1. 1.
    +93 -5
    asgari ücret brüt 837 tl.

    güncel kurla yaklaşık 465 kahpe amerikan doları, ya da 350 eyro..

    gelelim diğer ülkelere;

    Almanya- 1.466 eyro (3.599,76 TL)
    ingiltere- 1.005 siterlin (2.872,69 TL)
    Fransa- 1.365 eyro (3.351,75 TL)
    irlanda- 1.499 eyro (3.680,79 TL)

    bu arada yanlış anlaşılma olmasın, dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biriyiz o yukarıda yazdığım asgari ücreti belirleyen pek gıymatlı devlet büyüklerimize göre.

    ele geçen para net 600 tl civarında beyler. ekmek ise ortalamada 0,75 tl..

    dört kişilik bir aile günde birer ekmek yeseler sadece aylık yemek masrafları 90 tl. bunun kirası var, elektriği var, doğalgazı, odunu, kömürü, yoğurdu, peyniri, çökeleği, telefonu, interneti, toplu taşıması var. var oğlu var...

    şu asgari ücret denen zırvayı hesaplarken her biri ayrı ayrı birer matematik dehası olan pek gıymatlı devlet büyüklerimizin "asgari" kelimesinin anldıbını bilemeyecek kadar türk dilinden uzak olması enteresan değil mi ?

    bütün bunlardan sonra önümüzdeki yıl için aynı dehaların uygun gördüğü artış %3. yazıyla da yüzde üç..

    sadece sigaraya (ki bu örneği fakirin tek eğlencesi olması hasebiyle yanaştım) %40 gibi bir zammı uygun gören zeka abidesi devlet büyüklerimizin o sigarayı alması için işçisinin maaşına yaptığı zammın %3 olması bütün bu anlattıklarımdan daha da enteresan değil mi ?

    boşverin beyler illuminatiyi, boşverin dünya savaşını, kıyamet senaryolarını. dini imanı, allah'ı kitabı boşverin. sağı - solu, komünizmi - faşizmi, demokrasi denilen uygarlık mavrasını boşverin. bu ülke iflah olmaz, eğitim şart diye maval okumaktan vazgeçin.

    açlıktan midesi sırtına yapışmış adama ekmek yerine kitap uzatırsan yüzüne mal mal bakmakta haklı değil mi ?
    ···
  2. 2.
    +5
    sağlık hizmetlerini ücretsiz hale getirdik diyorsunuz, okul kitaplarını devlet veriyor diyorsunuz.

    ulan paralı yapsanız bile milletin canına - okuluna harcayacak parası mı kaldı ?

    kimin aklıyla kimi gibiyorsunuz !?
    ···
  3. 3.
    0
    ASGARi ÜCRETLi 5.5 MiLYON KiŞi, AiLELERiYLE BiRLiKTE 22 MiLYON KiŞi ULUSLARARASI YOKSULLUK SINIRININ DiBiNDE YAŞIYOR.
    ···
  4. 4.
    +4
    ALDIKLARI ASGARi ÜCRET KIYASLANDIĞINDA, 3 TÜRK 1 PORTEKiZLi, 4 TÜRK 1 YUNANLI, 9 TÜRK 1 iRLANDALI, 10 TÜRK 1 FRANSIZ VE 11 TÜRK 1 LÜKSEMBURGLU EDiYOR.

    "bir türk dünyaya bedeldir" beyler, yanlış anlaşılma olmasın...
    ···
  5. 5.
    0
    ASGARI ÜCRETLE ÇALIŞAN BiR iŞÇiNiN 1 KiLO KIYMA ALMAK iÇiN 11,5 SAAT, 1 KiLO PEYNiR ALMAK iÇiN 5,5 SAAT, 1 KiLO ZEYTiN ALMAK iÇiN 4.6 SAAT, 1 LiTRE SÜT ALMAK iÇiN 1 SAAT 9 DAKiKA, 1 EKMEK ALMAK iÇiN 22 DAKiKA ÇALIŞMASI GEREKiYOR..
    ···
  6. 6.
    0
    ulan sayın devlet büyüklerimiz !

    şefaatinizden vazgeçtik bari mezarımızdan taş çalmayın ulan !
    ···
  7. 7.
    +3
    @12 sana bir şey demiyorum, diyemiyorum.

    @11 aynen kardeşim, okuyorum zoruma gidiyor, patlamamak için de getirip buraya yazıyorum. ben de asgari ücretle eleman çalıştırılan bir fabrikayı yönetiyorum beyler. patron maaş günleri bir torba parayı getirip atıyor önümüze, yüzünde o "alın ulan, para bile veriyorum" diye okunan haysiyetsiz ifadeyle. ben ise paraları zarflayıp dağıtırken gözlerine bile bakamıyorum adamlarımın, "eline sağlık" derken kendimi analarına sövmüş hissediyorum..
    ···
  8. 8.
    0
    ayrıca entry - nickçiler için gelsin;

    (bkz: avrupa yakası) (bkz: şahika koçarslanlı) (bkz: bir entryde üç bkz verebilecek kadar yetenekli olmak)
    ···
  9. 9.
    +1
    sadece ücretle gibtikleri yetmiyor beyler, bir de çalışma saatleri faciası var...

    --spoiler--
    Türkiye'de asgari ücretli, çalışma süresi bakımından da dezavantajlı durumda... Çalışma süresi Fransa'da 1.561 saat, Almanya'da 1.666 saat, Norveç'te 1.703 saat, italya'da 1.718 saat, Belçika'da 1.722 saat, ispanya'da 1.743 saat, Yunanistan'da 1.744 saat, Avustralya'da 1.757 saat, isveç'te 1.775 saat, irlanda'da 1.779 saat iken Türkiye'de 2 bin 154 saat... Bir Türk, bir Fransız'dan 593 saat, bir Alman'dan 488 saat, bir Norveçli'den 451 saat, bir italyan'dan 436 saat, bir Belçikalı'dan 432 saat, bir ispanyol'dan 411 saat, bir Yunanistanlı'dan 410 saat, bir Avustralyalı'dan 397 saat, bir isveçli'den 379 saat, bir irlandalı'dan 375 saat daha fazla çalışıyor.
    --spoiler--
    ···
  10. 10.
    0
    @18 gizli ödenekler, katkı payları gibi bir sürü ekstraları var senin bildiğin 12 - 15 binin üstüne gözüm.. biraz araştırmak lazım. gerçeği görmek lazım..
    ···
  11. 11.
    +2
    @20 şu konuda somut olaraksorunları gördükten sonra çözümün halkın bizzat kendisinde olduğunu göremeyen zihniyetine sokuyum gibiyim koyuyum karşim.

    @22 öncelikle @14'te @11'e verdiğim cevaba bir göz atmalısın. bunun dışında sevgili kardeşim, aylık 150 tl işçilik dağıtman gereken bir iş yapıyor ve bu parayı kazanamıyorsan yanında çalıştırdığın zavallı işçiyi emperyalizmin kanlı dişlerinin arasına atmaktansa patron olarak bizzat kendin mücadele etmelisin birazda öyle değil mi ? hükümet dediğin kravatlı vampirler çetesi patron gibi altında son model arabası olan, hükümete maddi manevi her türlü desteğe hazır iş addıbını mı dinler yoksa yıllardır kanını eme eme bitiremediği ve sırtından bir türlü inmek bilmediği zavallı emekçinin mi.. akîl konuşmak lazım gözüm, yemek yediğin uzvundan def-i hacet eylememek lazım.
    ···
  12. 12.
    0
    beyler ilk entry'de uyarmayı unutmuşum, patron haklı, hükümet haklı diyebilecek kadar eşşeğin dıbına su kaçıracak arkadaşları kafalarına hukuk kitapları vura vura gibertirim ona göre yazın ne yazacaksanız mnkym..

    öyle beyefendi konuşuyorum diye, usturuplu dövüşürüm sanmasın kimse yani.

    rastgele.
    ···
  13. 13.
    +1
    @27 ben de öyle diyorum canım karşim. ben değilim sağlık hizmetlerini ücretsiz yaptık diyen, asgari ücreti belirleyen hükümetin üyeleri..
    ···
  14. 14.
    0
    @28, @19'a bir bak gözüm..
    ···
  15. 15.
    +1
    ulan sayın devlet büyüklerimiz !

    şefaatinizden vazgeçtik bari mezarımızdan taş çalmayın ulan !
    ···
  16. 16.
    +2
    2005-2011 YILLARI ARASINDAKi FiYAT ARTIŞ ORANLARI;

    PEYNiR... %265

    SALÇA... %243

    KOYUN ETi... %233

    YUMURTA... %93

    TÜPGAZ... %88,

    MAZOT... %78

    EKMEK... %77

    ELEKTRiK... %65

    ÇAY... %56

    asgari ücrete yapılan zam %3...
    ···
  17. 17.
    0
    @34'e de kulak verin beyler
    ···
  18. 18.
    0
    @38 senin cevabın @15'te gözüm.
    ···
  19. 19.
    +1
    ALDIKLARI ASGARi ÜCRET KIYASLANDIĞINDA, 3 TÜRK 1 PORTEKiZLi, 4 TÜRK 1 YUNANLI, 9 TÜRK 1 iRLANDALI, 10 TÜRK 1 FRANSIZ VE 11 TÜRK 1 LÜKSEMBURGLU EDiYOR.

    "bir türk dünyaya bedeldir" beyler, yanlış anlaşılma olmasın...
    ···
  20. 20.
    +4
    şimdi beyler, çözüm nedir diye soranlara -daha önce bu başlık altında da belirttim ama- öncelikle şunu hatırlatmak istiyorum;

    zat-ı alim de endüstriyel bir kuruluşun yönetiminde yer almak sureti ile emperyalizmin kanlı çarklarının arasındaki hayatına devam eden bir virane olmakla birlikte, yanımda en durağan dönemimizde +35 asgari ücretli personel istihdam ediyorum.

    ben ekonomist, mühendis, finans uzmanı felan değilim ancak klagib ticari mantaliteden hareketle şunu söyleyebilirim; bir işi yapabiliyorsan yaparsın. kendi fabrikamızdan örnek vereyim, toplamda 35 kişiyi belli bir hayat standardını muhafaza ederek yaşatacak kadar para kazanan bir iş yapmıyorsan kapatırsın. yani gelirin giderine yetmiyorsa sırf bu dengeyi sağlamak için jipine koyduğun yakıttan, yazlıkta poker partilerinde harcadığın paradan taviz vermektense yanında çalışan emekçinin hakkını gasp ediyorsan ticaret yapmıyorsun insana zulüm ediyorsun demektir.

    hal böyleyken işi biraz daha genişlemesine ele alıp düşünecek olursak bu dıbına koduğumun hükümeti özel sektör çalışanlarına, beden emekçilerine, kadın kölelere haklarını verdirmeyi başaramıyorsa bu devletin başında durmalarının ne manası var.

    madem bu ülkede endüstriyel anlamda işçi sömürülmeden kazanç sağlanamıyor bu avradını gibtiğimin para babası patronlarının garajlarında duran yüzbinlerce dolarlık arabalar, alayı da deniz manzaralı ultra lüks daireler nasıl elde ediliyor.

    ben işin içindeki adamım beyler, uzaktan seyrederek atıp tutmuyorum. benim patronum her 100 bin lirada 35 bin lirayı net bir şekilde kasasına indiriyor. ayda kaç tane 100 bin lira kazandığını söylemeyeyim, aklınız oynamasın.

    işçilerin normalde çalışması gereken süre sekiz saat. gece vardiyası için daha düşük. bu saatlerin üzerine çıkıldığında saat ücretinin iki katını vermesi gerekiyor ancak iki vardiya olarak çalışılan bu şletmede gündüz vardiyası 11 saat gece vardiyası ise 14 saat sürüyor. gündüz vardiyasında çalışan adamlar gece vardiyası ile aralarındaki günlü üçer saat farkı kapatabilmek için hafta sonu da çalışmaya zorlanıyor. ve bütün bunlar artık herhangi bir ücret ödenmeden yapılıyor. yani aylık 600 lira civarında bir paraya.

    saat ücretinin iki katı olması gereken fazla mesai ücretleri saat ücretinin yarısı olarak hesaplanıyor. anlayacağınız bütün ay boyunca her hafta sonu da fazla mesai yapmak koşuluyla çalışan işçinin ayda eline geçen para maksimum 750 - 800 lira civarında. ocak - haziran arası fazla mesai yapacak kadar siparişimiz olsa da hazirandan sonra bir dahaki yılbaşına kadar % 40'lara kadar düşüyor bu kapasite. işçilerin büyük kısmına ücretsiz izinler veriliyor, başka sezonluk işlerde çalışmaya zorlanıyor. bu arada işçiye ödenmesi gereken bu ücretlerin tamamı patron efendinin o ay gibeceği yeni huurların parfümlerine, kuaförlerine, arabasına yaptırmayı planladığı yeni modifiye parçalara, binlerinin özel ders aldığı hocalara harcanıyor.

    bu noktada şunu hatırlatmak isterim, benim kimsenin varlığıyla, zenginliğiyle işim olmaz, gözüm yok. kesip attığım tırnakla bunun gibi dört patron satınalırım, burası ayrı konu. ancak özellikle vurgulamak istediğim nokta şu, bu kadar lüks içinde olmaktansa bu lükse harcadığı miktarın küçücük bir kısmını (mesela aylık ikişer yüz liradan maksimum 6 - 7 bin lira gibi bir parayı) işçilerine gayet rahat ödeyebilir ve bu onu zerre kadar sarsmaz.

    ayrıca yine vurgulamak isterim ki 97'den beri içinde bulunduğum bu endüstri ortamında hiçbir işletmede farklı bir durum görmedim. ofis çalışanlarını ayrı, beden emekçilerini ayrı, kadın köleleri ayrı sömüren ve ulaşılmaz birer yıldızda yaşayan huur evladı patronlar bir yanda, önceki saydığım üç zavallı grup başka bir yanda.

    son sözümü yine pek gıymatlı devlet büyüklerimize ithaf ederek bitirmek istiyorum;

    sen de bu ülkenin yöneticisiysen zaten altında son model arabası olan, çocukları özel okullarda okuyan, lüks villalarda yaşayan para babası huur evladı patronları kollayıp gözeteceğine bu şerefsizlerin zulmü altında inim inim inleyen gerçek vatandaşını kollayıp gözeteceksin. bu emekçiler olmadan o patronlar yok, dolayısıyla o patronlar olmadan sen de yoksun.

    "halklar hak ettikleri gibi yönetilirler" mavrasının ardına sığınıp atıp tutacak arkadaşlara da şimdiden söyleyeyim; bu milleti hem kendi yasa ve yasaklarınla yıllardır bilinçlenmeye karşı deliler gibi uzak tutup hem de bu cehaletten istifade ederek sırtından inmeyen hükümetlerin sonucu ortada beyler.

    bu dünyada hiçbir insan hiçbir diğer insandan sosyolojik olarak üstün değildir. zeka farkı olabilir, karakterler farklı olabilir, kimisi daha kuvvetli kimisi daha güçsüz olabilir ama insan insandır ve her şeye rağmen insanca, hakça yaşamayı hak ediyordur. hükümetlerin görevi de bu dengeyi sağlayıp devletini oluşturan insanların refah seviyesini en azından "insanca" yaşayabilecekleri bir standartta tutmaktır.

    bunu yapabiliyorsan işine devam edersin yok yapamıyorsan ya efendi efendi gibtir olur o makamdan gidersin ya da bir gün mutlaka ama mutlaka devran döner ve mızrak çuvala girer kardeşim !

    kendi halkını hak ölçütü çerçevesinde yönetmekten aciz burjuva hükümet kahrolsun !

    iradesini, gücünü zayıf olanı daha da fazla ezmek için kullanan bütün idareler kahrolsun !

    hakça, eşit ve özgür bir hayatı kendi halkına fazla gören yönetimler kahrolsun !

    bu dünyada "kötü" olan ne varsa dıbına koyayım, öz babam kötüyse onun da dıbına koyayım !
    Tümünü Göster
    ···