Düşünmek konusunda özgürüz. Ben zaten bu yüzden dinsizliği seviyorum beni kısıtlayan birşey yok, düşüncelerimin hayallerimin ucu bucağı yok. Belki reenkarnasyon vardır diyorsun güzel bi düşünce. Belki bütün insanlar tek 1 insanın farklı yaşamlarıdır diyosun, belki olgunlaşıp Tanrı olacaz diyosun, belki hiçbişey olmayacak diyorsun ne güzel

Boşa yaşamak konusunda da katılmıyorum. Her şeyin bir amacı olması gerektiğine inandırmışız kendimizi o yüzden ölmeyi kabullenemiyoruz. Ama mesela bakarsan boşa yaşıyoruz zaten bi amacımız yok öyle gelmişiz bişeyler hissediyoruz etkileşimde bulunuyoruz bu çok birşey değil ki. Mars boşa dönüyor mesela, aynı şekilde yaşam olmayan her şey de boşa var o zaman

Allah eğer kendini göstermiş olsaydı imtihan olmamızın bir anlamı olmazdı panpa. Allah kendini apaçık bir şekilde değil dolaylı yollardan gösteriyor zaten. inanmamak için hiç bir somut delilin yokken, inanman için çevrene baktığında binlerce somut delil görebilirsin. En basitinden; gücü, kuvveti, kudreti, iradesi olmayan atomların, kendi kendilerine birleşerek canlı varlıkları oluşturamayacak olmaları bile bir yaratıcının varlığına delalet eder. Maddenin en küçük yapı birimi olan atomlar ne kadar çevresel etkenlere maruz kalsalar dahi, kendi kendilerine birleşerek canlıları oluşturması bir hayli imkansızdır.

Bende bunlar tesadüf olamaz yazdım ama en azından peygamberimizin insanlara sunduğu mucizeler gibi bir mucize sunsa bize. 3 tane semavi din var insanlar da doğduğu coğrafyaya göre dini yaşıyor ve araştırmadan yaşıyor. Her yerde hurafeler dolaşıyor zaten bu yüzden.

tamamen bakış açısı ile alakalı. Atomların hiçbişeyden haberi yok, hücrelerin hiçbirşeyden haberi yok, hiçbişeyin hiçbişeyden haberi yok. Biz insanlar birey olarak toplumu oluşturuyoruz ve bunun bile farkında olmuyoruz çoğu zaman.

Bunlar için Tanrı'ya ihtiyaç duyulup duyulmadığı bilinemez. Allah'ın olmadığı ise kesin ve nettir. Çünkü islam öğretileri, kuran ve hadisler hiç yeşil ışık yakmıyor

Din felsefesindeki neden sonuç ilişkisini iyi okumak gerek. dopamin veya seratonin hormonlarının salgılanması arkadaşın dediği şeye zıt bir şey değil. klagib bilim nasılı, din nedeni arar diye laf vardır. bu duyguların bilimsel olarak 'NASIL' oluştuğunu az çok anlayabiliriz ama bizim müslüman olmamızdaki asıl sebep bu duyguların 'NEDEN' var olduğu ile ilgili.

Araştırmadan yaşamaları zaten en büyük sorun. insanlar anadan babadan görmeyle iman ettiklerini sanıyorlar. Böyle olmaması lazım en başında. insanlara neden namaz kılmaları gerektiğini değilde, namaz kılacaklarını öğretiyorlar. Yani müslüman aileler çocuklarına nedenleriyle açıklayıcı olarak gerçekten kalben ve mantıken akla uygun şekilde dini öğretmedikleri için ortada çok büyük bir karmaşa var. Anadan babadan görerek yapılana taklid-i iman diyoruz. Sorgulamadan araştırmadan kabul etmek ki ne yazık ki bu yanlış olan. Tahkik-i iman ise kişinin araştırarak aklen kalben ve mantıken kabul ettiği olaydır. Dediğin gibi heryerde hurafeler dolaşmakta ne yazık ki, bu da maalesef aileler yüzünden.

inanmaya kimse birşey demiyor ki zaten inanırsın. ama çok açık ve net islam dini yobaz gerici bir arap dini. BU ÇOK NET ABi 3 SAYFA KURAN OKU 600LÜ YILLARIN ARAP TOPLUMUNA GiDiYOSUN ZATEN

Allah\'ın haşa olmadığının kesin ve net olduğunu bana kanıtlayamazsın. Bir oda düşün bu odanın içinde bir elma yoktur dersem bütün odayı arayıp elmanın olmadığını kanıtlayabilirsin. Ama Allah\'ın olmadığını bana kanıtlaman için bütün evreni kainatı araman lazım ki bu da imkansızdır.

Kurandan sana onlarca ayet sayarım günümüz bilimin henüz yeni yeni bulduğu.

Bir örnek olarak Zariyat suresi 47. ayette; “Göğü biz çok sağlam bir şekilde bina ettik. Şüphesiz onu genişleten biziz.” buyurmaktadır. Evrenin genişlemesi Amerikan astronom Edwin Hubble\'ın 1920lerde geliştirdiği Hubble teleskopu ile kanıtlanmış bir bilimsel gerçektir. Kuranda Allah bunu 1400 yıl önce zaten buyurmuştu. Mü\'minun suresi 78. ayette ise \"O, sizin için kulakları, gözleri ve gönülleri inşa edendir; ne az şükrediyorsunuz.\" buyurulmaktadır. Embriyolog Dr. Keith Moore bir makalesinde, embriyonun gelişim sürecinde iç kulakların ilk halinin belirmesinden sonra gözün oluşmaya başladığını ifare etmektedir. Beynin ise kulak ve gözden sonra gelişime başladığını söylemektedir. Böyle bir bilginin 1400 yıl öncesinden belirtmesi kuranın insan yazması olmadığının kanıtıdır. Daha buraya yazmadığım onlarca delil sayabilirim.

hah en sevdiğim yere geldin. Burda Allah derken yaratıcı bir Tanrı'dan bahsediyorsan evet olmadığını kanıtlama şansım yok ama islam dininin anlattığı Allah'ın Tanrı olmadığını, insanların kurgusu olduğunu söyleyebilirim. Çünkü Kur'anda yazan şeyler kusursuz değil. Etik, ahlak ve toplum anlayışı zaten günümüze yakın bile değil ve onun dışında bilimsel yanlışlıklar da var

Bahsettiğin ayete gelirsek o ayet Hubble evrenin genişlediğini keşfettikten sonra buna uyarlanan bir ayet. Zaten öyle olmasaydı neden Hubble'ı beklemişiz değil mi yazıyor zaten ? Hubble bunu keşfetmeden önce hiç bir ayet açıklamasında bu şekilde yazmıyordu. Bilim birşey bulduktan sonra uyarlıyorlar sonra da zaten yazıyordu diyorlar.

Evrimi kabul eden biri olarak zaten başka birşey tartışmama bile gerek yok aslında. Yaratılış masalı ile evrim örtüşmediği için yaratılışı, adem ile havva masalını reddedebilirim