-
51.
+13hal böyle olunca tabi okul biraz daha beni tanımış olmuştu. lise 1 çömezleri olarak taşaklar geçiliyordu arada. lise1 lerde de vardı ülkücüler ama abileri belli ki ses etmelerine karşı çıkmıştı. karışmıyorlardı bize.
çukurova üniversitesinin bahar şenlikleri başlamıştı artık. ben büşra hande ünal hasancan beşlisi planımızı yaptık. önce büşralara gidip vodka içilecekti sonra üniversiteye gidip eğlenecektik.
ben büşrayla ünal handeyle çıkıyordu. hasancan saptı yanımızda ama hiç sırıtmıyordu eğlencemizdeydik hepimiz. handeyle büşra yakın arkadaşlardı bizde ünalla kayınço olmuştuk artık biraz daha samimiydik.
akşam 6da babası gelmeden yeterince içmiş olup erken çıkacaktık ki saat daha 1di. rahat rahat içip eğlenebilirdik. hasancan su bardaklarına doldururken vodkayı benimkine sek koymasını söyledim. ankarada hiçbir gib olmamıştı korkacak ne vardı. ilk su bardağımı iki dikişte bitirdim. içim yanıyordu. ağlicak kıvamdaydım ama yanımda büşra vardı. handeyle büşra iki yudum alıp sarhoş oldum ergenliği yapmak istediler. ünal da pek geri kalmamıştı. yarım bıraktı içkisini.
ben büşradan bir sebeple öpücük istiyordum ama o bana yine bir sebepten trip atıyordu amk. birkaç dakika geçti baktım yüz vermiyor bana. giberim böyle işi diyip ikinci sek bardağımı içtim. benim sert halimden sanırım hoşlanmıştı ki sonunda yanağımdan öptü amk bir tane. şükredecektim nerdeyse. üçüncü bardağı da keyfimden içiyordum ki tuvaletim geldi. -
52.
+12k:yok birşey buse git başımdan
b:gitmem noldu söyle dedi.
bir kız sizin için ağladı mı bilmiyorum ama tuhaf bir his. değer verildiğini hissetmenin en kötü ve en gerçekçi yoludur bence birinin sizin için ağlaması.
baktı koluma anladı tabi bu kız o yaşta neler görmüş benim gibi mal mı
b:kendini kesmişsin lan sen manyak niye yaptın
k:bilmiyorum buse ağır geldi sinirlendim bir an birşey oldu anlatamıyorum nasıl bir his olduğunu
b:seviyor muydun beni?
k:sevmiyordum buse dedim. yüzü düştü. hala seviyorum dedim.
sarıldı bana hocalar falan da gelmiş başımıza toplanmış baya kalabalık yani. ilk defa kalıbımdan çıktım ve sonunda bende ona herkesin içinde sımsıkı sarıldım. o gün dersane çıkışı güzel bir gündü. ama bu salih buse sorunu aklımdan çıkmamıştı zaten pazartesi olunca okulda görecektim kankamı. geldi o gibtiğimin pazartesi -
53.
+12çok değil bir iki gün sonra servisteyiz. yusufla benim evler yakındı o yüzden aynı servisteydik. adaşım da o servise binmişti bir işinden dolayı. erk aradı beni
e:beyler yannanı yedik ki ne yedik.
sesi titriyordu adamın konuşmakta baya zorlanıyordu.
k:noldu lan
e:whatsappa bak whatsappa bir şey atacam şimdi.
kapattı bir dakika sonra bir fotoğraf geldi. haber şuna benzer birşeydi
adanada fuhuş yapan kadın aidsli çıktı.
adana baraj yolunda kendi evinde fuhuş görüşmeleri yapan 42 yaşındaki a.d. yakalandıktan sonra yapılan testler sonucu hıv virüsü taşıdı saptandı. bu şahısla cinsel yollu ilişkiye girenlerin acilen hastaneye kontrole gitmesi tavsiye edilir
(gibi gibi. son cümle buna benzerdi )
ben düşündüm. aylar oldu amk bende herhangi bir anormallik yok sanırım benden sonra oldu bu.
adaşıma baktım adam ne gibi taşağına denk bir insanmış dıbına koyim. gülüp nolacak lan dedi geçti. yusuf öyle metanetli değilmiş. adam tekrar tekrar yazıyı okuyup sonra internete 'aids ne zaman öldürür, aids öldürür mü, aids nedir' yazdı. adamın kafa öyle karışık ki soruları anlamsız sırayla soruyordu takdirlik öğrenci. gözleri doldu. sonra hiçbirşey demeden bir süre camdan dışarıyı izledi. bir irkilme ile bize dönüp
y:kardeş olmaz dimi birşey ya
k:bir şekilde hastanede kan tahlili yaptır. rutin kontrolmüş gibi. orda belli olur.
erk mesaj attı. adam eve gittiği gibi anlatmış. biz daha yası yeni tutuyoz. adam ne ara eve gidip ne ara anlattı bilinmez
e:beyler ben anlattım anneme. kızmadı. yarın kan tahlili yapacak sabah yokum -
54.
+12o aralar hem handeyle hem ünalla iyice samimi olunca bir haftasonu buluşmaya karar verdik. o yaşta çift buluşması yapmanın tatlılığını yaşadık birkaç dakika. sonra herşey normale döndü. ben film konusunda arıza cıkardım büşra trip atıyor. ünalla hande zoraki beraber gibiler. ünal seviyordu ama hande sanki ünal kadar sevmiyor bizle takılmak için daha çok çıkıyor gibiydi ünalla.
sinemaya gittik. filmi seçtiler biletler alındı ve içeri girdik. film 3D filmdi. verdikleri gözlükler de şimdiki gibi normal çerçeveli değil. lastikten kocaman ve kalındı amk. en sonda ben yanımda büşra yanında hande en sağda ünal. filmi hatırlıyorsam zütümü gibsinler. o gün büşra bir omzu açık bir bluz tarzı birşey giymişti. amk beni benden almıştı. büşrayla el ele filme bakıyoruz ama valla da billaha da ekranda film oynamıyordu benim için. büşrayı hayal ediyordum. baboli de vakitsiz ötmeye başlamıştı. olduğu yerden kalkışa geçti.
k:büşra öpeyim mi seni
b:ne alaka şimdi
k:canım istedi işte bi öpim mi
b:iyi gel hadi sen öpersin ama önce
k:tamam tamam
kafayı uzattım. kız film izler gibi devam ediyor dönmüyordu bile bana. ünal da aynı sıra handenin üzerine gidiyordu sanırım çünkü \'aha bak işte onlar öpüşüyor biz niye öpüşemiyoruz\' dediğini duydum. tam dudağımı uzattım tak diye bir ses geldi amk. gibtiğimin gözlükleri bize engel olmuş öpüşememiştik. handeyle ünal kahkaha atarak güldüler. ben napsam diye düşünüyorum utanmıştım kız da utanmıştı -
55.
+12bu gibtiğimin burağı okulun reislerinin sınıfındaymış. yani çocuk aslında bir boş bardak tarafından bile dayak yiyebilirdi ama reisleri arkasında görünce sebepsizce bana sataşır olmuştu. işin kötüsü bu ülkücü tayfayla kimse ters düşmüyordu okulda. arkama alamadım kimseyi. bide 5 6 kişiler tek başıma benle uğraşıyor iki yaş büyük çocuklar. gib kadarım lan ben daha o zaman.
büşrayla koridordan çıkıyordum bir ara. kendi katlarının merdiveninin başına dikilmişler.
-lan velet. hooop kime diyoz. bak yaaaa bakmıyor da artist.
dönüp bakınca da 'ooo beyefendiye bak sinirlenmiş' falan diye taşak geçiyorlardı. adamların işleri güçleri yokmuş beni beklemişler dıbına koyim üç yıl boyunca.
büşrayı bıraktım kantine iniyorum. tekrar laf atmalar dik dik bakmalar. yine ses etmedim. su alıp yukarı çıkarken yine bekliyorlardı. dik dik bakıyorlar. bu sefer diktim gözümü benim kıza yazan çocuğa (burağa) sadece ona bakarak yürüyorum. sakinim. yüzümde agresiflik sıfır. gözümü diktim merdivenlerden cıkıp önüne gelene kadar baktım. bir yerden sonra bakışlarını kaçırdı bin. bunlar böyle olunca daha çok gıcık aldılar benden.
-bak lan önüne gibmeyim. düzgün yürü lan züt gibi laflar ediyorlar. -
56.
+12ben yukarı doğru merdivenleri tırmanan öğrenci sürüsünden ayrılıp çağıran kişinin yanına yürüdüm.
-kimsin sen
k:burak ben hocam yeni geldim lise 1im
bana bakmıyordu kulağıma bakıyordu konuşurken
-hayırdır bu kılık ne oğlum (gülümseyerek konuşmaya başlamıştı)
k:ilk gün diye serbest kıyafet olacağını düşündüm.
-peki ya kulağındaki?
k:sorunsa özür dilerim hocam bilmiyordum diye elimi kulağıma zütürdüm
-çıkarma çıkarma diye gülümsedi tekrar
k:peki hocam gidebilir miyim?
gülen yüzü hiç değişmemişti. ne güzel gülüyordu öyle. bu adam sorunları olsa bu gülüşüyle herşeyi saklayabilirdi. çünkü insan birisine vururken daha doğrusu agresif bir eyleme geçeceği zaman kaşlarını çatar. bu dünya geneli bir mimiktir. insanoğlunun doğasında vardır karşı konulamaz bir mimik bu. ama o elinin ayarını gibtiğimin özel yeteneği belli ki buydu. gülerken kulağımın üzerine fevkalade bir tokat koydu. hala yukarı akın edenler dönüp beni izliyor. ben yere düşen küpeme bakıyorum ve küpenin arkası da etime saplanmış biraz. taşlı küpelerdendi.
-tamam oğlum gidebilirsin sınıfına yarın sivil gelme ama dedi...
burda bırakıp gece devam edecem -
57.
+12ders arası cansu tuttu yine beni sürüklüyor biryerlere. çok neşeli ve cana yakındı aslında sevmiştim ama belli edemiyordum. karakterim soğuk amk. bir iki arkadaşıyla tanıştırdı. sonra benle facebookta konuşan bir iki kızla konuştum. onlar tanıştıkları arkadaşlarıyla tanıştırdı derken. ikinci derse girerken lise birlerin arasında yeterince tanınmıştım. ikinci ders hoca kaynaşmamız için bizi bıraktı. erkekler arka tarafta toplanmış tanışıyorlar. bir ikisi hiç konuşmayıp paso dinliyor diğerleri de gerektiği kadar kısa sorularla birbirini tanımaya çalışıyordu. sıkıldım dıbına koduklarımdan. pencerenden baktım. başka sınıfta serbest bırakılmış basket atıyorlar.
k:aşağı baskete iniyorum beyler gelen var mı
pek giblemediler gelen olmadı tek indim. sanki tanırmışçasına çocukların topunu aldım hiçbirşey demeden atış falan yaptım kendi kendime. en son hala panpam olan ünal adlı arkadaş isyan etti.
ü:kardeş birşey demeden aldın gittin dıbına koyim beraber oynayaydık bari.
k: kusura bakma ya çok istekli oynamıyordunuz ondan öyle yaptım
sonra ünalın bir işi çıktı da ayrıldı. kalan çocuklarla maç yapacaz. baskette zütüm kalkıktı. tillahını gibimle tokatlardım.
k:beyler en güçsüzün bana gelsin geriye kalan üçünüz olun.
bakışlarında hissettim o küfürü. neler neler dediler kim bilir. ama boş adam değiliz. topu zütlerine sokarcasına oynuyorum. adamlar çift el sektirecek cinste bebeler benim oynayışıma göre. zafer karşı konulmaz olmuştu. bizi izleyen sınıf arkadaşları vardı kızlı erkekli.
k:yok mu iyi oynayan tekrar maç yapalım
ordan bizim sınıftan zenci bir çocuk geldi adı yusuf.
y:karşılıklı takımlarda olalım kardeş.
bilenmişti benim artist tavırlarıma haklıydı da. topa dokunduğum an bir yannan oluyordu bana.
maçımızı yaptık. güzel rekabet etmiştik onunla. yenilmiştim ama rekabeti severdim. adam beni gayet zorluyordu ben de onu. tek fark o cüsseliydi züt atıyordu bense zayıftım ve avuç kadar zütüm vardı. (lise 1de boy 1.70 kilo 47 amk) -
58.
+12sonraki haftaya yine tripleri kucaklayarak başlamıştım.
ben neden orda yeterince mesaj atmamışım
ben niye büşra gitmediyse gitmişim
iklim nasıl ayağını bana koklatabilir
neden vodka içmişiz
neden odtüde konferansa girmeyip dolanmışım
üniversiteli kızlara mı sarkmışım...
boğuluyordum amk yavaş yavaş. trip atmadığı zamanlar güzeldi her şey. atınca her şeyi bıçaklayasım geliyordu. bide bunları tartışırkan ünalların sınıfında çok huur deniz adlı bir kız vardı. lan amın kızı durduk yere koridorda giderken biz tartışıyorken geldi zütümü avuçladı ve gitti.
kanım dondu amk. hem taciz edildim namusuma dokunulmuştu. hem büşra belamı gibecekti ben hiçbirşey yapmadığım halde.
büşra:naptı o
k:elledi beni
b:cidden o kız senin zütünü mü elledi
k:anlamadım niye öyle bir şey yaptığını
b:git ya burak bıktım artık yeter ya
hızlı adım merdivenlerden aşağı indi. ben peşinden gitsem mi gitmesem mi muallakta kaldım. birkaç dakika sonra sevgililiğim tuttu gittim. ilk baktığım yer kantindi. kantinde buldum başında da üçüncü sınıflardan bir çocuk var. ben onlara doğru yürürken beni gösterip 'bu işte' dedi.
k:noluyor?
büşra:yok birşey
-kusura bakma bilader bilmiyordum
k:neyi bilmiyordun?
-sevgilisiymişsin onu bilmiyordum.
k:tamamdır sıkıntı yok kardeş öğrenmiş oldun.
çocuk gidince anlattı olayı. büşrayı sahipsiz sanmış kendini tanıtmış ve arkadaş olmak istediğini söylemiş. ters bir şekilde yaklaşıp yaklaşmadığını sordum. yaklaşmamıştı. sorun yoktu o zaman. olay kapanmıştı benim için.
(bu gibtiğimin adı da buraktı. hikayede sanki aktör kıtlığı var gibi gelebilir ama hep aynı isimler bu okulda buluşmuşuz amk. zaten buse burak büşra bsg bunlar birleşince adı b ile başlayanlardan uzak durur oldum) -
59.
+12ben ciddi ciddi bsgye aşık olduğumu düşünmeye başlıyordum. sınav zamanı yaklaşıyordu ama gibimde bile değildi. her akşam uyumadan gördüğüm son şey olsun diye onun fotoğrafına bakıp uyuyordum. hatta bir süre sonra duvar kağıdı yaptım en sevdiğim fotoğrafını. okuldakiler gördüklerinde sorardı güzel kızmış sevgilin mi diye. yok eskiden sevgilimdi hala seviyorum ama derdim. lan sevmeye başladım kızı yokluğunda amk.
sınav zamanı artık gelmişti. biz erkekler çok iyi anlaşan 8 10 kişilik bir ekip kurmuştuk. benim ingilizcem iyiydi bir tek. diğerlerinin nerdeyse hepsi kötü amk. liseye geçene kadarmış herkesin olayı. sonrasında züt baş dağılmış toplayamadık. neyse ki bizim basketçi yusufun beyni hala derslere çalışıyordu da planlamamızı yapmıştık. yusufla ben en arkanın bir önünde oturduk. arkamıza alperenle çağatay. önümüzde hasanla zeyd. sol tarafımız pencere sağ tarafımızda da son ittifak erk ve diğer yusuf.
benim dünya gibimde değildi o yüzden zütüm yediği için yusufun yanına oturmuştum. ben 10 tane küçük kağıt hazırlamıştım. sınav matematikti on soru klagib. yusuf çözecek ben de öne arkaya dağıtım işini yapacam. lojistik bende yani. başladı yusuf çözmeye bende kağıtları öne veriyorum ordan alıp arkaya veriyorum ama yan tarafa bizim beceriksiz korkaklar veremiyor. napim dıbına koyim pencere kenarındayım ben mi uzanim oraya da. ben dört kişinin lojistiğini yönetirken yandan bana sövüyorlar. senin dıbına koyim hadi gönderin cevapları diye. o arada süre iyice azaldı ben de artık tüm cevap kağıtlarını topladım kendi sınav kağıdıma geçirmeye başladım. erkle yusuf artık sesli sövüyorlar dıbınıa koyim sizin de planınızında diye. -
60.
+1220 şubat gelmişti. nursimanın doğum gününde o zamanın hatrı sayılır popüler ve fallik kızları olacaktı. kimlerin geleceğini öğrenmiştim. 7-8 kız erkek yok. sağolsun beni bsg için davet etmişti. planı bozuyordum biraz ama onun için sorun yoksa benim canıma minnetti zaten o kadar amcığın arasına tek erkek gitmek olmazdı. ben de erkeğimi çağırdım hemen. yunusu.
y:bidaha say hele kimler var
saydım isimleri tek tek
y:offfffff var yaaaa şu x inanılmaz bir fallik ama z kadar kahpesi de yok bu dünyada.
k:kanka ben bsg ile konuşacağım sıra sen zaten istediğine saldır. o gelene kadar emanet gibi duralım ama yanlış anlaşılacak bir pozisyon olmasın.
y:kardaşşşşş sen ne yapıyorsan yap ben bugün o falliklere günlerini gösterecem. mekanın alt katıymış zaten doğum günü. onları bodrumda gibecem polis molis kimse bulamicak leşlerini.
k: ya dıbına koyim hadi hızlı yürü geç kalmayalım
y:ben ne diyorum sen ne diyon. bak ben diceğimi dedim. bugün ya o x ya da z görecek dünyanın kaç bucak olduklarını. dıbına kodumun fallikleri
varana kadar yol boyunca tehdit etti şantaj yaptı ve defalarca gibti kızları kafasında kurduğu senaryolarla. sonunda vardık mekana ve indik alt kata -
61.
+12cidden elimden gelen birşey olmamıştı ben bile bir arbede içinde cevapları yazmıştım başkasına kopya dağıtmak için.
sınavdan çıktık erkle yusuf bize sövüyor kopya veremeyecekseniz niye bizi o tarafa attınız diye
k:hiç mi dolduramadınız
e:kağıtta yazan formülleri tekrar cevap olarak yazdım işleme başlamış yapamamışım gibi
k:yusuf sen naptın kanka
y:ben de erkten baktım (ifo dicem artık bu adamın lakabı ifo amk karışmasın)
çaresizliklerine üzüldüm sonra taşağımı geçtim. bizim yusufa döndüm biz naptık gibisinden.
yusuf: kanka sanırım yüz alıyoruz rahat çözdüm hepsini.
biz sevinirken erkle ifo da daha da gıcık alıp gittiler yanımızdan. ben de o olaydan sonra ona göre planladım yerlerimizi bidaha ayıp etmek olmazdı onlara. -
62.
+12yolda rahatlatıyor beni bu. yani rahatlatmaya çalışıyor ama her adımda heyecan artmaya ve dilim kurumaya devam ediyordu.
hakan:kanka karı çok güzel lan görünce dibin düşecek
ket:kaç yaşında la bu huur
h:üniversiteli olum olsa olsa 22 falandır huur
k:cidden güzel mi lan (anasını gibim yazarken güldüm o kadar masumca sormuştum ki)
h:olum milli olacan güzel karıya gidecen tabi adettir bu ilkler güzel olmalı hep.
k:gibişin bile adeti var ne güzel bir kültüre sahibiz.
yol boyu böyle önemli ve anlam yüklü ülke ekonomisini kalkındıracak konular üzerine konuşuyorduk ve sonunda vardık. bir apartmanın altında durduk ve hakan aradı telefonla. balkona çık hadi bekliyoruz aşağıda dedi. kadın önce bizi görüp sonra yukarı alıyormuş. artık ne gibim gereksiz bir şifreyse bu. neyse balkona bir kadın çıktı yüzüne sıçılmaz baya şişmanca birşey. sonra geri içeri girdi.
k:lan hakan doğru söyle bunu mu gibecez
h:saçmalama olum o çaçası (pekekenti)
k:iyi bakim
dedik çıktık yukarı. kapı açıldığı gibi heyecanım bir anda uçup gitmişti. öyle bir duygu kalmadı ya içimde. saniyesinde yok oldu o duygu. iyi birşey beklediniz belki böyle deyince ama o duygu yerini on kat fazlasıyla korkuya bıraktı. çünkü az önceki kadın altı çıplak şekilde kapıyı açtı ve hoş geldiniz azgın gençler sizi diye karşıladı bizi. senin yapacağın işi de söyleyeceğin yalanı da gibim e dıbına koduğum demek geldi içimden ama korkuyla ağzımı açamadım sadece içeri yürüdüm o kapıdan.
iyi geceler beyler yarın akşam tekrar kaldığım yerden yazacam -
63.
+12sonra yüzümdeki sıkıntıyı okuyan nursima geldi tekrar yanıma.
n:noldu iyi misin
k:iyiyim ya sıkıntı yok
n:affetmedi mi
k:yok affetmedi tersledi.
n:üzülme lan konuşurum ben onunla. hatta napalım bak. 20 şubat doğum günüm. ben o zamana kadar yumuşatırım onu. sende sürpriz yap çık gel doğum günüme.
k:emin misin
n:eminim olum hem sen de benim arkadaşımsın.
k:teşekkür ederim görüşürüz o zaman beş gün sonra
o gün akşama kadar dolandık bu üçlü. üzülen arkadaşını teselli edersin normal insansan. bunlar susmadan gülüyorlar amk. gülüşleri beni deli ediyordu ama adamlar halden anlamaz zütverenin tekiydiler. akşam eve gittim. odayı kilitledim baboliyle sohbete giriştim. açıkçası üzgün olduğum zamanlarda benim en büyük ilacım ferreydu. iyi geliyordu otuz bir çekmek.
telefonum çaldı bir vakit. bsg arıyordu. neyseki baboliyle diyaloğumuz az önce bitmişti. ben konuşacaktım kızla baboli susacaktı.
bsg:nasılsın
k:iyiyim sen nasılsın
bsg:iyiyim bende
k:neden aradın
bsg:özür dilemek istedim. sana çok öfke doluydum. aylardan sonra görünce bir anda patladı hepsi
k:önemi yok olan oldu
bsg:hayır ama çok kırdım gerçekten affetmeni istiyorum beni.
k:ben seni bugün gördüğümde daha kızmaya başlamadan affetmiştim
asalakça bir gülüş duydum telefonun diğer ucundan gelen. galiba afilli bir söz etmiştim bu da onu kikirdetiyordu.
bsg:neyse haberleşelim bir ara görüşürüz belki.
k:tamamdır kendine iyi bak görüşürüz
son cümlesi bana büyük umut sağlamıştı. hemen atlamadım lafa. nursimanın doğum gününde görünmem sürpriz olacaktı bunu bozamazdım. hem iyi konuşmuştu benimle bide bunun üstüne sürpriz yapıp çıkarsam çok hoşuna gider diye düşünmüştüm.
not:sürprizlerin adamı değilim ben dıbına koyim düz direkt dalmalığım -
64.
+11odaya geçtik.
hh: adam gibi durun lan karşımda
y:hocam özür dileriz
hh:neye gülüyorsunuz olum siz komik olan ne lan
k:hocam yusuf çok güzel asya koşuşu yaptı tutamadım
kadın bunu deyince patladı en son. kolları da kısa zar zor yetişti ama güzel bir tokat attı. yani o tokatı o kadının atıyor olması tuhaftı. plaketlik bir estetikte vurdu. sonra yusufa salladı parmak uçları teğet geçti amk yusufun yüzüne. ben bir tane daha yemeyim diye sıktım dişlerimi gülmemek için yere bakıyorum. kadın bu sefer yetişmek için zıplayıp tokat attı. başarmıştı. yusufa da sağlam bir tane kapatınca siniri yatıştı.
hh:hadi çıkın şimdi bahçeye adam gibi durun.
sınıfın yanına geri dönerken adam inanamamış bana sordu
y:cidden zıplayıp mı vurdu bana mı öyle geldi?
k: zıpladı kanka zıpladı -
65.
+11okuyan varsa devam edim bi işaret verin dıbına koyim
-
66.
+11ben kavga eden biri olmadığımı söylemiştim. ama arkadaşlarım da tam tersiydi. bizim yaşımızdaki çoğu kişi ya dayağını yemişti bizimkilerin ya mevzusu olmuştu ya da mevzuya teğet geçmişti. çok tereddütte kaldım haber verip vermemekte. yakın arkadaşlarımı kavga için ilk defa arayacağımdan rahatsızlık duysam da sonunda aradım. anlattım bizimkilere olayı. bana sövdüler amk niye alttan alıyorum diye.
diğer ders arası gittim yine orda bekliyor beni işsizler. durdum önlerinde biri laf attı
-devam etsene lan ne bekleme yapıyon
k:niye benle uğraşıyorsunuz
-sanane lan canımız kimle isterse onla uğraşırız
k:cidden uğraşmak istiyor musunuz?
-çıkar elini cebinden önce artist misin lan sen
k:adlarınızı verin bana.
-hayırdır abilerine mi söylicen.
k:benim abilerim yok. söylediğim kişiler benle yaşıt ama her türlü alırlar sıkıntı olmaz
bir tanesi posta koyuyorum sandı. oysa cidden sakince durumu anlatıyordum.
-lan sen kimsin de ammına koyim bize şekil yapıyon bak giberim belanı ha
k:sen adını ver önce o zaman
aldım bunların isimleri. bizimkilere yazdım böyleyken böyle diye. artık ne yaptılarsa bir iki gün facebooktan karşılıklı küfür seansları birikmiş baya. okulda da laf atmaya devam ediyorlar. senin o hakanı ben gibecem. diğeri diyor yunus görecek. tamam diyip geçiyorum her seferinde. olay ne ara o kadar büyüdü bilmiyorum. bizimkiler facebook mesajlarını göstermişlerdi. hakan ve yunusun baya büyük adamlara yazmışlar. bu pekekentler de ocak başkanı mı var bilmiyorum ona haber vermiş. onlara kadar cıkmış olay. iki taraf özür dilicek falan.
sonra okulda bana karışmaz oldular binler. dıbına koyim ocağa giren sırtı yere gelmez sanıyordu o zaman. sahte ülkücüler. -
-
1.
0Lan aynı dönem lise okumuşuz keşke senle tanışık olsaydım da bizim dev sol tayfayla ülkücü gibseydik (Harbiden büyük bir tayfaydık)
-
-
1.
0kanka hiç siyasi işlere girmedim. hep kendi kafama göreydim. kimse bana bulaşmasın ben de herkesten uzak olayim ve her gün otuz bir. benden iyisi olmazdı bu kadar teferruatla
-
1.
-
1.
-
67.
+11bu arada gereksiz gördüğüm bazı derslerde. örneğin; matematik fizik kimya geometri biyoloji edebiyat dil anlatım ingilizce tarih din kültürü (allahım affet) ve coğrafya derslerinde kendimi ya sınıfla taşak yaparken buluyor ya da bir anda depresyon halinde sınıftan soyutlamış şekilde buluyordum. soyutladığım zamanda da birşeyler karalıyordum. şarkı sözü yazıyordum yani. daha önce hiç şarkı yapmamıştım ama bir iki tane yazdığım şarkı vardı.
birgün bizim çağatay geldi yanıma derste.
ç:kanka napıyon kağıdı gibercesine
k:şarkı sözü yazmayı deniyorum.
ç:var mı iş bakabilir miyim
kaybetsem kendimi adlı hayata geçiremediğim şarkının sözlerini okuması için verdim.
kaybetsem kendimi sen bulamazsın
içimdeki karanlıktan asla çıkamazsın
kafamı sıkıp gitsem naparsın
yoksunluğumla yok olsam bir gün arar mısın
gözlerimde yaş yüreğimde yangın
hala aklımda tek sen varsın
inan bana benden fazla sevemez onlar
bu kalp seni arar gözlerim her gün ateşlerde yanar
beni özleminle değil kollarınla sar
sensizlik kaybetmektir sevmekse kumar
benim yazdığım şekli bu değildi ama şarkı sözlerinin yerlerini değiştirerek en son bu hali almıştı. bir iki hafta içinde kendimi bir tane bodrum kat stüdyoda alperen çağatay ve çağatayın iki arkadaşı ile buldum. bunlar emirhan ve alperen t... idi. emirhan vokaldeydi. çağatay normalde gitar çalsa da o gün davul, alperen t bass gitar, bizim alperen de elektro çalıyordu. lan kendilerini videoya falan çekiyorlar. olayın çıkış noktası benim orda hayalet gibi oturuyorum.
k:giberim videoyu en gereksiz belli olmaz hangisi ben çalıyor gibi yapıp bsg ye atim videoyu
alperen t: kanka gel o zaman bass gitarı bir iki tıngırdatır gibi yap üç dört saniyede bir aynı yerde
k:tamamdır
başladık videoya almaya bir kaç deneme. her videonun sonunda da bsg bu senin için falan diyorum. hayatımın e büyük utancı belki bunu hatırlamaktır -
68.
+11indiler geri yanıma
k:naptınız amk yatıya kalsaydınız
e:lan sorma olanları
diğerleri de gülüyor
k:anlatın bari
yusuf:olum önce erk girdi. kadın şişko erk de şişko. şlap şlap ses geliyor biz yarıldık.
e:ne gibtim var yaaaaaa
y:sonra ben girdim. yaladı yuttu. sonra yattı soktum da soktum. beş dakka gibtim boşaldım.
k:eee dıbına koyim niye bu kadar uzun sürdü o zaman
y:burağı bırakmadı kadın.
burak:kanka odaya girdik benle birkaç dakika sohbet etti. bu arada senin adını verdim haberin olsun. defterde adın var artık.
k:yapacağın işe sokim biz kıyak geçiyoz sen napıyon. neyse devam et
b:işte bu soyun dedi soyundum. çorabı çıkarıyordum. kadın bana hayırdır komple mi girecen dedi.
sonra birkaç dakika gibtim. bana duş alır mısın dedi. ben de aldım.
k:niye duş aldın olum niye amk.
b:ne bilim rahat davranmak istedim. ben duştan çıkınca bu bornozunu verdi kurulandım. giyinirken aç mısınız diye sordu. dışarda yemeğe para vermemek için açım dedim. makarna yaptı bize.
söve söve bir oldum o gün. adamları getirmişim beni aşağıda yalnız bırakıp yukarda dal daşak yapmışlar elin kart huursuyla. biri de aşağı inmemişti tek beklemeyim diye. aklıma günlerce takılan soru ise şu olmuştu. bu gibikler niye lan kadının çirkinliğinden pis kokusundan salak salak konuşmasından hiç bahsetmediler bana? bu kadar mı abazalardı? -
69.
+11okulun açılacağı haftasonu. bsg yi gelmesi için alttan zemini hazırlamışım öncesinde. onu çok sevdiğimi bu yüzden de çok arzuladığımı falan söylüyordum o da bana katılıyordu her seferinde.
cumartesi sabahıydı.
k:günaydın aşkım
bsg:günaydın
k:görüşelim mi bugün var mı planın
bsg:hayır görüşebiliriz akşam gel yine çamlıkta oturalım
k:hayır gündüz görüşelim hem artık istediğimizi yapabileceğimiz bir yer var.
bsg:ne istediğimizi ne yeri aşkım
k:hani ikimiz de birbirimizi arzuluyoruz ve daha rahat olmak istiyoruz ya. onun için çözüm buldum işte. yunusların taşındığı eve gidelim. kimse rahatsız etmez bir iki saat orda dururuz
bsg:bomboş ev burak napacaz orda
k:ya seni istiyorum işte anla da uzatma gel bugün aşkım
bsg:ya ben de istiyorum da taşındı onlar evde eşya falan da yok saçma olur
k: ya gerekirse klozete otururum ben kucağıma oturursun de.
bsg:burak ne saçmalıyorsun kendine gel ya.
kabul ediyorum klozete otururum zaten gibip atmıştı muhabbeti. zaten yoksa yoktu ama benim de inanılmaz inadım vardı o zamanlar azınca. mantığa aykırı şekilde üzerine gitmiştim. en son şöyle geçiyordu konuşmalar
k: bsg ya bugün gelirsin ya da gelmesen bile gelene kadar görüşmeyiz seninle
bsg:saçmalamayı abarttın iyice burak soğutma beni. başka gün telafi ederiz. bak iki gün sonra liseli olacaksın. kutlayalım hadi bunu. belki bugün sinirlisin ama yarın görüşelim mutlaka.
son bir çaresizlikte tavrımı bozmadan.
k:o zaman yarın gelirsin gideriz yunusların boş evine. ayakta da yapacağımızı yaparız
bsg:offfff
k: sen bilirsin bunu yapana kadar görüşmeyelim telefondan ulaşırız birbirimize -
70.
+11o hafta yine kaçtık okuldan. arsızlık başımıza vurmuş. hem de bize verilen devamsızlığı sonuna kadar harcamak vazifeydi bizim için. ben erk yusuf ve diğer sınıftan bir adaşım. ne mi yapacaktık. bizim bakirleri milli etmeye zütürecektim. ben hakan gibi değildim ama. kadının tüm pisliğini tüm gerçekliğiyle anlattım. başıma gelenleri onların başına gelecekmiş gibi tasvir ettim. bana mısın demiyor amk abazaları. ben iğrenç olduğunu yüzümü ekşiterek anlattıkça bunlar azıyordu. benim adaş gibini falan okşuyordu amk. madem öyle zütürmek de bize düşerdi artık.
buluştuk sabahtan kahvaltı yapıp yürümeye başladık. evin oraya gelince aradım yine balkona çıktı huur.
aysel:canım kalabalıksınız hepiniz mi gireceksiniz
k:yok arkadaşları getirdim de ben girmicem
a:sen dışarda bekle o zaman
k:niye ya tek napim ben dışarda
a:bilmiyorum güvenemem hepiniz gelirseniz belki gibip para vermiceksiniz
k:yok cidden gibmem seni
a:o zaman birşeyler çalıp kaçarsınız olmaz ya sen gelmicen yada hiçbiriniz gelmeyin.
telefon hoparlördeydi. son cümleyi duyarken binlerin bakışlarından anlamıştım daha o an sattıklarını. kapattım telefonu gitmelerini söyledim. aşağıda beklicektim. zaten beşer dakika gibseler nolacaktı ki. öyle olmadı ama bir buçuk saat bekledim.