-
26.
+1lan server gene uçtu ya amk
-
27.
+1çok iyi gidiyorsun panpa böyle devam ender bölümünü çok merak etmeye başladım
-
28.
+1server niye hala eski versiyon beyler, onu ayarlayıp tekrar başlasak süper olmaz mı?
-
29.
+1...
nether ziyareti demiştim. benim emektar portal'ım beni ürkütüyor diye bozmuştum. onu tekrar çalışır hale getirdim ufak bir çakmak darbesiyle. artık nether'a gidebilirim. @49 da yazmıştım, zamanında iyi ki blaze spawner'ını kırmamışım, bloke etmişim sadece. çünkü şu upuzun günler boyunca hep ender incileri topladım öldürdüğüm enderman'lardan. bu incileri öldüreceğim blaze'lerden elde edeceğim blaze powder'larla birleştireceğim. end'e giden portal şöyle bir şey: http://www.nerd-age.com/w...ecraft-the-end-portal.gif
bu oluşturduklarım "ender gözleri" oluyor. portalı aktive ediyorlar ve aynı zamanda bana end portalına giden yolu işaret edecekler. bu yol çok uzun olabilir. özellikle okyanusa göre ufacık sayılan bi ada sisteminde bulunduğumu düşünürsek bu sistemde olup olmadığı bile meçhul arkadaşlar. bu yüzden korkuyorum, acaba çok yol kat etmek zorunda kalır mıyım? bu yüzden blaze spawner'ını iyi kullandım, yedekleriyle birlikte bir sürü göz yaptım. ve nether'a bir daha çok çok sonra dönmek üzere veda ettim. artık ekipmanlarım hazır. masmavi kuvvetli bir elmas takım zırh, kuvvetli bir elmas kılıç, en değerlim ve end'de en çok işime yarayacak yayım... neredeyse tüm yemek stoğum, okyanusu geçmek zorunda kalırsam diye oyunun başından beri benimle olan tahta botum (umarım geçmem), oltalarım, hızlı yolculuk için yine binek domuzum (havuçlar ile beraber), haritam... ve tabii ki yol gösterici, portalı aktif edecek anahtarlar olan ender gözleri... şimdi saymayı unuttuklarımla beraber neredeyse dopdolu bir envanter ile ya oyunun, ya kendimin sonunu getirmeye doğru yola çıktım...
edit: potion'ları yazmamışım mesela, daha önce söylediğim gibi inventory'de en büyük yer kaplayan şeylerden biri de oydu. -
30.
+1@166 valla panpa eski versiyonda oynuyorum onun için bir şey buldum program verim link;
http://bamya.in/surumdusur
program var aşşağıda indirim sürümü 1 altta düşürün.
@165 bekliyom reis. -
31.
+1...
ilk ender atışımı yaptım. ve korktuğum oldu. ender'in gözü, bana oyunun başında geldiğim yön olan güneyi gösterdi. portal'ın bulunduğu stronghold denen dev yapılar oyunda gözümüzü ilk açtığımız noktanın çevresinde 600 ila 1000 blok ötede üç adet olmak üzere bulunurlar. ben ise binlerce blok ötedeyim. yani başlangıç adama dönmem gerekiyor. eşyalarımı yitirerek bunu kolayca yapabilirim aslında. ama bu ilerleme o adada imkansız vaziyette. bu yüzden yola devam etmeliyim. ender gözlerimden birini kaybettim bile.
...
yola devam ediyorum. eski adama hala varmadım. ama hesabıma göre adama varmadan önce bir stronghold ile karşılaşmam gerekiyor.
...
bahsettiğim gibi artık sürekli güneye doğru ilerlemiyorum. ender gözleri belli bir açıyla sapmaya başladı. bu stronghold'a gelişimin yakın olduğunu söylüyor bana. ama bu yer suyun altında olacak. bir kez daha şansıma şükrediyorum, diamond başlığımda hatrı sayılır derecede nefes tutabilmemi sağlayacak bir özellik var ve bunu başta küçümsemiştim. şimdi şükrediyorum. bu oyun beni yeterince ters köşeye yatırdı, ama artık bittiğini hissediyorum. -
32.
+1server kurarsanız bende oynarım abiler.
-
33.
+1okuyoz panpa devam
-
34.
+119. gün
bilenler bilir, evim adanın kuzey yakasında ve evime gitmek için 7-8 gün kadar süren işkenceli yollar gidiyorum. sırf bunu çekmemek için adamın ve evimin koordinatlarını bi köşeye yazmıştım, ancak herhangi bi hile yapmadım daha bu konuda, ve mecbur kalmadıkça da yapmam. ama köşede koordinatların olması insana güven veriyor. işte bu güven ile bu sefer adamın güneyine doğru yolculuk yapmaya karar verdim. evet, okyanusun ortasındaki adamdan yine bir macera uğruna ayrılıyorum (bu sefer tam teçhizat). bu sefer amacım şunu öğrenmek, acaba oyunun başında kuzeyi değil güneyi seçseydim nelerle karşılaşırdım. acaba uzun uzun denizler aşmama gerek kalmaz mıydı? daha bereketli (ineği de olan) topraklar mı bulurdum. adamla ana kadar arasında 1 günlük mesafe mi olurdu? zamanında stronghold bulmak için o kadar kasmaya gerek kalmaz mıydı? tüm bu soruların cevapları için bugün güney yakasından yola çıktım.
yolda yine her şeyle karşılaşabilirdim. ufak takım adalardan belki yine benim asıl evimin bulunduğu gibi devasa adalar zincirlerine kadar. belki de gerçek bir kıtayla karşılaşırdım ve günlerce deniz görmezdim (bu şimdiye kadar hiç olmadı, orman derinliklerinde kaybolmam dışında her daim bi köşede balık tutacak bir deniz vardı). yolculuğumun ikincil görevi ise bir mantar biyomu bulmaktı. end'den sonraki ikinci günümde (6. sayfa) bahsetmiştim. yolculuğumda belki bundan bulabilirdim. bulamazsam ilerde okyanusu batı ve doğu yönlerinde de aşmak ve incelemek istiyorum, umarım bunun zahmetine katlanmam)
edit: mantar biyomunda oynamak isteyenler http://www.youtube.com/watch?v=IMDDN89AVgY
yeni oyunda seed kısmına "lost" yazın, large biomes seçeneğini de işaretlemeniz lazım. gerisi videoda -
35.
+1bilmiyom ki para da yok amk kaç para server.
yok mu lan zengin biri sponsor olsun -
36.
+141-42-43. günler
gezi devam ediyor, haritam olmasa çoktan yeni evimi kurmuş hayatımı sürüyor olurdum, çünkü evimden çok uzaktayım. ve yine hava ısınıyor, yine tropikal ormanlara varıyorum. uzun bir normal orman zincirinden geçmiştim, ve şimdi daha yüksek ağaçların tepesinde yürüyorum. her ne kadar cennette bir ev kurmuş da olsam, evimin dışındaki her yerde su veya ağaç var. ve bu durum benim canımı sıkıyor. hala karlı bir bölgeye rastlamadım. geri dönmenin eşiğindeyim. -
37.
+1...
tahminlerim doğru çıktı. upuzun, dik bir yamaç üzerinde kabak gibi belli bir mağara tespit ettim. yola çıktığımda akşam vaktiydi, tarla-hayvan işleriyle uğraşmıştım. uzun zamandan sonra iki kere üst üste kalemin içinde zombiler doğdu. biraz ışıklandırma yaptım. umarım işe yaramıştır. akşam olması sebebiyle dışarıda vakit harcamama gerek yoktu, derhal kendimi mağaraya attım. zaten mağara derinlere ulaşmadan bitse hiç kendimi dışarıya atmaz, mağarada konaklardım. geçenki serüvenlerimdeki gibi uzak değildim eve, aslında çok da yakın sayılırdım, ama yine de geceleri kendimi tehlikeye atmamalıydım. şans bu ya önümde mağara uzadıkça uzadı. önce bir su kaynağına rastladım, kovamı doldurdum (yine unutmuşum dolu kovayla gitmeyi :D). sonra suyu takip ettim. su ince bir delikten aşağıya iniyordu. altın damarlarına rastladım. biraz daha aşağıya inmem gerekiyor dedim içimden. sonra etraf aydınlandı ben aşağıya indikçe. evet lavlara yaklaşıyordum. ilk mağaramda bahsettiğim uzunca yer altı vadilerinden yoktu burada, fakat lav denizleriyle dolu irili ufaklı birkaç odacık vardı, kimisi diğerinden yüksekte, kimisi alçakta. yüksek olan odacıklar redstone ile doluydu (hala devreleri çözemediğim için bi taka yaramayan redstone'lar). bolca iron topladım, ama artık iron istemiyordum. daha derinde olan odacıklara girdim. kimisinin tavanı boyumdan bile alçaktı. tavana baktım: jackpot! iki damar diamond bana bakıyordu. önce yere su döktüm, güzelim diamondlar lava düşsün istemeyiz. ardından tavanı kazdım. kazdığım yerin arkasından bir adet daha damar çıktı. böyle ufak sürprizleri çok seviyorum -
38.
+1okucam bi ara panp. başlık takip.
-
39.
+154. gün
cehennem bile bu kadar kapalı ve korkutucu değildi. keşke nether'de olsam diyordum. diamond sayımı 24 e tamamlamaya uğraşıyordum. ufak bir lav birikintisinin yanında, yerde birkaç tane daha diamond bulmuştum. almak için taşı delerken o lanet sesi duydum "tsss"... bu bir creeper'dı. şu bakışma oldu: http://images2.wikia.noco.../c/cd/Creeper_In_Cave.png
lanet şey bir anda patladı. canımın bir kısmını zütürdü yanında, yarısı kadar. ama olay bu değildi. yanımdaki lav birikintisine düştüm. çıldırmıştım, yanıyordum! elimdeki diamond kazmayla demin üzerinde bulunduğum paramparça olmuş sütuna çıkmaya çalıştım. çıktım da, ama hala yanıyordum, 10 kalp candan 3 tanesi kalmıştı. niyeyse demin baktığım diamondları aradım, canı unutmuş mala sarılıyordum hala. onlar çoktan parçalanıp lav ile yok olmuştu. öleceğimden eminken bir anda öylesine yaptığım can iksiri geldi aklıma. envanteri bir umutla açtım. oradaydı! bir hışımla içtim, canım yarıdan biraz yukarıya kadar arttı. buraya inerken düşüşümü yavaşlatan su birikintisine koştum. bir kez daha canımı kurtardı o su birikintisi. ardından "giberler" nidasıyla yukarıya doğru kazmaya başladım. altın kuralı yine yıkıyordum. ama yapacak bir şey yoktu. altıma sütun kura kura yukarı doğru çıkacaktım, her ne pahasına olursa olsun. -
40.
+1rezerved
-
41.
+155. gün
56 da olabilir. hatta 57 bile. ama böyle devam edeceğim. saate bakmayalı uzun zaman oldu. bir sürü şok atlattım, en kötüsü burada yazdığım olmak üzere. şimdi dikine kazıyordum. haritadaki yerim dağların çok yüksek olmadığı bir yerdi, yani bi dağın tepesine kadar kazmayacaktım, deniz seviyesine yakın bir yerden çıkacaktım. tutup evimin içinde de çıkmayacaktım tabii ki. böylece dikine doğru kazdım. en büyük korkum yine bir lavın altından çıkmaktı. bu duruma karşı hazırlıklıydım. hemen bir blokla engelleyecektim lavı. ama bu olmadı. bir anda geniş bir boşluğa çıktım. dimdik devam etmem gerekiyordu, fakat yine ufak bir damar diamond beni baştan çıkardı. onları topladım. yola biraz devam ettim. yükselen doğal merdivenlerden çıktım, şelalelerin içine girip yükseldim. yemek stoğumu böyle uzun bi yol için tutmamıştım, bitiyordu yanımdaki yemek. pişirdiğim patatesler çoktan bitmişti zaten. ama ben bu gün çıkacaktım bu mağaradan.
şelaleler beni farklı odalara zütürdü. haritama göre dağın girdiğim yöresine göre biraz daha batısındaydım. girdiğim yöne doğru yol aldım. duvarları kazdım. elementleri toplamadım bile, önüme çıktıklarında yalnızca. artık diamond veya redstone çıkmayacak kadar yükselmiştim, lavlara çok denk gelmeyecektim. merdiven gibi hem yükselip hem ileriye kazdım. ve sonra ufak bir delik çıktı önüme. delikten içeri su döktüm, mini şelaleyi asansör gibi kullanarak indim. ve bir anda sevinç çığlığı attım, etrafımda daha önce koyduğum meşaleler vardı, ve burayı hatırlıyordum, şimdi geldiğim yolu bulabilirdim! -
42.
+1tamamdir veyler bu aksam sunucu bilgilerini arkadasa veriyorum
-
43.
+1reserved
-
44.
+1gün 2
çevreyi bi güzel glowstone ile doldurdum. zombiler daha zor doğacaklar artık kalemin iç bölgesinde. bazı mitlere göre okyanusların ortasında veya kenarlarına doğru tamamen mantarlarla dolu olan, toprağında bile miselyum bulunan bazı adacıklar varmış. ufak, farklı iklimler. öyle ki oralarda dev mantarlar yetişirmiş, ve oranın inekleri bile kırmızı-beyaz ve sırtları mantarlarla dolu olurmuş, sütün yanında mantar çorbası bile sağabilirmişsin. ben koskoca bi okyanus geçip böyle bir adayla karşılaşmadığım için ayrı bir maceraya çıkmayacağım ne yazık ki şimdilik. ineklerimin arasında o özel ineklerden de olsun isterdim doğrusu, fakat taa oradan buraya inek getirmek imkansız olacaktır. devasa mantarlara özendim ardından. ufak bi deneme yapmaya karar verdim
kalemin giriş kapısının hemen önüne karanlık bir oda yaptım. mantarlar sadece karanlıkta yere dikilebilir. simetrik bir şekilde bir kırmızı bir kahverengi mantar diktim. karanlık odayı dağıttım. şimdi sırada büyümelerini sağlamaktı. aklıma tek bir şey geldi, gübre! kemikleri ezip yaptığım bonemeal'i mantara uyguladım, voila! evimin önünde koskocaman, eve müthiş bir hava katan iki nadir mantar vardı: http://imgim.com/mantar.png -
45.
+1hamachiden server varsa bende geleyim la
-
the vikings sozluge ozgur ozel yeniligi getirmis
-
din harici bir şey konuşmayalım
-
0020 sosyal medya maceraları
-
yetişkin olmak çok kötü bişi
-
size babamdan yedigim dayakları anlatayım
-
ailemin mancigina goyum la
-
the vikingss bile ben sarhoş olunca
-
2021 ramazan ayı inci sözlük
-
ne kadar sövsem az
-
ben bu vatan icin 6 ay askerlik yaptım
-
allahsız kitapsız milli dini manevi değeri olmayan
-
yıllardır sittin seneyi gibtin sene sanırdım
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 24 01 2025
-
bu akşam da doyduk elhamdülillah
-
ya moruk ecnebinin yaptığı makine harbi makine
-
aşko kuşko sevgiler minişko omaygad free night
-
allahini
-
polis asker guvenlik basvurdum almadilar
-
eskiden insanlar gökyüzünü görebiliyordu
-
keske dunya da da hayat olmasaydi
-
şiir yazıdm
-
ohhhh yavrum benım
-
dedemin kitli çekmecesinde şöyle bişey buldum aga
-
kuran kursu smackdown
-
imralı görüşmeleri aynı kız isteme
-
hakan sukur cok iyi forvetti
-
kimdir necidir tanımam ama
-
teoman ile cübbeli ahmet arasında 2 yaş var
-
bir erkegin en çaresiz kaldığı an
-
bir günü ile diğeri eşit olan ziyandadır
- / 2