-
1.
+4 -6"Yağmur Oğlum, Bugün tam bir buçuk yaşındasın. Vasiyetnameyi bitirdim, kapatıyorum. Sana bir de resmimi yadigar olarak bırakıyorum. Öğütlerimi tut, iyi bir Türk ol. Komünizm bize düşman bir meslektir. Bunu iyi belle. Yahudiler bütün milletlerin gizli düşmanıdır. Ruslar, Çinliler, Acemler, Yunanlılar tarihi düşmanlarımızdır. Bulgarlar, Almanlar, italyanlar, ingilizler, Fransızlar, Araplar, Sırplar, Hırvatlar, ispanyollar, Portekizliler, Romanlar, yeni düşmanlarımızdır. Japonlar, Afganlılar, Amerikalılar yarınki düşmanlarımızdır. Ermeniler, Kürtler, Lazlar, Çerkezler, Abazalar, Boşnaklar, Arnavutlar, Pomaklar, Zazalar, Lezgiler, Gürcüler, Çeçenler, Çingeneler, içerideki düşmanlarımızdır. Bu kadar çok düşmanla çarpışmak için hazırlanmalı. Tanrı yardımcın olsun." (N. Atsız)Tümünü Göster
Şaşırtıcı değil mi. Hiçbir MHP'linin ağzından bu kadar açık itiraflar duymadınız herhalde.
TV'lerde Bahçeli 'nin çizmeye çalıştığı imaj , kendisinin "halkları seven, ciddi bir politikacı, MHP'nin ise "insan hakları savunucusu, halk dostu" bir parti olduğudur.
Öylemidir gerçekte?
Değildir elbette ama MHP, bu imaj değişikliğine 80 sonrası gitmeye çalıştı. Özel olarakta "eski kurt" Türkeş'in ölümünden sonra canla başla imaj değiştirmeye çalıştılar
Fransızcadan Türkçeye giren "imaj" kelimesinin anlamları arasında "görüntü, hayal" kelimesinin karşılığı olduğu da Türkçe sözlüklerde sayılmaktadır. Bu bir yanıyla doğrudur. Gerçeğini gizlemek isteyenler kendilerine ait olmayan görüntülerle bir imaj ve hayal yaratmaya çalışırlar. işte MHP'nin son süreçte yapmaya çalıştığı da budur. Çünkü MHP'nin tarihinde hiçbir makyajın silemediği, silemeyeceği pislikler vardır. Bunun için moda deyimle imaj değişikliğine gitmeye çalıştılar. Ama gelin görün ki, kırk yıllık eşeğine gelinlik giydirerek pazarlamaya çalışan köylünün durumundan pekte farklı bir duruma düşmediler. Elbette puslu havayı bulduklarında, dişlerini göstermekten, dillerini bıçak gibi keskinleştirmekten geri durmadılar.
Biraz daha geriye gidip, bir başka kafatasçı düşüncenin alıntısını yapalım. Bu da 30'lu yıllarda milletvekillliği yapan Esat Bozkurt'a ait: "Türk bu memleketin yegane efendisi, yegane sahbidir, salt Türk soyundan olmayanların bu memlekette bir tek hakları vardır; Hizmetçi olma, köle olma hakkı. Dost ve düşman dağlar bunu hakikati böyle bilsinler."(Milliyet Gazetesi l9 Eylül l930- Aktaran Suat Parlar Gizli Devlet, sy.207)
Kendilerinden olmayanı "düşman" ilan eden, "köle" liliği layık gören bir anlayıştı MHP'nin gerçeği. Fikri neyse zikri de o oldu. "Katli vacip" görüldü düşman olan herkesin.
Şimdi geriye dönüp bu kanlı tarihin sayfalarını açalım birer birer, her sayfada göze çarpan gerçek; işkence ve katliamların çuval cinayetlerinin, bombalamaların altındaki imzanın MHP olduğudur.
Turancı - Milliyetçi görüşleri Hitler'den alan, ABD yardımlarıyla bu fikri büyüten MHP, fikrini yazı üzerinde bırakmadı. ABD'nin gayri meşru çocuğu MHP kurulduğu l960'lı yıllardan bu güne düşman ilan ettiği tüm milliyet ve mezheplerden halklara kan kusturdu.
Ağustos l968 tarihli gazetelerde hemen her gün "Komando Kampları" ile ilgili haberler ve resimler yer alıyordu. Birileri komando eğitimi alıyordu, ama ne için, ne yapacaklardı bu eğitilen komandolar?
O zaman CMKP'nin Genel Başkanı olan A. Türkeş bu komando Kamplarına ilişkin 19 Ağustos 1968'de bir açıklama yaptı:
"Komünistler memleketi sahipsiz sanıpta sokak hakimiyeti kuramazlar. Memleketimizde onların anladığı dilden konuşacak mlliyetçi çocuklar var. Bunun için gençlerimizi mücadeleci olarak yetiştiriyoruz."(Reis S.Yalçın D. Yurdakul, sy. 3l)
işin rengi anlaşıldı. Sokak hakimiyetini "komünistlere" bırakmayacak, gereken dilde, konuşacak milliyetçi gençler yetişiyordu bu komando kamplarında.
Sokak hakimiyetini nasıl sağlayacaklar
, konuşulacak dil neydi, sonraki yıllarda çok iyi görülecekti. Hem de insanların aklından hiç çıkmamacasına işlenecekti bu dil, bu hakimiyet tarzı.
Öyle varmıydı emperyalizmin yeni sömürgesinde dik başlı olmak, haksızlığa baş kaldırmak, hele hele devlete kafa tutmak, adalet istemek, grev yapmak, demokratik eğitim istemek, doğruları yazmak... Bunlarda ne oluyordu? Emperyalizmin çocuğu MHP dize getirecekti hepsini.
Kime karşıydılar? Komünizme.
Komünist kim?
O dönemin bir CHP milletveklinin dediği gibi "evinde kırmızı gece lambası yakan"da dahil herkes... Bir diğer ifadeyle kendilerinden olmayan herkes "komünistti". Bu "komünistlere" gereken dersi vermek için komando kamplarında cinayet sabotaj, baskın üzerine kurs gördü Türkeş'in "çocukları"
ilk "işleri" 3l Aralık l968 de A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrenci yurdunu basmak oldu. Baskına giderken "işe " çıkalım diyorlardı birbirlerine.
"Kampta her çeşit silah vardı. Bir kaleşnikofun yanısıra çeşitli otomatik ve yarı otomatik silahlar bulunuyordu.."(itiraflar, Ali Yurtaslan, sy. 3l)
Silahlar kan kustu.
Önce Vedat Demircioğlu'nu vurdular.
Sonra Kanlı Pazar'da Duran Erdoğan ve Ali Turgut Aytaç'ı...
l9 Eylül l969 da Mehmet Cantekin, 23 Eylül l969'da Taylan Özgür, l4 Aralık l969'da Mehmet Büyüksevinç ve Battal Mehetoğlu'nu, katlettiler.
l970'e gelindiğinde sayı 8'e çıktı.
Sayı çıkacaktı daha... 70 sonrası kitlesel katliamlarda binlerle ifade edildi faşist kurşunlarla toprağa düşenler.
Silahlar kan kustu amacına uygun olarak. Amaçları, halkı sindirmek, susturmak, kendi deyimleriyle "köle" haline getirmekti.
Kanlı Pazar'da işçiydi kurşunların hedefi, öğrenci yurdunda Vedat Demrcioğlu...
70 öncesi partileştler, CMKP'den MHP'ye, Komando Kamplarından, TiT'e ETKO'ya kadar örgütlendiler. 71 cuntasında Türkeş "görevi şerefli Türk askerine bıraktık" diyecekti."Şerefli Türk askeri"nin yarım bıraktığını MHP' liler MHP' nin yarım bıraktığını "şerefli Türk askerleri" tamamlıyordu. Al gülüm ver gülüm. Ama dökülen halkın, aydınların, gençlerin, işçilerin kanıydı. -
2.
+1 -3Okudum beyler eksileyip geçin. Kayle almaya değmez.
-
-
1.
+1gibtir git burdan amk liselisi
-
-
1.
-1Oğlum kayle alınmaya değmezsin ama yine de insanlık bende kalsın. O eleştirdiğin Bahçeli ve MHP her olayda halkı hoşgörüye ve sağduyuya davet ediyor. Buna bile laf söylemişsin. Neymiş Cia'in kendine verdiği görevi yapıyormuş. Beyin kıuvramlarında orgi yapayım senin.
Bahçeli o mecliste bir zamana kadar hakkında tek bir gensoru önergesi verilmemiş en dürüst adamdır. Her ay maaşının bir bölümünü şehit ailelerine bağışlar. Siyasi görüşüm farklı bile olsa bunu ben bile inkar edemem. Cia ajanıymış yok ebesinin amı.
Gelelim senin gibi tatlı su solcularına ve sana. Büyük ihtimalle oyunu HDP'ye verecek bir yarak kafalının tekisin. O çok sevdiğiniz solcu dediğiniz HDP mecliste kürt halkını ilgilendirmeyen hiç bir şeyle ilgilenmez. Çünkü o TC'nin sorunudur. buradan ne kadar solcu olduklarını anlıyoruz. Uzlaşmacıdır da, halkı her fırsatta sokağa dökmekten çekinmez.
Kobane olaylarını hatırla HDP halkı sokağa döktüğünde Bahçeli sağduyu çağrısı yapıyordu. Bu kendini solcu sanan yarak kafalı faşistler de sokaklardaydı. Ne oldu 3 kişi öldü (kendi taraflarından tabi ölen tabiki daha fazlaydı ama kendinden olmayanı adamdan saymaz bunlar.) sonra hdpli bir yarak kafalı daha çıktı hakkariyi kasdedip buradan üç asker üç polis tabutu gidecek dedi. Sonra da karakola elektrik malzemesi almak için sokağa çıkmış sivil siilahsız üç asker sokak ortasında şehit edildi.
Şu fotoğrafa iyi bak. bu mu adalet. http://haberdemi.com/wp-c...3-asker-sehit-690x357.jpg
gibtir git şimdi buradan. -
2.
+1 -1kaale yazmasını öğrenmek şart. bahçeli dediğin adam kimdir türkiye'de yüzde 15'ten fazlasına hitap edemeyecek birisi halkı sokağa dökse kaç kişi inecek? ya da şöyle diyelim sokağa inenlerin karşısına çıkacak çok yürekli bir tabanı var mı? belki de gerçek zamanı bekliyordur nasıl bir zamanlar cia'den gelen emirler gibi istediği belkide 80 öncesi komandolar nasıl olsa karanlık ve kirli yüzleri her daim bellidir ve bunu bir kişinin demesi bu partiyi bu örgütü masum yapmıyor üye olanlarına bakarsan ne kadar buram buram ırkçılık koktuklarını anlarsın.
hayatımda hdp'ye hiç oy vermedim vermem mhp'den farkı olmayan milliyetçi bir güruh ama mhpden daha fazla sosyal oldukları ve halkın partisi olma yolunda çalıştıkları belli.
sokağa dökülmenin nesi kötü hala bunu anlayamadım ve buna karşı olanlarda devlete zütünü dönmüş düzen yalakalarından başka birşey değil eğer ortada bir zulüm ve haksızlık varsa sokağa dökülmek meşrudur.
sen sadece batıda mı 3 kişi öldü sanıyorsun hemen her eylemde doğuda bir çocuk öldürülürken aklın nerede veya onları neden görmüyorsun ki sokak ortasında asker tanımak ya da dışarı bi askeri salmak oralarda o kadar basit değildir bazı olaylarları ister inan ister inanma mit körükler güneydoğuda bu işe bir zamanlar jitem bakıyordu şimdi mit aldı. -
3.
0Bak bu kez katıldığım yerler de var ama katılmadığım yerler de.
Birincisi MHP tabanı sokağa dökülmeye en müsait parti. öyle sokağa çağırsa kim inecek falan geç bunları.
ikincisi cahil birine benzemiyorsun ama Bahçeli'nin Cia'den gelen emirleri bekliyor dedin ya hayatımda duyduğum en cahilce söylem. Buna cevap vermem.
Üçüncüsü sokağa çıkmanın nesi kötü demişsin. Bu adamlar sokağa vandallık için çıkıyor gezi parkı gibi değil bu adamların zihniyeti. Sen de duymuyorsun ama sürekli eylem yapılıp doğuda araba yakılıyor.
Mhp'nin tabanı milliyetçi ırkçılar da var ama bu partinin başında Bahçeliden başka biri olsaydı sonu felaket olurdu. Adam her fırsatta bizi kardeş kavgasına çekemeyecekler diyor. -
4.
0Sana şöyle söyleyeyim dostum 80 öncesi mhp tabanına bakarsan sokağa dökenler türkeş ve cia dostlarıydı ülkü ocaklarının bile kurulma sebebi komünizme karşı mücadele vermesi içindi halk yararına gösterip tamamen sömürü düzenin sivil bekçileriydiler ülkücüler. tabi o zamanlar karşılarında gencecik pırıl pırıl solcu gençler vardı amaçları belliydi sadece devletle ve egemen sınıfla mücadele ediyordu ilk kanıda ülkücüler dökmüştür solcular için amaç hiçbir zaman sivil halka zarar vermek olmamıştır.
ama şimdi bu ülkücü kesimin karşısında öyle bir taban var ki en az onlar kadar gözü dönecek insanlarla donatılmış ( bu cümlede kürt ırkçılığı yoktur) yılların getirdiği baskı ve ezilmeden dolayı herşeyi yapabilecek kapasitededir ve bahçelide elindeki bir avuç adamın 80 öncesi dönem gibi olmadığını biliyor yani başa çıkamaz ki şuan elinde kalıp bir kadro yok kime güvenip güvenemeyeceği belli değil yani ama karşı taraf ise tecrübeli ve kalıp kadrosu var.
işte burada devreye cia giriyor eğer işler egemenlerin çıkarlarına gitmezse istikrar bozulursa bir kavga çıkar ve ondan sonra gör bahçeliyi kardeş kanı dökemezsiniz diyen adamın nasıl soysuzlukla suçlayacağını işte dediğim budur 77 1 mayıs'ını hatırla solun dalga dalga nasıl güçlendiğini ve sonrasında yaşananları.
sokağa çıkmak kötü değildir bana göre en büyük vandalda teröristte devlettir bunun son dönemdeki olayları roboski ve gezi olaylarıdır kafasına estiğinde halkının üzerine bomba kurşun yağdırana terörist denir.
mhp'nin tabanı katıksız ırkçıdır ve dünya genelinde artık ırkçı partilerin yükselme şansı yoktur yani ne bahçeli ne de bi başkası olsaydı bu partide egemen güçlerin piyonu oldukları sürece onların istedikleri politikayı yapacaklardı ve sözüm sadece mhp değil akp chp hdp meclis içinde tüm partiler düzenin birer kaynağıdır ve düzen ne kadar bozuksa bunlarda o kadar kirlidir. -
5.
0Yazdıklarına duygularını katıyorsun. Belliki MHP'den nefret ediyorsun. Ama objektif ol Bahçeli'nin hakkını ver. Adam oy kaybetme pahasına yapıyor bunu. Sürekli pasiflikle suçlanıyor. Yine yapıyor. Bugün MHP sokaklara dönme kararı alsa oyunu anında %10 artırır. Bugün Akp ye oy veren sağcı ve cahil kesimin çoğu MHP'nin hareketsizliğinden dolayı tepki olarak veriyor oyunu. RTE de onları iyi güdüyor.
Yukarıda komünizme muhalefet edenleri Cia ajanlığıyla ve abd işbirlikçiliğiyle suçlamışsın. Bu da cahilce bir tavır. O zaman komünistler de KGB ajanlığı ve sovyet işbirlikçiliği yapıyorlardı. Sorun şu ki komünizmin tutmayacağı belliydi. Ha ille de bir olayda Cia parmağı arıyorsan işte o 77 1 mayısındaydı. Bu konuda çok sağlam bir kitap okumuştum hatta.
Solcular asla insanlara zarar vermez demişsin. 80 öncesinde öldürülen ülkücülere yapılmış filmler var. Hatta bazıları ciğerlerinin hava pompasıyla patlatılması gibi işkencelerle öldürülmüşler. Olaylara duygularını katma. Solcular melektir ama sağcılar orosbu çocuğu böyle bir şey yok. iki taraf da adam öldürdü.
Belliki 80 öncesini kendi tarafından okumuşsun hep. Solcuların asla insanlara zarar vermediğini söyleyen deniz gezmiş montlarıyla bildiri dağıtan yakışıklı uzun boylu insanlar. Zaten akla bunun gelmesi bile bu konuda taraflılığın ne boyutlara geldiğini gösterir. Bir de 80 öncesi ülkücü hayal et bıyıklı bodur siyah deri ayakkabılı kel şişman. BU ALGI BiLEREK OTURTULDU. ve sen de bu algı üzerinden yürüyorsun. Böyle bir şey yok amk. En çok da bundan nefret ediyorum. Objektif olmak niye bu kadar zor.
Sokağa adabıyla çıkmak kötü değildir. Her çıkışta bankamatik yakmak, araba ateşe vermek, kaldırımları sökmek nedir amk.
Son olarak bildiğim ülkücü kürtler var lazlar var. Bu adamlar Türklüğü etnik kökene indirgemeden yaşıyor. Anayasada yazdığı gibi. Bu ülkeye vatandaşlık bağıyla bağlı her birey Türk'tür. Etnik köken başka bir şey amk. MHP tabanı da bu yüzden ırkçı değil milliyetçidir. MHP'nin Türkten kastettiği bu ülkede yaşayan nüfus cüzdanında TC yazan tüm bireylerdir.
Bu ülkede ırkçı tek bir parti var o da kürt ırkını savunan malum parti. En çok da bunların kendine solcu demesi koyuyor. -
6.
0Mhp benim nefret ettiğim bir parti değil elbette bu partiye oy veren insanlara saygı duyuyorum tabi siyasi görüşleri ne kadar benim uzağında olsa da ve sivil insanlara karşı bi tepkim olamaz. Yazdıklarımda gayet objektif olduğumu düşünüyorum bildiklerimi tek yönden değil bütün yönlerin içine girerek gözlemleyerek okuyarak öğrendim bugüne kadar da türkiyede hemen hemen bütün kesimin parti içlerine girip düşüncelerini gözlemledim notlar aldım üzerine kafa yordum.En ali kıran baş kesen genel başkanı zamanında mecliste 18 mv.den fazlasını bulunduramayan parti bu dönemde katı ırkçılık yapsa o dönemlerde ki gibi olsa emin ol oyları yerinde sayar akp içinde mhpli islamcılar var ve bunlar için din kavramı ırk kavramından daha önde geliyor bana göre pek bi farkları yok onların içinde ise hangimiz daha yobaz farkı var olabilir.Tümünü Göster
Bilgisizliğini bana cahil diyerek kapatmaya çalışmışsın o dönemi iyi irdeleyip o dönemin sağcılarının solcularının itiraflarını dinlemek gerekir. Türkeş eski bir subaydı abd'de çalıştı cia ile yakındı ve 60 darbesinde merkez bankasının kasasından kendine isviçrede hesap açtığı söylenir. ülkü ocakları kim zamanında kuruldu bu adam döneminde ne için kuruldu komünizmle mücadele edebilmek için yani demek istediğim şu ki ülkü ocakları sadece taşeron bir komünizmle mücadele etmek için kurulan kontr-gerilla örgütüdür milletine hizmet etme veya ideolojik fikirler türetmekten çok uzaktadır.
Komünizmin tutmayacağı diye bir şeyi denenmeden bilinemeyeceği gibi bunu tamamen okullarda verilen gerici eğitimin uydurmasından başka birşey değildir ki o dönemde solcular bütün desteğini halkından alıyordu sağcıların ise kimden aldığı bellidir devletten ve sermaye sisteminden.
Solcular asla adam öldürmez demedim ya da öyle anladıysan bunu şöyle açıklayayım solcular kasten silahlarını halkına sivillere doğrultmaz ya ortada bir irtica vardır ona doğrultur ya da kendine karşı silahlanmış kişilere doğrultur o dönemde ilk kanı dökenlerde bellidir. bu bir duygu değil solcu olanlar ciğerlerine hava pompası basmıştı doğru bunu gözden gelemem bugün bakınca canilik dememiz lazım hatta ama bu olaydan önce yaşanan birde bahçelievler katliamı vardı çatlı ve adamlarının yaptığı ki bu olaydan sonra yanlarına aldıkları mustafa pehlivanoğlu ölmeden önce çatlı ve adamlarının nasıl mit'ten emirler aldığını açıklamıştır.
80 öncesini kendi tarafımdan okumadım ancak kendi kanaatim solcuların çok büyük baskı altında ezildikleridir yani namlular hep otorite tarafından onlara çevrilmiştir. Asıl bilerek oturtulan algı sol teröristtir tek devlet tek bayrak tek din demeyen haindir soysuzdur algısıdır. 80 öncesi ülkücüleri kendileri de bir güzel anlatırlar ki şimdi bile öyle giyinirler aynen dediğin gibidir tip hakkında bi genelleme yapamam ama tespih çekmeyen kundura giymeyen takım elbiseyle dolaşmayan ülkücü yoktur ki bunları giydiğinde kendilerini çok büyük yerlerde hayal ederler.
sokağa adabıyla çıkan insanı da polis dövüyor çıkmayan insanı da dövüyor havuz medyasının gazına gelmeyin artık adam araba yakıyorsa öncesinde polisinde yaptığı bir kışkırtma oluyor ve polis halkı her yerde tahrik ediyor bu bir gerçek. ama şunu da ekleyeyim orta düzeyli maaş alan birinin arabasını yaktıklarında gerçekten bende üzülüyorum ve bunu anlamsız buluyorum ancak lamborghini veya maserati tipi bişey yakılsa üzülmem ya da makam araçları. bankalarda bizim yararımıza hiç bir şey yok bunu da ekleyeyim.
son bölümüne kadar objektiflikten bahsedip objektifliği nasıl çiğnemişsin bunu görüyorum.
elbette var ki olacakta lakin sen bu adamlara türküm diyeceksin ulan demezsen öl diyemezsin ki türklerde bu topraklarda misafirdir asıl anavatan orta asyadır. herkes kendi devletinde yaşamak isteyebilir ya da başka bir devlette yaşarken de oranın etnik kimliğiyle anılmak istemeyebilir garip olanda neden vatandaşlık bağıyla bağlandı diye türk diyoruz türkiyelidir diyemiyoruz bu çok mu kötü ya da ayıp mı ülke mi bölünüyor? bunlar tamamen 1930'lardan kalma o dönemin baskıcı ve faşist politikalarının kalıntısı.
Mhp tabanında bugüne kadar ırkçılık karşıtı bir söylem duyamadığım için ırkçı değildir diyemeceğim ki ırkçılığı parti isminde barındırıyorlar.
bu arada senin siyasi görüşünü tam olarak çözemedim ama milliyetçi-kemalist ya da ulusalcı sol diyenlere yakın görünüyor gibisin.
o malum partide kürt ırkını bu ülkenin unutulmuş yüzü olduğu için savunuyor her şey yolunda olsaydı eğer kürt halkının kendi politikasını yapacak etnik grupları olmazdı. ayrıca artık türkiyenin partisi olma yolunda ilerliyor gelecek ne gösterir bilinmez ama bildiğim bir şey de varsa oy vermenin burjuvazinin ekmeğine yağ sürmekten başka bişey yapmayacağı
diğerleri 4 -
1.
-
1.
-
3.
+1Cunta sonrası örgütlenmeye ağırlık verdiler. Sokak katillerini besleyip büyüten CIA ve Türkiye oligarşisi onları iktidara taşıdı. I. ve II. MC dönemlerinde yüzde 3 oyla iktidar koltuğuna ortak edilen MHP devlet içinde kadrolaştı.Tümünü Göster
Bunun anlamı şuydu; daha organize, daha planlı, cinayetler işlenecekti bundan sonra. Ve artık tek tek işlenen cinayetlerin yerini toplu katliamlar alacaktı. Emir büyük yerdendi. MHP bu emri uygulamaya geçirmek için işe başladı.
16 Mart 1978
16 Mart günü Eczacılık fakültesinin önünde patlayan bombalar gök gürlemesini andırıyordu. Şimşekler çakmış yağmur boşanmıştı. Ama yağan yağmur değil gençlerimizin kanıydı.
Okuldan öğrenciler topluca çıktılar. Okulları iki yıldır faşist işgal altında olduğu için her gün topluca gelip gidiyorlardı.
Adına "Merasim Birliği" denen polis ekipleri yoktu o gün. Oysa Polis şefi Reşat Altay MHP'li sivil faşistlere katliamlarını gerçekleştirmeleri için daha rahat bir ortam hazırlıyordu. Kalabalık Eczacılık Fakültesine doğru ilerledi. Korkunç bir patlama sesiyle irkildi Beyazıt. Ardından kan kusan namluluların uğultusu duyuldu. Havada kollar, bacaklar, insan parçaları uçuştu. Patlamadan geriye kalan kan gölünde 7 öğrencinin cansız bedeni yatıyordu. Onlarca yaralı vardı meydanda. Ve yıllarca bu görüntüye tanık olanlar fakültenin önünde yere uzanmış yatan cesetleri belleğinden silemedi.
Görüntüler belleğinden silinmeyen biri de gördüğü vahşeti yıllar sonra anlatabildi ancak. Hatice Özen'in arkadaşıydı;
"... yaralanmış gibi gözükmüyordu, yardım etmek için eğildim, kollarından tutup kaldırmaya çalıştım kolları öne doğru geldi. Omuzları yoku sanki. Dikkatle kaldırıp baktığımda gördüm ki sırt boydan boya yarılmış, içerdeki organlar dışarı çıkmıştı, bomba sırtına gelmişti.."(Kurtuluş Gazetesi)
Zevk alıyorlardı bu tablodan, gencecik insanların parçalanmış bedenlerini seyrederken kadeh tokuşturuyorlardı görevlerini yerine getirmenin mutluluğuyla.
Görevlerini belirlemişti Türkeş; "... bakacaksınız, herhangi bir hareket, söz fikrimize, Türklüğe uygunsa alacaksınız, zarar veriyorsa sileceksiniz... "(MHP iddiannamesi-Türkeş'in Yeni Ufuklara Doğru yazısınıdan)
"Silme" harekatı halkın her kesimini kapsadı.
Alevi, Kürt, solcu...
Esnaf, memur, aydın, sanatçı...
Ev kadını, öğrenci veya çocuk...
işkence yaparak, ırzına geçerek, boğarak, öldürdükten sonra televizyon kutularına koyarak, bombalayarak sindirmeye çalıştılar kendilerinden olmayan herkesi.
Katiller aynı zamanda ırz düşmanıydılar, cinayetlerine ahlaksızlıklarını da eklediler. Soygun için girdikleri evde hiçbir şey bulamayınca "boş çıkmamak için evin kızının ırzına geçerek Başbuğlarının talimatını yerine getirdiler."(Ali Yurtaslan- itraflar)
Piyangotepe katliamında 6 işçinin kafasına kurşunu sıkmadan önce gaspettikleri taksinin şoförüne tecavüz ederek görevlerini yerine getirdiler.
itrafçı Ömer Tanlak bakın bu "görev anlayışını" nasıl dile getiriyor; "... Halim adında bir ajanın daha önceden yattığı dernekte, Selahattin Gözlükaya tarafından iğfal durumuna getirilmesi ve ertesi günü bunun bütün ülkücü camiaya anlatılması"nı görmüştü Tanlak. (Ömer Tanlak, itiraflar syf. 85)
Etlik'te kendilerine haraç vermeyen bir tüpçünün dükkanını havaya uçurmayı planlayarak, Erzurum Numune hastanesindeki yaralıları, yaralıları ziyarete gelenleri kurşunlayıp öldürerek görevlerini yerine getirdiler.
Aksu ipek Fabrikasının kapatılmasını, üretimin durdurulmasını, işçilerin elebaşlarının işten atılmasını istiyorlardı. Çünkü bu fabrikada ülkücülerin faaliyetine izin vermiyordu işçiler. "Hemen silahı alarak ve üç dinamit lokumu ile hareket ettik. Altımızdaki araba Genel Müdürlüğündü. Çok hızlı bir şekilde Genel Müdürlüğü geçmiş, fabrika önüne gelmiştik. Baki Ceylan cebinden çıkardığı Kırıkkale marka 7.65 çapında silahla ateş etmeye başladı. Sıktığı üç el mermi ile iki kişiyi de vurmuş, bunlardan biri ise ölmüş olması gerekli... "(Ömer Tanlak, itiraflar, syf. l00) -
4.
+1Bu ve benzeri cinayetlerle MHP nin katliamlar altındaki imzası açığa çıktı. Ülkeyi kan gölüne çeviren MHP'yi halk tanıyordu artık. Bir şekilde karşılaşmış, saldırılardan veya sonuçlarından etkilenmişti.Tümünü Göster
Bu dönemde Şevkat Çetin ÜGD başkanlığına getirildi. Görevi "teşkilatı" temize çıkartmaktı.
Hemen bir anket hazırlattı, ülküdaşlarına dağıttı.
Anket 70 sorudan oluşuyordu ve hemen cevaplandırılacaktı.
Sorular mı?
"Türkiye'nin bugünkü durumu?"
"Hiç silah kullandınız mı?"
"Silahınız olsa, karşınıza bir komünist çıksa hemen vurur musunuz? vb...
Hemen vururum diyenler Çetin'in sınavından geçtiler.
Bununla birlikte "semt başkanlarına" talimat göndererek "güvenilir ve gözükara" bozkurtların listesini istediler.
Listedekiler ve anketten geçenler 20-25 kşilik gruplar halinde ÜGD Genel Merkezi'nde toplandı: "Türkiye'nin hali malum Komünistlerle ülkücüler savaş halindeler. Bizim de görevimiz, komünistlerle savaşmak ve vatanımızı bunlardan temizlemektir. Bu her ülkücünün en büyük vazifesidir. Sizler de artık bu savaşta yerinizi almalısınız. Bunun için biz haydi dediğimiz zaman hemen harekete geçecek durumda olmalısınız. Her an için bizden gelecek emirleri bekleyin."
Öğütleri alanlar ETKO üyesi oldular.
TiT (Türk intikam Tugayı), ETKO (Esir Türkeleri Kurtarma Ordusu), TÜŞKO (Türkiye Ülkücü Şeriatçı Komando Ordusu) MHP'nin paravan örgütleriydi. işledikleri cinayetleri bu adlarla üstlenip, kendilerini aklamaya çalıştılar. Ama uzun sürmedi bu örtünün düşmesi. Cinayetler aynı, failler aynıydı.
MHP örgütlenmesini kadrolarını mlitanlaştırmak üzerine şekillendirdi. Bu yanıyla ÜGD MHP'nin vurucu gücüydü. Ancak MHP içinde de bir çekirdek örgütü, illagal örgüt oluşturdu. Adı, TiT, ETKO, veya Özel Eğitim Grubu farketmiyordu, işleri aynıydı hepsinin.
Kendiside ETKO üyesi olarak yargılanan MHP itirafçısı Ali Yurdakul'un, "Bu şahıs MHP'ye çok zarar verdi, birçok arkadaşımızı cezaevine attı, neredeyse Adana'da MHP'yi çökertecekti."dediği Cevat Yurdakul Adana Emniyet Müdürü idi. Adana'da kendisine TiT adını veren MHP'nin cinayet çetelerinin peşine düşüp, faşist katillerin yakalanmasını sağladığı çin 28 Eylül 78'de makam arabasının içinde katledildi.
Cevat Yurdakul'u öldürenler, Yurdakul'un yolunu kesmek için önce bir otomobili gaspettiler. Katilam orada başladı. Otomobilin şöförünü öldürdüler, sonra Yurdakul'un yolunu kestiler. Makam otosu kalbura dönerken Yurdakul delik deşik oldu. Sivil faşistlere Yurdakul'un istihbaratını Emniyet Müdürlüğü'ndeki faşist polisler verdiler.
80 sonrası tam 694 öldürme olayından dolayı dava açıldı MHP'ye.
Tam 694 insanın katledilmesi resmi kayıtlara geçti ama gerçek çok daha fazlaydı. Bu rakama devlet tarafından "faili meçhul" diye açıklanan MHP cinayetleri dahil değildi. Bu rakama, Kahramanmaraş katilamında ölen onlarca yaşlı, genç, kadın, çocuk dahil değildi. Bu rakamda yalnızca devletin saklayıp gizleyemediği, yargılamak zorunda kaldığı açık cinayetler vardı.
Peki diğerleri faili meçhul müdür?
Hayır.
18 Aralık 1978 akşamı Maraş'taki Çiçek Sinemasında başrolünü Cüneyt Arkın'ın oynadığı "Güneş Ne Zaman Doğacak" filmini seyredenlerin üzerine bomba düştü. Çığlıklar, panik, izdiham, kan...
Sinemaya bombayı koyanlar dışarıya çıktıklarında "bombayı komünistler attı" dediler.
"Allahını, peygamberni seven yürüsün, Komünstleri, Alevileri yaşatmayın. Bunları öldüren cennetliktir. Maraş, Alevilere mezar olacak. Müslüman Türkiye, Aleviler Moskovaya. Sütçü imam aşkına vurun" sesleri arasında yüzden fazla -kadın, erkek, çocuk, genç, ihtiyar- insan katledildi.
Genç kızlara, kadınlara "müslümanlık, Türklük aşkına" tecavüz edildi, hamile kadınların karnı deşildi, saldırıya uğrayanların evleri yakıldı. insanlara işkence yapıldı, ellerinden ağaçlara çivilendi.
Sinemaya bombayı koyan da, sokağa çıkıp "komünistler attı" diyen de MHP' li faşistlerdi.
Günler öncesinden belirledikleri evleri işaretlemişlerdi.
Katliamnı başlatan bombanın sahibi Çatlı'ydı. (Ali Yurtaslan, itiraflar) Katliamı organize eden, bizzat katılanlardan bazıları ise Haluk Kırcı, Ercüment Gedikli, Ünal Osmanağaoğlu, Ökkeş Kenger'di. (Reis- S. Yalçın, D.Yurdakul)
Çatlı'nın ve Kırcı'nın başrolünü oynadığı bir başka katliamda Kamuoyunun yakından tanıdığı Bahçelievler Katliamıydı.
Bu katliamı Haluk Kırcı'nın kendi ağzından dinleyelim;
"Kapı açılır açılmaz içeri girdik. Hepsini yere yatırdık. Ne yapacağımız konusunda talimat almak için Abdullah'a birini gönderdik. Abdullah eter ve pamuk vermiş 'hepsini teker teker bayıltıp öldürelim' demiş. Dışarı çıkıp, arabada bekleyen Abdullah'la konuştum. 'Evde öldürmek zor olacak. ikişer ikişer zütürüp öldürelim dedim. 'olur' dedi. iki kişiyi Büyük Reis'in arabasına bindirip Eskişehir yoluna zütürdük. Müsait bir yer bulup ikisini de yere yatırıp kafalarına ateş ettik. Geri döndük. Böyle zor olacağını anlayınca Abdullah, 'tek tek boğalım bunları' dedi. Bir tanesini zorla boğdum, diğer dördünü bu şekilde öldürmekte zor olacaktı. Arkadaşları gönderdim. Sonrada sedirin üzerinde bulunan dört kişiye yakın mesafeden ateş ederek mermilerin hepsin boşalttım. Silahı da zütürüp Abdullah'a verdim." (l7 Kasım 80 H.Kırcı, Ankara sıkıyönetim savcılığına verdiği ifade)
Elbette MHP'yi örgütleyip sokağa salanlar onların silahlarını da sağladı.
16 Mart' larda halka yönelen bombaları, kurşunları, silahları da verdiler.
TNT' ler ordu malıydı,
silahlar emperyalistlerden gelme.
Katilleri polis teşkilatı korudu, güvenliğini aldı.
Cinayetlerin istihbaratçısı, planlayıcısı, hazırlayıcısı oldu MiT ve polis teşkilatı. Yeter ki, "memleketi komünistlerden kurtarsınlar, istikrarı sağlasınlar"
Ama bu öyle bir istikrar olacaktı ki, emperyalizmin sömürüsü katlanacak ve hızla ilerleyecek, itiraz edenin kafası ezilecekti.
istikrar için hiçbir şeyi esirgemedi emperyalizm. Kendi adına cinayet işleyecek olan çocuklarını kendi merkezlerinde eğitti.
MHP yalnızca Türkiye topraklarında değil, emperyalizm adına başka ülkelerde de provokasyonlar düzenledi, katliamlar gerçekleştirdi, darbeler tezgahladı. Bizzat Abdullah Çatlı'nın eğitiminde Azerbeycan'da komando kampı kurulduğu Azerbeycan Devlet Başkanı Aliyev tarafından dile getirildi.
Daha yüzlercesini sıralamak mümkün.
MHP bugün de CIA'nın kendine verdiği göreve devam ediyor.
MHP, katliamlarına cinayetlerine devam ediyor.
Yakın tarihimizde Sivas'ta katledilen, Gazi'de katledilen, Üniversite kampüslerinde katledilen insanlarımız, Susurluk bu gerçeğin ifadesidir.
MHP, ne Bahçeli'nin TV ekranlarında çizdiği gibi "uzlaşmacı"dır ne de demokrat.
Dün neyse bugün de o dur MHP.
Dünkü katliamların tetkçileri bugün meclis koridorlarında bunu dile getiriyorlar zaten,
"Değişmedik" diyorlar.
Değişmediler.
Kanlı tarihlerini yazmaya devam ediyorlar -
5.
0Okumaya degmiyorm mk. Ne bir kaynak var ne bir kanit.