/i/İnanç

İnanç
  1. 1.
    +10 -4
    ayrıca türk düşmanıdır ve dilencidir.

    şems efendiye yazdığı "etme" şiiri popülerdir. dıbına koyayım batılı rönesans şairleri bile böyle aşk şiiri yazamamış sevgilisine!! nasıl bir sevdan vardı o adama, neyse cinsel tercihine saygı duyuyorum.

    mesnevisinde bolca hayvanlarla olan cinsel ilişkilerden ve hatta fantazilerini artırıp eşek, kadın, mevlana üçlüsüyle kurguladığı senaryolarını anlatmaktan da çekinmemiştir. böyle threesome mu olur lan! bütün ferre sektörleri bir araya gelse böyle senaryo çıkartamaz. yaratıcı adam vesselam.

    mevlana türk düşmanıdır, gene mesnevisinde türklere hakaret eder, vahşi köpekler der, moğollar anadoluyu istila edince türkleri moğollara satar.

    ayrıca geçim kaynağı dilenciliktir.

    saygı duyulacak adam valla.
    ···
  2. 2.
    +4
    Eşşeğin gibine kabak taktığı bir hikaye vardı hahaha
    ···
  3. 3.
    +1
    Doğru yoldasn
    ···
  4. 4.
    0
    Öyle pnp ama cahil cuhela ne anlar
    ···
  5. 5.
    0
    Hayvan gibilir mi aq
    ···
  6. 6.
    0
    Tigir:Er'in bu konu ile alakalı bir yazısını okumuştum. Daha önce duyduğum bu haberleri tekrar gündeme getirmişti. Gerçekten olağanüstü bir fanteziye sahipmiş. *
    ···
  7. 7.
    0
    rez araştırıcam
    ···
  8. 8.
    0
    Ahahhaa
    ···
  9. 9.
    0
    Yok yaw

    http://c12.incisozluk.com...11504/8/2986008_obe47.jpg
    ···
    1. 1.
      0
      mustafa kemalde anandan dilenmişti
      ···
  10. 10.
    0
    Mevlana, Şems-i Tebrizi ile tanıştıktan sonra Şems, Mevlanâ’ya ayna oldu. Mevlânâ,Şems’in aynasında gördüğü kendi eşssiz güzelline hayran oldu. Mevlânâ,artık vaktinin tamdıbını Şems’in sohpetlerine ayırır olmuş, Şems’in sopbeti ile nurlarına gömülüp gitmiş, artık bambaşka bir aleme girmişti.Şems’in cazibesinden yana yana dönüyor, ilahi aşkla kendinden geçercesine Sema ediyordu. Bu iki dostun sohpetlerindeki mukaddes sırrı idraktan aciz olanlar, ileri geri konuşmaya başladılar. Neticede Şems, incindi ve Mevlânâ’nın yalvarmalarına rağmen Konya’dan Şama gitti.

    Şems’in ayrılığından derin bir ızdıraba düşen Mevlânâ,manzum olarak yazdığı güzel bir mektubu, Sultan Veled’in başkanlığını yaptığı bir kafileyle Şam’a, Şems’e gönderdi. Şems,”muhafazidi tavırlı ve ahlaklı Mevlânâ’nın arzusu kafidir. Onun sözünden ve işaretinden nasıl çıkabilir”diyerek, Mevlânâ’nın davetine icabet etti ve 1247’de Sultan Veled’in kafilesiyle, Konya’ya döndü.

    Şems’in Konya’ya gelişine herkez sevindi. Mevlânâ’da hasretin sıkıntılarından kurtuldu. Artık Şemsin şerefine ziyafetler verildi, sema meclisleri tertip edildi. Fakat huzurla, muhabbetle,dostluk içinde süren günler pek fazla sürmedi, dedikodular ve can sıkısı durumlar yeniden başladı.Şems, o dedikoducu topluluğun yine kinle dolduğunu, gönüllerinden sevginin uçup gittiğini, akıllarının nefislerine esir olduğunu anladı ve kendisini ortadan kaldırmaya çaşıltıklarını bildi, Sultan Veled’e dediki: “Gördün ya azgınlıkta yine birleştiler. Bilginlikte eşi olmayan Mevlânâ’nın huzurundan beni ayırmak, uzaklaştırmak, sonra da sevinmek istiyorlar. Bu sefer öylesine gideceğim ki hiç kimse benim nerede olduğumu bilmeyecek..” işte Sultan Veled’e böyle yakınan Şems, Konya’dan aniden gidip kayboldu.
    ···