophia24 memati yeni hesabi
-
you only live twice synopsis
-
kucuk insanlarin derdi insanlar olur
-
yapay zeka ve robotlar çalişir
-
zeytinburnulu memo
-
olüm ben sizin o ananızı bacınızı
- / 2