1. 76.
    -1
    beyler "inşallahmaşallahhocam" nickli zeka kübü züt gibi kalmıştır şu an. lütfen dikkatle okumanızı ve takip etmenizi tavsiye ederim. tek yapabildiği cevap vermek yerine "şakirt" demek. "bilim şöyle yapar" "din şöyle dogmadır" gibi bir takım içi boş laflar etmek. papağan gibi abilerinden duyduğu saçmalıkları tekrarlamak.
    ···
  2. 77.
    0
    Bilgisayar parcalarini birlestirp kasaya yerlestir ve hemen fise takip calistir acilmaz. Neden? Cunku yazilim yok win7 yi, yani pc ye ruh yuklersen acilir. Kasanin icinden ekran kartini cikar yine calisir ama bazi yerlerde pc sorun cikarir. Mesela senin bobregini alsalar olmezsin ama yatalak olursun.
    ···
  3. 78.
    +2
    @63 züt gibi kalan falan yok. Bak arkadaşım o kadar saçmalıyorsun ki herşeyi bildiğini iddia eden sensin. Biz bilimin ışığı doğrultusunda bildiklerimizi söylüyoruz. Siz ise anlamadığınız konuları ruha yükleyerek varsayımlar türetiyorsunuz. Eğer ruhu kanıtlayabiliyorsan, akademik bir makale yazarak dünyaca ünlü dergilerden birine gönder biz de senin bu konudaki eğitimini anlayalım. Nobel falan kapabilirsin bu arada. On binlerce profesörü yalanlıyorsun ya... Bu söylediklerin dini kitaplarda bile geçmiyor. Ama her önüne gelen ruha ayrı bir misyon yüklemekle uğraşıyor.

    Senin bu dediğin neye benziyor biliyor musun? Atomlar cansız değiller mi? Cansız atomlar nasıl olur da canlıları oluşturabilirler? Sen belki anlayamıyorsun canım benim. Ama oluşturuyorlar. Senin de benim de yapı taşım cansız maddeler. Cansızlıktan canlılığın evrimine dair sağlam bir kuramımız var ve şimdilik çok güzel işliyor. LAboratuvarda canlı tanımına uyan yapılar üretiyorlar ve bunlara nasıl ruh üflesek diye düşünmüyorlar. Bilimden bir habersiniz.

    Ama sen demagoji peşindesin. iki kelime söyleyip aha bakın nasıl susturdum triplerine girmişsin.

    Sana göre bilinç nedir? Ruhun bu işte görevi nedir? Anlat bakalım. Tartışalım. Nasıl oluyor da ruhların bazı işlevler gösterebilmesi için hormonlara ihtiyacı oluyor? Nasıl oluyor da bağımlılık yapıcı bir madde çektiğimizde alıcılara tutunan bu madde ruhumuzun kafasını güzel yapıyor? Nasıl oluyor da ağır zihinsel hastalıklar, beyin hasarları gibi konular ruh denen saçmalığı bozabiliyor?

    edit: sidik yarıştıracaksak bu tartışma bitmez. Önce soruları cevaplayın, sonra ne söyleyecekseniz söyleyin.
    ···
  4. 79.
    +1
    @63 sen ne seviyesiz bir insansın lan.bu kadar vizem varken siz şakirtlerle uğraşıyorum amk.2 dk başından kalktım pc nin hemen "aaaa bak züt oldu işte muahahah" triplerine girmişsin amk yaratığı. ayrıca üslubunu hiç beğenmedim kuduz köpek gibisin.
    sorularına gelecek olursak evet cansız maddelerden oluştuk ve bu cansız maddeler birleşerek bir canlı oluşturuyor. ayrıca bilinç dediğimz şey aslında evrende olmayan bir şey. bilinç dediğimiz şey insanların oluşturduğu bir kavram. canlıların aslında cansız maddelerden fazla farkı yok.tek farkı canlı maddelerin içerisininde çeşitli reaksiyonlar gerçekleşiyor ve işte beyinde gerçekleşenlere de bilinç diyoruz.
    ···
  5. 80.
    0
    madem ruh var bu zombiler ne aq
    ···
  6. 81.
    0
    @65 bak kardeşim. benim bu kadar sert üslupla cevap vermemin nedeni senin burada kendince bi şeyler açıklamaya çalışanları küçümsemen ve laf atmandı. ona buna şakirt demendi. ben güzel konuşmasını da bilirim yani. eğer karşımdaki adam gibi olacaksa ben hiçbir şekilde sapıtmam. ben ruh ahanda budur diye bi tanım yapmadım bu bir. bilim ruhun varlığını kanıtladı demedim bu iki. ruh denen şeyin zaten kuran'da da bi tanımı yok bu üç. yani ruh "şudur" diye bi tanım yapmak kuran'da bunun hakkında bilgi yokken haddime değildir bu dört. ben burada her şeyin maddeden meydana gelmediğini söylemeye çalışıyorum. "materyalizmin" ilkel ve ölmüş bitmiş bi düşünce olduğunu söylemeye çalışıyorum. çünkü tek mutlak gerçek madde değil. eğer madde tek gerçek olsaydı "bilinç" diye bi olgu var olamazdı. bizim burada açıklamaya çalıştığımız ruhun ne olduğu ya da ne olabileceğinden ziyade insanın salt maddi bi varlık olduğumu yoksa maddi olmayan bir yanı da var mı. bunun adına birisi "ruh" der. birisi "ilahi bir varlık" der. birisi "metafiziki varlık" der. bu varlık hakkında makale falan yazmam. kimse de yazmaz zaten. çünkü bilim sadece fiziki olanla maddi olanla ilgilenir. gözleme ve deneye dayanır. bizim bahsettiğimiz "bilinç" maddi de değil fiziki de değil. o yüzden gözlemin deneyin konusu da değil. ama insanın salt maddi bi varlık olmadığını biz bilinçli olmasından zaten anlıyoruz. ben sana "bilinci" gözlemle ve bana da göster desem. sen de yapamazsın. ama bilinci inkar da edemezsin. çünkü sen kendinin var olduğunu biliyorsan varlığının farkına vara bilincinin de olduğunu bilirsin. bunun gözlemle veya deneyla bi alakası yok. tamam mı? laboratuvarda ne üretmişler ya? of sallamayın kafanızdan bi şeyler? hadi bi tane laboratuvarda üretilmiş "canlı formu" göster bana. yeminlen zütümü vericem. konuşuyorsanız dayanağınız da olacak.

    hormonları, sinirleri inkar eden mi var da sen bana bu soruyu soruyorsun? hormonlar ve sinirler makine parçaları gibi çalışır. işler. sonuçta bütün bu işlevler beyinde elektriksel sinyale çevrilir ve beyindeki elektriksel sinyaller aracılığıyla kontrol edilir. benim sorduğumda bu sinyallerden renk, ses, his meydana getiren şeyin ne olduğu? maddenin kendisi olamaz. çünkü madde cansızdır. dolayısıyla insan da salt maddi bi varlık değildir. bu kadar basit. insan maddi yönü de olan bi varlıktır ama orasını zaten kabul ediyoruz. dolayısıla hormondur sinirdir uyuşturucudur bunları zaten biliyorz.
    Tümünü Göster
    ···
  7. 82.
    0
    @68 ve de senden laboratuvarda üretilen "canlı formu" nu bana belgeleriyle göstermeni rica ediyorum. bi laf atacaksın sonra da dayanak göstermeyeceksin. sonra da "bilim" den bahsedeceksin. evet bekliyorum.
    ···
  8. 83.
    0
    @68 ellinci defa söylüyorum. bilinç denen şey aslında beyinde gerçekleşen tepkimelerin bir etkisidir. ayrıca bilincin fiziksel bir şey olduğu kanıtlanabilir. mesela git kafanı çok sert bir şekilde çarp bakayım bilincin falan kalıyor mu? neymiş? demek ki bilinç denen şey fiziksel bir şeyden etkilenebiliyormuş. yani fiziksel bir şeymiş.
    ayrıca sinyallerden renk,ses falan meydana gelmiyor. bunlar zaten var olan şeyler.biz bunları duyma ve görme olarak algılıyoruz.
    ···
  9. 84.
    0
    @69 "laboratuvarda canlı tanımına uyan yapılar üretiyorlar" Bu benim cümlem. Ve aşağıda geri zekalıya anlatır gibi anlatılan bir TED videosu. Eğer bilim diye bir şey varsa, bu bilimdir. Ve ben her zaman bilimin peşinde koşacağım. Hayatımızı felsefeyle idare edemeyiz. Bu arada tartıştığın kişilerin nicklerine bak.

    Canlının ne olduğunu, canlı tanımının neleri içerdiğini biliyor olmanı umuyorum.

    http://www.youtube.com/watch?v=PwVeGNmgAgo

    Eğer ilk canlı yapıların nasıl oluştuğu ve milyarlarca yıllık evrim süreçleri hakkında bilgin varsa canlılık formundan bir şeyler anlayacaksın. Bu arada evrim kuramıyla ilgili görüşlerini merak ediyorum.
    ···
  10. 85.
    0
    ayrıca yapay canlı oluşturulmaması oluşturulamayacağı anldıbına gelmiyor. cansız maddelerden tüm aminoasitler oluşturuldu. canlı da yapılabilir. zamanında aya da çıkamamışlardı. peki "aya çıkmak imkansızdır" mı diyorlardı o zamanlar.
    ···
  11. 86.
    0
    müslümanlıktaki allah yoktur, bilim vardır. yalnız kendinizi bilim ile sınırlandırmaya kalkmayın. yaratıcının olup olmadığını halen bilemiyoruz. ama islam'da yazan yaratıcı yok.
    ···
  12. 87.
    0
    müslüman değilim de, vücuda tutsak edilmişiz aslında din de bu tutsaklığı yüceltiyor malesef, onun için var zaten, işlevi bu.
    ···
  13. 88.
    0
    @70 yahu kardeşim hala ezberlenmiş belli kalıpları söylemeye devam ediyorsun. kafanı çarpınca bilincin gitmesinin benim söylediklerime zerre alakası yok. kendi ağzınla söylüyorsun. "bilinç denen şey fiziksel bir şeyden etkilenebiliyormuş" diye. ben de bunu anlatıyorum iki saattir ya. hey allahım. ne diyorum okumuyor musun? "insan salt maddi bir varlık değildir ama maddi yanı da olan bi varlıktır" diyorum. yani fiziksel varlığını zaten reddetmiyorum. salak mıyım ben? gördüğüm şeyi inkar edeyim. bence sen gözünün önündekini görmemekte anlamamakta ısrar ediyorsun. gözlemleme eyleminin kendisi gözlemlenemez. dolayısıylsa sen de gözlemleyemediğin bi şeyi "fiziksel" olarak tanımlayamazsın. bu kadar basit kardeşim. caner taslaman'dan alıntı yaparsam:

    ”çağdaş gerçeklik modelimiz ile gerçeklik ve gözlem arasındaki ilişki anlayışımız, öznellik görüngüsünü barındıramıyor. bu model, nesnel (epistemolojik anlamda) gözlemcilerin nesnel olarak (ontolojik anlamda) varolan bir gerçekliği gözlemledikleri bir modeldir. fakat bu modelin gözlemleme eyleminin kendisini gözlemlemesi mümkün değildir. gözlemleme eylemi, nesnel gerçekliğe öznel (ontolojik anlamda) bir erişimdir. başka bir kişiyi kolayca gözlemleyebilsem de, onun öznelliğini gözleyemem. ve daha da kötüsü, kendi öznelliğimi gözleyemem, çünkü yapmayı düşüneceğim her türlü gözlem, gözlenmesi beklenen şeyin kendisi olacaktır... gözlemin ontolojisi, epistemolojinin aksine kesinlikle öznellik ontolojisidir.”

    al burada her şey açıkça yazıyor. ya bilinci inkar eder insanı salt mekanik bir varlık olarak kabul edersin. ki bu durumda "düşünüyorum o halde varım" sözünü dolayısıyla da kendi varlığını inkar etmiş olursun. ya da bilincin "fiziksel" olmadığını ama yine var olduğunu kabul edersin dolayısıyla da kendi varlığını da kabul edersin.
    ···
  14. 89.
    0
    yapay zeka olayı da bambaşka bi konudur. oralar bence sen hiç girme çünkü çıkamayacaksın. çok gelişmiş bi robot yaparsın. dışardan baktığın zaman o robot yaptığı hareketleri sanki bilinci varmışcasına yapar ama aslında tamamen kendine yüklenen programlarla hareket. eder. p ise q prensibiyle çalışır. en basitinden oyuncak robotları ele alalım ilk önce. onları çalıştırırsın yürür, ateş eder. ama yürümesinin de ateş etmesinin de tamamen mekanik hareketler olduğunu, üzerine kurulan mekanizmların domino taşlarının devrilmesi gibi makaraların birbirini çevirmeleri gibi mekanik bir takım olaylar zinciriyle meydana geldiğini bilirsin. oyuncak da bi bilinç yoktur. ilk domino taşını dışardan birisi devirir geri kalan taşlar hiçbir dış müdahale olmadan devrilir. ama ilk taşı deviren dışardaki bi bilinçtir. şimdi asimoyu ele alalım. asimonun hareketleri de onu dizayn eden tasarlayan mühendisler onda belirli mekanik prensipler meydana getirir. ve ilk domino taşını yani ilk çalıştırma işini yine dışardaki bi bilinçli varlık yapar. ondan sonra ise asimo neye programlandıysa dışardan gelen fiziksel etkilere nasıl tepki verilmesi programlanmışsa sadece onu yapar. kendisinin hiçbir karar alma kabiliyeti de yoktur. bilinci de yoktur. "yapay zeka" denen şey sadece programlanmanın çok çok gelimiş halinden ibarettir. yani asimoyla oyuncak robot arasındaki tek fark asimonun çok daha karmaşık bir yapıya sahip olması ve çok daha gelişmiş programlarla hareket etmesidir. oyuncak robotun bilinçli olmadığını bildiğimiz gibi asimonun da bilinçli olmadığını ve gelecekte geliştirilecek tüm robotların da sadece daha karmaşık olacaklarını biliriz. ama her zaman salt maddi varlıklar olarak kalacaklardır.
    ···
  15. 90.
    0
    yani bi tane robota tekme attığımızda onu bağırıp "napıyon dıbına kodumunun çocuğu" demesi onun gerçekten de acı çektiğini kanıtlamaz. ya da türkçeyi bilinçli olarak konuştuğunu. basit bi örne vereyim. seni bi odaya kapatsınlar. o odada çince binlerce kitap olsun. sana da kapı altından çince sorular içeren bi kağıt uzatsınlar. sen kağıdı aldığını ve kitaplardaki çince kelimelerle eşleştirdiğini farzet. bi bakıyorsun orada aynı çince sorular ve altında cevap olduğunu tahmin ettiğin metinler var. o çince metinleri soruların altına yazar ve kapı altından geri yollarsın. kağıdı okuyanlar düzgün bi şekilde verilmiş çince cevapları görür. ve senin çinceyi bildiğini ve soruları da bilinçli olarak cevapladığını farzederler. ama gerçek öyle değildir. aslında sen çincecin ç sinden anlamıyorsundur.

    aynı şey robot için de geçerli. o da belli hareketleri nasıl programlandıysa öyle yapar dışardan bakan biri de o hareketleri robot sanki bilinçli bi şekilde yapmış gibi algılar. olay bundan ibaret. "yapay zeka" denen şeyin bilinçle uzaktan yakından alakası yok.
    ···
  16. 91.
    0
    ayrıca arkadaşım aminoasit falan demişin de ne alaka konumuzla? aminoasit canlı mı? ya da ben aminoasit laboratuvarda üretilemez dedim mi? hem aminoasiti zaten yaparsın amk. hangi dizilim gerekiyorsa dizersin al sana aminoasit. aminoasit ne canlı ne de canlı benzeri bi varlık. doğaya bırak bozulur gider.
    ···
  17. 92.
    0
    @78 aminoasitler proteinlerin yapıtaşıdır ve proteinler de canlıların yapı taşıdır ve ilk atmosfer şartları oluşturularak kendi kendine meydana gelmiştir. aminoasitin canlı olmadığını biliyoruz heralde ama bunun oluşturulması da büyük bir başarıdır. gelecekte artık neler olacak görürüz.
    ayrıca ben robotlarla ilgili bir şey demedim. konuyu nerelere getirmişsin.
    ···
  18. 93.
    0
    olum çok yanlış adam çattınız ya. demişsin ki doğada ses de var renk de var. biz sadece gözlemliyoruz. hangi çağdayız la biz? bi bakayım google'a. evet uzay çağı falan yazıyor. neyse. kardeşim, ses ve renk diye bi şey yoktur doğada. renk denen şey cisimden yansıyan ışığın, gözü uyarması ve gözden gelen uyarıların beynde elektrik sinyali yollanması ve orada da renk olarak yorumlanmasından ibarettir. "kızıl ötesi", "mor ötesi" denen kavramlar neden var amk? neden var biliyor musun? çünkü insan evladı belirli dalga boyu aralığında olan ışıkları algılar. neymiş efendim? dalgaymış. boymuş. renk nerde hani? kızıl ötesi de mor ötesi de insanın algılayamadığı dalga boylarındaki ışıklardır. yani renkler ışığın dalga boyundaki farkların beyindeki sinyaller vasıtasıyla renge dönüştürülmesiyle oluşur. yani doğada renk değil, dalga vardır. ses de aynı şekilde. o da belirli dalgaların beyin tarafından ses olarak algılanmasından ibaret. yani renk ve ses yok. dalga var güzel kardeşim. dalga. bunu yaz bi yere. ya da git bi fizikçiye sor. öğrenmiş olursun.
    ···
  19. 94.
    0
    @79 "yapay zeka" dan bahsedince dolaylı olarak hatta direkt olarak robottan bahsetmişsin oluyorsun zaten. "ben robot demedim" demene gerek yok. bu "yapay zeka" denen şeyi neyin üzerinde olacak? robotun. dolayısılya sen de robottan bahsetmiş oldun.
    ···
  20. 95.
    0
    @80 atar yapıp durma.ben de onu diyorum aslında. insanlar ışıkarın dalga boyundaki farklılıklara renk diyor. sonuçta doğada ışık var di mi? biz yaratmıyoruz onu.biz sadece görme olarak algılıyoruz. bunu dedim sadece.
    ···