Bu entry silinmiştir
-
1.
+7 -3allah’ a ait olan onlarca sıfat arasından 2 tanesi üzerinde duralım:Tümünü Göster
1.alim-i mutlak: geçmişte ve gelecekte olacak olan her şeyi bilmek.
2.kadir-i mutlak: her şeyi değiştirmeye, her olaya müdahale etmeye gücü yetmek.
bu iki özellik oksimorondur.
oksimoron:çelişen özellikleri bir arada bulunduran anlamındadır.
bu iki özellik bir arada bulunamaz.
herşeyi bilen bir tanrı (allah), herşeyi biliyorsa eğer hiçbir şey yapamaz, hiçbir şeyi değiştiremez dolayısıyla herşeyi bilmek ve herşeyi bilmeye başladığı ana kadar yaptıkları dışında hiçbir şeye gücü yetmez duruma düşmüştür.
herşeyi bilen bir tanrı (allah), gelecekte kendisinin yapacağı bir eylemi de ilk herşeyi bilmeye başladığı andan itibaren biliyor demektir. eğer bunu biliyorsa, onu ilk bildiği an yapmış da demektir, çünkü onu değiştiremez artık. değiştirirse eğer, değiştirmesini gerektiren bir ruh haline düşmüş, küçük/büyük bir sürprizle karşılaşmış demektir ki, o değişikliği yapacağını bilmiyormuş demektir.
bunu daha iyi anlamak için birkaç örnek vereyim.
örnek:
islam inancına göre allah ezelden beri var ve ebediyete kadar da olacaktır. evreni, melekleri vs. aklımıza gelen gelemeyen her şeyi yaratmıştır. zamanı geldiğinde adem’ i yaratacağını ve meleklerin ona secde etmesini isteyeceğini ama şeytanın bu emre karşı gelip kendisine isyan edeceğini biliyordu. eğer allah bunu biliyorduysa, şeytanın başka bir davranış sergilemesi; örneğin adem’e secde ederek allah’ı şaşırtması mümkün değildi. o, allah’ın bilgisi dahilinde yapması gereken vazifeyi yerine getirmiş ve adem’e secde etmeyi reddetmişti.
şu durumda soru çok basit: allah, şeytanın adem’e secde etmeyeceğini biliyorken, şeytanın adem’e secde ederek allah’ı şaşırtma imkanı var mıydı? eğer bunu yapma imkanı var idiyse, allah herşeyi bilmiyor, zar atıyor demektir. eğer bunu yapmaya imkanı yok idiyse, şeytan allah’ın isteği doğrultusunda görevini yerine getirmiştir ve allah, zamanı geldiğinde görevini yerine getirecek olan şeytanın bu davranışını şeytanı yarattığı andan itibaren bilmekle, gelecekteki bu davranışı değiştiremez, buna gücü yetmez duruma düşürmüştür kendisini.
birde şu var;allah şeytanın son anda secde etmesini sağladı ve şeytan adem’e secde etti diyelim. o zaman da allah, şeytanı yaratırken gelecekte isyan edeceğini bilmiyor demektir ki şu durumda allah’ın alim-i mutlak sıfatı da zail olmuş demektir.
örnek:
inanca göre allah, daha evreni yaratmaya karar vermeden dahi önce gün gelip aziz nesin’i yaratacağını, onun hangi ana-babadan olacağını, kaç yıl yaşayacağını, hangi eğitimi alacağını, hangi mesleği yürüteceğini, ne tür kitaplar okuyacağını, ne tür bir arkadaş çevresi olacağını, dinsel inançlarının ne olacağını ve kaç yıl yaşayıp ne şekilde öleceğini, ölürken de bir ateist olarak öleceğini biliyordu.
aziz nesin’in ölürken dini bütün bir müslüman olarak ölmesi de imkansızlaşmış demektir artık. eğer böyle olsaydı, yani aziz nesin bir ateist olarak değil de dini bütün bir müslüman olarak ölseydi, allah bu duruma şaşırıp: “ulan ben bu adamın trilyonlarca yıl öncesinden dahi bir ateist olarak öleceğini biliyordum ama adam müslüman olarak öldü” diyecek olması gerekir. bunu diyecek bir tanrı da alim-i mutlak olamaz. alim-i mutlaksa, yani aziz nesin’in bir ateist olacağını ve öyle de öleceğini, daha onu yaratmadan önce biliyor idiyse eğer, kadir-i mutlak sıfatı zail olmuş demektir artık; aziz nesin, bir ateist olarak ölmek zorundadır, çünkü allah’ın bilgisi dışında bir şey yapamaz ve dolayısıyla allah da bu gerçeği değiştiremez artık. -
2.
+5 -1bir örnek daha :
şu anda 20 metrekarelik bir odada, bilgisayarın başında oturuyorum. diyelim ki şu andan itibaren 5 dakika süreyle ve bu odanın sınırı içinde olmak üzere alim-i mutlakım. şu an sıfırıncı saniyedeyim, bu odanın içinde 5 dakika içinde ne olacak ise biliyorum. tüm atom ve atomaltı parçacıklarının hızını ve momentumunu biliyorum. kaloriferin üstündeki perde çeşitli yönlerde çeşitli şekillerde hafifçe sallanıyor. zaman içinde nerelerde hangi konumda olacaklarına vakıfım. ben de bu süre içinde bilgisayarın başında oturup yazı yazıyor olacağım. biliyorum çünkü. karşımda duran yeşil saatin saniyesi her saniye bir kere ilerleyecek. bunun dışındaki maddelerin atomları brown hareketi dışında pek kımıldamayacak. evet, bu oda sınırları içinde 5. dakika bitinceye kadar olacak her şeyi biliyorum. ben de oturup şu an okuduğunuz yazıyı yazacağım. tam 5. dakika sona erdiğinde “post” yazısına basıp bu yazıyı göndermiş olacağım.
3.dakika 56. saniyede çişim geldi, tuvalete gidebilir miyim? -
3.
-1biraz düşünün çalışsın kafalar
-
4.
-1hikmetinden sual olunmaz güzel allahım bana neden böyle şeyler yazdırıyorsun?
-
5.
-2özet yok mu
-
6.
0@5 yok kanki
-
7.
+1 -1ee yarram aksini iddaa eden mi var
-
8.
-4allah her şeyi değiştirir panpa kanunları bile şimdi gibtir git
edit: çünkü o koydu -
9.
+1 -2kardesim bende ateistim ama kaderin tanımı şöyle önünde yüzlerce yol var soy ağacı gibi düşün hepsi birer yol nereye gidersen ne olacğını biliyormuş tanrı. mesela 3 yol var 3.den gidince aziz nesinin ateist olacıgını biliyor diye düşün 2 den gitseydi müslüman olucaktı ve tanrı şaşırmicaktı
-
10.
-1@7 yok mu?
-
11.
-2ya şöyle direk inanıyorsunuz ya tav oluyorum sizdeki beyine yemin ederim müslüman kardeşlerim
-
12.
+1 -1@8 her türlü yani
-
13.
0@9 neden o yolu seçmesine engel olup dinibütün bir müslüman olarak ölmesine izin vermedi sorusu geliyor hemen aklıma ama vardır sanırım bunun da bir açıklaması
-
14.
+2 -1@1 güzel bişey yakalamış ama bence açıklayamamış.
şimdi, geçmişi ve geleceği biliyorsa, nasıl değiştireceğini de biliyordur. dolayısıyla değiştirme fonksiyonunun bir anlamı kalmıyor.
yani düşünelim ki bir yemek yapıyorsunuz. tuz atacaksınız. ama tuzun çok olacağını biliyorsunuz (alim-i mutlak). bu tuzu geri alma şansınız da var (kadir-i mutlak). tuzu çok atar mısınız? yoksa en baştan gerektiği kadar mı tuz koyarsınız.
böyle bir şeyler işte.
edit: açıklamış lan, okumadan entry girmiştim, utandım. neyse bi örnek de benden olsun işte. basite indirgenmiş halde. -
15.
+1@13 panpa anlamadın heralde yolların seçimine tanrı karar vermiyor kişi(insan) kendi hür iradesiyle hangi yoldan gidiceğine karar veriyor hiçbir baskı yok. ama derler ki ateistlerin yüreği körelir ve bidaha dine dönemez buda bir çelişki
-
16.
0@15 “levh-i mahfuz” kur’an-ı kerim’e göre kainatta olmuş veya olacak olan her şeyin ekgibsiz olarak yazılı olduğu allah katında bir kitaptır. bu kitapta şu an bu yazıyı okuduğunuz dahi yazmaktadır, siz daha doğmadan önce yazılmıştır. dolayısıyla hür irade dediğin şeyin cortluyor olabilitesi çok muhtemel
- 17.
-
18.
0@16 o konu hakkında bir bilgim yok fakat kaderin tanımı böyle yapiliyor müslümanlıkta. üstüme gelme panpa bende ateistim:d
-
19.
-1@15 aynen. ayeti var o dediğin şeyin. tebliğ edildikten sonra müslüman olmayı reddedenler için "biz onların kalplerini mühürlemişizdir" deniliyor. burada iki çelişki var.
1. düşünce kalpten gelir, dolayısıyla kişinin inanmaması için kalbi değil, beyni mühürlenmiş olmalıdır. beyin yerine, akıl da denilebilirdi. kabul ederdim.
2. islamiyetteki kaza-kader inancıyla direkt olarak çelişmektedir. eğer bu kişilerin herhangi bir yeri imana karşı mühürlenmişse zaten iman etme ihtimali yoktur. bu karar daha önce yaratıcı tarafından verilmiştir. dolayısıyla ateistler rolü bu şekilde yazılmış figüranlardır. tiyatro sahnesinde pek sevilen baş karakteri öldüren figüranı oyundan sonra dövmek ne kadar mantıklıysa ateistleri cezalandırmak da o kadar mantıklıdır.
bi dakka, türkiye şartlarında mümkün lan. tanrı türk mü yoksa?? *
edit: ilgili ayet: işte onlar, Allah’ın; kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimselerdir. işte onlar gafillerin ta kendileridir. Nahl/108
öncesini sonrasını okumadan ayet cımbızlıyorsunuz ühü ühü ühü diye ağlayacak olanlar varsa istediği uzunlukta alsınlar bu bölümü, aydınlatsınlar bizi.
Hemen sonraki ayet tamamlayıcı nitelikte çünkü: Hiç şüphesiz onlar, ahirette ziyana uğrayanların da ta kendileridir. Nahl/109
110 ve sonrasında ise konu değişiyor.
106 ve 107. ayetlerde ise bu kalpleri mühürlenmiş olanların kim olduğundan bahsediliyor (iman ediyor olmasına rağmen tehdit veya güçlükle karşlaştıkları için inancını reddedenler hariç inandıktan sonra inancını kaybedenler). -
20.
+5 -2okudum üşenmeyip
yanlışın zaman kavrdıbını bizim bildiğimiz şekilde düşünmen.
100 km lik bir yol düşün
bu zamanın tamamı olsun atıyorum tamam mı?
şimdi yolun kenarında durursan o 100 kmlik yolun tamdıbını göremezsin. sadece gözün gene atıyorum en açık güneşli bir günde bile 3-4 kmlik alanını görürsün.ama biraz geriden bakarsan daha fazlasını görürsün.ama gene hepsini göremezsin.ve ileride bir trafik kazası olmuşsa bihaber olursun. görüş alanın dışındadır çünkü.
ama hava trafik kontrolünde oturan adam tepen o yolun tamdıbını görür.ne olursa olsun anında görür ve bilir. hatta freni patlamış bir kamyon görürse 1 dakika sonra kaza olacağını bile tahmin edebilir.
bu basit örnekle basit insan zekası ile bile o kamyonun kaza yapacağını anlamak yeter.
kendini alemlerin rabbi olarak tarif eden bir tanrı var karşımızda.
sence buna gücü yetmez mi?
istediğini değiştirir muhabbetine gelince.
her olaya müdahele eder demiyor
her olaya gücü yeter diyor. yani edebilir.ama ettiğini nerden biliyorsun.
bu benim mike tysonla karşılaşmama benzer.
mike beni yer bitirir. terlemez bile.ama tenezzül eder mi?yapar mı? yapmak ister mi?
zaman ve zeka kavrdıbını bir daha gözden geçir.