/i/Başıma Geldi

Hayatta başınıza gelenlerden ibaret değil midir?
  1. 26.
    0
    Anlatacaklarım bitmedi. Daha başlamadım bile.
    ···
  2. 27.
    0
    benim de cocuklugumun oyunudur bu oyun 3-5 senemi yemistir ama simdi biraktim tek kazancim bi hesabimi 50 liraya satmakti onun disinda bazi hesaplarim banlandi bazilarinin da sifresini falan unuttum oynadigim serverlar truva yakamoz constantine
    ···
  3. 28.
    0
    Dışarı çıkmam gerekiyordu. Eve alınması gereken ufak tefek şeyler vardı. market de oldukça yakındı zaten. Bilgisayarımı kapatma gereksinimi görmeden öylece dışarı çıktım. Kafam allak bullak olmuştu. ilgi çekici bir durumla karşı karşıyaydım. Belki de biri tarafından kedinin fareyle oynandığı gibi oynanıyordum. Evin anahtarının cebimde olduğunu kontrol ettikten sonra kapıyı çektim. Bir çok kişinin anahtarı evde unuttuğu için çilingir çağırdığına şahit olduğum için aynı sıkıntılara düşmek zorunda kalmamaya özen gösteriyordum. Zaten kapı kale kapısı gibiydi. Mesleğim değildi belki çilingirlik ama çilingirin gelip de öyle hemen bir kaç dakikada açtığı kapılara pek benzemiyordu. Ev sahibi masraftan kaçınmamıştı belli. Bu daireyi de kiraya vermek için yaptırmamıştı. Ancak eşi vefat ettikten sonra yalnız yaşamayı pek göze alamadığı için kendilerine ait olan özel eşyalarını aldıktan sonra, eşyalarıyla birlikte kiralamayı uygun görmüş, çok ısrarcı davranan hayırlı evladının evine taşınmayı tercih etmişti. Ben çıkmadan "Evi boşalt!" emriyle karşılaşacağım bir ortam yoktu. Ne de olsa gerek kirayla ilgili gerekse binanın diğer ödemelerini aksatmıyordum. Boş bir daireye göre elbette biraz farklıydı kirası ama düzenli bir hayatı henüz kuramamış ve rüzgarın nereye sürüklerse oraya zütürdüğü, en azından bir kaç yıl daha bu hayata devam edecekmiş gibi görünen bir yaprağa benzeyen biri için bulunmaz bir nimetti. Asansör zemin kata indiğinde cüzdanımı almadığımı fark etmiştim. Daha kapıyı açmadan tekrar yukarı çıkmak zorunda kalacaktım. Geldiğim katın düğmesine basacakken vazgeçtim. Dışarı çıktım. O siteye doğru yürümeye başladım. Sitenin bahçe duvarıyla oturduğum binanın arasında zaten sadece gidiş - geliş ayrı bir yol vardı. Ha bir de yolun her iki tarafındaki geniş kaldırımları ve gidişi ve gelişi ayıran orta refüjden bahsetmeye gerek var mı bilmiyorum.
    Kendi hayatımın deşifre edilmesine ne kadar karşıysam başka birinin hayatının deşifre edilmesine o kadar karşı olduğumu bilmenizi isterim. işte bu yüzden Yazacaklarımın hiç birinde ne site ne şehir ne de ister gerçek olsun isterse yalan hiç bir ismi kullanmayacağımı şimdiden bilmenizi istiyorum. Site sınırlarını belirleyen duvardan içeri girmem bir dakikamı almamıştı. Bina numaralarını kontrol ederek biraz yürüdüm Oturduğum yerden gördüğüm binaların arkalarında kalan binalardan biriydi. Önünden numaralarını kontrol ederek geçtiğim bir çok binanın giriş kapısı açık olmasına rağmen bu binanın giriş kapısı kapalıydı. Açık olsa hiç düşünmeden içeri girip bahsi geçen daire kapısının üzerindeki ismi okuyacaktım. Ne yalan söyleyeyim, heyecanlanmıştım. Suç işlemeye hazır bir potansiyel suçlu gibi hissettim kendimi. Evime döndüm. Anahtarı aldıktan sonra market ihtiyaçlarını görüp biraz yürüyüş yaptım. Beni hiç ilgilendirmeyen bir mevzunun içinde bulmuştum kendimi. "Bu gün oyunun başında biraz daha vakit geçirip o kişinin bana mesaj atmasını bekleyecek, hemen ondan aldıklarımı kendisine geri verecektim. "Oyun bile olsa kimseye borçlu kalmak, kimseyi dolandırmak istemem." diye düşünüyordum. O kadar vakit bilgisayarın başında boş boş oturmama rağmen o gün bir kez bile oyuna girdiğini görmedim.
    Tümünü Göster
    ···
  4. 29.
    0
    Benim unuttuğum şeyi o unutmamıştı. Oyunda bulunduğum yeri sordu. Yanıma geldi ticaret penceresi açıldı gelir gelmez. Araştırmayı gerçekleştirirsem vereceğini vaat ettiği dokuz tane ruh taşını açılan pencereye seri bir şekilde yerleştirip kabul tuşuna bastı. Almadım. Kabul edemeyeceğimi söyledim. Israr etti. Almamakta kararlıydım. Bunu anlayınca ısrarını bıraktı. Maksadım oyun değildi. Oyuna başlama nedenimi, ilk kez bir oyuncuya anlattım. Evet o gün, oyundaki gerçek amacımı bilen bir kişi vardı artık. Şaşırmış gibi bir tepki vermedi. Aksine bu oyundaki hiçbir şeyin kendisini şaşırtmayacağını söyledi. Metin2'ye başlayan herkes kendince bir merakla başlıyormuş. Bu merak çoğu zaman birbirine benzese de arada bir farklı bir merak unsurunun görüldüğü çok da alışılmadık bir şey değilmiş. Hakkımda öğrendiği bu bilgiden sonra, gerçekte kendisine söylediğim yaşta olamayacağımı söyledi. Israrla yaşım konusunda yalan söylemediğimi belirtsem de inandıramadım. "Peki!" dedi. Öyle olsun. "Asla bana söylediğin yaşta değilsin ama inanmış gibi davranacağım." diye ekledi.
    Okuduğu romanla ilgili ve bir kısmını çözdüğü şifrelere bu andan sonra bir de beni eklemiş gibi görünüyordu. Ona göre ben, ya bir pgibiyatr ya da bir sosyologdum. Bir de gazeteci olma ihtimalim vardı. Mantıklı düşünüyordu aslında ama tahmin ettiği mesleklerden biri ile uğraşmıyordum. Ona ise sadece bir öğrenci olduğumu söylüyordum. "Bu maceranın sonunda ortaya çıkacakları belki kitaplaştırırım." dedim. "Belki ileride." "Şimdi henüz o olgunluğa ulaşmış seviyede görmüyorum kendimi."
    Seçeneklere bir de yazar olma ihtimalimi eklemiştim. Yazarlık nerede; ben neredeyim. "ileride belki söylediğin kişilerden biri olabilirim ama şimdilik sadece bir öğrenciyim." mesajıma "Ben de şimdilik söylediklerinin ve yaşının doğru olduğuna inanmış gibi görüneceğim." mesajıyla karşılık verdi.
    "Öyleyse," dedi. "Ben de sana elimden geldiği kadar yardımcı olacağım ve aradığın sorunun cevabını bulacağını tahmin ettiğim kişilerle senin yerine bir araştırma yapacağım. Biliyorsun bu oyunda geniş bir çevrem var. Üstelik senden daha fazla oyun tecrübesine sahibim. Zaman zaman da bu tecrübelerle edindiğim tahminlerimi paylaşacağım.
    ···