okul dört kattı ve her katta tuvalet vardı. lise 1ler son kattaydı. çıktım son kata koridor ana baba günü. tuvalete girdim önce yediğim şaplağın izi var mı diye. sol yanağım renk değiştirmiş amk öyle kırmızı falan da değil. babolinin boşalma anındaki bordo rengi. hay gibim dedim tuvallette bekledim biraz yüzüme su falan vurdu. zil çalınca gittim sınıfıma. ben hep en arkaya oturan tiptim. birileri arkamda oturunca huylanırdım sanki her an zütümü gibeceklercesine. herkesten sonra geldiğimden öğretmen masası en ön sırada esmer bir cocuğun yanı boştu. oraya doğru yürürken millet de beni süzüyor oturduğu yerden. kim bu dıbına koduğumun şortlusu. bacağındaki kıllara bakmadan şort giymiş dercesine. sonra bir ses yükseldi ortalardan. cansuydu.
c:ket sen de mi burdasın
b:meraba cansu aynen sınıf arkadaşı olduk.
toplum içinde herkesin bana bakacağı ve duyacağı bağırışmalı konuşmalardan nefret ederdim ama belli ki cansu seviyordu lafı uzatmaya çalıştı.
c:ne güzel ya artık has kankimsin
k:tamam ders arası görüşelim bunları
diye kısa kestimse de ikinci reklamımızı olmuştuk. esmer çocuğun yanına oturdum selam vermeden. ben soğuk insanım hala anlamayana not geçmiş olayım bunu. tahtaya bakarak dondum bekliyorum öğretmen gelse de önsevişme faslını yapsak diye. bu arada yanımdaki çocuk bana dönüp
a:meğhaba ben ağda ağ...
hayat ona o adı vererek ömürlük bir taşak geçmiş zaten ben birşey demedim.
k:merhaba burak bende
a:hangi okuldan geliyoğsun
okulumu söyledim o da söyledi. her cümlesinde mutlaka peltekliğine değinecek kelimeleri buluyordu çocuk.

sonra hoca geldi en önden tanışmaya başladık. bizim arda başladı
a:ağkadaşlağ meğhaba ben ağda ağslan. on döğt yaşındayım. tuğgut özalda otuğuyoğum...
bir kaç kendini bilmez huur kız kikirdemişti ama çocuk bozulmadı pek biliyordu kendini. o yönünü sevdim. efendi de bir çocuktu. sonra bana geldi sıra.
k:merhaba hocam burak... adım. 15 yaşındayım şurdan geliyorum tırı vırı.
hoca:sivil gelmişsin ama yine de pek uygun değil
k:aşağıda uyarıyı aldım zaten hocam sağolun ikincisi için dedim.
bence ters birşey demedim. eğer tokat yediğimi gören varsa kendimle taşak geçim de çok konuşulmadan ben kendimle barışık olduğumu gösterim mesajı vermek istemiştim. hoca içerlenmişti biraz.
h:ters bir çocuğa benziyorsun burak anlaşabilecek miyiz seninle.
k:tabi hocam neden anlaşamayalım
h:tarzın da asi rapçi gibi de (komik geldi kendi dediğine güldü)
ben donuk kalınca uzatmamak için sıradakine geçti. minnak bir tane kız vardı asya. ona sıra geldi. yanında da kendine aykırı baya kilolu bir çocuk vardı. onla oturmaktan rahatsız gibi hareketler yapıp duruyordu kendini beğenmiş huur çocuğu. kız kendini tanıtınca rengi belli olmuştu olayın. özel okul çıkışlıydı ve bizi hiç sevmeyeceğini her cümlesinden belli ediyordu. okuldan da gıcık aldığını belli etmişti ama kaliteli bir anadolu lisesi olduğundan ailesi göndermişti belli ki. kolejli fallik. kızı beğenmiştim fallik desemde.

ders arası cansu tuttu yine beni sürüklüyor biryerlere. çok neşeli ve cana yakındı aslında sevmiştim ama belli edemiyordum. karakterim soğuk amk. bir iki arkadaşıyla tanıştırdı. sonra benle facebookta konuşan bir iki kızla konuştum. onlar tanıştıkları arkadaşlarıyla tanıştırdı derken. ikinci derse girerken lise birlerin arasında yeterince tanınmıştım. ikinci ders hoca kaynaşmamız için bizi bıraktı. erkekler arka tarafta toplanmış tanışıyorlar. bir ikisi hiç konuşmayıp paso dinliyor diğerleri de gerektiği kadar kısa sorularla birbirini tanımaya çalışıyordu. sıkıldım dıbına koduklarımdan. pencerenden baktım. başka sınıfta serbest bırakılmış basket atıyorlar.
k:aşağı baskete iniyorum beyler gelen var mı
pek giblemediler gelen olmadı tek indim. sanki tanırmışçasına çocukların topunu aldım hiçbirşey demeden atış falan yaptım kendi kendime. en son hala panpam olan ünal adlı arkadaş isyan etti.
ü:kardeş birşey demeden aldın gittin dıbına koyim beraber oynayaydık bari.
k: kusura bakma ya çok istekli oynamıyordunuz ondan öyle yaptım
sonra ünalın bir işi çıktı da ayrıldı. kalan çocuklarla maç yapacaz. baskette zütüm kalkıktı. tillahını gibimle tokatlardım.
k:beyler en güçsüzün bana gelsin geriye kalan üçünüz olun.
bakışlarında hissettim o küfürü. neler neler dediler kim bilir. ama boş adam değiliz. topu zütlerine sokarcasına oynuyorum. adamlar çift el sektirecek cinste bebeler benim oynayışıma göre. zafer karşı konulmaz olmuştu. bizi izleyen sınıf arkadaşları vardı kızlı erkekli.
k:yok mu iyi oynayan tekrar maç yapalım
ordan bizim sınıftan zenci bir çocuk geldi adı yusuf.
y:karşılıklı takımlarda olalım kardeş.
bilenmişti benim artist tavırlarıma haklıydı da. topa dokunduğum an bir yannan oluyordu bana.
maçımızı yaptık. güzel rekabet etmiştik onunla. yenilmiştim ama rekabeti severdim. adam beni gayet zorluyordu ben de onu. tek fark o cüsseliydi züt atıyordu bense zayıftım ve avuç kadar zütüm vardı. (lise 1de boy 1.70 kilo 47 amk)

neyse sınıfa çıktık yusufla. sınıf ortamı biraz daha kaynaşmış biz de aralarına dalmıştık sohbetin. cansu da asya ile arkadaş olmuş uzaktan kestim olayı. dedim burdan bu kıza yürürüm cepte dursun bsg haricinde. bu arada erkek sohbetinde herkes asyanın nasıl bir zütü kalkık olduğundan bahsediyordu. o kim huur falan diyorlar. alperen diye bir çocuk benim orda olduğumu farketmemiş.
a:bakın beyler her sınıfın bir şişmanı olur diyip eliyle şişman çocuğu işaret etti. bir tane huursu olur dedi asyayı işaret etti. bir tane de pekekenti olur diyip benim sırayı işaret etti. olmadığımı görünce açıkladı. şortlu rapçi kılıklıdan bahsediyorum
millet am gibi yarıldı ve çocuğun görüş alanına girdim. kıpkırmızı oldu ama bana dokunmamıştı lafı. herkese öyle bir izlenim verdiğimi biliyordum. kendini bir gib sanan biri gibi görünüyordum hareketlerimden. dediklerini haklı çıkarmamak için
k:kanka güzel tespit yaptın diyip güldüm
a:kardeş kusura bakma
k: yok ya ne kusuru. bir sene aynı sınıftayız daha ne küfürler edecez birbirimize sıkıntı yok

akşam bsg ile mesajlaştık
bsg:unuttun bizi beyefendi
k:okulun ilk günü ama anlayış göster
bsg:tamam tamam sevdin mi okulunu
k:ilk günden tokatlandım kıyafetimden dikkat çektim ve beni tanıyanlar vardı. reklam oldum yani okula
bsg:msn de ilk yazdığımda göze battığını söylemiştim xd
xd ni gibim. tokatla reklam olduğum halde işkillenmişti. kendisini doldurmuş bir şekilde. liseli olduğum için başka boyuta geçtim sanki. kız eziyordu kendini sürekli. eskisi gibi olamama kaygısı bürümüş içini. zaten ertesi gün akşamında yaptığı hareket bunu belli etmişti.
msnden bir kız ekledi ismi merve olsun sallıyorum.
m:selam ket
k:selam kimsin
m:merve ben
k:onu gördüm de kimsin yani nerden buldun beni
m:bulurum ben. okulda gördüm seni
zerre inanmadım amk. kesinlikle bsg idi içime doğmuştu. bsgye mesaj attım. bana güvenmiyorsan söyle diye. ne alaka dedi. bak şuan msnde biriyle konuşuyorum bence bu sensin ve beni deniyorsun dedim. saçmalama burak işim olmaz kim o kız dedi. bekle şimdi öğrenecez dedim. msnye döndüm
k:bizim okul kıyafeti ne renkti ya. bugün almaya gittim ama eskiyle yeniyi karıştırmışlar anlayamadım hangisini alacağımı.
m:lacivert olan
yannan lacivert koyun rengiydi dıbına koyim. zaten tüm okul kışlıkları giydiğinde yeminle okuldakiler koyuna benziyordu öyle bir yannantan formaydı.
k:ha tamam sağol. bu arada erkek arkadaşın var mı
m:hayır senin var mı
son kez büşra sen misin bu kız bak beni deneme sinirlenirim dedimse de kabul etmedi.
k:yok sevgilim.
m:allah belanı versin burak. ben bsg. ağzına sıçayım senin hayvan.
k:bela okuma lan gece gece. beynini gibim sen akıllı mı sanıyon kendini. belli işte sen olduğun. mesaj atıp anladığımı da söyledim. hala zorluyon salak gibi.
m: tamam bitti ya ne yaparsan yap lisen batsın
k:sus lan yazma daha...
güzel bir son bulmuştu ilişkimiz ve iki medeni insan gibi sakince sorunlarımızı böyle konuşarak bitirmiştik.

sonrasında okul hayatı beni iyice sarmıştı. okula bizim yunuslarla olan felç akımını yaymıştım. inanmayabilirsiniz ama yine de yine de yazıyorum. bir zaman sonra bir baktım ki o felç hareketlerini tüm lise birler yapıyor. koridorda yürüyorum bir tanesi zombi gibi felç yaparak yürüyor öbürü önce gülüyor sonra hoplaya zıplaya yapıyor. lan ananı gibim at gibi bir kız vardı o bile hiç utanmadan ellerini yamultum ayaklarını çarpık yaparak eeyyğğğğğğ heeemmmmeee diye bağırarak yürüyordu. salak huur çocuklarına bak dedim ve yanlarına gidip tam yapılışını gösterdim onlara.
lise güzeldi. tabi bizim ahmet yunus salih ben dostluğumuz devam ediyordu. nerdeyse haftanın beş günü akşam çıkardık dışarı. onlar okulu ben okulu anlatıyordum eğleniyorduk. yunus bsgden ayrıldığımı biliyordu ve şeytan gibi her buluşmamızda bu ve buna benzer ama konusu hep aynı cümleler kuruyordu.
y:kardaş ayrılmasaydın keşke o kızdan. hem güzeldi hem senin gibi çalışkandı. akşam çıkması da vardı. annesi seni sevdiğinden izin de veriyordu. dört dörtlük ilişki neyin tatavasını yapıyon.
ben buseyi unutmuştum artık. bsgden de çıktığımız süre zarfında belli belirsiz hoşlanmıştım. ama yunus her gün her gün aynı lafı diyip olmayan duyguları beynime soktu dıbına koyim. beş ay boyunca biri size sen kızsın senin amın var dese eğer kızda olurdunuz dıbınız da olurdu emin olun.
bende de öyle olmuştu. (bsg konusunda am konusunda değil)

ben ciddi ciddi bsgye aşık olduğumu düşünmeye başlıyordum. sınav zamanı yaklaşıyordu ama gibimde bile değildi. her akşam uyumadan gördüğüm son şey olsun diye onun fotoğrafına bakıp uyuyordum. hatta bir süre sonra duvar kağıdı yaptım en sevdiğim fotoğrafını. okuldakiler gördüklerinde sorardı güzel kızmış sevgilin mi diye. yok eskiden sevgilimdi hala seviyorum ama derdim. lan sevmeye başladım kızı yokluğunda amk.
sınav zamanı artık gelmişti. biz erkekler çok iyi anlaşan 8 10 kişilik bir ekip kurmuştuk. benim ingilizcem iyiydi bir tek. diğerlerinin nerdeyse hepsi kötü amk. liseye geçene kadarmış herkesin olayı. sonrasında züt baş dağılmış toplayamadık. neyse ki bizim basketçi yusufun beyni hala derslere çalışıyordu da planlamamızı yapmıştık. yusufla ben en arkanın bir önünde oturduk. arkamıza alperenle çağatay. önümüzde hasanla zeyd. sol tarafımız pencere sağ tarafımızda da son ittifak erk ve diğer yusuf.
benim dünya gibimde değildi o yüzden zütüm yediği için yusufun yanına oturmuştum. ben 10 tane küçük kağıt hazırlamıştım. sınav matematikti on soru klagib. yusuf çözecek ben de öne arkaya dağıtım işini yapacam. lojistik bende yani. başladı yusuf çözmeye bende kağıtları öne veriyorum ordan alıp arkaya veriyorum ama yan tarafa bizim beceriksiz korkaklar veremiyor. napim dıbına koyim pencere kenarındayım ben mi uzanim oraya da. ben dört kişinin lojistiğini yönetirken yandan bana sövüyorlar. senin dıbına koyim hadi gönderin cevapları diye. o arada süre iyice azaldı ben de artık tüm cevap kağıtlarını topladım kendi sınav kağıdıma geçirmeye başladım. erkle yusuf artık sesli sövüyorlar dıbınıa koyim sizin de planınızında diye.

cidden elimden gelen birşey olmamıştı ben bile bir arbede içinde cevapları yazmıştım başkasına kopya dağıtmak için.
sınavdan çıktık erkle yusuf bize sövüyor kopya veremeyecekseniz niye bizi o tarafa attınız diye
k:hiç mi dolduramadınız
e:kağıtta yazan formülleri tekrar cevap olarak yazdım işleme başlamış yapamamışım gibi
k:yusuf sen naptın kanka
y:ben de erkten baktım (ifo dicem artık bu adamın lakabı ifo amk karışmasın)
çaresizliklerine üzüldüm sonra taşağımı geçtim. bizim yusufa döndüm biz naptık gibisinden.
yusuf: kanka sanırım yüz alıyoruz rahat çözdüm hepsini.
biz sevinirken erkle ifo da daha da gıcık alıp gittiler yanımızdan. ben de o olaydan sonra ona göre planladım yerlerimizi bidaha ayıp etmek olmazdı onlara.

ertesi gün tarih sınavı ve test olacaktı. yine plan yapılmıştı bu sefer duvar kenarı oturacaktık. çünkü hayatım boyunca solak olan ben telefonla mesajları sağ elimle yazardım. hatta sağ elimle bakmadan kim ne isterse net bi şekilde yazabilirdim. ( hocaya bunu son sınıfta itiraf ettiğimde test etti. eğer yaparsam sözlüme yüz vereceğini söyledi ve gerçekten yüz vermişti)
ben sınav öncesi mesaj şablonunu oluşturdum şu şekil
1
2
3
4
.
.
.
yani mesajı açtığım gibi bakmadan önce sağ tıklayıp sonra şıkkı yanına yazmış olacak sonra da aşağı butonuna basıp tekrar sağ basıp tekrar şıkkı yazacaktım. bu şekilde gidiyordu olay.
sınavda yusuf yaparken bekliyoruz hepimiz kağıda gibercesine bakarak anlam yüklü şekilde. bana iki tane mesaj geldi amk bakamazdım o an. sonra hocanın bakmadığı bir an arkadan erk dürttü.
k: bekle amk adam daha bitirmedi
e:asyaya bak asyaya
döndüm. asya dilsiz dilini hayatı boyunca konuşamazdı dıbına koyim. elinle telefon işaretini beş parmağını yanağına vurarak yapıyordu mal. kim söylediyse bizim anlaşmamızı söylemiş ona. cevapları istiyor kız. bende tamam bakışı attım elimle de bekle yapıyorum. neyse kikonuşamadığı dili anlıyordu. yusuf bitirince kağıtları değiştik ben cevapları bakmadan girdim. sonra kontrol ettim sıkıntısız girmiştim. toplu mesaja sınıftan diğerlerini de ekledim herkese gönderdim. ondan da yanlış hatırlamıyorsam 80 almıştı sınıfın 30 kişisinden 20 kadarı.

beyler müsade. artık açıklamayim. her gece banko yazmaya devam edecem. gündüzleri de fırsat buldukça.

unutmadan şunu da yazim

hepimizin yüz alacağı matematik sınavının açıklanağı ders. kadın anlamıştı. bu sefer göz yumup bidahakinde giberim alayınızı mesajı verdi. okumaya başladı.
h:cansu 55
gözde 40
ihsan 50... sıra bize geldi
erk 10
ifo 10
alperen 90
zeyd 90
hasan 90
çağatay 90
burak 80
yusuf 90
ben dayanamadım. çok önemli değildi zaten iyi nottu ama yine de niye amk 80.
k:hocam benimki de 90 olmayacak mı
h:sende mi o gruptaydın
k:evet hocam benimkinin de 90 olması gerek
baktı kağıda sonra gösterdi
h: sen 8 ve 9. sorulara aynı cevabı yazmışsın oğlum
lan tüm sınıf kahkaha attı yüzüme bakıp. adamlığımızdan ödün vermeyip kopya dağıtma işine yüklenmiştik ama süre azalınca apar topar yazmıştım. telaşla soru numaralarına bakmadan yazmışım.

sınav haftasını atlatmıştık. benim sınavlar kopyanın merkezi olduğum için güzel sonuçlanmıştı. hiçbir tak bilmiyordum ama zayıf olan dersim yoktu. hocalar da benim bir tak bilmeden bu kadar yüksek not almama kinlenmişler. veli toplantısında anneme sürekli sınıfın elebaşı olduğumu her yannanı ben yapıyormuşmuşum gibi anlatmışlar. bir tanesi toplantıya girer girmez ket in annesi kim nasıl bir oğlunuz var demiş. huur çocukları. kadının her veli toplantısı yüzü düşerdi. alışık değildi ilkokuldan sonra böyle haylaz olmama.
biz yine akşamları yunus ahmet ben ekibi olarak görüşüp boş yapmaya devam ediyorduk bu sırada. görüşmelerimiz sürekli alkollü olmaya başlamıştı çekirdek kola gitmiş bira fıstık gelmişti. ben artık ocak şubat aylarında kendimi bsg diye giber bulmuştum. kahrımdan içiyordum dıbına koyim. o zaman ahmetin de bir aşk acısı var yunusun gibi taşşağına denk zaten.
y:ya ket yeter dıbına koyim be aşkından ölmezsin bırak artık o kızı düşünmeyi
k:olum çok seviyorum lan bin pişmanım amk. baboli kopsaydı da öyle davranmasaydım.
ahmet:hilaaaaaaal
y:lan tamam olan oldu ne bu kadar düşünüyorsun ya hayatına bak daha kimler çıkacak karşına.
k:olmuyor be kardeş ne ara sevdiğimi anlamadım ama onsuz olmuyor
y:asya var diyordun sınıfta o noldu
k:bakmıyor bize amk kolejden gelmiş kız. sınıfta uzun eşek oynarken bela okuyor bize.
y:e dıbına koyim sen de kızın önünde biraz edebini takın
a:hilal naptın bana hilal yakışır mı hilal

sonraki zamanlarda asyayı da giblemez olmuştum. çünkü yüzümüze tükürmeyen kız iki üst sınıftan bir çocukla çıkmaya başlamıştı. zaten bakmıyordu da dıbına koyim bizim neyimize kolejli kız. ama o çocukla bizim beden derslerinde sınıfta iş pişiriyordu. çocuk bizim sınıfa girip bir tane ekürisini de dikiyordu kapıya. yani anlayacağınız asya nanay amk.
şubat ayının başlarında ben 10luk cep vodkası satılırdı istanblue nın. okula zütürür gib kadar sek içer kafa olurdum. arkaya geçer uyurdum ya da telefonda bsgnin 100 kadar fotoğrafı vardı. onlara bakardım salak salak iç çekerdim.
tarihi çok iyi hatırlıyorum 15 şubat 2010du. ben alperen ve ifo okuldan kaçmaya sözleşmiştik o gün için. ben onlara derdimi anlattım. önce bsgyi görecektim kesin sonra ne yapıyorsak yapacaktık. kabul ettiler sağolsunlar. kızın okulunun oraya gittik sabahtan. ama yetişememiştik derse girmişlerdi. mesaj atmak istedim sonra da vazgeçtim birden karşısına çıkıp şaşırtmak istedim. facebook a okulun adını yazıp burda okuyan var mı diye yazmıştım. bir iki kız dönüş yapmıştı. onlara sordum okula gelip gelmediğini okulda dediler. bizde üçümüz okulun önünde durak var oraya oturmak istiyoruz ama bir tane balici yatmış durağa amk boylu boyunca gibmese bari diyip ayakta uzakta duralım dedik. neyse teneffüs zili çaldı facebooktan yazanlardan birisi tekrar yazdı nerdesin diye. okulun arkasındayım dedim geldi gördü beni. biraz konuştuk kız geri gitti. sonra bsg mesaj attı

bsg:ne işin var burda
k:nerden gördün sürpriz yapacaktım
bsg:seni görmek niye bana sürpriz olsun. sen kimsin ki?
yıkıldım dıbına koyim o nasıl laftı yine kederime boğuldum. ama sertelmiştim artık katlanabiliyordum.
k:tamam bsg uzatma da ders arası gel okulun arkasındayım.
cevap vermedi. bir kırk dakika boşuna beklemiş olacam ki gelmedi. artık 3 saate yakındır orda boş boş beklediğimiz için bizimkiler iyice kıza da bana da sinir olmuştu.
ifo:senin gibinin derdine mi kaçtık hadi başka birşeyler yapak olum ya
a:ket yeter harbiden çarşıya yakınız bari oraya gidek
iyi dedim gittik dolanıyoruz boş boş. harcayacak paramız da yoktu o zaman. üç kişiden en fazla 15 lira çıkardı. o yüzden sadece dolandık. vakit artık okulun dağılmasına yaklaşmıştı. ben bizimkileri tekrar ikna ettim ve okul çıkışına gittik. önce nursima adlı bir arkadaşı geldi. severdi beni.
n:naber ket
k:iyidir senden naber herşey yolunda mı bakim
n:iyi iyi sağol. hayrola bizimkini görmeye mi geldin diyip güldü
k:aynen şansımı zorluyorum artık nolursa olsun.
n:helal lan harbi seviyorsun bu kızı. kankama iyi bak hep tamam mı
k:yüzümüze baksın da ben ona iyi bakarım
derken geldi gülüşünü sevdiğim.(gibim onun o gülüşünü)
beni görünce kayboldu gülüşü. nursima yalnız bırakmak için bizi biraz uzaklaştı bsg geldi yanıma.
bsg:ne var
k:ne ne var geldiğimi söyledim zaten konuşmak istiyorum
bsg:telefonla arayabilirsin niye buraya böyle geldin
k:görmek istedim hem yüzyüze konuşmak daha sağlıklı.
bsg:boşa zahmet etmişsin bizim konuşacak birşeyimiz yok rahatsızlık verdin şuan. senin yüzünden insanlar bize bakıyor şuan
k:olay mı çıkardım? bağırıyor muyum? sakin sakin konuşuyorum kim niye baksın bize?
bsg:bilenler biliyor seni ona bakıyorlar. neyse bak bidaha rahatsız etme hayatımdan da defol.
son yükselişini anlamadım amk defol niyeydi. iyice yıkıldım. bizim binlere baktım. anlamışlar hareketlerimizden negatif bir görüşme olduğunu. birbirlerine sarılıp düşüp kalkıp gülüyorlar dıbına koyim bana. arkadaş kısmının asla yapmayacağı hareketleri yapıyorlardı muallakler.

sonra yüzümdeki sıkıntıyı okuyan nursima geldi tekrar yanıma.
n:noldu iyi misin
k:iyiyim ya sıkıntı yok
n:affetmedi mi
k:yok affetmedi tersledi.
n:üzülme lan konuşurum ben onunla. hatta napalım bak. 20 şubat doğum günüm. ben o zamana kadar yumuşatırım onu. sende sürpriz yap çık gel doğum günüme.
k:emin misin
n:eminim olum hem sen de benim arkadaşımsın.
k:teşekkür ederim görüşürüz o zaman beş gün sonra
o gün akşama kadar dolandık bu üçlü. üzülen arkadaşını teselli edersin normal insansan. bunlar susmadan gülüyorlar amk. gülüşleri beni deli ediyordu ama adamlar halden anlamaz zütverenin tekiydiler. akşam eve gittim. odayı kilitledim baboliyle sohbete giriştim. açıkçası üzgün olduğum zamanlarda benim en büyük ilacım ferreydu. iyi geliyordu otuz bir çekmek.
telefonum çaldı bir vakit. bsg arıyordu. neyseki baboliyle diyaloğumuz az önce bitmişti. ben konuşacaktım kızla baboli susacaktı.
bsg:nasılsın
k:iyiyim sen nasılsın
bsg:iyiyim bende
k:neden aradın
bsg:özür dilemek istedim. sana çok öfke doluydum. aylardan sonra görünce bir anda patladı hepsi
k:önemi yok olan oldu
bsg:hayır ama çok kırdım gerçekten affetmeni istiyorum beni.
k:ben seni bugün gördüğümde daha kızmaya başlamadan affetmiştim
asalakça bir gülüş duydum telefonun diğer ucundan gelen. galiba afilli bir söz etmiştim bu da onu kikirdetiyordu.
bsg:neyse haberleşelim bir ara görüşürüz belki.
k:tamamdır kendine iyi bak görüşürüz
son cümlesi bana büyük umut sağlamıştı. hemen atlamadım lafa. nursimanın doğum gününde görünmem sürpriz olacaktı bunu bozamazdım. hem iyi konuşmuştu benimle bide bunun üstüne sürpriz yapıp çıkarsam çok hoşuna gider diye düşünmüştüm.

not:sürprizlerin adamı değilim ben dıbına koyim düz direkt dalmalığım

20 şubat gelmişti. nursimanın doğum gününde o zamanın hatrı sayılır popüler ve fallik kızları olacaktı. kimlerin geleceğini öğrenmiştim. 7-8 kız erkek yok. sağolsun beni bsg için davet etmişti. planı bozuyordum biraz ama onun için sorun yoksa benim canıma minnetti zaten o kadar amcığın arasına tek erkek gitmek olmazdı. ben de erkeğimi çağırdım hemen. yunusu.
y:bidaha say hele kimler var
saydım isimleri tek tek
y:offfffff var yaaaa şu x inanılmaz bir fallik ama z kadar kahpesi de yok bu dünyada.
k:kanka ben bsg ile konuşacağım sıra sen zaten istediğine saldır. o gelene kadar emanet gibi duralım ama yanlış anlaşılacak bir pozisyon olmasın.
y:kardaşşşşş sen ne yapıyorsan yap ben bugün o falliklere günlerini gösterecem. mekanın alt katıymış zaten doğum günü. onları bodrumda gibecem polis molis kimse bulamicak leşlerini.
k: ya dıbına koyim hadi hızlı yürü geç kalmayalım
y:ben ne diyorum sen ne diyon. bak ben diceğimi dedim. bugün ya o x ya da z görecek dünyanın kaç bucak olduklarını. dıbına kodumun fallikleri
varana kadar yol boyunca tehdit etti şantaj yaptı ve defalarca gibti kızları kafasında kurduğu senaryolarla. sonunda vardık mekana ve indik alt kata

biz cebimizde 15er lira var diye adam sanıp geziyoruz ortalıkta. kızlar özel pasta yaptırıp alt katı kapattırmışlar amk. nursima geldi selamlaştı benimle. sonra kızlarla tek tek tanıştırdı beni. benim aklımdan o arada şu geçmeye başladı. 'acaba bsgyi gibtir mi etsem? karşımdakilerinin yarısı taş gibi amk. onlara salça olsam biri kesin düşer. hem yunus da burda güzel sohbet eder mavramızı yaparız'
sonra korktum amk yunus burdaydı. ben içimden bsgyi gibtir edecek kadar beğendiysem yunus neler ederdi o küçücük kızlara. neyse ki kendini zaptetmişti kardaşım. sakin görünüyordu. meğer içine atmış. kızlarla karşılıklı tanıştıktan sonra ikimiz biraz ayrı oturduk. yunus dibime sokulmuş bir tanesini gözüyle direkt giberken bana şunu dedi
y:bacak bacak üstüne atmış huurya bak hele
k:lan yapma ya
y:ruhu huur olum görmüyon mu şunun yaptığını. kısacık da şort giymiş
k:ne gibilir ama dimi
y:öfff sen delisin ya yannanımı yüzüne şapadanak şapadanak vururum onun

Beyler dışardayım bizim ilkokul tayfadan ahmet maltadan geldi. On saattir kız gibmiyorum diye hava atıyor züt herif. Onunla hasret giderim biraz bugün geç yazmaya başlarım ama devam edecem kesinlikle.
Bu arada cevabı spoiler içermeyen her soruyu sorabilirsiniz beyler tek tek yanıtlarım. Görüşmek üzere şimdilik

abaza muhabbeti yaptıkça içimdeki gerginlik çözülse de bsg'nin merdivenlerden aşağı inmesi ve onu görmemle bir anda heyecanım basmıştı. neyse ki bu sefer kafam yannanlık yapmamıştı. ben son telefon konuşmamızdan sonra umutlu bir şekilde beklerken o beni gördüğü gibi
bsg:ne işin var burda
k:sürpriz yapmak istemiştim
bsg:ne sürprizi ya nursima ne işi var burda
n:ben davet ettim burda buluşur konuşursunuz. sorunlarınızı çözersiniz diye
bsg:istemiyorum ben kusura bakma. gider misin burak
hay ananı gibeyim. hem sevdiğim kız bir kez daha terslemişti beni. hem at gibi kızların içinde rezil olmuştum. hem yunusla geçecek güzel bir günü hayal ederken gün nenesinin dıbına dönmüştü.
nursimaya teşekkür edip çıktım. yunus da arkamdan çıktı. kendimi zor dışarı atmıştım gözlerim dolmadan önce. yunus'un teselli çabaları eşliğinde bademlik denilen zamanımız gençlerinin içtiği küçük ve kafa dinlenen yere gittik. amk zaten içim içimi yiyordu bide üstüne mahalleden bizim yaşıtımız bir çocukla karşılaştık orda. çocuk soğutucu çekiyordu amk. ben öyle birşey olduğunu ve bunun da kafa yaptığını ilk kez orda görüyordum. ama normal sarhoşluk gibi birşey değildi. bali kafası gibi birşeydi o. lan kendime katlanamıyorum o an bide onun o tavırlarını çektik. gene gün son zütümüze baka baka sabahı olmayan gece için evin yolunu tuttuk.

iki gün sonra pazartesi okulda yine berduş haldeyim. harbi zehirim amk. bide okulda neşeli bilinen tip olduğumdan bana laf vermeye çalışıyorlar ben de sıkıntımı belli edip söyleyemem öyle. istemsizce söyleşilere cevaplar veriyorum. en son bu daha da sıktı beni dolup taşıyorum amk. aldım telefonu elime hiç düşünmeden
k:sen ne değişik bir insansın. bir iyi davranıp bir tersliyorsun kendine gel kızım
bsg:ne diyorsun ya konuşma benimle artık
k:olum seviyon mu sevmiyon mu lan
bsg:sevmiyorum
sol kolumda buseden kalma iz vardı. sağım henüz boştu ama o an boş kalmayacağının habercisi oldu. yine aptal aptal acısını kendimden çıkarmak için buldum jiletimi gittim tuvalete. önceki seferden deneyimliyim tek seferde gavur amı gibi yardım amk. daha beter olmuştu. kan durmuyordu. belli bir süre geçirsem de artık derse gitmem gerekiyordu. mecburen kanarken gittim. peçeteyle üstünü sarmıştım. uzun kollu okul forması ve ceket olduğu halde yine de kan taşıyordu. yine ne yarak yedin amk pgibopata bağladın iyice diye içimden kendime de sövdüm yeterince. sınıftakiler derste bir iki ses ettiler ama bildiğimi belli edip olayı hocanın duymamasını sağlamak için susturdum onları. o gün de böyle bitmişti. yarık bir kolla eve gittim.

ertesi gün bayır aşşağı giden ruh halimi farkeden arkadaşlarım kendilerince taşaklar yaparak eğlendirme çabasına girdiler sağolsunlar. ama yok yani olmuyordu amk. neyseki sabah sabah matematik falan görmedik de gibilmedi beynim daha fazla. ders beden eğitimiydi. bu ders 1.50 boyundaki bayan hoca bize takla atmayı öğretecekti. hayatım zaten öyle birşey yaşamış fiziki olarak atmam için gram hevesim yok. yapamicağım hareketlere bana yakışmayacak şeyleri yapmaya gelemezdim. kabından çıkamayan tipim.
huriye hoca:günaydın arkadaşlar koşun bakim üç tur sonra da takla atmaya başlicaz sırayla.
biz yusufla arkalı önlü koşuyoruz okuldaki sahayı turlarken. yusuf bir ara asyanın kolları havada leyla koşuşunu taklit etti. bütün derdi unuttum altıma sıçarcasına gülmeye başladım. sonra diğer erkekler de yarıla yarıla gülmeye başladı. ikinci turu bitiremeden gülmekten koşamaz haldeydik. hoca da dellendi amk. gib kadar boyuna nispeten büyük bir öfkesi varmış.
hh:ne gülüyonuz lan
topluca birşey yok hocam diye geçiştirdik.
hh:koşun lan o zaman hayvan herifler
yusuf üçüncü turu koşarken gene taklit etti amk. asya' asya'dan daha iyi yapıyordu çocuk. kendimi gene tutamadım kahkaha attım. kadın bu arada bizi dövmenin yolunu yapıyormuş.
hh: herkes dursun! tek sıraya geçin bakim! yusuf ket gelin lan odama.
k:yarra yedik mi?
y:bir gib yapamaz o boyuyla rahat ol
gene güldüm giderken. tam nefret etti. hayatınızı gibecem bakışı attı.