modlarla ilgili fıkra anlatıyoruz

mal adam amerikaya gelir ucaktan iner passaport işlerini halletmek için alirlar bunu memur sorar :
- what's your name sir?
-mal
-surname?
-adam
-sex?
mal gayet sakin cevaplar
- 3 times in a week
memur sasirir ve olayi toparlamaya calisir...
- sir you understood me wrong..i mean male? or female?
mal adam yine hic beklemeden cevaplar
- doesn't matter

dünyada nesli tükenen bi dişi maymunun devamı için bir insanla çiftleştirilmesi gerekir ancak dünyada kimse buna yanaşmaz. gelirler inci sözlüğe. mal adama derler ki ahanda şu maymunu 40000tl ye gib. mal adam der düşüniim aga. aradan bi saat geçer der tamam. sorarlar nie bu kadar uzun sürdü. mal adam;

20000e sözlüğü sattım. 20000de arkadaşlardan toparladım...

normal bi yazar, serkan ve patientia kahvede oturmuş çay iciyorlar. serkan çayını bitirince bardağı havaya fırlatmış, silahını çıkarıp bardağa ateş edip parçalamış:

- "bizim için bardaklar o kadar ucuzdur ki biz evde aynı bardakla iki kere çay içmeyiz"

patientia de bunun üzerine çayını bitirip bardağı havaya fırlatmis ve ates ederek bardağı parçalamış:

- bizim pederin eli o kadar açık ki bardak yapacak fabrikası var, aynı bardakla iki kere çay içmeyiz"

bunun üzerine yazar kardeşimiz de çayını bitirmiş, bardağı havaya fırlatmış, silahini çekip serkanı ve patientia'i vurup oldürmüş. sonra da demiş ki :

- sözlükte sizin gibi huur çocuğu patientia ve serkanlardan o kadar cok var ki, biz ayni adamlarla oturup iki kere çay içmeyiz...

mal adam kahvehanede pişti oynarken kahveye birden elinde silahla laz bir adam girer

sağdakilerin anasını soldakilerin bacısını gibeyim der ve gider.

elinde silah olduğu için kimse sesini çıkartamamıştır.

mal adam bu duruma içlenir ve bir gün yolu trabzona düşer

hemen bir kuru sıkı bulur ve ilk gördüğü kahvehaneye girer

elinde silah ile kahveye dalınca kahvedekilerin hepsi belinden bıçak sopa silah çıkartıp ayağa kalkar

mal adam dumur olur korkar ne yapacağını bilemez en sonunda sağdakiler anamı soldakiler de bacımı gibsin der

mal adam issiz bir adaya duser, birden calilarin arkasinda kazanin etrafinda dans eden yerlileri gorur.
- aha simdi yarra yedik! der.
o anda yaninda en ak sakallisindan serkan belirir:
- dur evlat, daha yarra yemedin. der
- al su taşı, süslü koltukta oturan adamin kafasina tum gucunle at.
bizim mal adam serkan'ın dedigini yapar, kabile reisinin basina tasi atinca dans eden butun yerliler bi anda buna dogru doner.
ve ak sakalli serkan finali yapar:
- aha evlat! simdi yarra yedin.

içki içmenin yasak olduğu bir devirde 4 tane mod dayanamayıp gizlice içki içmek üzere toplanmışlar.
nihayette yakalanmış tabii gavatlar.

serkanın huzuruna çıkarılmışlar. serkanın hükmü kesin: "asın hepsini!" okati atmış kendini yerlere, ağlamış, yalvarmış, serkan bey daşşağını emeyim ben içmedim sadece orada bulundum demiş. serkan düşünmüş düşünmüş o zaman bunu da yazarlara gibtirin demiş.

bunları sıraya sokup zütürmüşler. tabii o devirde kayıt kuyut işleri biraz zor teknoloji yok. mal adam, yoğurtçu ve gol atma oc yazılmış asılacak listesine. okati heyecanlanıp bağırmış: "ağalar aman diyeyim karıştırmayın gibilcek olan bendim!"

bıyıklı, mal adam birde okati bir nehir kenarına tatile gitmişler. Hepsi kendinin özelliklerinden bahsediyormuş. Neyse laf dönmüş dolaşmış.
bıyıklı demiş ki:
- Ben, demiş şu nehrin suyunun sıcaklığını derece kullanmadan bilirim demiş.
Neyse nehrin kenarına gelmiş pantolonunu indirmiş ve penisini çıkarmış suya sokmuş.
Demişki: Su 23 derece.
Sıra mal adama gelmiş o da aynı işlemi yapmış ve demiş ki :
- Su 25 derece.
En son sıra okati'e gelmiş. okati de aynen nehrin kenarına gelmiş ve pantolonunu indirip penisini suya sokmuş.
ikisinin yanına gelmiş hiç tepki yok.
Herkes bir tahmin bekliyormuş okati'de ses yok.
Meraklanmışlar ve sormuşlar:
- Senin tahmini ne?
okati yanıtlamış:
- Valla demiş suyun sıcaklığını bilmem ama derinliği 60cm.'di

ülke ekonomisinin zayıflamasından ürken başbakan yardımcısı mal adam bu durumu başkan serkan'a iletmeye karar verir.
mal adam ve ekibi huzura çıkmışlar:

- başkanım, devlet hazinesinde para kalmadı. yeni vergilere ihtiyacımız var, diyerekten.. . inci, fotür şapkanın altından kafasını kaşımış,
- eeee! nasıl vergiler bulalım?, demiş..

- köprülere bizim yazarlardan koyalım, geçen modlardan, ekşi yazarlarından para alsınlar! başkan,
- tamam, demiş. aradan bir süre geçtikten sonra sormuş mal adama:
- tepki var mı?
- hiç bir tepki yok!

- iyi o zaman köprünün diğer tarafına başka yazarlar koyun, çıkandan da para alsınlar! aradan bir süre geçmiş, inci:
- var mı şikayet?
- yok! halkının tepkisizliğine kızan başkan, gürlemiş:

- köprülerin ortasına da bir yazar koyun, geleni geçeni gibsin! aradan birkaç gün geçmiş, modlardan bir tepkinin olmamasına içerleyen başbakan, çağırmış modları ve co-mod köpeklerini. derdinizi dinleyelim hele bir, demiş gitmişler toplantı odasına. başkan inci sormuş:

- var mı şikayet? ses yok. inci tekrar :
-var mı şikayet ? şikayeti olan söylesin! diye gürleyince arkalardan okati'nin cılız sesi duyulmuş:
-başkanım, o köprünün ortasındaki yazar var ya!..
- eeee!, demiş başkan bir umutla...
- aksamları çok kalabalık oluyor, sıra uzuyor, eve geç kalıyız, bir iki yazar daha koysanız

Bıçkın ve aynı zamanda hovarda okati ölür ve cehenneme gider. Cehennemde bir kaç gün kaldıktan sonra cennet görevlisi sarhoş amip gelir ve:
- Seni cennete zütüreceğim.

Bizim bıçkın okati halinden memnun görevli amip'le cennetin yoluna koyulurlar. Cennetin kapısına yaklaştıklarında içeriden feryat figan sesler duyar ve sarhoş amip'e döner;
- Sen beni cennete zütürecektin ?
der. amip burası da cennet deyince;

- içerideki sesler nedir¿

amip:

- Haaa o sesler içeride ki iyi insanlara kanat takılacak onun için sırtlarına delik açılıyor demiş.

Bizim okati ürkmüş, cennetin yolunda biraz daha ilerlemişler bu sefer geçen ki seslerden daha acı ve yoğun sesler gelmeye başlamış. okati yine sormuş;

- Şimdi neler oluyor, neden sesler daha acı?

amip:

- iyi insanların başlarına halka takılacak onun için başlarını deliyorlar. Bizimki iyice korkmuş ve ben cehenneme gitmek istiyorum deyince sarhoş amip:

- iyi ama orada da sana kuyruk takacaklar demiş.

Bıçkın diye bildiğimiz okati:

- Olsun olsun nasıl olsa onun deliği önceden hazır.

biyikli , okati ve serkan ölürler. kıyamet gelip hepimiz göçtükten sonra bu üçlüyü görmek için gardiyana giderim.
ilk olarak biyikli nin nerede olduğunu sorarım.
gardiyan beni takip et diyip 458 numaralı odanın oraya zütürür. ve kapıyı açar.
sümüklü ağzı burnu yamuk bir herifin biyikli nin yanında olduğunu görürüm. biyikli perişan haldedir.
gardiyana sorarım "niçin bu herif var yanın da biyikli niçin bu kadar üzgün" diye.
gardiyan cevap verir "biyikli dünyadaki yaşamında tam 3 civciv öldürdü onun için yanına bu adamı koyduk" der.
ben onun durumuna üzülürüm ama okati yi merak ederim. gardiyana onun nerede olduğunu sorarım
beni 690 numaralı oda nın önüne zütürür ve kapıyı açar.
sümüklüyü bırak taklu sidikli kambur leş gibi kokan bir karının yanında okati var. direkt kapıyı çekerim.
okati nin bu durumuna çok üzülürüm tabi. gardiyan da "okati hayatında 8 civciv öldürdü bu kadını ceza olarak verdik" der.
serkan ı merak ederim ama bir o kadar da görmeye korkup tiksinirim. daha beter biri çıkacağından ötürü.
yine de sevdiğim bir arkadaşım olduğu için onun da nerede olduğunu sorarım.
gardiyan beni 666 numaralı odanın oraya zütürür. kapıyı açıp açmamasında tereddüt ederim ama sonunda kapı açılır.
gözleri mi kısmış bir şekilde odaya bakarım. aman tanrım o da ne? gözlerim birden kocaman açılır.
jeniffer lopez tadın da angelina jolie güzelliğin de adriana lima sexyliğinde bir hatun serkan ın yanında.
şaşırırım. derim "serkan hiç civciv öldürmedi galiba."
gardiyan; "serkan ı bilmem de bu kadın hayatın da 28 civciv öldürdü ceza olarak serkan ı verdik yanına" der.
hikaye burada biter. sevgiler ♥

mal adam biri bigün cüzdanını kaybetmiş ve yolda kalmış, eve gitcek amk, yoldan taksiyi çevirmiş, şoför de bizim serkan
-abi demiş beni eve kadar at parayı orda öderim

serkan kabul eder mi? olmaz amk demş basmış gitmş, neyse mal adam gibe gibe gitmiş eve kadar, ertesi sabah kapıdan çıkmış bide ne görsün amk, dün geceki taksici serkan karşı durakta duruyo ama 3. sırada, napsamda şu herifi bi züt etsem diyo bizim mal, 1. taksiye yanaşmış

-s.a okati burdan taksime kaça zütürürsün?
okati 10lira demiş
-tmm demiş ben 20 verim, bide arkadan vericeksin
okati gibtiri çekmş tabi, sonra peşindeki gol atma oc'ye yanaşıp kaptan burdan taksime kaça atarsn
gol atma 10lira demiş.
-tmm demiş ben 20 verim, sen de bana bi kere ver.

tabi buda gibtiri çekince mal adam'a sıra geliyor esas oğlana

abi demiş burdan taksime kaça atarsn?
10 lira yeter demiş serkan

-mal adam hiç bozuntuya vermeden, tamam abi ben sana 20 lira verim, benim için bide şu öndeki abilere gülümseyerek el sallarmısın geçerken

serkan da 20 liranın heyecanıyla yumuşak bir gülümeseme atarak tabi ne demek der.

serkan'ın oğlu okati Avrupa'da master yaparkan serkan bir mektup yazar:
-"Oğlum sizin orada aids varmış dikkat et. Sana bulaşırsa, senden karına,
karından bana, benden anana, anandan da tüm köye bulaşır".

bizim modlar ve yazarlardan birisi turistik amaçlı gezi için tarifeli uçağa binmişler. yolcu olarak 3 mod, delikanlı bir yazar ve bir de personele ait ufak çocuk bulunuyormuş.

hiç beklenmeyen bir anda uçak türbülansa girmiş ve kaptan uçağın kontrolünü kaybederek düşmek üzere olduğunu anons etmiş. bizim modlar paraşütleri ararken bagaj kısmında 4 adet paraşüt bulmuşlar.5 yolcudan birisi uçakla birlikte ölecekmiş.

ilk mod hemen atlamış, ben serkan'ım demiş ben çok ünlü bir adminim. birinci paraşütü o almış.

ikinci mod ise kahvede çıkan amlı.ben sözlükteki tek bakire mod'um. paraşüt benim hakkım diyerek ikincisini takmış sırtına.

sıradaki mal adam "bem çoq iyi modum, hem bu bin normal yazar bizdem deqil. ikiye bölsünler son paraşütü ahahaha" diyerek takmış zütüne üçüncü paraşütü.

bizim delikanlı yazar ve ufaklık birbirlerine bakmış. yazar demiş ki;

ben hayatı yaşadım yeterince, senin önünde büyük güzel bi hayat var diyerek paraşütü çocuğa vermiş.

çocuk ise yazar'a sessiz bir şekilde; "sanada paraşüt kaldı.mal adam benim beslenme çantamı aldı.."

sarhos amip kiliseye gider ve rahibe sorar:

-"Efendim ben fahiselik yaparak para kazaniyorum. Kazandigim paralarla da fakirlere yardim ediyorum. Benim günah-sevap durumum ne olur?".

Rahip okati de biraz düsünür ve sunlari söyler:
-"Kizim gelen gideni zütürür, yedigin yanina kar kalir"

bizim iki mod yoğurtçu ile bıyıklı gezmeye çıkmaya karar vermişler. köyden istanbula gitmisler, dere tepe dolaşırken masaj salonu gormusler. dikkatlerini çekmiş. iç masaj 40 lira dış masaj 20 lira tabelasını okumuşlar. "yoğurtçu fakir olduğundan dış masaj 20 lira" daha hesaplı demiş.

girmisler bakalim nedir diye, hatun gelmis bunlara masaj yapmis, biraz yalamış bunlarn boynunu, aleti falan. acaip mutlu cikmislar bunlar, koye gitmisler.

millete anlatiyorlar, herkes merak ediyor tabi mekanı. iç masaj diye bişey var onu da yaptırip geliyoz demiş bıyıklı. sonra bi daha gitmisler ayni yere, bu sefer "iç masaj 40 lira" yazıyor tabelada. bu daha iyi demiş yoğurtçu ama bende 20 var. bıyıklı parayı düşünme ben hallederim demiş. girmişler içeri dış masaj istemişler.

kendilerine ayrılan odaya girdikten sonra iri yarı azman herifin teki gelmiş. bunlara masaj yapmis bi güzel de de gibmiş göndermiş.

bizimkiler disari cikmis bıyıklı genç arkadaşı yoğurtçuya dönerekki, la 40 yıllık yoğurtçu, bunu gidip köyde falan anlatma.
bizim köylü milleti cahildir, iç masajdan anlamazlar, bizi gibildik sanarlar...

Orginal behlule okati bir gun pazara cikarlar babacan bi abimizin tezgahinin onunde durmuslar pazarci dayi bunlara ne istediklerini sormus behlul pirasa demis okati patlican adam sasirmis haliyle pazarci dayi ,sonra behlul de fikrini degistirmis patlican olsun demis ikili birbirine bakip siritmislar ;pazarci anlam verememis bunlara ne kadar olsun diye sormus behlul 2tane ver demis adam almis ikitane tartmis neyse donmus behlule 1 tane daha koyimmi demis bi kilo olsun. okati ordan atlamis hemen iyi madem onuda yeriz demis.

Mal adam ve okati tarlada çalışırken okati'yi penisinden yılan sokmuş. Mal Adam hemen koşarak telefonda doktora " Okatiyi yılan soktu ne yapalım? " demiş.

Doktor da "yılan sokulan yeri emip emip tükürün" demiş.

Mal adam okatinin in yanına gitmiş, okati merakla " Doktor ne dedi? " demiş.

Mal adam cevap vermiş "Ölsün pekekent dedi."

okatiyle Yeni evlenen bıyıklının cinsellik ile alakalı hiç bir bilgisi yoktur, okati de bir o kadar saf, ilk gece ne yapacaklarını bilmeden oynaşırlar. Sabah olduğunda bıyıklının babası oğluna sorar ne oldu ne yaptın.? Bıyıklı cevap verir valla henüz birşey olmadı, ama çok yakında olur der babasına.

Ertesi gün olur bıyıklının babası yine sorar ne oldu.? Cevap yine aynı "bişi olmadı". Aradan birgün daha geçer, bıyıklının babası yine sorar oğluna ne oldu. >Bıyıklı bu sefer farklı bir cevap verir. Valla bayağı yumuşattım yakında kesin delerim der.

Aradan bu şekilde birkaç gün daha geçer, ama hiç bir değişiklik olmaz sonunda babası bıyıklıya: Bak oğlum, bizim köyün altındaki köyde namlı bir adam var namınca ona delikçi Mal adam derler, istersen onu kimse duymadan çağırıp şu işi hallettirelim yoksa rezil olucaz elaleme. Bıyıklı tamam der ve babası haber yollar delikçi Mal adama, mal adam gelir akşama eve ve der ki beni bu gece yeni gelinle(okati) yalnız bırakın, sabaha işi bitirmiş olarak size teslim ederim der, bizim kör cahillerde tamam derler, mal adam zaten hovardanın önde gideni namı ile delikçi mal adam..

sabah olur delikçi okatinin işini bitirmiş vaziyette babaya teslim eder, üstüne üslük yaptığı hizmetin ücretinide alır ve çeker gider. Akşam olduğunda okatiyle bıyıklı yalnız kalırlar bu arada okati işi öğrendi tabi tecrübe sahibi oldu, ne de olsa bıyıklıya her şeyi neyi nasıl yapacağını gösterir ve sabah olduğunda babası tekrar sorar ne oldu oğlum tamammı bıyıklı cevap verir. Ya baba tamam da ben göbekten uğraşıyodum delmeye bu adam çok aşağıdan delmiş ya.

Babası cevap verir o pekekent ananıda ordan delmişti.

bursalı yogurtcu ve siirtli okati iki gay arkadaştır veotoyolda müşteri beklemektedirler;

bursalı yoğurtçu okatiye dönerek

• sizin oralarda muallaklik zor olmalı
-evet, alirler dövirler dövirler, ormana zütürirler zikirler, tekrar dövüp orda bırakirler

yoğurtçu dehşete düşerek, hiii, inanmıyorum vahşet bu der.

okati sorar
-sizin orda nasıl muallaklik?

+bizde sabahtan hamama gidilir bir güzel yıkanıp paklanırız, sonra akşamüstüne doğru evden gelip özel şöför alır kuaföre gidilir, kuaförden sonra müşterilerle buluşup lüks bi restoranda yemeğe ordan da bi bara gideriz, vur patlasın çal oynasın bütün kurtlar dökülür, daha sonra beş yıldızlı bi otele gidilir , hizmetimizi veririz sabah da yine özel şöför evimize bırakır.

-okati duruma içerlenir ama birazda imrenir. ohoooo bu sosyal imkanların yarısı siirtte olsa siirtin alayı muallak olurdu!!

iki aile varmış ve her iki ailenin de birer kız çocuğu.
Birgün misafirlikte serkanlara gidelim demiş bıyıklının ailesi. sohbete başlamışlar;

serkan: Eee sizin kızdan ne haber?..

-bıyıklı genç:

sarhoş amip iyi sayılır Valla işte biliyorsunuz, işe girdi geçen sene. Başını kaşıyacak vakti
yok. ilk başlarda geceleri fazla mesai yapıyordu. Sonra hafta sonlari da
çalışmaya başladı. Patronu çok sevmiş her işi ona veriyormuş. Derken Ankara
seyahatleri başladı. Bizimki çanta sekreter gibi patron nereye o oraya.
Sonra Paris seyahatleri filan en sonunda bu iş böyle olmayacak dediler, patronu
ev tuttu. Deli gibi çalışıyor evladım. Ee! , peki kahvede çıkan amlı ne alemde?

serkan: Valla bizimki huur oldu ama ben sizin kadar güzel anlatamıyorum.