-
1.
+22 -63etmeyen gerizekalılar. Möslömünöm ömö yöşösön cömhörmyöt diye geçinirsiniz anca. Allah(c.c) şöyle buyurur;
Maide Suresi 44 - insanlardan korkmayın, benden korkun ve âyetlerimi az bir karşılığa değişmeyin. Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler kâfirlerin ta kendileridir.
Allah(c.c) Kuran'ı kerimde zaten şeriati kabul etmeyenlerin kâfir olduğunu söylemiştir.Bu halde Atatürk'te bunun içine giriyor. Sonra atatürk müslümandı yok efendim dindar biriyi.
Şeriat ile ilgili diğer birkaç başka ayet
Araf Suresi3 - (Ey insanlar) Rabbinizden, size indirilene uyun ve O'ndan başka dostlara
uymayın. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!
Casiye Suresi18 - Sonra (Ey muhafazid) seni din hususunda apaçık bir şeriat sahibi kıldık. Sen ona uy, bilmeyenlerin hevâ ve heveslerine uyma. -
2.
+6 -2şeriatten beklentin nedir? dini hükümler şeriatsız da kanunlaştırılabilir. arap adetlerini şeriat kabul ediyorsan, yaptığın şey Tanrının buyruklarını yerine getirmek değildir.
-
-
1.
0Şeriat bin ırka değil bütün insanlığa indirilmiştir. Bide dini hükümler şeriatsiz kanunlaştırılabilir demişsin. Belli çok kanunlaşıyor. Tacizciler,tecavüzcüler, hırsızlar,hainler sokakta kol gezsin sonra yaşasın cumhuriyet. cumhuriyet batı emperyalizminin yönetim biçimidir.Ne yazkki biz 1923te mustafa kemal sayseinde özümüzden ayrılıp batılılaştık, islamdan ayrıldık. Tıpkı rus çarı 1.(deli) Petro'nun ruslara yaptığı gibi.Rus çarlığını ortadan kaldırıp batıya uyumlu rus imparatorluğunu kurmuştur. Rusların bütün hayatı batıya göre oluşmuştur
-
-
1.
0kanunlarımızın zaten dini kurallara göre şekillendiğini iddia etmedim, var olanları da savunmuyorum. Yönetim biçimi değişebilir, bugün Türkiye teokrasiyle de otokrasiyle de demokrasiyle de yönetilebilir, benim için fark etmez, çünkü aslolan toplumun her bireyinin iyiye yönelmeden sistemin de bir önemi olmayacağıdır.
... Gerçek şu ki Allah, bir toplumun mâruz kaldığı şeyleri, onlar, birey olarak içlerindekini/birey olarak kendilerine ilişkin olanı değiştirmedikçe, değiştirmez... Rad 11
içimizdeki her bireyi iyiye yöneltecek sistem ise Kuran'a dönüşle mümkün olacaktır. Bunu Atatürk de farketmiş olacak ki, şirk ve hurafe bataklığı olan din tüccarlarının kurumlarını kapatmıştır ancak bu kurumlar hala devam etmektedirler.
Atatürk'ü anlamak için kendi tarihimizi, islam tarihini ve Kuran'ı güvenilir kaynaklardan öğrenmemiz gerekir. O vakit Atatürk'ün hataları olsa da çok büyük bir adam olduğu ve islama hoca geçinenlerden çok daha fazla katkısı olduğu görülebilir.
Atatürkçü olmadığımı da belirteyim. -
2.
0Kardeş dediklerin doğru atatürk zamanında hoca görümlü ingiliz ajanlarını temizlemiştir ama cumhuriyeti kurması, hilafeti kaldırması, takkeyi yasaklaması, batı şapkasını takma zorunluluğu getirmesi, batı dilini alıp osmanlı türkçesini kaldırması ne yazıkki bizim islam ile bütün bağımızı koparıp, tamamen batılılaştırmıştır
-
3.
0dostum, Osmanlı Türkçesi içersinde arapça ve farsça sözcükler içeren karışık bir dildir. Ancak biz Türküz, arapça ve farsça kkonuşmak zorunda değiliz. Dilini kaybeden millet tarih sahnesinden silinir zira Osmanlı Türkçesinin sadece %35 Tükçe kökenliydi. batı dilini aldı demekle yanlışa düşmüşsün. Bugün batıda Türkçenin anadil olduğu Türk olmayan tek bir ülke dahi gösteremezsin. Batılı da değiliz zaten, orta asyalıyız, hangi batının dili. Batının abc sini aldık. Ondan önce arap alfabesiyle yazıyorduk fakat Türkçeye uygun bir alfabe değildi. dilimizdeki bazı harfler yoktu. Latin alfabesi Türkçeye arapçadan daha uygun bir alfabedir. Zaten harf inkılabından sonra Osmanlı döneminde yüzde on olan halkın okuma yazma oranı, kısa sürede büyük artış göstermiştir. Şu anda ise dilimizdeki Türkçe kökenli sözcük oranı %70 in üzerindedir.
Yapacağınız edebiyat ise belli, Kuran okuyamaz hale geldik, eski eserleri okuyamaz hale geldik, dedemizin mezarını okuyamaz hale geldik. Sanırsın ataların atomu parçalıyordu. O dönemde yaşasaydın yüzde 10 un arasına girebileceğinin garantisini verebilir misin? Onu da geçtim, çok istiyorsan öğren Osmanlı Türkçesini, arapçayı ve farsçayı, harf inkılabının gerçekleşmesi buna engel değil ki. Mağdur edebiyatı yapacağınıza çalışsaydık bu hallere düşer miydik?
Şapka olayına girmiyoum bile, ondan önce fes vardı ve aynı tepkiler fese karşı da verilmişti. Yahu bir insan giysiye kutsallık atfedebilir mi, ebu cehil de cübbe ve sarıklıydı. islamcıların yaptığı hatalardan biri de arap kültürünü din sanmaları.
Ülkende dinini yaşayamıyormuş gibi islamla bağımız koptu demen de saçmalıktan ibaret. Cumhuriyet yönetim biçimi olarak Kuran'a aykırılık içermez. Asıl aykırılık Padişahlık sistemidir Kurana göre. Yalnız Osmanlı düşmanı sanmayın beni, severim Osmanlıyı. Ama geçmişimizin yanlışlarını göremezsek, geleceğimize yön veremeyiz.
Batılılaştığımızı inkar etmiyorum, ancak böyle şeyleri tek bir şeyle sebeplendirmek de istemiyorum. Suçu biraz da kendimizde aramalıyız. Yolun uzun panpa rastgele. -
4.
0Batılılaşma çalışmaları ilk olarak Osmanlı Devleti'nde Nizam-ı Cedid Dönemi'nde başlamıştır. 3. Selim'in başlattığı bir dönemdir. 2. Mahmud bu dönemin en önemli padişahıdır. Orduda eski tarz giyimi kaldırmış ve ceket, pantolon giyimini ve fes takılmasını zorunlu hale getirmiştir. Bu kural devlet memurları için de geçerli olmuştur. Yani Atatürk'ün 20.yy da yaptığı değişikliklerin benzerini 19.yy da yapmıştır. Değişim bununla sınırlı kalmamıştır. Divan-ı Hümayun kaldırılarak yerine Avrupa tarzında Nazırlıklar(bakanlıklar) kurulmuştur. Ayrıca yine bu dönemde ordunun ve donanmanın geliştirilmesi için Avrupa'dan uzman kişiler getirtilmiş, ayrıca batı tarzında okullar da açılmıştır. Örneğin Mühendishane-i Berr-i Hümayun ve Mühendishane-i Bahr-ı Hümayun. Değişim daha sonra Tanzimat Dönemi'nde de devam etmiştir. 1839 yılında Sultan Abdülmecid döneminde ilan edilen Tanzimat Fermanı'yla devlet içindeki Müslüman ve gayrimüslim unsurların aynı hukuki haklara sahip olduğu belirtilmiştir. Bu durum şeriatla çelişen bir durumdur mesela. Gelelim yönetim şekli meselesine. 1876 yılında Sultan 2. Abdülhamid döneminde Kanun-i Esasi ilan edilmiş ve Meşrutiyet Dönemi'ne girilmiştir. Meşrutiyetle padişahın mutlak yetkisi sınırlandırılmış ve yönetimde halktan seçilen meclisin de etkili olma dönemi başlamıştır. Bu da demokratikleşme adına atılan önemli bir adımdı. Ayrıca bu dönemde batıda da birçok devletin yönetim şekli böyleydi ve batı emperyalizmi o dönemde de vardı. Özellikle Britanya'nın sömürgecilikte zirve yaptıği dönemlerdi. Yani kısacası batılılaşma çalışmaları Atatürk'ten çok daha önce başlamıştı. Ama o dönemlerde yeteri kadar başarılı olunamamıştı. Gelelim harf meselesine. Öncelikle gelen batı dili değil Latin alfabesiydi. Bunun getirilme nedeniyse okuma yazmayı Arap alfabesine oranla daha kolaylaştırmasıydı. Tarih öğrencisi olarak Osmanlı Türkçesi dersi alıyorum ve gerçekten Arap alfabesi ile okumak Latin alfabesine oranla daha zor. Örnek verecek olursak و harfi. Bu harf v sesi ile birlikte aynı zamanda u-ü o-ö seslerini de karşılamakta. Benzeri ی harfi için de geçerli y sesinin yanında aynı zamanda ı-i sesini de karşılıyor. Bu başka harfler için de geçerli ama hepsini tek tek sıralamıcam. Kısacası kelimeleri okurken zorluk çıkaran bir alfabe ve bu nedenle değiştirildi.Tümünü Göster
diğerleri 2 -
1.
-
2.
0dostum, Osmanlı Türkçesi içersinde arapça ve farsça sözcükler içeren karışık bir dildir. Ancak biz Türküz, arapça ve farsça kkonuşmak zorunda değiliz. Dilini kaybeden millet tarih sahnesinden silinir zira Osmanlı Türkçesinin sadece %35 Tükçe kökenliydi. batı dilini aldı demekle yanlışa düşmüşsün. Bugün batıda Türkçenin anadil olduğu Türk olmayan tek bir ülke dahi gösteremezsin. Batılı da değiliz zaten, orta asyalıyız, hangi batının dili. Batının abc sini aldık. Ondan önce arap alfabesiyle yazıyorduk fakat Türkçeye uygun bir alfabe değildi. dilimizdeki bazı harfler yoktu. Latin alfabesi Türkçeye arapçadan daha uygun bir alfabedir. Zaten harf inkılabından sonra Osmanlı döneminde yüzde on olan halkın okuma yazma oranı, kısa sürede büyük artış göstermiştir. Şu anda ise dilimizdeki Türkçe kökenli sözcük oranı %70 in üzerindedir.
Yapacağınız edebiyat ise belli, Kuran okuyamaz hale geldik, eski eserleri okuyamaz hale geldik, dedemizin mezarını okuyamaz hale geldik. Sanırsın ataların atomu parçalıyordu. O dönemde yaşasaydın yüzde 10 un arasına girebileceğinin garantisini verebilir misin? Onu da geçtim, çok istiyorsan öğren Osmanlı Türkçesini, arapçayı ve farsçayı, harf inkılabının gerçekleşmesi buna engel değil ki. Mağdur edebiyatı yapacağınıza çalışsaydık bu hallere düşer miydik?
Şapka olayına girmiyoum bile, ondan önce fes vardı ve aynı tepkiler fese karşı da verilmişti. Yahu bir insan giysiye kutsallık atfedebilir mi, ebu cehil de cübbe ve sarıklıydı. islamcıların yaptığı hatalardan biri de arap kültürünü din sanmaları.
Ülkende dinini yaşayamıyormuş gibi islamla bağımız koptu demen de saçmalıktan ibaret. Cumhuriyet yönetim biçimi olarak Kuran'a aykırılık içermez. Asıl aykırılık Padişahlık sistemidir Kurana göre. Yalnız Osmanlı düşmanı sanmayın beni, severim Osmanlıyı. Ama geçmişimizin yanlışlarını göremezsek, geleceğimize yön veremeyiz.
Batılılaştığımızı inkar etmiyorum, ancak böyle şeyleri tek bir şeyle sebeplendirmek de istemiyorum. Suçu biraz da kendimizde aramalıyız. Yolun uzun panpa rastgele. -
3.
0Bak bak tipe gel 1. Petroya falan giydirmis huur evladi. Eger 1. Prtro olmasaydi Rusya şimdi 100 parçaya bolunmustu alagavat seni. Himayesindeki milletler bagimsizligini kurup rusya Simdiki topraklarinin 1/63 une sagip olurdu. Birde biliyormuş gibi yazmiş. Rusyanin şuan Amerikaya Israile kafa tutmasini saglayan adamdir çar 1. Petro gibtir git amk cahili
-
4.
0Kur’an Bir şeriat/kanun kitabı değildir. O şeriat’ın kaynağıdır. Kanunlar, yasalar zamanın değişmesiyle değişirler. Hukuk canlı ve dinamik bir hüviyete sahiptir. Dinin akaid, ahlak ve ibadet gibi değişmezleri vardır. Bunun yanında muamelat, munekehat ve ukubat değişir. “Ezmanın tegayyürü ile ahkâm tebeddül eder/Zamanın değişmesiyle hükümler de değişir” vecizesi Mecelle’nin maddelerinden biridir.
diğerleri 2 -
1.
-
3.
+1 -3bir gün tüm şeriatçılara soykırıcam
-
4.
-3Yasaşın ateizm huur çocuğu
-
-
1.
0Ateizminizi gibeyim huurnun evladı.he biz maymunlardan geliyoz onlar olmasaydı biz olamazdık o yüzden maymunlara ata diyelim hadi
-
1.
-
5.
+1 -1hoştttt
-
6.
+2Ciddi mi bu
-
7.
-1sana ne lan yarram kuranı getirince diğer ulķelerden korkmamıza gerek kalmıcak herhalde bi kitap ülkedeki aç cocukları doyuracak sanki yarrama bak.
Aç dünyaya göz yumarsın,
Varolmayana taparsın,
Bir gün gelir boş bakarsın,
işte o zaman anlarsın. -
-
1.
0Lan zekat denen bir şey var ama sen bundan bı haber, eğer şeriat tamamıyla doğru uygulanırsa açlık dene bir şey kalmaz
-
2.
0Kafire zekat verilmez
ilkokulda din hocası bunu söyleyince şoka girmiştik.
-
1.
-
8.
-1Çomara bak hele hele
-
9.
+1Amk salagi bizi her turlu Allah yönetiyor zaten am çullaması az aklını kullan şeriatı uygulayan Allah degil insalar
-
10.
+1Şeriatcı Cumhuriyet de var amk o kadar cahisinki daha bunu bilmiyorsun.
edit:örneği var amk iran islâm cumhuriyeti -
11.
+1beyler :(
-
12.
-1gibtir git arabistana
-
13.
0iran seriatle yönetiliyor ne kadar güzel islam özgürlüktür ama seriatle yönetilen iran'da o hafif kırktan kadınları bile yol ortasında nasıl vururlar
-
-
1.
0Tecrübe konuşuyor
-
1.
-
14.
0Senin o olmayan beynini gibim ben mal oğlu mal Müslümansan senin seriatla kendine ceki düzen vermene gerek yoK Müslümansan eger zaten bu gelmeden de bunları yapabilirsin ama Emin ol bu ülkeye seriat getirsende yine aynı seyler olur senin ülkende 3 yasında bebeğe tecavüz ettiler seriat gelse ne fayda
-
15.
0T.C. yazarken C harfinden sonra da nokta var ananı giberim adam gibi yaz
-
-
1.
0Ödeşmiş oluruz
-
-
1.
0Ananla ödeştim huurun doğurduğu
-
1.
-
1.
-
16.
0Ulan arap yalakası it cumhuriyette faiz yasaktır.(tefecilik mesela) kumar yasaktır sen önce bir araştır öyle yaz
-
17.
0Rezervasyon
-
18.
0islam şeriatı büyük ölçüde içinde doğduğu toplumun örfi hukukudur. Yani “ma’ruf”tur! Yani örfe uygun davranışlar, uygulamalardır. Kur’an’da kırk küsur yerde geçen maruf örfe uymayı emretmektedir. Örneğin; kısas cezasından bahseden [2/178] ayetine ve diğerlerine bakmak kafidir. [2/180] mirasta marufa uygun vasiyet, [2/228-9] Boşama ve boşanan kadınlarla ilgili uygulamalarda marufa uymak, [2/233] boşanmış emzikli kadının nafakasını örfe uygun şekilde verin vs. gibi. Onlarca ayette marufa uymak emredilmektedir. Soru oldukça basit ama bir o kadar da esaslıdır; Arap örfü evrensel midir? Yani bütün zaman dilimlerinde ve coğrafyalarda geçerli midir? Mesela; Örf değişirse şeriatin de değişmesi gerekmez mi? Ki gerekir! Öyleyse; Şerait (şartlar) değişince şeriat da değişir! islam’ın evrensel ilkelerine ve hedeflerine mi bakacağız, yoksa 1500 sene öncesinin son derece iptidai şartlarda yaşayan yarı bedevi toplumun örfüne mi? Mecelle’nin de belirttiği gibi, ezmanın tegayyürü ile (zamanın değişmesi ile) ahkam (muamelat ve ukubattaki hükümler) da tebeddül eder. Zamanların, mekanların, durumların, niyetlerin ve adetlerin değişmesi ile hükümler de değişir. Şerî bir hükmüm illetinin sona ermesiyle hükmü de sona erer. Tüm bunlar zaten klagib fıkıh müktesabatımızda mevcuttur. Zaten şeriatın büyük bir kısmı şeriat-ı müevvele dediğimiz fakihlerin içtihat ve yorumlarından ibarettir. Bunlar da kendi devirlerindeki problemlere çözüm denemesidir. Bunları kabul etmemenin hiç bir günahı yoktur. Onlarca mezhep, ve her bir mezhep içinde onlarca farklı içtihat vardır. 21. Yüzyılın problemlerini bundan 1200 sene önce verilmiş fetvalar ile çözmenin imkanı var mıdır? Yine sebeb-i nüzulüne bakmadan ahkam ayetlerini , Şari’nin kastını öğrenmeden hüküm çıkarmak da doğru değildir. “Kesilirken üzerine Allah’ın ismi anılmayan hayvanları yemeyin!”[6/121] ayeti hayvan keserken besmele çekmeyi emretmemekte, putlar için kesilen hayvanların yenilmesini yasaklamaktadır.Tümünü Göster
Öyleyse dinin akaidi, ahlakı ve ibadetleri değişmez, ama muâmelat ve ukubat değişir. Bugün Akaid’te bile değişikler yapmaktayız. Mesela kader anlayışımızı sorgulamaktayız. Ruh nefis anlayışlarımızı tashih etmekteyiz. Şefaati, kabir hayatını, Kevser havuzunu, sırat köprüsünün itikadi değerini sorgulamaktayız. Cinlerin hepsi melek ve şeytan mıdır? Yoksa bir kısmı yabancı insanlar mıdır? Ya da Kur’an’da geçen her şeytan soyut şeytan aleyhilla’ne midir? Yoksa şeytan tıynetli insanlar mıdır? Yoksa şeytan insanın alter egosu, şuur altı mıdır? Fücuru emreden nefsi midir? Din dili değişmez mi?
Allah’ın hükümleri ile hükmetmeyenler kafirlerdir diye bas bas bağıranlara soralım; Yüzde cikseni cahiliye şeriatı olan ahkam ile hükmetmek Allah’ın muradı mıdır? Bugünkü kanunlar Fransa’dan, isviçre’den, italya’dan gelmiştir, onların tercümesidir diyenlere biz de şöyle diyelim; islam hukukunun/ şeriatının büyük bir kısmı da Cahiliye şeriatındandır. Tamam ama islam onları biraz değiştirmiştir diyeceklerdir. Buna cevap olarak bizde şunu deriz; iyi de, biz de batıdan aldığımız yasaları bir miktar değiştirdik. Mezhep imamı Evzaî’nin fıkhı büyük ölçüde Şam/ Doğu Roma yasalarını merkeze almıştır. Evzaî’ye ittiba eden, onun mezhebine mensup biri kafir midir? Ya da Abbasiler zamanında oluşturulan fıkha ne ölçüde Sasanî devlet ve hukuk sistemi yansımıştır?
23 senede inen ayetlerde nesih varsa -bir an olsun var olduğunu kabul edelim- ya da; nesih yoksa da tedricilik de yok mudur? Soru çok basit bir o kadar da yalın! 23 senede Müslümanların gelişmesine, ihtiyaçlarına paralel olarak ayetler peyderpey gelmeye devam etmiştir. Pekala; insanlığın gelişmesi 1500 senedir yerinde mi saymıştır. insanlık hiç ilerlememiş midir? Bütün dünya Büyük sahradaki, Necid çöllerindeki hayattan ibaret değildir. Bu coğrafyada çöl, kum, deve, su gibi son derece basit, binlerce yıldır değişmeyen bir hayat devem etmektedir. Batının geliştirdiği demokrasi Bedevilerin aşiret sisteminden ve kabile şefinin otoritesine dayanan yönetim anlayışından daha güzel değil midir? Ya da Kur’an’da var diye hala savaş esirlerini köle mi yapacağız? Kadın esirleri, cariyeleri hem kullanacağız, hem de pazara mı göndereceğiz? Onların örtünmelerine izin vermeyeceğiz mi? Örtünenlerine Hz. Ömer’in yaptığı gibi sopa mı çekeceğiz? Ya da Talak/4. Ayetin izin verdiği şekilde çocuk gelinler mi alacağız? Ya da dört eşe, sınırsız cariyeye izin mi vereceğiz? Kadınların hala şahitliğini yarım mı kabul edeceğiz? Onlara erkeklerin yarısı kadar mı miras vereceğiz? Faizsiz bir ekonomi mümkün mü? Peygamber devrinde sadece tahıl ürünlerinde ve ticaret mallarında olan, üstelik tam bir tefecilik olan riba’ ile bugünkü ticari kredileri, devletin sübvanse ettiği hibe kredileri, eflasyon oranında faiz tahakkuk ettirilen (yani faizsiz/fazlalıksız) krediyi bir mi tutacağız? islam öncesindeki riba; kat kat faiz idi. Vadeli mal veren vakti geldiğinde “E takdî em türbî/ Ödeyecek misin? Yoksa borcunu katlayacak mısın?” derdi. Faize karşı çıkanların özel mülkiyete de karşı çıkmaları gerekmez mi? En azından tarlasının icârını, evinin, dükkanının kirasını almaması gerekir. Öyle ya, para biriktiren bu parasının kirasını alamayacak, ama parasını dükkana yatıran bal gibi kirasını alabilecek! Üstelik toprak sahiplerine, emlak zenginlerine zekat da yok! Üstelik; bedava para kullandırmak dünyanın neresinde var? Yardım etmek elbette ahlaki bir erdemdir, ama yaptırım gücü olan hukukî bir ödev de değildir. Parayı kullanan kar edecek, ama mal sahibi enflasyon yüzünden parasını kaybetmeye devam edecek? Bu açık bir gabn-ı fahiş değil mi? Ve böyle bir ticari işlem ahlaken, dinen, hukuken geçerli midir? Para’nın getirisi olmaz ise, sermaye nasıl birikecek ve yatırıma dönüşecek? Hem sonra bir ülkenin parasının değerini şu modern dünya da tam olarak sabitlemek mümkün müdür? Örneğin enflasyonun sıfır olduğu bir memlekette, dolar ve avronun değeri artarsa, ya da emtia fiyatları, altın veya petrol fiyatları artarsa o ülkenin parası değer kaybetmeyecek midir? Daha binlerce soru!
Ya DAEŞ’in, Bako-Haram’ın, eş-Şebâb’ın, el-Kaide’nin, Taliban gibi islam devleti kuracağız diye ortalığı cehenneme çeviren, örgütlere teslim olacağız, Allah’ın insanlığa gönderdiği son dini Ceziretü’l –Arab’a gidip miladi yedinci yüzyıl formatında yaşayacağız ya da büyük bir tecdit hareketi ile tarihin öznesi olacağız!
Hala ümmet ortaçağa dönmeyi, asr-ı saadete erişmek olarak algılamaktadır. Oysa asr-ı saadet zirve değil, olsa olsa islam’ın başlangıcıdır, start aldığı en alt düzeydir. Asr-ı saadete dönme çabaları, 20 yaşındaki delikanlıyı tekrar anne karnına sokma çabalarından farksızdır. Tarih tekerrür etmez ki, geriye, maziye gidilsin! Aynı su hiç bir zaman aynı köprünün altından ikinci bir kez daha geçmez! -
-
1.
0Ne yazdın ve oruspu çaco
-
1.
-
19.
0Başlık açan huur evladı
-
-
1.
0Ananın dıbınada yannan açıyım nede olsa sever annen
-
1.
-
20.
0gibtir çomar
başlık yok! burası bom boş!