1. 1.
    0
    sözlükte matrix'te geçirdiğim günler'i okuyunca taze anılarım depreşti.. üç beş karalayayım. sene 98, sıcak bir yaz akşamı. bilgisayara ters slaşlı formatı yeni atmışım, 15 inç vestel monitör. hava da kaynıyor arkadaş, kazaa'dan oyun çekerken uyuyakalmışım öyle masanın başında.

    artık kaç saat geçti bilemiyorum bir şey mi dürttü biri mi seslendi uyanıverdim ki ekranda "tak tak neo" yazıyor.

    "lan noluyor" diye yazayım istedim yok, koduuğumun klavyesi gene kilitlendi, tek bir şey yazmıyor. enter'a bastım, yok çalışmıyor. derken ekranda "pyz tavş" yazdı.

    bu ne lan diye anlam vermeye çalışırken "byez tavşanıakib et" belirdi. bir halt anlamadım, paso enter'a abanıyorum ama var ya nasıl. bilgisayarı hackliyorlar diye aklım gitti. içerde de bizimkiler uyuyor, 56k modem sesini yorganla bastırmışım, attım kasaya yorganı, modem bağlantı sesi gidiyor o zaman. "bi yazamadım aq klavyesi" yazısı belirdi ekranda, hemen kasanın fişi çektim, atx kasa var ya yansa içim gider. o sırada evin telefonu çaldı. küfrede küfrede koştum açtım millet uyanmadan.

    "beyaz davşanı takip et lan a... koduum" diye küfre girişti karşıdaki. "davşana bacaam girsin kimsin lan sen" diye kükredim. telefondaki ses "ne kapatıyon lan bilgisayarı züt!" diye bağırdı. "gibtir" dedim, kapattım ahizeyi.

    geri odaya döndüm, sinir küpüyüm. baldur's gate gitti ona yanıyorum...

    derken kapının ziliyle irkildim..
    ···
  1. 2.
    0
    vay amk
    ···
  2. 3.
    -1
    matrixe türkler giremiyo ki amk
    ···
  3. 4.
    0
    matrix de bana giriyordu o senelerde oyşh
    ···
  4. 5.
    0
    sağ ayakla girseydin uğursuzluk olur bak
    ···
  5. 6.
    0
    anlat panpa
    ···
  6. 7.
    0
    anlat amk anlat
    ···
  7. 8.
    0
    sonra kapıyı açtın bi baktın karşında kel iri kıyım bi dallama değil mi panpa.
    ···
  8. 9.
    0
    bizimkiler uyanmadan kapıyı açtım, zifri karanlık. merdinen ışıkları kapalı, kim o diye üç dört seslendim, kimse yok. derken zil tekrar çaldı, koduumun herifi aşağıdan zile basıyor. otomata bastım kim o diye seslendim, "aga ben arif aşşa gel saffetin yerinde iki el dabıl dragon atalım" dedi. "lan gerizekalı" diye seslendim, "evdekiler uyuyor, bekle kotu giyip geliyorum"

    indi aşşa, baktım arif orada, yanında da dershaneden arkadaşı tuğçe var. "aga gel dabıl çekelim" dedi "lan oğlum sittirtme dabılını zaten kafam bozuk, siz gidin" dedim. derken gözüm tuğçe'ye gitti. üzerinde de bi tişört var, beyaz davşanlar ayıcıklar falan. "sittiğimin davşanı" diye tam sövecekken tuğçe bana göz kırptı, arif'e belli etmeden parmağı ile gel gel işareti yaptı.

    dedim aha kız yollu, bu fırsat kaçmaz belki iş düşer "tamam lan arif geliyorum" dedim, atladık bunun murat'a saffet abi'nin atari tükkanına gittik. yol boyunca tuğçe'yi kestim yan aynadan ama pas vermedi, belki atari salonunda bir vukat olur diye umudumu yitirmedim.

    gittik salona, dabıl dragona geçtik attık dört jeton, yapay zekanın eline veriyoruz, bir yandan da tuğçe'ye artistlik yapacam diye özel hareketler, dirsek falan alttan alta da arif'e laf sokuyorum oğlum pıçağı al ordan, adam geriden geliyor, yukarı çık lan yukarı diye. tam o sırada omzumda bir el hissettim, döndüm baktım kara kuru bir kız, kalın da gözlükleri var, "gel" diye fısıldadı.

    zaten tuğçe'den umudum yok, arif'e "iki dakka idare et" dedim, "bölümü geçiyim mi abi geçiyim mi abi" diyen veletlere makineyi bırakıp kara kızı takip ettim.

    atari salonunun bir köşesine çekti bu beni "napıyon burada lan dallama iki saatte zor buldum seni" dedi. "noluyor lan sen kimsin" dememe kalmadan "ben tiriniti" dedi bu. "tiriniti.. angela tiriniti mi hani şu ciks kasetleri emule'ye düşen tenisçi?" dedim "sittir lan abazan" diye kızdı bu "niye atari salonuna geldin züt, beyaz davşanı takip et demedim mi sana?" diye çıkıştı. lan bazı kızlara da küfür hiç yakışmıyor yani.. "ettim işte ondan buraya geldim ama davşan bana yüz vermiyor" dedim.

    suratıma bir tokat patlattı "lan beyaz davşan sokağın aşşağsındaki kumrucunun adı" diye kükredi. "ne vuruyon" diye içerledim.

    "tüm sorularının cevabını alacaksın" dedi bu. "cindi kravfort kime veriyordur?" dedim, ana avrat sövdü bu bana. "koduumun morfehusu.." diye küfrede küfrede çıktı gitti, ben de eve döndüm.
    Tümünü Göster
    ···
  9. 10.
    0
    ertesi gün işe geç kaldım bu olanlar yüzünden, zaten patronun yüzü beş karış, verdiği de para olsa hani. üç kuruşa sabah akşam çalış. girdim ofise, ofisim de var yani biz de az değiliz yani muhasebeden iyi anlarım, o derece, baktım yerde bir zarf. "anaskim şarbon mu lan bu" diye panikledim, o dönem de şarbon moda, herkes birbirine şarbonlu kart atıyor "kabil'den sevgilerle" falan diye.

    ayak ucumla bir iki tepikledim, baktım bişi olmuyor. aldım zarfı, biraz da ağır, tuvalete zütürdüm, suyun altına tuttum temizlensin diye. bomba momba vardır neme lazım çaycı seyfettin'i çağırdım, aç la şunu diye. açtı bu mal hemen, içinde nokia çıktı bir tane, kapaklı son model. ama var ya nasıl tırstım anasını avradını rüşvetse bu seyfettin herkese yayar, cebine bi yirmi milyon sıkıştırdım, git bi çay koy dedim, çıktı bu.

    aldım telefonu, koduumun bildiğin eminönü ikinci el, kaçak. bir de sim kart var, bir kağıtta da telefon numarası. sittiret kağıdı, taktım simi, çalışıyor, beleş telefon olm daha ne, kim nerden bulmuş cebi.

    koydum bunu arka cebime, yarısı dışarda, binada tur atıyorum millet nasıl bakıyor var ya resmen telefonum var. arada evi arıyor gibi falan yapıyorum "anne akşam iş biraz uzayacak galiba" falan, resmen zengin binler gibiyim.

    derken telefon çaldı anasını satam bozuk şiveli biri "niye aramıyon lan dümbük" diye sövdü. "sen kimsin lan" dedim "telefonu ben verdim, ben mörfehus" dedi bu. "aga bu telefonu amcaoğlu almanyadan getirdi yanlışın var" dedim, telefona konacak godoş, seyfettin yetiştirmiş belli.

    "peşindeler dikkatli ol" dedi bu. "sittirtmeyin lan sülaleni senden mi korkacam, kaç kişi gelirseniz gelin lan" dedim. "lan iki dakka dinle, peşindeler diyorum" dedi bu, "biz aşiretiz lan!" dedim, kapattım telefonu yüzüne sinirle.

    elim ayağım titriyor nasıl var ya hemen çıktım ofisten bi soğuk soda içeyim iyi gelir diye, camdan markete bakim dedim açık mı, karşıda üç takım elbiseli adam güvenliğe bir şey soruyor gözüme ilişti. sonra kafayı kaldırıp bana baktılar, anaskim...
    ···
  10. 11.
    0
    yolla panpa
    ···
  11. 12.
    0
    anlat, güzelmi oralar
    ···
  12. 13.
    0
    önlerden rezerve, bu bin iyi yazıyo.
    ···
  13. 14.
    0
    reserve
    ···
  14. 15.
    0
    önlerden yer kapalım
    ···
  15. 16.
    0
    önlerden yer kapalım hemen RESERVED
    ···
  16. 17.
    0
    kesin dedim tefeci kazım'ın adamları bunlar, gibertecekler belamı. iki milyar para aldım üç ayda dört milyar oldu. topuğumu sıkacaklar, zütüme kadar terledim. geri ofise kaçtım, baktım mörfehus arıyor ödemeli. "aga şimdi çok meşgulüm sonra konuşalım" dedim, bu hala "adamlardan kurtulmak istiyorsan pencereye çık" diyor bana. "sittir lan maytap mı geçiyorsunuz benle" dedim "hüseyin abi sen misin? tanıdım la valla sensin hadi yeter uzatma" dediysem de dinletemedim, anca "pencereye çık pencereye çık". bu arada tefeci kazım'ın adamları da bizim binaya girmişler "o şerefsiz nerede sekertecez belasını" diye bağıra bağıra sesleri geliyor. kapıyı kitledim, pencereyi açtım, üç kulhu okuyup çıktım dışarı. o sırada benim kapı da vurulmaya başladı "aç lan şerefsiz" diye.

    telefona sarıldım "mörfehus aga takunu yiyim yardım et çıktım pencereye napcam şimdi" diye. "karşıda bi vinç var ona atla" dedi bu. yok öyle bir şey anasını satayım, göremedim. "vinç minç yok ne vinci" dedim, "leonardo da vinci" deyip pis pis güldü bu. "lan sokturtma esprine belamı sitecekler" diye sövdüm buna. "hacı çok yazdı kapatmam lazım, akşama görüşürüz" deyip suratıma kapattı. geri aradım, aradığım aboneye ulaşılamıyor. söve söve odaya döndüm, bari kazım abiyle aramı belki yaparım diye kapıyı açtım...

    "oo hacı naber ya" demeden kafaya bi yumruk salladı bu ipneler. arabada uyandım, bir yere zütürüyorlar. "kazım abinin borcunu ödeyecektim lan yeni mi tuttu kazım abi sizi takımı gözlüğü takınca adam mı oluyorsunuz lan onun bunun çocukları" diye sövdüm, sanırım küfre çok kızdılar, biri pantolonumun kemeri çözmeye başladı. "abi sitmeyin abi delikanlı adamım yapmayın abi lalelide on numara hatunlar biliyorum abi takunuzu yiyeyim" dediysem de dinlemedi şerefsiz. züt gitti diye korkarken bu pantolonumu gömleğimi sıyırdı göbeğimi açtı, bi hortum dayadı. "napıyonuz lan" demeye kalmadan sülük attılar hortumdan bi tane.

    "amcaoğlunun alanyada pansiyon oteli var orada havuzda var ya aynen bu sülük gibi şifa dağıtıyorlar" demeye kalmadan göbekten içeri girdi hayvan. "ananızı sitim napıyorsunuz lan bırakın beni" derken abi kabusmuş evde uyandım kan ter içerisinde. abim de yan ranzada yatıyor çok pis sövdü "noluyor lan gece gece yat lan geri" diye. rüyaymış ırzını sittiğimin deyip geri düştüm yatağa.

    ama ertesi gün olacaklardan haberim yoktu..
    Tümünü Göster
    ···
  17. 18.
    0
    babanı zikim ya halimi görmen lazım ahahah anlat pic
    ···
  18. 19.
    0
    uyku tutmadı, sabaha kadar dön dön. mideyi de bozmuşum, gürül gürül. saat yedi gibi "bakkala ekmek almaya gidiyorum" diye çıktım evden, sigara içmek için. peder beyin haberi yok, bilse iflahımı sıkar. markete doğru gidiyordum ki yanımda siyah bir ford taunus durdu. noluyor demeye kalmadan kapıyı açıp içeri çektiler beni. otomatiğe bağlamışım "abi valla borcu ödeyecem söz abi bak ayağını öpeyim" derken yavaş yavaş görüntü belirdi, karşımda siyah kara bir adam, parıl parıl, mübarek yüzlü biri. "ben mörfehus" dedi bu. "hacı bırakın beni gideyim bak sen mübarek bir abiye benziyorsun yol ver gideyim" dedim, oralı olmadı.

    diğer yanda da tiriniti var, kolumdan bacağımdan yapıştılar. gene benim pantolonu soymaya başladı bunlar. dedim bu sefer kurtuluş yok kesin sitecekler. zenci de var hazır. midem gürül gürül ama var ya, stresten korkudan iyice coştu. derken arabayı bir koku aldı, elimi kolumu bıraktılar. "naptın lan" dedi tiriniti, ama nasıl salmışım var ya patır patır paçalardan böyle. araba hep mundar oldu.

    çektiler arsa kenarına, çalıların arasına bıraktım artık içimde ne varsa puding kıvamında. doğrulacam anaskim takun püsürün arasında kımıl kımıl bir şey. bağırsak kurdu gibi, biraz irice. mörfahus geldi "çıktı mı" diye sordu "sarsıla sarsıla" dedim, bağırsaklarım ferahladı. "gel seninle işimiz var" dedi bu "usta bi çorbacıya gitsek? midem ekşidi varsa bi ekmek yoğurt o da olur" dedim, kolumdan tuttuğu gibi arabaya attılar.

    bağcılarda bi depoda durduk, içeri girdik ama var ya virana bir bina. iki de koltuk atmışlar deriden içeri, belli tahtakale malı. "dayıoğlu bunun toptancılığını yaptı bir ara" diyerek geçtim oturdum, sağda ayna var, oradan da tirinitiyi kesiyorum, mörfehus da karşıma geçti. "tüm sorularına cevap alacaksın" dedi. "tuğçe bana nasıl verir, ne yapayım?" dedim. "hocu kız meselesi dedin mi orda duracan" dedi bu. tuğçe'nin yaşını falan sordu, işte dedim bu bazen arifle takılıyor, bana iş atar gibi ama yanaşamıyorum falan. genç adamsın daha iyisini bulursun dedi bu, yok aga çevrede iyi hatun yok anca bunlar dedim. sende var mı dedim kız olayı, ya sorma bi hatun vardı beraber takılıyorduk, sonra makam mevki uğruna bıraktı beni dedi. karı kısmı yapar dedim, para kimdeyse ona s... derken "laannn" diye kükredi bu, "sktirtme tuğçeyi dağıtma konuyu" diye bağırdı. "aga ne bağırıyon, hoşlanmıyorsan açmayız o konuyu" dedim. "belli ki yaran var, konuşmazsan nasıl halledecez" dedim.

    iki büyük kapsül çıkardı bu, mavi ve kırmızı. "seç birini" dedi. böyle kalın, uzun şeyler. "aga ben fitil kullanmam, erkek adama yakışmaz. zaten mala da tövbeliyim, kullanmıyorum, ama afgan malıysa etilerde iyi fiyata okutabiliriz, arkadaşlar var ayarlarım" dedim.

    "sus lan çemçük ağızlı" diye kızdı gene bu, asabi adam. "hacı adamsın belli, yakışıyor mu" dedim. "maviyi seçersen eve dönersin, yalanlarından ibaret hayatına devam edersin. kırmızı hapı seçersen uyanacaksın, tüm sorularının cevabını alacaksın" dedi. "aga dedim bana anlayabileceğim dilden anlat". "maviyi seçersen tefeci kazımın adamları yarına kalmaz domaltıp skerler seni, kırmızıyı seçersen yoluna bakarsın" dedi bu. aldım kırmızıyı "hocu varsa bi bardak soğuk su getirsene" dedim tirinitiye. "zıkkım iç" diye söylenerek gitti getirdi bu. attım hapı, vurdum suyu. lan birden ayna oynadı mı ne. "gördünüz mü lan" dedim, baktım ayna dönüyor böyle girdap gibi. "ne verdiniz lan bana iyi kafa yapıyor ehe ehe" diye gülerken ayna iyice saçmaladı, ben de şekil değiştirir oldum, böyle kafam bi değişti, at kafası oldu. "laaaan sktiiir" diye elle kapatayıp dedim aynayı, triniti görmesin diye aynadan böyle pis bir sıvı elime bulaştı, koluma yayıldı. "insan şunu bir temizler" derken bayılmışım...
    Tümünü Göster
    ···
  19. 20.
    0
    reserrrr
    ···