mevzu var lan gelin bi

"burda andreczski kalesinde rusyadaki dostuna mektup yazmak için hazırlanan fötr şapkasının altına yılları sığdırmış, dalga seslerini martılara yem olarak atan, bir andrei gibiyim. alksfhkjsa ama 2.dünya savaşından kalma bi fransız bistrosunda ilk defa duyulmasına rağmen ve tam da bu yüzden kulağa yabancı gelmeyen edit: piaf'ımsı bi hatun sesli vokalle savruluyorum. im spinning oh im spinning (:" işte aslında ben bu yüzden araba kullanamıyorum. çünkü kontrol orda tamamen sende. pgibiyatr koltuğuna gelmiş gibi olduk amk. ne anlatıcaktık nerelere geldik. olaya burdan dahil olmuşlar için hatırlatmakta fayda var, mevzu, rot balans ayarlarına demir dışbükey tarzıyla bi yaklaşımın sosyolojiye katkısı. he amk he.

yani aklıma hep şey geliyo. mesela annen baban var yanında. ve herşey günlük güneşlik. radyoda nur fm var. sübhanelrabbiyala semi allahulimen hamideh ardından, ihlas şofben reklamı, ardından ibretlik hikayelerle itikatı sağlamlaştırma öğretilerine bilinç akışı yöntemiyle tantracı ciks. uh. yani işte gidiyosun. sonra bi an geliyo, o anla beraber bi fikir geliyo. ulan diyosun ben kırsam şimdi aniden şu dümeni. herkesin ecdadını gibmek an meselesi (: işte o kontrolsüzlük aslında kontrol üzerinden yanlış güç. freudyen açıklamayla, yanlış yönlendirilmiş kontrol (:

ölüm üzerine kısa film işte bu. öyle bi film vardı galiba. çocuk bi binanın tepesinden, otoyola bi taş mı atıyo ne. arabalar birbirine çarpıyo. sonra hiç bişey olmamış gibi seyrediyo,heh işte, en çok da çığır açan, çığır kapatan bi felakete sebep olup da ardından, tepkisiz kalma ihtimalimden korktuğum, e biraz da bildiğim için kontrol garip bi hal (: bi de aynı zamanda tüm bunları düşünürken, karadeniz şarkısı dinleyip ağlayabiliyorum. sahfkjasjk http://www.youtube.com/watch?v=7IxbTqK_R3g

beyler konunun içindeki konunun bile dışına sıçtım. nerden nereye geldik amk. ben bu hikayeye ön ayak olan 3.hatun şahsın taa amk (: yok lan, onun ardından, onun için yaptığım ilk şeyi de anlatayım. günlerden 1 mayıs. ellerim ayaklarım devrim aşkıyla titreyerek boşalıyo. diyorum amk. hep filmlerde oluyo böyle yarak künek işler. bi kerede hayata geçirelim. yani hayattan önce davranmak maksatlı (:

işyerinde, hepinizin hayal gücünün züt çeperini genişletmeden düşünebileceğiniz züt bi müdür var. doğası gereği züt olmak üzere koşullanmış. onunla aynı odadayım. böyle bi atmosferde, aklınıza sıçarken elinizdeki şampuanın arka tarafında yazılan tüm bilgiler matrixvari şekilde akıyo amk. gereksiz ne varsa anlık bi zaman kırılmasıyla düşünebiliyosunuz. dedim mektup yazayım amk. işyerine malzeme getiren müşterilen huurya para atar gibi bıraktığı kutulardan bi kaç parça kestim. kendi odamdan bi pritt arakladım. bi kaç tane de a4 kağıdı zulaladım. emin adımlarla, benim daha demin bahsini geçirdiğim / bahsini gibtiğimin/ müdürün daha bi genel olanı var. onun odasına doğru yol aldım.

bu genel müdür yavşağından izin almak için, ölmeniz şart beyler. yani öldüm, imama gidiyorum diyin, rapor getir der amın oğlu. bu tarz bi huur çocuu. dedim aga, kendimi iyi hissetmiyorum ben çıkıyorum. hayır derse, giberim ızdırabını diyip basıp gidicem zaten. artık mesih mi girdi binin içine nolduysa, tamam dedi. büyük ihtimalle, skype dan, omegle dan fln karı düşürmüştür muallak. neyse ben gazladım gidiyorum kadıköye geldim.

bilenler bilir, böyle istediğiniz kişinin south park karakterini yapabileceğiniz siteler var. ben de samimiyetin katsayısını şirinlikle arttırdım, şirketten çıkmadan, kıza benzer bi çizgi karakter yardırdım. yanına kedisiydi, balkabağıydı, yarasa kulağıydı yardırdım. aklımda da yazdığım mektubun orta yerine bu resmi çakmak var. kadıköyde taşaklı bi ozalitçiye girdim. kızın south park karakterini çıktı alıcam. ama pekekentler öyle bi sistem kurmuşlar ki, alman diasporası lenini yanına katıp kızıl meydana endüstriyel devrim çocuklarını salıp osurun dese, bu kadar kargaşa olmaz.

boş bi bilgisayar buldum. geçtim karşısına. ama beynim döndü beyler. bi çıktı için ya rab ne ocaklar sönüyo. neoandertelin başına düşen ayfon gerginliğiyle mouseu aldım elime. inanın beyler, hani olur ya bazen, beynin bi kavim halinde göçüne tanıklık edersiniz. lan bildiğim herşeyi unuttum. öyle bi sinir stres yaptım ki. monitörle kesişiyorum amk. bi de yanımda benim gibi çıktı almak için sıraya giren binlerin derdi, antropolojik olarak insan komünitesindeki cinsel travmanın postpolitik sonuçları fln gibi konuları. ananızı posttravmatik gibiyim amk ılıkları.

@52 eyvallah panpa. herkes en iyi olduğu şeyi yapıyo hayatta. ben seviyorum onlar gidiyo amk :/

hayır bi de bana koyan, bu fransız enteljiyansının kalbine grotesk sanat akımları sunmuş gibi davranan zütverenlerin yanında, kız arkadaşımın south park karakterinin çıktısını almak. benim çıktı almak için baktığım monitör, o an için vatan şaşmazın az önce indiği metrobüse yeni gelen fotomaç gazetesi gibi amk. herkesin gözü orda.

samanyolu tv de, imana getirilmiş haçlı seferi artığı gibi içimden islamın beş şartını yerine getiriyorum, diyorum ki lan lütfen kurtulayım şu durumdan. olabilecek en taktan durumlardan biri oldu beyler. mailime attığım fotoğrafı kaydetmek üzere masasüstüne kaydettim. ekran dondu. aklımdaki tüm kısayollar birbir kayboldu. ctrl + p yap diyo içimdeki bi ses, başka bi ses onu ajdarla bastırıyo. neyse beyler, bazen topluluk içinde takunuzu tutamazsınız ve bu durum insanların nihai olarak tepkisizliğiyle sonuçlanana kadar rezil olursunuz. daha rezil olacak bişey kalmayınca, yeni gelen tepkilere, bu sefer siz tepkisiz kalırsınız ya. bende de bi rahatlık çöktü, south park karakteri gibi geziniyorum etrafta. aldım çıktıyı amk.

akmar pasajına girdim. etrafta dolanıyorum. birazdan meydana getireceğim şeyden o kadar memnunum ki, etrafa sebepsiz gay gülümsemeleri atıyorum. yani beyler, bazen sizde olmasını istediğiniz bişeyi başkasına vererek mutlu olmaya kalkarsınız ya, oturduğunuzda, sizden gidenleri bıraktığınız yere iyi bakın. insan ayaktayken bişey anlamıyo (: akmarın içindeki, kırtasiyeden birine girdim. kalem alıcam. kapıda da, rozet gibi şeyler var onlara bakıyorum. mıknatıslı fln oluyo ya. bi tanesinde finland yazıyo. üstünde de sur gibi bişey üfleyen suomi halkına mensup bi kızımız var. bi tane rozet de, kafası olmayan bi adam yağmurun altında şemsiye tutuyo. dedim ben bunların ikisini de alayım. resimlere bakarak hikaye yarattım resmen kafada amk.

bende hep bi iskandinavya taraflarına doğru bi kaçma isteği vardır beyler çocukluktan beri. kıza da bunu anlatmıştım. finlandiyayı, mektubun ilk sayfasındaki, gündelik olaylardan "eskisi gibi" bahseden neşeli karakterimin tescilli izdüşümü olarak kullanıcam. aklımda o var. ikinci kısımda da, olayın vehametinin anal yoldan yabancı bi tenasül uzvunun girizgah yaptığı bölgedeki pişiğin talk pudraya yanıt vermemesine teşkil ettiğini göstermek amacıyla o kafası kegib yağmurda kalmış abimizi kullanıcam.

girdim dükkana, cebe attım rozetleri. bi de yumuşak başlı kurşun kalem aldım ki, gölgem, neşemde dinlensin amk (: romantik isyankara bağladım beyler. para vermeyi de unutmuşuz rozetlere. sonradan farkettim. farkettiğim gibi bi kanun kaçağı gibi gezmeye yeltendim. yani niyetim o yöndeydi. çünkü bu gibi durumları bırakın, hayatta bişeyleri yapabilmek için sizin o dıbınakodumun cesaretine ihtiyacınız vardır. bunu da direkt olarak değil de, sizi esirgeyen biri aracılığıyla aldığınızda tatmin olursunuz. o kadar karışık değil amk aslında. annen gelip "oğlum, sen yaparsın" desin yeter. ama nerde amk. toplasan 1 tl etmeyecek envanteri yanlışlıkla çalmış biri için, kafada ahmet kaya çalması düşünülemez, ama düşünülemeyen yerdeyim. bilmediğim şarkılardaki sözlerle ilerliyorum. random sözler var kafamda; tabancamı düşürdüm helada, başım belada, biz her gece sevişirdik...

@58 panpa, hiç bi zaman gelmeyecek birini beklemekten, her zaman orda olmuş birini düşünmeye geçtiğin zaman, beyindeki conta, yürekte eksenel ivmeleniyo. şopenhauer reyiz gibi, insan kendinde olmayana da ihtiyaç duyuyo ara sıra.

@60 panpa hafiften göz-beyin arasındaki dirsek teması bana yatağı gösteriyo. o yüzden birazdan yazıya ayraç, kafaya çapa atıcam.

@64 yardırdın, sağol birader (: yumuşak sessiz harfler geceleri sertleşiyo be panpa

@65 yarın da 10-11 arası başlarım panpa. irtibatı da irtifayı da kaybetmeyelim. saolun lan, ekgib olsa da anlattıklarım, tam dinlediniz amk :/ seviyorum lan sizi