/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 26.
    0
    Çalıntı
    ···
  2. 27.
    0
    çalıntı amk başlığın ismi bile çalıntı
    ···
  3. 28.
    0
    Kalktı
    ···
  4. 29.
    0
    Hayvan gibi çalıntı
    ···
  5. 30.
    0
    2 haftadır hafta içi her gün bunu nasıl yapacağımı düşünerek, zeka dolu
    planlar yaparak geçiriyordum yolculuklarımı...
    sonradan adının hikmet olduğunu öğrendiğim amca, her seferinde aynı yerden minibüse biniyor, koridor kısmındaki oturma yerlerinden birine oturuyor ve
    bacaklarını açıyordu... gri pantolonundan çok net belli olan taşaklarında bir
    sorun vardı. bakıyor bakıyor, yine de yanlışın ne olduğunu çözemiyordum.
    fikret teyze ile bu konuyu paylaştığımda taşak taşak üstüne binmiştir evladım,
    bi el atmak lazım. dedi. ben de takıntılı bir birey olarak bu düzeltme
    operasyonuna adadım kendimi doğal olarak. o taşaklar düzeltilecekti...
    günler günleri kovaladı, ne hikmet amca'nın taşakları pes edip düzeldi, ne
    benim onları düzeltme isteğim geçti. ama her gün biraz daha yaklaşıyordum
    hedefime, her gün bir koltuk daha yanaşıyordum o sıcak, görmüş geçirmiş
    taşaklara... adeta kokusu burnumu yakıyordu.
    ve o gün geldi çattı. artık aramızda tek taşak mesafesi ya vardı ya yoktu.
    nazikçe baldırına dokundum. 'kayar mısınız lütfen?' dokunuşu sanıp, kenarı
    kaydı biraz. o koltukta kayarken taşaklarının feryatlarını duyar gibiydim.
    sürtünmeden daha çok ısınmışlar, adeta pişmişlerdi. tekrar yanaşıp, bir daha
    dokundum baldırına. bu defa ne var evladım? bakışı attı bi an ve önüne döndü
    tekrar.
    geri dönüşü yoktu, yüzmüş yüzmüş kuyruğuna gelmiştim artık. (bu arada bu
    yüzmek denizde yüzmek değil koyun yüzmekmiş, fikret teyze dediydi)
    şoför bey'e müsait bir yerde durur musunuz taşak düzelteceğim deyip
    gülümsedim. acı bir frenle durdu minibüs. herkes bana bakıyor, az önce
    ağzımdan dökülen kelimelerin anldıbını sorguluyordu. hikmet amca'ya
    döndüm. gülümsedim. eğilip yanağına küçük bir öpücük kondurdum. hazır mısın? dedim. neye evladım? diye sordu. yapma böyle hikmetciğim, sen de
    istiyorsun. dedim ve sol elimi föllük diye attım taşaklarına. işaret parmağımı iki
    yumurtalığının arasına soktum ve asya gezilerimden birinde öğrendiğim bir
    hareketle tarruk! diye yan yana getirdim iki şapşalı.
    derin bir sessizliğe gömüldü minibüs. iki küçük buruşuk togepi hariç herkes
    şaşkındı. togepiler düzeltildikleri için mutlu ve huzurluydu. fikret teyze'nin
    alkışları duyuldu sonra. şoför hafifçe kornaya bastı. tekrar bir sessizlik oluştu...
    minibüs çalıştı, ben en arkaya yerime geçtim. fakültenin önünde indim...

    http://c12.incisozluk.com.../11502/3/917323_o3330.jpg
    Tümünü Göster
    ···