ancak çılgınların ölümü ile şifa bulur, bu kadar zararlı bir düşüncenin iyice daralttığı bir dünyada varlığımızı sürdüremeyiz, yok olacağız. Geleceğin tarihçisi, doğanın halklara baş döndürücü bir ruh musallat ederek halklardan öcünü aldığını ve Milliyetçiliğin çok kalabalıklaşmış hayvan topluluklarını ele geçirmiş olana benzer bir çılgınlık olduğunu söyleyecektir. Biz çok kalabalığız ve ölmek istiyoruz, bize soylu bir bahane gerekiyor ve işte bulduk: Sahip olma ve yabancılaşma huyu, hem de olabilecek en kusursuz haliyle. En aşağılık edimleri gerektiğinde çoğaltarak kendimize itibar vermemizi sağlar, bizi kurban olmaya mecbur bırakarak kendi kendimize bakıp sarhoş olmamızı sağlar, bizi tüm saflığımızla canavarlaştırır, erdemlerimizin bütün erdemsizliklerin sıfatıyla donmasını sağlar ve -en iyisi- arzuladığımız ama seçmeye cesaret edemediğimiz şeyi bizim için o seçecektir. Bizler adamakıllı hapı yuttuk, bu hastalık hiçbir ulusu esirgemez, bütün ülkeler onları birbirlerinin karşısına çıkartan ve boğaz boğaza gelecek denli harekete geçiren öfke türüne varana dek birbirine benzemektedirler.

Milliyetçilik hastalık değildir; konu kilit, gibtir git.

Kardeşlik, dostluk, milletlerin bir olması, milletlerin olmaması gibi şeyler hayaldir ve öyle kalacaktır. Vücüdundaki hücreler dahi birbiriyle savaşırken nasıl olur da o kadar insanla bir olabileceğini düşünebilirsin ki? Eşitlik ve adalet gibi kavramlar hiçbir zaman olmadı, olmayacak. Kast sistemi her daim rağbet görecek ve yıkılamayacak derece bir mükemmelliğe sahiptir. Üstte olanlar alttakini ezer ve yaşayacağın ortalama 70 sene boyunca kahraman olmana gerek yok dostum; ye, iç, gez ve öl.

Kızım çok mu zor şu amk alıntısının altına alıntı yaptığın kişinin adını yazmak?! Biraz saygı ulan!

Albert Caraco - Kaosun Kutsal Kitabı’ndan alıntıdır!

Ayrıca yazında bahsettiğin gibi milliyetçilik hayvanlar da vardır. insan bir hayvandır ve milliyetçidir.

👎👎👎👎😤👿