1. 1.
    +4 -3
    Montumu alıp dışarı çıktım. Çok sinirliydim. Babamla ettiğim her kavganın ardından canım sigara içmek istiyordu.Her seferinde de içiyordum. Fakat o akşam param yoktu. Sigaram da.. Evin aşağısındaki parka indim.4 tane kız oturuyordu bankta. Kahkahaları sokağın başından duyulurdu heralde. Normalde kimseden sigara istemezdim,o an ki sinirle yüzsüzlüğüm tuttu. Yanlarına doğru yaklaştım. Kızın bir tanesi beni kesiyordu. Yaklaşınca yanlarına, kahkaha atmayı kestiler.Bir tanesi “ne istiyorsun?” der gibi baktı. Kafamı yere eğdim;
    ···
  2. 2.
    +3 -1
    "iyi akşamlar. Sigaranız var mı?" dedim.
    "Evet" diyerek uzattı pakedi. Biraz utandım.
    "Çok sağ olun. Aceleyle çıktım evden, biraz da moralim bozuk. Unutmuşum dalgınlıkla.Çok teşekkür ederim" dedim ve pakedi açtım. içi boştu. Kahkalarının dozu yükseldi.
    "Sigaramız yok canım. Yani sana yok.." dedi gülerek.
    dudaklarımı sıktım;
    "insanlığınızı gibeyim!" dedim, huur Çocukları!

    O kadar sinirliydim ki,o an savaş çıktı deseler; ülkeyi tek başıma savunacak cesaretteyim. Canım aşırı derecede sigara istiyordu. “Aklımı gibeyim! tak vardı kızlardan sigara isteyecek. Kendi kendime rezil oldum” diyordum içimden. Ama bir yandan da hiç umrumda değildi..
    ···
  3. 3.
    +1 -2
    Eskiden oturduğumuz sokağa gittim.Tek derdim sigara bulmaktı. Sokağa girdim, marketin önünde Hazal’ı gördüm. Yanına gidemedi, annesi vardı. Cebimden telefonu çıkartıp, mesaj attım;
    "Sokağın sonundayım, acele gelmen lazım Hazal."
    "N’oldu,ne var?"
    "Gel dedim iki dk."

    Sonra geldi yanıma. Acelesi vardı ve kimsenin görmesini istemediğinden tedirgindi. Hazal,eski sevgilimdi.Şimdi sadece arkadaşız. Yani o öyle olmamızı istiyor. Yoksa onu halâ sevdiğimden şüphesi yok..
    ···
  4. 4.
    -2
    panpalar ben bi cay koyup geliyorum siz ufaktan rez alın 23:45 gibi devam edicem
    ···
  5. 5.
    -2
    "Nasılsın Hazal?"
    "Muhabbet etmeye gelmedim.Çabuk söyle ne istiyorsun?"
    "Sana ihtiyacım var."
    "Bak Çağıl, beni böyle her istediğin zaman çağıramazsın. Eskisi gibi olmayacağımızı ikimizde biliyoruz.Bu şekilde davranmaya devam edersen seninle bir daha görüşmeyeceğim."
    "Yanlış anladın beni. Babamla yine kavga ettik, moralim çok bozuk."
    "iyi de bundan banane? Senin sorunların beni ilgilendirmiyor."
    "Tamam o zaman, senden son bir şey isteyeceğim. istersen ondan sonra yüzüme bakma. Umrumda bile değil.."
    "Söyle?"
    "Bana 50 kuruş verebilir misin?"
    "Ya sen ne kadar yüzsüz bir insansın. Gelmişsin bir de beni ayağına çağırıyorsun.Al 5 lira veriyorum sana,bir daha hayatıma girme olur mu?"
    "50 kuruş yeter bana. Fazlasına gerek yok. Hatta bundan sonra sana da gerek yok."
    "Artan parayı zütüne sokarsın o zaman. gibtirgit şimdi!"
    ..

    O gece ben mi çok insan gibiydim, yoksa onlar mı çok huur çocuğuydu bilmiyorum.
    Neyse. Aldım sigarayı. Boş bir apartmana geçip oturdum.Bir içişim vardı, görmeliydiniz.izmaritini bile içtim. Gururumu gibmişler, ciğerlerim bin olmuş çok mu sanki..
    Daha sonra Fırat geldi yanıma. Sınıftan arkadaşım..
    ···
  6. 6.
    -1
    "Napıyosun lan burda?"
    "Sigara içiyorum, kafam çok bozuk."
    "Peder mi yine?"
    "Hee ya."
    "gibtiret oğlum. Takma,ergenlik dönemleri olur böyle şeyler. Edebiyat ödevini yaptın mı?"
    "Ne ödevi oğlum? Gelmiyorum bundan sonra okula falan."
    "Niye lan?"
    "Bırakıyorum."
    "Oğlum salak mısın sen? Bırakıp ne tak yiyeceksin. Amele mi olcaksın? inşatta dıbına giberler seni, giberler.."
    "inşattan başka iş mi yok lan.Hem hangi parayla okula gidicem? Bitti diyorum artık, babam falan kalmadı.."
    "e dershane nolcak?"
    "Dershanenin de dıbına koyayım! Hepsi para tuzağı. Soyguncu pekekentler!"
    "Oğlum saçmalama.Hem sen bu adamla hergün kavga ediyorsun.Ama sonuçta barışıyosunuz. Büyütme bu kadar, düzelir."
    "Bu sefer farklı.Çok ağır konuştum,bi’ daha o eve girmem"
    "Nerde kalıcaksın?"
    "Bilmiyorum"
    "Aman be oğlum ya.Ne sıkıntılı adamsın. Derdin hiç bitmiyor."
    "Bana 1 milyar bulabilir misin?"
    "Hee bulurum. Banka çeki mi istersin, nakit mi? 10 liraya züt veriyorum ben,ne milyarından bahsediyorsun dıbına koyayım! Hem napıcaksın o kadar parayı?"
    "izmir’e gidicem.300 liraya falan bi ev bulurum.1 aylık kirayı peşin öderim, sonra da bi iş.. Oh,krallar gibi yaşarım lan. Kimsenin sıkıntısını çekmem."
    "Çok boş düşünüyosun.O kadar kolay mı sanıyosun?"
    "Kolay oğlum. Nerden bulabilirim onu söyle sen."
    "Nerden bileyim dıbına koyayım ya! Bilseydim başıma iş aşacağını buraya gelmezdim."
    "gibtirgit oğlum o zaman. Zorla tutmuyorum."
    "Bak napalım biliyo musun? Sen şimdi eve git,bir hafta falan bekle. Halledicem ben o işi. Beraber gidicez"
    "Lan anlamıyor musun? Eve gidemem diyorum. Zaten eve gidecek olsam izmir’de ne işim var."
    "Nerde kalıcaksın?"
    "Bakarım ben başımın çaresine rahat ol."
    "Yürü lan yürü!"
    "Nereye oğlum?"
    "Lan gel benimle çok konuşma."
    ···
  7. 7.
    -1
    lan kimse takip etmiyormu amk bir kaç kişi rez alsın
    edit:neyse amk yinede devam
    ···
  8. 8.
    +2
    insanın anne-babasını seçme fırsatı olmuyor. Fakat arkadaşlar öyle değil.Kan bağı olmamasına rağmen, varmış gibi davranıyorlar. Hayatımda doğru yaptığım tek şey buydu. Fırat o gece bunu çok iyi ispatladı.

    "Burası kimin evi lan?"
    "Babaannemin."
    "Oğlum çıkıp gelmesin kadın ben burdayken. gibtir et,senin de başın ağrımasın benim yüzümden"
    "Hortlaklardan korkuyo musun?"
    "Ne hortlağı lan?"
    "Babaanem diyorum, cehennemde kim bilir kaçıncı kazığa oturuyo şu an.Sen sıkıntı yapma, kafana göre takıl burda. Yarın sabah almaya gelicem seni."
    "Sabah napıcaz?"
    "Oğlum para istemiyor musun sen?"
    "Evet."
    "O zaman 1 hafta boyunca benim dediğimi yapacaksın. Okula gidicez."
    "Yol param yok."
    "Rahat ol ben de var."
    "iyi, tamam."
    "Karnın aç mı?"
    "Hayır."
    "Olsa da evde bir şey yok zaten.Aç kalmadığın iyi oldu."
    "Tamam dıbına koyayım espri yapma!Git hadi sabah görüşürüz. He,bir de şu parayı al Hazal’a verirsin yarın."
    "Hani oğlum paran yoktu? Ne parası bu?"
    "Lan sen Hazal’a ver. zütüne sokmaya çalışmış ama alışı senin kadar kuvvetli değilmiş de.
    "Ne olduğunu anlatmazsan vermem."
    "Sonra anlatırım.Sen ver, dediğimi de aynen söyle. Tamam mı?"
    "iyi, tamam."
    "Hadi gibtirgit şimdi, uykum var uyucam."
    "Tamam görüşürüz, telefonun açık olsun arıycam sabah. Hadi öptüm,iyi geceler."
    "Alarmı kurarım aramana gerek yok. Öpme, görüşürüz."
    ···
  9. 9.
    +1
    "Kirlendim, kirlendim yıkandım, kirlendim. Kilitlendim.. Soydum, kendi derimi.
    Tırnak kontrollerini sevmedim hiç aslında, şefkatten uzattım hep ellerimi..”

    Sabah “Mebel Matiz - Arafta” müziğiyle uyandım. Fırat arıyordu. Telefonu aldım;
    "Alo!"
    "Günaydın kanka."
    "Noldu lan sabah sabah?"
    "Uyuyo musun oğlum halâ?"
    "Aramasaydın uyuyo olcaktım."
    "Tamam iyi oldu o zaman aradığım. Hadi hazırlan, geliyorum yavaş yavaş. Önce bi kahvaltı yapalım, sonra da okula gideriz."
    "iyi gel."

    Kıyafetlerimi giyindim. Saçlarım çok yağlıydı, dokunmadım.Dağınık kaldılar.Az zaman sonra zil çaldı, ayakkabılarımı giyip aşağı indim. Okulun arkasındaki börekçiye gittik beraber. Fıratta para vardı,o ısmarladı..

    "Akşam Hazal’ı gördüm, vericektim senin parayı ama sonradan dedim gibtir et."
    "Oğlum ben sana o parayı ona vermen için verdim. Niye zütlük yapıyosun?"
    "Ya yürü git ben öyle şey diyemem bi kıza."
    "Oğlum şuna kız deyipte benim sinirimi bozma."
    "Harbi mevzuyu anlatıcaktın? Noldu?"
    "Ne noldu oğlum, dün işte parasız çıkınca bunu gördüm marketin önünde.50 kuruş istedim, çıkardı 5 lira verdi üstünü de zütüne sokarsın dedi. Kaldım dıbına koyayım öylece.Bir şey diyemedim, çok oturdu."
    "hahahahahahahahahahahhaha"
    "Gülme giberim belanı! Birazdan okula gidince zütüreceksin o parayı. Yoksa fena olur."
    "Tamam ya.Lan ne diycem sana bak.Şimdi okulda milletten para isteyelim.200-300 buluruz. Gerisini de babamdan çalarım."
    "Ne milleti lan? Dilencilik yapmam ben."
    "Dilencilik değil oğlum. Borç istiycez ama ödemiycez. izmir’e gittikten sonra gibsen bulamazlar bizi."
    "O da hırsızlık olur.Bi de babanı mı soycaz dıbına koyayım!"
    "Oğlum o para babama koymaz sen rahat ol.Hatta ruhu bile duymaz.O para bizim geleceğimiz olcak.."
    "Neyse okula gidelim de bi.."
    ···
  10. 10.
    -1
    Daha sonra okula gittik.ilk ders fizikti. Afedersiniz ama kafam züt gibi oldu. Zilin çalmasını beklerken saniyenin ilerleyiş hızını hesaplamıştım.36.saniyeden sonra zaman daha çabuk akıyordu..
    Neyse. Tenefüs oldu, kantine indik Fıratla.Ben masaya oturdum, Fırat milletten para dilenmeye başladı.-Pardon, borç istemeye..-
    Masada otururken Emir geldi yanıma. Emir,okulda herkesin tanıdığı bi çocuktur.Çevresi baya geniş. Beraber çok kavgaya girmiştik zamanında. Sağlam çocuktur. Yanıma oturdu;

    "Hayırdır lan nerelerdesin kaç gündür? Semte geliyorum oralarda da yoksun."
    "Aga durumlar kötü. Pederle kavga ettik yine,evi terkettim dıbına koyayım.Şehir dışına çıkıcam para kovalıyorum."
    "Nereye, memlekete falan mı?"
    "Yok be oğlum. izmir’e.."
    "Ne kadar lazım?"
    "1 milyar falan."
    "Oha dıbına koyayım!"
    "Oğlum taşınıyorum diyorum. Artık ömür boyu izmir’deyim."
    "Lan 1 milyarda çok para.Ne kadar var şuan?"
    "Şuan hiç yok. Fırat bakınıyo işte etrafa."
    "Dur ben de bi bakayım."
    "Aga yalnız geri ödeyemem o parayı."
    "Paranın dıbına koyayım. Rahat ol sıkıntı yok."

    Dışarıdan bakıldığında; edepsiz, kavgacı,uyuşturucu bağımlısı, kısacası serseri gibi görünen tiplerin, içlerine girince bambaşka bir güzelliğe sahip olduğunu görmüştüm. Zamanında babamı dinleyip, onlarla arkadaşlık yapmasaydım gece vakti vücudumun parçalarını çöp konteynerında bulabilirlerdi. Hayatımda yaptığım en doğru şeydi; serseri arkadaşlar edinmek. Çünkü onlar, beni üzenler karşısında Tanrı kadar acımasız oluyorlardı..

    Masadan kalkıp koridora çıktım. Fırat sınıfın kapısında para sayıyordu;
    ···
  11. 11.
    +1
    "Napıyosun lan?"
    "Kanka paranın dıbına koyduk! Tam tdıbına 375 lira var."
    Çok sağlam gülümsedim;
    "Hadi lan! Oğlum yırttık lan o zaman."
    "Aynen. Haftaya izmir yolcusu kalmasıııınnnn!!!"
    "Tamam lan bağırma. Sakla parayı da bi yere. Emir de ayarlayacak para."
    "Oğlum o çocuğa kazık atmayalım lan."
    "Yok sen rahat ol. Paranın amna koyayım, sorun değil dedi."
    "He iyi o zaman."

    Evet. Para bulmak bu kadar kolaydı. Biraz hırsızlık gibi olacaktı ama olsun. Haram yemek açlıktan ölmekten iyidir dedim..

    Okul çıkışında Hazal’ı gördük. Fırat’a hemen;

    "Koş lan,git ver parayı" dedim.

    Fırat’ın tam koşmaya başladığı anda bi çocuk yaklaştı Hazal’a. El ele tutuştular.
    Fırat’a ne kadar “Dur” dedimse de sesimi yetiştiremedim. Fırat Hazal’ı ve yanındaki lavuğu durdurup;

    "Hazal,bu parayı Çağıl gönderdi sana. zütüne sokmaya çalışmış ama alışı senin kadar kuvvetli değilmiş."
    "Ne diyosun sen be!"

    Yanındaki çocuk atıldı hemen lafa, ismi Ümit’miş;
    "Kim lan o Çağıl dediğin? Gelsin bana söylesin o lafını zütü yiyorsa. Kıza söylemek kolay tabi."

    Fırat çok sinirlenmişti. Hazal’ın hatırına sustu diye tahmin ediyorum. Daha sonra geldi yanıma;
    "Oğlum duymuyo musun? O kadar dedim sana bekle diye. Yanındaki lavuğa ayıp olmuştur dıbına koyayım. Hazal ne dedi?"
    "gibeyim Hazal’ı! Onun yüzünden patlıyorum sinirimden.O lavuk dediğin çocuk gelsin o lafları bana söylesin zütü yiyosa dedi senin için.Ben de baktım öyle suratına mal mal."
    "Sevgilisi miymiş o ?"
    "Bilmiyorum. Galiba."
    "Nüfus müdürü müyüm dıbına koyayım. Ne bileyim."
    "Tamam lan trip yapma. Parayı toparlayalım onun da anasını gibicez."
    "Bırak abi ya.Bi elin oğlanından dayak yemediğimiz kalmıştı. Senin sayende o da oldu."
    "Oğlum dalsaydın o zaman! giberim senin tribini.Her taka zırlayacaksan hiç uğraştırma beni. Kimsenin nazını çekicek durumda değilim."
    "Tamam tamam kızma. Sigara var mı?"
    "Gel buluruz."
    ···
  12. 12.
    +1
    Okulun üst tarafındaki bakkalın önünde sigara içtik.Çok sinirliydim ama hiç belli etmiyordum. Sabır diyordum, sadece biraz sabır..

    Akşama kadar dışardaydık. Ordan,burdan, gördüğümüz tüm tanıdıklardan para istiyorduk. Saat 9’da eve geldik.Çok yorulmuştum;

    "Lan çok yoruldum ya."
    "Al benden de o kadar.iyi para topladık ama kanka.Bu kadarını beklemiyodum vallahi."
    "Kaç para oldu?"
    "430 TL"
    "Oh be.Bu gidişle 2 gün sonra izmir’deyiz."
    "Aynen."

    Saat 10 gibi Emir aradı;
    "Alo. Çağıl, nerdesin lan?"
    "Fırat’ın evdeyiz. Noldu?"
    "Geliyorum bekleyin."

    Para bulmuştu kesin. Baya sevinçliydim. Kapı çaldı, Fırat açtı Emir salona doğru girdi konuşarak;

    "dıbına koyayım talih kuşunuzum, ayağınıza geliyorum bi de.Kıymetimi bilin Allahsızlar!"
    "Noldu lan? Piyango falan mı çıktı?"
    "Size çıktı dıbına koyduklarım.Bi teklifim var size, hayır derseniz giberim ama."
    "Ne?"
    "izmir’e ben de gelicem."
    "Para?"
    "Ev buldum kanka. Arkadaşın evi.Ama çocuğun annesi kanser olduğu için ailesiyle kalıyo istanbul’da.Ev boş yani.Hem işte var. Manitalar desen, cıvıl cıvıl. Yaşadık oğlum yaşadık!"

    Fırat’ın imalı bakışlarıyla tecavüze uğramış kadar oldum.
    ···
  13. 13.
    0
    tamam panpalar daha seri olucam
    ···
  14. 14.
    +1
    "Emir, yorgunuz be oğlum acelesi yok zaten.He şey sorcaktım ben sana.Ümit diye bi çocuk var, Hazal’ın yanında takılıyo hani. Kim o lavuk?"
    "Yeni taşınmışlar. Kuzeni var bi tane, bazen bizim parkta takılıyo.Çok pislik bi çocuk.Ne tak ararsan var. Abisi de hapisten yeni çıkmış diye duydum ama doğru mu bilmiyorum. Mevzu ne?"
    "Bi şey değil ya.Bugün ileri geri konuşmuş öyle. Anasını gibicem."
    "Kanka bulaşma istersen. Hayır,hertürlü alırsın da kalabalıklar.Pis insanlarla yüz göz olmayalım."
    "Noldu dıbına koyayım korkuyo musun? giberim oğlum gelme,tek başıma dayak yerim gerekirse."
    "Lan ne korkması. Onlar kim. Başına bela alma diye söylüyorum. Kafamız rahat gidelim."
    "Sen kafanı yorma. Diğer türlü de içimde kalır."
    "Hay senin içini gibeyim ben!.Neyse gidiyorum, yarın görüşürüz okulda.."

    Emir gittikten sonra, sabaha kadar kafamı gibti Fırat. Neymiş efendim, torbacılarla ne işimiz varmış.Sus dedim, ikinizi de giberim. Sizle mi uğraşıcam lan! Tek başıma gidiyorum dıbına koyayım! dedim ve direk yattım.
    O anki sinirle Fırat’ın gidişini bile farketmemişim. Korktu galiba gerizekalı.

    Gece telefonum çaldı. Gözlerim kapalıydı. Telefonu açmak yerine çalan şarkıya eşlik ediyordum. Daha sonra ayıldım ve telefonu açtım;

    "Alo?"
    "Çağıl sen misin lan?"
    "hee benim"
    "Kapının önündeyim, aşağı in."
    "Sen kimsin dıbına koyayım!"
    "in de gör huur çocuğu!"

    Telefon kapandı.Ürkmedim desem yalan olur. Gecenin bu saatinde kim olabilirdi ki?Pencereden baktım, perdeyi aralamadan. Apartman kapısında bekleyen adamların gölgesi yola yansıyordu..
    Çok tedirgindim.Bir yığın adam kapımın önünde napıyordu? ya da beni ne yapacaklardı.. Hemen telefonu aldım elime. Fırat’ı aradım, cevap vermedi. Tekrar aradım,4.arayışımda açtı telefonu;
    "Efendim?"
    "Fırat çabuk eve gel. Emir’i de ara. Kapının önünde bir sürü adam var.Öldürecekler beni."
    "Kim oğlum? N’oluyo?"
    "Lan çık gel!"
    "Geliyorum tamam."
    "Emir’i de çağır. Koşun hadi."
    "Tamam sen inme sakın aşağı. Kapını da kitle."
    ···
  15. 15.
    +1
    Daha önce bir çok kez kavgaya karışmıştım fakat bu sefer farklıydı. Kavga etmeyecektim çünkü. Dayak yiyecektim..
    Zil çaldı.. Açmadım.Mesaj geldi bu sefer telefonuma;

    "Korkma lan korkma. Dövmeye gelmedim.in aşağı konuşcaz.Ümit ben, Hazal’ın sevgilisi.."

    O mesaj hiç rahatlatmamıştı beni. Aksine daha da sinirlenmiştim. Komidinin çekmecesinden falçatayı aldım, bileğime sıkıştırdım.Bi sigara yakıp indim aşağıya. Apartmanın önündeki kalabalığın sesi merdivenlerden duyuluyordu. Dış kapıyı açtım,ilk basamakta Ümit dikiliyordu..

    "Hayırdır lan bu saatte?"
    "Güzel uykundan uyandırdık mı yoksa? Aah canım, kusura bakma."
    "Derdiniz ne oğlum?Bu kadar adam beni dövmeye mi geldiniz?"
    "Sen neden bu kadar kendini büyütüyosun anlamıyorum. Dövecek olsam bu kadar adam toplamazdım,tek gelirdim."
    "Ulan dıbına kodumun çocukları! Kimsiniz lan siz!? Akıllı ol Ümit."

    Ağzımdaki sigarayı aldı,iki duman çekti ve dilinde söndürdü. “Olmazsam nolucak lan huur çocuğu!” dedi ve ağzındaki izmariti suratıma tükürdü. Sokağın başında yanıma doğru koşan Fırat’la Emir’i gördüm ve direk;
    "e madem çok istiyosun.." dedim ve tam kaşlarının birleştiği noktaya kafa attım. Apartmanın 2-3 adım dışına doğru ilerledi. Toplam 6 kişilerdi.O an bi tanesi bacağıma sopayla vurdu. Acısını hissetmedim. Doğruldum ve hızlı hızlı, sağlı sollu rastgele salladım yumruklarımı.
    Daha sonra Emir’in “noluyo lan burda!” sesini duydum. Cesaretim daha da arttı. Fırat, Emir ve ben o kadar seri hareket ediyorduk ki,adamlar bizi göremiyordu bile. Fırat’ın elindeki bigiblet zinciri, Emir’deki levye ve yumruklarım adamları pert etmeye yetti.
    ···
  16. 16.
    +1
    Yerde yatan Ümit’i gördüm. Burnundaki kanamayı durdurmaya çalışıyordu. Gözlerim karardı ve bileğimde sakladığım falçata birden elime doğru indi. Yanına yaklaştım. Tuttum yakasından, başını kaldırdım ve konuştum;
    "N’oldu lan erkek.Bak elimdesin.O çok güvendiin arkadaşların da arkadaşlarımın elinde.Bak görüyo musun bunu?(falçatayı göstererek) Bunu nerenden sokayım şimdi senin? Konuşsana lan. Küfür ediyordun demin. Hadi yine et.."
    "Çağıl sakin ol."
    "Olmazsam n’olcak lan? Ölmekten mi korkuyosun yoksa? Demin erkektin, esip gürlüyodun. Delikanlıydın ya hani.."
    "Bırak beni."
    "Bırakıcam koçum,ama ruhunu.."
    "Çağıl.. Yapma!.."
    "Yapıcam. Bakalım daha ne kadar delikanlı olacaksın.Bi şey sorucam lan sana. Harbiden merak ediyorum.Şimdi cevaplamadan ölürsen ben de ölürüm merakımdan. Seviyo musun o kızı?"
    "Seviyorum."
    "Ne kadar seviyosun mesela? Uğruna adam öldürebilecek kadar seviyo musun? Ya da sırf seninle olmak istemediği için yaşadığın şehri, aileni tekedebilir misin? Küfür etse sana, sevgin karşılık vermeni engelleyecek kadar büyük mü? Ne kadar seviyosun oğlum? Duygularının büyüklüğünü değil, istediğin fiyatın büyüklüğünü söyle.."
    "Senin parana ihtiyacım yok. Geçen gün bize geldi Hazal. Birlikte olduk biz.. O beni seviyor,ben de onu seviyorum."
    "Ne,seviyorum dediğin kızı gibtin he öyle mi?"
    "Laflarına dikkat et."
    "Senin ben aşkını gibeyim!"

    O an ki sinirle şah damarına dayadım. Gözyaşları falçatayı paslatacak kadar fazlaydı. Daha yüksek sesle bağırmaya başladı. Elimle ağzını tıkadım.Tam da onu susturmuşken Emir ve Fırat’ın bağrışmaları yükseldi;
    ···
  17. 17.
    +1
    "Çağıl. Yapma lan. Bırak gitsin yeter bu ona. Bırak elindekini.Bak bi kaza çıkartacaksın şimdi.."
    "Fırat yaklaşma seni de keserim!"
    "Aga, beni kes tamam.Ama bırak gitsin.Az bi zamanımız kaldı şurda. Bi kaç gün sonra gidicez, başımıza bela çıkartma. Çağıl yalvarırım yapma kardeşim.."
    "Gitmiyorum ben bi yere.Önce bu huur çocuğunu, sonra da o Hazal huurnu öldürücem! Oğlum birlikte olmuşlar. gibmiş onu gibmiş! Yapılır mı lan bu bana. Yapılır mı!"

    Emir konuştu;
    "Kardeşim anlıyoruz seni.Ama öldürmekle çözülmeyecek ki. Bu karaktersizi öldürünce bitse,ben yaparım zaten senden önce. gibtir et,değmez.."
    "Değmiş oğlum.Bu huur çocuğu Hazal’ın her yerine değmiş!"
    "Ya onun ben dıbına koyayım! Bu ders yeter ona, akıllanmıştır.Aç ağzını konuşsun."
    "Çok geç artık.Ben ona soracağımı sordum, öğreneceğimi öğrendim.Öbür taraftakiler soracak artık ona.."

    Falçata elimde terlemişti,ya bırakacaktım; ya da şah damarına doğru kaydıracaktım..
    Emir ve Fırat’ın bağrışmaları kendime gelmeme yardımcı oldu.Ümit ise çocuk gibi ağlıyordu. Ümit’in gözlerinin içine baktım ve konuştum;
    "Ağlama lan. Öldürmicem seni.Ama şimdilik.."
    "Bırak beni Çağıl.Bi daha etrafında olmıcam. Görmiceksin bile."
    "Rahat ol,şimdi sana öyle bir şey yapıcam ki,insanların yüzüne bakmaya utanacaksın. Kimse görmeyecek seni."
    "Sakın yanlış bir şey yapma."
    "Doğrular, çoğu zaman yanlışı olur bir başkasının.Sen bunu hak ettin koçum.”

    Falçatayı tamamen kavradım avucumda. Fırat “yapma Çağıl!” diye bağırırken,tek bakışım yetti susturmaya.iki yanağından sıktım Ümit’in yüzünü.Ve anlının tam ortasına, imzasını attım. Alın yazısı denilen şey; Ümit için kocaman bir “O.Ç” kesiğinden ibaretti. Alnındaki “O.Ç” yazısı o’nun kaderiydi elbet(!).. Ağlayışının dozu daha da arttı.Çokta sinirliydi..

    "Bak koçum,bu sana şuan yapabileceğim en iyi şeydi.Şükret bununla bıraktığıma.Şimdi burda kalkıyosun, arkana bile bakmadan gibtirolup gidiyosun tamam mı? Ayaklarının zütüne değişini görücem. Hadi."
    "Çok yanlış yaptın Çağıl. Ödeyeceksin bunu."
    "Bak halâ tehtid ediyor. Ulan ölmek mi istiyosun bin kurusu! Kaybol, görmicem seni bi daha buralarda."
    ···
  18. 18.
    +1
    Gitti. Koşarak hem de.Ardına bile bakmadı,ben de arkasından.. Çok yorulmuştum, Fırat yerden sopaları toplarken, Emir’le eve çıktık. Merdivenlerde Emir;
    "Adamsın lan. Harbiden.Laf olsun diye söylemiyorum."
    "Yüzümde bi şey var mı lan?"
    "Yok oğlum, nolcak yüzünde? hepsinin anasını gibtik. Hele Ümit’in.."
    "Aga bacağım ağrıyor. huur çocuğu sopayla vurdu. Kırılmış mıdır?"
    "Sanmıyorum, bakarız evde."

    Eve çıktık, lavaboda elimi yıkarken aynaya baktım, dudağımın kenarı yara olmuştu. Uçuk gibi.. Yüzümü yıkadım, saçlarımı düzelttim ve gözlerimin içine baktım. Derin derin. O bakışımdaki özgüven hiçbir şey de yoktu.. Salona doğru yürürken, Fırat’ın sesini duydum holde. Nasıl sinirliydi,bi görseniz;
    "Ulan kim bunlar böyle! Ne sanıyorlar oğlum kendilerini? O Ümit binine de iyi ders oldu ama. Kimle uğraştığının farkında değil.Var ya,bunların hepsini bi odaya kapatıp yakıcaksın! Can çekişe çekişe ölsün huur çocukları!"
    içeri girdim;
    "Noluyo lan?"
    "Hele sen hiç konuşma Çağıl! Yüreğim ağzıma geliyodu dıbına koyduğum! Ya öldürseydin onu orda? N’olcaktı he? Korkudan altıma sıçıyodum."
    "Öldürdüm mü koçum?-Hayır.. Daha neyin kuruntusunu yapıyosun? Yaşlı karılar gibi başımın etini yiyip durma. Hepsinin anasını gibtik işte,bi daha gelemezler."
    Bilgin bi tavırla Emir konuştu;
    "Gelirler."
    "Ulan kesiyodum çocuğu. zütü yer mi bi daha gelmeye!"
    "Yer aga. Yer. Yemese bile yedirtmeye gelir.Bak gör, çok iyi biliyorum bunun gibileri. Kuyruk acısından nereye saldıracağına şaşırıyodur şimdi."

    (O sırada Ümit yanındaki adamlarla parkta oturmaktadır. Parka giderken araba camından kendisine bakıp, alnında yazan “O.Ç” yazısını görmüş ve siniri iki katına çıkmıştır..)Yanındakilerle diyalog halindedir Ümit;
    "Hepinizin Allah cezasını versin! Bir sürü adam 3 tane çocuğun hakkından gelemediniz. Nasıl adamsınız lan siz!"
    "Biz napalım Ümit.En çok yarayı yiyen sensin, bize mi yakınıyorsun bi de."
    "Ulan dövecek olan sizdiniz.Ben ne anlarım kavgadan, dövüşten.Kendim dövecek olsam sizi niye çağırayım. Hepinizin anasını gibeyim!"
    "Haddini bil Ümit. Gecenin bu saatinde senin için gelmişsek karşılığını adam gibi vereceksin. Aksi takdirde bu yaptıklarımızın hepsinden babanın haberi olur. Söylemedi deme.."

    (Ümit’in ailesi çok zengindir. Topladığı adamlar da babasının fabrikasındaki çalışanlar..)
    Tümünü Göster
    ···
  19. 19.
    +2
    Saat beşi geçmişti. Sabah ezanı okunurken, Fırat’ı poğaça almaya gönderdik. Emir’le karşılıklı sigara içiyor,bir yandan da konuşuyorduk;
    "Acı var mı halâ ayağında?"
    "Şimdilik bi şey kalmadı. Fırat’ın babaannesinin kremleri vardı banyo dolabında. Onlardan sürdüm fayda etti biraz."
    "iyi bari. Oğlum sen ne pgibopat bi şey çıktın lan.Ama öldüremeyeceğinden emindim."
    "Lan can almak kolay mı sanıyosun? Hazal’la birlikte olduk deyince gözlerim döndü.Ama az kalsın öldürecektim,son anda ayıktım kendime."
    "Oğlum daha önce de konuştuk seninle.Şu kızın peşini bırak dedim sana di mi? bak az kalsın belaya sokacaktı başını."
    "Kimsenin peşinde olduğum falan yok zaten."
    "Neyse ne aga. huurlarla işin olmasın, senin için en iyisi. Bırak Allah’ından bulsun sürtük!"
    "Düzgün konuş lan."
    "Ne dedim be dıbına koyayım ya! Halâ onu mu koruyosun lan."
    "Korumakla alakası yok kardeşim, zamanında seni seviyorum dediğim birisine küfür etmeyi kendime yakıştıramıyorum. Olay bu."

    Fırat girdi içeri;

    "Poğaçalaaaaaar. Çıtır çıtır, buyruuun."
    "Nerdesin lan iki saattir!"
    "Sıra vardı kanka. Millet işine gücüne gidiyo, giderken de kahvaltılık işte.. Çayı getir Çağıl."
    "Çay yapmadık ki."
    "Ulan dıbınıza koyayım! Giderken demedim mi size çayın altını yaktım, bakın diye!"
    "Yoo"

    Mutfağa koştuk.Çaydanlığın içindeki su kaynamaktan buhar, çaydanlıkta yanmaktan kapkara olmuştu.. Fırat konuştu;
    "Ya siz ne kadar gerizekalı insanlarsınız! 5 kuruşluk keyfimin de,çaydınlığın da dıbına koymuşsunuz.Ne tak yicez şimdi."

    Emir’le büyük bi kahkaha attık. Uzun zamandır öyle gülmemiştim.Çaydanlığı iyi ki yakmışız, dedirtti.Emir’e döndüm;
    "Oğlum niye unuttun çaydanlığı? Bak ağlattın çocuğu. Akşamdan beri yüzü gülmedi ya. Fırat,gel canım sen buraya. ahaha"
    "Aga vallahi unuttum ya,neyse olan çaydanlığa olsun. Fırat,iyi misin lan?"
    "Kötüm lan. Kötüyüm! Akşamdan beri bi bitmediniz.Ya kavga edersiniz,ya çaydanlık yakarsınız. Yeter ulan, ananız değilim babanız değilim ne uğraşırım sizin gibi sürtüklerle. yeter be!"
    ···
  20. 20.
    +2
    Kahkahalarımızın dozu daha da yükseldi, Emir konuştu:
    "Menopoza girmiş karılar gibisin şuan Fırat, farkındasın di mi kardeşim? Alt tarafı bi çaydanlık lan, nolcak.Alırız yenisini."
    "Alırsın tabi alırsın, para sıçıyoruz ya! 50 kuruşa züt veriyosun, gelmiş bi de çaydanlık alırız diyosun.Bi gibtiringidin başımdan ya."

    Araya girdim;
    "Oğlum tamam koyayım çaydanlığa, hadi poğaçalarımızı yiyelim de okula gidicez daha."
    "Aynen Fırat,kes ağlamayı."

    Sonra içeri geçtik,bi güzel doyurduk karnımızı.Üstüne de bi sigara içtik,ne yorgunluk kaldı ne de stres.. Pantolonumu ve gömleğimi giydim, kravatımı taktım,tam ceketimi giyecekken; “Falçatayı naptım lan?” dedim kendi kendime. Ceplerime baktım, masaya,koltuğa falan derken, hiçbir yerde olmadığını farkettim. Emir’e döndüm;
    "Lan! Falçatayı naptık oğlum?"
    "Sen de değil mi?"
    "Hayır. Bilmiyorum yani. Baktım heryere de yok dıbınakoyayım."
    "Dur buralardadır panik yapma,bi aşağı bakalım belki oraya bi yere atmışsındır."

    Merdivenleri üçer, dörder basamak atlayarak indim. Aşırı tedirgindim, apartmanın kapısına geldim. Sokağa doğru baktım,Ümit’in yattığı yerde kan izleri vardı. Etrafına baktım, falçatayı göremedim.. Ya çok kötü bir şaka yapıyorlardı,ya da o kanlı alet başkasının eline geçmişti. Kim bilir..
    Korkudan ölüyordum. Kalbim ağzıma gelecek gibiydi. Emir’in rahatlamam için onlarca şey söylemesine rağmen içimdeki korku zerre kaybetmemişti kendisini. Aksine,daha da artıyordu. Okula yürüyorduk. Fırat benden daha tedirgindi. Döndü ve;
    "Ya oğlum sen ne salak adamsın. Herifi öldüreceğin yetmiyormuş gibi bir de suç aletini kaldırmıyosun ortalıktan.Ya polisin eline geçtiyse şimdi? Ne tak yiycez?"
    "Fırat,bak kafamın içi şuan o kadar dolu ki; sana şuan kafa atsam ölürsün. Sus artık.”
    "Lan neyini sus neyini? Hapise giricez dıbınakoyayım! Kimin yüzünden? Senin salaklığın yüzünden."
    "Bıçak benim bıçağım oğlum, sana noluyo? Görmedin, duymadın. Ulan ilk günden beri kafamı gibiyosun ya.Karı gibisin Kuran çarpsın."
    "Lan seni düşünüyorum ben. Sen hapise girince nolcak?"
    "Kimseyi öldürmedik koçum. Rahat ol.."

    Daha sonra okula geldik.ilk ders Coğrafyaydı fakat hoca gelmediği için boş geçti. Tenefüs oldu, kantinde otururken Fırat’a;
    "Şu Ümit dingilinin sınıfına bak bakayım, gelmiş mi sınıfa hali ne öğren."
    "Geldiyse bi şey söyliyim mi?"
    "Yok, çaktırmadan bi bak işte.Bi şey deme."
    "O bi şey demek isterse?"
    "Ya oğlum bak gel sınıfta mı değil mi,ne çok konuşuyosun ya."

    Fırat gittikten sonra Emir’e döndüm;
    "Aga nerdedir bu alet ya?"
    "Oğlum hepten çıkmış aklımdan,ne bileyim.. Belki çoluk çocuk geçmiştir sokaktan onlar almıştır."
    "Gecenin 4’ünde çocuğun ne işi olur sokakta oğlum?"
    "O da doğru."
    "Polisin eline geçse bi şey olur mu?"
    "Yok be oğlum ne olacak.. Adam mı öldürdün sanki? Alt tarafı iki çizik attın,bi şey olmaz rahat ol.."
    Tümünü Göster
    ···