-
64.
0ışıklardan dönemedm hala
-
63.
0iyi insan
-
62.
0bu ne amk yaratıcı bin. ekşici
-
61.
0en sefdiğim yazar
-
60.
0volkan demirel (27 ekim 1981, i̇stanbul doğumlu) türk kaleci. profesyonel kariyerine 2000 yılında kartalspor'da başlamıştır. daha sonra 2002-2003 sezonu başında fenerbahçe'ye transfer olmuştur.
fenerbahçe'deki ilk resmi maçını 26 nisan 2003'te samsunspor'a karşı oynamıştır.
2007-2008 sezonu galatasaray ile türkiye kupası'nda oynanan maçın son dakikasında cassio lincoln'ün kendisine küfür ettiği gerekçesiyle ona diz atarak saldırmış ve kırmızı kart görmüştür. arkadaşlarının araya girmesine rağmen sakinleşmemiş ve saldırganlığını devam ettirmiştir ve üç maç ceza almıştır.
yine aynı sezon şampiyonlar ligi'nde ilk turda sevilla ile oynanan ikinci maçta ilk 10 dakikada uzaktan yediği 2 gol moralini bozmasına rağmen daha da hırslanmıştır. maç uzatmalar sonucu 3-2, sevilla'nın üstünlüğü ile sona ermiştir. penaltılarda ise volkan, yaptığı üç kurtarışla fenerbahçe'nin şampiyonlar ligi'nde çeyrek final oynamasını sağlamıştır.
euro 2008'de türkiye, son grup maçında çek cumhuriyeti ile oynayacaktı. grupta bu iki takımdan başka portekiz ve i̇sviçre vardı. ancak portekiz, gruplardan çıkmayı garantilemiş, i̇sviçre ise elenmişti. bu maçı yenen çeyrek finale çıkacaktı. 75. dakikada skor 2-0 çek cumhuriyeti lehineydi. ama türkiye, son 15 dakikada attığı 3 golle çeyrek finale çıkmıştı. i̇şte bu maçta volkan, 90. dakikada jan koller'e kafa atmış ve kırmızı kartla oyun dışında kalmıştır. son dakikalarda kaleye 'tuncay' geçmiştir. çeyrek final ve yarı final maçlarında kalesini koruyamamıştır.
son olarak 12 nisan 2009'da ali sami yen stadyumu'nda oynanan galatasaray - fenerbahçe derbisinde maçın son dakikalarında tarihe damga vuran kavganın çıktığı sırada olaylara karışmamış ama galatasaray tribünlerine yaptığı hareketlerle taraftarları kışkırtmıştır. maçta kart görmemesine rağmen maçtan sonra yapılan incelemelerde kendisine üç maç ceza verilmiştir. 2009-2010 sezonunun son haftalarında 840 dakika gol yem -
59.
0aziz vatandaşlarım...Tümünü Göster
sizleri en kalbi muhabbetlerimle selamlıyorum.
türkiye'nin gelişme seyrini ortaya koyan güzel haberlerle başlamayı umduğumuz sözlerimize maalesef gelen acı haberlerin gölgesi düşmüş bulunuyor.
geçtiğimiz hafta içinde hakkâri'den, elazığ'dan, diyarbakır ve i̇stanbul'dan ardı ardına gelen kara haberler hepimizin yüreğini kanatmıştır.
hayatını kaybeden bütün şehitlerimize bir kere daha allah'tan rahmet, yaralı askerlerimize de acil şifalar diliyoruz.
şehitlerimizin kederli ailelerinin acılarını paylaşıyoruz.
biliyorsunuz van'da şehitlerimizi uğurlamak için yapılan törene katıldık.
oradan genelkurmay başkanımız, ilgili bakanlarımız ve kuvvet komutanlarımızla birlikte şemdinli'deki tekeli taburu'na gittik, çatışmada yaralanan askerlerimizi ziyaret ettik.
daha sonra çatışmanın yaşandığı gediktepe mevkiine giderek incelemelerde bulunduk, şartları yerinde gördük.
ardından derecik beldesi umurlu karakolu'nu ziyaret ederek, askerlerimizle, köy korucularımızla beraber olduk, vatandaşlarımızla konuşma imkânı bulduk.
büyük bir gururla ifade edeyim ki bütün bu yaşananlar görev başındaki kahraman askerlerimizin terörle mücadele azim ve kararlılığını daha da arttırmış, daha da güçlendirmiştir.
bütün güvenlik güçlerimiz, bölgede en zor şartlar altında büyük bir millet sevgisi, büyük bir vatan aşkıyla teröre karşı mücadelesini sürdürüyor.
atılması gereken her adım atılıyor, alınması gereken her tedbir alınıyor, bundan hiçbir vatandaşımızın şüphesi olmasın.
hükümetimiz, ilk günden itibaren, ordumuzun, güvenlik güçlerimizin her ihtiyacını karşılamış, savunma ve güvenlik için talep edilen her isteği ekgibsiz yerine getirmiştir.
ancak bildiğiniz gibi terörle mücadele kendi içinde büyük zorlukları olan karmaşık ve çok boyutlu bir mesele...
askeri tedbirlerle terörün belli ölçüde önünü alsanız bile, terörün zeminini ortadan kaldırmadığınız sürece bu acı olayların yaşanmasına bütünüyle engel olamıyorsunuz.
türkiye yıllardır terörist güçlere karşı güvenlik güçleriyle gerekli her türlü mücadeleyi fedakârca yürütüyor.
bunun sadece hükümetin ya da güvenlik güçlerinin değil, bir bütün olarak türkiye'nin meselesi olduğunu iyi bilmemiz lazım.
bu ülkenin siyasetçisi de, iş adamı da, yatırımcısı da, aydını da, medyası da bu meseleyi kendi meselesi olarak görmek, o bilinçle, o hassasiyetle meseleye yaklaşmak zorundadır.
bu mesele öfkeyle, şiddetle, sloganla, hamasetle çözülebilecek bir mesele değildir; aklıselimle, şefkatle, anlayışla, kararlı ve samimi gayretle çözülebilecek bir meseledir.
yıllarca bölgede olağanüstü hal uygulandı, yasaklarla, kısıtlamalarla, tecritle ne terör geriledi, ne kayıplar azaldı.
aksine bölgede hem gerilim arttı, hem yoksulluk arttı, hem adaletsizlik arttı, hem de şartlar teröre çok daha elverişli hale geldi.
değerli vatandaşlarım...
terörü bir yöntem olarak kullananlar, çatışma kültürünün, şiddetin, öfkenin kendi ekmeklerine yağ süreceğini gayet iyi biliyorlar.
çünkü terör ancak bu gerilim ikliminde kendine zemin bulabiliyor, taraftar bulabiliyor.
biz terörle mücadelenin ilk şartının bu oyuna gelmemek olduğunu biliyoruz.
şunu herkes bilsin ki devlet olarak bu şiddet diline, bu çatışma kültürüne teslim olmayacak, aklıselimimizi ve soğukkanlılığımızı asla yitirmeyeceğiz.
biz terörün sonunu getirecek olanın daha fazla demokrasi, daha fazla adalet, daha hakça bir paylaşım, daha dengeli, daha yaygın bir kalkınma olduğuna inanıyoruz.
bu kanlı oyunların hedefi, milletimizin birliği ve beraberliğidir; bu topraklarda asırlardır varolan kardeşlik hukukudur; barış iklimidir.
bu meseleyi el ele, gönül gönüle vererek hep birlikte çözeceğiz.
değerli vatandaşlarım...
geçen ayın son günü gece geç saatlerde gazze halkına insani yardım zütüren gazze'ye özgürlük filosu'na karşı yapılan vahşi saldırıyı ve ardından yaşananları sizler de yakından takip ettiniz.
kanada’nın toronto şehrinde toplanan g–20 zirvesi’ni bu sözlerimi teyit edecek bir örnek olarak burada zikretmek isterim.
zirvenin öncelikli gündem maddesi, küresel ekonomide başlayan toparlanma sürecinin desteklenmesi, küresel büyümenin güçlü ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulması meselesiydi.
şunu büyük bir mutlulukla ifade edeyim ki, her uluslararası platformda olduğu gibi, g–20 zirvesinde de türkiye’nin son yıllarda geçirdiği büyük değişim ve küresel krizle mücadelede gösterdiği başarı takdirle dile getirildi.
bu anlamda türkiye’nin bu süreçte elde ettiği olumlu tecrübeler, hem dünya ekonomik otoriteleri için, hem de tek tek ülke yönetimleri için çok kayda değer bulunuyor.
zirvede yaptığım konuşmada türkiye’nin gerçekleştirdiği reformları, küresel ekonomik krizle mücadelede izlediğimiz stratejileri katılımcılara örnekleriyle aktardım.
krizin etkilerinin en aza indirilmesi, uzun vadeli büyüme hedeflerinin korunması, güven ve öngörülebilirliğin güçlendirilmesi gibi konulardaki tecrübelerimizi de yine bu zirve esnasında yabancı liderlerle paylaşma fırsatı bulduk.
hükümet olarak küresel krizle mücadelede baştan beri üstünde durduğumuz önemli bir husus var.
türkiye olarak en baştan beri, daha katılımcı bir uluslararası ticaret sisteminin inşa edilmesind -
58.
0aziz vatandaşlarım...Tümünü Göster
sizleri en kalbi muhabbetlerimle selamlıyorum.
türkiye'nin gelişme seyrini ortaya koyan güzel haberlerle başlamayı umduğumuz sözlerimize maalesef gelen acı haberlerin gölgesi düşmüş bulunuyor.
geçtiğimiz hafta içinde hakkâri'den, elazığ'dan, diyarbakır ve i̇stanbul'dan ardı ardına gelen kara haberler hepimizin yüreğini kanatmıştır.
hayatını kaybeden bütün şehitlerimize bir kere daha allah'tan rahmet, yaralı askerlerimize de acil şifalar diliyoruz.
şehitlerimizin kederli ailelerinin acılarını paylaşıyoruz.
biliyorsunuz van'da şehitlerimizi uğurlamak için yapılan törene katıldık.
oradan genelkurmay başkanımız, ilgili bakanlarımız ve kuvvet komutanlarımızla birlikte şemdinli'deki tekeli taburu'na gittik, çatışmada yaralanan askerlerimizi ziyaret ettik.
daha sonra çatışmanın yaşandığı gediktepe mevkiine giderek incelemelerde bulunduk, şartları yerinde gördük.
ardından derecik beldesi umurlu karakolu'nu ziyaret ederek, askerlerimizle, köy korucularımızla beraber olduk, vatandaşlarımızla konuşma imkânı bulduk.
büyük bir gururla ifade edeyim ki bütün bu yaşananlar görev başındaki kahraman askerlerimizin terörle mücadele azim ve kararlılığını daha da arttırmış, daha da güçlendirmiştir.
bütün güvenlik güçlerimiz, bölgede en zor şartlar altında büyük bir millet sevgisi, büyük bir vatan aşkıyla teröre karşı mücadelesini sürdürüyor.
atılması gereken her adım atılıyor, alınması gereken her tedbir alınıyor, bundan hiçbir vatandaşımızın şüphesi olmasın.
hükümetimiz, ilk günden itibaren, ordumuzun, güvenlik güçlerimizin her ihtiyacını karşılamış, savunma ve güvenlik için talep edilen her isteği ekgibsiz yerine getirmiştir.
ancak bildiğiniz gibi terörle mücadele kendi içinde büyük zorlukları olan karmaşık ve çok boyutlu bir mesele...
askeri tedbirlerle terörün belli ölçüde önünü alsanız bile, terörün zeminini ortadan kaldırmadığınız sürece bu acı olayların yaşanmasına bütünüyle engel olamıyorsunuz.
türkiye yıllardır terörist güçlere karşı güvenlik güçleriyle gerekli her türlü mücadeleyi fedakârca yürütüyor.
bunun sadece hükümetin ya da güvenlik güçlerinin değil, bir bütün olarak türkiye'nin meselesi olduğunu iyi bilmemiz lazım.
bu ülkenin siyasetçisi de, iş adamı da, yatırımcısı da, aydını da, medyası da bu meseleyi kendi meselesi olarak görmek, o bilinçle, o hassasiyetle meseleye yaklaşmak zorundadır.
bu mesele öfkeyle, şiddetle, sloganla, hamasetle çözülebilecek bir mesele değildir; aklıselimle, şefkatle, anlayışla, kararlı ve samimi gayretle çözülebilecek bir meseledir.
yıllarca bölgede olağanüstü hal uygulandı, yasaklarla, kısıtlamalarla, tecritle ne terör geriledi, ne kayıplar azaldı.
aksine bölgede hem gerilim arttı, hem yoksulluk arttı, hem adaletsizlik arttı, hem de şartlar teröre çok daha elverişli hale geldi.
değerli vatandaşlarım...
terörü bir yöntem olarak kullananlar, çatışma kültürünün, şiddetin, öfkenin kendi ekmeklerine yağ süreceğini gayet iyi biliyorlar.
çünkü terör ancak bu gerilim ikliminde kendine zemin bulabiliyor, taraftar bulabiliyor.
biz terörle mücadelenin ilk şartının bu oyuna gelmemek olduğunu biliyoruz.
şunu herkes bilsin ki devlet olarak bu şiddet diline, bu çatışma kültürüne teslim olmayacak, aklıselimimizi ve soğukkanlılığımızı asla yitirmeyeceğiz.
biz terörün sonunu getirecek olanın daha fazla demokrasi, daha fazla adalet, daha hakça bir paylaşım, daha dengeli, daha yaygın bir kalkınma olduğuna inanıyoruz.
bu kanlı oyunların hedefi, milletimizin birliği ve beraberliğidir; bu topraklarda asırlardır varolan kardeşlik hukukudur; barış iklimidir.
bu meseleyi el ele, gönül gönüle vererek hep birlikte çözeceğiz.
değerli vatandaşlarım...
geçen ayın son günü gece geç saatlerde gazze halkına insani yardım zütüren gazze'ye özgürlük filosu'na karşı yapılan vahşi saldırıyı ve ardından yaşananları sizler de yakından takip ettiniz.
kanada’nın toronto şehrinde toplanan g–20 zirvesi’ni bu sözlerimi teyit edecek bir örnek olarak burada zikretmek isterim.
zirvenin öncelikli gündem maddesi, küresel ekonomide başlayan toparlanma sürecinin desteklenmesi, küresel büyümenin güçlü ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulması meselesiydi.
şunu büyük bir mutlulukla ifade edeyim ki, her uluslararası platformda olduğu gibi, g–20 zirvesinde de türkiye’nin son yıllarda geçirdiği büyük değişim ve küresel krizle mücadelede gösterdiği başarı takdirle dile getirildi.
bu anlamda türkiye’nin bu süreçte elde ettiği olumlu tecrübeler, hem dünya ekonomik otoriteleri için, hem de tek tek ülke yönetimleri için çok kayda değer bulunuyor.
zirvede yaptığım konuşmada türkiye’nin gerçekleştirdiği reformları, küresel ekonomik krizle mücadelede izlediğimiz stratejileri katılımcılara örnekleriyle aktardım.
krizin etkilerinin en aza indirilmesi, uzun vadeli büyüme hedeflerinin korunması, güven ve öngörülebilirliğin güçlendirilmesi gibi konulardaki tecrübelerimizi de yine bu zirve esnasında yabancı liderlerle paylaşma fırsatı bulduk.
hükümet olarak küresel krizle mücadelede baştan beri üstünde durduğumuz önemli bir husus var.
türkiye olarak en baştan beri, daha katılımcı bir uluslararası ticaret sisteminin inşa edilmesind -
57.
0aziz vatandaşlarım...Tümünü Göster
sizleri en kalbi muhabbetlerimle selamlıyorum.
türkiye'nin gelişme seyrini ortaya koyan güzel haberlerle başlamayı umduğumuz sözlerimize maalesef gelen acı haberlerin gölgesi düşmüş bulunuyor.
geçtiğimiz hafta içinde hakkâri'den, elazığ'dan, diyarbakır ve i̇stanbul'dan ardı ardına gelen kara haberler hepimizin yüreğini kanatmıştır.
hayatını kaybeden bütün şehitlerimize bir kere daha allah'tan rahmet, yaralı askerlerimize de acil şifalar diliyoruz.
şehitlerimizin kederli ailelerinin acılarını paylaşıyoruz.
biliyorsunuz van'da şehitlerimizi uğurlamak için yapılan törene katıldık.
oradan genelkurmay başkanımız, ilgili bakanlarımız ve kuvvet komutanlarımızla birlikte şemdinli'deki tekeli taburu'na gittik, çatışmada yaralanan askerlerimizi ziyaret ettik.
daha sonra çatışmanın yaşandığı gediktepe mevkiine giderek incelemelerde bulunduk, şartları yerinde gördük.
ardından derecik beldesi umurlu karakolu'nu ziyaret ederek, askerlerimizle, köy korucularımızla beraber olduk, vatandaşlarımızla konuşma imkânı bulduk.
büyük bir gururla ifade edeyim ki bütün bu yaşananlar görev başındaki kahraman askerlerimizin terörle mücadele azim ve kararlılığını daha da arttırmış, daha da güçlendirmiştir.
bütün güvenlik güçlerimiz, bölgede en zor şartlar altında büyük bir millet sevgisi, büyük bir vatan aşkıyla teröre karşı mücadelesini sürdürüyor.
atılması gereken her adım atılıyor, alınması gereken her tedbir alınıyor, bundan hiçbir vatandaşımızın şüphesi olmasın.
hükümetimiz, ilk günden itibaren, ordumuzun, güvenlik güçlerimizin her ihtiyacını karşılamış, savunma ve güvenlik için talep edilen her isteği ekgibsiz yerine getirmiştir.
ancak bildiğiniz gibi terörle mücadele kendi içinde büyük zorlukları olan karmaşık ve çok boyutlu bir mesele...
askeri tedbirlerle terörün belli ölçüde önünü alsanız bile, terörün zeminini ortadan kaldırmadığınız sürece bu acı olayların yaşanmasına bütünüyle engel olamıyorsunuz.
türkiye yıllardır terörist güçlere karşı güvenlik güçleriyle gerekli her türlü mücadeleyi fedakârca yürütüyor.
bunun sadece hükümetin ya da güvenlik güçlerinin değil, bir bütün olarak türkiye'nin meselesi olduğunu iyi bilmemiz lazım.
bu ülkenin siyasetçisi de, iş adamı da, yatırımcısı da, aydını da, medyası da bu meseleyi kendi meselesi olarak görmek, o bilinçle, o hassasiyetle meseleye yaklaşmak zorundadır.
bu mesele öfkeyle, şiddetle, sloganla, hamasetle çözülebilecek bir mesele değildir; aklıselimle, şefkatle, anlayışla, kararlı ve samimi gayretle çözülebilecek bir meseledir.
yıllarca bölgede olağanüstü hal uygulandı, yasaklarla, kısıtlamalarla, tecritle ne terör geriledi, ne kayıplar azaldı.
aksine bölgede hem gerilim arttı, hem yoksulluk arttı, hem adaletsizlik arttı, hem de şartlar teröre çok daha elverişli hale geldi.
değerli vatandaşlarım...
terörü bir yöntem olarak kullananlar, çatışma kültürünün, şiddetin, öfkenin kendi ekmeklerine yağ süreceğini gayet iyi biliyorlar.
çünkü terör ancak bu gerilim ikliminde kendine zemin bulabiliyor, taraftar bulabiliyor.
biz terörle mücadelenin ilk şartının bu oyuna gelmemek olduğunu biliyoruz.
şunu herkes bilsin ki devlet olarak bu şiddet diline, bu çatışma kültürüne teslim olmayacak, aklıselimimizi ve soğukkanlılığımızı asla yitirmeyeceğiz.
biz terörün sonunu getirecek olanın daha fazla demokrasi, daha fazla adalet, daha hakça bir paylaşım, daha dengeli, daha yaygın bir kalkınma olduğuna inanıyoruz.
bu kanlı oyunların hedefi, milletimizin birliği ve beraberliğidir; bu topraklarda asırlardır varolan kardeşlik hukukudur; barış iklimidir.
bu meseleyi el ele, gönül gönüle vererek hep birlikte çözeceğiz.
değerli vatandaşlarım...
geçen ayın son günü gece geç saatlerde gazze halkına insani yardım zütüren gazze'ye özgürlük filosu'na karşı yapılan vahşi saldırıyı ve ardından yaşananları sizler de yakından takip ettiniz.
kanada’nın toronto şehrinde toplanan g–20 zirvesi’ni bu sözlerimi teyit edecek bir örnek olarak burada zikretmek isterim.
zirvenin öncelikli gündem maddesi, küresel ekonomide başlayan toparlanma sürecinin desteklenmesi, küresel büyümenin güçlü ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulması meselesiydi.
şunu büyük bir mutlulukla ifade edeyim ki, her uluslararası platformda olduğu gibi, g–20 zirvesinde de türkiye’nin son yıllarda geçirdiği büyük değişim ve küresel krizle mücadelede gösterdiği başarı takdirle dile getirildi.
bu anlamda türkiye’nin bu süreçte elde ettiği olumlu tecrübeler, hem dünya ekonomik otoriteleri için, hem de tek tek ülke yönetimleri için çok kayda değer bulunuyor.
zirvede yaptığım konuşmada türkiye’nin gerçekleştirdiği reformları, küresel ekonomik krizle mücadelede izlediğimiz stratejileri katılımcılara örnekleriyle aktardım.
krizin etkilerinin en aza indirilmesi, uzun vadeli büyüme hedeflerinin korunması, güven ve öngörülebilirliğin güçlendirilmesi gibi konulardaki tecrübelerimizi de yine bu zirve esnasında yabancı liderlerle paylaşma fırsatı bulduk.
hükümet olarak küresel krizle mücadelede baştan beri üstünde durduğumuz önemli bir husus var.
türkiye olarak en baştan beri, daha katılımcı bir uluslararası ticaret sisteminin inşa edilmesind -
56.
0aziz vatandaşlarım...Tümünü Göster
sizleri en kalbi muhabbetlerimle selamlıyorum.
türkiye'nin gelişme seyrini ortaya koyan güzel haberlerle başlamayı umduğumuz sözlerimize maalesef gelen acı haberlerin gölgesi düşmüş bulunuyor.
geçtiğimiz hafta içinde hakkâri'den, elazığ'dan, diyarbakır ve i̇stanbul'dan ardı ardına gelen kara haberler hepimizin yüreğini kanatmıştır.
hayatını kaybeden bütün şehitlerimize bir kere daha allah'tan rahmet, yaralı askerlerimize de acil şifalar diliyoruz.
şehitlerimizin kederli ailelerinin acılarını paylaşıyoruz.
biliyorsunuz van'da şehitlerimizi uğurlamak için yapılan törene katıldık.
oradan genelkurmay başkanımız, ilgili bakanlarımız ve kuvvet komutanlarımızla birlikte şemdinli'deki tekeli taburu'na gittik, çatışmada yaralanan askerlerimizi ziyaret ettik.
daha sonra çatışmanın yaşandığı gediktepe mevkiine giderek incelemelerde bulunduk, şartları yerinde gördük.
ardından derecik beldesi umurlu karakolu'nu ziyaret ederek, askerlerimizle, köy korucularımızla beraber olduk, vatandaşlarımızla konuşma imkânı bulduk.
büyük bir gururla ifade edeyim ki bütün bu yaşananlar görev başındaki kahraman askerlerimizin terörle mücadele azim ve kararlılığını daha da arttırmış, daha da güçlendirmiştir.
bütün güvenlik güçlerimiz, bölgede en zor şartlar altında büyük bir millet sevgisi, büyük bir vatan aşkıyla teröre karşı mücadelesini sürdürüyor.
atılması gereken her adım atılıyor, alınması gereken her tedbir alınıyor, bundan hiçbir vatandaşımızın şüphesi olmasın.
hükümetimiz, ilk günden itibaren, ordumuzun, güvenlik güçlerimizin her ihtiyacını karşılamış, savunma ve güvenlik için talep edilen her isteği ekgibsiz yerine getirmiştir.
ancak bildiğiniz gibi terörle mücadele kendi içinde büyük zorlukları olan karmaşık ve çok boyutlu bir mesele...
askeri tedbirlerle terörün belli ölçüde önünü alsanız bile, terörün zeminini ortadan kaldırmadığınız sürece bu acı olayların yaşanmasına bütünüyle engel olamıyorsunuz.
türkiye yıllardır terörist güçlere karşı güvenlik güçleriyle gerekli her türlü mücadeleyi fedakârca yürütüyor.
bunun sadece hükümetin ya da güvenlik güçlerinin değil, bir bütün olarak türkiye'nin meselesi olduğunu iyi bilmemiz lazım.
bu ülkenin siyasetçisi de, iş adamı da, yatırımcısı da, aydını da, medyası da bu meseleyi kendi meselesi olarak görmek, o bilinçle, o hassasiyetle meseleye yaklaşmak zorundadır.
bu mesele öfkeyle, şiddetle, sloganla, hamasetle çözülebilecek bir mesele değildir; aklıselimle, şefkatle, anlayışla, kararlı ve samimi gayretle çözülebilecek bir meseledir.
yıllarca bölgede olağanüstü hal uygulandı, yasaklarla, kısıtlamalarla, tecritle ne terör geriledi, ne kayıplar azaldı.
aksine bölgede hem gerilim arttı, hem yoksulluk arttı, hem adaletsizlik arttı, hem de şartlar teröre çok daha elverişli hale geldi.
değerli vatandaşlarım...
terörü bir yöntem olarak kullananlar, çatışma kültürünün, şiddetin, öfkenin kendi ekmeklerine yağ süreceğini gayet iyi biliyorlar.
çünkü terör ancak bu gerilim ikliminde kendine zemin bulabiliyor, taraftar bulabiliyor.
biz terörle mücadelenin ilk şartının bu oyuna gelmemek olduğunu biliyoruz.
şunu herkes bilsin ki devlet olarak bu şiddet diline, bu çatışma kültürüne teslim olmayacak, aklıselimimizi ve soğukkanlılığımızı asla yitirmeyeceğiz.
biz terörün sonunu getirecek olanın daha fazla demokrasi, daha fazla adalet, daha hakça bir paylaşım, daha dengeli, daha yaygın bir kalkınma olduğuna inanıyoruz.
bu kanlı oyunların hedefi, milletimizin birliği ve beraberliğidir; bu topraklarda asırlardır varolan kardeşlik hukukudur; barış iklimidir.
bu meseleyi el ele, gönül gönüle vererek hep birlikte çözeceğiz.
değerli vatandaşlarım...
geçen ayın son günü gece geç saatlerde gazze halkına insani yardım zütüren gazze'ye özgürlük filosu'na karşı yapılan vahşi saldırıyı ve ardından yaşananları sizler de yakından takip ettiniz.
kanada’nın toronto şehrinde toplanan g–20 zirvesi’ni bu sözlerimi teyit edecek bir örnek olarak burada zikretmek isterim.
zirvenin öncelikli gündem maddesi, küresel ekonomide başlayan toparlanma sürecinin desteklenmesi, küresel büyümenin güçlü ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulması meselesiydi.
şunu büyük bir mutlulukla ifade edeyim ki, her uluslararası platformda olduğu gibi, g–20 zirvesinde de türkiye’nin son yıllarda geçirdiği büyük değişim ve küresel krizle mücadelede gösterdiği başarı takdirle dile getirildi.
bu anlamda türkiye’nin bu süreçte elde ettiği olumlu tecrübeler, hem dünya ekonomik otoriteleri için, hem de tek tek ülke yönetimleri için çok kayda değer bulunuyor.
zirvede yaptığım konuşmada türkiye’nin gerçekleştirdiği reformları, küresel ekonomik krizle mücadelede izlediğimiz stratejileri katılımcılara örnekleriyle aktardım.
krizin etkilerinin en aza indirilmesi, uzun vadeli büyüme hedeflerinin korunması, güven ve öngörülebilirliğin güçlendirilmesi gibi konulardaki tecrübelerimizi de yine bu zirve esnasında yabancı liderlerle paylaşma fırsatı bulduk.
hükümet olarak küresel krizle mücadelede baştan beri üstünde durduğumuz önemli bir husus var.
türkiye olarak en baştan beri, daha katılımcı bir uluslararası ticaret sisteminin inşa edilmesind -
55.
0aziz vatandaşlarım...Tümünü Göster
sizleri en kalbi muhabbetlerimle selamlıyorum.
türkiye'nin gelişme seyrini ortaya koyan güzel haberlerle başlamayı umduğumuz sözlerimize maalesef gelen acı haberlerin gölgesi düşmüş bulunuyor.
geçtiğimiz hafta içinde hakkâri'den, elazığ'dan, diyarbakır ve i̇stanbul'dan ardı ardına gelen kara haberler hepimizin yüreğini kanatmıştır.
hayatını kaybeden bütün şehitlerimize bir kere daha allah'tan rahmet, yaralı askerlerimize de acil şifalar diliyoruz.
şehitlerimizin kederli ailelerinin acılarını paylaşıyoruz.
biliyorsunuz van'da şehitlerimizi uğurlamak için yapılan törene katıldık.
oradan genelkurmay başkanımız, ilgili bakanlarımız ve kuvvet komutanlarımızla birlikte şemdinli'deki tekeli taburu'na gittik, çatışmada yaralanan askerlerimizi ziyaret ettik.
daha sonra çatışmanın yaşandığı gediktepe mevkiine giderek incelemelerde bulunduk, şartları yerinde gördük.
ardından derecik beldesi umurlu karakolu'nu ziyaret ederek, askerlerimizle, köy korucularımızla beraber olduk, vatandaşlarımızla konuşma imkânı bulduk.
büyük bir gururla ifade edeyim ki bütün bu yaşananlar görev başındaki kahraman askerlerimizin terörle mücadele azim ve kararlılığını daha da arttırmış, daha da güçlendirmiştir.
bütün güvenlik güçlerimiz, bölgede en zor şartlar altında büyük bir millet sevgisi, büyük bir vatan aşkıyla teröre karşı mücadelesini sürdürüyor.
atılması gereken her adım atılıyor, alınması gereken her tedbir alınıyor, bundan hiçbir vatandaşımızın şüphesi olmasın.
hükümetimiz, ilk günden itibaren, ordumuzun, güvenlik güçlerimizin her ihtiyacını karşılamış, savunma ve güvenlik için talep edilen her isteği ekgibsiz yerine getirmiştir.
ancak bildiğiniz gibi terörle mücadele kendi içinde büyük zorlukları olan karmaşık ve çok boyutlu bir mesele...
askeri tedbirlerle terörün belli ölçüde önünü alsanız bile, terörün zeminini ortadan kaldırmadığınız sürece bu acı olayların yaşanmasına bütünüyle engel olamıyorsunuz.
türkiye yıllardır terörist güçlere karşı güvenlik güçleriyle gerekli her türlü mücadeleyi fedakârca yürütüyor.
bunun sadece hükümetin ya da güvenlik güçlerinin değil, bir bütün olarak türkiye'nin meselesi olduğunu iyi bilmemiz lazım.
bu ülkenin siyasetçisi de, iş adamı da, yatırımcısı da, aydını da, medyası da bu meseleyi kendi meselesi olarak görmek, o bilinçle, o hassasiyetle meseleye yaklaşmak zorundadır.
bu mesele öfkeyle, şiddetle, sloganla, hamasetle çözülebilecek bir mesele değildir; aklıselimle, şefkatle, anlayışla, kararlı ve samimi gayretle çözülebilecek bir meseledir.
yıllarca bölgede olağanüstü hal uygulandı, yasaklarla, kısıtlamalarla, tecritle ne terör geriledi, ne kayıplar azaldı.
aksine bölgede hem gerilim arttı, hem yoksulluk arttı, hem adaletsizlik arttı, hem de şartlar teröre çok daha elverişli hale geldi.
değerli vatandaşlarım...
terörü bir yöntem olarak kullananlar, çatışma kültürünün, şiddetin, öfkenin kendi ekmeklerine yağ süreceğini gayet iyi biliyorlar.
çünkü terör ancak bu gerilim ikliminde kendine zemin bulabiliyor, taraftar bulabiliyor.
biz terörle mücadelenin ilk şartının bu oyuna gelmemek olduğunu biliyoruz.
şunu herkes bilsin ki devlet olarak bu şiddet diline, bu çatışma kültürüne teslim olmayacak, aklıselimimizi ve soğukkanlılığımızı asla yitirmeyeceğiz.
biz terörün sonunu getirecek olanın daha fazla demokrasi, daha fazla adalet, daha hakça bir paylaşım, daha dengeli, daha yaygın bir kalkınma olduğuna inanıyoruz.
bu kanlı oyunların hedefi, milletimizin birliği ve beraberliğidir; bu topraklarda asırlardır varolan kardeşlik hukukudur; barış iklimidir.
bu meseleyi el ele, gönül gönüle vererek hep birlikte çözeceğiz.
değerli vatandaşlarım...
geçen ayın son günü gece geç saatlerde gazze halkına insani yardım zütüren gazze'ye özgürlük filosu'na karşı yapılan vahşi saldırıyı ve ardından yaşananları sizler de yakından takip ettiniz.
kanada’nın toronto şehrinde toplanan g–20 zirvesi’ni bu sözlerimi teyit edecek bir örnek olarak burada zikretmek isterim.
zirvenin öncelikli gündem maddesi, küresel ekonomide başlayan toparlanma sürecinin desteklenmesi, küresel büyümenin güçlü ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulması meselesiydi.
şunu büyük bir mutlulukla ifade edeyim ki, her uluslararası platformda olduğu gibi, g–20 zirvesinde de türkiye’nin son yıllarda geçirdiği büyük değişim ve küresel krizle mücadelede gösterdiği başarı takdirle dile getirildi.
bu anlamda türkiye’nin bu süreçte elde ettiği olumlu tecrübeler, hem dünya ekonomik otoriteleri için, hem de tek tek ülke yönetimleri için çok kayda değer bulunuyor.
zirvede yaptığım konuşmada türkiye’nin gerçekleştirdiği reformları, küresel ekonomik krizle mücadelede izlediğimiz stratejileri katılımcılara örnekleriyle aktardım.
krizin etkilerinin en aza indirilmesi, uzun vadeli büyüme hedeflerinin korunması, güven ve öngörülebilirliğin güçlendirilmesi gibi konulardaki tecrübelerimizi de yine bu zirve esnasında yabancı liderlerle paylaşma fırsatı bulduk.
hükümet olarak küresel krizle mücadelede baştan beri üstünde durduğumuz önemli bir husus var.
türkiye olarak en baştan beri, daha katılımcı bir uluslararası ticaret sisteminin inşa edilmesind -
54.
0aziz vatandaşlarım...Tümünü Göster
sizleri en kalbi muhabbetlerimle selamlıyorum.
türkiye'nin gelişme seyrini ortaya koyan güzel haberlerle başlamayı umduğumuz sözlerimize maalesef gelen acı haberlerin gölgesi düşmüş bulunuyor.
geçtiğimiz hafta içinde hakkâri'den, elazığ'dan, diyarbakır ve i̇stanbul'dan ardı ardına gelen kara haberler hepimizin yüreğini kanatmıştır.
hayatını kaybeden bütün şehitlerimize bir kere daha allah'tan rahmet, yaralı askerlerimize de acil şifalar diliyoruz.
şehitlerimizin kederli ailelerinin acılarını paylaşıyoruz.
biliyorsunuz van'da şehitlerimizi uğurlamak için yapılan törene katıldık.
oradan genelkurmay başkanımız, ilgili bakanlarımız ve kuvvet komutanlarımızla birlikte şemdinli'deki tekeli taburu'na gittik, çatışmada yaralanan askerlerimizi ziyaret ettik.
daha sonra çatışmanın yaşandığı gediktepe mevkiine giderek incelemelerde bulunduk, şartları yerinde gördük.
ardından derecik beldesi umurlu karakolu'nu ziyaret ederek, askerlerimizle, köy korucularımızla beraber olduk, vatandaşlarımızla konuşma imkânı bulduk.
büyük bir gururla ifade edeyim ki bütün bu yaşananlar görev başındaki kahraman askerlerimizin terörle mücadele azim ve kararlılığını daha da arttırmış, daha da güçlendirmiştir.
bütün güvenlik güçlerimiz, bölgede en zor şartlar altında büyük bir millet sevgisi, büyük bir vatan aşkıyla teröre karşı mücadelesini sürdürüyor.
atılması gereken her adım atılıyor, alınması gereken her tedbir alınıyor, bundan hiçbir vatandaşımızın şüphesi olmasın.
hükümetimiz, ilk günden itibaren, ordumuzun, güvenlik güçlerimizin her ihtiyacını karşılamış, savunma ve güvenlik için talep edilen her isteği ekgibsiz yerine getirmiştir.
ancak bildiğiniz gibi terörle mücadele kendi içinde büyük zorlukları olan karmaşık ve çok boyutlu bir mesele...
askeri tedbirlerle terörün belli ölçüde önünü alsanız bile, terörün zeminini ortadan kaldırmadığınız sürece bu acı olayların yaşanmasına bütünüyle engel olamıyorsunuz.
türkiye yıllardır terörist güçlere karşı güvenlik güçleriyle gerekli her türlü mücadeleyi fedakârca yürütüyor.
bunun sadece hükümetin ya da güvenlik güçlerinin değil, bir bütün olarak türkiye'nin meselesi olduğunu iyi bilmemiz lazım.
bu ülkenin siyasetçisi de, iş adamı da, yatırımcısı da, aydını da, medyası da bu meseleyi kendi meselesi olarak görmek, o bilinçle, o hassasiyetle meseleye yaklaşmak zorundadır.
bu mesele öfkeyle, şiddetle, sloganla, hamasetle çözülebilecek bir mesele değildir; aklıselimle, şefkatle, anlayışla, kararlı ve samimi gayretle çözülebilecek bir meseledir.
yıllarca bölgede olağanüstü hal uygulandı, yasaklarla, kısıtlamalarla, tecritle ne terör geriledi, ne kayıplar azaldı.
aksine bölgede hem gerilim arttı, hem yoksulluk arttı, hem adaletsizlik arttı, hem de şartlar teröre çok daha elverişli hale geldi.
değerli vatandaşlarım...
terörü bir yöntem olarak kullananlar, çatışma kültürünün, şiddetin, öfkenin kendi ekmeklerine yağ süreceğini gayet iyi biliyorlar.
çünkü terör ancak bu gerilim ikliminde kendine zemin bulabiliyor, taraftar bulabiliyor.
biz terörle mücadelenin ilk şartının bu oyuna gelmemek olduğunu biliyoruz.
şunu herkes bilsin ki devlet olarak bu şiddet diline, bu çatışma kültürüne teslim olmayacak, aklıselimimizi ve soğukkanlılığımızı asla yitirmeyeceğiz.
biz terörün sonunu getirecek olanın daha fazla demokrasi, daha fazla adalet, daha hakça bir paylaşım, daha dengeli, daha yaygın bir kalkınma olduğuna inanıyoruz.
bu kanlı oyunların hedefi, milletimizin birliği ve beraberliğidir; bu topraklarda asırlardır varolan kardeşlik hukukudur; barış iklimidir.
bu meseleyi el ele, gönül gönüle vererek hep birlikte çözeceğiz.
değerli vatandaşlarım...
geçen ayın son günü gece geç saatlerde gazze halkına insani yardım zütüren gazze'ye özgürlük filosu'na karşı yapılan vahşi saldırıyı ve ardından yaşananları sizler de yakından takip ettiniz.
kanada’nın toronto şehrinde toplanan g–20 zirvesi’ni bu sözlerimi teyit edecek bir örnek olarak burada zikretmek isterim.
zirvenin öncelikli gündem maddesi, küresel ekonomide başlayan toparlanma sürecinin desteklenmesi, küresel büyümenin güçlü ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulması meselesiydi.
şunu büyük bir mutlulukla ifade edeyim ki, her uluslararası platformda olduğu gibi, g–20 zirvesinde de türkiye’nin son yıllarda geçirdiği büyük değişim ve küresel krizle mücadelede gösterdiği başarı takdirle dile getirildi.
bu anlamda türkiye’nin bu süreçte elde ettiği olumlu tecrübeler, hem dünya ekonomik otoriteleri için, hem de tek tek ülke yönetimleri için çok kayda değer bulunuyor.
zirvede yaptığım konuşmada türkiye’nin gerçekleştirdiği reformları, küresel ekonomik krizle mücadelede izlediğimiz stratejileri katılımcılara örnekleriyle aktardım.
krizin etkilerinin en aza indirilmesi, uzun vadeli büyüme hedeflerinin korunması, güven ve öngörülebilirliğin güçlendirilmesi gibi konulardaki tecrübelerimizi de yine bu zirve esnasında yabancı liderlerle paylaşma fırsatı bulduk.
hükümet olarak küresel krizle mücadelede baştan beri üstünde durduğumuz önemli bir husus var.
türkiye olarak en baştan beri, daha katılımcı bir uluslararası ticaret sisteminin inşa edilmesind -
53.
0tam bin çıktı he. kısır döngü yapmış bkzlerden
-
52.
0meger ne muallak bir adammis
-
51.
0bin *
-
50.
0toplanın yannanlar vasiyetimizi yazıyoruz/#6673091
2. toplanın yannanlar vasiyetimizi yazıyoruz/#6673180
3. toplanın yannanlar vasiyetimizi yazıyoruz/#6673364
4. isminizi okan bayülgen in programında duydum da/#6674313
5. beyler küfür etmiycem ama utanıyorum/#6674788
6. okanın anarşik olduğunu hangi züt uydurdu lan/#6675592
7. bi ekmek alıp geliyorum kaybolmayın binler/#6675769
8. inci sözlük akıllı tasarım mı yoksa evrim/#6676573
9. toplanın yannanlar vasiyetimizi yazıyoruz/#6677323
10. inci yokkene napıyoduk lan biz/#6677520
kendini inciye kabul ettirmeye çalışan, ergen bir ezik. -
49.
0kukulu kızın kukusuTümünü Göster
memo fik doğrusunda diyar diyar gezerken
toz topraklı yolları tabanıyla ezerken
gezdiği diyarlarda güzel dilberler bulup
şahane damlarına kötlerine fik sokup
arzusunca domaltmak hayali kuruyordu
sık sık otuzbir için molaya duruyordu
yine durdu bir ara, semayı seyre daldı
dam hayali kurarak fiki eline aldı
attırırken sarsıldı heyecanından o an
bin güvercin uçuştu yaslandığı ağaçtan
memo kuşlara bakıp iç çekti derin derin
dedi kendi kendine "dam ürkek bir güvercin,
az yanaşsam hemencik kanatlanıp uçuyor,
değil fike tünemek, kafasına sıçıyor!.."
o böyle söylenince bütün kuşlar dağıldı
yalnızca bir tanesi süzülerek alçaldı
pır pır ederek kondu barrağının başına
sakin huylu memo'yu çevirerek şaşkına
kuşa çok benzese de kuş muş değildi fakat
bildiğimiz damcıktı kanatlı bu mahlukat
memo dedi "herhalde sen benim kısmetimsin
kendini fiktirmeden söyle bana sen kimsin?.."
kanatlı dam bir süre ses çıkarmadan sustu
sonra ötermiş gibi cıvıl cıvıl konuştu:
"kendimi fiktirmeyi nasıl isterim bilsen
lakin yapmamam için var malesef bir neden
eğer zamanın varsa, tanıtırken kendimi
anlatayım da dinle hüzünlü hikayemi
eskiden bir kız vardı, çok severdi barrağı
i̇smi kukulukız'dı, kukusu tek varlığı
her önüne gelene kukuyu fiktirirdi
her fiki tereddütsüz, kukuya ittirirdi
ona fik sokan herkes kukusuna bayıldı
kukusunun şöhreti kırk diyara yayıldı
bir gün kırk iki dağın ardından bir cin çıktı
bu çirkin korkunç cinin tek arzusu damcıktı
bir anda dağlar aşıp kızın yanına geldi
kukulukız'ın damı o an kuruyuverdi
'domal ben de fikeyim' dedi korkutucu cin
'geldim buraya kadar sana fik sokmak için'
lakin dam kurumuştu cinin çirkinliğinden
fikilmek gelmiyordu damcığın hiç içinden
yine de kız korkudan domaldı yavaş yavaş
titrekçe fısıldadı: 'tut barrağını, yanaş'
cin kıllı avucunu donuna soktuysa da
tutamadı fikini, bakakaldı kukuya
domalık kötte kuku şöyle bir kıpırdandı
kuş oldu kanatlandı, uçarak havalandı
kukulukız çaresiz boyun eğmişti cine
amma kukunun yoktu tahammülü fikine
dam kuş olup kaçınca cin öfkeden kudurdu
geçti kukusuz kızın karşısına oturdu
dedi 'madem sen benden kukunu esirgedin
herkese fiktirdiğin ddıbını fiktirmedin
o halde artık kimse fikemesin kukunu
senden haber kesilsin unutsunlar kokunu
bundan sonra damından daim ayrı olasın
fikfik seni bulmasın fikten ayrı kalasın'
cin bunları söyledi ortalıktan yok oldu
ayak bastığı yerde bir kule peydah oldu
bu kulede ne kapı ne de pencere vardı
boyu desen nerdeyse beş yüz arşın kadardı
kızcağız hapis kaldı kulenin külahında
göremedi gün yüzü sonraki hayatında
nice yiğit er kişi kuleye tırmandılar
'hey, kukulu! kukulu!' diyerek bağırdılar
külahın derunundan duyuldu bazen bir ses
'kukumu istiyorum' diyen zayıf bir nefes
ve lakin hiç birisi muvaffak olamadı
kızı çıkarmak için bir delik bulamadı
i̇şte ben bu öyküde bahsi geçen kukuyum
korkudan üzüntüden halen bak kupkuruyum
kukulukız kukusuz, kukusu ise susuz
barrak yolu gözleriz tamamiyle umutsuz... "
memo sordu "hey kuku, bu dev kule nerdedir?"
kuku dedi "çimenlik çift tepeli yerdedir"
memo sordu "hey kuku, o cinden kurtarırsam
memo'ya da kukuyu fiktirirsin sanırsam?"
kuku dedi "bir kurtar beni cinden kuleden
ondan sonra bırakma sakın beni fikmeden
her kim kukulukız'ı kukuya kavuşturur
fikini dama sokar memeyi ovuşturur
kukulukız hazırken zaten her türlü fike
kurtaran kişi doymaz kukudan fike fike
lakin kolay iş sanma kızı ordan kurtarmak
işten bile değildir bu yolda mefta olmak... "
memo dedi "gidelim, biz kuleye varalım
kukulu bir kız varsa fikimizi banalım"
damcık kanat çırparak havada ilerledi
memo dama bakarak yolunu belirledi
fikfik arzusu ile çabucak yol aldılar
upuzun bir menzile tez vakitte vardılar
ulaştıkları vakit kulenin tam dibine
memo dedi "hey kuku, uç hele gök yüzüne
i̇ncele bir çevreyi yukarıdan bakarak
söyle bana var mıdır etrafta uzun kavak?"
kuku uçup seyretti etrafta ağaçları
dedi "bir yıl uzakta gördüm ben kavakları"
memo yalın ayakla yürüdü tam bir sene
kavaktan yüz dal kesti döndü tekrar geriye
kulenin mevkisine bir yıl sonra varınca
dikti yüz fidan dalı kulenin etrafınca
altı ay uzaktaki dereden su taşıdı
yazın kan ter içinde daşşağını kaşıdı
suladı fidanları tez boy atsınlar diye
ellerini ısıttı kışın sıcak fikiyle
çimenlik tepelere oturup bahar vakti
attırıp çimenlere bol bol otuzbir çekti
kuku onu seyretti hiç bir şey anlamadan
tam sekiz bahar ve yaz geçip gitti aradan
sekizinci sonbahar birazcık sert başladı
dumanlı fırtınalar ortalığı kapladı
hızlı rüzgar estikçe kavaklar sallandılar
eğilip bükülerek kuleye yaslandılar
rüzgarın girdapları kuleyi sarmaladı
kavakların dalları kuleyi tırmaladı
rüzgar bir o taraftan bir bu yandan esince
kavakların dalları birbirine geçince
ağaçlar duvarları her yandan kavradılar
sanırsın ki kuleyi tutup avuçladılar
yekvücut kavaklara adeta kuvvet doldu
kule rüzgar önünde artık zorlanır oldu
memo dedi "hey kuku, git de külaha tüne
yakın artık kavuşman kukulu'nun kötüne"
kuku gidip konunca kulenin külahına
sarsılmaya başladı kule onun altında
kuku ne olduğunu henüz anlıyamadan
atmıklar boşandılar kulenin kafasından
koskocaman dev kule oluk oluk attırdı
cümle çevre ormanı atmık ilen batırdı
barrak gibi kulenin attırışı bitince
beş yüz arşınlık boyu bir arşına inince
ortada bir kız kaldı atmıklara bulanmış
ayrı olan kukusu damcığına yamanmış
bir de cin çimenlerde uzanmış yatıyordu
attırış sonrasında anlamsız bakıyordu
kukulukız dedi ki "şimdi gördüm herşeyi
ancak anlayabildim kuledeki gerçeği
çimenlik ikiz tepe cinin daşşaklarıymış
hapsolduğum şu kule onun dev barrağıymış
ne mutludur ki bana esaretten kurtuldum
artık pek nemli olan kukuma da kavuştum!.."
memo dedi "kukulu, kukun bana söz verdi
'beni kurtarır isen fikersin beni' derdi"
kukulukız memo'yu hiç işitmedi bile
meşguldü çirkin cinin iri barrağı ile
bir yandan dev barrağa durmuş domalıyordu
bir yandan da seslice şöyle bağrınıyordu:
"çimenlik ikiz tepe cinin daşşaklarıymış!
hapsolduğum şu kule onun dev barrağıymış!
görseydim çirkin cinin şu kocaman fikini
reddetmezdim elbette o vakit fikfikini!
amma halen geç değil, ona hep domalayım!
şu güzelim kukumu hep ona vurdurayım!.."
aşık memo anladı, sözler tutulmayacak
otuzbircinin fiki dama sokulmayacak
uçarı bir kukunun takılıp kanadına
fikfik arzulayarak gelmişti bu diyara
bulduğu fikfik yine başkasının fikfik'i
onun payına düşen otuzbirdir tabi ki
i̇sterdi ki barrağı kanatlı bir fik olsun
uçarak kendisine uçan damcıklar bulsun
böyle böyle düşünüp sıvazladı fikini
cinle kızı seyredip çekti otuzbirini
dedi "memo, bak yine gitmenin vakti geldi
başka yerde otuzbir çekmenin vakti geld -
48.
0güvercinleri sevenler derneğinin yozgat şubesinden kronik bipolar bozukluk hastalığı teşhisi yüzünden atılmıştır.
-
47.
0(bkz: beynimi gibtin be amk)
-
46.
0kafayı yemişssin canem
-
45.
0adam inception filmindeki kısır döngü beyler.
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 04 12 2024
-
bi kız max bu kadar kapalı olmalı
-
mkultravictim31 telefon kulubesindeki
-
kızların pıtığında iki delik varmış
-
canım çok pis kerhane tatlısı çekti
-
bu gün hayatını kaybeden çaycı hüseyin
-
kaderim yolundan şaştı
-
ukrayna valisini iskenceyle oldurmusler
-
komik başlık yok mu kardeş
-
reenkarnasyonla tüm evrenlerde tek tek
-
bigun ecevit bi adam ve obur adam ahiretee
-
pehh yine akşamı ettik pehh 04 12 2024 19 31
-
amım alarm verdi
-
en mutlu anımda bile hüzünlüyüm
-
zaro ağa nın taku üstüne tak olur mu
-
sizin cift hesap kulandinizi bilmiyormuyuz
-
dickforlily denen kadın işleri büyütmüş lan
-
wow girl ifşalıyorum
-
4 aralık 2024
-
memati veledi nerdesin
-
ah eski yazarlar
-
hey gidi inci sözlük geceleri 100 online olduğun
-
çaycı hüseyine ne olmuş lan böyle
-
sozluge sabah giriyom
-
gece gece sözlükte kitap başlığı açıyorum
-
kapatin la bu siteyi
- / 1