+2
-4
Cümleten Selamün Aleyküm …
Mustafa Kemalin Peygamber Efendimiz(S.A.S)’in Kabrini Suud Kralından kurtardığının bir yalandan ibaret olduğunu ve kanıtlarını sizlerle paylaşıcam..
1 – “Sözde” telgraf “el yazısıyla” çekilmiş. Telgraf sisteminde mürekkepli kalem bir kağıt şerit üzerine nokta (.) veya çizgi (-) şeklinde şekiller çizer. Daha sonra ise Samuel Morse ve yardımcısı Vail bu sistemi geliştirdiler. “Nokta ve çizgilerden” oluşan bir kodlama sistemi ortaya çıkardılar. Bu kodlama sistemi, daha sonra tüm dünyada kabul gören Mors alfabesiydi.
2 – “Sözde” telgraf; “Mustafa Kemal *Atatürk*” imzasını taşıyor. Halbuki “Atatürk” soyadı taa 24 Kasım 1934 tarih ve 2587 sayılı kanunla kendisine verilmiştir.(T.c Resmi Gazete, 24.12.1934 Sayılı 2888,Sayfa 4565)
3 – Dışişleri ile ilgili yazışmalar “Dışişleri Bakanlığı” arşivinde muhafaza edilir. Oysa bu “sözde” telgrafın kaynağı “Cumhurbaşkanlığı” arşividir. Üstelik “sözde” belgenin hangi dosya ve numarada olduğu hakkında bilgi de verilmemiş. Böyle kaynak olur mu? Zaten böyle bir belge olmadığı için numarası verilemiyor olsa gerek. Eğer böyle bir belge varsa çıkarın ortaya. Şayet bulamıyorsanız yok hükmündedir, olmayan bir belge nasıl delil olur?
4 – “Suud Kralına” çekildiği iddia edilen telgrafın tarihi “26 Haziran 1919’dur. Oysa Suudi Arabistan Krallığı taa 23 Eylül 1932 tarihinde kurulmuştur.
Bazıları da telgrafın 1926 yılında çekildiğini iddia ederler… Ancak bu tarih “sözde” telgrafın içeriği ile çelişmektedir. Zira metinde:
“O mezarın tek taşına dokunursan **Kurtuluş Savaşı’nı** bırakır ordularımla aşağı inerim.”
ifadeleri yer alıyor. 1926 yılında Kurtuluş Savaşı mı vardı? Kurtuluş Savaşı 11 Ekim 1922’de imzalanan Mudanya Mütarekesi ile fiilen, 24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Antlaşması ile resmen sona ermiştir.
Telgrafın internette mevcuttur araştırıp bulabilirsiniz bu telgraf gibi belgelerin ugrudulmasındaki amaç hem Müslüman hem Kemalist bir zümret üretmekti ve başardılarda unutmayın arkadaşlar zamanı geldiğinde bunların hepsi yarglanıcak önemli olan ozaman konuşmak değil şimdi konuşmaktır…
Yazlarımın Devamı Gelicektir.
Allaha Emanet Olun…