mature hikayemi anlatıyorum piçler

rezervleri alın

5 entrye başlar, aynen devam eder... sabunları hazırlayın

up up up

sex hayatıma level atlatan kadının hikayesi... not alarak dinleyeceğiniz ibretlik bir hikaye...

o zamanlar (sene 2002) ben 25 yaşında idim, kendileri de 50. adı şermin. ortopedi doktoru. son derece femme fatale, avrupalarda doktorluk yapmış, 2 evlilik geçirmiş, 3 dil bilen, hayal gücü ve yaşam coşkusu derya deniz bir kadın

o sıralar aşık olduğum kız tarafından terkedilmiş ve internet aleminde am peşinde evliya olmuştum. arkadas.com vardı o zamanlar (liseliler bilmez) şimdiki siberalem in tahtında idi. çok ekmeğini yemişliğim vardır.

@9 caps versem dibin düşer emin ol

ncelikle şermini tarif edeyim: şermin türk-alman melezi, iyi bir kolej+ türkiyenin en yüksek tıp fakültesini dereceyle bitirmiş, genç yarak hastası, kemancı da buddha da takılan hayat dolu bir kadın. orta boylu, vazo gibi bir vücudu olan, kaymak gibi beyaz tenli, yeşil gözlü, fazla iri memeli (silikon) hiperaktif bir kadın

benden önceki ve benden sonraki bütün sevgili portföyü max 25 yaş. erkekte para pul iş güç aramayan. sağlam tokmak beklentisi ve yüksek geyik kapasitesi arayan biri.

neyse binler... arkadas.com da yazışıp tanıştık, yaşını 36 olarak lanse etmişti (ve tanıştığımızda bunu yemiştim) gerçek yaşını 15-20 gün sonra muayenehanesinde duvarda asılı olan diplomasından tesbit ettim

yazışma safhasında fazla atraksiyonlu bir durum olmadığından direkt buluşma sahnesine geçiyorum

o zamanlar fakir bir bin olduğumdan ötürü halk otobüsü marifetiyle istinye sahildeki otobüs durağına kadar gittim ve cep telefonum elimde aval aval beklemeye koyuldum

telefonumun çalması ve şerminin kırmızı bmw si ile önümde fren yapması eş zamanlı gerçekleşti

arbanın camından bana gülümseyen kadını görünce kalbim yerinden fırladı amk... çiçek gibi bir yüz, pespembe dudaklar, anlayışlı sevecen bir bakış... elim ayağım kesildi

kem küm merhaba derken bindim arabasına. yaz ayları, üzerinde sarkık bir beyaz tişört altında ince emprime kumaştan diz üstü bir etek var çiçekli falan... baldır bacak adeta kaymak...

yok mu lan okuyan şizoya bağlatmayın

okumanıza değecek bir anektod olarak, ilerleyen sayfalarda bu kadının 5. postada kalkmayan gibimi nasıl bir tıbbi teknikle kadırdığını anlatacağım

neyse... webdeki yazışmamızın vermiş olduğu sınırlı tanışıklık dahilinde havadan sudan konuştuk biraz. ben çok tutuk ve mahçup kalıyordum onun şen şakrak hayat dolu halleri yanında. elini uzatıp yanındaki gözden sakız kurusu çıkardı. attı ağzına bir tane çiğnemeye başladı. ben de istedim. ve ilk şovunu yaptı

sıkışık trafikte dur kalk giderken, "bana da versene" deyip sakız istedim ve hali hazırda sakız çiğnerken bana dönüp gülümsedi, hiç bir şey söylemeden öylece gülümsüyordu kocaman... yüzünü yüzüme yaklaştırdı. ben heyecandan gebermek üzereyken nefesini yüzümde hissetmeye başlayınca gözlerimi kapattım, önce dudakları değdi ıslak ve çilek kokulu, sonra dili değdi sulu sulu ve dilini usulca soktu ağzımdan içeri ve ben emmeye başladım. rüya alemine soktu beni birden bire. levent te trafiğin orta yerinde bana yaşattığı o sinemasal tadı hiç unutamıyorum. ben dilini dudaklarını emmeye başlamışken, diliyle itti sakızı azğıma ve kafasını geri çekti. ben şok olmuştum, sarılmak için uzattığım kollarım havada kaldı. ve bu halimi göründe bastı kahkahayı. "ne oldu ki, istediğin sakız değil miyidi" diye başını geriye atarak kahkahalar attı saniyelerce...

hiç beklemediğim bir dönemde, hayatımda hiç tanımadığım kadar ciksi ve gibişken bir kadının kucağında bulduğumu o an farkettim