/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 28.
    0
    Rez okurum
    ···
  2. 27.
    0
    Rezerve
    ···
  3. 26.
    0
    Eee amk bu kadar mı
    ···
  4. 25.
    0
    bir yer
    ···
  5. 24.
    0
    Rezerve
    ···
  6. 23.
    0
    Rez alalim da
    ···
  7. 22.
    0
    ow yeahh
    ···
  8. 21.
    0
    ooo gibiş var okurum
    ···
  9. 20.
    0
    Yaz bin
    ···
  10. 19.
    +3
    Son part beyler

    Selin'le beni onun bakış açısından görmeye çalıştım. Yanlış anlaşılmaya müsaittik. "Açıklayın bana çabuk olup biteni?" Ağzımdaki peçeteyle bir şeyler geveledim de korkudan konuşamadığımı, sadece tuhaf sesler çıkardığımı fark ettim. Selin de bir şeyler demiyordu. Selin yoksa Erdi'nin sevgilisi miydi? Oha bu sefer kesin öldürecekti beni Erdi. Kımıldamama dahi fırsat bırakmadan üzerime atladı Erdi. Yumruk yağmuruna tuttu beni. Selin bir şeyler yapmalıydı. Çığlık atmaya başladı. Bu öyle bir çığlıktı ki rahat 2 mahalle öteden de duyulabilirdi. içeri bir ton adam daldı. Erdi'nin elinden kurtardılar beni. Selin elimden kavrayıp çıkardı beni evden. Asansöre bindik hışımla. Asansör yine uyuz uyuz iniyordu. "Zıpla zıpla, kendine geliyor" diyemedim, zor nefes alıyordum zaten. iki kat arasında durdu lanet asansör. Göz göze geldik.
    "Aha sıçtık" bakışı yoktu gözlerimizde, ateş ve ihtiras vardı. Dudaklarımla yakınlaştım ona. Titrediğini hissettim. Bu beni daha çok coşturdu. inleyerek beni kendine çekti, öpüşmemiz balkondaki çifti kıskandıracak boyuttaydı, kontrolden çıkmıştı. "iyi ki gelmişim lan bu partiye ama Erdi'yle bir yerlerde karşılaşırsam da yarraa yedim" diye düşündüm. Hayat zaten bana hep böyle davranıyordu. iyi bir şey sunacaksa belasını da beraberinde getiriyordu. Alışmıştım.

    Okuyanlara çok teşekkür ederim gençler en yakın zamanda yenileri gelecek. Belki yarın belki yarından da yakın.
    ···
  11. 18.
    0
    Amk hep bi rizörvd az da şuku görelim da
    ···
  12. 17.
    0
    Rezerved
    ···
  13. 16.
    +3
    Heyecanlandım. Yakınlaştı, yakınlaştı ve "Aa Alfired dudağın kanıyor" dedi. Dudağım değil de dişim kanıyordu galiba. Birayı açtığım dişimdi galiba. Mutfağa geçip peçete getirdi. "Ben en iyisi mi bir lavaboya geçeyim?" dedim. "Dur ben de seninle geleyim" dedi. itin biri lavaboya kusmuş, sonra da "lan lavaboya kusacağıma klozete kusayım" diye düşünmüş. Bu sırada klozete ulaşana dek kusmaya da devam etmiş. Dişim kanamaya devam ediyordu. Lavaboya biraz su tuttuk. Sonrasında ağzımı çalkalamaya başladım. Kan durmuyordu. Beyaz gömleğim de kan içinde kalmıştı. "Şu peçeteyi dişine bastır, sırt üstü bir yere uzan" dedi. Oturma odasına geçtik. Kanepeye uzandım. "Kan içinde durma, çıkar şu gömleği" dedi. Çıkardım, içimde rambo atleti vardı.
    Selin gözüme bir peri gibi gözüktü. "Beraber olursak göğüs geremeyeceğimiz yara yoktur" der gibi bakıyordu bana, suratında güneş gibi bir gülümseme vardı. Zarif bir origami kuğu gibi kıvrılarak yere, yanı başıma oturdu. Belli ki yakın hissediyordu kendini bana. Ağzımdaki peçeteyle konuşmaya başladım. "Ya sen içerde eğlen. Keyfine bak" dedim ama giderse de üzülürdüm lan. Dişim değil, içim kan ağlardı bu sefer. "Yok canım zaten ortam sıkıcı" dedi.

    Partinin kayıp çocuğu Erdi gözüktü kapıda. Selin hemen ayağa kalktı. "Napıyorsunuz lan siz burada?" diye bağırdı Erdi.
    ···
  14. 15.
    +1
    Yalan malan ama iyi gidiyorsun he devam panpa
    ···
  15. 14.
    +3
    Rızkımı salonda aramak için arkamı dönüyordum ki beni gördü iri göğüs. Biscolata erkeğiyle vedalaşıp yanıma geldi.
    "Hadi balkona çıkalım, evin içi çok boğucu" dedi. Mutfağın balkonuna çıktık. Öpüşen bir çift vardı. Bizi görünce daha da coştular. Sırtımızı döndük onlara.
    "Erdi'yi nereden tanıyorsun?" dedi.
    "Çocukluk arkadaşım. Çok severim, hayatımı kurtardı"
    "Nasıl oldu o iş?"
    "Beni öldürecekti vazgeçti"
    Öyle bir güldü ki bu cevabıma, şömineye tünemiş güvercinler havalandı. Biraları açtık. (Çevir aç kapaktı) Biramdan birkaç yudum aldıktan sonra başladım anlatmaya: "Erdi'nin hoşlandığı bir kız vardı. Ece. Benim çok yakın arkadaşımdı. Erdi'yi ona övüyordum falan, aralarını yapmaya çalışıyordum. Sonra Ece'nin Erdi'den daha iyi birine layık olduğunu düşündüm. O biri de bendim. Erdi'yi gibtir ettim, yavşadım Ece'ye. Sonunda tavladım. Erdi bunu öğrenince beni öldürmeye karar verdi işte"
    "Çok ayıp etmişsin ama" dedi.
    "Gönül bu naparsın"
    Arkamızdaki gençler öpüşmeyi bırakıp önsevişmeye geçti. Biz insan gibi konuşmaya devam ediyorduk.
    "Hay benim öküzlüğüm. Adını sormadım ya."
    "Ha Selin ben. Senin adın?"
    "Alfired"
    Arkamızdaki çılgın çift Selin'in içindeki şehveti uyandırmış olacak ki, gözlerini dudaklarıma dikti.
    ···
  16. 13.
    0
    rez devam
    ···
  17. 12.
    0
    Devam dostum
    ···
  18. 11.
    0
    Rezervasyon
    ···
  19. 10.
    +1
    Beyler okuyan olursa devam edecem boşuna yazmayayım
    ···
  20. 9.
    +2
    Suratımdaki ısmarlama gülümsemeyi bozmamaya çalışarak "Hiç önemli değil, tır bile çeker bu dişler" dedim. Suratını ekşitti. "Sen de içer misin? Bir bardağa boşaltayım istersen" dedi. Ya ne de düşünceli bir kızdı. "Olur valla" dedim. Kola bardağına doldurdu birayı ve birkaç koca yudumda bitirdim. "Hızlısın" dedi. "Ya dur ben birkaç bira alıp geleyim marketten" dedim.

    Benliğime yamanmış çekingenlikten kurtulabilmek ve bu gece doya doya eğlenebilmek için daha fazla alkole ihtiyacım vardı. Alkolsüz bünyem sürekli "yapsam mı yapmasam mı?" ikilemi yaşayıp beni yavaşlatıyordu. Alkolün düşünceyle eylem arasındaki çizgiyi koparmasını seviyordum . Düşündüğüm şey yaptığım şey, yaptığım şey düşündüğüm şey oluyordu alkollüyken. Bu da itlik kopukluk yapmamı sağlıyordu.

    Aceleyle çıktım evden, asansöre bindim. Sanki biraz yavaş iniyordu. Duracakmış gibi geldi ve iki kat arasında kalakaldığım taktan anı hayal ettim. Zıplamaya başladım, asansör hızlandı, indi zemine. Kapı açılır açılmaz hızla çıktım apartmandan. Apartmanın hemen karşısındaki markete dalarak 4 bira aldım. 40 lirayı para üstünü almadan kasaya bırakıp çıktım. Tekrardan apartman ve asansör. Uyuz uyuz aşağıya inen asansör nedense şimdi çok hızlıydı. Bedenim hızla yukarı çıkarken midem sanki hala zemin kattaydı. Neyse 5. kata çıktım sonunda. iri göğüs hala mutfaktaydı fakat yalnız değildi. Yanında dalgalı saçlarıyla Elvis'i andıran, kaslı, uzun boylu, şık giyimli bir bin vardı. "Gül gibi kızı kaçırdık lan" diye düşündüm, bir Biscolata erkeğiyle kapışamazdım.
    ···