merhaba beyler ben medieval total

wardaki town militiayım ibretlik hikayemi anlat diyene anlatıyorum

evet beyler kralın emriyle bütün köyümüzün gençleri 16 yaşından sonra caen kalesine askeri eğitim almamız için gönderildi ve bende onların arasında sarışın, uzun boylu,ve güçlü birisiydim. sesim muhteşemdi adeta insanları büyüleyebilecek kadar iyiydi,bu yüzden insanları iyi ikna edebiliyordum.ama bu özelliğimi şimdilik pek kullanamadım, çünkü konuşmamız yasaktı ve susma emri almıştık sadece eğitim görüyorduk

ordamısınız beyler

yıl 1300 lerdeydi hepimiz ingiliz köylüsüydük,ben ve arkadaşlarım manchester in köyünden gelmiştik. evet beyler o kadar köylüyüm ki mençıstırı yanlış yazmıştım ama neyse.ben akşamları şarkı söylediğim için muhafızlar beni cezalandırdı, aşağıladı ve küfürler eşliğinde zindana zütürdüler. sırf ses çıkartma yasağı olduğu için bunu yaptılar.aç kaldım susuz bırakıldım ve sonunda eski gücümü kaybetmiştim ama hala sesim çok muhteşemdi

gibleyen varmı amk ?

okuyan varsa rezervlerini alsın bari beyler

gücümü kaybettiğim için eğitilemez olmuştum. hasta ve bakımsız birisiydim artık.bu yüzden çok kırbaç yiyordum, yediğim yemekler kadar. arkadaşlarım generalin verdiği bütün emirleri yerine getirdiği için her gün etli yemekler ve ziyafetlerle ödüllendiriliyordu.ve onlardan bazıları iyi eğitilip en iyi sherwood okçusu olmuştu ve bazıları ise general bodyguard olmuştu ben ise kalede bekletilmek üzere town militia oldum kısacası intihar ettirilmek üzere caen kalesinde tutuldum, bilen bilir caen kalesi norman fransızlarının sınırlarındadır

ama bizim ordu çoktan iskoç dağlarına yollanmıştı bile, burada yani caen kalesinde sadece 3 tane peasant archer ve 3 tane town militia vardı. bizim çocuklar iskoçlara karşı verdiği savaşlardan sonra zafer kazanıyordu ve savaştan aldıkları tombul memeli ,iri zütlü iskoç kızlarını çatur çutur gibiyordu,ben ise hala burada sıska, zayıf ingiliz karımı gibiyordum amk :( bilen bilir ingiliz kızları bir deri iki kemikten ibarettir.

okuyan yokmu amk ?

sonra benim arkadaşlar geldi bizim kaleye naber la yarram dediler bana bende konuşma yasağı olduğu için konuşmadım ondan sonra bizimkiler tabi generale kanka şunun yasağını kaldır da iki konuşak amk dediler generalde tabi hemen efendim deyip bişey istermiydiniz dedi.vay amk zamanında onları eğiten adam ne hallere düştü ee bende prensin özel korumaları olsaydım bende yapardım neyse bana naber la tarram dediler bende ayıp olmuyor mu amk hepimiz aynı köydeniz birbirimizi aşağılamak huur çocukluğu olmaz mı dedim kızma lan amk dediler ve beni ellerindeki herşeyle kıskandırdılar yok iskoç karılarını gibtim,yok cesur yürek ayağıma kapandı yok william wallace nin karısını domalttım yetti amk yetti neyse bunu yazmıştım bi kenara bunu onlara çok feci ödetecektim ama nasıl

up up up beyler okuyan yokmu la hiç

sonra bizim arkadaşlar gitti gene savaşa, britanya adasını birleştirmek için celtlerle savaşmaya, yani karşı adaya gidiyorlardı. neyse bizim mal kale kumandanının emriyle bizim bölük köprüleri korumaya gönderildi ve o da ne,birden kral Louis bizim kaleye doğru büyük ordu getirmişti ne hikmetse tam da bizim askerler savaşa gittikten sonra geldi, belkide aramızda casus vardı bilmiyorum ama kesin yannanı yiyecektik sonra hemen kale kapılarını kapattılar ve bizi beklesenize huur çocukları diye bağırdık ama nafile, fransızlar girmesin diye kapattılar kaleyi ve bende bölüğü bırakıp hemen köprüden aşağı atladım ve bayıldım

up up up

ondan sonra kendimi başka bir köyde buldum tanrıya şükür beni bulan insanlar vardı ve bende onlarla konuşmaya çalıştım,ama kötü bi durumla karşı karşıyaydım, burası bir fransız köyüydü ama sorun değil ben fransızca biliyodum ve konuşup onlara derdimi anlatmaya çalıştım,o kadar etkileyiciydim ki benim ingiliz olduğumu öğrenmelerine rağmen genede bana sahip çıktılar ve bana fransız köylü kıyafetleri verdiler, bana baktılar yemek verdiler.bir ingiliz köyü olsaydı ve ben bir fransız olsaydım beni kilisenin tepesinden aşağıya atarlardı, ölmezsem de yerdeyken sopalarla öldürürlerdi. ingilizler misafirperver değillerdi,ve huur çocuklarıydı,ben bile bir ingiliz olarak artık ingilizlere olan saygımı kaybetmiştim

ve bir gün sonra fransız köyünden çıkıp caen kalesine gitmiştim. bizimkilerin hepsi gebermiş,ve hala kalenin surlarında kırıklar tamir ediliyordu, anlaşılan bizimkilerin kale kapılarını kilitlemesi pek işe yaramamıştı, fransız kralı hazırlıklı gelip mancınıklarla kaleye girmişti. garnizonda,surların üstünde heryerde fransız askerleri vardı. neyseki fransız köylü kıyafetlerim vardı da beni anlamadılar. kaleye tekrar bakıp, arkadaşlarımın ölüsünü de olsa görecektim. birden fransız kralını kale kapısının önünde benim köyden ve askerden arkadaşım olan lance yi gördüm ve bir an bakıştık ve arkadaşım heyecanına yenik düşüp birden billy diye bağırdı ve fransız kralı beni de yakalattırdı

devam edeyim mi beyler sanki çok az kişi okuyor gibi

okuyan varmı amk ona göre anlatacam