0
öncelikle bu başlığın türkçesi "akıl oyunları" dır ama başlık daha önce açıldığı için ve konu farklı olduğu için ingilizce olarak açtım.
maksadımız, akıllı olduğunun farkında olan(akıllı olduğunu sanan demedim) liseli veya üniversiteli herkesin, zekasını daha da geliştirme, düşünce derinliğini artırmaktır.
öncelikle, zeka bi insanda doğuştan gelen özelliklerdendir.
hayvanlarda ve liselilerin çoğunda zeka ya yoktur, ya da henüz gelişmemiştir.
zeki olduğunu düşünmeyenler ya da emin olamayanlar, depresyona girmemesi açısından bu başlıktan uzak dursun.
şimdi bi örnek vericem, anlayabilcek olanlarınız müzik dinliyosa müziği kısıp, burda yazılanlara konsantre olurlarsa daha iyi anlıcaklardır.
diyelim biriyle konuşuyosunuz ve bu birisi size idealizm ayağı yapıyo.
konu dönüp dolaşıp aşk meşk olaylarına geldiğini farzedelim.
s: sen
b: biri
b: ben aşka inanmıyorum hacı aşk yalan
s: haklısın ama böyle diyenlerin çoğu yalancıdır
b: nası yani
s: aşk yalan diyenler yalancıdır diyorum
b: peki sence yalan değil midir
s: yalan olduğunu düşündüğün şey üstüne mi konuşcaz? yalanlardan mı bahsedicez?
b: bana laf sokmaya çalışma eziklik yapıyosun
s: aşk yalan diyen kendini kandırır olay bu
b: hayır anlamıyorsun
örnek diyaloğumuz aslında oldukça sıradan görünen gibko bi diyalog gibi gelebilir ama burda önemli olan zeka derinliğidir.
zeka derinliği, karşısındakinden daha fazla yoğunlaşarak, karşısındakini çaktırmadan alt etmeye yarar.
bu diyalogta, biz karşımızdakine cevap verdikçe, karşımızdaki adam(ya da karı), kendi düşüncesine inatla daha da bağlandı. ilk maksadımız vazgeçirmek değil, düşünceye daha da bağlanmasıydı.
düşünceye daha da bağlanınca noldu?
düşüncelerine haddinden fazla bağlanan/benimseyen insan, mantıktan uzaklaşır. saçmalıcak hale gelir. kafası karışık insanı da düşüncelerinden vazgeçirmek oldukça kolaydır.
asıl maksadımız, yani vazgeçirme olayını bu aşamada yapıcaz.
kafasının karıştığını, "hayır anlamıyorsun" diyişinden anlayabiliriz. diyaloğu orda kestim zaten(aptal muamelesi yaptım idare edin).
devam edelim
s: neyi anlamıyorum
b: aşk gerçek değil ki bunu anlamıyorsun
s: hayal dünyasında mı yaşıyorum yani?
b: hayır öyle değil.
s: nasıl?
b: herkes sahtekar demek istedim
s: her sahtekarın yaptığı sahtekarlık, yalana mı çıkıyo yani?
b: anlamadım
s: paranın da sahtesini basıp sahtekarlık yapıyolar ama, para gerçek dimi?
b: e evet
s: o halde, sana acı çektiren bikaç şerefsiz yüzünden aşka yalan diyip bana artistlik yapmanın mantığı ne?
b: artistlik değil
s: bikaç kere kazık yedin ve idealist oldun öyle mi? en az benim kadar biliyosun aşk gerçektir.
b: bilmiyorum(burda vazgeçiyo)
s: kendine itiraf et bunu ikimiz de biliyoruz ki aşk gerçek. sahtekarlar hep var
b: haklısın
diyaloğun son parçasını genel hatlarıyla verdim.
son bikaç söz öncesinde tabi ki bi sürü şey söylenmesi gerekiyo ama, hepsi laf kalabalığından ibaret. yazı zaten kol gibi bi de diyaloğu artırmiim diye genel hatlarıyla verdim. işin özünü kavramak önemli.
özetlersek, örnek diyaloğomuzda;
1) düşüncesini daha da benimsemesi için inat ettirdik
2) inat sayesinde mantığını kaybetti
3) kafasını karıştırdık
4) kafasının karışması sonucu kendi düşüncemizi kabul ettirdik
ayrıntılara takılmadan olayı anlayın ve insan ilişkilerinde karşınızdakini maymun edebilceğinizi farketmediyseniz, bu başlığı takip ederek en azından farketmek için çaba sarfedin.
batılı insanlarla zeka standardını yakalamamız lazım gençler. amerikalılara salak diyoruz ama, amerikalılar cahil oldukları iin öyle görünüyolar.
üniversite bitirme kapasitesindeki 8 yaşındaki çocuklar da aynı ülkeden çıkıyo sonuçta.
belki de "türklerin rönesansı"nı burdaki bikaç zeki muallak gerçekleştirir.
başlığı gerek gördükçe up(date)lıcam. sormanız gereken bişey olduğunda çekinmeden sorabilirsiniz.
bu başlık, inciyi sadece gibiş sokuştan ibaret sanan zütleri züt etme amacı da taşır.
ve eminim, bikaçınız bu başlığı "reserved" yapıp sabaha okumayı düşüncek ve hiç okumıcak bile.
bikaçınız da okumaya çalışıp çok uzun gördüğü için vazgeçicek.
çoğunuz dikkat etmicek bile.
bazılarınız "mega hafıza terk" yazıcak.
yukarda son paragrafı yazdığım/ farkında olduğum için kimse bunları yapmıcak.
bundan önceki cümleyi kurduğum için bazılarınız, son paragraftaki bazı şeyleri yapmaya inat edicek.