Çalışmalarımı yapmıştım, altın alacak kadar çalıştım dedim. Senin oraya katılman bile başarı aşkım dedi. Bilmem öyle mi dedim. Benim için başarı dedi. O zaman gerisinin düşüncelerine gerek yok dedim. Bir kez daha öptü dudaklarımdan, nasıl geleceğim sizinle dedi, ailenle gelirsen kabul etti antrenörüm dedim, tek gelmek istiyorum birlikte kalamaz mıyız dedi. Kalırız da nasıl olucak dedim. Birlikte kalırız işte dedi. Bakarız gelsinde o zaman dedim aslında çok zaman yoktu. Nasıl birlikte kalacağız diye düşündüm kendi kendime.

Ailesinden izin almam lazımdı 1, annemi babamı zütürmem lazımdı 2, hocamı ikna etmem lazımdı 3, yaş 17 dıbına koyim nereye kalıyorsun otelde tek başına, eve bıraktım Melis'i bunları düşünürken aileye söyledim böyle böyle gidiyorum ben Türkiye şampiyonasına, gelmek istediler, kafileyle gidiyoruz yer yok filan dedim geçiştirdim. Melis'in de ailesinden izin alması lazımdı, kendi ailemi oyundan düşürmüştüm sıra Melis'in ailesindeydi. Onları da oyundan düşürdük mü kaleci olan hocamız istemese bile golü yiyecekti hissediyordum.

Melis aileni nasıl ikna edeceksin yazdım, bilmiyorum senin yardımına ihtiyacım olabilir yazdı, yardım etmeye çalışırım o zaman yarın konuşalım vaktimiz çok yok planlarımızı yapmamız lazım yazdım. Tamam yarın konuşalım dedi. O gece uyuyamadım amk, Melisle yalnız kalıcaktım, üstüne şampiyona vardı. Melis'i düşünürken uyuyakalmışım okuldan sonra babasının yanına geçtik. taksör olduğumu biliyordu, özellikle o olaydan sonra bu işe başlamam onu memnun etmişti. Türkiye Şampiyonasına gidiyorum dedim, ne zaman bizdegelelim dedi. Sadece melis'in gelmesine izin veriliyor dedim.

Neden dedi, yani bir çok kişinin sevgilisi var, onlarda geliyor onlarla birlikte kalıcak Melis onun dışında zor dedim. Düşündü düşündü, Melis'in seninle gelmesini mi istiyorsun dedi. Evet dedim. Olmaz dedi, altın madalyayı alırken yanımda olmasını istiyorum dedim. Ne malum alıp alamayacağın dedi. Çok çalıştım alırım herhalde dedim. Melis'i eve gönderdi, Hikayeciyi yollarım diye, tek gitmesini istemedim ama bir şeyler konuşacaktı belliydi, Melis gidince başladı konuşmaya.

Neden başladın taksa dedi, Melis'i korumak için dedim. Tamam gelebilir seninle dedi. Spor için deseydim dedim. Gelemezdi dedi, güven vermiştim adama, elini öptüm çıktım, mutlu mutlu, yılbaşıda yaklaşıyordu, Melis eve girmemiş kapının önünde arkadaşları ile laflıyordu. Gittim öptüm, beni görmüyordu yüzü ama gülümsediğini hissettim, hikayeci ne oldu dedi. Geliyorsun dedim. Sarıldı mutluydu oda, ben antrenmana gidiyim, hocayla son şeyleri konuşuyum dedim. Tamam dedi, eve gitmesini rica ettim, biraz konuşuyum arkadaşlarımla dedi. Tamam dedim ısrar etmedim.

taksa geçtim ordan, anlattım Melis olayını, ne zaman gideceğiz dedim 6 Ocakta orda olacağız dedi. Tamam dedim, normalde biraz daha geç gideriz diye bekliyordum, 7 Ocak sanıyordum ama 6 ocak uyardı bana Melisle geçen yalnız zaman demekti 1 gün daha fazlası. Melis'e 6 Ocakta orda olacağız dedim. Yani 5 Ocakta çıkardık 10 saat filan sürüyordu yolculuk. Kabul dedi, kayınpederle konuştum 5 Ocakta alacağım diye, tamam dedi istemediği belliydi ama güveniyordu. Oğlu gibi görüyordu beni.

Yılbaşı gelmiş çatmıştı, Melis'e napalım diye sordum. Arkadaşlarım bir şeyler ayarlamış çağırdılar sende geleceksen gideriz birlikte dedi, tamam dedim gideriz de bu arkadaşlar kimdi aklıma takılmadı değil. Yine de sormadım şüpheci gözükmemek için, yılbaşı gelmiş çatmıştı, kayınpeder izin verdi çevre olacağı ve benim yanımda olacağı için. Babam zaten git napıyosan yap dedi. Ailelerden de izin çıkmıştı. Gittim Melis'i almaya, yine çok güzel olmuştu. Öptüm alnından.

Gittik mekana, içkili miçkili belli, almadılar önce, sonra bunun arkadaş çevresinden bir elemanın babasının olduğu için aldılar bizi içeri, 5 kişilik grup bekliyor bizi, biri sap, direk o çekti dikkatimi, bu sapı bir yerden tanıyorum ben ama selam verdim hepsine, Melis'in arkadaşını gördüm, büyük ihtimal onun çevresiydi ve Meliste bu sayede o çevreye karışmıştı. Tek tek tanıştık, ara sıra gördüğüm kişilerdi zaten, tahmin ettiğim gibi 2 çift 1 sap, çiftleri tek tek tanıdım. Nuran-Ferat, Nurana isminin başlangıcı yüzünden bakış açım bile değişti ama çok cana yakınlardı, dedim bunlar bulmuş birbirilerin diğer çift Eylül-Taha, Eylül egoist bir kızdı, Taha ise tam benim kafadandı, cimbomluysan dalga geçerim dedi. Fenerbahçeliyim dedim fazla uzatmadı. Kısa bir tanışmadan sonra bizim sapa geldi sıra, Bu da Ahmet dedi Taha, babası mekanın sahibiydi ve hepimiz onun misafiriydik, tek tek tanıtırıyordu bana Ahmet diyince tip tip bakmaya başladım. Melis dahil herkes anlamıştı bir şey olduğunu.

Uzattı elini ahmet diye tanıttığı lavuk, Melis anlatmıştır dedi, Melis'in elimi tuttuğunu hissettim. Anlattı dedim sıktım elini diğer elimle ama öyle bir sıkış yok. Ben abandıkça o abandı elimiz üstünden gücümüzü denedik, onun spor yapmadığı belliydi, bense antrenmanlıydım ve elini çeken o oldu diğer elimde Meliste kaldı. Huzurum kaçmıştı ama Melis'in gecesi berbat olmasın diye sustum. Boşver dedim Hikayeci, Ahmet pişkin pişkin tavırlar sergilemediği sürece, Melis'e asılmadığı sürece sorun yoktu.

Ahmet bir süre sonra içmeye başladı, ben içmedim, Melisin de içmesine izin vermedim, Meliste halinden memnun gibiydi, içmeyen bir biz vardık, Melis bir zaman sonra bahsetti 5 gün sonra Mersin'in Erdemli ilçesine gidiyoruz filan, herkes aa neden ayağına yattı. Türkiye taks Şampiyonasından filan bahsetti Taha gülerek, taksör bende düşünüyorum öyle bir yere başlamayı, nereye gidiyorsan bende geleyim dedi. Numaranı alırım gece bitince yönlendiririm seni dedim, eyvallah dedi. iyi çocuktu da sabırlı mıydı bilmiyorum. Kızlar başarılar dilerken Ahmet lafa atladı, Senin için çok ağır olur orası ya, baştan gitme sen, kalıplı kalıplı adamlar çıkar zor hepsi, kız arkadaşının yanında dayak yeme dedi.

u içiyordum, bir yudum aldım, Zaten Türkiye Şampiyonası denilmesinin nedeni karşıma zor rakiplerin çıkacak olması, senin cüssende, zayıf lokmalar çıksa adı Türkiye Şampiyonası olmazdı dedim. Melis'in bana sarıldığını hissettim, herkes bıyık altından gülüyordu, benim artist hareketime mi yoksa, Ahmet'in züt oluşuna mı bilemedim. Ben zayıf lokma mıyım dedi gülerek, evet dedim gülerek cevap verdim. Bir anda suratı ciddileşti, kendimi hazırlamıştım bir şey olursa bana saldırır saldırmaz vurucaktım, etrafa baktı, uygun ortam yoktu, benim de onu hala görme sebebim mekandı zaten.

Mekan oynatmıyo dedi, güldü. Mekan oynatsa bile rakibin oynatmaz dedim. Bir şey söylemedi içmeye devam etti, yavaş yavaş yılbaşı da geliyordu 2014'e yavaş yavaş girecektik. Melis ara sıra öpüyordu beni, kızlarla konuşmama kızmıyordu ilk kez, Ahmet'e yüz vermiyordu zaten, Taha ve Ferhatla konuşuyordu ara sıra, kızlar taksun çok zor olduğunu dile getirdiler, yüzün bir zaman sonra alıştığını söyledim, Taha girdi konuya, benim yüzümde öyle olur mu dedi. Sabır meselesi dedim. Ne kadar sabır dedi. Çok fazla lazım dedim. Sen sabrettin mi dedi, zor da olsa evet dedim, masada soru yağmuruna tutuluyordum. Ahmet'i gibleyen yoktu.

Tuvalete gitmem lazımdı beyler, yılbaşına da çok yoktu, 10 dakika filan vardı, bekleyeyim 10 dakika dedim hem, Ahmet'i yalnız bırakmazdım Melisle ama Melis'e soracağım hesap vardı. Es geçtim, güzel davranmaya çalıştım, arkadaşları vardı yanında sonuçta, kırılmasın istedim. Yılbaşına az kalmıştı 1 dakika filan vardı geçmişti vakit, Melis bana seni öperek girmek istiyorum dedi. Olur dedim artık müziğin sesi kısılmış, geri sayım beklenirken millet bağırmaya başladı. Geri sayım yapılırken 1'den sonra Melisle öpüşmeye başladık. 2014'e çok mutlu girmiştim.

Biraz daha durduktan sonra gidelim mi dedim, bekleyelim biraz daha çok erken dedi, gidelim dedim. Anlamıştı bir şey olduğunu, biraz daha duralım öyle gideriz dedi. wcye gittim beyler. Sinirlenmiştim, çıkaramamıştım da sinirimi, kıpkırmızı olmuştum sinirden, Ahmet'in ne işi vardı diye düşünüyordum, aklımda savaş vardı, beynimde fikirler birbirini tarıyordu. Saçımı başımı düzelttim wcden çıktım baktım masada sadece Ahmetle Melis kalmış diğerleri dağılmış, gözüm aradı Tahayı Ferhat'ı filan, uzakta değillerdi, yani onlar istemişti yalnız kalmalarını.

Düşündüm, ne yapacaklar izliyim diye, bir şeyler konuşuyorlardı, sinirle izliyordum ama elden bir şey gelmiyordu açık net, kız eğer Ahmet'i seviyorsa çekip gidecektim. Bir zaman sonra Ahmet sarılmak istedi Melis Ahmet'i itti, yavaş yavaş oraya doğru gitmeye başladım, Ahmet yine sarılmak istedi Melis yine itti derken Ahmet beni gördü üstüne gittim anladı üstüne neden geldiğimi, Yumruk salladı çekildim, bir kez daha salladı savurduğu için gelme şansı yoktu bile, dokunmuyordum kendini dövüyordu resmen.

En sonunda yine savurdu çenesine geçirdim yere düştü, ölmüş gibi yığıldı yere, Bu sefer Ferhat ve Taha geldi üstüme napıyorsun sen diye, Taha üst üste saydırdı yumrukları, dik ve savurmadan attı, Kick taks yapıyormuş oda, gecenin başından beri taşak geçmiş yani, çekildim kulak arkasına vurdum oda düştü, Ferhat ne yapacağını şaşırdı vurmadım ona, çok geçmeden karıştılar kavgaya, dışarı çıktım, arkamdan melis'in gelip gelmeyeceği gibimde değildi. Taha'nın babasınındı mekan, çok fazla mevzu olsun istemedim. Durmadım fazla orda.

Melis'i almadan da gidemezdim, babasına söz verdim amk bana emanetti kız, ayrılacaksak bile eve bırakacaktım öyle ayrılacaktık. Melis geldi arkamdan. Lütfen dinler misin hikayeci dedi hayır dedim, bilmiyordum dedi. Neyi dedim, Ahmet'in geleceğini, arkadaşlarımın böyle bir şey yapacağını dedi. Yürümeye başladım umrumda değil dedim arkamdan geldi yine, lütfen dinle hikayeci lütfen nolursun dinle bir kere de beni dinle ondan sonra ne yapacaksan yap dedi.

Dinliyorum dedim, Ahmet'i tanıyorlardı ama çağıracaklarını düşünmedim, amaçları bizi yeniden barıştırmakmış, yalnız bıraktılar zaten masada, istemedim Ahmet'i ben seni seviyorum dedi, Cenkle aranız nasıl dedim. Nerden çıktı şimdi Cenk dedi, onu kıskandırmayı deniyor musun dedim. Ne alaka dedi. Telefonunu verir misin dedim, çıkardı verdi mesajlara baktım, yok, facebooka girdim mesajlarda arattım var, konuşuyor musunuz dedim. Hayır dedi. Telefona baktım en son kasımda konuşmuşlar, en son ne zaman konuştunuz dedim, çok uzun zaman oluyor dedi.

Uzun zamandan kastın ne dedim, bilmiyorum işte Cenk ne alaka dedi, şimdi o mesajları okumazsam ölürdüm meraktan, kasımda konuşmuşsunuz desem, alıcak telefonu okuyamıcam, atar koysam telefon gidicek ne konuştular okuyamıcam. Koymasam içimde kalıcak, gözünün içine baka baka baka okudum, kasımda konuşmuşsunuz diye, evet dedi. Bakışlarım ona çevrildi, Kasım'da konuştuk, onu çok sevdiğimi söyledim, ona dönmek istediğimi söyledim, gibtir etti beni, bende seninle devam etmek zorunda kaldım ben bu kadar karaktersizim dedi.

Mesajlara baktım, gibtir yiyen Cenkti beyler, aldı telefonunu gitti, rezil oldum mu kıza oldum, güvenmiyormuş imajı verdim mi verdim, haklı mıyım haklıyım amk ama kızı üzmüştüm, Ahmet'e de, Cenk'e de gibtir çekmişti kız, 5 gün sonrada benimle birlikte geliyordu amk. Gittim peşinden konuşmadım sadece evine kadar takip ettim, o gece konuşmamız en doğrusuydu olayın soğumasını beklemek zorundaydım. Karşılıklı üzmüştük birbirimizi ama ondan daha çok sorumlu hissediyordum kendimi.