1. 51.
    0
    oranos -kronos gaia anlat
    ···
  2. 52.
    0
    lan bin. önemli olan bu değil. esas olan bu konulara kaynaklık eden heriflerin kim oldukları. bunları bilmeyen mi var lan!
    ···
  3. 53.
    0
    -loki- @38 buyur panpa

    Loki Laufeyjarson veya Loki iskandinav mitolojisinde kötülük tanrısıdır. Kimi tasvirlerde boynuzludur. Ayrıca şekil değiştirme yeteneğine sahiptir. Loki'nin Angrboda ile evliliğinden Jormungandr, Fenris/Fenrir ve Hel adında çocukları vardır. Sigyn ile olan evliliğinden ise Narfi ve Vali adlı iki çocuğu bulunmaktadır.
    Kökeni
    Loki, iskandinav tanrılarının savaşıp yendiği Buz Devleri'nden biridir. Babası Laufey annesi ise Farbauti'dir. Savaş sonrası henüz bir bebekken ortada kalmıştır. Odin onu orda bırakmaması gerektiğini düşünüp onu yanına alıp Asgard da Thor ile birlikte kardeş olarak büyütmüştür.

    Balder'in Ölümü ve Loki'nin Cezası
    Loki karmaşık bir karaktere sahiptir. Diğer esir Tanrıları'na oyunlar oynayarak eğlenir. En önemli tuzaklarından biri kör Tanrı Hodr'ı kandırarak, Odin'in oğlu Balder'in öldürülmesini sağlamak olmuştur. Bu hareketinden sonra Odin'in kan kardeşlik bağından çıkarılmış, dünyanın derinliklerindeki bir mağaraya hapsedilmiştir.

    Loki mağarada öldürülen oğlu Narfi'nin bağırsaklarıyla bir taşa bağlanmış olarak yatmaktadır. Tepesindeki sarkıtlara dolanmış dev yılanın ağzından akan zehir gözlerine damlamakta ama eşi Sigyn elindeki tahta kapla Loki'yi korumaya çalışmaktadır. Ancak kap dolduğu zaman, boşaltmak için uzaklaştığında Loki zehirden etkilenmekte ve bu da iskandinav inançlarında depremlere sebep olmaktadır. Bu ceza iskandinav mitolojisinde mahşer günü olarak adlandırılan Ragnarok'a kadar devam edecektir.

    Ragnarok
    Ragnarok geldiğinde, Loki, Heimdall ile dövüşecek, bu dövüşün galibi olmayacak, ve her ikisi de savaşta ölecektir. Ragnarok'un ardından yeni yaşam başlayacaktır.
    ···
  4. 54.
    0
    -thor-

    Thor - veya Donnar - iskandinav mitolojisinde en güçlü tanrılardan biridir. Gücü babası Odin tarafından teslim edilmiş ve iki sihirli nesneye dayanmaktadır. Bu nesnelerden biri Mjöllnir'dir. "Miyölnir" diye okunur. Mjöllnir, adının anlamı "parçalayıcı" olan kocaman bir çekiçtir. Çekici Brokk ve Eitri isimli iki cüce kardeş yapmışlardır. Çekiç yapılırken Loki sinek kılığına girip cüceleri ısırarak rahatsız edince bir kaza olmuş, çekicin sapı kısalmıştır.

    Bu iki cüce ayrıca bu çekice birçok farklı özellik vermiştir. Çekiç, Thor'un onu kolayca saklayabilmesi için küçülebilir. Ayrıca bir bumerang gibi, bir düşmana atılınca düşmana tüm gücüyle çarpar ve sahibinin ellerine geri döner. Thor kılık değiştireceği zaman çekici ile kendi yörüngesinde hızlıca döner. Fırtınaları çekici ile kontrol eder, yağmurları onunla yağdırır. Çekici ile evlilikleri ve nesneleri de kutsayabilir.

    Onun güçlü olmasını sağlayan bir diğer sihirli nesne de altın Megingjord adlı kemerdir. Bu kemer Thor'un gücünü 2 misli daha arttırır.

    Ayrıca Thor'un iki tane keçisi vardır. Bu keçilerden birinin adı Tanngniost (Diş Çatırdatan) diğerinin adı da Tanngrisnir (Diş Gıcırdatan)dır. Bu keçilerin çektiği arabası yerde de gökte de gidebilir. Marvel Comics 1960'larda Thor'u yeni bir kahraman olarak çizgi romanlarına eklemiştir.

    Özel Hayatı
    Thor, Odin ve Frigg'in oğludur. Odin'den sonra gelen en önemli tanrı olarak kabul edilir. "Altın saçlı tanrıça" Sif ile evlidir.

    iskandinav tanrıları arasında en kurnaz, en kötü tanrı Loki'dir. Loki, Sif'e onu sevdiğini ve evlenmek istediğini söyler. Fakat Sif onun teklifini kabul etmez. Ret edilen Loki çok sinirlenir ve bir gece Sif uyurken kılık değiştirerek onun yanına gider, Sif'e güzelliğini veren uzun saçlarını keser ve kestiği saçlarını da yakar. Artık Sif kısa saçlarıyla hiç çekici değildir. Thor da uyanınca bunu görür. Ancak Sif'ten boşanmak yerine onun intikdıbını almaya karar verir. Bu işi ancak Loki yapar diye düşünür ve Loki'nin peşine düşer. iskandinav tanrıları tamamen ölümsüz olmadıklarından dolayı Loki Thor'un kendini öldürmesinden korkarak özür diler ve cüce ivaldi'nin oğullarına gider. Bu ünlü cüce demirciler, Sif için altından saç telleri yaparlar. Loki de özrünü kabul etmesi için bu saçları bizzat Thor'a kendi eliyle verir. Thor altın saçları eşine takınca, "Altın saçlı tanrıça" lakabı da bu olaydan sonra başlamıştır, onun daha da çekici olduğunu düşünür ve onunla birlikte olur. Bu birleşmeden sonra da Thrud adlı bir kızı, Lorride adlı da bir oğlu olur, dördü beraber Thrudheim'deki 540 odalı Bilskirnir isimli saraylarında yaşarlar.

    Thor'un maceraları
    Bir efsaneye göre; tanrıların evlerini yapan dev Thrym, aşk tanrıçası Freyja'yı çok beğenir ve ona evlenme teklif eder. Freyja bu teklifi sert bir şekilde reddedince Thrym, Thor'un Mjöllnir'ini kaçırır, fidye olarak da Freyja'yı ister. Thor çekicini geri almak için bir plan yapıp tanrılara açıklar. Gelinlik giyip Freyja'nın mücevherlerini takar ve devler ülkesine gider. Thrym onu görür görmez çekici bir yana koyup Freyja sandığı Thor'a koşar. Thor da hemen çekicini kapıp Thrym'in üstüne indirir.

    Diğer bir efsaneye göre; Thor yoksul köylülere yardım etmek için bir köye iner ve iki keçisini onlar için kesip pişirir. Eğer keçilerin postları güzel yüzülürse ve bütün kemikleri bu postların içine doldurulursa Mjöllnir'in kerameti ile keçiler canlanır. Bu nedenle köylüler ziyafet çekerken hiçbir kemiğe zarar vermemeye dikkat ederler. Bir delikanlı, kemiklere dikkat edilmesi gerektiği uyarısını duymaz ve bir incik kemiğini parçalayıp iliğini emmeye başlar. Tam bu sırada Thor onu görür ve kırık kemiği onun elinden alıp bütün kemikleri toplar ve keçileri canlandırır. Fakat keçilerden biri kırık kemiği olduğu için topallamaktadır. Bunun üzerine Thor, delikanlıyı kendine köle yapmak şartı ile o ailenin kökünü kurutmamaya karar verdiğini söyler, aile de delikanlıyı seve seve Thor'a verir.

    Bunlar sadece akıllarda kalan birkaç hikâyesidir. Thor için; "Hiç kimse ama hiç kimse, onun büyük kahramanlıklarını aklında tutup ezbere söyleyecek kadar bilge değildir." denir.

    Thor'un ölümü
    Midgard'daki korkunç yılan Jörmungand, Odin'in kardeşi olmayı başarır. Thor onunla mücadele eder ve onu öldürür. Ancak yılan suya devrilmeden önce kuyruğunu Thor'a vurarak zehirinin ona bulaşmasını sağlar ve Jormungand ile Thor beraber ölürler. Fakat Ragnarok'un ardından mjolnir çekici ve Odin'in asasının gücü ile bütün tanrılar yeniden dirilmiş,ve bütün evrende kibir ve kötülük yok olmuştur.
    Tümünü Göster
    ···
  5. 55.
    0
    reserved
    ···
  6. 56.
    0
    @42 tamam panpa
    @43 onlarıda sen araştır bul mk.
    ···
  7. 57.
    0
    -uranos- @42

    Uranos (Οὐρανός , gökyüzü), Yunan mitolojisinde yeryüzünün cisimleşmiş halini temsil eden tanrıça Gaia'nın kendiliğinden meydana getirdiği, gök tanrısıdır. Bu nedenle Roma mitolojisine de Caelus (gök, cennet) adıyla geçmiştir. Gaia ile birleşmek suretiyle Titanlardan tutun da tek gözlü Kikloplara, çok başlı, çok kollu Hekatonkheirlere varıncaya kadar, birçok mitolojik varlığın babasıdır. Bir zamanlar Doğu Anadolu'da güçlü bir devlet kurmuş olan Hurrilerin yaratılış mitine çok benzeyen efsaneye göre, Titanlar haricindeki, her biri ayrı bir ucube ve garabet olan çocuklarından tiksinen Uranos, onları yerin yedi kat dibine (Tartaros) hapsedince Gaia'nın ahını aldı. Gaia, 12 Titanın en güçlüsü olan oğlu Kronosu (Kronos, Zeusun babasıdır ve sözcük anlamı itibarıyla "zaman" demektir) Uranos'a karşı kışkırttı, Kronos da bir orakla babasının erkeklik organını kesti. Gaia, Uranos'un kanından devler, dişbudak perileri ve Erinysler (Öfkeler) gibi varlıkları meydana getirdi. Ayrıca bu kanın denizdeki köpüklerle buluşmasından (Hesiodos'a göre) güzellik tanrıçası Afrodit doğdu.
    ···
  8. 58.
    0
    -kronos- @42

    Cronos ya da Kronos, Yunan mitolojisinde titanların başıdır. Babası Uranus ve annesi Gaia'dır.
    Annesi Gaia'nın yardımıyla, babasını alt ederek Tartarus'un derinliklerine hapsetmiş ve kendisi başa geçmiştir. Kronus'un başta olduğu bu çağa Altın Çağ denir.

    Kronus, babasını yenerken ondan öğrendiği, kendisininde aynı kadere sahip olacağı gerçeğinden korktuğu için bütün çocuklarını yutmaya başlamıştır. Eşi ve kızkardeşi Rheia'dan olan Demeter, Hera, Hades, Hestia ve Poseidon'u doğar doğmaz yutmuş, Rheia sonraki çocukları Zeus'u korumak için bir plan yaparak Kronus'a onun yerine bir taş yedirtmeyi başarmıştır. Zeus'u büyüyene dek ida dağında saklamıştır, Zeus büyüdüğünde babasını yenmiş ve kardeşlerini kurtararak hüküm sürmeye başlamıştır. ayrıca zeus genelde elinde ok tutan aşk tanrısına benzetilmiştir çünkü çocukluğunda oda yay kullanmış bir bebeğe benzemektedir.
    ···
  9. 59.
    0
    -gaia- @42

    Gaia veya Gaea, yeryüzünün Yunan mitolojisindeki kişileşmiş temsili olup evrenin meydana gelişi sırasında, Khaos adı verilen boşluktan türemiş olduğuna inanılan tanrıçadır. Kendisine "tüm varlıkların anası" gözüyle bakıldığı için öylesine itibar görürdü ki Eski Yunan'da Gaia üzerine edilen yemin, en büyük yemin sayılırdı. Gaia kendi kendine dağları (Ourea), denizi (Pontos) ve gökyüzünü (Uranos) meydana getirdi. Uranos ile birleşerek sonraki Olympos tanrılarının ataları olan Titanları, tek gözlü Kiklopları, yüz kollu, elli başlı Hekatonkheirleri, ayrıca Pontos (denizin kişileşmişi olan tanrı) ile de birleşerek Nereus, Thaumas, Phorkys, Keto, Eurybia gibi deniz tanrılarını doğurdu. Gaia'nın Tartaros ile birleşmesinden ise mitolojideki bütün canavarların babası ve en tehlikelisi sayılan, yarı yılan, yarı insan Typhon (Tifon) doğdu. Oğlu Kronos (zaman), Uranos'un erkeklik organını bir orakla kesip denize fırlattığında Gaia, Uranos'un kanından Erinysleri, devleri ve dişbudak perilerini (Melia'lar) meydana getirdi. Kanayan organın denizdeki köpüklerle buluşmasındansa güzellik tanrıçası Afrodit doğdu.
    ···
  10. 60.
    0
    Kratos oyun karakteri lan mitolojide geçmiyor diye biliyorum
    ···
  11. 61.
    0
    @50 kratos değil kanka kronos
    ···
  12. 62.
    0
    -hades-

    Hades, Yunan mitolojisinde ölülere hükmeden yeraltı tanrısıdır. Zeus'un kardeşidir. inananlarının ölüm sayısını artırmak için delice uğraşan, açgözlü bir tanrıdır. Ziyaretçi bakımından zengindir, sonuçta her ölümlü oraya gider. Erynyes'ler onun değerli misafirleridir. Hades, kendisini ziyarete gelenlerin yeraltı dünyasını terk etmeleri konusunda oldukça isteksizdir. Kendisi de yeraltı dünyasından pek ayrılmaz zaten.

    Kelime anlamı olarak "Hades", görünmez manasına gelmektedir. Onu görünmez yapan bir miğferi vardır. Yeraltı zenginliklerinin sahibidir, yerden çıkan değerli metaller onu bolluk çokluk ve servet tanrısı yapmıştır. Acımasız ve hatta korkunçtur; ama sözünden dönmez ve birçok tanrının aksine kaprisli bir tanrı değildir. Mitolojik öykülerde adı çokça yer almamaktadır. Bilinen en önemli öyküsü, karısı Persephone'yi kaçırması ile ilgili olandır. Ancak Hades'in en önemli sıfatı, ölümün tanrısıdır. (Ölüm de başlı başına bir tanrıdır: Thanatos)

    Hades, aynı zamanda ölüler ülkesinin de adıdır. Hades ülkesi, Tartaros ve Erabos olarak ikiye ayrılır. Zeus ve yandaşları, yendikleri bütün Titan ve müttefiklerini dipsiz Tartaros'a atmışlardır. Ölen insanlar ise önce Erabos'a, oradan da Tartaros'a geçer. Ölüleri Erabus'tan Tartaros'a zütüren kayıkçıya bu taşımanın bedeli olarak iki gibke altın verilir. Bu sebepten dolayı, Antik Yunan'da ölenlerin gözlerine iki altın para konulur.

    Enteresandır ki, Hades'in yeraltı ülkesine yaşayanlar da ölmeden geçebilmektedir. Ancak diyarın girişini üç kafalı şeytani bir köpek olan Cerberus korur. Herkes o köpeğin dehşetinden korkar ve kimse o kapıyı geçemez. Herkül bir macerasında bu köpekle yüzleşmeye gider.

    Hades, her ne kadar birçok zenginliğe sahip olsa da ortalıklarda pek gezinmez, övünmez, konuşmaz, kendi yeraltı ülkesinde oturmayı tercih eder. Çünkü sahibi olduğu yeraltı ülkesi o kadar çirkin bir ülkedir ki, efendisi sürekli saklanır. Bir keresinde Poseidon, Hades'i utandırmak için üç başlı mızrağını yere saplar ve yeryüzü boydan boya yarılarak Hades'in çirkin yeraltı ülkesi meydana çıkar. Az utanıp sinirlenmemiştir Hades.
    ···
  13. 63.
    +1
    -harmonia (harmony)-

    Harmonia, Aphrodite ile Ares‘in kızı, Kadmos’on karısı. Kocası ile birlikte bir yılana dönüştürüldüler.

    Harmonia, Yunan mitolojisindeki çift soylu karakterlerden birisidir. ilk efsanede Afrodit ve Ares'in, ikincisindeyse Zeus ve Elektra'nın kızı olarak gösterilir, yani ilk efsanede Thebai krallığından, ikincisinde ise Dardanos soyundan gelmektedir. Ama her ikisinde de değişmeyen şey, Kadmos'un eşi olmasıdır.

    Thebai efsanesinde bu güzeller güzeli kıza verilen üstün hediyelerden bahsedilir; birisi Kharitlerin dokuduğu elbise, ötekisi ise zarif bir kolyedir. Yasak bir aşkın meyvesi olan Harmonia ile (kendisi, ebeveynlerinden dolayı Athena ve Hephaistos'un kinlerine hedef olacaktır) kimsenin paylaşamadığı bu armağanlarının Thebai şehrine felaket getirdiği söylenir. Ayrıca, Kadmos'tan doğan beş çocuğunun da kaderleri özeldir.

    Thebai efsanesinde Kadmos ile Harmonia' nın düğünü üstünde durulur: Zeus Harmonia'yi kendi eliyle verir Kadmos'a ve Thebai kalesinde düğününü yapar. Bütün tanrıların hazır bulundukları bu düğünde geline olağanüstü armağanlar verilir; biri Kharit'lerin dokuyup işledikleri bir elbisedir, bunu Harmonia'ya Athena (ya da Aphrodite) vermiş derler, öbürü ünlü bir gerdanlıktır. Bu armağanlar Thebai şehrinin başına bela olmuş, şehre karşı iki saldırıya yol açmıştır (Ehphyle, Amphiaraos, Alkmaion). Efsaneye göre uğursuzluğun nedeni, Athena ile Hephaistos'un Harmonia'ya karşı, Ares'le Aphrodite'nin kızı olduğundan ötürü, hınç beslemeleridir. Thebai kral soyunun kaynağında bulunan Kadmos'la Harmonia'nın beş çocuğu olur, hepsinin de kaderi olağanüstüdür, bunlar ino, Semele, Agaue, Autonoe ve Oidipus soyunun atası Polydoros'tur (ino, Semele, Agaue, Aktaion, Labdakos).

    Dardanos'la lasion'un kız kardeşi olarak gösterilen Harmonia Semendirek efsanelerinde rol oynar. Kadmos ona Zeus'un kaçırdığı kız kardeşi Europe'yi ararken Semendirek adasında rastlamış ve sevmiştir. Düğünü de gene aynı görkemle Semendirek'te yapılmıştır.

    Bu arada, Kadmosun eşi olan Harmonia'dan başka, bir de Kharitlerin arasında bulunan, uyum ve dengeyi temsil eden Harmonia vardır ki; bu ikisi, sıkça karıştırılır.
    -- -- -- -- -- -- -- --

    @43. Birisi entrysini silmiş @42 olmuşsun.
    Al panpa bu kaynakca senin için.

    Kaynak: roberto Calasso, "Kadmos ile Harmonia'nın Düğünü" (The Marriage of Cadmus and Harmony), Türkiye iş Bankası Kültür Yayınları, 2005.
    Tümünü Göster
    ···
  14. 64.
    0
    reserved
    ···
  15. 65.
    0
    mitolojiyi severim daha çok fantastik mitolojik filmleri ve kitapları severim titanlar
    (bkz: immortals)
    ···
  16. 66.
    0
    poseidonu yada neptünü benmi göremiyom amk favori tanrımdır melezleride sağlamdır
    ···
  17. 67.
    0
    @56 titanlara gelicem panpa.
    Bayağıdır yazıyorum panpa gözümden kaçmış olabilir. Eklerim ama muhakkak. Gözden kaçanları burays yazarsanız ya da pm atarsanız. Bulur, başlığı güncellerim.
    ···
  18. 68.
    0
    @58 oyundan çıkıp buraya entry girme panpa. Önce bi mitoloji ne demek onu öğren ondan sonra biraz araştır. En son gel buraya yaz.
    ···
  19. 69.
    0
    -anu- #part1 (bu tanrı önemli beyler dikkatli okuyun. isminin fazla duyulmamasının sebebi, bir yunan ya da slav tanrısı olmaması)

    Anu, Sümer mitolojisinde ve daha sonraları Asurlular ve Babilliler tarafından tapılan bir gökyüzü tanrısı. Cennetin, yıldızların, ruhların, cinlerin ve tanrıların tanrısıdır.

    Sümerlerin dini, çok tanrılı bir dindir. Bu tanrılar, iki gruba ayrılır. Birinci grup tanrılar bütün Sümerlerin ortak tanrılarıdır. Bunlardan en önemlileri gök tanrısı Anu, yer tanrısı Enlil ve denizler tanrısı Enki'dir. Büyük tanrıların dışında, bütün memleketlerde ibadet edilen, görev ve nüfuzları farklı olan başka tanrılar da vardı. ikinci sınıf tanrılar ise her kent-devletin kutsal saydığı ikincil site tanrılarıydı. Örneğin Sippar kentinin de tanrısı olan güneş tanrısı Şamaş, Ay tanrısı Sin, çoban tanrısı Dummuzi ya da Tammuz, bolluk, bereket, doğa ve cehennem tanrıçası iştar ya da Sümerler'in dilindeki adıyla iNANNA, bu tanrıların önde gelenleri arasında yer almaktaydılar.

    Sümerlerin dinsel inançları tamamen bu dünyalık olup ölümden sonraki hayat olanları ilgilendirmez. Onlar için cennet de cehennem de bu dünyada yaşanır.

    Sümer dilinde tanrı anlamında kullanılan sözcük dingir'in en eski anlamı, bir gök epifanisidir:"parlak, ışık saçan"."Tanrı" sözcüğünü ifade eden ideogram (dingir olarak okunur), "göğü"tanımlayan ideogramla (ana, anu olarak okunur) aynıdır. Başlangıçta bu grafik işaret, bir yıldız hiyeroglifiydi; an(a), an(u) biçiminde söylenince hiyeroglif uzayın aşkınlığını ifade etmektedir:"yüce, yüce varlık”.

    Kısa bir süre içinde bu hiyerofaniler soyut tanrı düşüncesinden (dingir) uzaklaşıp kişileştirilmiş bir tanrı düşüncesi etrafında yoğunlaştılar: Anu. "Anu"nun, sözcük anlamı "gök"tür ve IV. Bin yıldan önce ortaya çıktığı düşünülmektedir.

    An ismine referans olabilecek en eski yazın, Hindistan'ın klagib yazın dili olan Sanskritçe'dedir. Sanskritçede Anu, atom ve molekül kelimelerini de içeren pek çok anlama gelir. Aynı zamanda sonra, birlikte, benzer, her, vb kelimeleri de karşılar. Sümer mitolojisinde bir tanrının ismine de karşılık gelmektedir. Bu tanrının ismi “yüksek olan” anldıbına gelir ve dünyanın üzerindeki atmosferik katmanların tanrısıdır—fırtına tanrısı Adad gibi. Hammurabi'den önceki eski Babil döneminde, Anu göklerin tanrısı olarak adlandırılıyordu ve bu sebepten onun adı gök ile eş anlamlı hale geldi. Bazı durumlarda Anu kelimesinin gök anldıbına mı yoksa tanrı anldıbına mı geldiği belirsizdir. Bu durumdan da anlaşılabileceği gibi evrende gözlemlenen ilahi güçleri üçlü sembol ile gök, toprak ve su olarak üçleme yapmak üçüncü binyıldan önceki düşünce şeklinin bir sonucudur. Anu göklerin, Bel (Marduk) toprağın ve Ea da suyun kontrolünü elinde tutan tanrılar olarak ortaya çıkmıştır.
    Tümünü Göster
    ···
  20. 70.
    0
    -anu- #part2 (bu tanrı önemli beyler dikkatli okuyun. isminin fazla duyulmamasının sebebi, bir yunan ya da slav tanrısı olmaması)

    Babilonya mitolojisine göre başlangıçta evrenin, tatlı su okyanusu Apsu ile tuzlu su okyanusu Tiamat'ın dışında başka hiçbir şey bulunmuyordu. Bu iki şeyin birleşmesinden de Tanrılar var olurlar. iki Tanrı çifti Lahmu ile Lahumu'nun birleşmesinden Anşar ile Kinşar, yani gökyüzü ile yeryüzü meydana gelir. Anşar ile Kinşar ise Gök-Tanrı Anu ile toprak ve su Tanrısı Nudimmud'u yani Ea'yı diğer adıyla Enki'yi dünyaya getirirler.

    Sümer inanışına göre başlangıçta gök ile yer birdi. Daha sonra gök ile yer tanrılar tarafından ayrılmıştır. Sümer inanışında evrenin kökeni şu şekilde açıklanır:

    Başlangıçta ilksel deniz vardı; kökeni veya doğuşu konusunda bir şey söylenmemektedir, Sümerliler onu her zaman varmış gibi düşünmüş olabilirler. ilksel deniz gök ile yerin birliğinden oluşan kozmik dağı vücuda getirdi. Tanrılar insan biçiminde kişileştirildiğinde, Anu (gök) eril, Ki (yer) dişildi. Onların birleşmesinden hava tanrısı Enlil doğdu. Hava tanrısı Enlil yerden göğü ayırdı ve babası Anu göğü ele geçirirken, Enlil annesi Ki'yi, yeri, ele geçirdi. Enlil ile annesi Ki'nin birleşmesi- tarihsel devirlerde Ninmah, "yüce kraliçe", Ninhursag, ("kozmik dağın kraliçesi"; Nintu, "doğurgan kraliçe" gibi çeşitli adlar verilen tanrıçayla özdeşleştirilmiş olabilir- evrenin düzenlenmesini, insanın yaratılışı ve uygarlığın kuruluşunu başlattı.

    Bu konu aşağıdaki "Gılgamış, Enkidu ve Ölüler Diyarı" adlı Sümer şiirinin giriş bölümünde şöyle anlatılmaktadır:

    Gök yerden uzaklaştıktan sonra, Yer gökten ayrıldıktan sonra, insanın adı konduktan sonra, Anu göğü ele geçirdikten sonra, Enlil yeri ele geçirdikten sonra, Ereşkigal Kur'un ödülü olarak ele geçirilip zütürüldükten sonra, O denize açıldıktan sonra, Baba Kur'a doğru denize açıldıktan sonra, Enki Kur'a doğru denize açıldıktan sonra; (Kur) krala ufak taşlar fırlattı, Enki'ye koca taşlar fırlattı; Onun küçük taşları, el kadar taşlar, Onun koca taşları,... kamışların taşları, Enki'nin gemisinin omurgası, Saldıran kasırgaya benzeyen savaşta yenildi; Krala karşı, geminin serenindeki sular, Kurt gibi yutuyordu, Enki'ye karşı, geminin ardındaki sular, Aslan gibi vuruyordu.
    ···