/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 76.
    +11
    odaya geçtik.
    hh: adam gibi durun lan karşımda
    y:hocam özür dileriz
    hh:neye gülüyorsunuz olum siz komik olan ne lan
    k:hocam yusuf çok güzel asya koşuşu yaptı tutamadım
    kadın bunu deyince patladı en son. kolları da kısa zar zor yetişti ama güzel bir tokat attı. yani o tokatı o kadının atıyor olması tuhaftı. plaketlik bir estetikte vurdu. sonra yusufa salladı parmak uçları teğet geçti amk yusufun yüzüne. ben bir tane daha yemeyim diye sıktım dişlerimi gülmemek için yere bakıyorum. kadın bu sefer yetişmek için zıplayıp tokat attı. başarmıştı. yusufa da sağlam bir tane kapatınca siniri yatıştı.
    hh:hadi çıkın şimdi bahçeye adam gibi durun.
    sınıfın yanına geri dönerken adam inanamamış bana sordu
    y:cidden zıplayıp mı vurdu bana mı öyle geldi?
    k: zıpladı kanka zıpladı
    ···
  2. 77.
    +10
    artık takla faslına geçmiştik. kızları önce attırdı. bazıları atıyordu bazıları yarım yamalak birşey atıyordu. asya sıra kendine geldikçe arkaya geçiyordu. içimizden biri 'yaparsın asya korkma bu kadar' diyip takıldı. ama o hep hepimizi hedef alıyordu.
    asya:susun be size ne
    yine içimizden biri gıcık aldı artık bu afra tafralarına... 'hocam asya sürekli sıranın arkasına kaçıyor'
    asya:allah belanızı versin ya
    hoca duymadı ama. kız bu sefer
    asya:lütfen söylemeyin nolur
    'hocam asya diyorum arkaya kaçıyor o da atsın haksızlık ama'
    huriye hoca duydu bunu. sonra sinirlendi.
    hh:kızım sen beni salak yerine mi koyuyorsun gel buraya bakim. sıra sende hadi görecem.
    a:ya hocam lütfen yapamam ben
    hh:hadi dedim!
    asya'nın karakterini çözdünüz ama ben elimden geldiğince betimleyim. ilk denemesinde secdeye yatıp kendini sola bıraktı ve 'oldu mu hocam' diye sordu. tüm sınıf yine donu yırtarcasına güldük ama hoca bu sefer kızmadı. o kadar haklıydık haykırarak gülmeye. ikinci denemesinde iki elini mindere koyup koşucuların çıkış yapmadan önceki kalça dik pozisyonunu aldı. (hayal etmeyin hiçbir gibim belli etmiyordu okulun eşofmanları) sonra da 'ay ay takla atıyorum' diye kendini yandan yuvarladı. hoca nalet etti ve tamam sen atma bidaha dedi.
    ···
  3. 78.
    +9
    sıra erkeklere gelmişti. dıbına koduklarıma bak hele. sanki besyo okuyorduk. ama ona da aykırıydı. çift el top sektiren ve duran futbol topuna vuramayan adamlar tek seferde en mükemmel şekilde yapıyordu. sadece sınıfın en kilolusu olan yunus atmadı ama o adamın da hakkıydı denememek. fiziği el verişli değildi kendini sakatlayabilirdi çocuk. onun haricinde zeyd de çok kiloluydu ama o bile dıbına koymuştu taklanın. ben de asya'nın durumundan farksızdım.
    k:hocam atmasam mı ben?
    hh:kimler kimler attı olum sen de atarsın hadi
    k:hocam kendimi biliyorum başka birşey olsa yaparım ama bunu yapamam ben
    hh:lan denemeden ne bilecen.
    iyi amk diyip kendimi yuvarladım minderde. omuz üstü atmıştım tam baş üstü atamadım.
    hh:olmadı yine yap.
    k:hocam dedim size yapamam hamurumda yok
    hh:gösterim bak sana domal şimdi
    k:hocam ne domalması
    hh:domal lan hayvan herif
    k:sınıf arkamda durmasın o zaman
    hh: lan çarparım ha şimdi
    dediğini yaptım. kafayı mindere koydum. bu da bana sakin olmamı, komutlarını dinlememi söyledi. eğildi yanıma ve bir sırmış gibi kulağımın dibinde bir iki kez anlattı. üçüncüyü anlatıyordu. sussun artık amk karısı diye bir yandan da iki dakikadır domalık olduğumdan gülen herkesin bıkkınlığından sallayıverdim vücudu.
    sol ayak topuğum hocanın kafasına geldi. millet gülmek için gülmedi. hoca beni dövsün diye gaza getirmelik bir yaygara çıkartıp güldü binler. hoca da gaza gelmeye müsaitmiş dıbına koyim.
    hh: salak oğlum napıyon lan sen gel buraya
    niye mi gel buraya diyordu. üstüme yürüdükçe geri geri kaçıyordum dövmesin sınıfın önünde diye.
    kimseden çekindiğimden değil de asyanın önünde tokat yemek istemiyordum. hoşlantım geçmişti ama kızdan çekinir olmuştum. hocayla bizi izliyor mu diye hocanın hamlelerinden sıyrılırken göz ucuyla baktım. herkesin gözlerinin heyecandan yuvalarından çıktığı bu olayı gibine takmayan tek kişi olarak kollarını bağlamış bitse de gitsek gibi bir tavır sergiliyordu. hazır bakmıyorken koyverdim kendimi.
    k:hocam tamam kaçmıyorum ama vurmayın yada yavaş vurun biraz
    hh:tamam lan geçti sinirim
    k:özür dilerim hocam cidden var mı birşeyiniz
    hh:yok tamam hadi geç arkadaşlarının yanına.
    e yarrrrram ne diye beni kovaladın o kadar rezil ettin. neyse tokat yemedim ya o da bir artıydı. sonrasında dağılabilirsiniz faslı oldu. ben yine sınıfın eline veriyorum baskette. çocuklar ağlıyor. rutin şeyler.
    Tümünü Göster
    ···
  4. 79.
    +11
    bu arada gereksiz gördüğüm bazı derslerde. örneğin; matematik fizik kimya geometri biyoloji edebiyat dil anlatım ingilizce tarih din kültürü (allahım affet) ve coğrafya derslerinde kendimi ya sınıfla taşak yaparken buluyor ya da bir anda depresyon halinde sınıftan soyutlamış şekilde buluyordum. soyutladığım zamanda da birşeyler karalıyordum. şarkı sözü yazıyordum yani. daha önce hiç şarkı yapmamıştım ama bir iki tane yazdığım şarkı vardı.
    birgün bizim çağatay geldi yanıma derste.
    ç:kanka napıyon kağıdı gibercesine
    k:şarkı sözü yazmayı deniyorum.
    ç:var mı iş bakabilir miyim
    kaybetsem kendimi adlı hayata geçiremediğim şarkının sözlerini okuması için verdim.
    kaybetsem kendimi sen bulamazsın
    içimdeki karanlıktan asla çıkamazsın
    kafamı sıkıp gitsem naparsın
    yoksunluğumla yok olsam bir gün arar mısın

    gözlerimde yaş yüreğimde yangın
    hala aklımda tek sen varsın

    inan bana benden fazla sevemez onlar
    bu kalp seni arar gözlerim her gün ateşlerde yanar
    beni özleminle değil kollarınla sar
    sensizlik kaybetmektir sevmekse kumar

    benim yazdığım şekli bu değildi ama şarkı sözlerinin yerlerini değiştirerek en son bu hali almıştı. bir iki hafta içinde kendimi bir tane bodrum kat stüdyoda alperen çağatay ve çağatayın iki arkadaşı ile buldum. bunlar emirhan ve alperen t... idi. emirhan vokaldeydi. çağatay normalde gitar çalsa da o gün davul, alperen t bass gitar, bizim alperen de elektro çalıyordu. lan kendilerini videoya falan çekiyorlar. olayın çıkış noktası benim orda hayalet gibi oturuyorum.
    k:giberim videoyu en gereksiz belli olmaz hangisi ben çalıyor gibi yapıp bsg ye atim videoyu
    alperen t: kanka gel o zaman bass gitarı bir iki tıngırdatır gibi yap üç dört saniyede bir aynı yerde
    k:tamamdır
    başladık videoya almaya bir kaç deneme. her videonun sonunda da bsg bu senin için falan diyorum. hayatımın e büyük utancı belki bunu hatırlamaktır
    ···
  5. 80.
    +9
    bunlar iyiden iyiye şarkıyı benimsediler ve grup da oturmuştu iyi kötü. arada çalıyorlardı beraber. sonraki sene zaten bu şarkıya kayıt alıp videoya çektiler. şarkı gerçekten o yaşımıza göre iyi oldu. youtube a falan attılar ama video klibi başkasının adına utanma duygusu yaşatıyor izlerken.

    bsg kahpesi yine kendine değer vermemden ve emek harcamamdan hoşlanıp biraz benimle konuşmaya başlamıştı o sıralar ama biraz. birkaç mesajdan fazlası değil. bir kaç gün sonra yine yol verildim. yine depresyonun dibine vurmuş biçimde evde kimse yokken açtım ferreyu.
    rahat rahat izliyorum sonra dayanamadım. telefona attım ferreyu banyoya geçtim. özgürce oraya buraya sıçrar mı gibime takmadan boşalmak için. ayakta son ses otuzbir çekip izlerken kadının haykırışları adamın seri girip çıkışları beni harbi fişşek yaptı. boşalma iç güdüsü gelince ayaklarım zangırdadı dengemi kaybedip banyonun dışına doğru düştüm. kalktım kendime baktım birşeyim yoktu. baboliye baktım çok masum duruyor. nasıl lan dedim üç saniye önce patlamak üzereydi.
    bizimkiler banyoyu küvetten komple banyo bir hale çevirtmişti. mermerden seramikten birşey yaptılar. küvetten daha geniş ve daha şık durduğu için. duşakabin sürgüsünün olduğu yerlerde mermer kırıntıları vardı. adamlar temizlememiş düzeltmemiş oraları. yani iki cm civarı uzunlukta bir sürü sivri mermer var havaya bakan.
    ···
  6. 81.
    +10
    bir iki saniye sonra yerdeki kanları gördüm. çok kan yoktu. nerem kanıyor dıbına koyim diye kollarıma bacaklarıma baktım. sonra aynadan kendime baktım. bulamadım. sonra aynaya olan iki adım mesafede yine birkaç kan damlası gördüm. içimden diyorum yok ebenin amı. baboliyi sağ el işaret parmağımla altından tutup kaldırdım. içim cız etti. somut en ufak bir acı yoktu ama mermer tam olarak sünnetli kısımla sünnetsiz kısmı kesecek şekilde yani yarısı mantarı yarısı gövdeye girmiş şekilde duruyordu. tekrar küvetimsi kısıma girdim. mermer parçasını çıkarmamla yaklaşık tahminimce yarım litre kan boşaldı gibimden. ananı gibim ananı gibim ananı gibim sesli sesli. aşırı korkmuştum. sonra panik anı hemen kirli sepetinden bir atlet buldum onla sildim yerleri. aklımı gibim paspas gözümün önündeydi. sonra kanlı atleti nasıl açıklicam diye düşünürken yine çareyi kolu kesmekte buldum. banyodan düştüm çizildi dicektim. ona göre hafifçe kestim. bu arada farkettim ki artık profesyonel olarak jiletçi olmuşum amk. istediğim kıvamda kesmiştim kendimi az kanadı ve yara vardı belirgin şekilde.
    herşey bittikten sonra bizimkiler gelmeden tekrar ferre açtım. bu sefer zevkten değil baboli hayatta mı onu teğet etmenin derdindeyim. hiç hayatınızda ferre izlerken nolur boşalabilim nolur hala çalışıyor olsun dediniz mi amk. ben dedim dua da ettim galiba ama hikaye yarım kalmasın diye anlatmıyorum çarpılabilirim. neyse ki baboliyi hayata döndürebilmiştim. metil alkol içti sandım ama etik alkolmüş. bayılmış sadece. o boşalma benim için bir zaferdi resmen. hayatındaki en önemli otuzbir ne zamandı diye sorarlarsa kesinlikle bu anı hatırlayacaktım
    ···
  7. 82.
    +8 -1
    bu yaşıma kadar ahmet bini bu mermer olayının taşağını yapıp durdu zaman zaman. çaresizce arkadaşımla paylaşmak istediğim olay benim taşak konusu olmama sebep oldu bir süre.
    ertesi günlerde rutin lise hayatıma geri dönmüştüm. okuldakilerle felç şakaları falan takılıyoruz. lise1 de hiçbir şey gibinizde olmuyormuş. gün geçtikçe de üst sınıflardan kızlarla erkeklerle arkadaşlık bağları kuruyordum. çapımız büyüyordu yani. tabi göze batınca sevmeyenler de oluyordu. hem hocaların arasından hem öğrencilerin arasından. derken yine güzel bir beden eğitimi dersine geldik. hoca yine birer sporcu olmamız için üç turumuzu attırmış tek sıramızı yapmış. sağa sola döndürüp ikişerli üçerli sıra oldurmuştu. asker yürüyüşü uygun adım yürüyüş. (öyle mi deniyor lan bilmiyorum amk tecilliyim ben)
    iki hafta kadın bizi yürütüp durdu bu şekilde. en son ders biterken
    huriye hoca: arkadaşlar 19 mayıs seçmeleri için beş erkek beş kız seçecem okulumuzu temsil edeceksiniz. kimler katılmak ister bir adım öne çıksın o kişiler.
    hababam sınıfının yaptığı bir adım geri gitme şakasını yapan iki erkek züt olup direkt öne çıkarıldı hoca tarafından. sonra beş kız seçti. erkekler olarak taviz vermiyorduk amk istemiyoz zorla mı diyorum içimden.
    hh:zorla seçtirtmeyin kendinizi hadi bak. yusuf sen de güzel yürüdün gel. çağatay sen de gel.
    diğerlerimizi beğenmemişti ki son seçimi salak saçma bir şeye bıraktı. zaten diğer sınıflardan duyduğumuz için sağa sola döndürürken yanlış tarafa dönüp yürüyorduk bazen.
    hh:son erkek gönüllü yok mu?
    hh:tamam o zaman gözü en güzel olanı seçecem
    aynı anda tüm erkekler gözleri kapattık amk. keşke kapatmasaymışız. şamarlandık yine. lan bu karı nasıl böyle güclü vuruyor pehlivan sanki huur çocuğu. en son ifoyu da alıp kadroyu kurmuştu. biz kalanlar da derin bi oh çektik. sonra yine tüm sınıfın erkekleri dersin bitmesini beklemek için geçtik banklara oturuyoruz.

    niye hep on erkek geziyoz dıbına koyim diyesim var gücenirler diye diyemiyorum
    ···
  8. 83.
    +13
    yaşın verdiği fakirlikten biri vizyonsuzca bir teklif ortaya attı.
    -kim şurdaki su birikintisinden koşarsa ona bir tl lan
    su birikintisi ayak bileğine yükseklikteydi. çamur üzerinde birikmiş koşulacak su yolu tahminimce 20 metre falandı. bazılarımız ben yaparım diye atladı ama olay ciddiye binince geri vites yaptılar. (olayın ciddiye binişi masaya bir liranın konuluşuydu)
    yusuf:ben yaparım lan
    alperen:ben de yaparım biriniz yapıyorsanız
    y:amk bir lirayı bölüşsek napacaz alperen karışma dıbına koyim
    o sırada erk dünyanın en cool hareketini yaptı bize göre. çıkardı bir lira cebinden koydu masanın üzerine. kimse konuşmuyor dıbına koyim raconun tillahını yaşıyoruz.
    erk:tamam mısınız beyler
    herkes suskun gözler yusufla alperende. onlar da susup koşunun başlangıç noktasına gittiler. biz de arkalarından. tek kural vardı. yarı yolda bırakanın dıbına koyimdi o kural da.
    başladılar koşmaya. az önceki ciddiyet ilk adımda kayboldu. ananı gibim. hay amk. ayağıma çamur girdi. beni bekle lan önden koşma çığlıklarıyla birlikte biz de gülüyoruz. sonra olay bitti. paralar verildi. hep beraber geçtik banklara ayakkabılar çoraplar çıkarıldı. ne çirkin ayakları vardı amk. neyse sınıfa da cıplak ayak girilmişti. sınıfta ağır bir tak kokusu oldu. o an düşünemedik ama sanırım birisi okulda gezen hayvanlardan birinin takuna basmıştı. diğer ihtimal de sınıftaki çirkin şişman sivilceli huurlardan biri sabah sabah sucuklu yumurta yiyip gelmişti.
    ···
  9. 84.
    +15
    artık kış bitmeliydi. okul sıkıcı bir hal alıyordu. adanaya öyle çok yağmur yağmaz. ama gibtiğimin okulu beş dakkalık yağmur görünce üç hafta okulu sel basıyordu. bahçeden yürüme alanı yarının altına düşüyordu. bu da bizi iyice gıcık ediyordu.
    yine öyle bir gündü.
    k:gibim böyle okulu da bahçesini de
    diğerleri de bana katıldı.
    artık samimiyeti ilerletmiştik baya hepsiyle can ciğeriz. bir kaç ufak kaçmamız olmuştu ama artık teneffüslerde bile on kişi gezdiğimizden herşeyi beraber yapmak istiyorduk.
    k:bu hafta hangi gün hava güzel okuldan kaçalım. var mı kaçmak isteyen
    erk:kanka ben uyarım
    ifo:kaçalım
    alperen:kaçalım ama daha önce dolmuşa binmedim bana yardım edin
    ne diyordu bu yannanım anlamamıştım.
    yusuf:ben gelmem bu kadar kalabalık belli oluruz
    çağatay:ben de gelirim kanka
    hasan:kaçalım amk.
    diğerleri de pek yanaşmadı. kadro sonuç olarak ben alperen çağatay erk hasan ifo olacaktı.
    gün belirlendi plan yapıldı.
    ···
  10. 85.
    +10
    biz o sabah istasyona yakın bir yerde buluşup kahvaltımızı yaptık. herkes bu kadar kalabalık kaçmanın sevincini yaşıyor. çağatay gelmemiş ama onun yerine yusuf gelmişti.
    k:çağatay'dan haberi olan var mı?
    y:dün ben onla konuştum akşam telefonda. o beni gelmeye ikna etti durdu amk. kendi gelmemiş bin.
    k:sen ne dedin?
    y:altı kişi okuldan mı kaçılır amk manyak mısınız çok belli olur yakalanırız
    k:amk niye burdasın o zaman
    y:ne bilim dıbına koyim ya. belli ki ben onu kaçmamaya ikna etmişim. o da beni kaçmaya.

    aynı sırada çağatayın anlattığına göre ingilizceci esra hoca, (aynı zamanda sınıf hocamızdı kendisi) sabah sınıfın kapısından girdiği gibi pencere kenarındaki dört sırayı boş görünce çağataya sormuş.
    esra hoca:nerde bunlar?
    esra hoca:çağatay sana diyorum nerde arkadaşların
    ç:bilmiyorum hocam hasta olmuşlardır belki
    kadın anlamış amk hasta olmuşlar ne demek
    eh:sen niye kaçmadın korktun mu
    ç:yok hocam kem küm
    kadın sınıftan çıkarken şimdi hepsinin velisini aricam tek tek demiş. çağatay da bizi ayıktırdı tabi hemen. bizimkilerin zütü atıyor ne tak yicez şimdi babam oymağımı giber falan diyorlar. ben abimi aradım hemen. şansıma erken davranmışım. anlattım durumu ararlarsa o açacaktı telefonu. adam abi işte amk vazifesini yerine getirip savunuyor beni. diğerlerini tek tek arıyorlar. domino gibi yıkılıyor binler. önce erk..
    erk:tamam baba gidiyorum eve. tamam baba özür dilerim
    sonra yusuf
    yusuf:tamam tamam geliyorum. valla biniyorum şimdi otobüse duraktayım bak
    abim mesaj attı tamamdır takılın diyor.
    ifo: tamam anne önemsiz derslerdi zaten. yok arkadaşlarlayım daha gelirim akşama
    sırada alperen vardı.
    alperen:anne valla çalışırım bugünkü konuları. çağataydan not alırım. o da kaçacaktı yalan söylemiş bize şerefsiz.
    sonra alperen telefonu bana verdi annesi benle ne konuşacak ki diyorum şaşırdım. alperenin annesi bana 'oğlum kaçmışsınız sorun değil de alperen evin yolunu bilmez daha önce otobüse binmedi hiç. 5 numara geçiyor mu ordan' diyip evin tarifini verdi. ben tamam dedim bindirdim alpereni. amk asosyali adam tek başına dışarı çıkmamış daha önce.
    sıra hasana geldi.
    hasan:sıkıntı yooook hallederiiiiiz. ben gelirim takılmamız bitince
    ···
  11. 86.
    +10
    alpereni bindirdim taşak geçe geçe. adamın gram mutluluğu kalmamıştı. ilk defa okuldan kaçıp özgürlüğe kavuşacaktı direkt enselenmişti. diğerleri de gitti. hasan ben ifo kaldık. planımızı kaldığımız yerden devam ettirip mersine gittik trenle. sahilde yürüdük biraz. oturduk kayalara müzik açtım. tribe gireceğimi anlamışlar ki hadi gibtirip gidek de karnımızı doyurak dediler. forum avmye gittik yemek yedik. hala paramız var cebimizde.
    k:bowling oynayalım mı beyler
    h:ben bilmiyorum
    ifo:ben de
    k:la öğrenirsiniz keyifli ya vakit geçer değişiklik olur hem.
    gittik bowling oynamaya. ben önceden üç dört kez oynadığımdan elim yatkın biraz. ifo... ifo sporcu bir insan olarak yaratılmamıştı. attıklarından birkaçı labutlara ulaşmaya şans kazanmıştı. hasan zütüne gelecek olursak.
    h: çok zevkliymiş lan bilardo adanada da olsa keşke
    adam bilmem kaçıncı kez bilardo dediği oyunun dıbına koymuştu. üst üste strikelar alıp zütümüze soktu. beni ikiye yusufu elliye katladı.
    ertesi gün okulda erk yüzümüze bakmıyor amk. noluyoz lan diyoruz yüzünü çevirmiyor dıbına kodumun tek kaşı. küsmüş bize anladık ama sebep ne. ben ısrar edince geldi aramıza.
    erk:sizin dıbınıza koyim niye lan hepiniz suçu bana attınız. akşam babamı aradı sizin aileniz. babam ağzıma sıçtı.
    ben üzerime alınmadım ama diğerleri biraz bozulmuştu renk veriyorlardı yani. neyse ki erk kindar değildi de iki züt elleme şakasından sonra yine normal samimiyetimize dönmüştük.
    ···
  12. 87.
    +11
    o hafta yine kaçtık okuldan. arsızlık başımıza vurmuş. hem de bize verilen devamsızlığı sonuna kadar harcamak vazifeydi bizim için. ben erk yusuf ve diğer sınıftan bir adaşım. ne mi yapacaktık. bizim bakirleri milli etmeye zütürecektim. ben hakan gibi değildim ama. kadının tüm pisliğini tüm gerçekliğiyle anlattım. başıma gelenleri onların başına gelecekmiş gibi tasvir ettim. bana mısın demiyor amk abazaları. ben iğrenç olduğunu yüzümü ekşiterek anlattıkça bunlar azıyordu. benim adaş gibini falan okşuyordu amk. madem öyle zütürmek de bize düşerdi artık.
    buluştuk sabahtan kahvaltı yapıp yürümeye başladık. evin oraya gelince aradım yine balkona çıktı huur.
    aysel:canım kalabalıksınız hepiniz mi gireceksiniz
    k:yok arkadaşları getirdim de ben girmicem
    a:sen dışarda bekle o zaman
    k:niye ya tek napim ben dışarda
    a:bilmiyorum güvenemem hepiniz gelirseniz belki gibip para vermiceksiniz
    k:yok cidden gibmem seni
    a:o zaman birşeyler çalıp kaçarsınız olmaz ya sen gelmicen yada hiçbiriniz gelmeyin.
    telefon hoparlördeydi. son cümleyi duyarken binlerin bakışlarından anlamıştım daha o an sattıklarını. kapattım telefonu gitmelerini söyledim. aşağıda beklicektim. zaten beşer dakika gibseler nolacaktı ki. öyle olmadı ama bir buçuk saat bekledim.
    ···
  13. 88.
    +11
    indiler geri yanıma
    k:naptınız amk yatıya kalsaydınız
    e:lan sorma olanları
    diğerleri de gülüyor
    k:anlatın bari
    yusuf:olum önce erk girdi. kadın şişko erk de şişko. şlap şlap ses geliyor biz yarıldık.
    e:ne gibtim var yaaaaaa
    y:sonra ben girdim. yaladı yuttu. sonra yattı soktum da soktum. beş dakka gibtim boşaldım.
    k:eee dıbına koyim niye bu kadar uzun sürdü o zaman
    y:burağı bırakmadı kadın.
    burak:kanka odaya girdik benle birkaç dakika sohbet etti. bu arada senin adını verdim haberin olsun. defterde adın var artık.
    k:yapacağın işe sokim biz kıyak geçiyoz sen napıyon. neyse devam et
    b:işte bu soyun dedi soyundum. çorabı çıkarıyordum. kadın bana hayırdır komple mi girecen dedi.
    sonra birkaç dakika gibtim. bana duş alır mısın dedi. ben de aldım.
    k:niye duş aldın olum niye amk.
    b:ne bilim rahat davranmak istedim. ben duştan çıkınca bu bornozunu verdi kurulandım. giyinirken aç mısınız diye sordu. dışarda yemeğe para vermemek için açım dedim. makarna yaptı bize.
    söve söve bir oldum o gün. adamları getirmişim beni aşağıda yalnız bırakıp yukarda dal daşak yapmışlar elin kart huursuyla. biri de aşağı inmemişti tek beklemeyim diye. aklıma günlerce takılan soru ise şu olmuştu. bu gibikler niye lan kadının çirkinliğinden pis kokusundan salak salak konuşmasından hiç bahsetmediler bana? bu kadar mı abazalardı?
    ···
  14. 89.
    +12
    çok değil bir iki gün sonra servisteyiz. yusufla benim evler yakındı o yüzden aynı servisteydik. adaşım da o servise binmişti bir işinden dolayı. erk aradı beni
    e:beyler yannanı yedik ki ne yedik.
    sesi titriyordu adamın konuşmakta baya zorlanıyordu.
    k:noldu lan
    e:whatsappa bak whatsappa bir şey atacam şimdi.
    kapattı bir dakika sonra bir fotoğraf geldi. haber şuna benzer birşeydi

    adanada fuhuş yapan kadın aidsli çıktı.
    adana baraj yolunda kendi evinde fuhuş görüşmeleri yapan 42 yaşındaki a.d. yakalandıktan sonra yapılan testler sonucu hıv virüsü taşıdı saptandı. bu şahısla cinsel yollu ilişkiye girenlerin acilen hastaneye kontrole gitmesi tavsiye edilir
    (gibi gibi. son cümle buna benzerdi )
    ben düşündüm. aylar oldu amk bende herhangi bir anormallik yok sanırım benden sonra oldu bu.
    adaşıma baktım adam ne gibi taşağına denk bir insanmış dıbına koyim. gülüp nolacak lan dedi geçti. yusuf öyle metanetli değilmiş. adam tekrar tekrar yazıyı okuyup sonra internete 'aids ne zaman öldürür, aids öldürür mü, aids nedir' yazdı. adamın kafa öyle karışık ki soruları anlamsız sırayla soruyordu takdirlik öğrenci. gözleri doldu. sonra hiçbirşey demeden bir süre camdan dışarıyı izledi. bir irkilme ile bize dönüp
    y:kardeş olmaz dimi birşey ya
    k:bir şekilde hastanede kan tahlili yaptır. rutin kontrolmüş gibi. orda belli olur.
    erk mesaj attı. adam eve gittiği gibi anlatmış. biz daha yası yeni tutuyoz. adam ne ara eve gidip ne ara anlattı bilinmez
    e:beyler ben anlattım anneme. kızmadı. yarın kan tahlili yapacak sabah yokum
    ···
  15. 90.
    +9
    sabah okula gittik. bütün erkekler durumdan haberdar. herkes yusufun yanına oturup bir süre susup kendi kendine kalkıyor. muallakler olayı çocuk için daha da dramatikleştiriyorlar amk. ama o yas ortdıbını bozmak yerine mahalle baskısı hissedip ben de aynı şeyi yaptım. topluca oturduk susuyoruz. sessizliği yusuf bozdu
    y:olum aidsten ölürsem ailem beni giber. insan içine çıkamazlar.
    k:yav yeter saçmalama amk erkten haber gelsin de. bekle bir sakin ol.
    y:senin için demesi kolay. sen gibiştiğinde aids kapmadın amk
    bu laf bizi bir süre güldürse de yine kara kara erkten haber bekler olduk. teneffüste yusuf aynı kaderi paylaşan insanı yanında isteme pgibolojisiyle benim adaşın yanına gidiyordu ama adam harbiden gibilse aldırmicak bir cinsmiş.
    yusuf:burak napacaz lan
    burak:olum ne gibtik ama karıyı ya. demek ölümüne gibmişiz ha
    y:lan sus olum deme öyle ya
    b:bakir ölmem en azından. mezara başım dik gururlu ve bakir olmayan bir erkek olarak girecem. tekrar sağol ket.
    k:rica ederim kanka

    öğlen erk okula geldi de hepimizin içi rahatladı amk. kan tahlili sonuçları temiz çıkmıştı. çocuk hayata döndü amk. gökyüzüne baktı uzun uzun. havanın güzelliğinden etrafın ne kadar güzel oluşundan bahsediyor. tepemizde kara bulutlar var okulu tak zütürüyor ne diyor bu çocuk diyoruz. anlayamamıştık onu. gece de sağanak yağmıştı amk .
    ···
  16. 91.
    +7
    yakın zaman sonra alperen ile ifo okuldan kaçmak için sözleşmişler. sadece ikisi. sabah okula varmaya birkaç dakika kala mesaj geldi
    alperen:kanka ben ifoyla okuldan kaçıyorum. sen de dışarda in servisten girme okula
    k:olum napacaz
    a:buluruz birşeyler düşünme onu.
    k:olum önceden diyeydiniz cebimde üç lira para var amk
    a:ya sen parayı düşünme
    k:tamam o zaman bekleyin.
    servisten okula girmeden indim. okulun karşısında ulu orta bekliyorlardı beni.
    k:plan nedir?
    ifo:plan yok napalım
    k:alperen plan nedir
    a:plan yapmadık
    k:kaçmayak o zaman olum napacaz
    a:lan sen de amma süt çıktın korktun mu amk.
    k:ulan hayatının ilk kaçışında yakalandın bakir. bide üstüne asosyal bir tip olduğunu öğrendik beş numaradan başka otobüse bindin mi o günden sonra.
    kafasını yere eğdi.
    a:yok kanka niye ağır konuşuyon amk şaka yapıyoz.
    k:tamam tamam hadi real'e gidek o zaman (adanadaki bir avm)
    bizim okuldan real yürüyerek 45-50 dakika falan. sabah sabah deli gibmişti bizi yürüdük amk. saat daha 10 olmadı ama. bir saate yakın avm nin açılmasını bekledik. içerde kırk dakika dolandık hiçbirşey yapmıyoruz amk. o da sıktı. sinemaya girmeyi teklif ettim ona da yok dediler. en son canım bardakta mısır çekti 5 liraydı.
    k:beyler iki lira versenize bardakta mısır yicem.
    a:bir sen ver bir ben verim ifo
    bu cümleden anlamalıydım... dıbına kodumun ölücüleri
    gittim aldım geri geldim yiyerek.
    i:hani bize yok mu lan
    k:beş lira zaten amk bir bardağı nasıl alim
    i:lan senin dıbına koyim bize de alacan diye para verdik biz
    k:olum okuldan plan yapıp kaçıyonuz bide üstüne beni davet edip parayı dert etme diyorsunuz paranız mı yok?
    a:var olum para
    k:ne kadarınız var toplam?
    ifodan 2.50 tl alperenden 2 tl çıktı amk.
    k: sizin yapacağınız işi gibim. yemek paranız bile yok niye kaçıyorsunuz
    a:kusura bakma kardeş biz senin gibi mükemmel kaçış planı yapamıyoz dıbına koyim
    bak hele ya. benim hayatımı gibip boşuna real'e getirmişler bide laf vuruyor amk. geri okula gitmeye ikna ettim bunları. giderken dua ediyorum öğle arasına yetişelim de okulda yemek yiyelim aç kalmayalım diye. hava da soğuktu. okula gittiğim gibi zütü kalorifer peteğine vermeye and içmiştim.
    ···
  17. 92.
    +8
    yine 50 dakika kadar yürüdük. okula vardık saat 12 olmak üzereydi. hayvan gibi yol yürüdük ve yorulduk. o yemeği yemek bizim hakkımızdı. bir an yemeğe azmıştım öyle arzuluyordum.
    okul kapısına vardık. kapıya vurdum. bekçi abi açtı kapıyı
    bekçi:ooooo gençler nerden geliyorsunuz ya
    k:abi hiç sorma baygınlık geçirdim arkadaşlar da sağolsun beni hastaneye zütürdüler. daha yeni kendime geliyorum.
    o an göremedeğim müdür yardımcısı orrrrrrrrospu çocuğu cumali de ordaymış. kapının arkasından kel kafasını uzattı. (ben bu anasını gibtiğimin oğluna kısaca oç dicem)
    oç: nerden geliyonuz lan siz
    k:hocam tansiyonum düştü bayıldım. arkadaşlar beni hastaneye kadar taşıdı sağolsun.
    oç:hadi lan ordan kaçtınız dimi şerefsizler
    k:ne kaçması hocam bayıldım diyorum
    oç:almıyorum lan okula naparsanız yapın.

    ayazda kalmış yannan gibi ortada kalakalmıştık. saat daha 12. cebimizde 4.5 tl. karnımız aç.
    k:evlere yürüyek mi lan
    a:ciddi mi diyon?
    k:evet
    i:yürüyek dıbına koyim nolacaksa olsun.

    okul o kadar uzaktı ki eve yürümek 4 saatten fazla sürmüştü. ben daha dün almış olduğum beyaz converse ayakkabıyı eve vardığımda çamurlar içinde buldum. iki saat kadar yürüdükten sonra yağmur yağmıştı. git git bitmedi amk yolu. son bir saat artık birbirmize tutunarak ve 'hadi lan ket valla az kaldı yaparız bak' gibi karşılıklı gaz vermelerle tamamlamıştık. gibim öyle günü. ayaklarımın ağrısından gram uyku girmemişti gözüme.
    ···
  18. 93.
    +9
    sabahları müdür varsa diceği birşeyler der ondan sonra da sırayla sınıflar içeri alınırdı. çoğu zaman kontrol olurdu. sıranın iki tarafında ikişer hoca. saç sakal kılık kontrolü yaparlardı. kenara çekilenlere bakıp hemen üzerimizdeki ceketleri çantaya atardık. bende bileklik vardı onun bile iki saat lafını yaparlardı amk. klişe bir şaka ama gerçekten bir ara yan sınıftaki bir kızı saç faullerinden çektiler. yazık amk ama çok taşak geçmiştim.
    benim saçların sorumlusu ben değildi asla. yıllarca aynı berbere aynı basit traşı anlattımsa da o giderdi saçımın önlerini kısa enseleri önlerden daha uzun faulleri de öyle uzun bırakırdı. tırrek traşı.
    yine bir gün sıradan adam topluyor hocalar. ben iri çocukların arasından giderek sıyrılmıştım. herşey gayet güzel giderken üçüncü ders teneffüsünde sınıfa giderken kapşonlumdan biri çekiştirdi. arkamı dönerken
    k:noluyor amı... hocam noldu?
    beni küpemle yakalayan müdür yardımcısıydı. gülümseyip şaplak atan.
    mehmet hoca:bu saçının hali ne lan
    k:nesi var hocam
    mh:bu faullerin ne oğlum senin.
    tuttu sol tarafımdan hafif çekiştiriyor. amk rencide ediyordu bin beni. sesi yükseldikçe koridora toplanıp bizi izlemeye geliyordu diğer sınıftakiler
    k:hocam kusura bakmayın uzunsa kestirip gelim yarın
    mh:kestirecen tabi yarın böyle görmicem seni!
    k:tamam hocam kestirecem
    mh:yarın yanıma gelecen sabah bakacam kestirmezsen görürsün
    k:tamam hocam yarın gelirim
    yannan başı neye gıcık olduysa uzatıyordu
    mh:tamam mı?
    k:tamam diyorum hocam
    mh:bekle burda bekle geliyorum
    gitti odasından makas alıp geldi. reality showa döndü gibtimin koridoru
    mh:kesim mi ha kesim mi şimdi
    k:kestirecem diyorum hocam
    mh:kesim mi şimdi
    k:tamam kes hadi
    mh:ne dedin
    k:kes hocam hadi kes. almışın makası kes hadi
    mh:ne diyon oğlum
    k:sabahtan beri tamam diyorum size tehdit edip rezil ediyorsunuz. naparsanız yapın. efendi davranıyorum üstüme geliyorsunuz. bana serseri gözüyle baktığınızı biliyorum ama sizin yaptığınız asıl...
    sustum sonra. giberdi belamı eğer deseydim. birkaç saniye bana bakarak durdu. etrafına baktı. sanırım pişman olmuştu kendini o denli kaybettiği için. yüzü asıldı. sinirinin geçtiği ve biraz pişman olduğunu gördüm yüzünde.
    mh:tamam hadi git sınıfına oğlum.
    ···
  19. 94.
    +9
    bir süredir karşı sınıftaki kız dikkatimi çekiyordu. bsg nin aşk ateşi biraz sönmüştü de etrafıma bakabilip arada karı kızla fırça badana tarzı sevişebiliyordum. neyse konumuz karşı sınıftaki kız.
    karşı sınıfın yarısıyla tanışığım o yüzden sıkıntı yoktu. bir şekilde ilk konuşma ortdıbını sağlatmıştım kendime. kızı tarif edim biraz. onun da adı büşraydı. bunu öğrendiğimde arkadaşın taşak geçtiğini sandım ama doğruymuş. ikimizin de ad ve soyadının baş harfleri b.k idi. ortak noktaya geeeeeeel. kız 1.55 hafif balık etli yüzü çok şirin ama emo kahküllüydü.
    arkadaş ortamında tanışıp sohbet ettik sadece bir kez. aynı gün bizim sınıftaki herkesi sınıftan çıkarttırıp onların sınıfındaki hasancan adlı pekekent arkadaşıma büşrayı bizim sınıfa yollamasını söyledim. kızı ne bahaneyle kandırdıysa bizim sınıfın kapısı açıldığında kızı içeri itekleyip üzerimizde kapattı. öküz amk.
    büşra:noluyor
    k:ben de anlamadım noluyor
    b:hasancan zorla soktu beni içeri. sınıf da boş hayrola
    amk harbi tecavüz edilecek bir ortam sağlamıştım istemeden. hiç düşünemedik. kız da hafif tedirgin.
    k:ben seninle çıkmak istiyorum da onların naptığını anlamadım
    b:çıkmak mı istiyorsun?
    k:evet
    b:tamam o zaman olur. şimdi gidim mi? teneffüste dışarı çıkalım böyle boş sınıfa zorla attırarak doğru olmuyor
    utancımdan içime kaçmıştım ama diğer yandan kabul ettiği için mutlu olmuştum. 5 nisan 2010da bu kızla çıkmaya başlamıştık. fırlama bir kızdı sohbetimiz çok uyuşmuştu ilk başlardan. sadece her ne yapsam trip atacak bir hale gelmesi adım adım kendimi gibecek boyuta getiriyordu beni.
    teneffüste yanına gitmezdim. neden gelmedin bu teneffüs
    giderdim. her teneffüs birlikte mi takılacaz
    cansuyla gelmesen olur mu
    cansuyla bu kadar takılma
    sen git cansuyla takıl ya valla
    fotoğraf çekilmek istemiyorum
    ne demek çekilmeyelim o zaman ya atacaksın facebooka görecek herkes
    şu felç hareketlerini yanımda yapma bari.
    son dediğinde haklıydı en azından.
    ···
  20. 95.
    +10
    daha cicim aylarını bıraktım cicim günlerini yaşayamadan triplerin içinde bulmuştum kendimi. bide üstüne sabah sabah zar zor matematik dersini çekerken şu mesaj geldi
    -bekle gibecem seni ket
    k:kimsin
    -ben büşranın eski sevgilisi bugün okul çıkışında görecem seni

    beyler çok kavga gördüm. ne kavgalara karıştım. hep döven taraftaydım. ama hiçbirinde elimi dahi kaldırmadım. bizim arkadaş ortamında birkaç adam güzel kavga ederdi ben hep arkadaşlığın verdiği bağ ile gider hiç kavga etmezdim. ama işin rengi değişti ahmet yunus salih yok ki amk. bide okula da çağıramam çok uzaktı bizim okul.
    ders arası büşraya sordum eski kırığı şuanki takıntılısıymış. anladım olayı biraz sordurdum. çocuk adananın pislik denilen semtlerinin birinin çocuğu. arkadaşları da düzgün tipler değil. aldık başımıza belayı. sınıftakilere bahsettim. kavga etsinler diye değil kalabalık çıkak da aralarında giderek rahatça servise ulaşim diye.
    erk:senin gibinin derdinden ben mi ölecem dıbına koyim. sen fingirde biz ceremesini çekek.
    dıbına kodumun vefasız tek kaşı. hak vermiştim ama direkt söylenmezdi bence böyle. onu milli eden bendim sonuçta. üst sınıftan benle takılan heriflere söyledim. onlar da lafta asıyor kesiyormuş. çocukların geldiği mahalleyi duyunca mırın kırın ettiler.
    erkekliğe tak sürdürülür mü lan bu kadar derken midemi kasıp kavuran stres gerilmelerine yenik düşüp müdür yardımcısı mehmet hocaya gittim. makas mevzusundan sonra çok iyi davrandı adam bana. dürüstçe anlattım olayı
    k:hocam karşı sınıfta bir kız arkadaşım var benim. eski sevgilisi bulmuş beni tehdit etti telefonda. arkadaşlarım da sattı. tekim
    mh:kavgaya karışma zaten böyle serserilerle belli mi olur bıçaklarlar belki
    k:size akıl danışıyorum napim hocam
    mh:çıkışta bekle beni. servise kadar gelim senle
    k:tamam hocam.
    okulun kapısının önünde bekliyorlardı binler 4 kişiydiler. bana mesaj atan büşrayla aynı boydaydı gunduk bin. burunlarının dibinden geçtim görmedi muallakler. mehmet hoca servise bindirirken
    mh:hani oğlum gelmemişler mi
    ket:bilmiyorum hocam mesajları gösterdim size ama gelmemişler dedim
    lan az delikanlı değilim ha. istesem ordalar diyip gıcık aldığım iki tarafı birbirine kırdırırdım da işte. adamlık zor birşeydi amk herkes olamazdı.
    bir iki gün daha gibemedim ama gibecem mesajı geldi sonra usandı heralde puşt bıraktı peşimi
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Kanka yazacak mısın
      ···
    2. 2.
      0
      gece devam edecem. her gece yazıyorum mutlaka gün içerisinde de uygun oldukça yazıyorum dostum
      ···
    3. 3.
      0
      Usta hazır buralarda iken yaz bitir ya hem biz daha az bekleriz hem sen daha az uğraşmış olursun
      ···
    4. diğerleri 1