-
1.
0Evet beyler ve az sayıdaki bayanlar.
Şimdi size mitoloji hakkında bilgiler vereceğim.
Merakı olanlar doluşsun başlığa.
Edit: sıra sıra mitolojik tanrılar ve mitoloji hakkında bilgi vereceğim. Artık verebildiğim kadar.
Edit2: rezervlerinizi alın. Yarın kaldığım yerden devam ediyorum panpalar.
En son bu entryi iyice düzenleyip katogorize edicem. Haydi yarın görüşmek üzere. -
2.
0-adonis-
Kıbrıs'ın ilk kralı Kinyras ya da Suriye kralı Theias'ın oğludur. Köken ve kaynak olarak güney Akdeniz ve Anadolu efsanelerine bağlıdır. Özellikle Sümer ve Hitit kaynaklarından gelmektedir (Sümer'deki Dumizzi / Temmuz-inanna / iştar ve Hitit bereket tanrısı Telepinu, Kybele-Attis efsaneleri).
Tanrıça Aphrodite'nin lanetine uğrayan kralın kızı Myrrha ya da Smyrna babasına aşık olarak onunla birlikte olmuştur. Bunun farkına varan kral, bu günahı temizlemek için kızını öldürmeye kalkmış, ancak tanrılar araya girerek Myrrha'yı kurtarmak için onu bir mersin ağacına dönüştürmüştür. 10 ay sonra bu ağacın kabuğundan çok güzel bir bebek olan Adonis çıkmıştır. Çocuğa aşık olan Aphrodite, onu gözlerden uzak tutmak için Persephone'ye emanet etmiş ancak Persephone de Adonis'e aşık olarak onu geriye vermemiştir.
Bunun üzerine araya giren Zeus, Adonis'in yılın 4 ayını Persephone, 4 ayını Aphrodit, geriye kalan zamanı da gönlünce geçirmesine karar vermiştir. Adonis'de kalan zamanını Aprodite'ye ayırmıştır. Kıskançılğa kapılan Ares ya da Artemis, Adonis'in üstüne bir yaban domuzu salmış ve domuzun boynuzuyla yaralanan Adonis, bir süre sonra ölmüştür. Kanından baharçiçekleri bitmiştir. Adonis'in yardımına koşan Aphrodite'den, ayağına batan diken nedeniyle akan kan tanrıçanın çiçeği olan beyaz gülü kırmızıya boyamıştır.
Kışın yeraltında yaşayan baharla birlikte yeryüzüne çıkan Adonis, toprağın ve bitkilerin yeniden canlanışını simgeler. Adonis törenleri, yazın en sıcak zamanında yapılır. Ölü Adonis'i temsil eden küçük bir tahta heykel etrafına kadınlar saksılar içinde solmuş çiçekler dizerler ve ağıt yakarlar. -
3.
0-athena-
Athena, Yunan mitolojisinde akıl, sanat, strateji, barış tanrıçasıdır. Roma mitolojisinde Minerva diye anılır. Babası Tanrıların başı Zeus, annesi ise Zeus'un ilk karısı olan Hikmet Tanrıçası Metis' tir. Sembolleri, kalkan, mızrak, zeytin dalı ve baykuştur. Mızrak savaşı, zeytin dalı barışı, baykuş da bilgeliği temsil eder. Athena, Atina kentinin baş tanrıçası ve koruyucusudur, kent ismini de ondan almıştır. Athena ve sembolize ettiği karekterler birçok kültürde benzer formlarda bulunur. Athena ayrıca Troya savaşında Akhaların yardımına koşup tahta atın yapılmasına yardım etmiştir. Athena özel bir kalkan taşır. Bu kalkan Aegis olarak isimlendirilmiştir. Kalkanın üzerinde, değişik süslemelerle birlikte Medusa'nın başının resmi bulunur. Bu kalkanın önünde en güçlü ordular bile bozguna uğrar.
Temel özellikleri kentle ilgili olan Athena birçok bakımdan Kır Tanrıçası Artemis'in karşıtıdır. Athena'nın Yunan uygarlığı öncesinden gelen bir tanrıça olduğu ve daha sonra Yunanlılarca benimsendiği sanılır. Ama Yunan ekonomisi, Minos uygarlığından farklı olarak önemli ölçüde askerî temele dayandığı için, Athena başlangıçtaki evcil işlevlerini korumakla birlikte giderek bir Savaş Tanrıçası'na dönüşmüştür. -
4.
0-eros-Tümünü Göster
Olympos'ta daha başka tanrılar da vardır, bunlar ikincil tanrılardır. En önemlileri Eros'tur. Hesiodos, onu “ölümsüz tanrıların en güzeli” diye tanımlar. Yoksul, becerikli, kaygılı Eros insanlarla tanrılar arasında aracıdır. Kişiliği çevresinde daha çok edebiyat düzeyinde gittikçe artan bir ilgi oluşmuş, bu ilgi onu gittikçe daha ilgi çekici özelliklerle bezemiştir. Platon, "Symposion" (Şölen) diyaloğunda onu tanrı katıyla insan katı arasında düşünülür dünyayla duyulur dünya arasında aracı diye belirleyerek, bilgi kurdıbına, ona bağlı olarak da estetik anlayışına önemli bir öge olarak katmıştır. "Symposion", şair Agathon'un verdiği bir şölende yapılan tartışmaları içerir. Sözü en son Sokrates alır ve Mantinean rahibesi Diotime'nin vaktiyle kendisine söylemiş olduğu sözleri anımsar. Sokrates; “Aşk, bir tanrıdır” dermiş, buna karşılık Diotime Aşk'ın bir daimon olduğunu söylermiş. Daimon, ölümlüyle ölümsüz arasında aracıdır ve Diotime'ye göre birçok daimon vardır, aşk da bir daimon'dur. Sokrates, bu daimon'un hangi ana-babadan geldiğini sorar. Diotime, buna şöyle karşılık verir:
«Aphrodite'nin doğduğu gün, tanrılar, bir şölen vermişler. Çağrılanlar arasında Poros (Çare) da varmış. Yemekten sonra dilenci giysileri içinde Penia (Yoksulluk) çıkagelmiş. Nektardan sarhoş olan Poros, Zeus'un bahçesine geçip orada sızıvermiş. Penia, Poros'tan bir çocuğu olsun istemiş, onun yanına uzanmış, böylece Aşk'a gebe kalmış.»
Aşk, demek ki, Çare ile Yoksulluk'un çocuğudur. Aşk; yoksuldur, kabadır, pistir, çıplak ayakla dolaşır, şurada burada yatar, yeri yurdu yoktur, bu yanıyla anasının çocuğudur. Güzelin ve iyinin peşindedir, yiğittir, serüvencidir, attığını vurur, durmadan oyun düşünür, bu yönüyle de babasının çocuğudur. Eros, zamanla insanları oklarıyla yüreğinden vuran kanatlı ya da kanatsız bir çocuk olarak tanıtılmıştır. Çağımızda ruh ayrıştırması açısından cinsel eğilimlerin ve cinsel eğilimlere bağlı isteklerin tümünü karşılar. Cinsellik edebiyatında hatta ruhbilimde Eros insani aşkın yalnızca bir yüzünü açıklar. Pierre Burney, Aşk adlı incelemesinde şöyle der:
«insani aşkın iki kutbunu, genellikle birine Eros öbürüne Agape adını vererek birbiriyle karşılaştırırlar. Eros arzu aşkıdır, bağlayıcı ve bencildir. Oysa Agape iyiliğin adayıcı düzeyine kadar yükselebilen iyilikçi biçimler ortaya koyar. (…) Eros kaypaktır, çünkü terinden derine bencildir, ama aynı zamanda bizi kendimizden çıkmaya ve kendimizi aşmaya çağırır: ‘Amor trahit amantem extra se…' (Aşk aşığı kendinden geçirir). -
5.
0@5 eyvallah panpa.
@6 panpa genel kültür işte artık sen hangi alanda kullanmak istersen. Sana kalmış.
@8 afşar Timuçin, "Düşünce Tarihi", sayfa.155-179. -
6.
0-ares (mars)-
Zeus ile Hera'nın oğludur.Bir başka adı Enyalios'tur. Kanlı ve acımasız savaşların tanrısıdır. Tanrılar tarafından hiç sevilmez, insanlar ise Ares'ten çok korkarlar. Savaş tanrısı Ares, Yunanistan'dan çok Mars adıyla italya'da saygı görmüştür.
Ares, Homeros'un ilyada'sında kaba kuvvetin simgesidir. Azgın, çılgın, uğursuz olarak nitelendirilen Ares, destanlarda insanların baş belası olumsuz bir varlıktır. Hera ve Zeus, oğullarına yüz vermez, ondan hoşlanmazlar.
Ares, tanrıça Aphrodite'nin sevgilisidir. Bu beraberliklerinden Phobos (bozgun), Deimos (korku) ve Harmonia (uyum) doğmuştur. Phobos ve Deimos devamlı babalarına eşlik etmiştir. Çoğu kere Enyo ve Eris de Ares'e eşlik etmiştir.
Ares'in en büyük çekişmesi, kardeşi Athena'yladır. Destanlarda Ares, körü körüne kanlı savaşların temsilcisi olarak, aklın yönettiği savaşı simgeleyen Athena'yla çatışır. Bu çekişme, her zaman Athena'nın lehine sonuçlanır.
Ares'in adına pek çok efsanede rastlanır. Odysseia'da karısı Aphrodite'nin Ares'le birlikte olduğunu öğrenen Hephaistos, ağdan bir tuzak hazırlayarak onları yakalar. Ares, hiç bir şiddet göstermeden oradan ayrılır ve memleketi olan Trakya'ya döner. Ares'in kızları olan Amazonlar da buradan yayılmışlardır.
Atina'da adam öldürenler ve dini suç işleyenler, "Aeropagos" yani Ares Tepesi olarak isimlendirilen bir tepede yargılanırdı. -
7.
0-zeus (jupiter)- #part1
Zeus, eski Yunan mitolojisi'nde Olympos dağının tek sahibidir. Şimşek, kartal ve meşe ağacı Zeus'un simgeleridir.
Gökyüzünün, şimşek ve gök gürültülerinin tanrısıdır. Çoğu zaman elinde bir şimşek ile resmedilmiştir.
Rheia, Zeus'u doğurur fakat Zeus'un Titanlar'a düşman olacağını önceden bilen Titanlar'ın annesi Gaia, Zeus'u öldürme emrini 2. oğlu Kronos'a verir. Zeus'un Raee adında Hera'dan bir kız vardır. Fakat bu kız En Büyük Tanrı olara nitelendirildiği için Raee'nin henüz küçükken kontrol edilemez gücünü kullanmak isteyenlere karşı Zeus Olympos Dağı'nı yarıp Raee'yi oraya koymuştur. Raee her şeyi kontrol edebilen bir tanrıdır. Kısaca dört ana elementi birden kontrol edebilen bir Shaman'dır.
Kronos, Rheia'ya giderek olayı anlatır ve Rheia, Zeus'u Titanlar'a vereceğine dair söz verir. Fakat Zeus doğduktan sonra bu sözünden vazgeçer ve Zeus'u bir kartala emanet eder. Kronos gelince de bebeğe benzeyen bir taş parçasını beze sarıp Kronos'a uzatır. Kronos, taşı fark etmeden yutar ve geri gider, fakat Gaia olayı öğrenmiştir ve oğlu Kronos'u yok eder. Zeus ise bir mağarada büyür yeterli güce ulaşınca annesini ve kardeşleri Hades ve Poseidon'u esir eden Kronos'u elinden kurtarır ve titanlara savaş açar. Titanların ruhlarını yakalayarak onları esir eder fakat en büyük titan olan Atlas, bu olayı duyunca hemen savaş bölgesine gider ve tam Gaia ve dört kardeşi esir olacakken onları kurtarır. Zeus da Atlas'ın ruhunu yakalar ve onu sonsuza dek dünyayı taşımaya mahkum eder. Kurtulan diğer titanlar yer altında daha güvenli bir yerde yaşamaya başlamışlardır. Anne titan Gaia Zeus'tan intikam almak için oğlu Prometheus'u Olympos dağındaki hayat ateşini çalmak için gönderir. Prometheus ateşi Zeus dan çalmayı başarır. Gaia bu ateşle insanoğlunu yaratır ve Zeus'a düşman etmek için uğraşır ama insanlar Zeus'un tanrı olduğuna inanır ve ona taparlar. Gaia'nın bu planı da boşa gitmiştir. Aradan uzun zaman geçer ve Zeus'un üç tane çocuğu olur; Ares, Athena ve Feyim adlı bu üç yeni savaş tanrısı Olympos Dağı'nın üyesi olurlar. Tüm bilgilerin yanı sıra haşin ve cömertliği ile bilinen Zeus'un oğlu Feyim Olympos dağında öğrenim görmüştür. Kültürlü, zeki, çevik ve ahlaklı bir yapısı vardır. -
8.
0-zeus (jupiter)- #part2Tümünü Göster
Zeus'un oğulları içinde en hayırlısıdır. Athena ya olan karşıtlığıyla tanınmaktadır. Fikirsel konularda her daim ayrı düşmüşlerdir. Zeus'un oğlu Feyim babasına işlerinde yardım ederdi. Bu neden ile Zeus onu çok severdi. Truva Savaşı'nda Truvalıları desteklemiş ancak sözünü geçirememiştir. Bunun üzerine Yunanlılar Athena'nın safına geçmiştir. Kaybeden Truvalılar italya'ya giderek orada bir koloni kurmuştur. Ayrıca bazı Yunan kolonileri ona adeta tapardı.Bu neden ile eski Truvalılar Zeus düşmanlığı ile tanınır. Ares'e olan düşmanlığı ve Athena'nın ona duyduğu kıskançlık Athena'yı ve Ares'i Feyim'e düşman yapmıştır. Bir gün Feyim tahtında otururken Athena yanına gelip Feyim'e kırmızı şarap ikram eder. Feyim bu duruma şaşırır ama belli etmez. Şarabı içer ve taşa dönüşür. Athena Feyim'i öldürmek için şaraba zehir koymuştur. Bundan öncede bir savaş sırasında Ares, Feyim'e gökten taş yağdırmıştır. Fakat Feyim babasından dolayı sahip olduğu şimşekleriyle Ares'in saldırısını geri çevirmiştir. Feyim taş olduktan sonra Zeus olayın duyulmaması için Feyim'in taşlaşmış halini günümüzdeki istanbul'a gönderir. Geçen zaman dilimi içerisin de Bizantion adında bir ticaretçi günümüz istanbul'unda Feyim'in taşlaşmış halini bulunca Feyim adına anıtlar dikilmiştir. Ancak günümüzde bu anıtlara rastlanılmamaktadır. Çünkü; Müslümanlar 1453 yılında istanbul Fethi ile Yerebatan Sarnıcında ki tek kalan Yüce Feyim anıtını tahrip etmişlerdir.
Zaman ile tahrip olan anıt yok olmuştur. Feyim anıtının geriye kalan parçaları üçe bölünüp, biri Yunanistan'a, diğeri eski Bizans Kralları'nın kaçış yolu olarak bilinen Kayabaşı'nda ki Şahintepe Mağarasına, sonuncusu ise Çemberlitaş Kulesi'nin altında olduğu çeşitli tarih ve arkeologlar tarafından savunulmaktadır. Zeus'un oğlunun mezarı Alaiye(Alanya) dadır.
Athena titanlarla dost olur. Bunu öğrenen Ares, babası Zeus'a bildirir, Zeus da Athena'ya bir daha yeryüzüne inmeme cezası verir ve Athena artık Ares'e düşman olmuştur. Bu olayı duyan Feyim de Ares'e düşman olmuştur. Ares'in dünyayı ele geçirmek için topladığı orduyu Athena yok eder. Ares de buna karşılık Athena'nın şehri Atina'yı yıkmak için işe koyulur fakat Ares Atina'ya giremez. Şehri yok etmenin yollarını düşünen Ares, Atina olan bir savaşı izler. Bu savaş barbarlarla Sparta'lıların savaşıdır. Yenilen Sparta ordusundan geriye tek bir kişi kalır, o da Sparta ordusunun komutanı Kratos'dur. Kratos evinden ayrılırken karısına ve kızına ölmemek için söz verir. Barbar lideri ise Kratos'u köşeye sıkıştırır ve tam öldürecekken Kratos düşmanını yok etmesi karşılında hayatını Ares'e satar. Ares'in eline büyük bir fırsat geçmiştir. Kratos'u Atina'yı yıkmak için kullanmak ister ve Kratos un önerisini kabul eder ve tüm barbarları yok eder. Kratos'a kaos bıçaklarını verir bu bıçaklar üç metrelik bir zincire bağlıdır. Bu zincirler kratos'un eline yapışır. Kratos artık bir tanrı gücüne kavuşmuştur. Ares Kratos'tan kratos'un köyündeki herkesi öldürmesini ister ve Kratos herkesi öldürür ve geriye bir tek kızı ve karısı kalır. Ares kratos'un iradesini alır ve karısını ve kızını öldürür. Kratos artık Ares'ten nefret etmektedir.
Zeus aşktan çok güzellikle ilgilidir tanrıçaların en güzellerinden Hera ile evlenebilmek için hayli uğraşmıştır.Ama bu yalnızca evliliğin kutsallığını bozmuştur. Buna çok kızan Hera ona yaşdıbını zindan etse de aldırdığı yoktur. Hera'nın korkusundan aşk maceralarına hayvan kılığına girip öyle gider. Hera evlilik tanrıçası olduğu için Zeus la iyi geçinmek zorunda olsa da Zeus'un evlilik dışı çocuklarına ve ilişkiye girdiği kadınlara yapmadığını bırakmaz. Zeus başlangıçtaki yumuşaklığını kaybeder o ve Poseidon'un öfkesi korkunçtur.Tek fark Zeus'unkini çabuk geçmesidir. Zeus yine sevecen tavırlar takınmaya başlar. -
9.
0-nyks- @11 bu senin için panpa
Adı gece anldıbına gelip yeryüzü karanlığını simgeleyen Nyks, Hesiodos'un Theogonia'sında önemli bir rol oynar. ilk öğelerin doğuş süreci şöyle anlatılır Theonogia'da: Khaos'tan önce Gaia, sonra Erebos'la Nyks, yani yeraltıve yeryüzü karanlıkları çıkar. Nyks'le Erebos sevişip birleşirler, bu birleşmeden Aither'le Hemera, Esîr'le Gün, yani ışıksal varlıklar doğar. Sonra Nyks kendi kendine üretmeye koyulur, ortaya çıkardığı varlıklar kötülüğü, açlığı, yıkım ve ölümü simgeleyen karanlık güçlerdir: Üç ölüm tanrısı Moros, Ker, Thanatos, Hypnos (Uyku) ve Oneiros (Düş); Hesperides, yani Batılı Gece Kızları; Kader tanrıçaları Klotho, Lakhesis, Atropos; öç tanrıçası Nemesis ve kavga tanrıçası Eriş; bir de her türlü kavga, dövüş, katil, çekişme, didişmeyi simgeleyen tanrılar; gaflet tanrıçası Ate, belleği uyuşturan Lethe ırmağı ve en sonunda "belaların en kötüsü olan ant tanrı Horkos". Hesiodos Hades dünyasını anlatırken, Gece'ye ve ondan doğmuş varlıklara büyük bir yer ayırır ölüler arasında. -
10.
0-perseus-
Herakles'in ataları arasında yer alan Argoslu bir kahraman. Babası Zeus annesi ise Akrisios kızı Danae'dir. Perseus'un büyük babası Akrisios bir kahine gidip bir erkek çocuğunun olup olamayacağını sorar.
Kahin ona kızı Danae'nin bir erkek çocuğu olacağını ve bu çocuğun onu öldüreceğini söyler. Korkuya kapılan ve kehanetin gerçekleşmesinden korkan Akrisios, yeraltına bronzdan bir oda yaptırarak kızını oraya hapseder. Zeus, bronz odanın tavanındaki bir yarıktan altın damlası şeklinde içerisi sızar ve genç kızla birlikte olur. Bu birleşmeden Perseus doğar. -
11.
0-odin- @24 bu senin için panpa
Odin, (eski iskandinav dilinde "Óðinn") iskandinav mitolojisinde ve paganizminde en büyük tanrıdır. Cermen mitolojisi'nde bulunan Woden ve Wodanaz ile benzerlikler gösterir.
Adı "tahrik", "hiddet" ve "şiir" anldıbına gelen óðr'dan gelmektedir. iskandinav panteonundaki diğer birçok ilahi varlık gibi karmaşık bir rol üstlenir; savaş ve bilgelik tanrısıdır. Ayrıca büyü, zafer ve av tanrısı olarak bilinir. Güneş ve Kelt haçı ile sembolize edilir.
Odin: (Alfadir ,Allfather (Herkesin Babası)) Tanrıların babası; Asgard'daki salonu Valaskjalf'da (Katledilmişlerin Korunağı) tahtı Hlidskjalf bulunur. Bu tahttan dokuz diyarda olan tüm olayları gözler. Ayrıca yeryüzüne ve gökyüzüne hakimdir, gerektiğinde kartala dönüşebilir. Odin'in sadece güneş gibi parlayan tek bir gözü vardır. Diğer gözünü Bilgelik Kuyusundan içebilmek için feda etmiş ve sonsuz bilgi elde etmiştir. Habercileri Valkyrie’ler ölü savaşçıların ruhlarını Valhalla’ya taşırlar. ingilizcedeki Wednesday (Çarşamba) günü Woden's Day (Odin'in Günü) den gelmektedir.
Simgeleri, hiç hedefini ıskalamayan mızrağı Gungnir, her dokuzuncu gecede yeni sekiz yüzüğü ortaya çıkran yüzüğü Draupnir ve sekiz ayaklı atı Sleipnir'dir. Sleipnir suda ve karada gidebilir ayrıca iki kuzgunu vardır. Bu kuzgunlar ona dünyadan haberler getirir. Kuzgunlardan birinin adı Huginn (düşünce) ve diğerinin adı Muninn'dir (hafıza).Ayrıca yanında Freki ve Geri adında iki tane kurt eşlik eder.
Kuzey mitolojisinin Zeusu denilebilcek tanrı. Eşi Frigg'den olan çocukları, Balder, Hod Bragi ve Hermod , tanrıça Jord'dan olan çocuğu Thor ve dev Grid 'den olan çocuğu da Vidar 'dır.
Buda ona yeni bir unvan kazandırır, Bu Tanrıların Tanrısı'dır. Elindeki mızrak ise yine 9 ya da 7 gün asılı kaldığı kuzey mitolojisin gerçekleştiği yerin yaşam ağacında runeleri öğrenmesi sonuçu kurtulduğunda kopardığı bir daldan yapılmıştır.
Ragnarok günü geldiğinde, Fenrir Odin'i öldürecektir. -
12.
0@32 sırayla gelicem panpa
-
13.
0-selene-
Yunan mitolojisindeki ay tanrıçası. Hyperion ve Theia isimli titanların kızıdır.
Bir ay tanrıçası her zaman büyük bir görev ve öneme saiptir. Eğer ismi Yunanca kökenli ise, büyük ihtimalle "ışık" anlamındaki selas ile ilişkili olmalıdır. Zamanla Selene'nin yeri Artemis tarafından alınmıştır, bu nedenle bazı yazarlar onu Artemis gibi tanımlamış ve tasvir etmişlerdir. Hatta bu nedenle Zeus veya Pallas'ın kızı olarak tanımlandığı da olmuştur.
Geleneksel ilahi soyağacına göre Helios, yani güneşin, onun erkek kardeşiydi. Helios gökyüzündeki yolculuğunu bitirdiğinde, Selene kendi yolculuğuna başlardı. Ayrıca Eos, gün doğumunun (şafak) tanrıçası, da onun kardeşiydi.
Sanat eserlerinde, Selene bir çift at veya öküz tarafından çekilen gümüş bir savaş arabısını süren, solgun yüzlü güzel bir kadın olarak tasvir edilmiştir. Sıklıkla, başında bir yarım ay ve elinde bir meşale ile bir atı veya boğayı sürerken resmedilmiştir. -
14.
0-theias-
Suriye kralı Theias, Belus'un oğlu. Kendi öz kızı Smyra ile evlendi.[1] Aphrodite’in öfkesi, onda babasıyla içest ilişki yapmak isteğini uyandırdı. Smyrna, dadısı Hippolyte’nin yardımıyla Theias’ı kandırmayı başardı ve 12 gece boyunca onunla birleşti. Ama, 12. gece Theias, kızının oyununu fark etti ve bıçağını alarak, onu öldürmek için peşine düştü. Myrrha (Myrra), bu tehlike karşısında tanrılara sığındı. Tanrılar da, onu ağaca dönüştürdüler. On ay sonra ağacın kabuğu kabardı, çatladı ve içinden bir çocuk çıktı. Çocuğa Adonis adını verdiler. -
15.
0-inanna- #part1Tümünü Göster
Sümer'de inanna, Babil'de iştar, Mısır'da Hathor, Asur'da Astarte... Hepsi aynı güçlü, büyüleyici ve gizemli kadının farklı adları. "Yeryüzü'nün Hanımı" yalnızca bir "mit" olabilir mi?
inanna'dan Hathor'a yitik uygarlıkların gizemli tanrıça figürleri
Bugün var olan durum ne olursa olsun, dünya üzerinde erkeklerin egemenliğinin hiç de "vazgeçilmez" sayılmadığı bir dönemin yaşandığına ilişkin yadsınamaz kanıtlar yüz yılı aşkın bir süredir önümüzde duruyor. Arkeoloji ve antropolojinin yirminci yüzyılda edindiği bilgilerle iyice aydınlanan "şematik" anaerkil toplum döneminden söz etmiyoruz. insan uygarlığının bu gezegen üzerinde biçimlendiği ilk ve bilinmez dönemdeki kadın figürlerinin çarpıcı ve silinmez izleri, daha başka, daha yoğun bir "kadın ağırlığı"nın altını çiziyor. O denli çok ama ne yazık ki o denli muğlak veriler var ki elimizde, binlerce yıl öncesinde bu denli güçlü izler bırakan bir "feminen varlık" nasıl olup da semavi dinlerin egemenliğiyle birlikte (ve sistematik çabalarla) unutturulmaya çalışılmış, çözemiyoruz.
Bilinen ilk uygarlık izlerine rastladığımız Yakın Doğu'nun hemen her yerinde, başka isimlerle ama şüphe zütürmez biçimde aynı kişilikle son derece güçlü, çekici ve bilge bir kadın çıkıyor karşımıza. O, bütün inanç sistemlerinin esinlendiği eski Mezopotamya, Anadolu, Mısır ve Hint metinlerinde izine rastlanan, belki de "yitik uygarlık" ve "yitik bilgi"nin anahtarı durumundaki bir kadın figürü: inanna.
Eski Sümer metinlerinde inanna, 5000 yıl öncesinin insanları üzerindeki sarsılmaz etkisiyle çıkıyor karşımıza. Verimliliğin, cazibenin, güzelliğin olduğu kadar; savaşın, gücün ve bilgeliğin de simgesi. Sümer kadınları (ki Samuel Noah Kramer'in çevirdiği metinlerden anladığımıza göre bugünün kadınının sahip olduğu haklardan fazlasını ellerinde bulunduruyorlarmış) yalınızca dualarını değil sevgilerini ve bağlılıklarını da sunmuşlar hep inanna'ya. Başları sıkıştığında, ondan yardım istemişler; mutluyken onun şerefine içmişler. Yalnızca kadınlar değil, erkekler de inanna'ya çok büyük saygı göstermiş. Bildiklerinin çoğunu, ondan (ve büyük tanrı Enki'den) öğrenmişler. Ama, hata yaptıklarında da onun şerrinden korkmuşlar. Bütün sevecenliğine rağmen inanna, yeri geldiğinde yanlışları cezalandırmakta da tereddüt etmiyormuş çünkü. -
16.
0-inanna- #part2Tümünü Göster
Bölük pörçük Mezopotamya çivi yazısı tabletlerin Babil dönemine ait olanlarında inanna, bu sefer iştar adıyla çıkıyor karşımıza. Ama onunla ilgili aktarılan bilgilerde ve ona yapılan göndermelerde değişen bir şey yok. inanna, Sümer metinlerindeki "hükmedici" grubun, yani Anunnakilerin, Enki ile birlikte insanlara en yakın olanı ve en sevecen davrananı. Bu sevecenlik, erkekler söz konusu olduğunda "çapkınlık" görünümüne de bürünebiliyor, çünkü inanna bu yönüyle de ünlü. Beğendiğinde ve arzuladığında, ölümlülerle de ilişkiye girebiliyor, aşk yaşayabiliyor. Ara ara, cinsel cazibesini amcası Enki ve Büyük Tanrı Anu'ya karşı da kullandığına ilişkin anlatılar var tabletlerde. Babil'de, iştar adıyla sözü edilenlerde de değişen bir şey yok.
Anadolu'ya geldiğimizde, iki büyük gelenekle karşılaşıyoruz: Bunlardan birincisi, Hitit ya da Hatti bilgi birikimi. Bu yüzyılın başına dek yalnızca Tevrat'ta sözü edilen hayali bir toplum olduğu düşünülürdü Hititlerin. Mısır'la olan ilişkilerini açığa çıkaran Kadeş Antlaşması metni bile arkeologlara "güçlü ve büyük" bir Hitit Devleti'nin varolmuş olabileceğini düşündürmemişti. Ama Hattuşaş'ta yapılan yoğun çalışmalar sonucunda (bunların bir bölümünde ne yazık ki bilinçsizce teknikler kullanılmış ve arkeolojik buluntulara zarar verilmiştir) efsanevi Hititler binlerce yılın bulutları arasından sıyrılıp beliriverdiler. Bir süre sonra da yazıları çözüldüğünde, Hint-Avrupa kökenli oldukları ortaya çıktı ve bilgi birikimleri masaya yatırıldı. Epey yol alınmış olmasına karşın bu ilginç insanların çıkış noktaları ve uzak geçmişlerine ilişkin verilerimiz hala çok ekgib. Ama onların kültünde de yine 12'lik bir panteon ve yine güçlü bir kadın tanrıça var. Bütün özellikleriyle, inanna ve iştar'la örtüşen; aşağı yukarı benzeri "mit"lerde aynı biçimde sözü edilen bir tanrıça bu.
Bir diğer Anadolu kültü, net olarak kökeni bilinememekle birlikte Frigya ve Galat buluntularında ortaya çıkan ve yine Mezopotamya panteonuyla, anlatılarla bağlantılı olduğu şüphe zütürmeyen farklı isme sahip bir güçlü kadına yönlendiriyor bizi: Kybele. Anadolu'ya 4000 yıl önce gelip yerleştikleri varsayılan ve Hititlerden sonra Orta Anadolu'da etkinleşen Galatlar, bilinen Kelt kollarından biri. Göç yolları ve çıkış noktaları çok net olarak bilinememekle birlikte, Anadolu'da sağlam bir inanç/kültür birikimi oluşturduklarına tanık oluyoruz. Onların "Güçlü ve Güzel Hanım"ı Kybele ise, bildiğiniz üzere inanna/iştar mitinin bire bir aynısı denebilir. -
17.
0-iştar-
iştar, Akad mitolojisindeki bir tanrıça. Sümer mitolojisindeki inanna'dan türemiştir; iştar'a inanna'nın Akad mitolojisindeki hali denilebilir. Kökeni kuzeybatı Semitik tanrıça Astarte'ye dayanır. iştar'ın Astarte, Anunit ve Atarsamain olarak da anıldığı olmuştur.
inanna Utu/Shamash'ın ikiz kız kardeşi, Nanna/Sin'in kızıdır. Enlil'in dünyasında ilk doğan odur. Verilen ilk isimler Sümerce iken ikinciler Akadlar tarafından bu tanrılara verilen isimlerdir.
Tanrıça iştar Venüs gezegenini temsil eder. Bereket, aşk, savaş ve ciks tanrıçasıdır.
iştar'ın batı dillerindeki kullanılan karşılığı, 'yıldız' anlamında 'star' (ingilizce), 'Stern' (Almanca)'dır. Eski dönemlerde batıda, haftanın her bir günü, birine ayrılarak Güneş, Ay ve beş yıldıza (bazıları aslında gezegen) tapınılıyordu. 'Saturday' olarak kullanımdaki ingilizce sözcük, Satürn gezegenine adanmıştı.
iştar'ın simgesi bugün çok yaygın olarak kullanılan beş köşeli yıldızdır. Dikili tahta kazık, Meşe ağacı (bol yapraklı ağaçlar) ve Kırmızı gül iştar'ın diğer simgeleridir. iştar yıldızı ayrıca, güneş çemberinin içinde ters çevrilmiş şekliyle pentagram, (satanizm) simgesidir. iştar'ın başkaca adları arasında Astarte, Aştoret, Artemis, isis, Venüs, Kibele gibi çeşitli adlar bulunur. ilk başta Baal'in annesi olan iştar, daha sonra ölen Baal'in reenkarnasyon ile yeniden dünyaya gelmesiyle bu kez Baal'ın eşi olur. Kırmızı gül iştarı simgelerken, lale Baal ile ilgili bir simgeyi oluşturur. Leyla ile Mecnun gibi edebiyatta yeralan bazı efsanevi aşk konuları, batıda da başka adlar alarak, gerçekte Baal ve iştar'ın aşkını simgelerler. Kırmızı Gül'ün kırmızı olmasının asıl nedeni kan dökülmesini (insan kurbanlarını) simgelemesidir.
iştar kuzey Zazaca'da Astare, güney Zazaca'da ise iştar olarak adlandırılır Türkçe karşılığı ise yıldız demektir. -
18.
0-loki- @38 buyur panpa
Loki Laufeyjarson veya Loki iskandinav mitolojisinde kötülük tanrısıdır. Kimi tasvirlerde boynuzludur. Ayrıca şekil değiştirme yeteneğine sahiptir. Loki'nin Angrboda ile evliliğinden Jormungandr, Fenris/Fenrir ve Hel adında çocukları vardır. Sigyn ile olan evliliğinden ise Narfi ve Vali adlı iki çocuğu bulunmaktadır.
Kökeni
Loki, iskandinav tanrılarının savaşıp yendiği Buz Devleri'nden biridir. Babası Laufey annesi ise Farbauti'dir. Savaş sonrası henüz bir bebekken ortada kalmıştır. Odin onu orda bırakmaması gerektiğini düşünüp onu yanına alıp Asgard da Thor ile birlikte kardeş olarak büyütmüştür.
Balder'in Ölümü ve Loki'nin Cezası
Loki karmaşık bir karaktere sahiptir. Diğer esir Tanrıları'na oyunlar oynayarak eğlenir. En önemli tuzaklarından biri kör Tanrı Hodr'ı kandırarak, Odin'in oğlu Balder'in öldürülmesini sağlamak olmuştur. Bu hareketinden sonra Odin'in kan kardeşlik bağından çıkarılmış, dünyanın derinliklerindeki bir mağaraya hapsedilmiştir.
Loki mağarada öldürülen oğlu Narfi'nin bağırsaklarıyla bir taşa bağlanmış olarak yatmaktadır. Tepesindeki sarkıtlara dolanmış dev yılanın ağzından akan zehir gözlerine damlamakta ama eşi Sigyn elindeki tahta kapla Loki'yi korumaya çalışmaktadır. Ancak kap dolduğu zaman, boşaltmak için uzaklaştığında Loki zehirden etkilenmekte ve bu da iskandinav inançlarında depremlere sebep olmaktadır. Bu ceza iskandinav mitolojisinde mahşer günü olarak adlandırılan Ragnarok'a kadar devam edecektir.
Ragnarok
Ragnarok geldiğinde, Loki, Heimdall ile dövüşecek, bu dövüşün galibi olmayacak, ve her ikisi de savaşta ölecektir. Ragnarok'un ardından yeni yaşam başlayacaktır. -
19.
0-thor-Tümünü Göster
Thor - veya Donnar - iskandinav mitolojisinde en güçlü tanrılardan biridir. Gücü babası Odin tarafından teslim edilmiş ve iki sihirli nesneye dayanmaktadır. Bu nesnelerden biri Mjöllnir'dir. "Miyölnir" diye okunur. Mjöllnir, adının anlamı "parçalayıcı" olan kocaman bir çekiçtir. Çekici Brokk ve Eitri isimli iki cüce kardeş yapmışlardır. Çekiç yapılırken Loki sinek kılığına girip cüceleri ısırarak rahatsız edince bir kaza olmuş, çekicin sapı kısalmıştır.
Bu iki cüce ayrıca bu çekice birçok farklı özellik vermiştir. Çekiç, Thor'un onu kolayca saklayabilmesi için küçülebilir. Ayrıca bir bumerang gibi, bir düşmana atılınca düşmana tüm gücüyle çarpar ve sahibinin ellerine geri döner. Thor kılık değiştireceği zaman çekici ile kendi yörüngesinde hızlıca döner. Fırtınaları çekici ile kontrol eder, yağmurları onunla yağdırır. Çekici ile evlilikleri ve nesneleri de kutsayabilir.
Onun güçlü olmasını sağlayan bir diğer sihirli nesne de altın Megingjord adlı kemerdir. Bu kemer Thor'un gücünü 2 misli daha arttırır.
Ayrıca Thor'un iki tane keçisi vardır. Bu keçilerden birinin adı Tanngniost (Diş Çatırdatan) diğerinin adı da Tanngrisnir (Diş Gıcırdatan)dır. Bu keçilerin çektiği arabası yerde de gökte de gidebilir. Marvel Comics 1960'larda Thor'u yeni bir kahraman olarak çizgi romanlarına eklemiştir.
Özel Hayatı
Thor, Odin ve Frigg'in oğludur. Odin'den sonra gelen en önemli tanrı olarak kabul edilir. "Altın saçlı tanrıça" Sif ile evlidir.
iskandinav tanrıları arasında en kurnaz, en kötü tanrı Loki'dir. Loki, Sif'e onu sevdiğini ve evlenmek istediğini söyler. Fakat Sif onun teklifini kabul etmez. Ret edilen Loki çok sinirlenir ve bir gece Sif uyurken kılık değiştirerek onun yanına gider, Sif'e güzelliğini veren uzun saçlarını keser ve kestiği saçlarını da yakar. Artık Sif kısa saçlarıyla hiç çekici değildir. Thor da uyanınca bunu görür. Ancak Sif'ten boşanmak yerine onun intikdıbını almaya karar verir. Bu işi ancak Loki yapar diye düşünür ve Loki'nin peşine düşer. iskandinav tanrıları tamamen ölümsüz olmadıklarından dolayı Loki Thor'un kendini öldürmesinden korkarak özür diler ve cüce ivaldi'nin oğullarına gider. Bu ünlü cüce demirciler, Sif için altından saç telleri yaparlar. Loki de özrünü kabul etmesi için bu saçları bizzat Thor'a kendi eliyle verir. Thor altın saçları eşine takınca, "Altın saçlı tanrıça" lakabı da bu olaydan sonra başlamıştır, onun daha da çekici olduğunu düşünür ve onunla birlikte olur. Bu birleşmeden sonra da Thrud adlı bir kızı, Lorride adlı da bir oğlu olur, dördü beraber Thrudheim'deki 540 odalı Bilskirnir isimli saraylarında yaşarlar.
Thor'un maceraları
Bir efsaneye göre; tanrıların evlerini yapan dev Thrym, aşk tanrıçası Freyja'yı çok beğenir ve ona evlenme teklif eder. Freyja bu teklifi sert bir şekilde reddedince Thrym, Thor'un Mjöllnir'ini kaçırır, fidye olarak da Freyja'yı ister. Thor çekicini geri almak için bir plan yapıp tanrılara açıklar. Gelinlik giyip Freyja'nın mücevherlerini takar ve devler ülkesine gider. Thrym onu görür görmez çekici bir yana koyup Freyja sandığı Thor'a koşar. Thor da hemen çekicini kapıp Thrym'in üstüne indirir.
Diğer bir efsaneye göre; Thor yoksul köylülere yardım etmek için bir köye iner ve iki keçisini onlar için kesip pişirir. Eğer keçilerin postları güzel yüzülürse ve bütün kemikleri bu postların içine doldurulursa Mjöllnir'in kerameti ile keçiler canlanır. Bu nedenle köylüler ziyafet çekerken hiçbir kemiğe zarar vermemeye dikkat ederler. Bir delikanlı, kemiklere dikkat edilmesi gerektiği uyarısını duymaz ve bir incik kemiğini parçalayıp iliğini emmeye başlar. Tam bu sırada Thor onu görür ve kırık kemiği onun elinden alıp bütün kemikleri toplar ve keçileri canlandırır. Fakat keçilerden biri kırık kemiği olduğu için topallamaktadır. Bunun üzerine Thor, delikanlıyı kendine köle yapmak şartı ile o ailenin kökünü kurutmamaya karar verdiğini söyler, aile de delikanlıyı seve seve Thor'a verir.
Bunlar sadece akıllarda kalan birkaç hikâyesidir. Thor için; "Hiç kimse ama hiç kimse, onun büyük kahramanlıklarını aklında tutup ezbere söyleyecek kadar bilge değildir." denir.
Thor'un ölümü
Midgard'daki korkunç yılan Jörmungand, Odin'in kardeşi olmayı başarır. Thor onunla mücadele eder ve onu öldürür. Ancak yılan suya devrilmeden önce kuyruğunu Thor'a vurarak zehirinin ona bulaşmasını sağlar ve Jormungand ile Thor beraber ölürler. Fakat Ragnarok'un ardından mjolnir çekici ve Odin'in asasının gücü ile bütün tanrılar yeniden dirilmiş,ve bütün evrende kibir ve kötülük yok olmuştur. -
20.
0@42 tamam panpa
@43 onlarıda sen araştır bul mk.
-
yannansizliktan inci sozluge
-
mentalcelin babaları tam liste v1
-
eyy gwynplaine cccrammsteincc ve gran torinoo
-
kartellere karşı açtığı savaşla tanınan bir polis
-
baycerrahın anasınndan kampanya şok şok şok
-
kafamıza sıkılması gereken saatler
-
hayat artigi ne zaman gelsem
-
beyler cemaat yurdunda kalırken birgün
-
egemen bağış kabe ziyareti
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 31 01 2025
-
frida kahlo hezeyanlarin
-
evet arkadaşlar 8 senedir kilo vermeye çalışıyorum
-
inci sözlük erkekleri neden tek eşli olamıyor
-
zalinazurtun basliklarini okuyan var mi la
-
beyler murphy yasalarına göre
-
axento riyakasmış
-
şeriatı türkçe konuşarak isteyen tipler
-
azönce yan odadaki liseli kardeşimin bağırmasını
-
ultimate ucube karakter yarattım
-
kaptan kirk dedikleri eleman da bu amg
-
aynaya bakınca yakışıkla gibiyim
-
1 hafta sonra dna köken testi sonucu açıklanacak
-
teğmenler ihraç edilmiş
-
herkez yedigiinden ikram edermis
-
defter tasdik ücreti
-
ozgur ozelin tuttugu kirmizi karti
-
balkonda bi hava alalım dedik
-
beyler bazen kendimi bu adam gibi hissediyorum
-
huurya huur demek geri kafalılık olmuş
-
ohh usta uyuyakalmış
- / 2