Tahir diye bi arkadaşım var. Arada akşam öğünlerini dilim kaşar salam ekmek falan alıp yapıyoruz parkta. O şekilde karnımızı doyuruyoruz ucuz yollu. Neyse migrosa girdik. Bu sefer yanımızda her zamankine göre daha fazla para vardı. Ziyafet çekelim dedik. Ziyafet dediğim de salam çeşidini arttırmak yani. Macar salam, hindi salam bi de dilim kaşar aldık. Uno num tahıllı ekmeğini de aldık.

Kasaya geldik. Sarışın bi kız vardı, beyaz tenli yeşil gözlü tatlı biri. Öğrenci olduğu her halinden belliydi. Sıradaki amca bulaşık deterjanı falan aldı ödedi. Sıra bize geldi.
Kasiyer (k) , Tahir (T), ben (b)

K: Migros kartınız var mı ? Diye sordu gülümseyerek
T: Ne fark ediyo ki? Diye sordu Tahir.
K: Bazen fark ediyo bazen farketmiyo. Dedi gülmeye başladı beyler kız. Ne olduğunu anlamadık biz de gülmeye başladık. Akşam vaktiydi yorgundu heralde. Gülümsemesini bastırıp
K: isterseniz hemen çıkartalım bi tane.
Diye sordu. Tahir de vaktimiz yok dedi gülüp. Kız kasanın kenarında duran kartlardan birini aldı geçirdi kredi kartı yerinden.
K: Bu kadar basitti. Dedi gülerek ama nasıl gülüyo kız. Koptuk hepimiz yandaki kasiyer tip tip bakmaya başladı bize.
B: Peki kartın üstünde form kağıdı ne işe yarıyo ? Diye sordum.
K: Doldurup danışmaya verin kartınız aktif olur bu arada 70 kuruş hindi salamdan kâr ettiniz dedi hadi yine iyisiniz gibi bakış atıp. Fişi uzattı. Küsürat 98 kuruş tutmuştu.
B: 2 kuruşun derdine düşmek gibi algılama ama her müşteriden böyle kazanıyolar. Dedim.
K: O zaman ben size 5 kuruş veriyim. Dedi. Kasanın kenarından tuşa bastı açıldı kasa. Bölmelere baktı düşünceli düşünceli. Sonra yüzünü asıp bize döndü.
K: Malesef 5 kuruş kalmamış. Dedi. Yine kahkaha atmaya başladı. Kamera şakası yapıyolar zannettik. Tahirle birbirimize baktık. Tahir poşetleri elime tutuşturup ya gibtir olup gidelim bu nasıl yer dıbına koyim dedi. Çıkışa yöneldik kız hala gülüyodu beyler. Bu da böyle bi anımızdı.