/i/Tarih

''Tarih bir meslektir, bir hobi, gevezelik, anekdot ya da asparagas değildir.'' (Pierre Goubert)
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +400 -62
    Mustafa Kemal bildiğimiz üzere 57 yaşında vefat ediyor. Bu belki o dönemler için ve o derecede şeyler görmüş geçirmiş bir adam için çok erken değil. Ben zaten yaş olarak demiyorum ama ülkeyi daha çok gençken bırakmıştır. Bunu bir çocuğun tam Babasına ihtiyacı olduğu sırada Babasının vefat etmesi gibi algılayabiliriz. Mustafa Kemal ilk önce Vahdettin'i ve tahtı kurtarmak amacıyla Milli Mücadeleyi başlatıyor. Arkasından bu Saltanatı ve Halifeliği kurtarmaya dönüyor, yani Vahdettin gözden çıkartılıyor. En sonunda ise Cumhuriyet'i kurmaya yönelik bir hareket oluyor. Mustafa Kemal'in karşısında pek okuma bilmeyen, cahil ve birisinin saltanatı altında yaşamaya alışmış bir halk vardı. Kendisinin benliğinden habersiz, bir birey olduğundan habersiz bir halk. Tabi bu halkı birden değiştirmek imkansızdı. Mustafa Kemal çok kısa süreler içerisinde fevkalade işler yapsa bile sonuçta sihirbaz değildi. Mesela adamın yaptığı devrimler bile bugün tartışılmakta.

    Harf devrimi gerekli miydi? Tabi gerekliydi kardeşim. Osmanlıca zaten bir dil değil, toplama oluşturulmuş bir alfabedir. Çünkü Osmanlıca konuşma dilinde kullanılmaz. Türkçe konuşma dilidir ve yazışmada sadece Osmanlıca alfabesi kullanılmaktadır. Farsça, Türkçe ve Arapça karşımı bir dil olduğu için de bunu konuşmak, anlamak da zordur. Çünkü direkt bizim gibi sondan eklemeli ve yazıldığı gibi söylenen bir şey değil. Çok farklı ve kalıplar üzerine kuruluyor. O yüzden bir kelimenin ne anlama geldiğini, o cümleyi okuduktan sonra anlayabiliyorsunuz. Türkçe ise direkt yazıldığı gibi söylenen bir dil. Anlatımı gayet de rahat.

    Ezan'ın Türkçe okutulması. Ezan'ın Türkçe okutulması anlaşılması içindir. Zaten o zaman ki halk, şimdikinden daha imanlı. Eğer imanına bir darbe geleceğini düşünseydi buna izin verir miydi? Ezanların hem daha sonra alt tarafa inilerek bir de Arapça okunduğu da söylenir.

    Celal Şengör hocanın dediği gibi: Atatürk bir bilim adamı kafasıyla düşünür. Önce problemi tespit eder ve ondan sonra da problemi çözmek için varsayımlar üretir. Mesela Saltanat 1 Kasım 1922 tarihinde ilga edildi. Halifelik ise 3 Mart 1924 tarihinde 431 sayılı kanunla ilga edildi. Mustafa Kemal, Saltanat gibi bir şeyi ilga etmişken Halifeliği de aradan çıkartamaz mıydı? Sultan Vahdeddin bile "Saltanatsız bir halifeliği kabul etmem. Al-i Osman'dan da kimse kabul etmez." demiştir ama bunu Amcazadesi Abdülmecid efendi bozmuş ve halifeliği kabul etmiştir. Mustafa Kemal peki neden bunu hemen kaldırmadı? Çünkü Cumhuriyet rejimi geldiğinde zaten saltanatın olmayacağı baştan belliydi. Halifeliği ise bir süre daha deneme kararı aldı. Fakat Halifeye de devlet başkanı gibi bakanlar, ondan medet umanlar ve onu başa geçirmeye çalışanlar olunca onu da kaldırdı. Mustafa Kemal, halkı etkide bırakmak için zaman zaman diktatörce tavırlar sergilemiştir. Mustafa Kemal bir diktatördür. Diktatörün tanımı biz yanlış biliyoruz. Diktatörü hep sert, faşist, baskıcı biri gibi algıladık ama esasen Diktatör kelimesi Roma imparatorluğundan gelmektedir ve olağanüstü durumlarda Senatonun bir kişiye işleri yoluna koyması için tüm yönetim hakkını vermesi demektir.

    Mustafa Kemal yapacağı tüm devrimleri gerekirse baskı uygulayarak yapmıştır. Fakat asla parlamentonun önüne geçmemiştir. Gerekirse Meclis'i açık tutmuştur ve hatta Halifeliğin ilgasında "Bu devrim olacak. Gerekirse birkaç kişinin kellesi gidecek ama olacak. " demiştir. Fakat yine de meclisten bir onay olmadan asla kafasına göre bir iş yapmamıştır. Bu diktatörlük müdür? Evet. Ama Atatürk baskıcı ve faşist midir? Kesinlikle hayır. Fakat Mustafa Kemal'in de yanlış yaptığı şeyler bence olmuştur. Mesela Halife Abdülmecid efendiye "Milli mücadeleyi destekleyecek şeyler söyleyeceksin ve Vahdettin'i hain belleyip onun hakkında kötü konuşacaksın. " demesini söylemiştir. Abdülmecid efendi ise bunu yapamayacağını belirtmiştir. Bir diğer örnek ise Osmanoğulları hanedanından kalan malların bir kısmına el koyulmuş ve keyfi olarak satılıp parası alınmış; sürgündeki aileye ise çoğu malın parası ödenmemiş ve onlar zor durumda bırakılmıştır. Tamam, devrim olduğunda esasen baştakiler asılır. Mustafa Kemal yine de astırmayarak 150likler listesi çıkartıp göndermiştir. Fakat yine de hanedan üyelerinin o kadar borç içinde kalması, ne bileyim açıkçası beni üzdü. Sultan Vahideddin 16 Mayıs 1926'da yaşdıbını yitirdiğinde (aynı gün torunu Necla'nın doğum haberini de almıştır) cenazesi borçlar yüzünden italyanlar tarafından haczedilmiş ve bir süre ortada kalmıştır.

    Fakat Mustafa Kemal'de bir peygamber değildir. O yüzden onun da hataları olmuştur. Erken ayrılmasının sebebi de kendine hiç iyi bakmaması. Zaten adam 15-20 yıl gibi bir süre cephelerde vakit geçiriyor. Trablusgarp, Birinci Dünya Harbi, Kurtuluş Savaşı, Büyük Taarruz, Başkumandanlık Meydan Muharebesi gibi bir çok savaşa katılıyor. Dünya harbinde bir çok cepheyi dolaşıyor. Bu işler vücudu yorar. Sürekli seyahat ve savaş halinde olduğunuzu düşünsenize? Ve bir yandan da yeni kurulmakta olan ülkeyi idare ediyorsunuz. işgal altında bir devlet, sizi tanımayan bir imparatorluk var. Muhalefetler altında olan bir Meclistesiniz ve bir karar çıkartmanız için saatlerce konuşmanız gerekiyor. Bunlar insanı delirtir. Mustafa Kemal'de zaten son dönemlerinde her gün rakı içmeye başlamıştır. Kendisini tedavi etmeye gelen Fransız Doktor "Günde kaç paket sigara içiyorsunuz ekselans?" diye sormuştur. Mustafa Kemal 1 paket içiyor olmasına rağmen "3 paket içiyorum. " demiştir. Fransız doktor "Günde 1 pakete düşürmenizi rica edeceğim. " demiş ve oradan ayrılmıştır. Yanındakiler zaten 1 paket içtiğiniz ve niye 3 paket içtiğini söylediğini sorduklarında, gülerek "Ben enayi miyim? 1 paket içiyorum desem onun 3'de 1'ini iç diyecek. " demiştir. Yani kendisine pek iyi de bakmamıştır.

    O kadar devrim yapılmış ve bu devrimlerin başında bir süre durması gerekmiştir. Fakat devrimler halka tam empoze edilmeden veya edilip edilmediğinden emin olunmadan kendisi maalesef göçüp gitmiştir ki o göçtükten hemen sonra yönetimde çatırdılar başlamıştır.
    Tümünü Göster
    ···