1. 20.
    0
    piskolojik mi bilmem ama gözüm battı ve sulandı 7 saatir pc bakıyorum ama şuku
    ···
  2. 19.
    0
    ağlıyorum şuan yapma bunu :(
    ···
  3. 18.
    0
    duygusal huur çocuğu çok güzel yazmışsın amk
    ···
  4. 17.
    0
    okudum ve şukuladım amk. güzel yazmışın eğlendim
    ···
  5. 16.
    0
    başlığa bakdım geçdim
    ···
  6. 15.
    0
    okuyanı gibeyim
    ···
  7. 14.
    0
    seviyosan git konuş panpa

    edit= okumadan yazmıştım ama okuyunca anılarımı canlandırdın...
    ···
  8. 13.
    0
    reserved
    ···
  9. 12.
    0
    amk mal misin nesin anlamadım ki erkek adamsın lan hiç bi huuryu düşünüp ağlanır mı lan biraz kendine çekidüzen ver amk amk salatasını da yeme mesela giberim git yeni bi kız bul da keyfin yerine gelsin
    ···
  10. 11.
    0
    hepsini okudum hayatımmdan 3 dakika çaldığın için "-"
    ···
  11. 10.
    0
    ulan...
    not: beyler bu thy nin reklamı gibi (bkz: evlenme teklifi) migros reklamı kanmayın.
    ···
  12. 9.
    0
    bi başını bi sonunu okudum sizde öyle yapın
    ···
  13. 8.
    0
    abi sana kız mı yok be
    ···
  14. 7.
    0
    amsalak
    ···
  15. 6.
    0
    migros kaç m liydi
    ···
  16. 5.
    0
    ağlamak bazen hiç de kötü değildir...
    ···
  17. 4.
    0
    panpa çok yanlış gelmişin sen amk
    ···
  18. 3.
    0
    m'den sonrasını okumadım
    ···
  19. 2.
    0
    çok üzüldüm panpa. konu neydi özet olarak ?
    ···
  20. 1.
    +5 -3
    migros'ta duygulanıp gözyaşlarına boğulmaktır.

    2 yıl 8 aydır beraber olduğum hanımefendi tarafından pek hoş olmayan bir biçimde terkedileli bir hafta olmuştu. kendimi bol bol mesai yapmaya ve alkole verdiğim için evle pek ilgilenememiş, yine bir duygulanma anında buzdolabında kız arkadaşımla beraber aldığımız ne varsa bir poşete koyup çöpe atmış, sonuçta bomboş bir buzdolabı ve pis bir mutfakla yaşamaya başlamıştım. cuma günü iş çıkışında artık kendime zarar vermeyi bırakmam gerektiğine karar verdim ve migros'a uğradım. niyetim bir miktar abur cubur, kola ve az biraz meyva almaktı. biten ilişkinin üstüne migros'a girebilmek, oradan alışveriş yapabilmek benim için büyük bir hedefti ve eğer bunu başarabilirsem, herşeyi yapabilirdim. ilişki boyunca neredeyse her haftasonu mutlaka migros'a gidilmiş, balıktı, pirzolaydı, kalamardı, tavuktu, ciğerdi, ezmeydi, humustu, rus salatasıydı alınmış, sonrasında güzel rakı sofraları kurulmuş, muhabbetin dibine vurulmuştu. ah hele bir patlıcan salatası yapardı ki 2 yıl 8 aydır beraber olduğum hanımefendi, cenneti dilinizde betimlerdi.

    uzun lafa gerek yok. kapıdan girdim, sağ tarafta sebzeler duruyordu, korktuğum olmuştu, birden burnumda bir uyuşma hissettim, midem ağrıyordu. közlemelik tombul patlıcanlara , salata olabilecek kıvırcık marullara, taze soğanlara baktım. yutkundum, almayı planladığım şeftali bile yalan olmuştu, reyona hiç giremedim.

    adımlarımı hızlandırma kararı aldım ki, balık reyonu karşıma çıktı. çipuralar koyun koyuna dizilmişti, ben yatağımda tek başıma üşürken, onlar huzurla buza uzanmışlar, üşümüyorlardı, yanlız değillerdi, sırtsırta vermiş, muhtemelen biri ağa yakalandığı için diğerleri de peşinden gelmiş, büyük bir aşkın tasviriydiler. gözlerim doldu, o çipuraları alsam yemeğe çeviremezdim, çevirsem, soframı kuramazdım, kursam muhtemelen ya beni hiç anlamayan bir kız ya da sürekli abi sana kız mı yok diyen papağan bir arkadaşla paylaşmak zorunda kalacaktım, balığımın yanak etini. gözlerim dolmaya devam ediyordu, alnım gıdıklanıyordu, ellerim terliyordu.

    oradan da kaçtım, tam kurtuldum derken, meze reyonuna geldim, rus salatasını çok severdi 2 yıl 8 aydır beraber olduğum hanımefendi, ekmeksiz yiyemez, ben yiyince de beni ayı olmakla suçlardı. beni, benden soğudu için terketmişti, belki de rus salatasını ekmeksiz yiyorum diye soğumuştu, belki de suyu şişeden içiyorum diye olabilirdi. aslında şu markette ki her yiyecek malzemesiyle ilgili benden soğunacak bir neden vardı. iğrençtim. balığımı bile güzel ayıklıyamıyordum. rus salatasına son bir kez baktım, gözlerimden ilk damla süzüldü. utandım, kaçtım, boş bir reyon aradım. ramazan ayıydı, muhtemelen içki reyonu boştur diye düşündüm, tahmin ettiğim gibiydi. kırmızı şarapların önünde ağlamaya başladım, kimse beni görmüyor sanıyordum, koyverdikçe koyverdim kendimi. sepeti elimden bırakmış, öne eğilmiş şarap şişelerini inceler gibi yaparaktan ağlarken birden kuruyemiş reyonundaki görevliyi farkettim, bana bakıyordu, sanıyorum ramazan dolayısıyla alkol almayı bıraktığımı ve bu yüzden şarabı çok özlediğim için ağladığımı sanıyordu. suratında tiksinti vardı.

    hızla kapıya yürümeye başladım, kasiyerlerin yanından uçarcasına geçtim. ve ben o gün ömrümde ilk kez migros'tan elim boş çıktım.

    buda böyle bir anımdır :(
    Tümünü Göster
    ···