kes oropsu evladı kes kes kes

gibtir git amk cocu

takunu çıkarma amk her yediğin haltı yazacan mı

Okumadım

özgeyi kestirdim gözüme. aynı lisedendik benden bir üst sınıftaydı. hiç muhabbetimiz yoktu ama çok beğenirdim. sağlamdı yani. birkaç mesaj konuştuk derken baya sohbete dönüştü en son buluşalıma geldi olay. sinemaya gidelim diye anlaştık. o gün geldi çattı. önce buluşup avel avel yürüyüp sohbet ettik kızı niyeyse arkadaş olarak gördüm ona göre sohbet ediyordum. o da beni öyle gördüğünü hissettiriyordu. sonunda gittik biletleri almaya (filmin adını hatırlamıyorum beyler)
k:anayın dıbına iki bilet alabilir miyiz
-öğrenci misiniz
k:evet
-anayın dıbına iki öğrenci 25 lira
özge: sen biletleri hallet ben bi lavaboya gidip geliyorum
anasını gibim beynimden aşağı kaynar sular döküldü. bir insan... bir kız... her şeyi yapsın ama beni maddi zarara uğratmasın. dellendim amk ama yapacak bir şey de yoktu. aldım biletleri girdik filme. film sonrası eve giderken geçen konuşma
ö:fragmandaki kadar iyi değilmiş
k:fragmanlar aslını yaşatmıyormuş özge
ö:keko musun be o nasıl laf
k: valla beğenmedim ben de filmi
ö:ilk defa sinemada biriyle öpüşmedim ha. kimseye söyleme bu itirafımı
k:lan ne alaka şimdi bu laf ya. iyi tak yedin. kendimi de tebrik ediyorum madem

birkaç gün sonra tekrar buluştuk. kahve içip sohbet ediyoruz. kahveyi ben ödedim yine amk. sinirleniyordum ama bir şey de denilmiyor. desem aptal pinti zütün teki olacam. neyse gün sonunda ben bunu otobüse bindirecektim durakta bekliyoruz.
ö:antepten dönmicem ha bidaha
k:ailen burda kız hem okulun açılmasına var daha
ö:tamam ama dönmicekmişim gibi düşün sen şimdi
k:tamam dönmiceksin
ö:ciddi mi yapıyorsun yoksa anlamıyor musun?
k:neyi anlamıyorum
ö:olum hafiften hoşlandım senden ama antepe gidecem artık bir önemi yok.
k: napalım kaderimiz ayrıymış
dedik ve bindi otobüse

akşam vücudumun verdiği erkeksi tepkiler bel altında baş gösterince mesaj attım
k:ben de hoşlandım
ö:niye ben söylemeden önce söylemedin o zaman?
k:arkadaş olarak görüşüyorduk hatta kardeş demedin mi sen bana kaç kere
ö:ağız alışkanlığı o
k:ağzını yerim (asılıyordum)
ö:haha artık kardaşkım dicem
k:adımı söyle hadi adımı söyle
ö:ne alaka
k:yok bir şey şaka yaptım anlamadın (şaka değildi beyler)
ö:neyse iyi geceler ben yarın gidip akşamında geri gelecem. görüşürüz bir iki güne.
k:tamam iyi geceler kardaşkım

döndüğünde buluştuk. bu sefer bir yere oturtmamaya ve hesap ödememeye yeminliydim.
k:ya değişiklik olsun bugün de yürüyüş yapalım sadece
ö:tamam olur
20 dakika sonra
ö:yaaa canım limonata pasta çekti. gel şurda yiyelim
k:birlikte nasıl çekiyor o nasıl can özge ya
ö:ya odun olmasana sevgiliyiz unutma
oturduk özge yedi içti. ben çay bile içmedim amk. belki ben yemeyince kendi hesabını öder sandım. gibeyim ki ödemedi. kız eğlenceli güzel ve potansiyeli olan biriydi ama beni can evimden vurup duruyordu. elini cantaya atmadı bile göstermelik
k:afiyet olsun kalkalım mı
ö:olur
k:ben bi lavaboya gidim o zaman
ö: tamam ben dışarda bekliyorum seni
amk aldığı gibi cantasını attı kendini dışarı. ben lavabodan cıktım anladım bunun ödemediğini. ödedim söve söve cıktım. kinleniyordum yavaş yavaş. o paraların acısı cıkmalıydı. ya herro ya merro taktiği
k:diğer buluşmamızda evde mi otursak
ö:sizinkiler evde olacak mı
k:olsun mu
ö:olmasın gelmem utanırım ya.
k:bence de olmasın. seni eve atcam
ö:sapık sapık şakalar yapma bee
k:pardon ya anlık ağzımdan çıktı

bunu der demez beni tam da bulunduğumuz hafif kör nokta olan duvarın köşesine doğru dayadı. ama ne dayayış. ellerini yakama attı yapıştırdı duvara suratımı yalarcasına öptü. baboli pantolon altından sevinç nidaları eşliğinde ufak havai fişekler patlattı öyle bir öpüş.
k:yavaş kızım sokak ortasında yapma. harbi çok utandım
ö:eve gelene kadar idare etsin bu seni
k:yemin ederim korkmaya başladım senden

ertesi gün kafamda bir türlü ayarlayamadım nasıl yapacağımı. bu yaşıma kadar eve kız atmamıştım. hep sinema salonlarına dam köşelerine arkadaşlarımın evine boşalıp durmuştum. kendi evimde ilkimi yapma vaktim gelmişti. babam hergün kıraathaneye gider 6ya kadar gelmezdi amk. abim eve bağlasan durmazdı o zamanlar. ama annem evden ayda bir kere ya çıkar ya çıkmazdı. gittim yanına
k:anne yarın napıyon
a:evdeyim oğlum
k:sen ne zamandır ayşegül teyzeyle görüşmüyorsun onun evine gitsene değişiklik olur
a:gitmem evi çok pis onun
k:anneannemle de hiç görüşmüyorsun ha ona gitsene
a:yaylada hala gelmedi anneannen
k:anne gitsene ya bir yere. yeter 19 oldum hala kendi evime kız çağıramıyor. git işte bir yere arkadaş. başkasının evine zütürdüm bu yaşıma kadar. parklarda bahçelerde takıldım. ama yeter artık.
a:olum ne diyon sakin ol bi ne oluyor
k:anne yarın gitmen lazım arkadaşım gelecek diyorum.
a:tamam düzgün söylesen zaten giderdim. napacaksınız
k:film izlicez napacaz. sinema olmuş 30 lira
a:tamam başka birşey yapmayın haaaıaaıaıaı
k: la ne diyon ya nolur şöyle konuşma git hadi
a: tamam yarın ayşegüle giderim ben 2 saat yeter mi
k:film bitince ararım
a:uzatma filmi
babam böyle konuşmazdı annem pekekent etmişti beni. neyse ki sonunda zaferi elde etmiştim. yarın özgeye o ödemediği hesapları ödetecektim. o sinema bileti limonata pasta hepsi aklımdaydı.

okuyan varsa devam edecem beyler

öğlen bizim evin oraya geldi. aldım bunu duraktan. ispanyol paça birşey giymiş üstünde de bir tişört. ciksilikten eser yok kızın kendisi güzel olsa da. eve girdik. zaten niyet son görüşmemizden belliydi. öpüşmeye başladık. koltukta bunu kucağıma aldım belinden kavrayıp kendime iyice çekiyorum. göğüslerinin küçük olduğuyla ilgili bir iki şaka yapmıştım ama hiç de öyle değilmiş. tişört çıktığı gibi o tane kocaman meme gördüm. başladım emcüklemeye. sonra kucağıma alıp öpüşerek yatağıma zütürdüm. uzanıp sevişmeye devam ediyoruz. baksırla kaldım baboliyle oynuyor ama cıkarmıyor baksırdan. bir iki ısrar ettim ama bugün sex yapmayacağımızı söyledi. amk öyle işin hala fırça badana yapıyorduk. telefon çaldı o sırada baktım babam arıyordu. yataktan kalktım telefonla konuşmak için. telefonla konuşmaya başlayınca özge yanıma gelip boynumu yalamaya baboliyle oynaşmaya başladı. el kol yapıyorum yapma dur git falan diye. ama dinlemiyor amk. fena bir fantaziydi. her ne kadar gerilsem de aşırı hoşuma gitmişti. en sonunda telefonu kapattım. sen misin bana bunu yapan dedim. başladım dıbını okşarken boynunu emmeye. cıldırdı kudurdu yine de vermedi. bu sefer aynısını o bana yaptı.
k:yeter artık boşalmam lazım dayanamıyorum
ö:kudur ahahahga
k:la cidden yeter yala bari
ö:olmaz kendin boşal
k:iyi git salona bekle beni
lan ne aşağılık bir şeydi o durum. mal mal otuz bir çekip boşaldım. sonra iki öptüm falan yolladım evden.

not:boşaltamıyorsa sevişmeyin daha iyi

sonraki görüşmemiz çift buluşması oldu. ahmet beyza ben ve özge. beraber şirin bir gün geçirip çiftler olarak okey oynamayı planladık. kızlar eş oldu ama oyunda ben de ahmetle eş oldum. gayet güzel yeniyorduk önce yanlış gördüğümü sandım. sonra baktım baya baya yapıyor amk. özge taş çalıyordu. lan amk yine hesabı ben ödicem belli oldu. hayır olay çıkarsam hem ayrılır hem rezil olurduk ahmetlere. diğer türlü en azından giren zütüme bir yenisi girecekti. yenildik sonuç olarak. dıbını gibtimin portakalının kilosu bir lirayken bir bardak portakal suyuna özge hanım içtiği için 8 lira para vermiştim. ben biliyordum böyle olacağını o yüzden çay içmiştim. beyza ise ahmete kıyamayıp kendi portakal suyunu ödedi. özgeye dönüp baktım zerre gibinde değildim konu hesap ödemeye gelince. neyse kızlardan ayrıldık ahmetle sohbete koyulduk
a:napacaz ket
k:neyi kanka
a:olum üniversite açıldı açılacak. yeni hayat yeni ortamlar yeni amcıklar
k:bunca zaman özel okulda okuyanlara sövdüm arkadaş olarak kabul etmedim şimdi ben özel okula gidecem amk hala kabullenemiyorum.
a:belanı buldun işte. koleje giden bir fakir sünepe olacaksın.
k:ben ayarladım kendimi. bir süre cüzdanımda 200 lirayı hiç bozdurmicam. ortamda cüzdanı cıkarırsam ucundan gözükür zengin sanarlar beni.
a:mantıklı bak dene bunu. ben devletteyim ama araba yok bir şey yok. inşallah bir iki tane düşürüp ölesiye giberim.
k:amin mi diyim
a:...
k:hadi görüşürüz kanka
a:görüşürüz

bir kaç gün sonra özgeyi uğurladım derken okulun açıldığı gün geldi. sabah servise bindim. üniversitelisin ama servisle gidiyon. özel okullu olmak üniversite ruhunu pek yaşattırmıyor insana sanırım. ahmet mesaj attı yolda giderken. beş lira resmi atmış.
k:bu ne alaka lan
a:dıbına koyim hala lisedeyim sanıyorlar 5 lira harçlık verdi annem
k:senin dıbına koyim güldürme herkesin içinde
a:lan valla bu kadar verdiler. üniversiteye iki otobüsle gidip geliniyor. 1.5 zaten otobüs. e dıbına koyim gidip gelmek için param yetmiyor napim ben şimdi
k: lan güldürme gibtir git ya.
okula vardık sonunda. sınıfımı buldum tekli sıralarda her sınıfta ortalama 20 kişinin olacağı hazırlık sınıfıydı. hocanın gelmesiyle tanışma faslı başladı. bir tane çocuğun kısık babaanne sesi bizi gibmişti zaten sınıfça.
herkesle tanışma faslı bitince hoca sınıfa 'daha önce birbirini tanıyan var mı?' diye sordu
beste vardı ilkokuldan tanıyorum beni gösterdi. saynur vardı liseden dershaneden tanışıyorduk o da beni gösterdi. baran vardı bir de. liseden sınıf arkadaşım cananın manitası. o da beni söyleyince hoca bana döndü
-olum kimsin sen millet seni tanıyor
k:kimse değilim hocam
zütüm birazcık tavan yapmıştı sınıfta bir anda herkesin baktığı kişi oldum. üniversite hayatım boyunca kendimi tek popüler hissettiğim an bu oldu.

bu babaanne sesli dediğim çocuk. alican adı. ilk günler erkekler olarak takılıyoruz ders araları. her ne gibimden ötürü anlamadım ama bana el kol şakası yapma samimiyetini buldu kendinde. nefret ederim dıbına koyim en yakın arkadaşlarım bile yapmaz hiç bu züte ne oluyorsa ikide bir vuruyor.
ortamda dönen bir muhabbetin üzerine şaka yaptım. patlattı bir tane omzuma.
a:helal lan ket
k:kanka kaçtır söylemiyor. hiç haz etmem şu el kol şakasını yapmasan olur mu
a:ahaha tamam lan
deyip yine vurdu.
k:alican valla bir daha yapma kardeş bu yaşıma kadar kimseye yaptırmadım bu el şakalarını.
a:tamam kanka pardon.
sınıfa doğru yürüyoruz. emreyle konuşuyorum ben en büyüğümüz 23 yaşında ama aynı yaşta gibi bir samimiyet yakalamıştık. pekekent alican kapıdan girerken sebepsiz yere yine cullanarak vurdu omzuma.
k:olum gibtim şimdi hayatını
a:noluyor dıbına koyim şaka yapıyoruz
k:giberim şakanı yannan kaç gündür tanışıyoz sen bana vurmalı şaka yapıyon
a: dıbına koyim yapmam bidaha yaa ne alıngan çıktın
emre de beni tutuyor.
k:kardeş bırak valla gibecem kaç kere dedim anlamıyor dıbına koyim. kavga edelim de bidaha vurmasın
a: vurmam bir daha amk şuna bak
bir iki gün sonra arayı düzelttik alicanla. bir daha o şekilde şaka yapmadı bana. hatta benim gördüğüm üniversite boyunca kimseye vurmadı amk. çocuğun bir yanlışı düzelttim şu hayattaki.

not:alicandan başka kimseye vurdurmadım. ilkimsin alican

vurmayı bıraksa da uğraşmayı bırakmadı ama pekekent. bir gün ders arası telefonda özgeyle konuşuyorum. ben kaba konuşurdum o zamanlar biraz da sevgili samimiyetimiz arkadaşlığa dayalı olduğundan rahat konuşurdum. allah belanı versin dedim kıza. sonra bir iki gülüştük kapattık. emrelerin yanına döndüm.
a:lan kıza allah belanı versin dedi ya. ne hayvan herifsin.
sınıfa girdik ders başlicak bekliyoruz. karşı sıradan bağırıyor.
a:lan hala gülüyorum kıza allah belanı versin denilir mi
özlem hoca geldi. dersin ortalarındayız benle bir sohbete tutuşmuştu ki alican karşıdan tekrar bağırdı
a:ya hocam kıza allah belanı versin diyor o ahaha
öh:çok ayıp burak kime öyle dedin
k:kız arkadaşım hocam. ayrıca alican noluyor olum bu heryerde söylüyorsun sana batan ne
öh:düzgün konuş burak sözlü dalaşa girmeyin
k:tamam da hocam benim kız arkadaşımla olan konuşmamı dinlemiş kaç seferdir insanların içinde rezil etme çabasına giriyor. alican deme lan bidaha bir yerde bunu yeter mesafe koy
amk bu çocukla mesafe koyamıyorduk ama sınıfta sekiz erkektik zaten. iki gün geçmeden yine aramız düzeldi.

üçüncü haftanın sonunda özge adanaya geldi. çok azmıştık ikimiz de. evi boşaltmamı istedi. saat ikide bize gelecekti. saat bir buçuk oldu mesaj attım
k:nerdesin aşkım
ö:avmdeyim
k:e hadi çık gel daha ne dolaşıyorsun anca gelirsin
ö: tamam geliyorum
1.50 de tekrar mesaj attım
k:nerdesin
ö:çıkacam şimdi
k:ya bekletme beni sinirleniyorum. saat ikide görüşecez demedik mi biz
ö:tamam çıkıyorum
saat 2 oldu
k:nerdesin
ö:optimumdayım hala
k:taşak mı geçiyon sen benle
ö:düzgün konuş ya arkadaşımla karşılaştık konuşuyoruz napim
k:lan ben senin için evi boşalttım bekliyorum sen hala ne diyorsun. gibecem arkadaşını
ö:ya bu ne sinir böyle. gelmiyorum bugün vazgeçtim
k:gibecem lan dellendirme beni.
k:cevap versene
k:bekle lan ben geliyorum oraya çıldırttın beni amk
üşenmedim giyindim üstümü atladım otobüse 40 dakka yol gittim. avmde dolanıyorum telefondan arıyorum bulamadım. gözüm dönmüş amk bulsam ağzına sıçıp bağırıp cağıracam. en sonunda mesaj attı.
ö:ben avmde değilim yeter arama. ayrılalım
bu şekilde ayrıldık. özge benim çıktığım son kızdı beyler. 2013 ekimden beri kimseyle çıkmıyorum. taliplerimi beklerim.

not:özgeden sonra çok sakin biri oldum. sinirlenmemeyi sabretmeyi öğrendim. dönüm noktalarımdan biridir kendisi.

Hikaye çok uzunmuş amk kesin okurum

sonraki günler sadece okula adapte olmaya alışarak geçirmeye çalıştım ama nedendir lisedeki halimden eser yoktu. bir türlü sevemedim ve alışamadım gibtiğimin özel üniversitesine. kafamda kurduğum gibi bir çoğunun para derdi olmayan zengin aile çocukları olmasından ötürü belki de.
hazırlık hocalarımızdan birisi rick adında bir amerikalı zenciydi. 20 yıldır türkiyedeymiş. eski asker. türkçesi çok iyi ama komik bir aksanla konuşuyor. bir gün laf lafı açıyordu ders sırasında
-hocam adana haricinde kalmak istediğiniz yer var mı
r:hayır adana çok güzel
-peki hocam niye adanayı seviyorsunuz bu kadar
r:insanları çok güzel yemekleri mmmmmmmm (orgazm yaşadı) çok lezzetli
k:hocam şırdan yediniz mi hiç
sınıf sanki yannan yediniz mi demişim gibi dondu kaldı o an
r:şırdan? ohh bir kere yedim. şekli çok kötü çok çok kötü
kadircan:hocam yok ya muazzam şekli var tam yemelik
r:yok yok çok kötü onun şekli
berkay:hocam neye benziyor ben hiç yemedim
r:ah sen bilmiyor musun şeklini
berkay:yok hocam nasıl ki
herif tahtaya yannan çizdi. irisinden hem de. lisede benim çizdiklerim kadar iyi çiziyordu bu adam. bir ara bu konuyu onunla konuşmalıydım
r:bak bu şırdan ama şekli çok kötü
kadircan:hocam bu şırdan değil başka birşey oldu
r:dick oldu bu. kocaman bir dick. kimse görmeden silim atmasınlar beni okuldan.
k:hocam silmeyin çok güzel çizdiğin
o günden sonra ben berkay ve kadircan mimlendik. kızlar bizle sohbet etmeye çekinir oldu. kadircanın adı abazaya cıktı sınıfta

o yazıyı kim okuyacak dıbını dengesini gibtiğimin çocuğu

bir ara dersi bilgisayar laboratuvarında işlemeye karar verdik. neden öyle bir karar alındı hatırlamıyorum. ben kadir berkay bir de onur vardı. en arka köşeye konuşlandık. hoca ders anlatmaya başladı bilgisayardan birşeyler yapıyorlar. ben omegleye girdim. çünkü sadece o hızlı çalışabilirdi. 98 windows dıbına koyim okuldaki bilgisayarlar. o kadar para veriyorsun hizmete bak.
omeglenin sohbet bölümünde yazıyorum ona buna sonra cıkıyorum. bir ara birisi geldi sohbet şu
k:selam amın var mı
-varsa bundan sanane
k:terslenme huur
-huur değilim ben düzgün konuş amk
k:nerdensin
-adana kanka sen
k:kanka deme lan ben de adanadayım
-haha kaç yaşındasın
k:19 sen?
-20 bende
k:şuan yanında olup dıbına indirmek vardı
-kanka valla kız değilim
ben kendimi nerde kız olduğuna inandırdım hatırlamıyorum. iki yanımda da kadircan gülerek ekrana bakıp birşeyler yazıyor ara ara amk.
kadir:lan bir tane abaza düştü amk altıma sıçacam
onur:olum ne işin var lan omeglede
k:sende mi ordasın lan. ben de şimdi biriyle konuşuyorum adanadan kız yakaladım gibecem
kadir:bakim kanka
kadir:lan bana yazan abaza sen misin
k:ne demek lan o. hasgibtir adanadaki huur sen misin lan
kadir:dıbına koyim şurda nasıl birbirmize denk geldik lan. ne sapıkmışsın amk ekrandan gibecektin az kalsın beni.
k:taşak yapıyordum amk.
kadir:bırak ya şişmiş pantolonun
kem küm ettim kurtarmaya çalıştım durumu ucundan kıyısından.

not:şansımı gibeyim kadircanı değil

kıyım köşemiz vardı okulda. ders araları ben kadircan onur berkay kahve alırdık sigara kahve eşliğinde o on dakikada gelenin namusu geçenin haysiyeti kalmazdı. aklımda kalan bazı konuşmalar şu şekilde
o:zıpzıp geliyor zıpzıp
k:o kim
o:benim bir numaralı fahişem
k:tamam da niye zıpzıp amk
o:merdivenleri inerken izle anlicaksın
zayıf vücudundaki koca memelerinin zıplamasından ötürüymüş beyler. kız okul bitene kadar zıpzıptı. onurla sonraki seneler hukuk sınıfında arkadaş olsa bile

k:berkay şuna senle grup girmeyi çok isterdim
kc:niye lan sadece berkayla
k:çünkü berkay kilolu ya önce o gibecem çok keyif almicak. sonra ben gibecem hayvan gibi ama. bu nasıl bir yarak nasıl bir gibmekmiş dedirtecem kızı.
b:kanka ayıp sana ya valla ayıp
o:olum bu biraz abartı olmadı mı
k:buraya geldiğimizde hiçbirimizin sınırı olmicak diye anlaştık. bozma bunu onur
o:tamam kanka istediğin gibi gib ne diyim

k:onur şu kızlar senin arkadaşın mı
o:aynen kanka
k:yakın arkadaşların mı
o:evet de söyle sen içinde kalmasın ahgaha
k:sağdaki çirkin ama kendini birşey sanıyor amk ona nefret ciksi yaparım. giberken yüzüne falan tükürürüm
o:haydaaaaa kanka...
k:ama soldaki daha sağlam. onu prenses gibi soyar fahişe gibi giberim.
o:ciddi mi diyon lan manyak
k:niye kanka ne var
o:olum görmüyon mu ikiz lan onlar
bocaladım amk harbi gözüm dönmüş görmemişim
k:kanka kem küm... ya dıbına koyim o daha güzel gibilir işte biz burda işin kitabını yazıyoz neyi sorguluyorsun
b:ket haklı bence de biri diğerinden daha sağlam amk
o:olum artık buraya çok gelmiyelim biraz dolanalım bahçede insan içine karışalım...