1. 130.
    0
    Kader filmi ile bağlantı zeki demirkubuz filmi.

    - benim ulan bu benim ortağımısın puşt
    ···
  2. 129.
    0
    Zagor ananı gibeyim ccC Bekir Reis ccC
    ···
  3. 128.
    0
    Çok yakışıyor bazı insanlara
    ···
  4. 127.
    0
    izlemeyeni gibiyolar
    ···
  5. 126.
    0
    izleyeli çok oldu bu filmi aklımdan çıkmayan sahneleri var
    ···
  6. 125.
    0
    Güzel filmdi
    ···
  7. 124.
    0
    nasıl bi dram ulan pgiboloji bozar. kader de bunu devam filmi. olayların başını anlatıyor
    ···
  8. 123.
    0
    2.ci gemide ya çok iyi film amk
    ···
  9. 122.
    0
    Gelmiş geçmiş en iyi türk filmi
    ···
  10. 121.
    0
    Anlamadığım nokta neden 97 yapımı film 2015'te TV'de ilk kez gösterilir?
    ···
  11. 120.
    0
    bu filme haluk bilginerin ölümünden sonra devam eden açık ve net fakir oç dur
    ···
  12. 119.
    +1 -7
    her tarafından amatörlük fışkıran gibtiritaktan arabesk bir film.

    edit: yuh dıbına koyim bi baktım da ne kadar çok beğeneni varmış, cibiliyetini gibtiğimin kültürsüz varoş köpekleri.
    ···
  13. 118.
    +1
    izmirin dışşardan gozukmyen tum pisliğinin donduğu basmane oteller sokağında çekilen filmin her tarafından çaresizlik akan bi kevaşenin etrafında dolaşan bi kaybedenin oykusu adamın dıbına koyar
    ···
  14. 117.
    0
    @118 bana şu filmi savunma kötü filan demiyoruz. Sadece osuruklu bir karı olan derya alaboranın peşinde hsls köprk olması mantıksızlık. bu filmi defalarca izledim, keza kader i de ve çokca tahlilini düşündüm.

    ekleme:liseli anandır
    ···
  15. 116.
    0
    @117 liseli salak salak konuşma

    kancık köpek gibi peşinde geziyo diyo amkun sen nasıl geziyosun
    ···
  16. 115.
    -2
    orrrrospuuu hahhaha güzel film ama bekir bildiğin boynuzlu geyik amk. sevdiysen gebert gitsin orrrospuyu ne geziyon yavşak. Bu arada kader filmini izlemeden bu film tamamlanmıyor emin olun. Ama çok boş sahne var amk bu sanat filan da değil zeki demirkabız efendi.
    ···
  17. 114.
    0
    on numara beş yıldız film
    ···
  18. 113.
    0
    sevmeye tövbe ettiren film . filmden çıkan sonuç sadece bu değil elbette
    ···
  19. 112.
    +2
    uğur:hasta mısın?
    uğur:hasta mısın diye sordum.
    yusuf:hayır.
    uğur:bir derdin mi var?
    yusuf:yok.
    uğur:öyleyse nedir bu halin?
    yusuf:yok bir şey.
    uğur:iyi o zaman.
    yusuf:abla!...
    yusuf:abla gidelim buradan.
    uğur:nereye?
    yusuf:sana bir şey olacak diye ödüm kopuyor abla.
    uğur:nereye?
    yusuf:nereye olursa abla; adana, istanbul... uğraşır çalışırım. bak mekanı da kapattılar, bize ışık yok artık burada.
    uğur:bu böyle olmayacak. burada işin bitti artık, yarın toparlan ve git.
    yusuf:gidemem!
    uğur:neden?
    yusuf:artık sen varsın.
    uğur: ne demek bu?
    yusuf:aşık oldum abla görmüyor musun?
    uğur:kime?
    uğur:kime olacak abla senden başka kim var artık.

    uğur hızlıca odayı terk etmeye kalkar, yusuf elinden tutmaya çalışır.

    yusuf:abla dur gitme!
    uğur:bırak lan gibtirtme ablanı!

    uğur odadan çıkar sinirli bir şekilde. ve kısa süre sonra geri döner.

    uğur:ne istiyorsun sen lan benden?!
    yusuf:senden ne isteyim abla?
    uğur:yavşama lan ne istiyorsun benden?
    yusuf:abla!
    uğur:gibmek mi istiyorsun ulan beni? gibmek mi istiyorsun? gel ulan o zaman köpek gel! gelsene hadi gel! donumu da ben çıkarım istersen, seni mi kırıcam ulan, seni mi kırıcam! o kadar emeğin geçti bana. herkes tadına baktı sen de bak bakalım nasılmış, gelsene lan!
    yusuf:abla yeter artık! yeter.
    uğur:ne yeteri ulan ne?daha başlamadık bile, baştan söylemeyip niye bu kadar sıkıntıya soktun lan kendini? durup dururken bitirim ayakları, kıskanma numaraları, ulan yüzüme 31 çeker gibi baktığını fark etmediğimi mi sandın lan puşt! nereden çıktı lan bunlar?!
    yusuf:sevdim abla, ne kötülük var bunda?
    uğur:ne sevmesi ulan?! ne sevmesi bırak bu film ağızlarını, pekekent!
    yusuf:böyle konuşma abla ne yapayım? sevdim suç mu bu?
    uğur:suç tabi ulan! suç tabi suç! ne sanıyordun? bekir neden kıydı ulan canına? hı? 20 senedir tak kokulu otel odalarında, adını bile bilmediğim şehirlerin gibtirici yollarında ne arıyorum ulan ben! karılarını bile düzemeyen muallaklerin altında ne işim var lan benim! parmak kadar çocuk neyin çilesini çekiyor lan?!
    yusuf:artık olmasın işte!
    uğur:ne olmasın ulan? neyine güveniyorsun ulan sen?! orada artık adamları düzüyorlar haberin var mı? üç kuruş için hepsi sıraya geçmiş veren verene, huur sadece ben miyim sandın lan!
    yusuf:sen birazda kendi kendine yapıyorsun.
    uğur:gibtir şurdan be, ceza verirler olum ceza, hakim kalem kırar hiç düşündün mü hiç? kimi falakaya yıkarlar, kimi huur yapıp, kimi aç öldürürler, kim gözünü kırpmadan beynine sıkar kurşunu. koyun gibi kesilmeyi bekleyen şerefsizler mi? beş paralık düzenleri için hayatlarını peşkeş çeken pekekentler mi? söyle lan kim?

    uğur donunu giyer ve odayı terk ederken yusuf'a döner,(yusuf ağlamaktadır.)

    uğur:yirmi yıl oldu, gidilecek yer kalmadı, söylenecek söz de. istersen gittiği yere kadar gider. istemezsen yarın çek git. bir şey de söyleme!
    Tümünü Göster
    ···
  20. 111.
    -1
    bu kaltakla aynı mahallede büyüdük. mevlanakapı da. babası zabıtaydı. alkolik hasta bi adamdı rahmetli, erkenden de gitti zaten. bu anasıyla yoksul, perişan. bizim tuzumuz kuruydu, hacı babam yapmış bi şeyler. bi de zagor vardı. bizim eski evin kiracısının oğlu. babası filimciydi yeşilçamda. cepçilik, arpacılık, her yol vardı itte. ama sevimli, yakışıklı oğlandı. bizimkine aşık etmiş kendini. ben efendi oğlanım, okul mokul takılıyorum o zamanlar. öylece büyüdük gittik işte. ne tak varsa? hep askerliği beklerdim. dört sene kaldı, üç sene kaldı. sonunda o da geldi gittik. bizde de herkes bunu bekliyormuş; gelir gelmez yapıştılar yakama. ev düzüldü, kız bulundu, çeyiz falan filan... nikahlandık. iki taksi bi dükkan verdi peder. dükkanda koltuk moltuk satardım. bi gün bu huur çıkageldi. hiç unutmam, görür görmez cız etti içim. böyle basma bi etek dizine kadar, çorap yok, üstünde açık bi bluz, saçlar maçlar... pırlanta anlayacağın. şunun bunun fiyatını sordu, dalga geçti benimle. kanıma girdi o gün. tabii taktım ben bunu kafaya. ertesi gün bi soruşturma. dediklerine göre yemeyen kalmamış mahallede. ama asıl zagor a kegibmiş. zagor da kaftiden içerde o sıra. bi gün, süslenmiş püslenmiş; zırt geçti dükkanın önünden. yazıldım peşine. tuhafiyeciye gitti, pastaneden çıktı; minibüs otobüs, geldik sağmalcılar a ; benim içimde bi sıkıntı. işi anladım tabii: zagor u ziyarete gidiyo. bi tuhaf oldum, bini de kıskandım. uzatmayalım çaresiz evlendik ötekiyle. o ara zagor içerden çıktı. sonra bi duyduk; kaçmış bunlar. altı ay mı bi sene mi; kayıp. hep rüyalarıma girerdi huur. o gün dükkana gelişini hiç unutamadım. benimkine bile dokunamaz oldum. sonra bi daha duyduk ki iki kişiyi deşmiş zagor: biri polis, ikisinin de gırtlağını kesmiş. karakolda beş gün beş gece işkence buna. arkadaşlarının öcünü alıyorlar. kaltağa da öyle... önce öldü dediler zagor a, sonra komalık. ankara da oluyor bunnar. bizimki bi gün çıkageldi mahalleye. zagor içerde, en iyisinden müebbet. bi sabah dükkana geldim, baktım bu oturuyo. önce tanıyamadım. anlayınca içim cız etti. cız etti de ne? tornaya değmiş gibi oldu. çökmüş, zayıflamış, bembeyaz bi surat. ama bu sefer başka güzel huur. oranın şarkıları gibi. kalktı böyle, dimdik konuşmaya başladı. dedi para lazım, çok para. zagor a avukat tutacakmış. ilerde öderim dedi. esnafız ya bizde, nasıl? diye sormuş bulunduk. huurluk yaparım dedi, istersen metresin olurum. içime bişey oturdu ağlamaya başladım, ama ne ağlamak... işte o gün bu günden beri bu huuryla tam yirmi yıl geçti. uzatmayalım, zagor a müebbet verdiler. ama rahat durmaz ki bin! ha birini şişledi, ha firara teşebbüs; o şehir senin bu şehir benim, cezaevlerini gezip duruyo. huur da peşinden. sonunda dayanamadım: ben de onun peşinden. önce dükkan gitti, ardından taksiler. karı terk etti, peder kapıları kapadı. yunus gibi aşk uğruna düştük yollara. iş bilmem, zanaat yok. bu durmuyo hiç. ilk yıllar ufak kahpeliklere başladı, sonra alıştı. gözünü yumup yatıyo milletin altına. gel dönelim diye çok yalvardım. evlenelim, pederi kandırırım, zagor a bakarız: yok. kancık köpek gibi izini sürüyo itin. naptı buna anlamadım. kaç defa dönüp gittim istanbul a. yeminler ettim. doktorlar, hocalar kar etmedi. her seferinde yine peşinde buldum kendimi. bi keresinde döndüm, biriyle evlenmiş bu, hamile. beni abisiyim diye yutturduk herife. nedense rahatladım, oh dedim, kurtuluyorum. bu da akıllanmış görünüyo. yüzü gözü düzelmiş, çocuk diyo başka bişe demiyo. sinop ta oluyo bunnar. ben de döndüm istanbul a. doğumuna yakın, zagor bi isyana karışıyor gene. hemen paketleyip diyarbakır cezaevine postalıyorlar. çok geçmeden bizimki depreşiyo gene; o haliyle kalk git sen diyarbakır a, üç gün ortadan kaybol... herif kafayı yiyo tabii. dönünce bi dayak buna: eşek sudan gelinceye kadar. kızın sakatlığı bu yüzden. sonra çocuğu doğuruyo. uzun zaman anlaşılmamış. ortaya çıkınca bi gece esrarı çekip takıyo herife bıçağı. çocuğu da alıp vın diyarbakır a, zagor un peşine. allahtan herif delikanlı çıkıyo da şikayet etmiyo. ben o ara istanbul da taksiden yolumu buluyorum. epey bi zaman böyle geçti. yine her gece rüyalarımda bu. zagor un diyarbakır cezaevinde olduğunu duymuştum o sıra. bi gece bi büyükle eve geldim. hepsini içtim. zurnayım tabi. bi ara gözümü açıp baktım: karlı dağlar geçiyo. bi daa açtım, başımda bi çocuk, kalk abi, diyarbakır a geldik diyo. baktım, sahiden diyarbakır dayım. bi soruşturma. kale mahallesi vardır oranın, bi gecekonduda buldum, malımı bilmez miyim? görünce hiç şaşırmadı. hiç bişe demedik. o gece oturup düşündüm. oğlum bekir dedim kendi kendime, yolu yok çekeceksin. isyan etmenin faydası yok, kaderin böyle, yol belli, eğ başını, usul usul yürü şimdi. o gün bugün usul usul yürüyorum işte.
    Tümünü Göster
    ···