Lise sonda eski sevgilim Melisa ile yaşadığım en arka sıra olaylarını anlatacağım. Dinleyecekler rez alsın beklesin.

GELENEKSEL

Bazı kısımları operasyon müziği ile bazı kısımları fon müzikle okumanızı tavsiye ediyorum.

Operasyon müziği: https://www.youtube.com/watch?v=BO61sWAyIEI
Fon Müzik: https://www.youtube.com/watch?v=osnzSJZQ8po

BiG EDiT: Bitti beyler... Benzer bir metin okumak isterseniz, buyurun ustalık eserim:)
(bkz: eda annesi ve ben)

Öncelikle panpalar kendimden bahsedeyim, basitadam olarak övünmeyi sevmem çok mu yakışıklıyım; yakışıklıyım ama çok değil. Fakat bi topluma girdiğimde dikkat çekebilecek kadar tipim ve sempatizem var en azından 6 yıl önce öyleydim amk

Melisaaa ismine bittiğim 170 boylarında zayıf, aslında zayıf da değil tam tadında öyle ki dik durduğunda bir silikonmuş gibi zütü ve memeleri dışarı fırlar. Uzun saçlı ve inadına ciksi. Lise 4. sınıfta hayatıma girdi bu kız. 6 yıl önce o zamanlar ergenliğin tavan yaptığı zamanlar tahmin edebiliyorsunuz.

Neyse panpalar liseyi kolejde geçirmiştim 12 kişilik sınıf 12 çift kişilik sıra var en arkada duvara doğru oturup derslerde yatıyorum amk. Bir gün paragöz müdürümüz hakan bey bizim sınıfa 1 kişinin daha geleceğini açıkladı tabi ortam bozulacak ve 1 sıra çiftleşecek diye mızmızlanıyoruz amk (Çiftleşmek derken çift kişinin oturması yoksa sırayı çiftleştirmiyoruz amk öyle bir yeri olsa ben giberdim sırayı o zaman) Her neyse

Sınıf hocamız vardı Volkan hoca baba adamdı hala konuşuruz arada geldi dedi biliyorum istemiyorsunuz ama bir kız arkadaş aramıza katılacak ve bi sırayı çiftleştirmek zorundayız kızın izmirden geleceğini söyleyince ürpermişti malafat biraz ama hala mızmızlanıyorduk

Neyse amk 1 ay kadar geçti hala gelmedi kız falan seviniyoruz biz de gelen olmadı diye unuttular gelmeyi aq diyoruz yanlış hatırlamıyorsam aralığın 2. haftası falandı Volkan hoca arkadaşlar yeni kız bu gün gelecek dedi amk kurtuluş yok bari olumlu yandan bakayım diyorum kız izmir kız izmir kız izmir başka bir şey gelmiyor aklıma neyse akşama kadar bekledik yine gelmedi nazlı kız bir günü daha atlatmıştık sebepsizce mutlu oluyordum amk kız gelmedikçe

Neyse ertesi gün uyanmışım ne kadar berbat bir gündür o öyle sabah evden çıkarken annemle kavga ettik zaten evden atarlı ayrıldım aslında şimdi anlıyorum ergenliğin verdiği hormonlarla boş yere atarlanmışım okula geldim 2 ders geçti 3. derse girmeden kardeşim gibi gördüğüm buseye laf atmıştı bir çocuk öğle arasını bekledim yemekte kavga ettim eski bir kavga ama net hatırlıyorum gözlüğünü kırıp ağzına sokmuştum dili kanamıştı pekekentin her neyse öğle arası geçti ilk ders ben müdürün odasında azar işitiyorum kapı açıldı bahsettiğim tariflerdeki melisa odaya girdi üstüm başım incin saçım incin kızla göz göze geldik

Neyse kızın girmesiyle 5 dakika önce müdürden yediğim dayağı bi daha yemiş gibi oldum güzel ve söylemekten çekinmeyeceğim kadar ciksi bir kızdı neyse müdür bana sana ceza bu kızı sınıfınıza zütüreceksin ve ne isterse yardımcı olacaksın dedi yeni kayıt ya istese ayağını da yalar tamam olsun dedim hani sempatiğim demiştim kızın yanında sesimi çıkaramıyordum sınıf kapısına kadar sesim çıkmadı sınıf kapısında merhaba ben ba10 dedim ben de melisa dedi elini uzattı elim titreye titreye uzattım sıkıştık peki aşık mı olmuştum? sanmıyorum tek isteğim bu kızı gibmekti

Neyse amk sınıfı gösterdim kız tamam ben gelirim şimdi diyip kantine doğru gitti sırama oturdum zil çaldı melisa hala yok. 20 dakika geçti geçmedi volkan hocanın dersindeydik geldi sınıfa volkdan hoca istediğin bi yere otur dedi önümde de nefretlik bi kezban vardı melisa arkaya doğru gelirken onun yanına oturacak sandı çantasını kaldırdı melisa fake attı geldi yanıma oturdu amk bacaklar görülmeye değerdi bee

Dinleyen yok amk kendime anlatıyorum kendim zevke geliyorum 3 su fışkırttım elim gibimde 4. de geliyor

Vay amk yazmayı bıraktım toplaşmışınız gece 6. postayı attım acile kaldırdılar beni taşaklarım susuz damacanaya dönmüştü çekiyordum fooh fooh diye içeride bir şey kalmadı manasına gelen ses çıkıyordu amk...

Neyse devam edelim

Yanıma oturdu ders ne diye sordu. Türkçeciydi Volkan hoca Türkçe dedim. Volkan hoca derse başlarken biz fısır fısır konuşuyorduk. Teneffüste Melisanın yanında yine ben vardım, bahçede gezerken sohbet ediyorduk ve ona sormak istediğim o kadar çok soru vardı ki...

Niye bu gibtiğimin şehrine gelmişlerdi?
Annesi napıyordu?
Evleri neredeydi?
Acaba onu gibebilecek miydim?
Bacaklarını ağdayla mı alıyordu?
Anlaşılan ağdayla alıyordu, peki acımıyor muydu?
Amındaki kılları neyle alıyordu?
(... )

Bunlar benim için oldukça önemli sorulardı.

Bacaklarına odaklanmıştım ama anlaşılan o beni yakın görmüş olacak ki benden bir şey istemeye karar verdi. Her neyse biraz da onu dinlemeye çalışayım dedim ama sonra aklımda şu düşünce belirdi: Allah ağdayı bulandan razı olsun, şu an onun bacaklarına baktığımda iğreniyor olabilirdim!

M: Ya basitadam bir şey sorabilir miyim?
BA10: Tabii sor.
M: Ya annem bıraktı beni okula ama çok yoğun, malum yeni taşındık. Elimde ise evimizin adresinden başka bir şey yok, ben nasıl bulacağım evi.
BA10: Versene, bakayım adrese.
M: Al, şurada olacaktı...
BA10: Allah Allaah... Oldukça uzakmış. Yalnız gitme istersen ben bırakırım. Belki daha sonraki günlerde tekrar size gelirim gibişiriz he, ne dersin?

Öhömm... Son cümle, evet onu içimden söylemiştim.

Her neyse o gün okulu zor bela bitirdik, eve gitme vakti gelmişti. Melisa'yı evlerine kadar zütürdüm ve evlerinin yerini katını da iyice ezberlemiştim artık. Evlerinin önünde teşekkür etmek amacıyla omzuma dokundu, malafat ürpermişti bile. Melisa'nın eve gitmesini izlerken bir yandan da arkadan bacaklarına bakıyor, evdeki osbir partisi için malzeme topluyordum. Bacaklar, züt tam anlamıyla tarif edilemezdi; müthişti.

Eve geldiğimde kendimi banyoya attım, uzun zamandır çekmemenin verdiği alevle ilk posta çabuk geldi, tuvalet bembeyaz olmuştu. Boşalma anında bir şey dank eder ya kafanıza, benim kafama dank eden şey ise Hemen Melisa'yı gibmelisin oldu.

Ertesi gün okula gittiğimde Melisa çoktan gelmiş sırada beni bekliyordu. Benim için oldukça ilginç bir duygu bu; ilk defa bir kızın okulda benden başka güvenebileceği konuşabileceği kimsesi yok. Onu da aldım kantine gittik, kahvaltı yaptık. Annemle aramız dün sabahtan beri bozuktu evde yapamamıştım kahvaltı. Annem oldukça sorunlu bir insandı ve benim ergenlikte olmamı kabullenemiyor gibiydi. Babam ise oldukça anlayışlı bir insandı. Melisa ile dertleştik kahvaltı esnasında, ilk deefa bir kıza bu kadar çabuk bağlanmıştım bu da ilginç bir not. Onun da evinde sıkıntılar varmış, annesi ve babası boşanma aşamasına kadar gelmiş. Söylediğine göre babası sorunlu bir insanmış ve annesini rahatsız eden davranışları varmış. Neyse ev sorunlarından da öte Melisa'dan bahsetmek istiyorum biraz. Melisa bacakları uzunü kendisi 170 boylarında bir kızdı. Bacakları okul formasını giydiğinde ve siyah külotlu çorap giydiğinde inanılmaz bir hal alıyordu.

Neyse günler haftalar her zamanki gibi hızlı geçti. Melisa ile iyice olmuştuk, zaten benim dışımda çok az arkadaşı vardı. Hepinizin aklında bir Melisa profili oluşmuştur, ama hiçbiriniz güzelliğini hayal edemezsiniz, aşırı güzeldi. Neyse artık bahar geliyordu ve Melisa'dan anladığım kadarıyla benden bir adım bekliyordu. Biz olabilmek için atacağım adımımı heyecanla bekliyordu. 9 Nisan günü okula gittiğimde ben de aynı heyecandaydım çünkü o adım gelecekti.

8 Nisan gecesi Melisa'ya bir mektup yazmmış, ona güzel duygularımdan güzel bir lisanla bahsetmiştim. Sabah saatlerinde mektubu ona vererek akşam okumasını rica ettim. Saat 19.55 telefon çaldı. Melisa'ydı arayan heyecanlandım elbette. Ağlıyordu, bir yandan da teşekkür ederim ama iyi olmadı diyordu. Mutluluk gözyaşları değildi bunlar anlaşılan, başka bir şeyler dönüyordu. Noldu, neredesin dememe kalmadan kapattı telefonu. Aceleyle çıkıyordum evden, annem bağırıyordu, ben ise aldırmıyordum... Evlerine doğru yaklaştığımda ise garip şeyler olduğu enikonu anlaşılıyordu.

Evlerine iyice yaklaştığımda ambulans ve polis araçlarını gördüm. O an hissettiğim şey şuydu ki bu kıza aşık olmuştum. ilk gördüğümde sadece gibmek istediğim kıza aşık olmuştum. Acaba nolmuştu diye evlerine doğru koşmaya başladım. Anlaşılan yaralı birisi vardı ve ortalık karışıktı. Evlerinden içeriye doğru girmeye çalışsam da polis izin vermedi.

Ambulansa boylandığımda sakallı bir adam gördüm. Bıçakla yaralanmışa benziyordu. Polis arabasında ise Melisa ve annesi vardı. Ambulanstaki, evet o Melisa'nın babasıydı. Fotoğraflardan tanıdığım babası...

Beyler yemek yiyip geliyorum affınıza sığınarak devam edeceğim sonrasında:)

Ambulans ve polis aracının içindekileri görür görmez taksi çevirdim ve gidecekleri karakola gittim. Melisa'nın annesi suçlu muamelesi görüyordu, onlar getirilirken bunu fark ettim. Annesini odaya aldılar, Melisa ise dışarıda ağlayarak bana sarıldı. Olanları anlatabilecek durumda değildi, fazla korkmuştu. Yaklaşık yarım saat ağladı, karakolun dışına çıkmış bankta oturmuştuk. Kendine geldiğinde ise anlatmaya başladı.

Babası ile annesinin sorunlarından bahsetmişti, son olarak babası eve birkaç erkek getirmişti. Kahvede kumarda kaybetmişti babası, cebinde parası kalmayınca da adamları eve getirmiş televizyonu falan veriyormuş. Adamlardan birisi ben bunu isterim diyerek Melisa'nın annesi Sevgi ablayı işaret etmiş ve Melisa'nın babasının sesi çıkmamış. Bu bardağı taşıran son damla olmuş. Ve söylediğine göre babası annesine daha önce şiddet de uyguluyormuş. Sevgi abla mutfaktan bıçağı alarak adamları evden çıkarmış, adamlar can havliyle kaçmışlar. Kadın sinirle bıçağı Melisa'nın babasına saplamış, karnına 2 kez. Sonra da polisi aramış eşimi bıçakladım diye.

Burada bir virgül koyup farkındalık yaratmaya çalışacağım.

KADINLAR iNSANDIR, BiZ iNSANOĞLU. (NEŞET ERTAŞ)
SiZ SiZ OLUN, EN SiNiRLi ANINIZDA BiLE BiR KADINA EL KALDIRMAYIN!