odaklanmam yetersiz gelmişti ama kaybettik. turnuvadan elendik ilk maçımızda. işime gelmişti ama diğerlerinin üzüntüsüne katılmak için olayı biraz abarttım
k:gibecem böyle işi hoca taraf mı tuttu lan
kübra:yok kanka ya yenildik işte
k:ne bilim kabullenemiyorum
kübra:boşveeeer zaten bizden iyileri var biz birinci olamazdık
ne gibime böyle yaptıysam. ama turnuva devam ediyordu. izlemesi keyifliydi. arkadaşlarımızla çok güzel taşak geçebiliyorduk. bizim basketçi yusufun takımı finale kaldı. herifteki azim çok iyiydi de hırsından sinirlenişi takım arkadaşlarını geriyordu.
y:olum vurun şu dıbına koduğumun topuna
y:lan bloklasana smacı aklını gibtiğim
huriye hoca bile pek karışmıyordu. iki yıl önce tokatladığı toy çocuk değildi artık harbi o sinirle feriştahını giberdi biliyordu o da.
maç öyle bir başa baş gitti ki öğleden sonraki ilk derse kadar uzadı. izleyenlerin geneli sınıflara çıksa da kalan da çok kişi vardı hala. ben de onlardan biriyim. son anlara doğru yusuf esma diye bir kıza sövüyor paso (dayadığım esma değil heyecanlanmayın)
y:esma sen var ya bir gibe yaramıyon
y:esma servis kaçıran elini gibim
y:esma her teneffüs oynadığın voleybola sokim
y:hocam vermeyin bidaha bu salağa voleybol topu istediğinde
kız gerildiğinden iyice sıçıp batırdı sonunda kaybettiler maçı. bide özür diliyor onca lafa rağmen yusuftan.
e:yusuf valla özür dilerim elimden geleni yaptım
y:tamam hadi gibtir git esma
kız ağlamaya başladı
e:ya insan gibi özür diliyorum senden
y:lan ağlama bana valla döverim ha
yusuf voleybol sahasına girince millet oyunu bırakır oldu o günden sonra.

Aga ne adamsın ya xd

arada aşk acısı çekmemiz lazımdı ama. her an herşeyle taşak geçerek geçmiyordu günler. biraz isyan edip acı çekmemiz lazımdı. o yüzden emre ben ahmet buluştuk. ek olarak hiç bir derdi tasası olmayan ilkokul arkadaşımız oğuzcan da geldi bizle. bademlik dediğimiz göle bakan gibko beş metre kare ayakta durulmayan bir ağacın altı olan yere gittik dördümüz. yanımızda tabiki kırmızı tuborglar var. ikişer tane içtikten sonra çığrımızdan çıktık. benim dilim çözülmüş ben anlatıyordum
k:beyler var ya anasını gibim ya anlatıyorum size olmuyor. anlatmasam içimde birikiyor. yapamıyorum onsuz harbiden yapamıyorum. neler yaptım lan onun için hiçbirinin mi anlamı olmadı
a:ulan ket nedir bu çektiğimiz. ben ameliyattan çıkınca terkedilecek adam mıyım lan. beklemiş beklemiş o günü bulmuş hilal. ulan hilal biz seni sevelim sen terket git amk.
e:bengisu alo.
herif bizi dinlemiyormuş amk. kızı aramış biz konuşurken biz de farkında olmamıştık. sarhoş kafayla konuşmak iyice sıçıp batırtır diye kapat diye diretiyoruz ama emre kapatmıyor ısrarla.
e:bengisu naptın sen bana bengisu. çok aşığım bengisu. ölüyorum ulan.
e:bak ya sarhoş musun diyor yaaaa ammmına koyim sarhoş musun diyor yaaaaa
k:emre kapat olum telefonu yarın konuşursunuz şimdi sarhoş kafayla yapma bak
e:bak bengisu ket de bana sarhoşsun diyor. ulan seviyorum ne sarhoşu
oğuzcan aldı elinden telefonu.
o:bengisu ben arkadaşıyım emrenin kusura bakma biraz kafası güzel de
hoparlöre düştü ses
bengisu:manyak mısınız ya gece gece rahatsız ediyorsunuz
e:bak yaaaa manyak diyor yaaaa abi manyak diyor çıldıracam şimdi yaaaaa
ahmet tüm bu olaylar esnasında susmuştu en sonunda patladı. var gücüyle bağırdı
a:hilaaaaaaaaaaaaaaaal! amıha goyim!
bin oğuzcan da gülüyor. adam taşak geçiyor bizim sıkıntımıza.
k:sen ne anlan amk gülüp geçiyon bize
o:deme lan öyle ben de çok seviyorum
k:harbi mi kanka. anlatsana
anlatmaya başladı bir dakika geçti. kalktık gittik yanından. yarım bıraktırdık ona hikayeyi.

ertesi gün kafam taşak gibiydi. okula gittim ama kendimi gibesim var öyle katlanılmaz seviyedeyim. kimseyle konuşasım gelmiyordu o gün. öyle yaptım ben de. olabildiğince az diyaloğa girdim ve bu yüzden de dersleri dinler oldum. dersleri dinleyince anlamaya başladım. matematik dersinde hocanın zütüne bakmak yerine dersi dinledim yine. birşeyler anlar gibi oldum. not falan alıyorum.
erk:olum gibecem sana bi haller oldu bak
k:karışma bana bugün
anlamadığım bir yer oldu hocaya sormak istemedim. belki çok basit veya anlamsız birşey sorarım da rezil olurum korkusuyla arkamı dönüp ünala sormak istedim. ama ünal matematik derslerinde bazen iremle otururdu. irem ünalin bir yıllık sevgilisiydi. beraber oturduklarında bazen iremin 'yaa ünal yapma' dediğini duyardım. o yüzden ne tak yiyorlar diye dönüp bakmaya çekinirdim. yanlış bir anını görmeyi hiç istemiyordum ünalın. soruyu sormak istiyordum ama yine iremin 'ünal yapma şunu yaaa' dediğini duyunca kafamı yarım çevirip geri döndüm. sonra birkaç saniye bekledim. birden dönerken
k:kanka hocanın anlattığı dıbına koyim napıyon ya
hayvan oğlu ayı. burnunun takunu oymuş 1 yıllık sevgilisinin yanında. yetmezmiş gibi kızın yüzüne sürecekmiş gibi tehditkar hareketler yapıyordu
ü:hahaha ne var lan
irem:görüyorsun dimi ket
k:ne iğrençsin dıbına koyim ya yaptığın harekete bak
ü:düzgün konuş la irem varken
k:lan parmağındaki takla oyun oynuyon bide bana düzgün konuş diyon ya.
irem:sürekli bunu yapıyor bana ya birşey söyle
k:ne diyim irem sen de suç. burun takuyla tehdit edilecek kıvama gelmişsin ilişkide. ezdirme kendini
ü:olum karışmasana lan bize. kıskanma aşkımızı amk. bsg gazisi seni
k:ya tamam uzatma. şurayı anlamadım da anlatsana bi. şu burnunun takunu da sil artık sıranın altına bir yere
dediğim gibi sıranın altına sildi. ben demesem yicekti heralde puşt. o günden sonra bir iki kere de bana şakasını yaptı da burun takundan korkacak değildik heralde. yaptığının komik değil iğrenç olduğunu zorla kabul ettirdim. hala hatırlattığımda utanıyor pekekent.

kusura bakmayın bugün bu kadar yazabildim. sözlüğün azizliğinden dolayı böyle oldu. iyi geceler burda olanlara

Gec kaldim ama olsun keske biraz daha yazwydin

yaz hadiiiiiii

Ya amk 3 5 kişi okuyoruz anca bari uzun yazsaydın ya da az erken yaz

Rezzera

o dönem de oğuzcan bizim okula geçiş yapmıştı bu arada. evlerimiz yakın o yüzden aynı servisle gidip geliyoruz. çocuk okula yabancılık çekmesin diye okul çıkışlarında birbirmize yer tutup beraber oturuyorduk. çağatay s. ile sabahları beraberdik zaten. herif karısını başka biri gibiyormuş gibi triplendi. okulda selam vermez oldu önce. sonra da serviste her sabah zorla yanına oturtup müzik dinlememe engel olan saç kırığını gibtiğim 'kardeş arkadaşım gelecek' diye triplenip yer vermedi bana. küsmüş lan zütüm bana. gibimde değildi en azından artık saçımda bir şey var mı avcarlamadan bak laflarına daha fazla katlanmayacaktım.biz bir ara oğuzla amaçsızca servisin mikrofonunu çaldık. bende kaldı iki gün. servisçi çalındığının ertesi günü bana şöyle diyor
s:lan ket o çalanı bi bulim belasını gibecem
k:serkan dayı saçmalama napacan okulun öğrencisine
s:giberim okulunu o mikrofonu çalanı bulim zütüne sokacam mikrofonu
k:dayı nasıl bulacan koskoca okul
s:çalan bizim servisten hissediyorum dıbına koyim
binin evladı. örümcek hisleri var sanki. ama doğru tahmin etti. ulan züt korkumdan uyuyamadım nedense. ikinci gün yolda giderken tüm yol boyu servisi tehdit etti sövüp saydı. iyice huzurum bozuldu. çalışmayan mikrofon yüzünden zütü kaptıracaktım. o gün pgibolojim allak bullak olmuştu. gördüğüm rüyadan anladım bunu.
rüyamda taş gibi sarışın bir karıyı gibiyorum. fizik olarak kagney linn karter ı düşünün. tam olarak o. böyle ayakta yüzü duvara dönük şekilde duvara dayamışım çok sert tokatlayarak gibiyordum. ellerini arkadan bağlayıp saçını çekiyordum giberken. sonra yatağa yatırdım karıyı. domalttım. yine zütüne düzenli şaplaklar eşliğinde zıbartıyordum karıyı. en son saçından tuttum ağzına tükürmek için yüzünü çevirdim. kendi yüzümdü. gibtiğim kadın bendim. fizik kagney ama surat bendim. gibilen ben giben bene cins cins bakıp gülümsedi. gördüğüm son kare oydu sonrasında kan ter içinde uyandım.
o gün servise bindiğim gibi
k:al dayı mikrofonun
s:kimden çıktı lan
k:boşver dayı çocuk korkmuş verdi bana sen ver diye
s:iyi bakim

serkan dayının ilkeye yanıklığı her gün biraz daha fazla nüks ediyordu. amk herifin tip de komik oturduğu yerden aynı boydayızdır diye düşünüyordum. ilk ayakta gördüğümde inanamadım 160 var yok. yaşına boyuna bakmadan ilkeye yavşıyordu. bide ilke diyemezdi
s:i keeeeeeeeee
i:efendim dayı
s:kız gel iki sohbet edek
i:dayı git ya uğraşıyon sürekli benle
herif yol ortasında servisi durdurdu
s:i keeeeeee küstün mü kız bana
i:konuşmuyom ben senle dayı
s:kız barışana kadar anam avradım olsun sürmüyorum.
üç dört dakika salak gibi yolun ortasında bekledik millet geçerken kornaya basıp anamıza sövüyor. bizim dayı da onlara bağrıyor 'ne var lan ne'
i:dayı sürsene okula geç kalacaz manyak mısın
s:barışacan kız benle seni yemeğe çıkartacam
i:dayı sür şunu saçma sapan konuşma
s:barış o zaman
i:tamam he barıştım hadi sür
s:yemek?
i:dayı git işine
amk biz altımıza sıçıyoz ama herif harbiden göz göre göre yavşıyordu her gün kıza.
size söylemiştim daha önce ilke beni sık sık eve yakın bir burger king vardı oraya zütürürdü. dayı da bizim inip bindiğimiz durağı her geldiğimizde sorardı
s:i keeeeeeeeeee
(yeminle çok özledim i ke diye bağrışını)
s:la i keeeeeee
i:ne var dayı
s:kız geldik insenize
i:dayı biz burger a gidecez bugün
s:lan bulgurcular sizi
ilke her gün burger dedirtmeye çalıştıysa da adam hiç bulgur demekten vazgeçmedi amk.

mart ayının başlarında dönem ödevi gibi çıktı başımıza. kötü olan dersinin notunu yükseltmek için güzel fırsattı aslında. ben matematikten aldım. hoca ince bir test kitabını bitirmemi istedi. ben de bir tak bilmediğimden dershanede sürekli bire bir etüt alıp yaptırmaya karar verdim ama iki kaftada 5 sayfa test anca bitirince dedim ki 'giberler böyle yolu yordamı' facebooktan çözdürecek kişilere bakıyordum. yaşıtlarıma ya da büyüklere yazıyordum. konu da hep sapıyordu amk yavşamaya başlıyordum.
öznur diye bir kız vardı benden iki üst devreydi okulda. hiç muhabbetimiz olmamıştı. zaten artık üniversiteli birisiydi ve lisede de ccc lerin sınıfındaydı. yüzümü karartıp yazdım
k:iyi akşamlar
ö:iyi akşamlar
k:inanılmaz yardımsever birisin diye duydum doğru mu
ö:kim öyle diyor ya ahaha
k:söyleyemem malesef ama bence de öylesin. ayrıca şirinlik abidesisin
ö:teşekkür ederim
k:biliyorum hiç konuşmadık ama bana bir iyilik yaparsan asla unutmam bunu
ö:ne isteyeceksin?
k:benim dönem ödevim var ve matematikten. ben de hiç anlamıyorum. eğer vaktin varsa sana versem yapar mısın
inanın içimde bir gram ümit yoktu. dimdirekt bu cümleye kim yaparım derdi ki amk. tamamen menfaat için yazmıştım ve bunu net olarak belirtmiştim
ö:olur yaparım
k:ciddi misin
ö:evet
k:çok teşekkür ederim o zaman haberleşelim yakın zamanda görüşelim uyar mı
ö:uyar

aynı zamanlarda lise birdeki kız arkadaşım büşra da bana yazmıştı tekrar konuşmaya başlamıştık. kız beni seviyordu öyle düşündürüyordu. ben de bsgnin bana ve bize vermediği şansı büşraya ve bize vermeye karar verdim. görüştük büşrayla konuşmanın tek tük hatırladığım yerleri şunlardı
k:tekrar olur muyuz emin misin bundan?
b:ben eminim de sen böyle soruyorsan pek içine sinmiyor gibi
k:ondan değil. hala güvenmeme gibi bir durumun var mı
b:ya yok iki yıl önce saçmaladığım birşeydi o
k:anladım. ben de istiyorum iyiydik seninle. buluşunca bile birşeyler hissettiğimi farkediyorum. ama bir şey isticem
b:ne istiyorsun
k:bak ben kısıtlanmayı ve kısıtlamayı sevmem mantık çerçevesinde. ama senin şu üst sınıflardaki çocuklarla takılmanı arkadaş olmanı istemiyorum. ben varsam kesinlikle onlar olmaz. eğer ki küsemem onlarla dersen de seni anlarım. hiçbir şey demem giderim
b:yok burak onlarla konuşmuyorum ben artık
k:geri barışmayacaksın o zaman
b:tamam

bu arada da biz öznurla hergün konuşur olduk. çok kısa zamanda sabah akşam konuşuyorduk. facebooka girdiğimde mutlaka ondan mesaj oluyordu. ve sık sık okey oynuyorduk facebooktan. işinde gücünde kızı kendim gibi boş biri yapıyordum
k:koca yanak
ö:ne var çocuk
k:bak yaaa sıkarım yanaklarını ha
ö:hadi sık da göreyim seni
k:ya artık numaranı versene sen ararım seni ansızın
ö:hayır sen ver ben ansızın aricam
k:053...
ö:oha yavaş gel ahahaha
k:biz depar atarız gülo
ö:salak ya
belki okurken dıbına kodumun malları diyorsunuz ama aşırı tatlı bir sohbetimiz vardı. ve ben hep o üniversiteli ben keko bir liseliyim sınırında kalarak ona olan sevgimi saygı çerçevesinde tuttum. kısacası aşık olmadım hoşlanmadım bile beyler. ama inanılmaz seviyordum arkadaş olarak. büşraya da bahsetmiştim birşey saklamama gerek yoktu. o da anlayışla karşılamıştı.
16 mart 2012 fenerbahçe galatasaray derbisi. büşranın doğum günü. benim 2den 1 oynadığım tek maça 50 lira veren kuponun yattığı ve ilk yarı 1-0 ken ikinci 1-2 olmuş sonra 2-2 eşitlik sağlanmıştı. 80 küsürüncü dakikada kaçan frikikle o maçın artık gelmeyeceğini anlamıştım. konu ne ara buraya geldiyse amk.
o gün büşranın doğum günü. güzel bir kafede buluştuk. ben ve basketçi yusuf varız. büşra var onun merve diye bir arkadaşı var başka kim vardı hatırlamıyorum.

yusufla birlikte ilk yarı bitene kadar büşranın doğum gününü kutlayacaktık. sonrasında kızlar başbaşa bırakılacak ve arkadaş ortdıbına gidilecekti. ilk yarı bittiği gibi kalktım mekandan yusufla. lan nasıl bir öküzüm bilmiyordum o zamanlar. o dediğim frikik kullanılana kadar arkadaşlarla oturdum. o kaçan frikik bana büşraya böyle gibko gibko davranırsam büşranın da kaçabileceğini hatırlattı.
k:yusuf ben geri dönüyorum
y:nereye lan
k:olum aptal gibi doğum gününde tek bıraktım kızı hiç mi hiç içime sinmedi şuan
y:başta düşünemedin mi bunu
k:ne bilim amk
y:gelim mi ben de
k:gel kanka istiyorsan
çıktık geri dönüyoruz kızların oturduğu kafeye.
k:bak beni görünce nasıl şaşıracak şimdi
y:ya gibtir git bırakmışsın kızı ilk başta
k:olsun o benim böyle bir mal olduğumu biliyor sıkıntı etmez o. döndüğüm için mutlu bile olacak bak gör
ben kafeye bu düşüncelerle giderken yakınlara geldiğimizde gördüm. benim gıcık aldığım tayfayla oturuyorlardı. 5-6 erkek büşra ve merve. tıkış tıkış oturuyorlar amk üç kişilik koltukta. anasını gibim kan beynime sıçradı. yusufun niye sıçramış onu anlamadım. o saniyelik donmayı yaşarken ben, yusuf çocukların yanına gitmişti. birşeyler söyledi el kol yaparak sonra da beni gösterdi.

hepsi dönüp bana baktı. büşranın beti benzi attı kalktı bana doğru yürüyor. diğer binler sadece ordan bakıyordu kimse yerinden kıpırdamadı rahatsız olmuş bile görünmüyorlardı. ben de döndüm arkamı yürümeye başladım sokakta. büşra da hızlı adımlarla bana yetişmeye çalışırken sesleniyordu
b:burak
b:dur artık bi
yetişip önüme dikildi sonunda. çok seri yaş akıyordu gözlerinden. ağladığı için ona üzüldüm. oysa o halde olan benken.
b:burak lütfen gitme
k:gitmeyip napim
b:ya gitme işte
k:bak ağlama hala bu durumda üzüldüğün için üzülüyorum. bana üzüldüğün için daha çok üzülüyorum. benim elimde olmadan haksız olduğun halde üzülen sen olduğun için sinirleniyorum da
b:tamam ama gitme konuşalım bak
k:ne konuşacaz dıbına koyim ya. ben sana o kadar dedim bunları sevmediğimi. sen de tamam dedin. söz verdin. daha ilk haftada olana bak
b:yemin ederim konuşmuyorum ben onlarla. sürpriz yapmışlar arayı düzeltmek için habersiz gelmişler. merve söylemiş yerimizi. içlerinden birisi mervenin sevgilisi zaten
k:umrumda değil ya. ben senin umrunda olsaydım durmazdın orda. kaç erkeğin arasında sıkışık oturuyorsun lan dellendim ha.
b:ayıp olmasın diye kalkamadım. valla kalkacaktım çok durmayıp
k:tamam ben gidiyorum
b:ya gitme diyorum! döv döveceksen. vur bi sinirin geçsin.
k:vurmam
b:valla vur hakettim sinirini at. bu sinirle gitme burak.
k:tamam bırak hadi. küsmedim de sana. ayrılmıyorum da cidden. ama şuan gitmem lazım duramıyorum.
tuttum gözyaşlarını sildim. yanağından öptüm yunusla ahmeti aradım onlarla buluştum

y:ket sen mal mısın niye o an aramıyorsun bizi
k:ben ne zaman benim için kavga etmenizi istedim
y:tamam da önemsiz birşey mi bu
k:bilmiyorum sinirim geçer sandım ama içim içime sığmıyor şuan yunus. aşırı öfke doluyum şuan.
a:ne istiyon sen şimdi napak
k:bilmiyorum
a:bilmiyorum değil söyle bir şey yapak amk. ya sinirini hazmedecen ya da gidek dövek rahatla
k:tamam gidek yarın
y:nasıl bulacaz bunları
k:ben haber veririm
eve gittim büşraya mesaj attım
k:orda olanlara söyle yarın hepsiyle konuşmak istiyorum şu saatte şurda
b:burak saçmalama birşey yapma kimseye
k:dediğimi yap yoksa ayrılırız.
b:tamam yazdım ama dediğin yere gelmiyorlar. istasyonda buluşursanız gelecekler
k:tamamdır.
sabaha kadar kafamda senaryolar döndü. ben yokken dönen muhabbetler ne olmuştur onları kuruyorum binbir çeşitte. hepsi beni daha çok sinirlendiriyordu. yarın napacam onu düşünüyordum. yine sinir basıyordu. sinirden uyuyamadığım bir iki geceden biridir o gece benim hayatımda.
sabah oldu dershaneye diye çıktım ahmet yunusla buluştum. salih ve diyadin diye bir çocuk daha gelmişti. bizimkilere önce bunların arkadaşı olan adnanı bulmamızı söyledim. ondan diğerlerinin numarasını alırdık. çocuğun dershanesini biliyordum bulduk bunu
k:adnan baksana
a:hayrola ket
k:sametlerin numarasını versene
a:napacan
diyadin:sanane ammına koduğum ver lan telefonunu
a:kardeş durun bi dıbına koyim noluyor ya.
salih:sus lan ver numaraları
a:alperin numarasını verim
yunus numarayı alıp aradı
y:alo kardeş alperle görüşecektim
-buyur kardeş hayrola
y:hayır mayır yok. dün haberleşmiş olmamız lazım görüşecek miyiz bak gelecez istasyona
-gel lan gel
y:olum bak düzgün konuş lan kullanma
-konuşmuyorum napacan.
y:tamam biz istasyona geliyoruz bir saate kadar numaramı kaydet haberleşiriz seninle

o gün bile paramız yoktu hayat yine bize yokuş yapıyordu. toplam 10 lira para vardı. o yüzden yürüyerek gitmeye karar verdik. yolda o kadar yorgun düştüm ki 'valla gibtir edin geri dönek' dedim.
s:lan gibecem boş konuşma boşuna mı kalktık geldik lan biz.
adam haklı amk. ama ben de hem uykusuz hem aç hem susuz neredeyse iki saat yürüdümç zütüm çıkmıştı tabiri caizse. bu binler de istasyona gitmişler bizi arıyorlardı 'beyler gelmiyorsanız söyleyin kapatalım konuyu uğraştırmayın' falan diye söylemlerde bulunuyorlardı. en sonunda vardık istasyona. ben önden salihle gittim.
k:selamın aleyküm
-aleyküm selam
samet:buyur baba dinliyoruz derdin nedir
bu herifi okuldan da biliyorum amk. gayet düzgün türkçesi vardı. ama o an kürt şivesiyle konuşuyordu bize. sanırım o ağızla bize göz dağı vermeye çalıştı
k:kardaş ben sevgilime söyledim sizinle görüşmesini istemediğimi. siz niye ona rağmen gidiyorsunuz
samet:doğrudur eyvallah. biz de küstük zaten. barışmak için gittik.
k:barışmayın küstüyseniz dıbına koyim.
benim çok pis gıcık aldığım yusuf diye bir çocuk vardı aralarında. onla birlikte biri daha horozlandı. zaten onlarda 4 kişiydi. bizimkiler uzaktan ayaklandıklarını görünce gelmeye başladılar
yusuf:hayırdır lan sana mı soracaz
k:senden ayrı bir gıcık alıyorum bak
yusuf:sen kimsin lan gevşek
samet:yusuf sus lan adam haklı dıbına koyim. kardeş bak cidden özür dilerim. arkadaşlarım adına da özür diliyorum. belki ben senin yerinde olsam senin gibi sakin kalamazdım
adam özür diledi napılır ki amk. bizimkiler de gelmişti o arada. onlar da duydu sametin dediklerini.
k:kardaş eyvallah o zaman bu saatten sonra yazmazsanız iyi olur. konuşup görüşmenizi istemiyorum.
ben bu cümleyi derken salih, alperle hasancanla sohbet eden ahmet ve yunusun yanına gitti. yunusun kulağına şeytan gibi fısıldadı amk.

yunus gözler irileşti kaşlar çatıldı.
y:kardaş alper hanginizdi
a:benim
yunus çocuğun suratına vole vurdu. dıbına koyim içim sızlamadıysa zütüm. inanılmaz sert vurdu. çocuk oturduğu yerde geri düşüp kaldı öyle. herifler tam olay tatlıya bağlandı derken kavga çıkınca şaşırdılar tabi. ben de şaşırdım ama içime su serpildi o tekmeyle.
samet:napıyonuz lan ammına koduklarım giberim ha sizi
salih:sus lan yarram
diyip atladı çocuğa salih. yatırdı yere çıkardı kemeri kırbaçladı herifi. ahmet de bu arada hasancana bir iki tokat çekti. benim sevmediğim yavşak yusuf 'beyler yapmayın gözünüzü sevim ya' diye dayak yiyen arkadaşlarını sadece sözle kurtarmaya çalıştı. biraz dövünce çektik gidiyoruz atlayıp otobüse polis falan gelmeden kaçacaz. arkamızdan sövüyorlar 'dıbına soktuklarım göreceksiniz siz'
a:dıbına koyim bekleyin çantayı unuttum orda
ahmet geri giderken dıbına koyacam diyen yusuf 'kardeş ne geliyorsun hala' diye pıstı. ahmet çantasını aldı geldi atladık otobüse kendi semtimize döndük. otobüsten indik bir tane numara aradı
-laaaan yavşak senin adın burak mı
k:he benim
-sen yeğenlerimi dövdürmüşsün yaşına başına bakmadan gibecem seni
yüzüne kapattım yine aradı
-kapatma lan yavşak
k:aramayın dıbına koyim yediğinizle kalın lan
kapattım yine sürekli arıyorlar ama başka başka numaralardan. salih aldı telefonu
s:lan uzatmayın dıbına koyim dayak yemeyi bilin. sıkıntınız varsa bana ulaşın
diyip kapattı. ama hala aramaya devam ediyorlardı. artık canıma tak etti. çalan telefonu açtım. karşıdaki sesle benim sesim üstüste bindi.
k:ne var dıbına koyim -sürpriiiiiiz
-oha telefon öyle mi açılır gerizekalı
k:kusura bakmayın kimsiniz
-öznur ben
k:özür dilerim. ama gerçekten tam zamanında aradın.
-noldu
k:anlatırım daha sonra

beyler çok sorun oluyor iki gündür. pcye kaydedip atıyorum sorun olduğu zaman sitede. hem topluca okursunuz böyle daha iyi. görüşmek üzere yarın bugünlük bu kadar