Sen ne yaptın dün gece dedim. Bundan sonra buluşmaya sende benimle geliceksin dedi. Neden dedim bir tanesini seninle ayrı masaya çekip hırslandırmak lazım dedi. Neden dedim, Cansu'nun numarasını aldım dedi, yine neden dedim. Acayip sevişiyor dedi. iyi dedim amk kime niyet kime kısmet, işin şakası diğerlerini erkenden gibtir edip Cansuyla kaldık dedi eee dedim. Bundan sonra da bırakmam şu üniversite olayı olana kadar amacı para belli, babamda bana istediğim parayı veriyor 1,5 sene ben bunu giberim parasını da veririm dedi. Nasıl istiyosan öyle yap dedim.

Aralık 2014 de mi dersiniz yoksa Ocak 2015'de mi dersiniz bilmiyorum nişanlanacaktık, ayrıca Musa'dan bahsettim bugün okula gittiğimden bahsettim gitme nedenim basit bir devamsızlık sildirmeydi, bunları unutmayın hikayenin sonuna doğru geliyoruz. Az kaldı çok yok.

Melis'i eve bıraktıktan sonra Eren'i aldım parka gittik bu lavukların sayısı 4'ten 3'e inmişti. Kaya yok, konuştular gibi, kolsuz kadir diye başladım konuşmaya, yaptığım şey son derece normal dedim. Haklısın dedi, yaptıklarından pişmandı bunlar, yoksa benim yaptığım gibi önce taşak geçip sonra mı dalacaklardı, orasını hesaplamaya çalışırken çekti gitti bunlar. Eren şu muallaklerden de kurtulduk dedi.

Sana bir daha şans vermeyeceğim bile hikayeci, en azından dışarı çıkacaksan söyle de haberim olsun telefonun başında salak salak beklemeyeyim dedi. Haklısın özür dilerim dedim. Özür filan dileme dedi. Bir şey demedim, sarıldı bir anda, lütfen seni kaybetmek istemiyorum dedi. Vay amk dedim, suçlu benim, o beni kaybetmekten korkuyor, sarıldım belinden, söz bırakmayacağım seni dedim, söz her şeyin üzerine söz. Merak etme seneye bu günlerde artık parmaklarımızda yüzüklerimiz olacak hatta güzel bir tarih buldum dedim. Söyle dedi şebek bir gülümsemeyle, yılbaşında takalım yüzükleri ne dersin dedim, olur aşkım dedi. Sarıldı bir kez daha.

Eve gittim, bide babamdan azar işittim, ne içmişsin diye, bir daha olmasın dedi. Gittim uyudum amk, sabah yine kafa balon, gittim duşa girdim buz gibi suyla, Melis ayrılmak ister miydi bilmiyorum ama istese bile izin vermeyecektim bunu biliyorum. Duştan çıkıp üstümü değiştirdim parfüme abandım. Mesaj attım, kahvaltıyı birlikte edelim diye, tam kahvaltı edecektim ama tamam dedi. Bekle geliyorum dedim. Gittim aldım öpmedi bile, gittik kahvaltı ettik. yürüyelim biraz dedi.

Anlattım her şeyi, konuştun yani dedi. Konuştum dedim. Tamam bitti dedi, beni bu yüzden yargılıcaksan geri dönüp sadece konuşmam en azından ayrıldığımıza değsin diye, tüm sinirimi ondan çıkartırım, Eren her şeyi gördü dedim. Git sor, tamam yarın konuşmak istiyorum seninle dedi. Anlamıştım ayrılmak isteyecek. Sadece Cansu'nun yanına dönmemi istemiyor aşkım dedim, bir şey söylemedi. Bana seni seviyorum der misin dedim. Demem dedi, öyle değil mi yoksa dedim. Bilmiyorum dedi, der misin dedim, Hikayeci yarın konuşalım dedi. Demezsen kendimi en yüksek yerden atıcam dedim. Seni seviyorum hikayeci dedi. Yarın görüşürüz dedim.

Melisten gelen mesajlar ilk başlarda inanmıyorumla başlamış sonunda küfüre dönüşmüştü. Şöyle bir özet geçiyim.

-inanmıyorum evde değilsin.
-Anneni aradım değilmişsin evde nerdesin.
-Nerdesin diyorum ?
-Çok meşgulsun cevap veremiyorsun sen tabii dedi.

Bu mesajlardan sonra ne düşündüyse söylemiş. Aradım açmadı, aradım açmadı, aradım açtı.

Kafama çantasını fırlattı, sana erkek olup olmadığımı bu gece göstermek isterdim ama gitmem lazım dedim. Beni reddeden 2.kişisin oda senin gibi salak aşıktı dedi, bak aşıkmışım gay değilmişim dedim güldüm, tahrikleri işe yaramamıştı. Eren'e ben kaçıyorum biladerim dedim. Ayağa kalktı mekanın çıkışına kadar uğurladı beni, Melis'i aldatsaydın, o kız değil ben ispiyonlardım, kendine yakışanı yaptın dedi. Sen napacaksın dedim. Benim için gece uzun, sonunda istediğimi buldum dedi. Kolay gelsin dedim. Telefon titredi, Melis'i ihmal ettiğimi anlamıştım.

Yapıcam dedi güldü, bak şimdi dedim başladım lafa, gecenin geri kalanında, çok güzel şeyler yapabiliriz ama olmaz dedim. Neden dedi, bir kızı seviyorum ben dedim. Olsun kimsenin haberi olmaz dedi. Olmasın, benim vicdanım kaldırmaz dedim. Bir şey olmaz aramızda kalır, seni mutlu edeceğim dedi. Bana güvenenleri üzmeyi hiç sevmedim, ona ihanet edemem dedim. Bir şey demedi, hala benim için bir şey yapmak, beni mutlu etmek istiyorsan lütfen bu tür konulara girme, derdin varsa dinlerim veya konuşacak başka bir şeyin varsa konuşuruz ama bu konularda sana ekmek çıkmaz benden dedim. Bence sevgilin yok dedi, neden dedim. Eren'den hoşlanıyor bile olabilirsin sen dedi, güldüm. Reddediyorsun yani dedi, evet dedim doğru anlamışsın, sevgilin varsa acıdım senin gibi bir pısırığa aşık tatmin olamayacak, yoksa erkek arkadaşlarına acıdım dedi. Bende annene babana acıdım dedim. Uzandı tokat atmaya çalıştı, taks reflekslerimi öyle bir geliştirmişti ki otomatik olarak geri çekildim amk.

Senin amacın ne dedi, dirseklerini masaya koydu, imalı bir gülüş attı, ne dememi isterdin dedim, ne istersen kabul edeceğim ama ne diyeceğini ben seçemem dedi. Karşılığı ne olucak bunun dedim. Bir şey olmaz dedi. Acaba dedim Melis'i tanıyor mu bu, telefon kaç kere titredi cebimde saymadım, Erenle ne için geldiniz buraya dedim, niye geldiğimiz belli değil mi dedi, 3 kişi napıcaktınız dedim. 3 kişi hesapta yoktu ama Eren'de hayır demedi gördüğün gibi dedi. dıbına koyim dedim içimden, ne istiyorsun şimdi söyle dedim. Bilmem dedi. Ne istersem yapacak mısın dedim.

Ya benim bir sevgilim vardı çok güzeldi her şey sonra istediği şeyi verdim dedi gözleriyle masanın altını gösterdi, güldüm. Eee dedim. Sonrasında zaten ilişkimiz çok saçmaladı, 2 güne bir sevişir olduk, soğudu benden sadece sevişmek için kullanıyordu bende ona karşı koyamıyordum. Sonuç olarak ayrıldık 2 ay oluyor dedi. Geçmiş olsun dedim. Ne diyeyim dedi. Yaş kaç dedim 18 dedi, ben senden küçüğüm bende ne buldun da başka masaya çağırdın dedim. Bilmem konuşmak istedim bir şey bulamadım dedi. Amacın sadece konuşmak mı gecenin geri kalanında dedim.

Özel şeyler burda söylenmez dedi, bu sırada Eren Nurla sohbeti koyulaştırmıştı, Nurlara fazla yoğunlaşma, Eda güzel kız memnun eder seni dedim, kulağına Eren'in, Cansuyla başka masaya geçtim. Şuan ona ihanet etmiş sayılmıyor musun dedi, hayır dedim, 2 bira aldık. Onu nasıl aldattın dedi, anlattım dümdüz anlattım, yerinde olmak istemezdim şimdi dedi. Zaten değilsin dedim, bir şey söylemedi. Bu gece işin var mı dedi, yok dedim. Teklif bekler gibi duruyordu, beklediği teklifi alamadı, konuşmaya devam ettik normal, sen anlat dedim.

Telefona baktım Melis üst üste mesaj atmış, nerdesin neden cevap vermiyorsun vs vs diye, aşkım evdeyim çok başım ağrıyor görmemişim uyurum herhalde yazdım, Eren'de yazdıklarıma bakıyor ara sıra, gülüyor. Cansu da hesap mı veriyorsun dedi. Evet dedim hiç erkek adam hesap vermez ayaklarına yatmadım, erkek adam sevdiğine gibe gibe hesap verecekti ama yalan söylemiştim, içimde bir burukluk vardı, Cansu özel konuşalım mı hikayeci dedi, neden dedim, bilmiyorum dedi. Neden olduğunu söylersen kabul edebilirim dedim.

Sende 18 yaşında değilsin dedim, benim 18 yaşında çevrem var dedi. Kızlara döndük yeniden, Cansu o kızın yerinde olmayı çok isterdim dedi. Böyle düşünen tek kişi değilsin ama o çok özel olduğu için kimse kolay kolay yerinde değil dedim. O zaman neden aldattın dedi, bir şey söyleyemedim. Güldü bu, zayıf noktanı da görmüş olduk dedi, Eren konuyu değiştirmek için taksör bu dedi. Geçenlerde Mersinde ki şampiyonaya gitti şampiyon oldu geldi aslanım benim dedi. Tabii ben napıyorsun der gibi bakıyorum. Telefona da bakmak aklıma gelmiyor, güzel gidiyor sohbet biranın etkisiyle de şarkıya eşlik ediyorum ara sıra

Bir daha soru sormadı, Cansu ise daha fazla üstüme gelmeye başladı, aldattın mı hiç onu dedi, aldattım dedim. Ooo nasıl dedi, açık açık başka kızla birlikte oldum dedim. Sende az değilsin o aldattı mı hiç dedi, hayır bir kaç vukaatı oldu sadece onlarda benim yaptığımın yanından geçmeyeceği için fazla diretmedim, seviyor kız beni dedim. Eren lafa atladı, 1 hafta önce filan kodese girdik bunun sevgilisini koruma derdi yüzünden, sevgilisine dokunan muallaknin kolunu kırdı dedi. Kızların bakışları git gide değişiyordu. Ben bir bira daha istedim. Eren'e baktılar, Eren onay verince geldi bira, ne ayak yaptım kafamla 18 yaşındasın da ben mi bilmiyorum dedi. Yani nasıl girdiğimizde belli olmuştu bu mekana.

yi dedim gittik, canlı müzik var kızlar bizi gördü, geç gitmiştik bir de amk, selamlaştık. Cansu, Eda, Nur kızlar bunlar ama bizim bildiğimiz nur değil. Eren ne içersiniz dedi. Kızlar isteklerini söylediler, bana sormadan 2 bira istedi, ulan belki içmeyeceğim amk. Kıramadım başladım içmeye, Eren'in buralarda torpilleri tanıdıkları vardı, bize özel ilgiyle geliyordu her şey. Kızlar konuşmaya başladılar, ben sadece dinliyorum. Refakatçi gibiyim amk. Bana baktı Eda, sen napıyosun dedi, okuyorum dedim. Nasıl gidiyor dedi her şey çok iyi gidiyor dedim. Ne gibi dedi, uzun süreli bir ilişkim var. O da okulda olunca okulda güzel gidiyor her şey güzel gidiyor dedim.

Tamam aşkım dedi, bu sıralarda Eren bir kaç şey duymuştu, bu dıbına kodumun lavukları çıkmışlar hastaneden bizimle görüşmek istiyolarmış, Kadir nasıl gelecekmiş dedim güldüm. Bilmiyorum ama şunlara bir bakalım ne olur ne olmaz dedi, aynı parka çağırdılar bizi 17 şubatta gidicektik. Cumartesi günü Melis'i aldım, dışarı çıkalım mı dedim, hayır hastayım dedi, bende Eren'in yanına kaçtım, Eren karı kız düşürmüştü bayağı hadi kalk onlarla buluşalım dedi. Yok dedim. Gel kamera filan açtırdım korkma dedi güldü, 3 tane kız düşürmüş amk, tek mi gidiyosun 3 kıza hep dedim. Bir şey çıkmıyor zaten umut fakirin ekmeği sen gel benimle belki bir şeyler çıkar dedi.

Neyse beyler, yavaş yavaş 14 şubat geldi, sanırım cuma günüydü, Sabah 7 de başlıyordu bizim okul, sabah 7 de kaçtık Melisle, Cuma günüydü hem, cumartesi pazar kafamız rahat olur diye, sinemaya gittik, yarak kürek filmler çıkmıştı amk yine Melis gitmek isteyince kıramadım ama filmi dikkatle izlemedim, bir kaç öpücük oldu, Melis üzüldü sonunda, bense hiçbir gib anlamadım, çok boş geldi bana. Sonrasında bir şeyler yedik gezdik. Hocalarımız bile biliyor artık birbirimizi bırakmayacağımızı dedi, alnından öptüm. Seni benden ayıramaz kimse dedim. Seneye bu zamanlar nişanlı olucaz dimi dedi güldü, okul bitince dedim, 2 ay erken taksak yüzüğü ne olur ki dedi, olur dedim. 2 ay erken takarız, hatta şimdi takalım dedi. Niyeyse istemiyordum beyler, seneye dedim.

Okul çıkışı Melis'i eve bırakıp kayınpederin yanına uğradım, kral gibi karşıladı adam beni amk çay içtik karşılıklı tavla oynarken anlattım mevzuyu, memnun olduğu belliydi ama bir büyük olarak yapma bir daha, polise söyleriz dedi. Zaten bir daha gelemezler dedim. Kolunu kırdığın mı başlatmış olayı dedi. O yapmış diğerleri izlemiş dedim. izleyenleri niye dövdünüz dedi, izleyip bir şey yapmadıkları için dedim. Ne desem boş ama bir daha yapma sakın dedi. Oda uyardı herkes bu şekil uyarıyordu, haklılardı da dıbına koyim. Gençliğim yanabilirdi.

Musa geldi sonradan sınıfa, bunun projesi mi ne vardı beyler, bugün gittim hala onunla uğraşıyor amk, neyse anlamadım. Onun için fizik hocasıyla vakit geçiriyordu öğretmenler odasında, ulan dedi aşkınız ne yayılmış dedi. Niye dedim, Melis için yaptıkların öğretmenler odasında konuşuldu dedi, ne dediler dedim. Bunlar ayrılmaz filan diyolar dedi. Doğru söylüyolar dedim. Melis bana baktı. Sonra sarıldı, taksu spor olarak yapınca çok güzeldi aslında dedi, oldu bitti kapatalım konuyu dedim, almıştı mesajı tamam aşkım dedi.

Okullar açıldı sonrasında, ettiğim kavga vs vs yayılmış amk, hocaların takılmalarına maruz kaldım. Türkiye şampiyonasını filan biliyorlardı, beden hocamız lisansın gitmiştir dedi, gitti dedim, otomatik olarak el koyuyolar çocuk olduğun için silah olarak sayılmamıştır dedi. Silah olarak mı sayılıyor dedim. 18 üstü silah olarak sayılıyor bundan sonra kavgayı edeceksen biraz mantıklı et dedi, zütüm yusuf yusuf etmişti. Çocuk olarak sayılmasam gibeceklerdi belamı yani kısaca. Dövdüğünüz çocuklara ne oldu dedi. Görmedik hocam dedim. Bir daha bir şey olursa git polise anlat dedi. Sahip çıkan ilk hocam o olmuştu.