-
101.
+10zaman akıp gidiyordu . sınavlarda kopya çekiliyor ders aralarında sınıfta kule yapıyor uzun eşşek oynuyor felç hareketler yapıyorduk. bir ara okul yüzüğü yaptırıyorlardı. sınıfta tek yaptıran bendim. ne gibime takacam diyorlardı. anıdan anlamaz puştlar. derken 23 nisan için ankara gezisi düzenlendi. hasan ve ben sadece katıldık bizim sınıftan. zaten koca okuldan iki otobüs adam gitmişti ya neyse. büşra da gelmemişti ama diğer sınıflardan tanıdığım var sıkıntı yoktu. akşam 11 gibi istasyon meydanında toplanılıp yola çıkıldı. sevgililer ve kankiler yanyana yerlerini aldı. klagib bir kaç yol şarkısından sonra huur çocuğu cumali (müdür yardımcısı) bizim oturduğumuz arka tarafa geldi. bu ırzını gibtiğimin ne işi var ki burda diye kara kara düşünürken
oç:arkadaşlar artık sessiz olalım saat 12 oldu. sabah 6da ankara'ya varmış olacaz. biraz uyuyun çıt duymayim. ışıklar kapanacak şimdi
bir an yüksek sesle düşündüm
k:ışıklar kapanırsa eğlence başlar
neyse ki beni sevmeyen huur evladı herif benim söylediğimin farkına varmadı. yanımda oturan hasan dedi sandı bağırmaya başladı.
oç:o ne demek lan terbiyesiz herif
hasan:hocam valla...
oç:sus lan sus. geziye çıkıyoruz daha yolun başında başladınız itliğe.
hasan:hocam ben deme..
oç:sus diyorum lan anlamıyon mu. siz de ayrılın bakim. kızlar erkekler yanyana gitmicek. ara ara gelip kontrol edecem.
cumali hoca en öndeki koltuğuna gidince ağzını gibim ket, dediğin lafın dıbına koyim ket, denilir mi ket gibi isyan içerikli söylemler sergiledi arkadaşlarım. yanımda sevişmek için ışıkların kapanmasını bekleyen kübra tolga çifti en çok susup en çok sövenlerdi içten içe. hasan tek kelime kızmadı amk. helal lan adama dedim içimden satmadı beni.
k:kanka sağol la helal valla satmadın beni
h:tek kelime konuşursan benimle giberim -
102.
+15adam sinirden kudurmuştu haklı olarak. ben de üzerine gitmeyip sustum. deli hasandı zaten dıbına koyim lakabı. ona buna 'beni dövebilin mi' diye sorup alttan almayanı da erkekler tuvaletine çağırıp dövüyordu. hatta 'ilk yumruğu sen at kızıştır beni sonra gibecem seni' diyordu.
gidiş yolunda uyumayanların aksine ben kestirmiştim biraz. tüm gün dolanacaz enerjiyi toplamak lazımdı sabaha. sabah 'geldik mi lan' 'geldik geldik' seslerine uyandım. yanım taraftan kübra bisküvi uzatmıştı gözümü açar açmaz. dün geceden dolayı kızgın olmadığını belli etmeye çalışıyordu. ağzımdan akan salyayı silip aldım bir tane bisküvi.
önce bir yerde kahvaltı yaptık. sonra Ata'yı ziyarete gittik. ilk Anıtkabir ziyaretdi. hiçbir taka duygulanmayan ben orda gezerken tüylerimin diken diken olduğunu farkettim. sonra şansımıza nöbet değişimine denk geldik onu izledik ve diğer durağımıza doğru yol aldık.
ODTÜ. türkiyenin en büyük kampüsüne sahip okuluymuş. bize ne dıbına koyim diyorduk. bizi gezdiren rehber inekti amk okulunu da belli ki kendi içinde daha çok büyültmüş. taşıyordu adamdan o coşku. konferans salonuna girdik topluca. kocaman salon amk bizim okul kadardı. bizim cumali ön saflara oturmuş biz de yine en arkaları kovalıyoruz. baktık vakit geçmiyor konferansta uzun. hasancan çıkalım diye işaret etti. çıktık dışarı ben, ünal (ilk gün topunu aldığım eleman) başka sınıftan çağatay, hasan, uğurcan... kalabalığız işte amk 10 kişi kadar varız ne yazıyorsam.
biri çantasından vodka çıkardı. ananı gibim dedim sonunda gezi birşeye benzedi. o yaşta orda zütü başı kaybetme korkusu bir iki kişi harici herkeste vardı galiba. bir yudum vodkaya meyve suyu boşaltıyorlardı. ünalla ben güzel içtik ondan eminim. çünkü hala fotoğraflarımıza baktığımda dönüş yolunda ünalın domates suratının benimde birinin koluna yatışımın fotoğraflarını çekmişler.
gece bir ara gözümü açtım kahkaha sesine uyanmıştım. iklim diye bir kız ayakkabısını çıkarmış çorabını burnuma dayamış. ona uyandım sanıp yarıldı binler. yıllar sonra o çorabın intikdıbını alacağımdan haberi yok amk kızının -
103.
+12sonraki haftaya yine tripleri kucaklayarak başlamıştım.
ben neden orda yeterince mesaj atmamışım
ben niye büşra gitmediyse gitmişim
iklim nasıl ayağını bana koklatabilir
neden vodka içmişiz
neden odtüde konferansa girmeyip dolanmışım
üniversiteli kızlara mı sarkmışım...
boğuluyordum amk yavaş yavaş. trip atmadığı zamanlar güzeldi her şey. atınca her şeyi bıçaklayasım geliyordu. bide bunları tartışırkan ünalların sınıfında çok huur deniz adlı bir kız vardı. lan amın kızı durduk yere koridorda giderken biz tartışıyorken geldi zütümü avuçladı ve gitti.
kanım dondu amk. hem taciz edildim namusuma dokunulmuştu. hem büşra belamı gibecekti ben hiçbirşey yapmadığım halde.
büşra:naptı o
k:elledi beni
b:cidden o kız senin zütünü mü elledi
k:anlamadım niye öyle bir şey yaptığını
b:git ya burak bıktım artık yeter ya
hızlı adım merdivenlerden aşağı indi. ben peşinden gitsem mi gitmesem mi muallakta kaldım. birkaç dakika sonra sevgililiğim tuttu gittim. ilk baktığım yer kantindi. kantinde buldum başında da üçüncü sınıflardan bir çocuk var. ben onlara doğru yürürken beni gösterip 'bu işte' dedi.
k:noluyor?
büşra:yok birşey
-kusura bakma bilader bilmiyordum
k:neyi bilmiyordun?
-sevgilisiymişsin onu bilmiyordum.
k:tamamdır sıkıntı yok kardeş öğrenmiş oldun.
çocuk gidince anlattı olayı. büşrayı sahipsiz sanmış kendini tanıtmış ve arkadaş olmak istediğini söylemiş. ters bir şekilde yaklaşıp yaklaşmadığını sordum. yaklaşmamıştı. sorun yoktu o zaman. olay kapanmıştı benim için.
(bu gibtiğimin adı da buraktı. hikayede sanki aktör kıtlığı var gibi gelebilir ama hep aynı isimler bu okulda buluşmuşuz amk. zaten buse burak büşra bsg bunlar birleşince adı b ile başlayanlardan uzak durur oldum) -
104.
+12bu gibtiğimin burağı okulun reislerinin sınıfındaymış. yani çocuk aslında bir boş bardak tarafından bile dayak yiyebilirdi ama reisleri arkasında görünce sebepsizce bana sataşır olmuştu. işin kötüsü bu ülkücü tayfayla kimse ters düşmüyordu okulda. arkama alamadım kimseyi. bide 5 6 kişiler tek başıma benle uğraşıyor iki yaş büyük çocuklar. gib kadarım lan ben daha o zaman.
büşrayla koridordan çıkıyordum bir ara. kendi katlarının merdiveninin başına dikilmişler.
-lan velet. hooop kime diyoz. bak yaaaa bakmıyor da artist.
dönüp bakınca da 'ooo beyefendiye bak sinirlenmiş' falan diye taşak geçiyorlardı. adamların işleri güçleri yokmuş beni beklemişler dıbına koyim üç yıl boyunca.
büşrayı bıraktım kantine iniyorum. tekrar laf atmalar dik dik bakmalar. yine ses etmedim. su alıp yukarı çıkarken yine bekliyorlardı. dik dik bakıyorlar. bu sefer diktim gözümü benim kıza yazan çocuğa (burağa) sadece ona bakarak yürüyorum. sakinim. yüzümde agresiflik sıfır. gözümü diktim merdivenlerden cıkıp önüne gelene kadar baktım. bir yerden sonra bakışlarını kaçırdı bin. bunlar böyle olunca daha çok gıcık aldılar benden.
-bak lan önüne gibmeyim. düzgün yürü lan züt gibi laflar ediyorlar. -
105.
+11ben kavga eden biri olmadığımı söylemiştim. ama arkadaşlarım da tam tersiydi. bizim yaşımızdaki çoğu kişi ya dayağını yemişti bizimkilerin ya mevzusu olmuştu ya da mevzuya teğet geçmişti. çok tereddütte kaldım haber verip vermemekte. yakın arkadaşlarımı kavga için ilk defa arayacağımdan rahatsızlık duysam da sonunda aradım. anlattım bizimkilere olayı. bana sövdüler amk niye alttan alıyorum diye.
diğer ders arası gittim yine orda bekliyor beni işsizler. durdum önlerinde biri laf attı
-devam etsene lan ne bekleme yapıyon
k:niye benle uğraşıyorsunuz
-sanane lan canımız kimle isterse onla uğraşırız
k:cidden uğraşmak istiyor musunuz?
-çıkar elini cebinden önce artist misin lan sen
k:adlarınızı verin bana.
-hayırdır abilerine mi söylicen.
k:benim abilerim yok. söylediğim kişiler benle yaşıt ama her türlü alırlar sıkıntı olmaz
bir tanesi posta koyuyorum sandı. oysa cidden sakince durumu anlatıyordum.
-lan sen kimsin de ammına koyim bize şekil yapıyon bak giberim belanı ha
k:sen adını ver önce o zaman
aldım bunların isimleri. bizimkilere yazdım böyleyken böyle diye. artık ne yaptılarsa bir iki gün facebooktan karşılıklı küfür seansları birikmiş baya. okulda da laf atmaya devam ediyorlar. senin o hakanı ben gibecem. diğeri diyor yunus görecek. tamam diyip geçiyorum her seferinde. olay ne ara o kadar büyüdü bilmiyorum. bizimkiler facebook mesajlarını göstermişlerdi. hakan ve yunusun baya büyük adamlara yazmışlar. bu pekekentler de ocak başkanı mı var bilmiyorum ona haber vermiş. onlara kadar cıkmış olay. iki taraf özür dilicek falan.
sonra okulda bana karışmaz oldular binler. dıbına koyim ocağa giren sırtı yere gelmez sanıyordu o zaman. sahte ülkücüler. -
-
1.
0Lan aynı dönem lise okumuşuz keşke senle tanışık olsaydım da bizim dev sol tayfayla ülkücü gibseydik (Harbiden büyük bir tayfaydık)
-
-
1.
0kanka hiç siyasi işlere girmedim. hep kendi kafama göreydim. kimse bana bulaşmasın ben de herkesten uzak olayim ve her gün otuz bir. benden iyisi olmazdı bu kadar teferruatla
-
1.
-
1.
-
106.
+13hal böyle olunca tabi okul biraz daha beni tanımış olmuştu. lise 1 çömezleri olarak taşaklar geçiliyordu arada. lise1 lerde de vardı ülkücüler ama abileri belli ki ses etmelerine karşı çıkmıştı. karışmıyorlardı bize.
çukurova üniversitesinin bahar şenlikleri başlamıştı artık. ben büşra hande ünal hasancan beşlisi planımızı yaptık. önce büşralara gidip vodka içilecekti sonra üniversiteye gidip eğlenecektik.
ben büşrayla ünal handeyle çıkıyordu. hasancan saptı yanımızda ama hiç sırıtmıyordu eğlencemizdeydik hepimiz. handeyle büşra yakın arkadaşlardı bizde ünalla kayınço olmuştuk artık biraz daha samimiydik.
akşam 6da babası gelmeden yeterince içmiş olup erken çıkacaktık ki saat daha 1di. rahat rahat içip eğlenebilirdik. hasancan su bardaklarına doldururken vodkayı benimkine sek koymasını söyledim. ankarada hiçbir gib olmamıştı korkacak ne vardı. ilk su bardağımı iki dikişte bitirdim. içim yanıyordu. ağlicak kıvamdaydım ama yanımda büşra vardı. handeyle büşra iki yudum alıp sarhoş oldum ergenliği yapmak istediler. ünal da pek geri kalmamıştı. yarım bıraktı içkisini.
ben büşradan bir sebeple öpücük istiyordum ama o bana yine bir sebepten trip atıyordu amk. birkaç dakika geçti baktım yüz vermiyor bana. giberim böyle işi diyip ikinci sek bardağımı içtim. benim sert halimden sanırım hoşlanmıştı ki sonunda yanağımdan öptü amk bir tane. şükredecektim nerdeyse. üçüncü bardağı da keyfimden içiyordum ki tuvaletim geldi. -
107.
+8bardağın yarısında kalktım tuvalete. kalktıktan beş saniye belamı bulmuştum. tuvalette ayakta duramıyordum. o nasıl bir baş dönmesiydi. omzumu duvara yaslayıp yamuk bir vaziyette işedim. ağzım kaymaya ve kendi kendime sayıklamaya başladım.Tümünü Göster
k:noluyamıagoyim yaaaaaa.
tuvaletten çıkışım daha da beterdi. emekleyerek gittim oturduğum yere. kafamı kaldırmıyordum. büşra:burak noldu iyi misin
k:pis çarptı ya dur bi elleme beni
hasancan:olum sek içilir mi giber bu adamı
k:tamam tamam durun bi düzelirim
büşra:bakim bi sana ya kıyamam
derken kafamı kaldırdı amk. kafa kaltığı gibi mide bulantısı patlak verdi. kıyamam sana ya derken elleriyle yüzümü avucuna alan kız aynı ellerle kusmuğumu avucunda toplamaya çalışıyordu. neyse ki delikanlı kızmış bir iki ay ay çekse de hiç öyle yapacağın işi gibim sıçıp batırdın durumuna girmedi.
yatırdılar beni. yattığım yerde sağa dönüp dönüp kusuyorum. üç saat falan kustum. halının rengi değişti dıbına koyim. akşam 5.30 oldu artık hem babası gelecek hem daha konser var. bu arada baygın sarhoş numarası yapan o dördü beni o halde görünce nasıl kendine geldi görmeyin.
ünal:bu böyle olmicak adam kendine gelemiyor. hastaneye zütürelim.
büşra:şurda var bir tane özel açık mıdır ki bu saatte
ünal:acilden girecez zaten.
erkekler iki koluma girip kaldırdı beni. kızlarda napacağını bilemez bakıyorlar bize. salondan kapıya beş dakikada gittik.
ünal:hasancan sen tut ket'i ben ayakkabısın giydirim.
k:laaaaan ünal. sen var ya. sen cidden düzgün bir. birisin. bir arkadaşsın
ünal:lan tamam sok hadi ayağını
k:nereye dıbına mı?
o ortamda öyle şakan yapan aklımı gibim. ama sorumluluk kabul etmiyordum o an.hastaneye gittik. serum verdiler. bunlar başımda bekliyor. biraz kendime geldim ama hala sersem haldeyim. özür diledim onlardan. sağolsunlar mahçup etmediler. serum bitince ünal tekrar girdi koluma çıkışa gidiyoruz. biri durdurdu
-serum parasını ödemediniz gençler
ünal:kaç para abi
-20 lira
k:ananın amı ne 20si...
ünal ağzımı kapatmadan önce son cümlelerim bunlardı. çocuk çıkardı cebinden verdi. bende o gün 10 lira vardı amk. en zengin günümüz de fakirmiş meğer.
eve yakın bir yerde ayrıldık. onlar konsere ben eve geçtim. ertesi gün okula gittiğimde sabah borcumu vermeye çalıştım ünala. almadı bir türlü. en son gibe gibe veririm dedim de aldı. -
108.
+12o aralar hem handeyle hem ünalla iyice samimi olunca bir haftasonu buluşmaya karar verdik. o yaşta çift buluşması yapmanın tatlılığını yaşadık birkaç dakika. sonra herşey normale döndü. ben film konusunda arıza cıkardım büşra trip atıyor. ünalla hande zoraki beraber gibiler. ünal seviyordu ama hande sanki ünal kadar sevmiyor bizle takılmak için daha çok çıkıyor gibiydi ünalla.
sinemaya gittik. filmi seçtiler biletler alındı ve içeri girdik. film 3D filmdi. verdikleri gözlükler de şimdiki gibi normal çerçeveli değil. lastikten kocaman ve kalındı amk. en sonda ben yanımda büşra yanında hande en sağda ünal. filmi hatırlıyorsam zütümü gibsinler. o gün büşra bir omzu açık bir bluz tarzı birşey giymişti. amk beni benden almıştı. büşrayla el ele filme bakıyoruz ama valla da billaha da ekranda film oynamıyordu benim için. büşrayı hayal ediyordum. baboli de vakitsiz ötmeye başlamıştı. olduğu yerden kalkışa geçti.
k:büşra öpeyim mi seni
b:ne alaka şimdi
k:canım istedi işte bi öpim mi
b:iyi gel hadi sen öpersin ama önce
k:tamam tamam
kafayı uzattım. kız film izler gibi devam ediyor dönmüyordu bile bana. ünal da aynı sıra handenin üzerine gidiyordu sanırım çünkü \'aha bak işte onlar öpüşüyor biz niye öpüşemiyoruz\' dediğini duydum. tam dudağımı uzattım tak diye bir ses geldi amk. gibtiğimin gözlükleri bize engel olmuş öpüşememiştik. handeyle ünal kahkaha atarak güldüler. ben napsam diye düşünüyorum utanmıştım kız da utanmıştı -
109.
+16baboli alttan 'utanma lan devam et' diye ses verince
k:aşkım sıçacam bu gözlüklere. çıkar sende bi zahmet şunu ya
b:tamam hadi bidaha dene
bu sefer öpüştük. film ara verdi o sırada ışıklar yanınca ayrıldık. handeyle ünal bize bakıyordu.
ünal:hande ben de öpecem bak sinir etme
hande:hayır ünal öpmiceksin izin vermiyorum
ünal:offff başlicam şimdi ya
onları izleyip büşrayla gülüyorduk. ilk defa baboli icraatin ortasında susmuştu. tuvalete gittim. baboli icraatin ortasında susmamıştı amk. eve gidene kadar o baksırın verdiği rahatsızlıkla savaştım. -
-
1.
+2Sevdiğim kızı beklediğim gibi bekliyorum yazmanı, hadi artık usta bir sürü adam bekliyor
-
1.
-
110.
+7beyler ilginiz için teşekkür ederim devam ediyorum şimdi yazmaya.
-
111.
+16okulun kapanmasına yaklaşıyorduk biraz biraz. e bize de devamsızlık hakkının dıbına koymak düşerdi. büşraya plan yapmıştık. okuldan kaçıp beni en yakın arkadaşı olan özgeyle tanıştıracaktı o gün. mickey mouse benziyordu amk kız.
sabah buluştuk bir yerde atladık otobüse büşrayla. kızın okulunun oraya gittik. amk kızı kaçmayı unutmuş var mı böyle birşey. öğlene kadar bekleyecektik. yakın bir yerde avm nin gib kadar versiyonu olan bir carrefoursa vardı. oraya gittik. en fazla bir saat oyalanabilmiştik. cıktık tekrar okulun önüne gittik. okulun önüde sadece yol başka bir tak yok sağında solunda. oturduk orta refüje beklerken sohbet ediyoruz.
büşra:aşkım naparız özge gelince
k:valla bilmiyorum sen kaçırdın beni canım düşünmediniz mi birşey
b:düşünmedik bizde. zaten maksat beraber olmak değil mi
k:aynen öyle. gider carrefourda otururuz yine.
fakir aklı işte sadece sohbet et boş dolan. hayat bundan ibaret. kız bana iyi katlanıyordu amk. sonra biraz sarıldık bir iki öptüm romantizm boyutunda. sonra büşra kafasını bacağıma koyup uzandı yolun ortası güneşin altında. ulan azmaya yer arıyor amk babolisi. gene kalktı. yanağını falan sıkıyorum kızın sevecen davranmak için. ama baboli nuh diyor peygamber demiyor. taş kesildi puşt. ne laftan anlamaz bir gibim vardı
b:aşkım kemerini biraz yukarı çek ya kafama batıyor
k:dur kaldır bakim kafanı
lan kafasını kaldırmak için dokundum kıza. ona bile saksoya yatırmış gibi heyecanlandım. kendimden nefret ettim. azmak istemezken bile çok pis azıyordum -
112.
+8sonunda özge çıktı okuldan. gitti aynı minik avmye. oturduk burger kingden ikili menü söyledik. ben büşrayla ortak olurum diyordum amk özgeyle ortak oldu.
k:ya pardon bu menüler üçlü olmuyor mu
kasiyer bin bin gülüp
-kusura bakmayın grup veremiyoruz
nesi komikti anlamadım. laf oturmamıştı bile bence. amk salağına bak diyip çocuk menüsü söyledim.
b:aşkım onla doyacan mı
k:aç değilim çok yeter bu
midem:dıbına kodumun artık tam doyur beni
yemekleri alıp oturduk. kız birden terslendi amk bipolar mıdır nedir
b:ben sana hiç güvenmiyorum burak
k:ne konuda
b:sen kesin beni aldatmışsındır
k:nerden çıktı şimdi bu
b:hissediyorum işte
k:büşra yemin ediyorum şu zamana kadar aldatmadığım tek kişisin.
b:bunla gurur mu duyuyorsun
k:yok da yani ciddiye alıyorum ilişkiyi onu demeye getiriyorum
b:yok ben güvenmiyorum sana
k:napim o zaman güvenmiyorsan güvenme
b:bak ya hiç savunmuyor da kendini
k:kızım ortada somut birşey yok patlıyon birden dengesiz misin?
b:yok ya olmicak böyle anlaşamıyoruz. güvenmiyorum da sana.
k:iyi gibtirip gidiyorum o zaman
bu şekilde ayrıldık. hayatımdaki en mantıklı tartışma hala bu olabilir. -
113.
+9akşam msnden sınıftaki yunus mesaj attı. kilolu olan arkadaş.
yunus:kanka sana birşey atacam dinle bak
k:bekliyorum
y:geliyor altına sıçacan
k:ne atıyon
y:bizim zeyd var ya. o çubuk mikrofondan kayıt almış. sen bir tane beat göndermişsin ona şarkı söylemiş dshwsjdoıhgpwjhg
k:vay amk dinleyim bi
cidden böyle birşey olamazdı. gerçekten rezil olunacak birşeydi. zeyd yunusa güvenip atmıştı. yunus ise benim tüm okula yayacağımı öngörerek atmıştı bana. o gece otuz bir bile çekmeyip msndeki herkese gönderdim amk taşak yapalım diye. okuldaki 20 adama gönderdiysem sabah gittiğimde 100 kişi selam verirken bunun taşağını yapıyordu. sınıflara cıktık. zeyd beni gördüğü gibi boğazıma sarıldı amk. adam 1.80 ve 100 kilo ben 1.70 45 kilo falanım.
zeyd:gibecem olum belanı
k:lan bırak amk noluyor
z:sen kimsin lan beni rezil ediyon dıbına koduğum
gözleri yaşardı utanç ve sinirden çocuk ağlıyordu.
k:lan tamam özür dilerim bu kadar taşak geçeceklerini bilmiyordum.
z:atarım lan seni burdan
diyerek kaldırıp pencereden sarkıttı beni. sınıftakiler izlemekle kalmıyor bide gaz veriyordu puştlar
yusuf:olum bana yapacak onun belasını giberdim
erk:olum düşmana yapılmaz lan o
alperen:zeyd atma ama iyice döv kanka
ben yine asya'ya rezil oluyor muyuz diye o can havlini gibtir edip göz ucuyla baktım. kızlar bile canlı bahis oynar gibi vur vurma ket sende vur diye bağırırken asya saçlarıyla oynayıp yanındaki kızla dedikodu yapıyordu amk. -
114.
+8en son ingilizceci esra hoca geldi de ayrılabildik. bin beni ciddi ciddi atacaktı. hoca aldı elinden. geçtik yerlerimize. en arka köşe sağ tarafta oturuyorum sıranın solunda. yani koridor tarafındayım. zeyd binine yer verdiler geldi orta sıraya benden tarafa oturdu.
z:daha gibecem seni bekle
k:bak yeter haksızım diye uzatmıyorum bırak artık amk
z:sus lan züt
k:lan olan oldu tamam işte
sınıfta herkes pür dikkat hocayı dinliyor ama kadın arkasını dönüp tahtaya bir şey yazmaya başladığı an 5-6 erkek zeyd'e gaz veriyordu sessizce. şeytan gibi kulağına komutlar veriyorlardı.
yusuf:ben bakıyom hocaya sen vur
erk:kanka döv amk hala ne bekliyon
bunları duyunca zeyd kalktı bir tane tekme attı geri oturdu amk. hoca bize dönünce herkes normale dönüp tekrar arkasını dönünce yine aynı şeyler. kalktı bir tane daha vurdu.
k:zeyd bak yeter sinirlenmeye başlıyorum.
z:sinirlensen nolacam lan dıbına soktuğum
kalkıp bir tane daha vurdu. pantolon toz içinde kaldı amk. nefret ederdim tozlanmasından. dayanamadım. bu geri yerine otururken yuri boyka girdi bir an içime. tuttum sıraya yatıracak şekilde itekledim bunu. millet ov mov çekiyor. giberim hocasını da dedim. çıktım üzerine sağ ayağımla bastırdım göğsüne çok seri iki tane kapattım yüzüne. sert vurmadım ama. baktım yüzü bir tuhaf oldu çocuğun. dilini dışarı çıkardı kaşları titriyor.
k:gülüyon mu napıyon amk malı
sonra beni de gülme tuttu o tipini görünce. itti beni üzerinden. giderken bir tane de tekma attım binin bacağına pantolonu kirlensin diye. -
115.
+7sınıftaki herkesin içine zenci kaçtı sanki amk. nasıl ellerini yumruk yapıp ağzına zütürür gıcık verecek şekillde gülerek ovvvv çekiyorlar görmeyin. teneffüs olunca çıktım çağatayla birlikte bahçede ağaç altında bir banka oturduk. bir dakika sonra zeyd önde arkasında erk yusuf alperen başta olmak üzere sınıfın diğer erkekleri geliyorlar. adamların kanı kaynıyor amk olay görmek istiyorlar illa. geldiler ağaç altına 10 kişi kadar varız. yusuf başladı önce. zeyd'in pantolona hafifçe şaplak atıp havada eliyle pantolondan kalkan tozu işaret ederek
yusuf:zeyd bak lan bak nasıl toz kalkıyor
zeyd:kalk lan ayağa dövüş benimle
k:olum gibtir git artık almadın mi hevesini vurdun o kadar
erk:sus lan züt öldürse haklı adamı rezil ettin sen.
diğerleri de gülüyor.
alperen:zeyd hadi dıbına koyim vursana ya böyle mi konuştuk seninle. ama sakatlicak hareket yapma bak yazık adama da.
k:alperen senin söyleyeceğin lafın dıbına koyim. gaz verip sonra vicdan yapıyon lan
zeyd:kes lan başkasının gazına mı gelecem
k:gelme o zaman dıbına koyim sabahtan beri yanında gülüyorlar görmüyon mu
zil çaldı kalktım sınıfa yürüyorum çağatayla. aynı ekip yine organize şekilde arkamdan geliyorlar. -
116.
+16tam artık kurtulduk dedim ordan bir çocuk seslendi.
-zeyd yapacağın rapi gibim. rapin ırzına geçtin.
hay çeneni gibim senin. sınıfta yine laf dalaşmasına girdik. sınıfta asya var ben yine olabildiğince normal durmaya çalışıyorum ama binler gibine takmıyor. gazlıyorlar çocuğu çocuk da bana saldırıyor. yapıştı yakama.
k:zeyd yeter lan sıkılmadın mı
z:akıllı olacan olum
k:tamam olacam
z:adam gibi dur lan
k:tamam çek hadi elini diyip elini ittim.
z:çekmiyorum lan napacan diye gene yapıştı yakama.
bir iki üç derken kısır döngüye girdi amk. ben itiyorum o geri yakama yapışıyor. en son elini indirdim terslercesine bir tane vurim eline dedim. elini çekti. benim el şaplak atılır şekilde sıranın ince olan kısmına çarptı. hani şu sıra altı tarafına bakan. tam da orta parmağının eklemine geldi gibtimin sırası. vurduğum gibi bir ağrı bir sızı. anladı zaten züt uğraşmayı bıraktı.
ertesi teneffüse çıktığımda orta parmağım düz başlıyor ekleme gelince sağa yatıyordu amk. zikzak olmuştu parmak. balon gibi şişip yeşerdi bide. daha önceden basket topunun dik gelmesini bilerek geçer diye düşündüm. ona benzer bi acıydı. iki gün düzelmeyince doktora gittim. alçıya aldılar. bir parmak için komple sol kolum alçıya alındı amk. okulda hala basket maçlarında takım seçiyordum ama. alçılı kolla turnike ve şut atıyorduk. ya okuldakiler bir gib bilmiyor ya da ben efsaneydim. -
117.
+7alçılı kolla karneleri aldık. zeydle barışmıştık. asya yüzüme hala tükürmüyordu. bsg aklımdan çıkmıyordu. büşrayla da ayrılmıştık. hayatımdaki tek kız cansuydu o da yakın arkadaşımdı. tatilde arada onunla görüşüyorduk. sınıftakilerle buluşup boş yapıyorduk. akşamları fiks ikişer lira yanımıza alıp üç beş kişi çekirdek kola ile saatlerce taşak yapıyorduk. bazenleri onun bunun sebebiyle kavgaya gidiyorduk. tabi ben yine izliyorum. gerek yok dayak yememe. bizimkiler gayet güzel dövüyordu. bazen de bsg nin evinin ordaki çamlıkta içip ah ulan ah diye isyan yapıyorduk.
bir ara kuş adasına gittik ailecek. ailemin tuttuğu otelin çevresiyle benim yaşımın yetersizliği çatışma içindeydi. bu da bana zulüm geliyordu. bir sürü turist ve bir sürü amı zütü açık gezen genç kız ve kadın vardı. onların içinde biz akşamları ailecek yürüyüş falan yapıyorduk amk. aileyle gidilecek bir yer değildi. zaten 1 ay kalırız dedik 1 hafta kalıp geri döndük. o yaza dair çok birşey hatırlamıyorum. geldik 10. sınıfın ilk gününe -
118.
+8okulun ilk günü bahçede toplandık bizim eski sınıftakilerle. ne yarak yicez diye düşünüyoz kara kara. ayrı gayrı nasıl olacak onun yasını tutuyorduk. derken bir tanesi atladı
-lan kerhane bizim okula çok yakın biliyor muydunuz
ben liseyi kazandığımda dersane hocam bana bunu söylemişti. hadi iyisin arada mektebi ziyaret eden diye.
k:olum ben de biliyorum da ne işimize yarar yaşımız tutmuyor
erk:gidek de bi görek lan azdım amk
biz bilmiyoruz tabi direkt yol üzeri karıları görecez falan sanıyoruz. bazıları gelmedi. ben hasan yusuf erk alperen çağatay ifo çıktık okuldan yürüyoruz.
erk:lan yaşımız tutsa ne giberdik var yaaaa
alperen:günah amk deme öyle
erk:ya sus amk günahsa ne diye geliyon
alperen:merak kardeş merak...
yolda güle oynaya gidiyoz. hiçbirimiz yerini bilmiyor ama abilerimizden falan duyduğumuz şekilde yürüyoz.
erk:üst geçit var ya şurda onu geçince sağda
hasan:sol taraf zaten tren yolu amk
erk:tamam la işte anlatıyoz ne bozuyon
hasan: sus tuvalete zütürürüm seni de haaa (tuvalet=hasanın ringi)
tam üstgeçide vardık varacaz. sağımızdaki fabrikadan havlama sesi geliyor. dönüp baktık iki tane doberman.
k:olum koşmayın sakın
kim olduğunu züt korkusundan anlayamadığım arkadaşım: bunlar bizi yer sonra giber
deyince herkes koşmaya başladı kerhane istikametinde. hasan bini direkt tren yoluna attı kendini. adam tarzanmış meğer. düz ve 3 metre duvara tırmanıp kurtardı canını. biz de çil yavrusu gibi dağılarak koşmaya başladık. biz koşuna köpekler de takıldı peşimize. erk zütlü göbekli onu geçtim direkt en arkadan gelip. yusufu geçtim ifoyu geçtim. çağatayla yan yana koşuyoz onu geçtim bana vicdansız bin bakışı attı. alpereni geçerken tuttu amk beni.
k:lan bırak napıyon mal
a:kanka arkada bırakma beni
k:gibecem bırak manyak mısın dıbına koyim diye vurdum eline kurtardım kendimi -
119.
+9baya farkı açınca baktım arkama durum iyiydi. ne biri köpek tarafından yenilmişti ne de gibilen vardı. toplandık yeniden.
ifo: gibecem am uğruna ölüyorduk daha yüzünü göremeden
erk:şerefsiz ket bıraktın arkada canını kurtardın
k:banane dıbına koyim hızlı koşuyorsam benim suçum mu
sonra o yolu geri dönmek vardı. sözleştik hep beraber. toplu kalacaktık. koşsak da yürüsek de ayrılmicaktık. gibtiğimin fabrikasının önüne gelince köpekler yine havlamaya başladı. hasan direkt attı kendini tren yoluna. alıştı pekekent habire atlıyor. ben yine koşmayın sözümüze sadık kalın dedim ama aynı senaryo. en arkada kaldım. bir iki saniye bekledim çünkü köpekler karşı çaprazımızdan havlıyordu. yani önde gitsem önce ben karşılaşacam. züt korkusu ne güzel zeka yapmıştı o an bende. zamanlamayı ayarlayınca başladım depar atmaya. geçtim bizimkileri alperen yusufu geçememiş onun sinirinden iyice hırs yapmış.
alperen:bu sefer izin vermem ket
k:lan sen ne değişiksin bırak dıbına koyim düzgün kaçak
alperen:ya benle ya bensiz
diyip çelme taktı bana. beraber düştük. şansımıza belli bir uzaklıktan sonra köpekler kovalamayı bırakmıştı. heryerimiz toz toprak olmuştu.
k:alperen gibecem garezin ne bana
a:kanka valla özür dilerim korkunca aklım başımdan gitti
k:gibeyim aklını. am görmeye gidiyoz günah diyip geliyon. köpek kovalıyor arkadaşlığı unutup çelme takıyon. şimdi de özür diliyon. kaç kişilik var lan içinde
a:kanka panik oldum napim amk.
k:sende var ama bir saykoluk bak.
okula geri dönerken geçen yıl yaşadığımız bir olay vardı onu anlattım bizimkilere -
-
1.
0ayraCcC
-
1.
-
120.
+7biz devamsızlığın dıbına koymak için cuma öğleden sonraları son iki ders olan dil anlatım dersine de girmiyorduk artık. tamı tdıbına 19.5 gün olsun diye uğraşıyoruz birkaçımız. bende her hafta kim gelirse benle onunla çıkıyordum. dördüncü hafta alperenin kaçası tuttu.
çıktık bununla basket oynuyoz ona buna takılıyoruz. en son da yapacak birşey bulamayıp okulun köşesindeki trafonun oraya oturmuştuk. ben hocanın gözüne battığımı önceden biliyordum. bir aydır görmüyordu kadın beni derste. benim dersim önemsiz mi diye iç geçirmiş sınıfta. neyse çağatay bunu bize haber verdi. on dakika sonra da kendi koşarak geldi yanımıza.
alperen:noldu lan dersten yeni mi kaçıyon hahaha
çağatay:olum bırak dalgayı sultan hoca çok sinirlendi. ket dört haftadır derse girmiyor kadın bugün patladı. sabah derste olup şuan olmayanlara baktı. sadece ikiniz vardınız. dilekçe yazdı müdür yardımcısına verdi. beni de sizi çağırim diye gönderdi. çağatay bunları derken zaten alperenin gözleri doldu amk.
k:olum ciddi misin lan
ç:valla olum nasıl çıkacam gelecem dersten başka türlü
a:ya ben böyle hayatın dıbına koyim. lan bir kaçtığımda da birşey gelmesin başıma. ket gibecem seni hiç mi abdest almıyon
k:benle ne alaka amk
a:şeytana uydum başıma gelene bak
k:lan sövecem artık niye şeytan oldum ben. sen takıldın peşime. sanki gelmezsen giberim diye tehdit ettim
alperen haklı olduğumu anlayıp kendine kızdı. şeker atan adamlar gibi kendi kendine okul formasının yakasını tutup haykırarak çekiştirmeye başladı. gözlerinden yaş düştü artık. baktık ağlıyor sinirinden. çantasını da attı yere bir hışımla sonra tekmeledi. çanta am gibi yarıldı. çanta yırtılınca adam orgazm seviyesinde bir sinir yaşadı. çağatay da dayanamayıp
ç:şaka yaptım lan yok birşey
k:ne demek yok
ç:tuvalete diye çıktım oğlum hoca farkında ama gibine takmıyor seni ket
gücendim öyle deyince. alperen yüzünü silip
a:şaka mı lan cidden
ç:he olum ya ne çabuk patladın
a:kardeş ben sinirlenirim öyle ya. ket işin içinde miydin lan sen.
k:yok lan haberim yok
a:tamam o zaman
dedi. sonra gülmeye başladı sonra da sarıldı çağataya. lan bu nasıl bir ruh değişimi.
bizimkilere bunu anlatınca az önceki köpek kovalama mevzusunu hepten unutum yine zütümüzle gülüyorduk yaşadıklarımıza
başlık yok! burası bom boş!