ilk dönemi de geride bıraktık bu olaylarla. ikinci dönem hepimiz sevdiğimiz edebiyatçı esra hocayı beklerken emine diye başka bir hoca geldi yerine. sınıf hocası olduğu halde neden değişmişti anlamadık. şimdi bizi hiç tanımayan bu kadın sınıf hocası olmuştu birden. yaşım küçük kafam ergendi ama anlıyordum. hoca hakkımda kötü duyumlar almış amk tanışma faslında adımı söyleyince yüzü düştü huurnun. iki üç hafta süre geçtikten sonra toplantı yapmak istedi velilerle. bizimkiler geldi hafta içi okula. müsait olan hocalar ailelerle birşeyler konuşuyordu. ben hep nefret ettim veli toplantılarından göze batan tip olduğum için bire on katıyorlardı hakkımda. yine aynısı oldu. kahpe coğrafyacı anneme 'oğlunuz o kadar haylaz ki artık hiçbirşeyine karışmıyorum. derse baktığı yok demiş' kadın ağlaya ağlaya gitti okuldan. ben hakkım yenildiği için yine dellenmiş vaziyette buldum coğrafyacıyı.
k:hocam ben size bir ayıp mı ettim
-yok oğlum
k:ne zorunuz var o zaman benimle. niye abartarak annemi dolduruyorsunuz. kadın ağladı gitti sizin yüzünüzden.
-ben olanı söyledim ekstradan birşey demedim
k:hocam her hafta açıyorsunuz projeksiyonu kapatıyorsunuz ışıkları sınıfta beş kişi dinliyorsa dinliyor. biri de benim. gerisi uyuyor. uyuyanla derdiniz yok ben uyumuyorum o mu fazla geldi size. notlarım iyi değil diye ben niye haylaz oluyorum. sizi sınıfta takmıyorlar bile. ben bundan sonra saygılı da olmuyorum derse de bakmıyorum.
yeni sınıf hocası ne kadarını duyduysa duymuş. o haftaki dersinde girer girmez kestirdi beni gözüne

o an hatırlamıyorum sebebini belki sadece bsg trbindeydim dıbına koyim ama tam ters anımda haklı olduğumu düşündüğüm konuda benle tartışmaya girmeye yeltenmişti. giberler amk
-sen hocalarınla nasıl konuşuyorsun
k:nasıl konuşuyormuşum
-ayağa kalk önce bir
k:kalktım hocam iyi mi böyle
-bak şimdi de bana saygısızsın
k:ben kimseye haksız yere saygısızlık yapmıyorum hocam.
bizimkiler de olum tartışma bak sınıf hocası giber diye mırıldanıyorlar bana. bu lafları beni daha çok öfkelendirdi o an.
k:bi susun la karışmayın. istediğimi söyleyemeyecek miyim ben
-saygı çerçevesinde söyliceksin
k:hocam ben sandığınız aksine gayet saygılıyım. şimdi kıyafetim düzgün durmuyor. bol giyiyorum. saçım başım çalışkan öğrenci gibi düzgün değil diye saygısız mı oluyorum.
-ben öyle mi dedim. coğrafya hocanla nasıl konuştuğunu duydum sen benim öğrencimsin. beni utandırmaya hakkın yok
k:kusura bakmayın hocam gurur duymanız lazım. ben haksızlığa uğradığımda kendimi savundum. sırf tarzım size uygun gelmiyor diye damgalamışsınız hepiniz. ve nasıl oluyorsa kafanızda yapmadığım şeyler kurup aileme söylüyorsunuz. haketmediğim yalandan birşey yüzünden ailemi üzerseniz ben de sizi üzerim. saygı da beklemeyin. yaşınız kim olduğunuz umrumda değil. beklentim de çok yok. ben sadece benimle durduk yere uğraşan hocalarla sorun yaşıyorum. yoksa gidip not vermedi diye ne saygısızlık yapıyorum ne de not dileniyorum.
amk karısı ikili tartışmada beni haksız çıkaramayınca çok sinirlendi bana. ama dicek birşey de bırakmamıştım.

Ket seri geç dershaneyi bsg ye gel

sonraki derslerde ben sınıfta yokmuşum gibi davrandı. tüm sınıfa sırayla soru sorardı. yanımdakine sorardı beni pas geçip arkamdakilere sorardı. aklınca beni dışlıyor. canıma minnet amk sormasın zaten diyordum.
ünal:ulan balını gibim bi tartıştın hocayla sınıfta dokunulmaz oldun
k:yaaa bide sus mus diyordun züt bak karışmıyor bana artık hiç
mali:ama bilendi bak sana demedi deme. kesin zayıf verecek.
k:hakettiğimi vermezse yine konuşurum amk
diğer dersinde tek tek fotokopi dağıtıyordu. ben anladım amk bana vermeyeceğini zaten. bana gelince beni es geçip yanımdakine verdi.
erk:hocam ket e vermediniz
-ben herkese verdiğimi düşünüyorum
k:hocam valla hiç üzülmüyorum umarım aramızdaki soğukluk hiç kaybolmaz. kışı severim.
diğer haftaki dersinde bir gibler anlatıyor ben yine boş boş izliyorum olayları. herkes bir kitap adı söylüyor tahtaya çıkıyordu. sınıfın yarısı tahtada amk anca o zaman 'noluyoruz lan' diyebildim kendi kendime.
-ket sen de söylemek ister misin
k:hocam inanın hiç dinlemedim
-neden
k:ben sınıfta yokum gibi davranmanız işime geliyor. zaten bana söz vermezsiniz diye dinlemiyorum
-hadi sana kopya verim gel tahtaya.
barış çubuğunu kendi uzattığı için olayı uzatmadım. keşke uzatmasaydı amk. dinlesem de dinlemesem de anca geçecek notu almıştım edebiyattan.

cuma akşamki dersler için dersaneye gittim. sınıf bodrum katındaydı. sınıfta bizimkiler yok
k:nerdesin ahmo
a:salihleyim girmicem bugün
k:ben girecem değişiklik olur
a:lan girme napacan sanki
k:dışarda da birşey yapmıyoz sınıf sıcak en azından
gökhan hocanın dersiydi. adam ders anlatırken kapı çaldı. salihle ahmet makara yapıyor adamla. ahmet sınıfa gizlice girdi salih hocayla konuşurken. geldi benim sıranın altına yattı. hoca salihin çıkarıp derse geri döndü. ahmet sıranın altından başladı
a:eyyeeeeeeeeee
-noluyor lan
a:ııııığğğğğğğ
-ket sen mi yapıyon
k:yok hocam sizle konuşurken nasıl yapim
adamın o gün mallığı tuttu beş dakika aradı düşündü bulamadı yapanı. en son ahmet kendi çıktı.
a:hocam yerde yatmaktan bıktım bi bulamadınız ya
-çık lan derse gelmemişsin zaten
diyerek çıkarttı dışarı.
-lan ne şerefsizsiniz ya
gülerek sitem etti. bir iki dakika sonra dışardan salihin sesini duydum.
s:keeeeet yakalaaaaa
k:neyi laaaaan
pencereye doğru kafayı kaldırıp avel avel bakıyordum ki üzerime toprak yağdı amk. diri diri gömdüler beni binler. ağzıma gözüme toprak girdi hep.
-ulan gibecem artık taku çıktı iyice
k:hocam valla ben de bilmiyordum. mağdur oldum şuan
-görüşecem o ahmetle
bir tak olmadı ama. yine sıramıza rutinimiz olan damarlı yannanları çizdik yine geldi sildi. kızılamayacak kadar gerizekalıydık sanırım gözünde.

ilk sınavlar da başlamış tak gibi geçiyordu yine. kopya da isteyemiyorum kimseden. organize olacak kişilerde yeterli özellikler yok. ünal ve mali hemen arkamda oturan çalışkanlardı ama ikisi de gibsen kopya vermezdi haklı olarak. niye riske girsinler ki. yanımdaki erke döndüm baktım uzun uzun. \'ne yarrama yarıyorsun lan bir tak çözemiyon\' diye içimden sövüyordum. sanki ben çok iyiymişim gibi kinlendim onun çözemeyişine.
e:noldu kanka ne düşünüyon
k:ne yannan yicez onu düşünüyorum erk
e:ben yine aynı taktik. sorudaki işlemleri tekrar yazacam çözmeye başlayıp yarısında bırakmışım, bu kadarını biliyormuşum gibi hani.
k:olum sen malsın ha. 3 yıl oldu hala aynı şeyi yapıyon amk. geliştir lan biraz.
e:ne geliştirim amk daha iyi fikrin mi var
k:boş kağıt ver ne yoruyon kendini. hoca eşek mi erk birşeyler yazmış puan verim dicek.
e:kes dıbına koyim ya ne moralimi bozuyon
k:sen bilin ben boş kağıt verecem yine aynı notu alacaz zaten
sınav başladı. sorulara baktım. çok güzel sorulardı. hangi konunun soruları onu bile anlamıyordum. bide hoca birkaç tane formül yazmış kağıda niye yazmışsa. arkamda kalem seslerini duyunca ben de başladım yazmaya. erkin taktiğini yapıyordum. kağıttaki formüllerden birini 3. soruya diğerini 7. soruya yazdım. erk benim kalem oynattığımı görünce içine kurt düştü
e:olum giberim ne yazıyon lan
k:çözüyorum
e:hadi lan ordan.
k:valla lan ezberimde kalmış geçende dersi dinlerken.
e:lan vahiy mi geliyor söyle bana da
-konuşmayın almayim kağıtlarınızı
yazmayı bitirip erkten geçebilir miyim diye rica ettim. herif kopya vermedim diye geçirmedi beni. ayağımla ite kaka çıktım sıradan. verdim kağıdı çıktım.

Lan ket pici burdayım kaça kadar yazicaksın

yazılıdan çıkanlar sınıfın yanındaki merdivenlere oturmuştu.
irem:nasıl geçti ket
k:üç dört soru yaptım işte. sen naptın?
irem:ben de birşeyler karaladım da o kadar yapar mıyım bilmiyorum
8 kişi falan olunca millet birbiriyle 'şu soruyu naptın' 'bunun cevabı 67,14 değil mi' gibi sohbetlere girdi. fonksiyon iki bilinmeyenli denklem trigonometri diyorlar. onlar ne amk ben o sınıfta hiç mi var olmadım. konu adlarını yeni duyuyordum. biraz yana kayıp tek oturmaya başladım konuştuklarını dinlememek için. o sırada huur çocuğu cumali geldi üst kattan. hepimizin arasında basamakları inerken birden dönüp bana
oç:kalk ordan oturma orda!
diye terslendi. refleks olarak kalktım ben de. sonra da düşündüm niye kalktım diye
k:hocam niye kaldırdınız beni
oç:oturma merdivenlere yasak git aşağıda otur
k:tek ben mi oturuyorum hocam. arkadaşlara niye bir şey demiyorsunuz
sesi yumuşayarak
oç:şey oğlum sen hasta olma merdivenden soğuk alma diye oturma dedim.
k:sağolun hocam düşündüğünüz için oturim yine de

not:uyduramadın havasına gel otur kafasına cumali

Üstad adamsın ya

Hjajzjez dibina koyim ama dersaneye o kadar para ver dersaneyi gib mpruk. yAZik etmissinizde neyse o segil aen bu saatte yZiyon diye amk ben hep bu saate uyanir oldum. bekliyoruz reisss devammmmm bu arada o bsg nin. fotosunu istiyorum lutfen ag

Rexx231

Yazsana ümstad

Reserved

Rezervasyonnnnnn

Okurum.

Rez.

Rezervasyon

Devam pnp

ben tüm bu kötü koşullara rağmen son sürat devam ediyordum facebookta avlanmaya. bir adet kız bulmuştum yine. kurbanın adı aslıydı. aslıyla facebookta iki gün içerisinde evlenecek duruma gelmiştik. artık buluşmamız gerekiyordu. ben tabi biraz kuduruk olduğumu her kurbanıma belli ederdim ki niyetleri yoksa boşa düşmeyim. aslıya belli ettiğimde pozitif yanıt alınca sinemada görüşmeye karar verdik. sinemaya gittim içeri girip beklemeye başladım. arkamdan bir tane küçük kız gelip dikildi karşıma
a:merhaba aslı ben
k:hadi canım
a:niye öyle dedin fotoğraflardaki gibi değil miyim?
k:hayır öylesin de
k:yanlış anlama gerçekten 16 yaşında mısın
a:evet. minyonum biliyorum.
k:aynen. kimliğini görebilir miyim cidden inanmam lazım

baktım gerçekten 16 yaşındaydı. ama tipine bakınca 12-13 gibi amk. vicdan yaptım kendi kendime.'lan bu sefer es mi geçsem' diye düşünürken baboli iç sesim olarak belirdi 'ne es geçmesi amk delisi kendine gel 16 yaşında işte'
vizyondan kalkmak üzere olan bir animasyon filmine girdik. hem animasyon hem de yeni olmayan film diye kimse olmaz diye düşündük. ön taraflarda 5-6 kişi vardı. biz en arka köşeye geçtik. bizden birkaç yaş büyük bir çift de tak varmış gibi yan tarafımıza oturdu. salon karartıldığı gibi daldım amk. salonun kararmasına bile azdım o dereceyim. öpüşürken ara ara yanımızdakilere bakıyorum ama onlar da ufak ufak öpüşüyordu. 15 dakika kadar geçtikten sonra ben baboliyi saldım artık dışarıya. kız eline aldı baboliyi otuzbir çekmeye başladı.
k:tükür eline sonra otuz bir çek
a:olur mu ya öyle
k:öyle olur asıl böyle zevk vermiyor
a:peki aşkım
o tükürme arasında bir baktım yandaki bin bizi kesiyordu. çıkardım ceketimi siper ettim edebildiğim kadar. sonra çok azınca giberim siperini diyerek tek elimle tuttum ceketi. boşta olan elimi aslının taytından içeri atıp dıbını okşamaya başladım. amk tüylerini kesmemişti ama çok azmış olduğumdan umursamadım. deli gibi avcarlıyordum dıbını. kız zevke geldi otuz bir çekmeyi bıraktı. çok pis sulandı amı inlemeye başladı. film arası oldu. inanın zütü başı toplayış şeklimiz o kadar utanç vericiydi ki. kalkık gibimi pantolona geri sokmak için büküp kıracaktım neredeyse. elimde de bir ton aslının dıbının suyu var. sarılma bahanesiyle hepsini bluzunun sırtına sildim.

a:aşkım film arası olmuşken ben bi lavaboya gidim. mısır falan alayım mı
k:sakın alma devam edelim kaldığımız yerden
a:offf sapıksın yaaaa
diye gülerek gitti. akıllı kızdı. lafımı dinleyip hiçbirşey almamıştı. ikinci yarısı başladığı gibi benim de ikinci yarım başladı. öpüşme faslını geçip dıbına attım elimi tekrar. sonra da aslının eline verdim baboliyi. aslının boynunu emmeye başladım. yetmedi amk yetmedi. bluzunu sıyırıp minicik göğüslerini avuçluyordum. artık biri birşey der mi, atarlar mı, rezil olur muyuz zerre gibimde değildi. gözüm dönmüştü o saatten sonra. devam ediyordum göğüslerini sıkıp boynunu emmeye. arada dıbını okşuyordum ama kız bildiğin işercesine boşalmıştı. sırılsıklam olmuştu. sonrasında dayanamayıp o benim boynumu yalayarak otuz bir çekmeye başladı. bir saatten fazla otuz bir çekilince haliyle balina gibi boşaldım. pantolonuma gelmedi ama tshirtüme gelmişti.
k:hasgibtir ya
a:aşkım napayım bunu
dönüp bi baktım kız elinde kalan tüm dölleri iki avucunu birleştirmiş su tutar gibi tutuyor.
k:bilmiyorum. peçete var mı çantanda
a:hayır.
k:film bitince lavaboya gidelim hemen
on dakika öyle oturduk. ben tshirte dert yanıyordum. aslı avuçlarında dölle elini çeşmeye tutan çocuklar gibi oturuyordu. film bitince dediğimiz gibi kimsenin yüzüne bakmadan koşar adımlarla tuvaletlere gittik. benim tshirtün iç tarafı batmış amk. aslının da taytına sıçramış ilk atımlarımdan birisi. sinemadan çıktık
k:aslı üzerimizde bu lekelerle gezemeyiz evlere gidelim
a:aynen aşkım olmaz böyle. daha sonra görüşürüz
iki yanağımdan öptürüp yolladım. eve gidince uyudum. uyandığımda kız kendi kendine konuşmuş amk bana yazdığı mesajlarda.
a:aşkım geldim ben
a:aşkım?
a:burak orda mısın
a:cevap ver artık
a:şerefsiz misin beni kullandın şimdi de cevap vermiyorsun
a:ne tak yersen ye yüzünü şeytan görsün
cevap verdim bunları okuduktan sonra
k:aslı ne saçmaladın uyuyordum
a:aşkım nerdesin ya iki saattir merak ettim
k:lan ne aşkımı sıçmışsın ağzıma ne olduğunu bilmeden
a:özür dilerim ya
k:ben her seferinde bu kadar boğulmaya gelemem. okuduğun belayı da al git
a:allah belanı versin
daha çok faydalanırım diyordum ama tek seferlik kullanabilmiştim aslıyı. sağlık olsun diyip yolumuza bakacaktık.

okulda da voleybol turnuvası oldu. bizim sınıfta oynayacak çok erkek yoktu. bizim sınıfta pek erkek yoktu ki amk. zorla beni yazdılar. neymiş diğerleri oynamak istemiyormuş. ben istiyorum sanki dıbına koyim bi sorun önce. herifler benden iyi ama gönülleri yok diye gibe gibe ben çıktım sahaya. voleybol oynardım oynamasına da servis atamıyordum ve bu gereksiz bilgiyi tüm okul biliyordu. bedenci huriye hakem olmuştu. bide kural vardı her sayıdan sonra diğer kişi servis kullanacaktı. yani demem o ki kaçarım yok. okulun yarısı izlerken ben servis vurmaya çalışıp sıçıp batıracaktım. sıra bana geldi
k:hocam beni biliyorsunuz pas geçelim mi beni
-olmaz oğlum kural bu
k:ya hocam taklada da böyle oldu bakın...
-lan sinirlendirme beni vur şu topa
millete de maskara olduk. bu konuşmaları duyup gülüyordu tüm izleyenler. ilgiyi üzerimden atmak için acele ederek saçma bir vuruş yaptım. çok komikmiş gibi güldü yine binler. ama sahada fena değildim o yüzden bir süre rahat olabilirdim. derken yannan gibi üst üste sayılar yedik yine bana geldi gibtiğimin servisi. derin bir nefes alıp yaradana sığınarak manşet vurdum. mükemmel gitti amk. ben bile inanamadım. alkışlar çığlıklar koptu birkaç saniye. ıslıkların arasında 'nolur gib beni keeeeeet' diye bir bağırış duydum ama sahibini bulamadım. zaten puştun biridir diyip aldırış etmeden oyuna odaklandım.