Beyler bilenler bilir ben hemşireyim. Bunu çok entryimde belirttim. inanmayanlar pm den yazsın buluşalım. Neyse gelelim hikayemize öncelikle yaşı küçük kardeşlerimizin okumaması gerekir bunu da belirteyim. Hikayemize geçelim.

O gün araba çarpmış bi hasta geldi acilen ameliyata aldık iç kanaması vardı 2 saatlik ameliyat sonrası sonuç belliydi. 'kurtarılamadı hasta ex' saat 14:48 doktor bu sözlerinden sonra çıktı içerde biz hemşireler kaldı. Bağlanmış kabloların hepsini çıkardık. Hasta sahipsiz biriydi herhalde hiç bir yakını gelmedi. Tekerlekli yatağa alacağımız zaman elimi sıktı. Kalbim yerinden çıkacak gibi oldu. Ulan öldü olm öldü kendine gel dedim kendi kendime. Adamın yüzünde bi tebessüm vardı o diğerlerinden farklıydı..

ilgi gelirse devam ediyorum beyler.

Gözüm sürekli üstündeydi. Sanki her an canlanacak gibiydi. zütürdüler onu yıkama felan yapıcaklardı. 1 saat sonra felan çağırdılar bizi' hasta morga indirilecek. ' içimde bi kıpırtı vardı bilmiyorum hiç böyle olmazdı. indirdik küvete sokarken gözü hafif açılmıştı. Bana bakıyordu olm göz göze geldik lan nası olurdu bu? Hemen elimi şahdamarına koydum atmıyordu ölüydü..

O gün aklım hep o hastadaydı. Üzerimde bi etki yaratmıştı. Nöbetim vardı o gece hastane de kalacaktım. Koridorlar boştu. Bi acil kısmı doluydu. Üst kata çıktım loş bi ışık vardı kimse yoktu taki onu görene kadar. koridorun sonunda biri vardı. Hasta elbisesi giyinmiş bana bakıyordu. 5 saniyeye yakın şokta kaldım. Bana el salladı ve yangın merdivenine girip uzaklaştı. Napıcağımı bilmiyordum aklıma direk bugün morga aldığımız hasta geldi. O muydu?..

Hayır Ercan hayır. Kafan incin senin böyle şeyler düşünme dedim kendi kendime eve geldim direk uyudum. Rüyama girmişti. 25 yaşlarında esmer can bonomo gibi bi tipi vardı. Hastane elbisesi üzerindeydi yine neden kurtarmadın beni neden sen yapabilirdin sana güveniyordum sürekli bunları söylüyordu. Ve her söylediğinde daha fazla yaklaşıyordu. Nefes nefese uyandım. işe gidesim yoktu. Ama mecbur gidecektim. Hastanın yakınları varmış. Küvetten çıkarıp ortaya yatıracaktık..

Ben ve 3 arkadaş Küvetten çıkarıp ortaya yatırdık. Arkadaşlar gitti ve yakını gelene kadar benim burda kalmam gerektiğini söylediler. Bekledim 'aç' 'aç' diye bi ses geliyordu. Bu ondan geliyordu. Yüreğim ağzıma gelmişti. Üstündeki örtüyü yavaşça açtım. Gülüyordu, gözleri kapalıydı nefes almıyordu. Ama gülüyordu. Hızlıca kapıya doğru yaklaştım korkudan yerimde duramıyordum. Tam kapıyı açtım doktor ve yakını kapının önündeyim. 1 kaç saniye bana baktılar

Noldu evladım dedi doktor. Kekeleyerek Yo-yok bişi dedim. Hadi sende gel bizle içeri dedi doktor. Girdim. Üstü açıktı, ben açmıştım. Ama gülmüyordu hasta. Doktor bana dönerek oğlum bunun niye üstü açık dedi. Ho-hoc-hocam derken hastanın yakını olan 25 yaşlarındaki adam birden güldü. Doktor ona döndü noldu dedi. Adam, o deliydi kendisini arabanın önüne attı, o deliydi, sende delisin, beni göstererek 'bak oda deli iyi bak iyii' ve kahkaha attı. Doktor hemen dışarı çıkarttı. Bana küvete hemen geri sok dedi. Nolmuştu o adama anlamadım..

Hemşire arkadaşları çağırdım tek başıma sokamazdım. Ben başında beklerken elimi tuttu beni sokma o dar yere yalvarıyorum sana lütfen koyma dedi ağlayarak. Sonra birden kahkaha atarak yok orası çok geniş ikimizde girebiliriz dedi. Sonra tekrar ağlayarak beni yalnız bırakma orda yalvarırım sana.. Sertçe kapı açıldı..

Beyler okuyanlar ilk entryi şukularsa sevinirim.

Sertçe kapı açıldı, uyandım, evet sandalyenin üzerinde uyuya kalmıştım. Hasta orada duruyordu. Ama üstü örtülmüştü ben mi örtmüştüm? Hatırlamıyorum. Tek hatırladığım az önce gördüğüm rüyaydı. izin aldım dışarı çıktım. Eve gelirken tüm köpekler bana bakıp havlıyordu. Bazıları kaçıyordu. Eve geldim. Akşama kadar onu düşündüm sonra yarın ola hayrola diyerekten uyudum. uyumaz olaydım rüyama girmişti, neden gittin, orda ikimizede yer var, neden gittin diyerek kahkaha atıyordu bi kaç saniye sonra aynı sözleri söyleyerek hüngür hüngür ağlıyordu. Neler oluyordu bana uyandım pgibiyatri hocamın yanına gittim..

Hasta bilinçaltını etkilemiş geçer dedi ama sen hemşiresin her gün ölü görüyorsun dedi daha önce böyle oluyormuydu dedi hayır dedim hiç böyle olmamıştı yani korkmazdım ölülerden niye böyle oldu şimdi anlamadım. Neyse işime bakayım ben dedim geçer herhalde diye düşündüm. Bir ameliyata girecektik bi hastaya safra kesesi ameliyatı. Girdim içeri 5 6 dk sonra ameliyat başlamıştı ameliyat masanına geldim. Kalp atışlarım tahmin edemeyeceğiniz kadar hızlanmıştı. O, o oradaydı. Doktor başlamıştı. Birden bağırdım ağlayarak o, o, o 3 kez tekrarladım. Bana baktı hasta göz bebeği yoktu tebessüm etti. Ve doktor beni dışarı attı. Koşarak eve geldim, ağlıyordum..

Beyler yeni uyandım kusura bakmayın. Hikayeyi anlamayanlar gitsin okumasın. Muhtemelen yaşı küçüktür.

Evde annem vardı. Herşeyi anlattım ona. Bi hocaya gitmemi söyledi. Hastane den sonra giderim diyip ertesi gün hastaneye geldim. O günkü ameliyatı yapan doktor yanıma geldi. 'neydi o günkü halin'  bende ölen bi hastanın üzerimde etki bıraktığını söyledim. Oda bana safra kesesi ameliyatı olan hastayı gösterdi. Bak hastanın durumu çok iyi. Hasta o değildi. Peki ya o günkü gördüğüm? Deliriyormuydum acaba?

Ertesi gün rapor alıp tanınmış bir hocanın yanına gittim. Herşeyi anlattım. O ölen hastanın içindeki cin, öldükten sonra çıkmıştır. Ve muhtemelen sana sarmıştır dedi. Korktum. Hiç olmadığı kadar. Napmam lazım dedim. Bu cuma buraya gelmemi ve o ölen hastadan bir obje almam gerektiğini söyledi. Yoksa bu cinle fazla yaşayamazsın dedi. Çıktım eve geldim yine uyuyana kadar onu düşündüm. Nası obje, bi saç teli bi tırnak parçası bişi almam lazımdı. Nasıl alacaktım. Allahım neden benim başıma böyle bişi gelmişti..

Beyler işteyim ara bulunca yazıyorum biraz geç oluyor kusura bakmayın.

Aşağı morga indim. Hasta küvetteydi fakat bugün çıkaracaklardı. Üstünde çıkış saati felan yazıyordu. Küveti açtım tüylerim diken diken olmuştu. Bembeyaz dı. Ama bi tuhaflık vardı saçları ve tırnakları yoktu. Napıcağımı bilmiyordum. Süre azalmıştı. Aklıma tek çare geldi. Elimdeki neşterle parmağını kesecektim. Bunu yapmak zorundaydım. Sert bir darbeyle bastım neşteri serçe parmağına. Parmağı steril bi poşete koydum. Küveti kapatırken gülüyordu. Dişleri gözüküyordu. Korkarak uzaklaştım poşeti çantama koydum. Daha 1 buçuk gün vardı cuma gününe. Doktor çağırdı. Hastayı çıkarıp ortaya yatırın gelip alacaklar dedi..

Aşağı indik arkadaşlarla küveti açtık. Gördüğüm görüntü karşısında hayrete düştüm. Hastanın serçe parmağı yerindeydi. Nası olurdu bu az önce kestim. Çıkardıktan sonra hemen yukarı çıktım. Çantamı açtım, parmak yerindeydi. Koridora çıktım hastayı zütürüyorlardı bir tabutun içinde. Eve gelmiştim. Aklımdan çıkması için eğlenecek bişiler bulmaya çalışmıştım. Ama olmuyordu sürekli aklımdaydı. Annem sarma yapmıştı. Bi kaç tane yedikten sonra iştahım kapandı. Sofradan kalkacak iken annem zorladı ye dedi. Bende 1 tabak aldım ve tv nin karşısına geçtim. Bir film vardı komedi filmi. izlerken sarmalarıda yiyordum. Bi süre ağzımda iğrenç bi tat hissettim. Sarma çok sertti. Ağzımdan çıkarıp baktığımda direk kustum. Tırnaksız bir serçe parmağı..

Dışarı çıktım hemen hocanın evine geldim. Evin kapısını çalıyordum fakat açan yoktu. Bahçede zincirli bir köpek vardı. Biraz havladıktan sonra sanki darbe almış gibi ağlamaya başladı. Ve kulübesine çekildi. Korkmuştum. Kapı açıldı 60 yaşlarında bir kadın açtı muhtemelen karısıydı. Noldu evladım bu saate hayırdır dedi. Halil hoca ev demi dedim. Halil hoca arkadan gördü beni içeri çağırdı. Olanları anlattım. Parmak yanında mı dedi. Hayır dedim. Parmak yanında mı dedi yüksek sesle. Yo-yok hocam dedim. Cebine bak dedi. Elimi cebime attığımda gerçekten de parmak oradaydı. Poşetin içindeydi. Elim titreyerek uzattım poşeti ona. Parmağın derisini yüzdü ve su dolu bir bardağa attı. Bağdaş kur ve gözlerini kapat dedi. Kapattım. Başımda Arapça kelimeler okuyordu. Bi süre sonra gözlerim kendiliğinden açıldı yanıma o adam vardı oda bağdaş kurmuştu ve ağlıyordu. Korkmuştum. Hoca düşünme onu diyerek bağırdı. Ve yanımda birden kayboldu. Hoca Arapça kelimeleri bağırarak söylüyordu. Ve gözlerini kapat dedi tekrardan. Suyu içmemi söyledi. O derili suyu. ilk önce reddettim fakat zorla içirdi. Sonra Arapça kelimeleri tekrar bağırarak söyledi.

Uyandım, hoca daha iyimisin dedi..

Beyler bu partı atıp cumaya gidiyorum.

iyiyim dedim. Derisi yüzülmüş parmağı vererek bunu geri sahibine ver dedi. Nası yani? zütür bunu mezarına göm dedi. Tamam yarın zütürürüm dedim. Hayır bu gece ver dedi. Hocam saat gecenin 3 ü nasıl vereyim ya onlar tekrardan musallat olursa dedim. Korkularınla savaş dedi. Bu saçma gelmişti bana onlar cin nasıl savaşırım? Çıktım aldım babamın arabasını yola çıktım. Saat 3 buçuk gibi mezarlıktaydım. Yavaş yavaş ilerliyordum. Ama bi sorun vardı o hastanın mezarının yerini bilmiyordum. Mezar bekçisi vardı. Camı tıkladım kuran okuyordu. Açtı camı buyur evlat dedi. Aman allahım bune lan adamın serçe parmağı yok. Gördüğüm an koşarak uzaklaştım. Mezarlığın içinde nedensizce koşuyordum. Durdum. Soluk soluğaydım. ilerde bir adam vardı. Mezarın başında ağlıyordu. Yanına doğru yaklaştım. Elimi omzuna attım. Adam birden dönerek onu sen öldürdün sen öldürdün diye boğazıma sarıldı. Bu adam hastanın yakınıydı. Bana, bize deli diyen adamdı. Boğuluyordum. Çok sıkı tutmuştu..

Beyler beğenmeyen okumasın aq zorla iş yaptırmıyoruz. Bu kadar işin içinde yazıyoruz, laf yapıyorsunuz. Ayrıca bazı partları anlamayanlar olmuş muhtemelen yaşı küçüktür onların. Okumasınlar.

Bekçi gelmişti arkasından sopayla vurmuştu. Gözüm direk bekçinin serçe parmağına kaydı. Yerindeydi, şaşırdım, korktum. Genç senin ne işin var bu saatte burada? Dedi. Cevap vermedim. Direk mezarı kazarak elimdeki poşeti içine koydum. Arkadan bekçi bağırıyor, napıyosun evladım derdin ne? Koyduktan sonra sen karışma sakın elleme dedim. Ve koşarak arabaya bindim. Eve geldim. Yatağa girdim direk ve uyudum. Rüyama girmişti. Bi ağacın altında bağdaş kurmuş oturmuştu. Ve serçe parmağını göstererek, parmak için teşekkür ederim dedi. Korktum kaçmaya çalıştım arkamı döndüğümde hemen önümde duruyordu. Benden kurtulamazsın diyip serçe parmağını yiyiordu. Fazlasıyla iğrençti. Uyandım. Hocanın yanına gittim. Anlattım olanları. Bana bi muska yaptırdı. Bunu sakın üstünden ayırma dedi..

Ertesi gün hastaneye geldim. Yorgundum. 1 kaç saat zar zor çalıştım. Lavaboya girdim. Aynadan arka tuvalet gözüküyordu. Elimi yüzümü yıkadım. Gözüm o tuvalete takıldı. Kapısı açıktı ve içeride bi hasta vardı bana sırtını dönmüş bişiler yapıyordu. Yavaşça bu tarafa döndü ve elinde ekmek tuvalet suyuna banıp yiyordu. Üstelik morgdaki hastaydı. Korkudan bayılmıştım. Ayıldığımda yanımda doktorlar beni inceliyorlardı. Serçe parmağım dikişliydi. Neler olduğunu sordum. Tuvalette kendi parmağımı kesmiştim..

Raporluydum. Bir süre gitmeyecektim işe. Yaklaşık 2 gün sonra Halil hocaya gittim. Tekrardan anlattım herşeyi. Cin senden intikam almak istemiş dedi ve tuvalete muskayla girdiğin için tam zamanını bulmuş ve parmağını kesmiş dedi. Fakat ben kestim dedim parmağımı. Hoca o sen, sen değilsin dedi. Hiç bişi anlamamıştım. Napmam lazım dedim. Bu cinden kökünden kurtulmanın tek yolu var dedi. Ölü adamın mezarının yanında 1 gece yatacaksın. Fakat o gece cin seni tamamiyle alabilir dedi. Bu bir risk işi. Cinden kurtulmam için yapmam gerekliydi. Ama ya ölürsem? Hoca şimdilik bir muska daha yazdı ve gönderdi..

Yapacaktım. Saat gece 12 gibi mezarlığa geldim. Hocayı aradım mezarlığa geldim felan dedim. Bana ne olursa olsun sakın gözünü açma ve yerinden kalkma dedi. Ve bu konuşmadan sonra telefonu kapatmamı söyledi. Tamam dedim ve geldim. Mezarının dibindeydim. Uzandım kapattım gözlerimi uyumaya çalıştım. Ama olmuyordu bir şey göz kapaklarımı yukarı kaldıramaya çalışıyordu sanki. Hemen dibimde domuz sesleri geliyordu. Bu nası olurdu burası kapalı bir mezarlıktı ve bu bölgede domuz yaşamazdı. Gözlerimi kapalı tuttum. Açmamam gerekti. Karnıma yukarıdan bişi düştü. Yerimden kalkmadan ve gözlerimi açmadan elimle bakayım dedi. Karnımın üstündeydi. Bir poşetti. Ve elimle tuttuğumda farkettim ki poşetin içinde bi parmak vardı. Kalp atışlarım inanılmaz yükseldi. Kalkıp kaçacaktım fakat hocanın dedikleri aklıma geldi. Ağlıyordum. Sertçe toprağı sıkmıştım. Üstümden tır geçiyor gibiydi. O derece bir ağırlık vardı. Üstüme su akıyordu. Hatta yüzüme. Bu sidik kokuyordu. Bu nasıl bişi lan kalbim dayanamadı bayıldım. Uyandığımda üzerimde 2 muska da yoktu. Ve etrafımda poşette bulunan serçe parmakta. Ezan okuyordu. Sabah ezanı..